ABDÜLHAMİD HAN
Osmanlı padişahlarının 34'üncüsü olan Sultan II. Abdülhamid Han aklı, zekası ve ilmi fevkalade üstün olan bir zattı. Batılıların ve iç düşmanların asırlar boyunca devleti yok etmek için hazırladığı yıkıcı, sinsi planlarını sezip, önlerine aşılmaz bir set olarak dikildi. Hazırlayanları ve maşa olarak kullandıkları yerli işbirlikçilerini, sahte kahramanları işbaşından uzaklaştırdı.
İşte bu büyük zatın 10 şubat, 96. yıldönümü idi. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliği ile iki açık oturumdan oluşan etkinlik düzenlendi. İlk panel Abdülhamid'in sağlık politikasıyla ilgiliydi. Oturum başkanlığını yaptığım bu panelde konuşmacılar özet olarak şunları anlattılar:
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi; Abdülhamid'in çok iyi niyetli, sağlam karakterli ve vefalı bir insan olduğunu söyledi. Kendisinden çok devleti düşünürdü. 33 sene zalimlik yapmadan devleti ustalıkla idare etmişti. Ona atılan iftiralardan biri de pinti olduğuna dairdi. Bu çok çirkin bir suçlama olduğunu ifade etti. Aristokrat havada, halktan uzak yaşamamıştı. Atatürk'ün Abdülhamid'i küçümseyici veya kötüleyici bir sözünün olmadığını da ekledi.
Prof. Dr. Nil Sarı ise Abdülhamid'in sağlık alanındaki eserlerinden söz etti ve bazılarının fotoğraflarını gösterdi. Abdülhamid 90 adet gureba hastanesi, 19 adet belediye hastanesi, 89 adet askeri hastane ayrıca eğitim hastaneleri, kadın hastaneleri, akıl hastaneleri açmıştı. Bu hastaneler ülkemizden Lübnan'a, Yemen'den İsrail'e, Makedonya'dan Suriye'ye, Yunanistan'dan Libya'ya, Suudi Arabistan'dan Irak'a pek çok yerleşim bölgesine yayılmıştı. Ayrıca eczaneler, hapishane, sağlık merkezleri, fakirler, acizler ve hacılar için misafirhane de pek çoktur. Müthiş bir sağlık hizmetidir bu. Maalesef tahttan düştükten sonra bu eserlerin isimleri değiştirilmiş, bazıları yıkılmış ve bir kısmı da başka alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Kısacası bu büyük insan unutturulmak istenmiştir. Kasımpaşa, Haydarpaşa, Gülhane ve Mektebi Tıbbiye-i Şahane adlı eğitim ve üniversite hastanelerini açan da Abdülhamid olmuştur.
Doç. Dr. Adem Ölmez ise Abdülhamid Han'ın özellikle eğitim, sağlık, ulaşım ve asayişe önem verdiğini anlattı. Zamanında yeni bulunan aşıları ülkeye getirmiş, aşı ve kuduz hastalığı üzerine merkezler kurmuş, Bimarhaneleri yani akıl hastanelerini ıslah etmiştir. Akıl hastalarına zincir kullanımını yasaklayarak bugün bile saldırgan hastalarda kullanılan gömleği yerine koymuştur.
Dr. Şerif Esendemir konuşmasına Necip Fazıl'ın, "Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır." sözleriyle başladı. Abdülhamid'in tren yolları, bakteriyolojihane, cami ve mektepler yaptırdığını, çağına uygun yaşlılık politikası izlediğini, habitat yani biyosferi merkezi alan ekolojik politikaya önem verdiğini anlattı.
Bunları dinlerken aklıma hep başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çağrışım yaptı. O da ülkeye duble yollar, hızlı trenler, Marmaray, üçüncü boğaz köprüsü, çok sayıda havaalanı gibi sayılamayacak eserler hediye etti. Sağlık alanında yeni hastaneleri hizmete açtı. Sağlık hizmetlerini halka yaydı. Eğitim alanını pek çok üniversite, sayısız derslik ve binlerce yeni öğretmenle destekledi güçlendirdi. Kısacası Abdülhamid'in çağdaş bir takipçisiyle karşı karşıyayız.
Abdülhamid Han'ı nasıl ki bir takım vicdansız, merhametsiz ve acımasız kişiler, iç ve dış düşmanların oyununa gelerek, maşası olarak bir saray darbesi ile düşürdülerse aynı komplo şu an başbakanımıza karşı düzenlenmektedirler. Bu ülkeye hizmet etmek bazılarının gözüne batmakta ve ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Rabbim Başbakanımızı korusunu2026
Allah dostları, ehli sünnet itikadı, fıkıh, hadisler, hayatus sahabe, islam tarihi, islam ülkeleri, Kur-an'da geçen olaylar ve online kitaplar bulunmaktadır.
Zülcenaheyn İslam alimleri yetiştirmeyi hedefleyen EDEP, klasik ve modern ilimleri kapsayan, ilim ve irfanı birleştiren eğitim programları sunar. Temelde 5 yıllık ...
Ihya Web Sitesi. ... ihya.org web sitesi 2001 yılından bu yana hizmet vermektedir. Bizimle iletişime geçmek için ihya destek e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
İslâm ahlâkı, yalnızca insan hayatının bütününü kucaklamakla kalmaz. Aynı zamanda yeryüzündeki canlı veya cansız bütün yaratılmışları, çevreyi, evreni ve ...
İnsan kıymeti bilinmezse, İslam'a yapılan hizmetler durur. İslam'a hizmet edene hizmet etmemek, Müslüman için felakettir! Kırkıncı Hocamın binlerce dersi, ...
Tasavvufun ne olduğunu 17. asırda İstanbul'da yaşamış olan Oğlanlar Dergahı Şeyhi İbrahim Efendi (KS) aşağıdaki şiirinde çok güzel anlatmaktadır;. Bidayette ...
Tasavvuf Nedir?, Tasavvuf 'a nasıl girilir, Tasavvuf hakkında bilgiler, Tasavvuf a göre hareket etmek, Tasavvuf a göre yaşamak, Tasavvuf bilinci, Tasavvuf ...
Ünlü Osmanlı mürşidlerinden Şeyh İbrahim Efendi *(k.s.)'nin “Tasavvuf nedir?” sorusuna cevap verdiği şiiri tasavvufun en güzel tanımlarını içermektedir:.
cemalaksoy.org › ... › 10. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Notları
Tasavvuf Nedir, Tasavvuf Düşüncesi ve Tasavvuf Terimleri. Tasavvuf, Tanrı, evren ve insan ilişkisini bir bütünlük içinde açıklamaya çalışan, tanrısal erdemlere ...
3- Liân nedir? 4- Liân edenlerden biri, yemin etmekten çekinir veyahut davasından vazgeçerse, hüküm nedir? 5- Liân tamamlanırsa ne ..... Rüşd El-Hafîd, Bidayetü'l-Müctehid ve Niha
İlmî, edebî ve kültürel içeriğe sahip hususen Risale-i Nurdan istifade edilerek her ay hazırlanan ve tamamı internet üzerinden yazılı ve sesli olarak ücretsiz ...
İnzar Dergisi - Kasım 2015. İnzar Dergisi - Ekim 2015. İnzar Dergisi - Eylül 2015. İnzar Dergisi - Ağustos 2015 ... http://www.inzardergisi.com/upload/image/2014/ ...
Zikir" kelimesi lügatta "zekera-yezkuru-zikran-tezkâran ve zükran" kalıbından gelmektedir. Cemîsi "zükûr" olan "ez-zikr" kelimesi, bir şeyin anma, telaffuz etme,
Sufî Araştırmaları -Sufi Studies yılda iki sayı olarak internet üzerinden ve basılı olarak yayımlanan uluslararası hakemli bir dergidir. Dergimiz Mevlana Düşüncesi ...
Sûfî Araştırmaları - Sufi Studies Cilt:6 Sayı:12 Yaz 2015 /. Sûfî Araştırmaları Cilt:6 Sayı:12 2015 Yaz sayısı yayımlanmaktadır. <<< Dergiyi Görmek için Tıklayın.
Sufi Araştırmaları Dersine Hoşgeldiniz / Welcome The Sufi Studies. / Sûfî Araştırmaları - Sufi Studies Cilt:6 Sayı:12 Yaz 2015 / ... Derginin Tarandığı İndeksler ...
... ASOS Index tarafından taranmaktadır. <<< Dergiyi Görmek için Tıklayınız>>>. Sûfî Araştırmaları - Sufi Studies Cilt/Volume: 6 Sayı/Issue: 12 Yaz/Summer 201
Hakkımızda |; Milel ve Nihal Geleneği |; Milel ve Nihal Dergisi |; Yayınlar |; İletişim · Dinler Tarihi Kitabiyât ... Adres:Milel ve Nihal Derneği Fevzipaşa Cad.
İslami araştırma konuları, tasavvuf, Allah Dostları, kadın ve aile, Ayet ve Hadis ile güncel fetvalar içermektedir. www.gulistandergisi.com
İlkadım Dergisi
İslami aylık dergi. Derginin künyesi, makaleleri, forumu ve arşiv sayıları. www.ilkadimdergisi.net/
İnkişaf Dergisi
Ehl-i sünnet itikadını merkeze alarak yayın yapan derginin sitesinde herbiri alanında uzmanlaşmış yazarların makaleleri yer almakta. www.inkisaf.net
İnzar Dergisi
İslami aylık dergi. Derginin temsilcilikleri, künyesi, makaleleri ve arşiv sayıları. inzardergisi.com
İrfan Mektebi
İlmî, edebî ve kültürel içeriğe sahip hususen Risale-i Nurdan istifade edilerek her ay hazırlanan ve tamamı internet üzerinden yazılı ve sesli olarak ücretsiz olarak yayınlanan islami bir dergidir. www.irfanmektebi.com
İslami Edebiyat Dergisi
Şiir, öykü, kültür ve sanat kategorilerinde yazılar içermektedir. dergi.minare.net
Karakalem Dergisi
Aylık İslami dergi. Derginin eski sayıları, iletişim ve abonelik bilgileri, makaleleri, yazarları ve köşe yazıları. www.karakalem.net
Köprü Dergisi
Üç aylık fikir dergisi. Derginin künyesi, abonelik şartları, arşivi ve irtibat bilgileri. www.koprudergisi.com/
Kurani Hayat
Kuranın hayata tatbiki ve hayatın yeniden inşaasını konu alan, yazarların makalelerini yayınladıkları dergiye ait web sayfası. www.kuranihayat.com
Rahle Eğitim ve Kültür Dergisi
Abonelik formu, irtibat bilgilerinin yanında islami kaynak, Kuran-ı Kerim, tefsir, hadis, makale ve online kitaplara yer vermektedir. www.rahle.org
Allahu teala razı olsun hocam sizden rabbim sizi başımızdan eksik etmesin ehli sünnetın yayılması için abone olmayı unutmayın ve begenı butonuna basarak destek olunuz
Osman Ünlü Hoca, dini sorulara her gün 11.05 - 12.00 saatleri arasında [ TGRT-FM'de İslam ve Toplum programında ] canlı yayında cevap vermektedir. +90 (212.
Osman Ünlü ile Sahur Vakti - 13 Mayıs 2020 - YouTube
(Tam İlmihâl-Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının, kıymet ve ehemmiyyetini, hemen ikinci sayfasında, büyük islâm âlimi Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretlerinin kıymetli oğlu Ahmed Mekkî Efendi, kısa ve vecîz sözleri ile açıklamışdır.
Se’âdet-i Ebediyye kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir:
I. kısımda; İslâm dînine nasıl inanılacağı, ehl-i sünnet i’tikâdı, İslâm dinine iftirâ edenlere cevâblar, Kur'ân-ı kerîm ve tefsîrler, kur'ân-ı kerîmdeki ilmlerin sınıflandırılması, Nemâzın ehemmiyyeti, farzları, abdest, gusl, nemâz ile ilgili bütün husûslar, kaza nemâzları, Cum’a ve bayram nemâzları, Zekât, Ramezân Orucu, Sadaka-i Fıtr, Yemîn ve Yemîn Keffâreti, Adak, Kurban Kesmek, Hac, Mübârek Geceler, Hicrî ve Mîlâdî Senelerin birbirine çevrilmeleri, Selâmlaşmak, Muhammed aleyhisselâmın hayâtı, bütün husûslar, kaza nemâzları, Cum’a ve bayram nemâzları, Zekât, Ramezân Orucu, Sadaka-i Fıtr, Yemîn ve Yemîn Keffâreti, Adak, Kurban Kesmek, Hac, Mübârek ahlâkı, anne, baba ve dedelerinin mü’min oluşu, Sübhâne Rabbîke âyeti hakkında bilgiler... yer almakdadır.
II. kısımda; Îmân, Akl, Kaza-Kader, Tefsîr ve Hadîs kitâbları, Hadîs âlimleri, Allahü teâlânın ismleri, Mezheb, Fıkh, İmâm-ı A’zam hazretleri, Vehhâbîlere Ehl-i Sünnetin cevâbı, Evliyâ rûhlarından faydalanma, Bozuk dinler, hurûfîlik, Sosyalizm ve Sosyâl adâlet, İslâmiyyetde nikâh, Talâk, Süt kardeşlik, Nafaka, Komşu hakkı, Halâl ve Harâmlar, İsrâf ve Fâiz, Fen Bilgileri, Tevekkül, Müzik ve Tegannî, Cin hakkında bilgi, Bir Müslimân babanın kızına nasîhatları, Mu’cîze, kerâmet, firâset, istidrâc ... gibi konular yer almakdadır.
III. kısımda, İslâmiyyetde kesb ve ticâret, Bey’ ve Şirâ’, Alış-verişde muhayyerlik, Bâtıl, Fâsid ve Mekrûh Satışlar, Ticârette adâlet ve ihtikâr, dinini kayırmak, ihsân, Banka ve Fâiz, Şirketler, Cezâlar, Ölüm ve Ölüme Hâzırlık, Meyyite Hizmetler, Ferâiz, Meyyit için İskât ... gibi konular yer almakdadır.
Ayrıca konular arasında, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ve oğlu Muhammed Ma’sûm hazretlerinin (MEKTÛBÂT) kitâblarından çeşitli mektûblar vardır.
Son bölümde (1020) zâtın hâl tercemesi yer almakdadır. Fihrist bölümünde zâtlar, kitâblar, mevzû'lar fihristleri vardır.
Bine yakın eserden uzun bir zemânda hâzırlanan bu nâdîde eserde; insanı se’âdete kavuşduracak bütün husûslar yer almakdadır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız. Dinlemek için tıklayınız.
971 [m.1563] yılında doğmuş ve 1034 [m.1624] yılında vefât etmiş olan, ikinci bin yılının müceddîdi, İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretleri, islâm dîninin Kur’ân-ı kerîm ve Hadîs-i Şerîflerden sonra, üç numaralı kitâbı olan (MEKTÛBÂT) kitâbını yazmışdır. Üç cild ve aslı fârisî olan mektûbât kitâbında (536) mektûb vardır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu eserinde, insanoğlunun rûhî hastalıklarının tedâvî yollarını göstermiş, islâm dînine nasıl inanılacağı, ibâdetlerin ehemmiyyeti, Evliyâlık, Resûlullahın güzel ahlâkı, islâmiyyet, tarîkat ve hakîkatin ayrı-ayrı şeyleri olmadıkları gâyet açık bir şekilde îzâh edilmişdir. (Mektûbât Tercemesi) kitâbı, (Mektûbât)ın birinci cildinin tercemesidir. Başlangıçdaki mektûbları hocası Muhammed Bâkî-billaha yazıldığından ve tesavvufun inceliklerinden bahsettiğinden bu tercemeye alınmamışdır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(Fâideli Bilgiler) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmişdir.
I.kısımda; Ma’lûmât-ı Nâfia (Fâideli Bilgiler), İslâm dîni hakkında kısa ve öz bilgiler; Ehl-i Sünnet i’tikâdı, islâmî ilimlerin ve fıkh âlimlerinin sınıflandırılması, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin hayâtı, Ehl-i Sünnet dışı bu inanç sistemi olan vehhâbîlik hakkında bilgi vardır.
II. kısımda; (Din Adamı Bölücü Olmaz) kitâbı vardır. Burada Mısırlı bir din adamı Reşid Rızânın bölücü yazılarına cevâb verilmekdedir. Ayrıca dört mezheb imâmı hakkında kısa bilgi verilmekdedir. Din adamı nasıl olmalıdır; Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin kaleminden anlatılmakdadır. Îmânda ve amelde bid’at konusu da geniş olarak îzâh edilmekdedir.
III. kısımda,(Doğruya İnan, Bölücüye Aldanma) kitâbı vardır. Birkaç dinde reformcunun bozuk düşüncelerine cevâb verilmekdedir. Cebriyye, Mu’tezîle ve Ehl-i Sünnet fırkalarının insanın yapdığı iş ve kaza-kader konusunda görüşleri; îmân yalnız inanmak mıdır, Kur’ân-ı kerîm tefsîri ve tercemeleri, Allah sevgisi ve Allah korkusu; İslâm dîninin kadına verdiği değer anlatılmakda, dinde reform yapmak istiyenlere cevâb verilmekdedir.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
I. kısım; Abdüllah-ı Süveydi hazretlerinin yazdığı (Hücec-i kat’ıyye) kitâbıdır. Ehl-i Sünnet ile şî’îlerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve bu husûsdaki Nâdir Şâhın Fermânını bildirmekdedir.
II. kısım;İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendinin (Redd-i Revâfıd) kitâbıdır.
III. kısım;Mevlevî Osmân efendinin (Tezkiye-i ehl-i beyt) kitâbıdır. Bir islâm düşmanının yazdığı Hüsniyye kitâbına cevâb verilmekdedir.
IV. kısım;(Birleşelim-Sevişelim) kitâbıdır. İslâm câhillerinin çeşidli fikirlerine cevâb verilmekde, bilhassâ, Nemâz ve Mescidler konusunda geniş açıklamalar yapılmakdadır.
V. kısım; (Îmân ile ölmek için kardeşim, Ehl-i beyt ile Eshâb-ı sevmelisin) kitâbıdır. Ehl-i beyt ile Eshâb-ı kirâmın birbirlerini çok sevdiklerini açıklamakda ve bu husûsda iftirâ edenlerin sözleri gâyet ilmî olarak cevâblandırılmakdadır.
VI. kısım; İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin (Peygamberlik Nedir) kitâbıdır. Peygamberlik nedir, Muhammed aleyhisselâmın Peygamberliği, Mu’cîzenin ne olduğu açıklanmakdadır.
VII. kısım;(İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi)dir. Bunun devâmında, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin (33) adet mektûbunun tercemesi vardır.
VIII. kısım; İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin (Eyyühel-Veled) tercemesidir.
IX. kısım; Bu kısımda bir din câhiline cevâb verilmekdedir.
X. kısım; Komünistlik nedir, komünistlerde din düşmanlığı îzâh edilmekdedir.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
((Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.
I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.
II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.
III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.
IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(İslâm Ahlâkı) kitâbı üç kısımdan meydâna gelmiştir.
I. kısım; (İslâm ahlâkı) kısmıdır. Alî bin Emrullah ve Muhammed Hâdimi hazretlerinin kitâblarından hâzırlanmışdır. Kötü ahlâk ve bundan kurtulma çâreleri, (40) tane kötü ahlâk ve tedâvî yolları, ahlâk ilminin fâideleri, neye yaradığı, rûh nedir, rûhun kuvvetleri, hikmet, şeca’at, iffet ve adâletden doğan huylar geniş olarak anlatılmakdadır.
II. kısım; (Cennet Yolu İlmihâli)dir. Muhammed bin Kutbüddîn İznîkinin (Mızraklı İlmihâl) kitâbı esâs olarak hâzırlanmışdır. Îmânın altı şartı, küfre sebeb olan husûslar, islâmın beş şartı, ellidört farz, büyük günâhlar, Evlenmenin edebleri, Ölüme hâzırlık konularını anlatan bir ilmihâl kitâbıdır.
III. kısım; (Ey oğul ilmihâli)dir. Osmânlı devleti âlimlerinden Süleymân bin Ceza’ hazretleri, Hanefî mezhebi âlimlerinin kitâblarını esâs olarak hâzırlamışdır. İbâdetler, îmân, Ana-baba hakkı, Sıla-ı rahm, Yime-içme adâbı, Hakîki müslimân nasıl olur konuları ile, ayrıca sonunda, Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî hazretlerinin rûhlara gıda olan onbir mektûb tercemesi vardır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(Eshâb-ı kirâm) kitâbının başında, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın Eshâbının üstünlüğünü, Eshâb-ı kirâma dil uzatanların haksız ve câhil oldukları anlatılmakda, ayrıca; (İctihâd)ın ne olduğu açıklanmakdadır.
Tenbîh kısmında, bir islâm düşmanının yazdığı (Hüsniyye) kitâbına cevâb verilmekdedir.
Bir kısmında, büyük islâm âlimi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ve Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretlerinin hâl tercemeleri anlatılmakdadır.
Müslimânların İki Göz Bebeği kısmında, Hazreti Ebû Bekr ve Hazreti Ömerin üstünlükleri anlatılmakda, İslâmda ilk fitne kısmında, Eshâb-ı kirâm arasındaki hadîseler, İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin kaleminden çok güzel ve açık olarak îzâh edilmekde, Eshâb-ı kirâmın hepsini sevmek, Ehl-i sünnet olmanın temel şartı olduğu açıklanmakdadır.
Sonunda da, kitâbda ismi geçen (265) zâtın hâl tercemeleri açıklanmakdadır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı iki kısımdan meydâna gelmiştir.
I. kısım; büyük islâm âlimi, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin (Dürret-ül fâhire) kitâbının (Kıyâmet ve Âhıret) hâlleri olarak tercemesidir. İnsanın ölümü, rûhun bedenden ayrılması, kabr hayâtı, kabr süâlleri, kıyâmet günü insanların hesâba çekilmesi, Cennet ve Cehenneme nasıl gidileceği, geniş olarak açıklanmakdadır. Ayrıca, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin (Kimyâ-i Se’âdet) kitâbından alınan (Nefs muhâsebesi) kısmında, akıllı bir müslimânın ne şekilde hareket etmesi gerekdiği çok güzel bir şekilde îzâh edilmekdedir.
II. kısımda(Müslimâna Nasîhat) kitâbı yer almakdadır. (Feth-ül mecîd) isimli bir vehhâbî kitâbından kısımlar alınarak, bozukluklar îzâh edilmiş,(Ehl-i Sünnet) âlimlerinin cevâbları yazılmış, tesavvufun ne olduğu çok güzel açıklanmışdır. Resûlullah efendimizin kabrini ve diğer kabrleri ziyâret, kabrdekilerin hâlleri, Resûlullaha salevât okumanın önemi, Evliyâlığın ne olduğu, kıyâmet günü herkes sevdiğinin yanında olacakdır konuları burada açıklanmışdır. Ayrıca, Ehl-i Sünnet i’tikâdından ayrılan vehhâbîliğin inanç esâsları, yayılma şekli, Hicâz bizden nasıl ayrıldı, geniş olarak îzâh edilmişdir.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(Cevâb Veremedi) kitâbı Harputlu İshâk Efendinin (Diyâ-ül kulûb) kitâbının tercemesidir. Îsâ aleyhisselâma gönderilen ve hak kitâb olan İncîl kitâbının tahrîf edilmesi ile ortaya çıkan dört kitâb [Matta İncîli, Markos İncîli, Luka İncîli, Yuhannâ İncîli] hakkında bilgi vermekde, bunlar arasındaki ihtilâfları açıklamakdadır. Kur’ân-ı kerîm ile İncîl karşılaştırılmakda, İncîlin tahrîf edildiği, hükümlerinin yürürlükden kalkdığı, Kur’ân-ı kerîmin bütün semâvî kitâbların hükümlerini yürürlükden kaldırdığı îzâh edilmekdedir. Îsevîlikdeki teslîs (üç tanrı) inancının yanlış olduğu, Allahü teâlânın bir olduğu, ilim ve kudret sıfâtları ilmî olarak açıklanmakdadır. Îsâ aleyhisselâmın insan olduğu, Peygamber olduğu, ona tapılmıyacağı îzâh edilmekdedir. Yehûdîlik, Tevrât ve Talmud hakkında da bilgi verilmekdedir.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
Kitâbın birinci kısmında; ingilizlerin dünyâ hâkimiyeti zemânında kurdukları (Müstemlekeler Nezâreti)nin bir elemânı olarak önce İstanbula gelen ve orada çeşidli islâmi ilimleri ve lîsanları öğrenen Hempherin, bağlı olduğu (Nezâret)in tâlimatı ile islâm âlemini dolaşması, Mehmed bin Abdülvehhab ile dostluk kurması, ona vehhâbîlik temel inançlaını telkin etmesi açıklanmakdadır. İslâm dünyâsını ve müslimânları nasıl parçalayabileceğinin âdetâ tatbikâtını yapmışdır. Sistemini kurmuşdur.
Kitâbın ikinci kısmında, ingilizlerin islâm memleketlerinde ve bilhassâ Hindistanda yapdıkları insanlık dışı mezâlim anlatılmakdadır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
Bu kitâb dokuz bölümden meydana gelmektedir. Ehl-i sünnet i'tikâdı, namaz, abdest, gusl, teyemmüm, oruç, hac ve zekât bilgileri anlatılmaktadır. Namâz kitâbının sonunda, namâzın içinde ve dışında okunacak duâlar yer almaktadır.
Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.
Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:
1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.
2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.
3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.
4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.
5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.
6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.
7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.
8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.
9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
Dört halîfenin ve Eshâbın bütününün büyüklüklerini, kıymetlerini çok uzun ve çok güzel anlatan bu kitâb, türkçe olup, ilk defa 1325 senesinde basılmıştır. Kitabevimiz yeniden 1998'de bastırmıştır. Bu kitâbı Seyyid Eyyûb hazretleri yazmıştır.
1.bâb'ta Birinci halîfe emîr-ül mü’minîn Ebû Bekr-i Sıddîkın "radıyallahü teâlâ anh" 66 menkıbesi vardır.
2.bâb'ta İkinci halîfe emîr-ül mü’minîn Ömer-ül Fârûkun "radıyallahü teâlâ anh" 81 menkıbesi vardır.
3.bâb'ta Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ömer-ül Fârûkun "radıyallahü teâlâ anhümâ" 23 menkıbesi vardır.
4.bâb'ta Üçüncü halîfe emîr-ül mü’minîn Osmân-ı Zinnûreynin "radıyallahü teâlâ anh" 55 menkıbesi vardır.
5.bâb'ta Ebû Bekr, Ömer ve Osmân’ın "radıyallahü anhüm" 19 menıbesi vardır.
6.bâb'ta Dördüncü halîfe emîr-ül mü’minîn Esâdüllahi Gâlib Alî ibni Ebî Tâlibin "radıyallahü teâlâ anh" 101 menkıbesi vardır.
7.bâb'ta Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alînin "radıyallahü teâlâ anhüm" 46 menkıbesi vardır.
8.bâb'ta Ebû Bekr-i Sıddîk ile Alî bin Ebî Tâlibin "radıyallahü anhümâ" münâzarası anlatılmaktadır.
9.bâb'ta Âşere-i Mübeşşerenin menâkıbı. Bu bâbda 13 madde vardır.
10.bâb'ta Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" Ehl-i Beytinin 17 menkıbesi vardır.
11.bâb'ta Eshâb-ı kirâmın “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” 8 menkıbesi vardır.
12.bâb'ta 36 madde halinde bu ümmetin üstünlükleri anlatılmaktadır.
Kitabı, Hakikat Kitabevinden isteyebilirsiniz. Kitabın tamamını okumak için resmi veya başlığı tıklayınız.
(Dürr-ül me’ârif) kitâbı, îmân, ilm, ahlâk ve tesavvuf bilgilerinden bahsetmekdedir. İsmin ma’nâsı (ma’rifetler-yüksek bilgiler incisi)dir. Yazarı Şâh Râuf Ahmed müceddidî olup, Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin yetiştirdiği büyük evliyâdandır. Üstâdının altı aylık sohbetleri esnâsında dile aldığı konuları yazmışdır. Râuf Ahmed, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin küçük oğlu Muhammed Yahyânın soyundandır. 1253 (1837) de hacca giderken, Yemende denizde şehîd olmuşdur. Eserin ikinci baskısı 1394 (m. 1974) de İstanbulda ofset yoluyla yapılmışdı. Bu sefer tashîhli olarak yeniden basıldı.
Birincisi (El-münkızü mined-dalâl) olup, büyük islâm âlimi İmâm-ı Gazâlî yazmışdır. Yunan felsefecilerine cevâb vermekde, İslâm bilgilerini övmekdedir.
İkincisi (İlcâm-ul-avâm) kitâbı olup, yine İmâm-ı Gazâlî hazretleri yazmışdır. Mezhebsizlerin yanlış yolda olduklarını bildirmekde ve kendilerine cevâb vermekdedir. [İmâmları, Ebû Mansûr Mâtürîdi ve Ebûl-Hasen Eş’arî olan Ehl-i sünnet vel cemâ’at mezhebinden, selefîlik diye bir ehl-i sünnet mezhebi yokdur.]
Üçüncüsü, (Tuhfet-ül-erîb) olup, papaz iken müslimân olan, Abdüllâh-ı tercümân yazmışdır. Hıristiyanlık dînini incelemekde, hıristıyanların ellerinde bulunan İncîl denilen dört kitâbın yanlış yerlerini ortaya koymakdadır.
Dördüncüsü, (Rûh-ul-beyân) tefsîrinden seçme, hıristiyanlık hakkında kıymetli bir yazıdır.
Beşincisi, İbrâhim Fasîh Hayderînin (Tuhfet-ül-uşşâk) kitâbı olup, bir tesavvuf risâlesidir.
Sual: Eshab-ı kiramı sevmenin önemi nedir? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Eshab-ı kiramı sevmek, onlara bağlı olmak, insanlar içinden beğenilmiş, süzülüp ayrılmış olan bu çok kıymetli tabakanın hayat tarzlarına imrenip onlar gibi olmaya özenmek, Allahü teâlânın en büyük nimetidir. Hadis-i şerifte, (Kişi sevdiği ile beraberdir) buyurulduğundan onları sevenler, onlar iledir. Cennette onların makamlarında, yakınlarındadır.) (Eshab-ı Kiram)
İbni Hacer-i Mekki hazretleri de buyuruyor ki:
(Ey kalbi Allahü teâlânın sevgisi ile ve Resulullahın sevgisi ile dolu olan Müslüman! Birinci vazifen Peygamber efendimizin eshabının sevgisini, ehl-i beytinin sevgisi ile kalbinde cem etmektir. Ehl-i beyti, Resulullahın evladı oldukları için sevdiğimiz gibi, diğerlerini de, Onun eshabı oldukları için sevmeliyiz! Çünkü, Eshab-ı kiramın nail oldukları şeref pek yüksektir. O şerefe başkaları kavuşamaz. O şereften birisi, Resulullahın mübarek nazarları onlara işlemiş ve hepsine manevi imdat ile yardım etmiştir. Bu hassa, bunlardan başkasında bulunmuyor. Bunların kemalatına, geniş ilimlerine, Peygamber efendimizden aldıkları hakikat mirasına, sonra gelenlerden hiç biri kavuşamadı. Her Müslümanın bunların hepsini adil, salih ve veli ve âlim ve müctehid bilmesi lazımdır. Kendilerinden bir hata çıksa da cenab-ı Hak hepsini af ve mağfiret ile müjdeledi. Kur’an-ı kerimde mealen, (Allah,Onların hepsinden razıdır. Onlar da, Allah’tan razıdırlar) buyurdu. Sahabe-i kiramdan birini kusurlu bilmek ve kötülemek, bu âyet-i kerimeye inanmamak olur.) [Sava’ik-ul-muhrika]
Bunun için bu mübarek insanlardan bahsederken sıradan bir insandan bahseder gibi konuşmamalıdır. Her zaman edepli, terbiyeli olmalıdır. Her birinin ismini hürmetle, saygı ile söylemelidir. Birinin adı söylenince “radıyallahü anh [Allah ondan razı olsun]” denir. İkisi için “radıyallahü anhüma [Allah o ikisinden razı olsun]” Birkaçı veya hepsi söylenince “rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain” veya kısaca “radıyallahü anhüm [Allah onların hepsinden razı olsun]” denir.
Onların üstünlüklerini bildiren âyet-i kerimelerden bazılarının mealleri şöyledir:
(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın Peygamberidir, Onunla birlikte bulunanların [Eshabın] hepsi, kâfirlere karşı çetin ve birbirlerine karşı merhametlidir. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah, inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat vaad etmiştir.) [Feth 29]
(Müminlerden, oturanlarla malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kılmıştır. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etmiştir; ama cihad edenleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.) [Nisa 95]
(Allah [Eshabın] hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etmiştir.) [Hadid 10]
(Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun [Eshab-ı kiramın] babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa, Allah’a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk etmez. İşte onların [Eshab-ı kiramın] kalbine Allah, iman yazıp katından bir ruh ile onları destekledi. Onları içlerinden ırmaklar akan Cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah’tan razıdır.) [Mücadele 22]
([Resulullahın eshabı olan] sizler, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.) [Âl-i İmran 110]
(Resulüm sana Allah yetişir ve seni müminlerle [Eshabınla] destekler.) [Enfal 62]
İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
Araf ve Hicr surelerinde (Biz azimüşşan, onların kalblerindeki gıl ve gışşı nezettik) buyuruluyor. Yani kalblerindeki kin ve düşmanlık gibi şeyleri kökünden çıkarıp attık. Demek ki, hiçbir sahabi, başka bir sahabiye haset ve kin beslemez. Çünkü, hepsi Hakkulyakin mertebesine ulaşmışlardır. Aralarındaki savaşlar ictihad sebebi ile idi. Her biri, kendi ictihadı ile hareket etmeye mecbur olduğundan, hiçbiri kötülenemez. Eshab-ı kiramdan birini kötülemek, (Allah onlardan razıdır) mealindeki âyete inanmamak olur. (Tathir-ül-cenan)
İmam-ı Rabbani hazretleribuyuruyor ki:
Sahabe-i kiramın hepsi, sonra gelen Müslümanların hepsinden daha üstündür. Çünkü insanların en iyisinin sohbetinin üstünlüğüne benzeyen hiçbir üstünlük olamaz. Eshab-ı kiramın, İslamiyet’in zayıf olduğu ve Müslümanların az olduğu o zamanda, dini kuvvetlendirmek için ve Peygamberlerin efendisine yardım etmek için yaptığı ufak bir hareketine, o kadar sevap verilir ki, başkaları, bütün ömrünü, sıkı riyazetle ve ağır mücahedelerle ve ibadetlerle geçirse, o kadar sevap alamaz. (c.2, m.99)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Her şeyin temeli vardır. Müslümanlığın temeli eshab ve ehl-i beytimi sevmektir.) [İ.Neccar]
(Eshabımın hiçbirine dil uzatmayın. Onların şanlarına yakışmayan bir şey söylemeyin! Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç arpası kadar sevap alamaz.) [Buhari, Ebu Davud, Begavi]
(Ensarı müminden başkası sevmez, münafıktan başkası da buğzetmez. Ensarı seveni Allah da sever, onlara buğzedene Allah da buğzeder.) [Buhari]
(Eshabım gibi hiç kimse İslamiyet’e hizmet edemez.) [İ. Süyuti]
(Kimi çıkıp, Eshabımı kötüleyecek. Bunlar, Müslümanlıktan ayrılacaklardır.) [Beyheki]
(Eshabımın kusurlarını söylemeyin! Kalbleriniz onlara karşı değişir. Eshabımı iyilikle anın ki, kalbleriniz ülfet etsin!) [Deylemi]
(İnsanların en hayırlısı asrımdaki Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin] dir. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin] dir. Artık bunlardan sonra yalan yayılır. Bunların [Eshabımın yolunda olmayanların] sözlerine ve işlerine inanmayınız!) [Buhari]
(Eshabımı, zevcelerimi ve Ehl-i beytimi seven ve onlara dil uzatmayan, Cennette benimle beraber olur.) [Ramuz]
(Eshabımı kötüleyen hariç, Kıyamette, herkesin kurtulma ümidi vardır.) [Hakim]
(Eshabım arasında fitne çıkacak, o fitnelere karışanları, Allahü teâlâ benimle olan sohbetleri hürmetine af ve mağfiret edecektir. Sonra gelenler, bu fitnelere karışan Eshabıma dil uzatarak Cehenneme girecektir.) [Müslim]
Birbirlerini çok severdiler Eshab-ı kiram, birbirinin dostu idi ve birbirini çok severdi. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mal ve canları ile cihad edenler ve hicret eden eshabı barındırıp yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır.) [Enfal 72]
(İnanıp iyi işler yapanlar, Cennet ehlidir. Orada ebedi kalırlar. Onların altlarından ırmaklar akarken, kalblerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Onlar derler ki: “Hidayetiyle bizi bu nimete kavuşturan Allah’a hamd olsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler.” Onlara: İşte size Cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir.) [Araf 42-43]
(Takva sahipleri, Cennetlerde ve pınar başlarında olacak, onlara “Emniyet ve selametle girin” denilecektir. Biz, onların kalblerindeki kini söküp attık; onlar köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklardır.) [Hicr 45-47]
Ehl-i sünnet âlimleri, Eshab-ı kiramın birbirlerini çok sevdiklerini, birbirine karşı çok merhametli olduklarını, kalblerinde birbirlerine karşı en ufak kin bulunmadığını bildirmişlerdir. Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Eshabımı seven, beni sevdiği için sever, sevmeyen de, beni sevmediği için sevmez.) [Buhari]
(Eshab ve akrabamı sevip Peygamberlik hakkımı koruyanları, Allahü teâlâ, dünya ve ahirette zararlardan korur. Onları incitenlere de azap eder.) [Taberani]
Ölürken bile birbirlerini düşündüler Yermük harbinde, eshab-ı kiram birçok şehit verdi ve birçoğu da gazi oldu. Şehadet şerbeti içerken bile birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını, birbirlerini ne kadar sevdiklerini gösterdiler.
Eshab-ı kiramın ileri gelenlerinden Hazret-i Huzeyfe anlatıyor:
Yermük muharebesinde idi. Çarpışmanın şiddeti geçmişti ve mızrak darbeleri ile yaralanan Müslümanlar düştükleri kızgın kumların üzerinde can veriyorlardı. Bu arada ben de, güç bela kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım. Son anlarını yaşayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet aradığımı buldum. Fakat ne çare!.. Bir kan seli içinde yatan amcamın oğlu, göz işaretleri ile bile zor konuşabiliyordu. Dudakları hararetten adeta kavrulmuştu.
Daha evvel hazırladığım su kırbasının ağzını açtım suyu kendisine doğru uzatırken, biraz ötedeki yaralıların arasından İkrime'nin sesi duyuldu, (Su! su!...)
Amcamın oğlu Hâris, bu feryadı duyar duymaz göz ve kaş işaretiyle suyu hemen İkrime'ye götürmemi istedi. Kızgın kumların üzerinde yatan şehitlerin aralarından koşa koşa İkrime'ye yetiştim ve hemen kırbamı kendisine uzattım. İkrime elini kırbaya uzatırken Iyaş'ın iniltisi duyuldu: (Allah rızası için bir damla su!)
Bu feryadı duyan İkrime, elini hemen geri çekerek suyu Iyaş'a götürmemi işaret etti. Suyu o da içmedi. Ben kırbayı alarak şehitlerin arasından dolaşa dolaşa Iyaş'a yetiştiğim zaman kendisinin son nefesinde kelime-i şehadeti söylediğini duydum.
Benim getirdiğim suyu gördü. Fakat vakit kalmamıştı... Başladığı kelime-i şehadeti ancak bitirebildi. Derhal geri döndüm, koşa koşa İkrime'nin yanına geldim. Kırbayı uzatırken bir de ne göreyim! Onun da şehit olduğunu müşahede ettim. Bari dedim, amcamın oğlu Hâris'e yetiştireyim. Koşa koşa ona geldim. Ne çare ki o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslim edip, şehit olmuştu.
Eshabın hepsinden Allah razıdır
Sual: (Kıyamet günü, tanıdığım çok kimseyi havuzumdan uzaklaştırırlarken, ben, bunlar benim eshabım derim. Fakat, “Senden sonra, onlar neler yapmıştır neler” diye bir ses gelir) mealindeki hadis, sahabenin çoğunun kâfir olduğunu göstermiyor mu? CEVAP Hiç birinin kâfir olduğunu göstermez. Hadis-i şerifler ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamaları olmadan okunursa insan dinden çıkabilir. Bu hadis-i şerife açıklamasız bakan birisi, bir kısım eshab-ı kiramın küfre düştüğüne inanıp, hepsinin Cennetlik olduğunu bildiren âyet-i kerimeleri inkâr ederek dinden çıkar. Yahut âyet-i kerimelere bakıp, sahih olan bu hadisi inkâr ederek dinden çıkar. Zaten din düşmanlarının maksadı da bu, (Âyetten, hadisten dinini öğren) sözleri ile herkesi dinden çıkarmaya çalışıyorlar. Bu tehlikeli tuzağa düşmemelidir.
Eshab-ı kiramın hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ, hepsinden razı olduğunu, hepsini Cennete koyacağına söz verdiğini Kur’an-ı kerimde defalarca bildirmiştir. İki âyet-i kerime meali şöyledir: (Ağaç altında, sana söz veren müminlerden [1400 kişi olan Eshabından], Allah razıdır. Kalblerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.) [Fetih 18]
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah [Eshabın] hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etti.) [Hadid 10] Resulullah efendimiz de Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğunu defalarca bildirmiştir. Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir: (Beni gören Müslüman [Eshabım], Cehenneme girmez.) [Taberani]
(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, hidayete kavuşursunuz.) [Darimi, Beyheki, İbni Adiy, İ. Münavi]
(Eshabım, cin ve insanların hepsinden üstündür.) [Bezzar]
(Allahü teâlâ, beni insanların en asilzadesi olan Kureyş kabilesinden seçti ve bana onların arasından en iyilerini eshab [arkadaş] olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezir olarak ve din-i İslamı, insanlara bildirmekte, yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshar, [zevce, kayınpeder, kayınvalide, kayınbirader ve baldız gibi kadın tarafındanakraba] olarak ayırdı. Bunlara sövenlere, iftira edenlere, Allahü teâlânın ve bütün meleklerin ve insanların laneti olsun! Allahü teâlâ, kıyamet günü, bunların farzlarını ve sünnetlerini kabul etmez.) [Hakim]
(Eshabıma dil uzatmakta Allah’tan korkun! Benden sonra onları kötü emellerinize alet etmeyin! Onları seven, beni sevdiği için sever. Beni sevmeyen de onları sevmez. Onları inciten beni incitmiş olur. Beni inciten de Allahü teâlâyı incitmiş olur. Bunun da cezası gecikmeden verilir.) [Buhari]
(Eshabımın hiçbirine dil uzatmayın! Onlara dil uzatan Allah’a dil uzatmış olur.) [Buhari] (Eshabımı kötüleyene Allah lanet etsin.) [Taberani, Beyheki, Hakim]
(Eshabımın ismini işitince, susun, şanlarına yakışmayan söz söylemeyin!) [Taberani] (Bedir savaşında bulunanları Cennetle müjdele.) [Dare Kutni]
Bu kadar hadis-i şerifi ve âyet-i kerimeyi görmeyip de, tevil gerektiren bir hadis-i şerifi bahane ederek Eshab-ı kiramı suçlamak Müslüman olan hiç kimseye yakışmaz. Sualdeki o hadis-i şerif, Müslüman görünen münafık zındıkları bildiriyor. Dinimiz zahire göre hükmeder. Bir kişi ben Müslümanım derse o Müslüman kabul edilir. Resulullah efendimizin, (Bunlar eshabımdı) buyurması bundan dolayıdır.
Diğer yandan, gaybı Allah’tan başkası bilmez. Allahü teâlâ bildirmedikçe, Resulullah onların içinde münafık, zındık olduklarını elbette bilemez. Ancak bildirdiklerini bilir. Eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğunu bildirmiştir.
Eshab arasında bulunan sahabi sanılan birkaç kimsenin Resulullah zamanında mürted olduğu, hadis-i şerifle bildirildi. Bunlar Eshablık şerefine dahil değildir. Bunlar, Beni Hanif ve Beni Sakif gibi kabilelerden elçi olarak gelip, Müslüman olduklarını söyleyip gidenlerdendi.
Deve ve Sıffin savaşlarında Hazret-i Ali’nin yanında bulunup, sonra harici olan Harkus bin Zübeyr de onlardandır. Salih işler yapan ve kâfirlerle cihad eden Eshabın hepsinin imanla vefat ettiklerinde, Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğine varmıştır.
Deve ve Sıffin olaylarında her iki tarafta bulunan Sahabiler, hep böyle idi. İki gruptan hiç biri diğerine kâfir demedi. Hazret-i Ali, (Onlar bizim kardeşlerimiz) buyurdu.
İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
Eshab-ı kiramın hepsini adil, salih, evliya, âlim, müctehid bilmek her Müslümana lazımdır. Kur'an-ı kerimde, (Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razıdır) buyuruluyor. Onlardan birini kötülemek, bu âyet-i kerimeye inanmamak olur. (Savaık-ul muhrika)
Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramdan razı olduğunu bildiriyor. Allah’ın sıfatları sonsuzdur. Onlardan razı olması sonsuzdur. Allahü teâlânın bunlardan razı olması değişmez. Sonradan mürted olacak, kâfir olacak kimseden Allahü teâlâ razı olmaz. Bu bakımdan Allahü teâlânın razı olduğu Eshabdan hiçbiri mürted, münafık olmaz. Münafıklar, Eshabdan değildir. Münafıklardan birkaçının, imansızlıklarını açıklamaları, Eshab-ı kiramın sonradan mürted olması demek değildir. Salebe de münafık iken, Müslüman görünmüş, namaz kılmıştır. Sonradan zekatı inkâr edince münafıklığı meydana çıktı. Daha önce Müslüman göründüğü için kendisine (sahabi iken mürted oldu) denilmiştir. Yoksa aşağıdaki âyet-i kerimede bildirildiği gibi, hakiki imana kavuşan, asla mürted olmaz.
Senaullah-i Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Tasavvufta Fena makamına kavuşan, elbette imanla ölür. Bekara suresinin (Allah, imanınızı zayi etmez) mealindeki 143. âyeti ve (Allahü teâlâ, [Fena makamına kavuşan evliya] kulların imanlarını geri almaz) hadisi, hakiki imanın geri alınmayacağını göstermektedir. (İrşad-üd-talibin)
Evliyanın bile imanı gitmez, yani mürted olmazken, evliyadan daha yüksek olan sahabi asla mürted olmaz. Allahü teâlâ onları mürted etmez. Allahü teâlâ, Onlardan razıyım, onlara Cenneti söz verdim buyurdu. Allah hiç sözünden döner mi? Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah asla sözünden dönmez.) [Al-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31, Rum 6]
Hepsi Cennetlik olanlar
Sual: Eshab-ı kiramdan büyük günah işleyenler de mi Cennetliktir? CEVAP Evet hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ, onlara en güzel mükafatı vereceğine yani Cennete koyacağına dair söz verdi. Âyet-i kerimede, ve küllen vaadallahü hüsna buyuruldu. Yani, Allah hepsine Cenneti söz verdi demektir. Âyet-i kerimede yine buyuruluyor ki: (Muhacirlerin [Mekke’den hicret eden eshabın] ve Ensarın [Medine’de muhacir eshaba yardım edenlerin] önce gelenlerinden ve bunların yolunda gidenlerden Allah razıdır ve bunlar da, Allah’tan razıdır. Allah bunlar için, altından ırmaklar akan Cennetler hazırladı. Bunlar Cennetlerde sonsuz olarak kalacaklardır.) [Tevbe 100]
Allahü teâlânın zatı gibi sıfatları da sonsuzdur. Razı olması da sonsuzdur. Allah, Eshabdan birkaç sene razı olup sonra vazgeçmez. Hepsinin Cennetlik olduğunu bildirdiği gibi ayrı ayrı da bildirdi.
Mesela ağaç altında biat eden 1400 eshabdan razı olduğunu da bildirdi: (Ağaç altında, sana söz veren müminlerden, Allah razıdır.) [Fetih 18]
Resulullah efendimiz, (Ağaç altında sözleşenlerden hiçbiri Cehenneme girmez) buyurdu. Bu biate, (Biat-ür-rıdvan = Razı olunan biat) denir. Çünkü Allah bunlardan razıdır. (Meâlimüttenzil)
Eshab-ı kiramdan büyük günah işleyenlere bir örnek verelim: Hatib bin Ebi Beltea hazretleri, Saire isimli casus bir kadınla Mekke’deki müşriklere, Mekke’nin fethi için hazırlık yapıldığını bildiren bir mektup gönderdi. Vahiy ile durumu öğrenen Resulullah, üç kişiye emretti. Onlar da, kadına yetişip, mektubu istediler. Kadın “Bende mektup yok” dedi. “Resulullah yalan söylemez, mektubu çıkar. Yoksa...” diyerek tehdit edilince, kadın örülü saçlarının arasındaki mektubu çıkarıp verdi. Mektup getirilince Peygamber efendimiz, Hazret-i Hatibe niçin böyle yaptığını sordu. Hatib Radıyallahü anh, (Mekke’de çoluk çocuğum var. Müşriklerin bir zararı dokunmasın diye bunu yazdım) dedi. Hazret-i Ömer (Ya Resulallah, izin ver, hemen şunun kellesini uçurayım) dedi. Fakat Peygamber efendimiz (Allahü teâlâ, Bedir gazasında bulunanlara "İstediğinizi yapın! Sizin her işinizi affettim" buyurdu. Bu Bedir ehlindedir) buyurunca, Hazret-i Ömer, böyle söylediği için ağladı, pişman oldu, tevbe istiğfar etti.
Bir örnek daha:
Eshab-ı kiramdan Sabit bin Kays bin Şemmâs’ın, ses tonu yüksekti. Hücurat suresinin, (Ey iman edenler, seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygambere yüksek sesle konuşmayın. Farkına varmadan amelleriniz boşa gider) mealindeki ikinci âyeti inince huzur-ı saadete artık gelmedi. Resul-i Ekrem efendimiz, haber gönderip çağırttı. Ona gelmeyiş sebebini sorunca. Hazret-i Sabit, “Ya Resulallah, bu âyet inince amellerimin boşa gideceğinden korktum. Çünkü ses tonum yüksektir” dedi. Resulullah buyurdu ki: (Sen o mevkide değilsin. Sen eshabımdansın, sen hayr ile yaşayıp hayr ile de öleceksin. Sen Cennet ehlisin.) [Beydavi, Medarik, Buhari, Müslim]
Bu husus, bundan sonraki âyet-i kerime ile de bildirildi: (Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah'ın kalblerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük mükâfat vardır.) [Hücurat 2] (Büyük mükafat, Cennette büyük makamlara kavuşmak demektir.)