ABDEST ALMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKEN HAZIRLIKLAR
İSTİNCA VE İSTİBRA NE DEMEKTİR?
Büyük ve küçük abdestlerden sonra temizlenmeye istinca; küçük abdestten sonra tenasul uzvunda idrar kalmaması için özen göstermeye istibra denir.
Özellikle erkeklerin bu idrar kesilmesine dikkat etmeleri gerekmektedir.Çünkü abdestten sonra bir damla bile sızan idrar abdesti bozar. İstibra için küçük abdestten sonra öksürmek,tenasul uzvunu sıvazlamak,biraz yürümek öteden beri bu yana gelen fıkıh kitaplarındaki tavsiyelerdir.İstibradan sonra tenasul uzvunu yıkama ve o mahalli bir bez ile veya tuvalet kağıdı ile kurulama yapılmalıdır.
ABDESTİN FARZLARI VE FARZ OLMA NEDENİ
Abdestin farz olma nedeni hades varken (abdestsiz iken)namaz kılma isteğidir Bunun delili ise şu ayettir;
"Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktıgınız zaman yuzlerinizi,dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın,baslarınızı meshedip,topulara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)"(el-Maide/6)
'Bu ayette, hades durumu açıkça zikredilmiştir.Bununla birlikte ayet şunu da ifade etmektedir. ''abdestsiz iken namaz kılmak istediginiz zaman...''
Bu ayete göre abdestsin farzları şunlardır:
1-)Yuzun yıkanması:==>>Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüz, alnın en üst tarafından saçın bittiği yerden çene altına kadar ve iki kulak yumuşakları arasında kalan yerdir.
Sakal sık ise yalnız üstünü yıkamak yeterlidir. Sakal seyrek ise altındaki cildin de yıkanması gerekir. Bıyık ve kaşlar hakkındaki durum da böyledir. Sakal altındaki deri görülmüyorsa sık, görülüyorsa seyrek sayılır.
2-)Ellerin dirseklerle birlikte yıkanması:==>>Elleri ve kolları dirseklerle beraber bir kere her tarafına su değecek şekilde yıkamak farzdır. Parmaklarda dar olan ve altına su geçmeyen yüzük varsa, bunun oynatılması ve altına suyun geçirilmesi gereklidir.
3-)Başın dörtte birinin meshedilmesi:==>>Başın dörtte birini kullanılmamış su ile bir defa mesh etmek farzdır. (Şafiilere göre farz olan miktar, bir saç teli de olsa başın bir kısmını mesh etmektir.) Kolların yıkanmasından arta kalan yaşlıkla başın mesh edilmesi caiz değildir. Çünkü bu su kullanılmıştır.
4-)Ayakların topuklarla birlikte yıkanması:==>>Ayakları topuklarla birlikte bir defa yıkamak farzdır. Topuk, ayakların iki tarafında çıkıntı halinde bulunan kemiklere denir. (Şafiilere göre abdestin farzı altıdır. Bu dört farza ilaveten yüz yıkanmaya başlandığında niyet etmek ve abdest organlarının yıkanmasında sırayı gözetmek de farzdır.)
Abdullah b.Ömer şöyle anlatıyor;
Hz Peygamber (s.a.v) ile birlikte Mekke'den Medine'ye dönüyorduk.Yoldan bir suyun başına geldik.İkindi vakti bir grup acele davrandı ve acele acele abdest aldı.Bir müddet sonra biz de yanlarına vardık.Onların topuklarına su değmediği görülüyordu.Bunun üzerine Hz Peygamber (s.a.v.); "Ateşte yanacak şu topukların vay haline ! Abdesti güzel alın !" buyurdu.
Vücut yıkanırken iğne ucu kadar bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilecek,kulaklar ve göbek oyuğun yıkanması gerekir.
Tırnaklar arasında kalan kurumuş çamurların ve göz çapakları gibi şeylerin altları da yıkanmalıdır
Bir özür sebebiyle sünnet olamamış kimsenin,organında toplanmış olan derinin içinin de yıkanması lazımdır.Ancak açılmasında bir zorluk olursa,o zaman içi yıkanmaz.Çünkü bu deri bedenin dışından sayılır.Buraya kadar gelen sidik ile abdest bozulur.
Suyun geçmesini engelleyecek şekilde dişlerin arasında nohut büyüklüğünde sert yemek parçası bulunmamalıdır.Vücudun hiçbir yerinde suyun geçmesini engelleyecek balık pulu veya çiğnenip kurumuş ekmek parçası gibi birşeyde bulunmamalıdır.Çünkü bunların altına su geçmeyince,gusül sahih olmaz
ABDESTİN ADABI VE EDEPLERİ
1-)Abdest suyunun elbiseye sıçramasını önlemek için yüksek bir yere oturmak
2-)İstinca hali dışında kıbleye yönelerek abdest almak
3-)Henüz vakit girmemişken abdest alıp namaza hazır bulunmak.Ancak özür sahipleri abdestlerini vakit girdikten sonra alırlar
4-)Abdest alırken kimseden yardım istememek. Yani abdest ibadetini, kimsenin yardımı olmaksızın bizzat kendi yapmaya çalışmak. Hastalık v.s. gibi başkasının yardımını zarurî kılan özür hâli bundan müstesnadır. Bir de kişi kendisi yardım taleb etmeden, başka birinin ona gönüllü olarak yardım etmesinde de bir mahzur yoktur. Âdâb ihlâl edilmiş olmaz. Nitekim ashaptan bâzılarının, Resûlüllah Efendimize -Resûlüllah'tan bir yardım isteği gelmediği halde- abdest alırken ibrikle su döktükleri ve duâ-yı Nebevîye mazhar oldukları hadîs kitablarında kayıtlıdır. Bu da gösteriyor ki, başkasının gönüllü olarakyaptığı, abdest suyunu hazırlamak ve dökmek gibi herhangi bir hizmeti kabûlde mahzur yoktur
5-)Zaruret olmadıkça abdest alırken konuşmamak. Çünkü dünyevî lâkırdı, insanı abdest dualarını okumaktan alıkor
6-)Abdest almaya kalben olduğu gibi dil ile de niyet etmek ve bu niyeti abdestin evvelinden nihayetine kadar unutmayıp kalbde tutmak
7-)Dar olmayan, altına su nüfuz edebilen yüzüğü oynatmak. Dar olan yüzük, zaten altına suyun geçebilmesini sağlamak için oynatılmalıdır.
8-)Geniş yüzüğü hareket ettirmek.Suyun altına ulaştığı bilinen dar yüzzüklerin ise hareket ettirilmesi müstehaptır.Şayet yüzük suyun altına geçmesini engelleyecek kadar dar ise,bu durumda onu hareket ettirmek farzdır.
9-)Abdest alırken ağıza ve buruna sağ el ile su vermek ve sol el ile sümkürmek
10-)Abdest alırken suyu ne israf derecede fazla ve ne de uzuvlardan, hiç damlamayacak kadar az kullanmak. Yani israf da etmemek, çok da kısmamak... Resûlüllah Efendimiz bir gün Ashaptan Sa'd bin Ebî Vakkas'ı suyu bol bol dökünerek abdest alır halde görmüş ve ona hitaben: - Bu israf nedir ki? demiştir. Sa'd de bunun üzerine hayret dolu bir sesle: - Abdestte israf olur mu ya Resûlâllah? diye sormuştur
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Sa'd'e şu cevabı vermiştir: - Evet, akan bir nehrin kenarında bile abdest alsan, suyu fazla harcadın mı, israf olur..."
11-)Yüzü yıkarken göz pınarlarını yoklamak,abdest suyunu dirseklerin ve topukların yukarılarına eriştirmek
12-)Abdest tamamlanınca kıbleye karşı şehadet kelimelerini okumak.Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir.;"Sizden biriniz abdest alır da abdestini noksansız tamamlar ve sonra;Şahitlik ederim ki Yüce Allah'tan başka ibadet edilecek varlık yoktur;Hz Muhammed (s.a.v) O'nun kulu ve REsulüdür;derse ona cennetin seki,z kapısı açılır.Artık dilediği kapıdan cennete girer"
13-) Abdestin sonunda bir veya birkaç defa "Kadir" süresini okumak
14-) Abdest aldıktan sonra eğer kerahat vakti değilse,iki rekat namaz kılmak
15-) Abdest üzerine abdest almak... Hadîs-i şerîf'te bir kimse abdestli iken bir daha abdest alsa, ona on sevab yazılacağı beyan edilmiştir.
Abdeste devam eden kimseye, yedi hasletin ihsân edileceği rivâyet edilir:
***Melekler onun sohbetine rağbet ederler.
***Kalem ona sevab yazmaktan asla boş durmaz.
***O kimsenin bütün âzaları tesbih ederler.
***Câmi ve cemaatten geri kalmaz.
***Melekler, onu gece karanlığında kendisine isabet edebilecek zararlı şeylerden muhafaza ederler.
***Sekerat hâlinde ölümü kolay olur.
***Cenâb-ı Hakk'ın hıfz ve emânında olur.
ABDESTİN MEKRUHLARI NELERDİR
ABDEST ALIRKEN YAPILAN MEKRUH DAVRANIŞLAR
1:==>>Abdest suyunda israf etmek
2:==>>Abdest suyunu (mesheder gibi) az kullanmak
4:==>>Abdest esnasında dünya kelamını etmek
5:==>>Bir özrü olmaksızın (abdest alırken) başkasından yardım istemek
6:==>>Baş meshini yeni su ile ve üç kere etmek.Yani yeni yeni sularla üç kere meshetmek
ABDEST ALIRKEN YAPILMASI GEREKEN VE SÜNNET OLAN DAVRANIŞLAR
1-)Abdeste başlarken ilk olarak temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak... Eğer eller temiz değilse, onu yıkamak farzdır. Çünkü, eller temizleme âletidir. Başka uzuvları kirletmemesi için öncelikle yıkanması gerekir.
2-)Abdeste "Eûzü - Besmele" ile başlamak... Besmelenin, abdestin başlangıcında, elleri yıkarken çekilmesi gerekir. Unutulsa, sonra hatırlandığında söylense, sünnet yerine getirilmiş olmaz. Çünkü, abdest fiili, yemek fiili gibi değildir. Abdest bütünüyle tek bir fiildir. Halbuki yemekte her lokma bir fiildir. Yemeğin başlangıcında besmele unutulsa da, sonradan hatırlandığında söylense, sünnete riâyet edilmiş olur. Hadîs-i şerîf'te, abdeste başlarken, besmele çekmeyenin abdestinin tam ve kâmil bir abdest olmayacağı belirtilmiştir.
Bir diğer hadîste ise, "abdestini besmele ile alanın her tarafı temiz ve pâk olur. Besmele çekmeyenin ise, sadece abdest yerleri pâklanır" buyrulmuştur. Hanbelîlere göre, abdestin başlangıcında, besmele çekmek vâcibdir. Kasden terkedilirse, abdest bozulur. Unutularak terkedilirse, abdest bozulmaz, ancak sevabı noksanlaşır.Aslında besmele, "her hayrın başıdır." İslâm nişanı olan bu mübârek kelimeyi sadece abdest, namaz gibi ibadetlerde değil, hayırlı ve meşrû' olan her işin başlangıcında söylemek gerekir. Nitekim hadîs-i şerîfte, "Allah'ın ismi ile başlanmamış bütün işlerin hayır ve bereketten uzak, noksan ve kısır kalacağına" işaret buyrulmuştur
3-)Niyet, elleri veya yüzü yıkarken olmalıdır. Niyetten kasıd, abdest aldığının kalben şuurunda olmak ve bilmektir. Dil ile söylenmese bile, kalbde abdest almak arzusunun bulunmasıyla niyet tamam olur. * Mâlikîlere ve Şâfiîlere göre, abdestin başlangıcında niyet etmek farzdır. Şâfiîlerde bunun yüz yıkanırken yapılması gerekir. Hanbelîlere göre ise, niyet, abdestin sıhhatının şartıdır. Niyetsiz abdest sahîh olmaz
4-)Abdestin başlangıcında misvak kullanmak, yani, dişleri temizlemek...
Dişleri olmayan veya dişleri olup da diş etlerindeki rahatsızlık sebebiyle misvak veya fırça kullanmaktan eziyet duyan veya abdest aldığı anda yanında fırça veya misvağı bulunmaya bir kimse, dişlerini ve diş etlerini baş ve şehadet parmakları ile iyice ovalayarak yıkar.
Resûlüllah Efendimizin beyanına göre misvakla dişleri temizleyerek kılınan namaz, diş temizliği yapılmadan kılınan namazdan yetmiş derece daha fazîletlidir
5-)Üç kere mazmaza, üç kere de istinşak yapmak...
Mazmaza, ağzın içini su ile doldurmak ve bu suyu ağızda dolaştırıp ağzın her tarafını ıslattıktan sonra atmaktır.
İstinşak ise; suyu burnun içine çekerek yumuşak yerlerine ulaştırmaktır.
Suyu burnuna nefesle çekmek şart değildir. Burna akıtmak suretiyle de istinşak gerçekleşir. Mazmaza ve istinşak sünnet-i müekkededir. Önce mazmaza, sonra istinşak yapılmalıdır. Ve her biri üçer kere olmalıdır. Her seferinde de ağza ve burna yeni su alınmalıdır. Bu hususlardan biri terkedilirse, bu sünnet yerine getirilmiş olmaz.
Abdestte sünnet olan mazmaza ve istinşak, gusülde farzdır.
6-)Mazmaza ve istinşakda mübalâğa yapılması... Yani mazmazada suyu boğaza kadar vardırmak ve istinşakda suyu burnun katı yerine kadar çekmektir. Oruçlu kimseye mübalâğa gerekmez. Çünkü, boğaza su kaçıp da orucu bozma tehlikesi vardır
7-)Abdesti tertip üzere almak... Yani önce yüz, sonra kollar, sonra başa mesh, kulaklar, sonra da ayakları yıkamak tertibiyle abdest almak... Bu tertibe riayet edilmese de abdest câizdir. Ancak sünnet terkedilmiş olur. Şâfiîler ve Hanbelîlere göre tertibe riâyet farzdır
Yani abdestte yıkanan her âzayı ayrı üç su ile üç kere yıkamak. Bunlardan birinci yıkayış farz, diğerleri sünnettir.
Yani kol ve ayakların önce sağ, sonra sollarını yıkamak. Bu sünnet çift âzalar içindir
9-)El ve ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak.
10-) El ve ayakları yıkarken parmakların arasını hilâllemek, yani parmak aralarını ovmak.
El parmaklarının hilâllenmesi; yıkanmayan elin parmaklarını, yıkanan elin parmaklarının arasına geçirerek ovmaktır. Ayakların hilâllenmesi ise, el parmaklarından birini ayak parmaklarının aralarına sokup ovmaktır. Ayakları hilâllemenin en güzel şekli; hilâllemeye sağ ayağın serçe parmağından başlayarak sol ayağın serçe parmağında bitirmektir. Ayaklar akar suya sokulsa bile, hilâllemek müstahsendir.
11-)Yüz, üç kere yıkandıktan sonra, sık olan sakalı bir avuç su ile alttan hilâllemek... Sakalın hilâllenmesi, sakalın arasına alttan parmak sokularak kılların aşağıdan yukarı doğru ayrılmasıdır
12-) Başın tamamını bir su ile meshetmek.
Buna kaplama mesh denir. Yapılışı şöyledir: Her iki el tamamen ıslatılır. Sonra bu iki elin küçük ve orta ve adsız parmakları birbirine birleştirilerek başın ön tarafına parmak uçları birbirine değecek şekilde yerleştirilir. Ve bu parmaklar başın ön tarafından enseye kadar çekilir. Sonra da iki elin ayaları başın iki tarafına yapıştırılarak ense tarafından başın önüne kadar çekilir. Bu suretle kaplama mesh yapılmış olur.
13-)Kulakları meshetmek...
Kulakları mesh için, ayrı suya lüzum yoktur. Başın meshedildiği ıslaklık ile kulaklar da meshedilir. Kulakların dışı ve arkası baş parmak ile, içi ise şehadet parmakları ile meshedilir. Serçe parmakları da oyuk içine sokulup kımıldatılır.
* Hanbelîlere göre, kulakların içini meshetmek farzdır. Zira onlar, kulağı başa dahil sayarlar.
* Şâfiîlere göre, başa yapılan meshi üç kere tekrar etmek sünnettir
14-)Boynunu iki elin arkası ile meshetmek...
Boğaz meshedilmez. Boynun meshi, el yeniden ıslatılmadan, elin arkasındaki yaşlık ile yapılır
15-) Abdest âzalarını, üstüne su döktükçe ovalamak
16-) Abdest âzalarının yıkanmasına aralıksız devam etmek.
Yani, âzalardan herhangi biri kurumadan diğerlerini de yıkamalıdır. (Buna "vila" veya "müvalât" denir). Ancak havanın sıcaklığı sebebiyle yıkanan âza hemen kurursa, bu sünnet terkedilmiş olmaz.
* Mâlikîlere göre, müvalât, abdestin farzlarındandır
ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR NELERDİR
Abdeste ait önceki alimler5den zamanımıza kadar gelmiş dualar vardır.Her abdest uzvu yıkanırken,onunla ilgili uygun bir dua okunur.Bunlar okunmasa da yine abdest tamam olur,fakat okunmaları iyidir.Şöyle ki;
1:==>>Abdest alacak kimse,abdeste başlarken,"Euzü ve Besmele" çektikten sonra;Yüce Allah'a hamd olsun ki,suyu temizleyici ve İslam-ı nur yapmıştır der
2:==>>Ağzına su alırken;Allah'ım ! Peygamberinin Kevser Havuzundan bana öyle bir kase içir ki,ondan asla susamayayım der
3:==>>Burnuna su verirken;Allah'ım ! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum etme der
4:==>>Yüzünü yıkarken;Allah'ım! Bazı yüzlerin aklanacağı ve bazı yüzlerin kararacağı günde benim yüzümü ak yap der
5:==>>Sağ kolunu yıkarken;Allah'ım ! Kitabımı sağ elime ver ve benim hesabımı kolay yap der
6:==>>Sol kolunu yıkarken;Allah'ım! Kitabımı soldan ve arka tarafından verme ve beni zor bir hesaba çekme der
7:==>>Başını mesh ederken;Allah'ım ! Beni rahmetinin içine koy,üzerime de bereketlerinden indir der
8:==>>Kulaklarını mesh ederken;Allah2ım ' Beni hak sözü işitip de onun en güzeline uyanlardan yap
9:==>>Boynunu mesh ederken;Allah'ım! Beni cehennem ateşinden azad et der
10:==>>Ayaklarını yıkarken;Allah'ım ! Birtakım ayakların kayacağı günde,ayaklarımı sırat köprüsü üzerinde sabit kıl der
HANGİ DURUMLARDA ABDEST ALMAK MENDUPTUR GÜZEL GÖRÜLMÜŞ HOŞ KARŞILANMIŞTIR
Aşağıdaki Hallerde Abdest Almak Menduptur;
1-)Temiz Olarak Uyumak İçin
3-)Daima Abdestli Bulunmak İçin
4-)Abdestli İken (nurun ala nur olmak üzere) Abdest Almak
5-)(ez kaza) Gıybet,Yalan,Kovuculuk Gibi İşlenen Her Masiyet Ve Bir Hivciye İnşadından Sonra
6-)Namaz Dışında Kahkaha İle Gülündükten Sonra
7-)Ölü Yıkamak Veya Cenazeyi Taşımak İçin
9-)Cenabet Olan Kinse;Birşey Yiyeceği,İçeceği Ve Uyuyacağı Zaman
11-)(Ezbere) Kur'an Okumak İçin
12-)Hadis (kıraet ve) Rivayet İçin
13-)(Şer'i İlimler) Okumak Ve Okutmak İçin
14-)Ezan Okumak,İkamet Almak Ve Nikah İçin Bile Olsa Hutbe İrşad Etmek İçin
15-)Nebiy (s.a.v)'i Ziyaret Etmek İçin
16-)Arefede Vukuf Ve Safa İle Merve Arasında Say Etmek İçin
17-)Deve Eti Yedikten Sonra
18-)Kadına Dokunmak Gibi İhtilaflı Meselelerde Fukahanın İhtilafından Kurtulmak İçin
HANGİ DURUMLARDA ABDEST BOZULUR
1:==>>Ön ve arkadan çıkan her şey.
2:==>>Kan görülmemiş olsa bile doğum (çocuk doğurmak)
3:==>>Ön ve arkadan gayri,vücudun herhangi bir yerinden akan kan,irin gibi şeyler.
4:==>>Ağız dolusu kusmak. (Şafiilere göre bozulmaz.)
5:==>>Ağızdan tükürüğe eşit veya ondan fazla kanın akması
6:==>>Ön ve arkanın dışında vücudunun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı suyun çıkıp akması. (Şafiilere göre bozulmaz) Etrafa yayılmayıp çıktığı yerde kalan iğne ucu kadar kan, irin veya sarı sudan abdest bozulmaz. Bunu parmak ile silinmesi de zarar vermez. Ağızdan gelen kan tükürüğe eşit veya daha fazla ise abdesti bozar. Tükrükten az ise bozmaz. Bu tükrüğün renginden anlaşılır.
10:==>>Namaz kılarken başkasının işiteceği kadar gülmek. (Şafiilere göre bozulmaz.)
11:==>>Erkeğin tenasul uzvunun,kadının fercine (çamaşır gibi) bir hail (şehvet duymaya engel bir şey) bulunmaksızın değmesi abdesti bozar.
12:==>>Yatarak veya oturağı yere gelmeyecek şekilde bir yere yaslanarak uyumak.
13:==>>Az veya çok zaman bayılmak,yürürken irade dışı sallanacak şekilde sarhoş olmak
14:==>>Teyemmüm etmiş kimsenin abdest alabileceği suyu bulması.
15:==>>Özür sahibi olanlar için namaz vaktinin çıkması.
16:==>>Rukülü ve secdeli bir namazda iken mükellef bir insanın kasden veya sehven (yanılarak) uyku halinde olmaksızın,yanındakiler işitecek kadar kahkaha ile gülmesi hem abdestini hemde namazını bozar.Çocuğun veya uyuyanın kahkaha ile gülmeleri sadece namazı bozar,abdesti bozmaz
17:==>>Erkeğin hanımı ile aşırı derecede oynaşması da abdesti bozar
18:==>>Yan üstü yatarak,bağdaş kurarak,dirseklere dayanarak,ayakları yan taraftan çıkarıp oturarak,namaz dışında secde haline geçerek uyumak abdesti bozar.Yine oturur vaziyette uyurken yere düşmese bile,kıçı yerden kesilip yükselmiş olsa abdesti bozulur.
HANGİ DURUMLAR MEYDANA GELİRSE ABDEST BOZULMAZ
1:==>>Önden ve arkadan gayri bir yerden kan çıkıp, iğne ucu gibi çıktığı yerde kalır, etrafa dağılmazsa, bu kan abdesti bozmaz. Bu kanın el veya pamuk ile silinmesi de zarar vermez.
2:==>>Yaradan kan akmaksızın etin düşmesi
3:==>>Yaradan,kulaktan,burundan kurdun düşmesi
4:==>>Tenasul uzvuna dokunmak
5:==>>Ağzı doldurmayacak kadar kusmak
6:==>>Çok da olsa balgam kusmak
7:==>>Avret mahalline el sürmek. El sürülen, ister kadının avret yerleri olsun, isterse erkeğin, farkı yoktur. Mücerred el sürmekle abdest bozulmaz. * Şâfiîlere göre, bir erkek veya kadın, kendisinin veya başkasının ön veya arka avret yerini elinin içi ile tutsa, abdesti bozulur.
8:==>>Açık söze göre mak'adı yere yerleşen kimsenin uyuması.İster altından çekileceği zaman düşebileceği bir şeye dayanmış olsun
9:==>>Rükü halinde dahi olsa namaz kılanın uyumas
10:==>>Sünnete uygun şekilde secde halinde dahi olsa namaz kılanın uyuması.Muvaffakiyet Allah'tandır
11:==>>Bir hastalık olmaksızın gözden gelen yaş ve su veya ağlamak
12:==>>Mayasıl ıslaklığı ve parmaklar arasındaki pişinti
13:==>>Yarıdan az olmak şartı ile kanın tükrük veya sümüğe bulaşmış olması
14:==>>Pıhtılaşmış bir halde kusulan kan parçası
15:==>>Kullanılan misvak (ve fırça) üzerinde veya ısırılan sert meyveler üzerinde görülen ve akıcılığı olmayan kan izleri
16:==>>Saçların traş edilmesi,bıyıkların kırpılması,tırnakların kesilmesi
17:==>>Ne kendisinin,ne de başkasının duyamayacağı bir sesle gülümseme (tebessüm).Bununla abdest bozulmayacağı gibi,namaz da bozulmaz.Fakat yalnız kendisinin işitebileceği bir sesle gülmek,abdesti bozmasa da namazı bozar
18:==>>Kadının avret mahalli dışında vücudunun herhangi bir yerine dokunmakla da abdest bozulmaz. Ancak bu dokunma sebebiyle tahrik olup mezî denen yaşlık çıkmamalıdır. Mezi gelirse abdest bozulur. * Erkeğin kendi mahremi olmayan bir kadına dokunması, Şâfiî mezhebinde abdesti bozar. Kadın erkeğin mahremi ise, ona dokunmak ittifakla abdesti bozmaz.
Not=Hanefi mezhebinde olan bir kimse,kendi mezhebine göre abdesti bozmayıp başka mezhebe göre abdesti bozan bir hal ile karşılaştığı zaman,ihtilaftan (şüpheden) kurtulmak için abdest almalıdır
a-)Şürunbilali ve Ebu'l Zeyd El-Şibli / El-Miftah Şerh-i Nurü'l-İzah / bkz:22
b-)Esad Muhammed Said es-Sağirci / Delilleriyle Hanefi Fıkhı
ÖZÜR SAHİBİ KİŞİLERİN ABDESTİ
RAHATSIZLIĞI OLANLARIN ABDESTİ
1-)Abdesti bozup da devame den illete özür denir.Örneğin;Zaman zaman kısa fasılalarla burun kanaması,herhangi bir organdan kan çıkıp devamlı akması,bir ağrıdan doalyı gözün irinle sulanması,meme ve kulak gibi organlardan irin ve benzeri bir suyun akıp durması,mesaneden gayri ihtiyari çıkıp zaman zaman devam etmesi,kendisini tutamayacak şekilde ishalin bulunması veya yel çıkması birer özürdür.Bu haller kimde bulunursa o özür sahibi sayılır.
2-)Bir illetin özür sayılabilmesi için bir müddet kısalığı bulunması şarttır.Şöyle ki;Bir özür,önce abdest alınıp namaz kılınacak kadar bir zaman kesilmemek üzere tam bir namaz vakti devam etmelidir.Sonrada her namaz vaktinde hiç olmazsa bir kez daha o illet meydana çıkıp durmalıdır ki,bu illet sahibi özürlü sayılsın.Mesela:Bir kimsenin burnu,bir gün öğle vaktinin başından sonuna kadar,bir abdest ile namaza müsait olmamak üzere kanayıp da bu durum,sonra gelen her namaz vaktinde bir kez olsun meydana gelecek olursa,o kimse özürlü sayılmış olur.Fakat böyle bir özür,tam bir namaz vakti içinde bir kez olsun meydana çıkmazsa,artık özür kesilmiştir,sahibi de özürlü olmaktan çıkmıştır.
3-)Özürlü olan kimse,her namaz vakti, abdest alır.O vakit içinde aldığı abdestle (abdestini bozacak bir başka şey olmadıkça) dilediği kadar farz ve nafile namaz kılabilir.Kazaya kalmış namazları kılabilir.Vitir namazı ile bayram ve cenaze namazlarını da kılabilir.Ancak illet devam etmelidir.
4-)Misal;Özürlü bir kimse,sabah namazı için tam vaktinde abdest alsa,bu abdest;sabah namazının çıkmasına kadar devame der.Bu vaktin çıkması (güneşin doğması) ile son bulur.Artık vakti çıktıktan sonra,o abdest ile başka namaz kılınamaz.Ancak muvakkat bir zaman için özrü kesildikten sonra abdest almışsa ve henüz özrü de belirmemişse,abdesti bozacak bir hal de olmamışsa,vaktin çıkması ile abdesti bozulmuş olmaz.
5-)Fakat özürlü kimse güneşin doğmasından sonra abdest almış olursa,onun abdesti öğle vakti çıkıncaya kadar devame der,dilediği namazları kılar.Yeter ki abdestini bozan başka bir hal çıkmasın.
6-)Sonuş itibariyle özürlü olanların abdestleri,namaz vaktinin girmesi ile bozulmaz,vaktin çıkması ile bozulur.Bu hüküm İmam-ı A'zam'a göredir.Sahih olanda budur.İmam Yusuf'a göre;Özürlünün abdesti,hem namaz vaktinin girmesiyle,hem de çıkmasıyla bozulur.Bu bakımdan düneş doğduktan sonra özürlünün aldığı abdest,öğle vaktinin girmesi ile bozulur.İmam Züfer'e göre;Özürlünün abdesti,yalnız namaz vaktinin girmesi ile bozulur,çıkması ile bozulmaz.Bu bakımdan özürlünün sabah namazı için aldığı abdest,güneşin doğup vaktin çıkması ile bozulmaz.Ancak öğle vaktinin girmesi ile bozulur.İmam Şafii'ye göre;Özürlünün her namaz için ayrı ayrı abdest alması gerekir Bunun abdesti kıldığı namazın sona ermesi ile bozulur.
7-)Bir özürlünün özrü kesilmişken,abdesti bozan başka bir halden dolayı abdest aldıktan sonra özrü yine meydana çıkarsa,abdesti bozulmuş olur,yeniden abdest alması gerekir.Çünkü önceki abdesti,bu özür sebebiyle değildir.
8-)Fakat özrü kesilmediği halde,vakit için özründen veya başka bir abdestsizlik halinden dolayı abdest alır da,o vakit içinde özrü meydana çıkarsa abdesti bozulmaz.Çünkü onun aldığı bu abdest,hem özrü için,hem de diğer abdestsizlik hali için alınmış sayılır.
9-)Özürlü bir adam,oturmak,secde yerine işaretle namaz kılmak,özrün çıkış yolunu rahatça tıkayabilmek gibi yollarla özrün ortaya çıkmasına engel olabilirse,artık özürlü sayılmaz.Bunun için,abdest aldıktan sonra özrü meydana çıkarsa o abdest ile namaz kılınmaz.
10-)Özürlü kimsenin özründen dolayı çamaşırlarına bulaşan pislikler,özrü devam ettikçe namazın sıhhatine engel olmaz.Namaza engel olan ölçü miktarını taşmış olsalar bile,namaza engel sayılmazlar.Fakat bu pislikler tekrar çamaşıra dokunmayacaklarsa onları yıkamak gerekir.
11-)Görülüyor ki mübarek İslam dini kolaylık dinidir.Özürlüler için her yönden kolaylık gösterilmiştir.Artık dinin yüklediği görevleri yerine getirme bakımından hiç kimse bir özür ileri süremez.
TEYEMMÜM ABDESTİNİN SAHİH OLMASININ SIHHAT ŞARTLARI
1-)Niyet=Niyet teyemmümde farzdır.Çünkü toprak kirlidir.Ancak niyet ile temiz olur.Kişi,ellerini teyemmüm edeceği yere koyacağı sırada veya organlarını ellerindeki toprakla meshedeceği esnada niyet eder.Teyemmüm ile hükmi pislik kaldırılmaya ve namaz kılacak konuma gelmeye yada abdestsiz gerçekleşmeyecek belirli bir ibadeti yapmaya niyet eder.
Niyetin Sahih Olmasının Sekiz Şartı Vardır;
a-)Niyet edenin Müslüman olması
b-)Kişinin niyet ettiği ibadeti,başka ibadetlerden ayırd edebilmesi.
c-)Kişinin niyet ettiği şeyin mahiyetini (yani farz mı,vacib mi,sünnet mi olduğunu) bilmesi
Namaz için teyemmüm edilen niyetin sahih olması,yukarıda ki üç şarttan başka şu üç şarttan birinin bulunmasına bağlıdır.
a-)Abdestsizlikten taharete (temizlenmeye niyet etmek)
b-)Kişinin namaz kılmayı kendisi için mübah (helal) hale getirmeye niyet etmesi.Çünkü abdestsiz veya teyemmümsüz namaz haramdır
c-)Kişinin (abdestsiz veya gusülsüz sahih olmayan namaz kılmak,tilavet secdesi yapmak gibi) maksut bir ibadeti yapmaya niyet etmesi.
2-)Teyemmümü Mübah Kılacak Bir Sebebin Bulunması=Bu sebep ise teyemmüm edenin gelecek sebepten biri ile karşılaşmasıdır.
a-)Sudan aynı şehirde bile olsa bile dört bin adım (3 km) uzak olması
b-)Kullanmaya mani bir hastalığın bulunması
c-)Bir kısım azaların telef veya hasta olmasına sebebiyet vermesinden korkulacak bir soğuğun bulunması
e-)Ekmek yoğurmak için,var olan suya muhtaç olunması.Fakat çorba gibi zaruri olmayan şeylerin pişirilmesi ihtiyaç sayılmaz
f-)Kuyudan su çekmek için (kova,ip gibi) gerekli aletlerin bulunmaması
g-)Susuz kalma korkusunun olması
h-)Bina ederek dahi olsa (abdest aldığı takdirde cenaze veya bayram namazının kaçıp yetişemeyeceğinden korkması (1). Cuma namazı ile vakit namazının kaçacağından korkmak özür sayılmaz.Çünkü Cuma namazı geçtikten sonra yerine öğle namazı,namjaz vakti çıktıktan sonra yerine kazası kılınabilir.
(Not='Bina ederek dahi olsa' ifadesinden şu kasdedilmektedir:Kişi abdestli olarak bayram veya cenaze namazına başlamıştır.Fakat namaz esnasında abdesti bozulmuştur.Abdesti bozulduğu an kişinin namazdan ayrılarak gidip abdest aldıktan sonra namazını eskisi üzerine devam ederek bitirmesine 'bina etmek' denir.İşte cenaze ve bayram namazında abdesti bozulan kimse,abdest almaya gitse cemaatin namazı bitireceğinden korktuğu takdirde abdest tazeleyerek değil teyemmüm alarak namaza devame der ve böylece kazası mümkün olmayan bu namazların cemaatini kaçırmamış olur.Başlangıçta da hüküm böyledir.
3-Teyemmümün Yer Cinsinden Toprak,Taş Veya Kum Gibi Temiz Bir Şeyle Yapılması=Altın,gümüş ve ağaç gibi şeylerle teyemmüm etmek-yer cinsinden olmadı için- caiz değildir.
4-)Mesh İle Teyemmüm Azasını Tamamen Kaplamak
5-)Teyemmüm Meshini Elin Tamamı Veya Çoğu İle Etmek=Hatta meshi tekrarlaya tekrarlaya iki parmakla teyemmüm azasını kaplasa bile teyemmüm caiz değildir.Başın meshine ise caizdir.
6-)Teyemmümün Here İki Elin İç Yüzü İle Aynı Yere Vurulsa Bile İlk Darbe İle Olması=Teyemmüme niyet etmiş şartıyla toprağın herhangi bir vasıta ile vücuda isabet etmesi iki darbe yerine geçebilir.
7-)Teyemmüm Ederken Hayız,Nifas,Abdestsizlik Gibi Teyemmüme Aykırı Hallerin Kesilmiş Olması
8-)Mum,İç Yağı Gibi Teyemmümün Meshine (cildin temasına) Mani Olan Şeylerin Vücuddan Giderilmesi
TEYEMMÜM ABDESTİNİN SÜNNETLERİ NELERDİR
1:==>>Allah'ın ismi ile başlamak 'Besmele çekmek'
2:==>>Tertibe riayet etmek (Önce dirseklere kadar elleri,sonra yüzü mesh etmek)
3:==>>El ve yüzü mesh ederken ara vermemek
4:==>>Her iki eli toprağa koyduktan sonra ileriye doğru sürmek
5:==>>İleri geri çektikten sonra elleri birbirine vurarak silkmek
6:==>>Hükmi temizlikte hassasiyetin bir göstergesi olarak elleri toprağa vururken parmakları açmak
TEYEMMÜM ABDESTİNİ BOZAN HALLER
Abdesti bozan ve guslü gerektiren teyemmümü de bozar.Çünkü teyemmüm abdestin yerini tutar ve onun hükmünü taşır.Hastalık, tehlike,şiddetli soğuk gibi mazeretler teyemmüm yapılmış da olsa bu mazeret hali ortadan kalkmışsa teyemmüm bozulmuş olur.Yaptığı teyemmümle namaz kılan kişi,namaz kılarken su görür veya su bulunursa teyemmümü bozulur.Teyemmüm ile namaz kılınsa,sonra su bulunsa namazı tekrar kılmaya gerek yoktur.Çünkü namaz kılan Allah'ın emrini yerine getirmiştir.
TEYEMMÜM VE TEYEMMÜM ABDESTİNİN YAPILIŞI
Lügatta bir işe yönelmek,bir şeyi kasd etmek anlamına gelen teyemmümün dini terminolojideki manası;su bulunmadığı veya suyu kullanmaya güç yetmediği zaman,toprak cinsinden temiz bir şeyle abdestsizliği gidermek için yalan bir işlemdir.
Abdestsiz olan yahut gusletmesi gereken bir kimse,iki elini toprak cinsinden temiz bir şeye bir kez vurup bununla yüzünü mesh eder. Sonra yine iki elini ikinci kez vurup bununla da dirseklerine kadar iki kolunu mesh eder.Bu işlem,abdestsizliği gidermek yahut namaz kılmak veya abdestsiz yapılamayan bir ibadeti yerine getirmek niyeti ile yapılır.Teyemmümün farzları niyet ve iki mesihten ibarettir.
İmam Ebu Yusuf kendisine teyemmümün nasıl yapıldığını sorduğu zaman İmam-ı Azam teyemmümün şu şekilde yapıaclağını açıklamıştır: 'Kişi,temiz toprağa yönelir.Ardından elini ileri geri götürerek toprağa temas ettirir.Sonra ellerini kaldırıp silkeler.Ardından yüzünü mesheder. Akabinde iki elini birden tekrar toprağa götürür.Elini ileri geri götürerek toprağa temas ettirir.Sonra ellerini kaldırıp silkeler.Ardından her bir eli ile dolunu tamamen dirseklere kadar mesheder'.
Su gerçekten yok ise temiz toprak ile teyemmüm yapılır.Çünkü abdest Allah Teala şöyle buyurmuştur: 'Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız,yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse,yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin (Nisa Süresi'43)'
Teyemmüm,bu ümmetin özelliklerindendir,ahir zaman ümmeti için bir kolaylıktır.Yüce Mabuduna ibadet edecek olan bir müslüman'ın duyduğu ruhsal ihtiyacı giderir,insanı yaratılışının aslı olan toprağa döndürerek onda tevazu ve yaratıcıya saygı duygularını canlandırır.
Abdestsizlik haline son vermek veya cinsel birleşmeden sonra cünüplükten kurtulmak için teyemmüm yapılır. Çünkü Hz Ali ve İbn Abbas yukarıdaki ayette geçen dokunmayı,el ile dokunmak ile yorumlayan Hz Ömer ve İbn Mes'ud hilafına,cinsel ilişkiye girmek olarak tefsir etmişlerdir.Buna göre suların akmadığı veya bulunmadığı zamanlarda cinsel ilişkiye girmek mekruh değildir.
Hasta kimse,hükmi pislikten arınmak için su kullandığı zaman hareket etmesi veya suyu kullanması sebebiyle hastalığının ilerleyeceğinin veya iyileşmesinin gecikeşeceğinden endişe ederse teyemmüm eder.Said b.Cübeyr,İbn Abbas'tan şöyle rivayet etmiştir:'Hasta kimsenin toprak ile teyemmüm etmesine izin verildi'.
Rivayete göre Hz Peygamber (s.a.v) Zatu's-selasil Gazvesi için Amr b.As'ı görevlendirmiş.Bu gazvede sahabelerin başında olan Amr şöyle anlatmıştır:'Son derece soğuk bir kış gecesi ihtilam oldum.Gusül abdesti almam durumun da öleceğimden endişe ettim.Bu yüzden teyemmüm edip sonra beraberimdikilere sabah namazını kıldırdım.Hz Peygamber (s.a.v)'ib yanına geldiğim zaman bu durumu ona anlattım.Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) Ey Amr! Cünüp bir halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın ? diye sordu.Ben de Evet ey Allah'ın Elçisi.Ben son derece soğuk bir kış gecesi ihtilam oldum.Gusül abdesti almam durumunda öleceğimden endişe ettim ve Allah Teala'nın 'Kendinizi öldürmeyiniz.Hiç şüphesiz Allah size karşı merhametlidir (Nisa^29)' ayetini hatırladım. Hemen teyemmüm edip namaz kıldırdım şeklinde cevap verdim.Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) güldü ve hiç bir şey söylemedi.
Bazı alimlere göre eller bir kez yere vurulur,sonra yüz ve dirseklere kadar eller temiz toprak veya toprak cinsinden temiz olan herhangi bir şey ile meshedilir.Kül yanan veya yumuşama özelliği olan nesnelerle teyemmüm yapılmaz.
Cabir (r.a),Hz Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:"Teyemmüm elleri iki kez yere vurmakla yapılır.Birinci vuruş yüz için,ikinci vuruş parmak uçlarından dirseklere kadar kollar içindir".
Mesh edilmesi gereken organların en küçük noktasına kadar mesh edilmesi,teyemmümün abdestin yerine geçebilmesi için şarttır. Bundan dolayı alimler teyemmüm alanın parmak aralarını mesh etmesinin,yüzüğünü çıkarmasının ve yüzünün her tarafını mesh etmesinin gerekli olduğunu söylemişlerdir.
TEYEMMÜM ABDESTİ İLE KAÇ FARZ NAMAZI KILINIR
Tek teyemmüm ile kişi dilediği kadar farz ve nafile namaz kılabilir.Teyemmüm abdest gibidir.
Su yok olduğu sürece teyemmüm ile farz kılınması ile nafile namaz kılınması;teyemmümün vakitten önce alınması ile vakitten sonra alınması arasında bir fark yoktur.Allah Teala 'Fakat Allah sizi tertemiz kılmak ister (Maide'6)' ayeti ile teyemmümü hkmi temizlik kılmıştır.Bu ayetin umumi manası teyemmümün namaz vaktinin girmesinden önce yapılabileceğini gösterir.Nasıl ki vakit girmeden önce abdest almak caizdir,aynı şekilde teyemmüm etmek de caizdir.Çünkü teyemmüm abdestin yerine geçmektedir.
Sağlıklı kimse yerleşim biriminde iken velisi olmadığı birinin cenaze namazı kılınacağı zaman,su ile abdest almakla meşgul olması durumun da namazı kaçıracağından endişe ederse teyemmüm edebilir.Çünkü cenaze namazının kazası olmaz.Böylesi durumda olan kişi için acziyet gerçekleşmiş demektir.Aynı şekilde bayram namazına giden ve abdest almakla meşgul olması durumunda namazın geçeceği endişesini taşıyan kimse de teyemmüm edebilir. Çünkü bayram namazı tekrar kılınmaz.Ancak cenazenin velisi olan kimse teyemmüm edemez.Çünkü onun tekrar cenaze namazı kılma hakkı vardır.Dolayısıyla onun cenaze namazını kaçırması söz konusu değildir.İbn Abbas Hz Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:'Abdestsiz bir halde iken kılınmak üzere olan bir cenaze namazı ile karşılaşırsan teyemmüm et' buyurmuştur.
Gusül abdesti alması gereken birinin su temas ettiği zaman kötüleşecek yarası varsa bu durumda yaranın olduğu yer hariç bütün bedenini yıkaması gerekir.Teyemmüm almasına gerek yoktur.Aynı şekilde yara abdest organlarının birinde ise,kişi yara yeri hariç abdest organlarını yıkar ve teyemmüm etmez.Eğer kişinin yarası vücudunun büyük kısmına yayılmışsa bu durumda o,teyemmüm eder ve vücudunun yarasız yerlerini yıkamasına gerek kalmaz. Kişinin vücudunun %50 si yara için de,% 50 sinin ise yara içinde olmadığı durumda ne yapacağı konusunda bir rivayet yoktur.Bu durumda bazı alimler böyle birinin teyemmüm etmesi gerektiğini söylemişlerdir.Çünkü teyemmüm tam bir hükmi temizliktir.Bazıları da yarasız yerin yıkanmasına ve hastaya zarar vermediği sürece yaralı yerin meshedilmesine hükmetmiştir.Çünki yıkamak ham hakiki hem de hükmi temizliktir.Bu bakımdan daha uygundur.Ancak ilk görüş daha güzeldir.
Kişi bir yerde hapsedilmiş ise,su ve temiz toprak bulamazsa Ebu Hanife'ye göre namaz kılmaz.
İki eli ve iki ayağı kesilmiş kimsenin yüzünde yara varsa abdestsiz olarak namaz kılar ve kıldığı bu namazı tekrar kılmaz.Doğru olan görüş budur.Bazı alimler ise bu durumdaki kişinin namaz kılma yükümlüğünün kalktığını söylemişlerdir.Sahih olan görüş de budur.
Felçli kimse yüzünü ve kollarını yere sürer ve namazı terk etmez.
İmran b.Husayn (r.a) Hz Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:'Allah Teala abdestsiz kimsenin namazını,cimri kimsenin de sadakasını kabul etmez'
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
İLİMSAATİ.COM
ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR
1- Kişinin ön veya arka yollarından başka vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, bir damla halinde kalması. 2- Kabuk bağlamış bir yaranın kan çıkmadan kabuğunun düşmesi. 3- Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud kurdunun düşmesi.
Okumaya devam et →
ABDESTİN MEKRUHLARI ve YAPILMASI YASAK OLAN HUSUSLAR
ABDESTİN MEKRUHLARI 1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu boş yere tüketmek. 2- Gereği yokken suyu âdetâ âzaları mesheder gibi çok az kullanmak. 3- Suyu abdest âzalarına hızlı çarpmak, etrafa su sıçratmak. 4- Abdest alırken gereksiz yere konuşmak. 5- Ihtiyacı olmadığı halde abdest
Okumaya devam et →
ABDESTİN SÜNNETLERİ
1-Niyetle Başlamak Niyet, bir şeyi yapmayı kalbinden geçirmektir. Kalpden niyet etmeden, yalnız dil ile niyeti söylemek yeterli değildir. Abdest için niyet müstehap bir sünnettir. Ancak Şâfiî mezhebine göre niyet, başlı başına bir ibâdet olduğundan abdeste niyet de farzdır. Bu sebeple niyetsiz abdest olamaz.
2-Abdeste Besmele ile Başlamak Abdeste başlarken Allah`u Teâlâ`nın ismiyle yani besmele ile başlamak sünnettir. Rasûlullah (s.a.s.):
Okumaya devam et →
ABDESTİN FARZLARI
1-Yüzü Yıkamak Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene altına, kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Gözlerin içine suyun ulaştırılması gerekmez. Ancak abdest alırken gözler sıkılmaz, tamamen açık bırakılmaz. Normal bir şekilde yüz yıkanır. Dudaklar yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar yüzün sınırlarıdır. Sakal, bıyık ve kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidir.
Okumaya devam et →
ABDESTİN EDEPLERİ (ÂDÂBI)
Edeb; nezâket, zarâfet, insanlara sözle ve davranışla yardımda bulunmak, gönüllerini okşamak demektir. Abdestin edepleri ise yapılması halinde sahibine sevap kazandıran hususlardır. Yapılmamaları halinde ise kişiye günah yazılmaz.
Abdestin edepleri şunlardır: 1- Abdest alırken başkasından yardım istememek. 2- Abdest alırken suyun sıçramaması için dikkatli davranmak.…
Okumaya devam et →
ABDESTİ BOZAN DURUMLAR
1- Idrar veya dışkı yollarından yani ön ve arkadan herhangi bir şeyin çıkması. Mâide sûresi 6. âyetinde “…sizden birisi abdest bozmaktan geri dönmüşse…” ve Hz. Peygamber (s.a.s.)`e “Hades nedir?” diye sorulduğunda; “Her iki yoldan çıkandır” cevabını vermeleri, ön ve arka yollardan birinden çıkan idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt ve diğer hususların abdesti bozduğunu ifâde eder. 2- Aklın idrak gücünü gideren hususlar; uyumak, bayılmak, delirmek, sarhoş olmak vs.`dir. Ancak oturduğu yerde kıpırdamadan uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. (Müslim, Vudû`, 2; Ahmed b. Hanbel, 1, 256). 3- Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı su çıkması ve etrafına yayılması. Ağızdan akan kana bakılır, şâyet bu kan tükrük kadar veya tükrükten fazla ise abdesti bozulur.
Okumaya devam et →
Toplam 2 sayfa, 1. sayfa gösteriliyor.12»