Abdest Gusül Fetvaları
Çorap üzerine mesh caiz mi?
Kurân’a abdestsiz dokunulmaz – Ayet hadis delilleri ile
Gusül kaç kısımdır?
Cünüp kimsenin yemek yemesi veya su içmesi caiz midir?
İğne yaptırmak abdesti bozar mı?
Abdestin farz olan mahallerini yıkayıp geri kalan taraflarınınn terk edilmesi caiz midir?
Gusül yaptıktan sonra, içeride kalan meninin dışarı çıkması
Dişlerin arasında kalan yemek artığı gusle mani midir?
Arının sokması abdesti bozar mı?
Cünüpken saç-sakal-tırnak kesmek
Kolonya abdesti bozar mı?
Diz üstünde uyuyanın abdesti bozulur mu?
Akan Kan abdesti bozar mı?
Elde ve parmakta biriken suyun patlaması abdesti bozar mı
Kulak içinden çıkan kir abdesti bozar mı?
Tükürüknde iğne ucu kadar kan olsa, abdesti bozulur mu?
Burundan gelen akıntıya (sümük) karışan kan abdesti bozar mı?Kulaktan cıkan iltihap ve benzeri şeyler abdesti bozar mı?
Cinsel organa koyulan pamuğun bir kısmı dışarı çıkarsa abdest bozulur mu?
Burnumda kan var, akmıyor, peçeteyi sokup çekince kan geliyor. Abdest bozuldu mu?
Soğan doğrarken gözden akan yaş abdesti bozar mı?
Ağız içindeki kanamayı yutmak abdesti bozar mı
Balgamla beraber gelen kan abdesti bozar mı?
Saç örgüsü gusül abdestine mani midir?
Cünüpken diş dolgusu yaptıran tekrar gusül alması gerekir mi
Geçici diş dolgusunun gusül abdestine bir manisi var mıdır?
Kalıcı dövme gusül abdestine engel midir?
Gusül alırken bir yeri yıkamayı unutan kimse ne yapar
Sivilceden veya yaradan gelen sıvı kesilmeden gusül abdesti alınır mı?
Uzun saçlı erkeğin gusül abdesti nasıl olur
Saç boyası gusle mani midir?
Güneş enerjisiyle ısınan sudan alınan abdest ve gusül alınır mı
jöleli saçla abdest alınıp namaz kılınır mı
Ayaklarında egzama olan bir kimse özürlü sayılır mı?Sabah namazının vakti çıkmak üzere ve kişi cünüp olmuş. Sular kesik olduğu için gusül alma imkânı da yok. Bu durumda kişi nasıl hareket etmelidir?
Çorap mesti kullanmak caiz midir?
Meshin caiz olabilmesinin şartları nelerdir?
Gusül alırken banyoda avret mahallini örtmek gerekir mi?
Abdestte niyet etmenin zamanı
Abdest üzerine abdest mekruh olmaması için
Kaplama mesh nasıl yapılır?
İkindiden ve akşamdan sonra gusül almak mekruh mu?
Abdest yarıda bırakılabilir mi?
Gusülde ilk önce ağzı yıkamakla başlamanın hikmeti nedir?
Gusül almak için önce normal abdest almak gerekiyor mu?
Bir kimse avret yerleri açıkken abdest alabilir mi?
Abdest alırken sakalı nasıl mesh etmek gerekiyor?
Çorap üzerine mesh caiz mi?
ÇORAPLAR ÜZERİNE MESH YAPMAK
Soru: Çoraplar üzerine mesh yapmak caiz midir? Bazıları normal mest olarak bildiğimiz ayağımıza giydiğimiz şeylerden başka bir şey üzerine mesh yapılamayacağını söylüyorlar? Ne dersiniz?
Cevap: Çoraplar üzerine mesh yapmak mutlak anlamda Resulullah Aleyhissalatü vesselam’dan nakledilmiş bir husustur. Nitekim:
“Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) abdest aldı ve çoraplarıyla nailleri üzerine mesh yaptı.” Şeklindeki rivayet bize bunu açıkça göstermektedir. Çoraplar üzerine mesh yapmanın caiz olduğuna delalet eden rivayetler Sahabe’den ona yakın adette kişiden nakledilmiştir. Ancak Resulullah Aleyhissalatü vesselam’ın üzerlerine mesh etmiş oldukları çorap şekli hususunda her hangi rivayet bulunmamaktadır. Yani meselenin bu ciheti mücmeldir/ kapalıdır. Bunun içindir ki Cumhur olarak tabir edilen ulemâ, çoraplar üzerine mesh yapmayı ihtiyaten caiz saymamışlardır.
Hanefi mezhebi bazında meseleyi tahlil edecek olursak İmam Muhammed, hocası Ebu Hanife (Rahimehumallah)’den naklederek “Kişinin na’l leri ve çorapları üzerine mesh etmesinin caiz değidir” diyor. El-Mevsîlî ise bu görüşün İmam Ebu Hanife’nin ilk görüşü olduğunu naklediyor. İmameyn ise çoraplar üzerine mesh yapmanın belli şartlarla birlikte caiz olabileceğini söylüyor. Bu şartları zikretmek gerekirse:
1. Kalın olup altını vasfetmemesi (Bu şart İmameyn için yeterli olan bir şarttır. Başkasına gerek yoktur.
2. Cildlenmiş veya na’llenmiş olması: Bu şart İmam Ebu Hanife’ye göredir. Zira bunun aksini düşünecek olursak, yani üzerine mesh yapılacak olan çorabı tabanı çakılmamış şekilde farz edecek olursak bu şekildeki bir çorap ile dört-beş kilometre yol yürümek mümkün olmadığı için ince çorap hükmünde olacağından mesh caiz olmayacaktır. Veya altına su geçirmeyecek derecede deriden olmadığını farz edecek olursak bu şekildeki bir çorap da aynı hükme tabi tutulacağından üzerine yapılan mesh caiz olmayacaktır.
Mezhepte fetva ise İmameynin kavli üzeredir. Yani üzerine mesh yapılacak olançorabın altına suyu ulaştırmayacak derecede kalın olması durumunda mesh yapmak caiz olacaktır. Bu şekildeki bir çorap da zaten isimde çorap olup hakikatte mest hükmünde olacaktır. İmam Ebu Hanife’nin de bir rivayette vefatından yedi, diğer bir rivayette üç gün önce İmameyn’ in sözüne döndüğü rivayet edilmektedir. Allahu A’lem…
ÖMER FARUK KORKMAZ HOCAEFENDİ (Yavuz Sultan Selim Gençlik Derneği)
—————————————
Ebu Davud, Sünen, No: 159, İbn Mace, Sünen, No: 559
El-Mevsili, el-İhtiyar, I/ 94 Er-Risaletu’l-Alemiyye, Beyrut-Lübnan 2009 B.1
Rivayetlerin tamamı ve tahlilleri için Bkz. Cemaleddin el-Kâsimî, el-Meshu Ale’l-Cevrabeyn, s. 23’ten… el-Mektebu’l-İslâmî, Beyrut-Lübnan 1979 B.III
Nureddin Itr, İ’lamu’l-Enâm, I/ 187 Daru’l-Farfur, Dimeşk, 1998, B.8
El-Mevsili,a.g.e., a.y.
Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Kitabu’l-Asl, I/ 100 Alemu’l-Kütüb, Beyrut, 1990 B.I Burhanuddin el-Merğinani, el-Hidaye, I/ 37 Daru’l-Erkam, Beyrut-Lübnan
Es-Serahsi, el-Mebsut, I/ 102, Daru’l-Marife, Beyrut-Lübnan
El-Kudûrî, Muhtasar, s. 146 (Tashih ile) Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 2002 B.I
Bkz. Ali el-Kari, Fethu Babi’l-İnaye, I/ 107 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 2009, B.1
.
Kurân’a abdestsiz dokunulmaz – Ayet hadis delilleri ile
İnsanların cahil bırakılmasıyla birlikte türetilen hocalar sayesinde Müslümanlar daha Kuran’a abdestli dokunulupp dokunulmayacağını bilmez hale geldiler. Kendi uydurduğu mezhebi empoze etmeye çalışan sapıklar da halkın bu cehaletinden istifade ederek “çok derin bir ilim sahibiymiş” gibi kasıla kasıla inkar edebiliyorlar.
Bunlardan birisi de “Mushafa yani Kur’ana abdestli dokunmak” meselesidir.
KUR’AN-I KERİMDE YOK(!)
Kuran-ı Kerim’de bulunan abdest ayetinde “namaza kalktığınız zaman”buyruluyormuş, başka bir şey için abdest alınması icap etmezmiş.
Aşağıda bu konudaki ayeti açıklayacağız ama oldu ki, Kuran’da “abdestsiz dokunmayın” diye bir ibare bulamadık. Ne yapacağız? Kuran’da bulamadık diye kendimize helal mi sayacağız? Kur’an-ı Kerimde içki içmek yasaktır ama içkiyi satmanın haram olduğunu alenen bildiren bir ayet yoktur. Buna göre içki satmak caiz midir? Kadın pazarlamayı alenen yasaklayan bir ayet yok diye caiz diyebilir miyiz?
Bid’at ehli böyle sorular karşısında susup kalırlar, cevap veremezler…
Daha önce çok defa bu konuyu ihvanlar.net sitemizde yazdık. Rabbimiz, Kuran’ında hep Resulüne yönlendiriyor. O ne verdiyse alın, O’na itaat edin, O’na isyan etmeyin, O’na isyan Allah’a isyandır, O’na itaat Allah’a itaattir buyuruyor…
“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab 36)
“Resul size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının, Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 7)
Daha fazlasına BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ
Dolayısıyla biz Kur’an-ı Kerimde bulamadığımız bir şeyi de eğer Resulüllah’ta görüyor isek ve O’nun bu konuda bir emri varsa göz ardı edemeyiz. Bu bir Müslümanın takınacağı tavır değildir. Bu konudaki hadisten delilimiz de ileri de gelecektir…
ULAŞILMAZ BİR KİTAP HALİNE GETİRİLMİŞ!
Kuran okumak için abdest almak “farz denilerek” ulaşılmaz bir kitap haline getirilmiş. Abdest gibi şartlar konularak halktan uzaklaştırılmış.
Ne yani! İnsanlara yakınlaştırmak, kolaylaştırmak için dini tahrip mi edeceğiz? Buna kimin yetkisi var?
Elbette yok… Yani bu çok saçma bir iddiadır ve sözde Kuran’ı sahiplenme adına çıkarılan aptalca bir söylentidir.
YAHUDİLER’DEN GELDİ İDDİASI
Bu Yahudilikten bizim dinimize geçen bir adetmiş. Yahudiler Tevrata kendi abdestlerini almadan dokunmazlarmış!
Daha önce bir hususun altını çizmiştik. Usul-ü Fıkıhta geçtiği üzere Allahu Teala ve Resulü neshetmediği, kaldırmadığı ve bizlere aktardığı müddetçe o bizim şeriatımızda da olabilir. Namazda ilk zamanlar Kudüs’e dönülmesi gibi. Orucun bizden öncekilere farz kılınması gibi. Şimdi Yahudilerde de var diye namazı mı bırakacağız? Bu bir itiraz sebebi olabilir mi? Olamaz… Ama adam insanları ikna etmek için Yahudi düşmanlığını kullanarak böyle akıl dışı bir iddiada bulunuyor…
Kur’an, Ahmet ağanın Mehmet ağanın değil Rabbimizin kelamı olması hasebiyle hürmete layık olan bir kitaptır. Abdest alınmasının emredilmesi ona olan hürmetin bir gereğidir. Ama Tirmurtaş Uçar Hocaefendi’nin dediği gibi hayvan kadar bile şuuru olmayan bazı hoca müsveddeleri Kuran’ı Kerimi herhangi bir kitap konumuna indirmek istiyor olabilirler. Şuurlanarak onlara çok ağır bir tokat vurmuş olacağız. Çünkü onlar cehaletten besleniyorlar…
KURAN’A ABDESTSİZ DOKUNULMAZ – AYET VE HADİSTEN DELİLLERİMİZ
Abdest ayetinde “Kuran’a dokunulmaz” ifadesi geçmiyor diye “Kuran’da yok”diyenler bu konuda delil olan şu ayetleri de çarpıtma peşine düşmüşlerdir.
Vakıa suresi
77. O, elbette değerli bir Kur’an’dır.
78. Korunmuş bir kitaptadır.
79. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.
80. Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.
“Ona ancak tertemiz olanlar dokunabilir”
Burada iki görüş var.
1- “ona” ifadesinin bir önceki ayette belirtilen “levhi mahfuza” işaret ettiği
2- “ona” ifadesinin “Kur’an-ı Kerime” işaret ettiği
1. manaya göre Kur’an korunmuş bir kitaptadır ve ona temiz olmayanlardan yani meleklerden başkası yani şeytanlar dokunamaz.
2. manaya göre ise Kur’an-ı Kerime gusül ve abdesti olmayanlar dokunamazlar.
Değerli kardeşlerimiz birinci manayı verenler olmuş ise de ikinci mana çok daha kuvvetlidir ve Müfessirlerin çoğu bu ayetin “Kuran’a abdestsiz dokunulmayacağına delil” olduğunu kabul etmişlerdir.
Çünkü Kur’an-ı Kerim bir bütündür ve bütün olarak ele alındığı takdirde hükümleri anlaşılmaktadır. Bakınız abdest ve teyemmümü emreden ayet-i kerime de nasıl bir ifade geçiyor:
“Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” (Maide 6)
TEMİZLENİN VE TEMİZ OLANLAR DOKUNUR
Allahu Teala bu ayet-i kerimesinde insanlar için “tertemiz” ifadelerini kullanıyor ve abdest ile teyemmüm alınarak “tertemiz” olunmasını emrediyor. Vakıa suresinde de aynı ifade ile “tertemiz olanların” dokunabileceğini buyuruyor.
Sadece bu bütünlükten bile tertemiz olanların abdest alanlar olduğu ve Kur’an-ı Kerime tertemiz olanların el sürebileceği manası anlaşılmaktadır.
Yani formülünü şu şekilde yapalım:
Maide 6: Abdest-teyemmüm alın ve TERTEMİZ olun
Vakıa 79: O’na ancak TERTEMİZ olanlar dokunabilir…
Evet bu çok önemli ayrıntıya ileride yine dikkat çekeceğiz ama bizim Kur’an-ı Kerimi şerh eden, Şeriatın açıklayıcısı ve yaşantısıyla öğreticisi bir Peygamberimiz var.
Dinin nasıl yaşandığını canlı olarak gösteren peygamber Efendimizin de bu ayet-i kerimeyi destekleyen hadis-i şerifleri mevcuttur. Bu sebeple ayet daha kuvvetli bir delil olmaktadır.
İbn Ömer, “Kur’ân’a, sadece temiz olduğun zaman dokun” demiştir. Bir de, Rasulullah (Sallallahu aleyhi v sellem) Amr b. Hazm’a yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunmasın” yazmıştır.Kurtubî, 17/225; Mâlik b. Enes, Muvatta, K. el-Kur’ân 15/1; Darimi, Talak: 3; Taberani, El-Mecmuu’l-Kebir, Beyhaki, es-Sünenü’l-Kübra, Darekutni, Sünen, Hakim el-Müstedrek,Darimi, Sünen,no:2266, Beyhaki,Ma’rifetü’s Sünen,no:217,Süneni’l Kebir,1/87,1/309, Ebu Davud, Merasil,no:93,Mesahif,no:739, Bağdadi,Şerhu’s Sünne, no:275,Tefsir,no:1726, İbn Abdilberr,et-Temhid,17/397, İbn Hibban, Sahih,no:6559, Darekutni,Sünen,no:433,429,
434, Heyseme,Tarih,no:2367, Hakim,el-Müstedrek(‘ te sahih dedi),3/482, Malik, Muvatta,no:468, Tahavi, Ahkamu’l Kur’an’i’l Kerim, no: 144,İbn Hacer, Metalibü’l Aliyye, no:89, İthafu’l Mehera,no:4327.- Begavi,Tefsir,no:2119, c.5/sh. 20, İbn Kesir, c.8/sh.32, Suyuti, Durrü’l Mensür, c.8/sh.28 )
Ne Peygamberimizden, ne sahabeden ve de ashabından bunun hilafında bir beyanat yoktur…
KUR’AN-I KERİMDE TEMİZ OLANLAR KİMLER?
Kur’an-ı Kerimin diğer hiçbir yerinde meleklerden “tertemiz” gibi ifadeler ileBAHSEDİLMEZ. Tam aksine Kur’an-ı Kerimin bir çok yerinde insanların “tertemiz” olmasından bahsedilmiştir.
Ahzab 33. Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemizyapmak istiyor
Zümer 73. Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedi kalmak üzere buraya girin.”
Ali İmran 164. Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Tevbe 108. Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever
KUR’AN-I KERİM DE TERTEMİZDİR
Beyyine
2. Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
3. O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır.
abese
11- (Habîbim!) Hayır! (Bir daha böyle bir şey yapma)! Şüphesiz ki o (Kur’an ayetleri, kendisiyle amel edilmesi gereken) büyük bir öğüttür!
12- Artık dileyen onu düşünüp öğütlenir (veya onu ezberler)!
13- (O Kur’ân, Allah tarafından) değerli kılınmış (Levh-i Mahfûz’daki) pek kıymetli birtakım sahifelerdedir.
14- (O sayfalar ki; yedinci kat semada) yükseltilmiş ve (şeytanların ulaşmasından ve Allah kelâmı dışındaki her şeyden) tertemiz kılınmış
İNKARCILAR KÖŞEYE SIKIŞIYOR
Bakınız
Vakıa 80. ayette: “Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.” Buyruluyor
Abese 13-14. ayette: “tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir” buyruluyor
Maide 6. ayette Gusül ve abdest alanların tertemiz olduğunu buyuruyor
Vakıa 79. ayette de “Ona ancak tertemiz olanlar dokunabilir” buyuruyor.
Peygamber Efendimiz de: “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunmasın”buyuruyor…
Bütün bunlardan Rabbimizin katından indirdiği ve tertemiz olduğu beyan edilen bir Kitab’a, tertemiz olan insanların dokunabileceği açıkça anlaşılıyor…
Eğer inkarcıların iddia ettiği gibi “kutsal olan sadece ayetlerin maneviyatları” olsaydı Peygamber Efendimiz de böyle buyurmazdı. Demek ki önemli olan şey, Mushaf-ı şerife abdestsiz bir şekilde dokunulamamasıdır. İçerisinde Rabbimizin kelamının yazılı olması başlı başına bir sebeptir…
Peki, bu inkârcı sapıklar, tertemiz olan ve Rabbimizin katından indirilen ayetlerin içinde bulunduğu bir kitaba nasıl olur da “cünüp ve abdestsiz” olan bir insanın dokunmasına fetva veriyorlar ve hatta “oku sevap alırsın” diyerek insanları kendi bataklıklarına çekebiliyorlar?
Kimisi de eline aldığı usb bellekle “işte bunda da Kur’an yüklü, buna da mı abdestsiz dokunmayacağız” diyerek alay etmekte… Bunlar mürekkeb ile yazılmış olanı, “sanal” olandan ayırt edemeyecek kadar da mı ahmak ve cahil?
Rabbimiz şerlerinden Ümmet-i Muhammedi muhafaza eylesin… Amin..
www.ihvanlar.net
.
Gusül kaç kısımdır?
Üç kısımdır: 1- Farz: Cünüplük, hayız ve lohusalık gibi hallerden dolayı yıkanmak gibi. 2- Sünnet: Cuma ve bayram namazları ile ihrama gireceğinde ve bir de Arafat’ta vakfe yapacağında boy abdesti almak sünnet bulunmaktadır. 3- Mendup: Hacamat olduğunda, ölü yıkayacağında, Berat ve Kadir gecesi gibi kandil gecelerinde alınan boy abdesti mendub veya müstehab diye adlandırılmaktadır.
.
Cünüp kimsenin yemek yemesi veya su içmesi caiz midir?
Mekruhtur. Üzerinde bu hal devam ederken yiyip içmek mecburiyetinde kalan kimse, önce elini ve ağzını yıkamalı, sonra yiyip içmelidir. Zira ağzını yıkamadan yiyip içmek tenzihen mekruhtur. Bunun sebebi ise, cünüp ağzı ile içilen şeyin “kullanılmış su” hükmünde olmasıdır. Kullanılmış bir suyun içilmesi ise mekruh görülmektedir.
İğne yaptırmak abdesti bozar mı?
İğne damardan yapılacak olursa enjektöre kan çıkınca bozulur. Zira kan, iğnenin girdiği deliğin ağzından dışarı çıkmış olmaktadır. Tekrar içeriye iadesi ise hükmü değiştirmez. Adale veya deri altına vurulduğu zaman hiç kan çıkmaz ise abdest bozulmaz.
.
Abdestin farz olan mahallerini yıkayıp geri kalan taraflarınınn terk edilmesi caiz midir?
Asla böyle bir şey doğru ve caiz değildir. Onların faydası olmasaydı Peygamber Efendimiz terk ederdi. Sünnetlerin ihmali, bid’atların ihyasına ve çoğalmasına yol açar. Bundan dolayı, her zaman ve hele asrımızda sünnetleri ifada azami gayret göstermelidir.
.
Gusül yaptıktan sonra, içeride kalan meninin dışarı çıkması
Soru: Gusül yaptıktan sonra, içeride kalan meni, şehvetsiz olarak tenasül uzvundan dışarı çıksa gusül icap eder mi?
Cevap: Gusletmeden önce idrar yapmış, en az 40 adım yürümüş veya biraz uyumuşsa, tekrar gusle lüzum yoktur. Ama bunların hiçbirini yapmadan gusletmiş ve ondan sonra meni gelmişse yıkanmalıdır.
.
Dişlerin arasında kalan yemek artığı gusle mani midir?
Dişteki yemek artığı suyu emip altına geçirecek kadar yumuşak ise, gusle bir engeli yoktur. Fakat dişteki yemek artığı katılaşıp suyu altına geçirmeyecek nitelikte ise, gusle manidir.
.
Arının sokması abdesti bozar mı?
Arı sokması sonucu dışarıya yayılarak/dağılarak kan çıkmazsa, abdest bozulmaz.
.
Cünüpken saç-sakal-tırnak kesmek
Cünüp bir kimsenin saç, sakal, tırnak ve vücut kıl-tüy temizliğini yapması haram olmamakla birlikte mekruhtur.
Bu nedenle çok özel bir sebep yoksa, bu tür temizlikleri gusüllü iken yapmak gerekmektedir.
İnsan mükerremdir ve onun mükerrem olan bütün azalarına itina ve saygı gösterilmelidir. Bu, tırnak da olsa, ait olduğu bedenden kirlilik halindeyken ayrılmamalıdır.
Bedenden ayrılan parçalar da bu mübarekliğe uygun düşecek şekilde temizken ayrılmalı, temiz olarak toprağa düşmelidir. Mükerrem insanın parçası kirli ve pis olarak ayrılıp da kalmamalıdır.
İmam-ı Gazali Hazretleri İhyâü Ulum ed-Dîn kitabında şöyle diyor: Cünüp olan kimsenin tırnak kesmesi, tıraş olması, etek ve koltuk altını temizlemesi, kan aldırması veya vücuttan herhangi bir parça kopartması uygun değildir. Çünkü âhirette bütün vücut geri döneceğinden yıkanmadan kesilen veya tıraş olunan şey cünüp olarak dönecektir.
Öyle ise beden temizken ayrılsın ki, bedene yine temiz olarak dönmüş sayılsın… Şayet beden kirli iken ayrılırsa kirli olarak dönmüş sayılacaktır.
.
Kolonya abdesti bozar mı?
Alkol, necis yani pis değildir. Bu sebeple alkol, değdiği yeri necis yapmaz.
Alkolün haram olması temizlik-necaset yönüyle değil, içildiğinde sarhoş edici özellikte olmasıdır.
Bundan ötürü içerisinde alkol bulunan kolonya kullanılması abdesti bozmaz ve namaza da mani değildir.
Oruçluyken kolonya kullanılmasının oruca bir zararı yoktur.
.
Diz üstünde uyuyanın abdesti bozulur mu?
Bir yere yaslanmadan diz üstüne oturarak uyumak abdesti bozmaz
.
Akan Kan abdesti bozar mı?
Akan kanın abdesti bozup bozmayacağı mezheplere göre farklılık göstermektedir. Her mezhebin dayandığı delilin (hadisin) farklı olması, bu farklılığa sebep olmaktadır. Müçtehitler arasındaki bu ve benzeri görüş ayrılıkları ümmet hakkında rahmet olmaktadır. Müslümanlar kendi mezheplerinde çözümü olmayan bir mesele hakkında, zaruret halinde, diğer bir hak mezhebin ruhsatı ile hareket edebilir ve böylece sıkıntıdan kurtulurlar.
İdrar ve dışkı yollarından olan kanamanın abdesti bozduğunda, herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. Vücudun diğer azalarından akan kan konusunda görüş ayrılıkları vardır.
Hanefi mezhebine göre önden veya arkadan kan çıkması halinde abdest bozulur.1Bunun haricinde ağız, burun veya bedenin diğer herhangi bir uzvundan kan, irin veya cerahat gibi şeylerin çıkması da abdesti bozmaktadır.2 Şöyle ki, ağızdan çıkan akıcı kan tükürükten daha çok veya eşit ise, abdesti bozar, değilse bozmaz. Bu, renginden anlaşılır. Diğer uzuvlardan çıkan bir kan ise, çıktığı yeri geçip yanlarına yayılınca abdesti bozar, yoksa iğne ucu gibi çıkıp da yerinde kalan bir kandamlası abdeste mâni değildir. Böyle bir kanın el veya pamuk ile silinmesi abdeste zarar vermez.
Yaradan çıkan irin, sarı su hakkında da hüküm böyledir. Diğer bir görüşe göre ise, bunlar abdesti bozmaz.
Hanbelî mezhebine göre ise Hanefi mezhebinden farklı olarak akan kanın çok miktarda olması şartı vardır.
Şafiî ve Maliki mezhebine göre önden ve arkadan başka herhangi bir uzuvdan gelen kan, irin ve sarı su ile abdest bozulmaz.
dipnot
(1) Ebu Dâvud, Taharet: 109, 115; Nesâî, Taharet: 137, Hayız : 6
(2) Muvatta, Taharet, 46, 47; Zeylai, Nasbu`r-Raye, 1/38; Şevkani, Neylu`l-Evtar, 1/187;ed-Dârekutnî, es-Sünen: 157; Zeylai, Nasbu`r-Raye, 1/37; Zeylai, Nasbu`r-Raye, 1/44; Şevkani, Neylu`l-Evtar, 1/189
.
Elde ve parmakta biriken suyun patlaması abdesti bozar mı
Parmaklarda ve ellerde su toplandığı zaman bunların patlaması sonucu çıkan su abdesti bozar.
.
Tükürüknde iğne ucu kadar kan olsa, abdesti bozulur mu?
Tükürüğe karışan kanın abdesti bozup bozmadığıyla ilgili hüküm şöyledir:
Ağızdan çıkan akıcı kan tükürükten daha çok veya eşit ise, abdesti bozar, değilse bozmaz. Bu, renginden anlaşılır.
Kanın pıhtılaşmış olması hükmü değiştirmez.
.
Burundan gelen akıntıya (sümük) karışan kan abdesti bozar mı?
Burundan gelen akıntıya (sümük) karışan kanın abdesti bozması hükmü tükürüğe karışan kanın hükmü ile aynıdır.
Yani burundan gelen kan, akıntıdan daha çok veya eşit ise, abdesti bozar, değilse bozmaz. Bu, renginden anlaşılır.
XXX
.
Kulaktan cıkan iltihap ve benzeri şeyler abdesti bozar mı?
Eğer bu çıkan şeyler akıcı ise, abdest bozulur. Fakat akıcı olmayıp kulak kiri gibi katı ise, abdest bozulmaz.
.
Cinsel organa koyulan pamuğun bir kısmı dışarı çıkarsa abdest bozulur mu?
Pamuğun-peçetenin bir kısmının dışarı çıkmasıyla abdest bozulmaz. Burada önemli olan ıslaklığın dışarı çıkıp çıkmadığıdır. Yani pamuğun ıslak kısmı dışarı çıkarsa, abdest bozulur.
Tamamının çıkması halinde ise kişi ihtiyaten abdestini tazelemelidir. Çünkü kişinin bunu ayırt edebilmesi zordur.
.
Burnumda kan var, akmıyor, peçeteyi sokup çekince kan geliyor. Abdest bozuldu mu?
Burunda bulunup akmayan kan abdesti bozmaz. Fakat burna sokulan peçete-pamuk kanlanırsa, kan akıcı niteliğe geçtiği ve dışarıya çıktığı için bu durumda abdest bozulur. Böyle bir kan necistir.
.
Soğan doğrarken gözden akan yaş abdesti bozar mı?
Soğan doğrarken gözden akan yaş abdesti bozmaz.
Bir hastalıktan dolayı olmaksızın gözden akan su ve ağlamak, abdesti ve namazı bozmayan şeylerdendir.
.
Ağız içindeki kanamayı yutmak abdesti bozar mı
“Abdest bozmada ağız içi vücudun içinden sayılır” görüşü olmakla birlikte ihtiyaten böyle bir durumda abdestin bozulduğunu kabul etmek en uygunudur.
Ayrıca bu durumda necis olan kan isteyerek yutulduğu için kişi günahkar olur
.
Balgamla beraber gelen kan abdesti bozar mı?
Ağızdan çıkan akıcı kan balgamdan daha çok veya eşit ise, abdesti bozar, değilse bozmaz. Bu, renginden anlaşılır.
Kanın pıhtılaşmış olması hükmü değiştirmez.
.
Saç örgüsü gusül abdestine mani midir?
Saç örgüsü gusülde erkeklere mani, kadınlara ise mani değildir.
Gusülde, vücutta iğne ucu kadar olsun, kuru bir yer kalmaması esastır. Fakat suyun saç diplerine ulaşması şartıyla kadınların aşağı doğru sarkan saçlarının mutlaka yıkanması gerekli değildir. Erkeklerde ise sarkmış olsun-olmasın saçın tamamının yıkanmış olması şarttır.
.
.
Cünüpken diş dolgusu yaptıran tekrar gusül alması gerekir mi
Diş dolgusu gusle engel değildir. Çürümüş bir dişe dolgu yapılabilir, dolgu tutmazsa kaplama yapılabilir, bunun gusle engel hiçbir yönü yoktur. Diğer bir mezhebi taklit etmeye gerek yoktur. Hanefî mezhebine mensup bir kimse dişine kaplama veya dolgu yaptırdığı zaman, yaptırdığı bu kaplama veya dolgu asıl diş hükmüne geçer ve kaplama veya dolgunun altında kalan asıl diş, “ağzın zahiri” hükmünden çıkar; yıkanmaması guslü iptal etmez.
Dişle ilgili bu tür işlemleri yaptırırken abdestli bulunmak da şart değildir. Mezkûr dişlerde gusül vazifesi, zahir-i beden, bedenin dışı hükmünü alan dolguya ve “kurun”a intikal ederek, bunları yıkamakla tahareti tamme, tam temizlik meydana gelmektedir.
Bununla birlikte bu tür işlemlerin imkan dâhilinde temiz iken yapılması daha uygundur.
.
Geçici diş dolgusunun gusül abdestine bir manisi var mıdır?
Geçici veya kalıcı diş dolgusunun gusle bir manisi yoktur.
.
Kalıcı dövme gusül abdestine engel midir?
Öncelikle gusül için var olan bu hassasiyetin aynı şekilde dövme yaptırmanın hükmüyle ilgili de olması gerekmektedir.
Dövme yaptırmak caiz olmayıp haramdır. Dövme, yaratılışta vücutta olmayan bir şeklin, motifin, resmin vücut derisine iğneyle bir tür kazıyarak, hayat boyu kalacak şekilde işlenmesi demektir.
Dinimizde insanın yaratılışından gelen özellik ve şeklini değiştirmek, yani fıtratı değiştirmeyi hedef alan müdahaleler ve tasarruflar haramdır. Dinimiz, insanın tabii yaratılışını gereksiz yere bozan müdahalelere izin vermez. Dövme yaptırmak ALLAH’ın insana koyduğu fıtratı beğenmeyip değiştirmek manasını taşımaktadır. Bu sebeple dövme yasaklanmıştır. Dövme; hem eziyet, hem de ALLAH Teâlâ’nın yarattığı güzel sureti değiştirip bozmak olduğu için çirkin bir harekettir. İnsanları bu kötü işe teşvik eden şeytandır.1
Dövme yaptırma, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hadis-i şeriflerinde yer alarak yapılması şiddetle yasaklanıp lânetlenmiştir. Ebû Hüreyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
“İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana da ALLAH lânet etsin!”2 buyurdular.
Ebu Cuheyfe (R.A.) den rivayete göre:
“Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz kan mukabilinde alınan bedelden, köpek bedelinden, fuhuş kazancından men etti. Dövme yapanı, dövme yaptıranı, faiz yiyeni, faiz yedireni ve musavvirleri lanetledi.”3
Bu sebeple bazı âlimler dövme yaptırmayı büyük günahlardan saymışlardır. Lânet edilen bir hareketin ne derece kötü olduğu ortadadır. Hadis-i şerifte sadece kadınların zikredilmesi, bu hareketin bilhassa kadınlar arasında yaygın olmasından dolayıdır. Kadınlar için yasak olunca erkekler için de yasak olacağı tabiidir.
Yasağın bu derece şiddetli olması özellikle ALLAH Teâlâ’nın yarattığı tabii güzelliği beğenmeyip bozmaya kalkışmaktan dolayıdır. İslâmiyet insan tabiatına en uygun din olduğu için insanların her hal ve hareketlerinden daima tabii olmalarını, suni ve sahte hareket ve fiillerden sakınmalarını istemektedir. İnsanın şekli fıtrîdir. ALLAH Teâlâ’nın bahşettiği bu tabii şekil ve güzelliğin üstünde bir güzellik var mıdır?
Dövme günümüzde maalesef yaygın haldedir. İnsanın tabii halini bozup zaman zaman çok gülünç ve iğrenç hallere girmesi günümüzde çokça görülmektedir. Ruh ve ahlâk güzelliğinin değerini kavrayamayanlar, kendilerini iman, ilim ve edeple süsleyecekleri yerde, çürüyüp toprak olacak fâni vücutlarını süslemekle meşguldürler.
Dövme, insanın asaletine ve saygınlığına uygun değildir. Dövme İslâm toplumunun bir geleneği ve örfü değil; yabancı kültürlerin bir örfüdür. Yabancı kültürlerin insan fıtratına uygun olmayan uygulamalarını taklit etmek ise, her zaman, arkasından başka olumsuz tavırlara ve gelişmelere de kapı açma riski taşımaktadır.
Dövme yaptırmak guslün sıhhatine engel midir sorunuza gelecek olursak;
Dövme derinin dışına değil, içine yapılan bir muamele olduğundan, abdeste, gusle ve ibadete mâni teşkil etmez. Çünkü abdestte ve gusülde farz olan, derinin dışını yıkamaktır. Dövme yapılmış bir vücuda gusül abdesti aldırılması anında gusül suyunun cildin, yani vücudun üzerinden geçmesiyle ıslanma şartı yerine gelir.
Bilmeyerek, cahillikle dövme yaptıran kardeşlerimiz bu durumda nasılsa gusle engeli yok diyerek vücutlarında dövmelerin kalmasına izin verebilirler mi?
Bir hata sonucu yaptırılmış dövmenin mümkün olan en yakın zamanda silinmesi “vücut” adlı eserin tek sahibi olan Yüce ALLAH Teâlâ’nın hilkatine, yaratışına duyulan saygının ve kulluğun gereğidir.
Ayrıca âlimler, dövme yapılan yerin necis olduğuna hükmederler: Zira orada akan kan hapsolmuş ve kurumuştur. İmkân olduğu takdirde ortadan kaldırılması gerekir, yaralama pahasına da olsa temizlenmesi vaciptir. Ancak temizlik işleminin onarımı güç yaralanmaya sebep olacağından veya uzvun zarara uğrayacağından korkulursa, olduğu şekilde kalması da caizdir. Dövme yaptırmış olmanın günahından kurtulmak için samimi bir şekilde pişman olup tövbe edilmelidir.
Bu meselede kadın ve erkeğin hükmü aynıdır.
dipnot
(1) Nisâ Sûresi:118,119
(2) Buhârî, Libas:86, Tıbb:36; Müslim, Libas:119, NO:2124; Nesâî, Zinet:25, 8/148
(3) Buhârî, Büyû:113, 25, Libas:86, 96; Ebu Davud, Büyû:65, NO:3483
.
Gusül alırken bir yeri yıkamayı unutan kimse ne yapar
Ağzını veya burnunu yıkamadığını veya bir uzvunun kuru kalmış olduğunu sonradan anlayan kimsenin yeniden gusletmesi gerekmez. Sadece bu uzuvları yıkaması yeterli olur. Eğer arada farz bir namaz kılmış ise, onu iade etmesi gerekir.
Bunun dışında aradan bir namaz vakti kadar süre geçmiş ise, guslün tekrarlanması gerekir görüşü de bulunmaktadır.
Kişi imkânına göre bu iki görüşe göre amel edebilir. Mesela misafir gibi tekrar gusül alması zor olan bir kimse ilk görüşe göre hareket eder.
.
Sivilceden veya yaradan gelen sıvı kesilmeden gusül abdesti alınır mı?
“Gusül alırken normal abdest bozucu bir durum meydana gelirse, bunun gusle bir zararı yoktur. Sadece namaz kılınacak ise, gusülden sonra normal abdestin alınması gerekir.” diye bir görüş olmakla birlikte en doğru olan gusül abdestinin baştan alınmasıdır. Çünkü özür sahibi olunmadıkça ister gusül olsun ister abdest olsun, bu esnada abdest bozucu şeylerden uzak kalmak gerekir.
Bu nedenle ihtiyatlı olan, bu tür akıntıları durdurup guslü ondan sonra almaktır. Bu şekilde gusül almak, gusle devam etmek doğru değildir.
.
Uzun saçlı erkeğin gusül abdesti nasıl olur
İster kısa olsun ister uzun olsun erkeğin gusülde saç diplerine suyu ulaştırması gerekmektedir. Zaten kadın için de hüküm aynıdır.
Gusülde saç konusunda kadının erkekten farkı aşağıya sarkmış, uzamış saçların mutlaka yıkanması gerekmediğidir. Yeter ki saç diplerine su ulaşmış olsun. Erkek de ise saçın dibi ve kendisi tamamen suyla buluşmalıdır. Çünkü saç kadın için ziynettir ve uzun olması esastır, erkek içinse böyle bir zaruret yoktur.
.
Saç boyası gusle mani midir?
Burada saç boyasının niteliği önemlidir. Yani eğer kullanılan boya saç diplerinde suyun geçmesine mani bir tabaka oluşturmuyorsa, bunun gusle bir manisi yoktur. Saçlarda oluşan bir tabakanın bir önemi yoktur. Çünkü kadının saçı uzun olduğu için, gusül esnasında saçının tamamını yıkaması şart değildir. Sadece saç diplerinin tamamen ıslanması şarttır.
Erkeklerin saçlarını boyatması ise, mekruhtur. Saçta veya saç diplerinde suyun geçmesine engel bir tabaka oluşturursa, bu durumda saç boyamak kesinlikle caiz olmaz.
.
Güneş enerjisiyle ısınan sudan alınan abdest ve gusül alınır mı
Güneş enerjisiyle ısıtılmış sudan abdest/gusül alınabilir.
İlmihal kitaplarımızda abdestin adabı bahsi altında geçen “abdest suyu güneşte ısıtılmış olmamak” ifadesinde bakır ve benzeri kaplarda açıkta kalıp güneşte ısıtılmış su kastedilmektedir. Yoksa günümüz teknolojisinde güneş enerjisi ile ısıtılan su ile abdest almakta ve bu suyu kullanmakta hiçbir sakınca yoktur.
.
jöleli saçla abdest alınıp namaz kılınır mı
Domuz yağı gibi dinen necis bir ürün içermemesi ve saçta suyun saç diplerine ulaşmasını engelleyecek bir tabaka oluşturmaması şartıyla jöleli saçla abdest alınıp namaz kılınabilir.
.
Ayaklarında egzama olan bir kimse özürlü sayılır mı?
Kişi böyle bir rahatsızlığı sebebiyle özürlü kabul edilemez. Çünkü egzamadan dolayı ayaklarda meydana gelebilecek bir akıntının bez veya sargı ile önlenmesi mümkündür.
.
Sabah namazının vakti çıkmak üzere ve kişi cünüp olmuş. Sular kesik olduğu için gusül alma imkânı da yok. Bu durumda kişi nasıl hareket etmelidir?
Bu durum herkesin başına gelebilir. Herhangi bir şekilde su temin etme imkânı yoksa bu kimse teyemmüm alacaktır.
Teyemmümle namazı kılıp vakit çıkmadan veya vakit çıktıktan sonra gusül alma imkânı bulan kimsenin namazı iade etmesine gerek yoktur. Fakat vaktin sonuna doğru su bulma ümidi olan kimsenin teyemmüm etmeyip beklemesi müstehaptır.
.
Çorap mesti kullanmak caiz midir?
Ayağa giyilen ve mest denilen ve mest hükmünde bulunan şeyler üzerine abdest alınırken mesh edilmesi caizdir. Bu, dinimizin göstermiş olduğu bir kolaylıktan ibarettir.
Deriden yapılan ve topukları örten özel yapılı mest; potin, çizme, aba, terlik ve kalın çorabı da kapsamına alır. Yani bunlarda mest hükmündedirler.
Mest özelliği bulanan çorap üzerine mesh de başka bir kolaylıktır. Özellikle soğuk iklimlerde yaşayan müslümanların giyecekleri kalın, keçeleşmiş, altını göstermeyen ve altına suyu da geçirmeyen çoraplar mest yerine kullanılabilir.
Çorap kalın olunca, onunla yol yürümek de mümkün olur. Günümüzdeki kalın, keçeleşmiş yün çoraplar buna örnek olarak verilebilir. Buna göre, kalın çorapla bir fersahtan (5,5 km.) fazla yol yürümek mümkün olduğu, kendi koncu üzerinde durabildiği, altını göstermediği ya da altına suyu hemen geçirmediği için meshin cevazına fetva verilmiştir.
Özetle, kalın, dayanıklı, yolda yürünebilecek şekilde sağlam çoraplar üzerine mesh caizdir. Suyu geçirecek derecede ince çorap üzerine mesh ise caiz değildir.
Paylaş:
.
Meshin caiz olabilmesinin şartları nelerdir?
Bir meshin caiz olması, şu yedi şartın bulunmasına bağlıdır:
1. Mestler, ayağa abdest için ayaklar yıkandıktan sonra giyilmiş olmalıdır. Bir özür sebebi ile ayağa veya sargısına mesh edilmiş bulunması da yıkama hükmündedir. Bu sebeple bu meshten sonra giyilmiş mestler üzerine meshedilebilir.
2. Mestler, ayakları topukları ile beraber her taraftan örtmüş bir halde bulunmalıdır. Topuklardan kısa mestler, potinler ve benzeri şeyler üzerine mesh yapılmaz.
3. Ayağa giyilmiş mestler ile normal bir şekilde en az bir fersah (yaklaşık 5 km.), yani üç mil (1 kara mili yaklaşık 1609 m.) kadar bir yol yürümek mümkün olmalıdır. Bir mil ise, şer’an dört bin mimarî arşın (1 mimari arşın yaklaşık 76 cm.) mesafedir. Böyle bir arşın ise, yirmi dört parmaktır.
4. Mestlerden her biri, topuktan aşağı kısmında ayak parmaklarının küçükleri nisbetinde üç parmak miktarı delikten, sökükten, yırtıktan beri bulunmalıdır. Şu kadar var ki, böyle bir noksan, ayak parmaklarının uçlarına tesadüf ederse, miktara değil, adede bakılır. Üç parmak görünmedikçe meshe zarar vermez. Aynı şekilde mestlerde üç parmak miktarı sökük bulunduğu halde mestlerin sağlamlığı sebebi ile yürürken bu sökük açılıp görünmezse, meshe zarar vermez. Bir mestteki yırtıklar toplanır, iki mestteki yırtıklar toplanmaz. Bu sebeple bir mestte iki, diğerinde de bir veya iki parmak miktarı yırtık bulunsa, meshe mani olmaz.
5. Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek derecede kalın olmalıdır.
6. Mestler, dışarıdan aldığı suyu hemen içine çekerek ayağa kavuşturacak bir halden beri bulunmalıdır.
7. Her ayağın ön tarafından en az üç küçük el parmağı kadar yer mevcut bulunmalıdır
.
Gusül alırken banyoda avret mahallini örtmek gerekir mi?
Banyo normal bir oda kadar genişse, gusül esnasında peştamal kullanmak banyo adabındandır. Böyle geniş bir banyoda peştamalsız gusletmek mekruh olur.
.
Abdestte niyet etmenin zamanı
Abdestte niyetin vakti, elleri veya yüzü yıkamaya başlama zamanıdır. Abdestin sünneti olan euzu-besmele çekip eller yıkanırken niyet edilir.
.
Abdest üzerine abdest mekruh olmaması için
Abdest üzerine abdest, nur üzerine nurdur. Kişinin abdestli olduğu halde her namaz için ayrıca abdest alması menduptur.
İbnu Ömer (R.Anhümâ)dan rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, Allah bu sebeple kendisine on (misli) sevap yazar.”1 buyurarak müminlerin abdestli bulunmalarını teşvik etmiştir.
Abdest üzerine abdest almanın mekruh olması, sonradan alınan abdestin israf derecesinde olmasıdır. Mesela bir kimse ezana 15 dakika kala abdest alıp namaza hazırlanmış olsun. Abdest bozucu bir şey meydana gelmediği halde bu kimsenin ezana 3-5 dakika kala tekrar abdest alması israf olacağından mekruh olur.
Bu nedenle âlimlerimiz abdest üzerine abdest almanın mekruh olmaması için bir namaz kılınmış veya mekânın değişmiş olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Kişi önceki abdestiyle şeran yapılması istenen bir amel yapmamış ise, yeniden abdest alması israf sayılacağından mekruh olur.
Soruda belirttiğiniz namaz (farz-vacip-nafile) ve tilavet secdesi dışında kişinin ezber olarak Kur’an okumak veya ezan okuyup kamet getirmek veya dini kitapları tutmak veya dînî ilimleri okuyup okutmak veya cenazeyi yıkamak veya takip etmek yahut hiddet ve gazap ateşini söndürmek için abdestliyken abdest alması mekruh olmaz. Çünkü bunlar da mendup abdest sınıfına girmektedir.
dipnot
.
Kaplama mesh nasıl yapılır?
Kaplama mesh yapmak yani başın tamamını bir su ile mesh etmek abdestin sünnetlerindendir. Kaplama meshin sünnet üzere yapılması şöylecedir:
Her iki el tamamen ıslatılır, sonra bu iki elin küçük, orta ve adsız parmakları birbirine bitiştirilir. Ve bu ellerin ayaları yukarı kaldırılıp bu bitişik parmaklar, uç uca gelmek üzere birbirine yaklaştırılır ve bu parmaklar başın ön tarafından enseye kadar çekilir, sonra da iki elin ayaları başın iki tarafına yapıştırılarak ense tarafından başın önüne kadar çekilir. Bu şekilde bütün başın meshi bitmiş olur. Sonra başa değdirilmeyen başparmakların içi ile kulakların dışları ve şehadet parmaklarının içi ile de kulakların içleri mesh edilir. Parmakların arkaları ile de boyna mesh verilir.
Bu şekilde kaplama mesh yapmayıp yeni bir su ile serçe parmağı kullanılarak da kulaklar mesh edilebilir.
İkisi arasında fazilet bakımından bir üstünlük söz konusu değildir.
.
İkindiden ve akşamdan sonra gusül almak mekruh mu?
Bazı kitaplarda ikindiden ve akşamdan sonra gusül almanın mekruh olduğu yazıyor. Bu ne kadar bir süre için geçerlidir?
Böyle bir bilgi doğru değildir. Gusül almanın mekruh olduğu vakit yoktur.
.
Abdest yarıda bırakılabilir mi?
Abdest alırken telefon ya da kapı çalarsa abdest almayı yarım bırakabilir miyiz? Bu şekilde abdest almayı yarım bırakırsak abdesti baştan mı almamız gerekir?
Böyle bir durumda çalan telefon veya zilin önemine göre abdeste ara verebilir, telefon-kapıya cevap verip abdeste kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Fakat abdesti baştan almanız daha faziletlidir.
Çünkü abdest uzuvlarını ara vermeden yıkamak yani vilâ, abdestin sünnetlerindendir. Bazı alimlere göre vilâdan maksat, abdest alınırken ara yerde abdestten başka birşey ile uğraşmamaktır.
Ayrıca Malikîler ile Hanbelîler’e göre dört abdest uzvu arasında fevre, vilâya riayet edilmesi, yani bunların hemen birbiri peşine yıkanılması farzdır.
.
Gusülde ilk önce ağzı yıkamakla başlamanın hikmeti nedir?
Gusle ilk önce ağzı yıkamakla başlamanın hikmeti, gusülde kullanılacak suyun vasfını anlayabilmek içindir. Yani mutlak bir suyun renk, koku ve tadını kaybetmediğini anlamak için gusle ilk önce ağza su alınarak başlanır.
.
Gusül almak için önce normal abdest almak gerekiyor mu?
Gusül almak için normal namaz abdestinin alınması şart değildir. Gusülden önce sünnet üzere abdest alınması guslün sünnetlerindendir.
Gusle önce besmele, niyet ve misvak ile başlanır. Ardından eller, oyluk yerleri yıkanır, bedende meni ve diğer şeylerin eseri var ise, giderilir. Sonra da sünnet üzere abdest alınır ve gusle başlanır.
.
Bir kimse avret yerleri açıkken abdest alabilir mi?
Bir kimsenin avret yerleri açıkken abdest alması sahih yani geçerli olmakla birlikte bu durum edebe ve sünnete aykırıdır.
Unutmayalım ki abdest alırken setri avrete uymak şart değilse de edebe riayet edilmesi açısından gereklidir.
.
Abdest alırken sakalı nasıl mesh etmek gerekiyor?
Yüzü bir kere su ile yıkamak abdesttin farzlarındandır. Sakal başı ile iki kulak arasındaki kılsız yerler de yüzden sayılır. Bu sebeple bunları bir kere yıkamak farzdır.
Sakal sık ise, sadece üstünü yıkamak yeterli olur, altındaki deriye suyun geçmesi şart değildir. Fakat sakal sık olmayıp seyrek ise, altındaki derileri de yıkamak gerekir.
Sakalın çeneden aşağıya uzamış kısmını mesh etmek ve sık olan sakalı bir avuç su ile alt tarafından el parmakları ile hilâllemek ise abdesttin sünnetlerindendir.
Hilâllemek demek, parmakları sakalın içine sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmek demektir
.