Farklı kaynaklarda, Hz. Aişe'nin evlilik yaşı ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetler, Hz. Muhammed (S.A.V)'in kızı Fatıma ve Hz. Aişe'nin kız kardeşi Esma'ya atfedilen bilgilerden yola çıkarak yapılan çeşitli çıkarımlar üzerinde durmaktadır. Hz. Aişe'nin doğum tarihi ve evlilik yaşı konusunda ortaya atılan farklı rakamlar, bu rivayetlerden kaynaklanmaktadır. Ortaya atılan iddialar Hz. Aişe'nin Hz. Muhammed (S.A.V.) ile evlendiğinde 6 yaşında olduğu yönündedir. Ancak o dönemlerde Arap toplumunda ergenlik yaşından sonrası hesaplanırdı. Bu durumda Hz. Aişe'nin evlilik yaşı ergenlik döneminden sonra yani 6 yaş ilave edilerek hesaplanır.

 

Hz. Aişe Hz. Muhammed (S.A.V.) ile evlendiğinde kaç yaşındaydı?

 

Hz. Aişe Hz. Muhammed (S.A.V.) ile evlendiğinde kaç yaşındaydı? sorusu tekrar gündeme gelen konular arasında. Birçok kişi Hz. Aişe'in Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) ile evlendiğinde henüz 6 yaşında olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu durum Arap toplumunun yaş hesaplama tablosunu incelediğimizde ortaya çıkar. Zira Arap toplumunda o dönemler kızların yaşı ergenlik döneminden sonra hesaplanmaya başlanır. Kız ergenliğe girdikten sonra yaşı 1-2-3.. şeklinde hesaplanmaya başlar. Bir genç kızın ergenlik çağı 10-14 yaş arasında başlar. Hz. Aişe'in 10 yaşında ergenliğe eriştiği varsayıldığında evlilik yaşı da 6 olarak biliniyorsa 10+6=16 şeklinde bir rakam çıkar ortaya. Dolayısıyla bu ele alınan rakam minimum olarak hesaplanan rakamdır.

 

Eski Diyanet İşleri Başkanı ve Türk İlahiyatçı olan Süleyman Ateş, Hz. Aişe'nin evlilik yaşı ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmaktadır.

 

"Tarihçilerin ve bibliyografların tespitine göre Aişe, Peygamberimizin kızı Fatıma'dan beş yaş küçüktür. Fatıma, peygamberlikten 5 yıl önce doğmuştur. Demek ki Aişe, peygamberliğin başlangıç yılında doğmuştur. Hazreti Muhammed, peygamber olduktan sonra 13 yıl kadar Mekke'de kaldı. Peygamber hicret ettiği zaman Aişe 13 yaşında olmalıdır. Peygamber Medine'ye göçtükten iki yıl sonra Aişe ile evlendiğine göre, demek ki evlendiği zaman Aişe en az 15 yaşındaydı. Ayrıca Aişe, Peygamber ile nişanlanmadan önce Cübeyr ibn Mut‘im’e nişanlı veya sözlü idi. Bu da onun, Peygamber ile sözlenmeden önce evlenecek yaşta olduğunu göstermez mi? Bu yaş da herhâlde dokuz yaş değildir. Demek ki Peygamber istediği zaman Aişe, en azından evlenecek çağ olan 15 yaşlarındaydı.

Aişe'yi direkt olarak Peygamber istememiş; halası onu Peygamber'e önermiş, o da uygun görmüştü. Bir başka rivayete göre ise Aişe, Peygamberimizin kızı Fatıma ile yaşıttır. Fatıma’nın doğumunda babası 35 yaşındaydı. Bu durumda Aişe evlendiğinde 20 yaşlarındadır."

 

Yine 'Sorularla İslamiyet' kaynağını incelediğimizde; bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı Saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

 

Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki:

 

“Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam on yedi yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l-Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

 

Hz. Aişe Kimdir?

 

 

Hz. Aişe bint Ebu Bekir, İslam peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)'in üçüncü eşi olarak bilinen ve İslam tarihinde önemli bir rol oynamış kadınlardan biridir. Hz. Aişe'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, genel olarak 613 veya 614 yılında Mekke'de doğduğu kabul edilir. Babası Hz. Ebu Bekir, İslam'ın erken dönemlerinde peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)'in yakın arkadaşı ve ilk halife olarak bilinir.

 

Hz. Aişe'nin ailesi, İslam'ı kabul eden ilk Müslümanlardan biri olan Hz. Ebu Bekir'in liderliğinde İslam'ın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Hz. Aişe'nin annesi ise Ümmü Ruman olarak bilinir ve Hz. Aişe, ailenin İslam'ın yayılmasındaki erken dönemlerindeki zorluklarını ve Müslümanların yaşadığı toplumsal ve siyasi değişimleri yakından gözlemleme fırsatı bulmuştur.

 

Hz.Aişe'nin genç yaşta peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) ile evlenmesi, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Hz. Aişe'nin evliliği, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)'in vefatına kadar devam etmiş ve onun ölümünden sonra İslam toplumunda liderlik rolü üstlenmiştir. Hz. Aişe'nin evliliği sırasında ve sonrasında peygamberimiz Hz. Muhammed' (S.A.V.)in hayatı, onun sünnetini anlama ve İslam'ı doğru bir şekilde yaşama konusunda büyük bir örnek oluşturmuştur.

 

 

Hz. Aişe'nin Eğitimi

 

Hz. Aişe, İslam dünyasında bilgeliği ve öğreti yeteneği ile tanınan biridir. Hadis literatüründe, Hz. Aişe'nin rivayet ettiği peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'in sözleri ve yaşamıyla ilgili pek çok hadis bulunmaktadır. Aişe'nin bu hadisleri rivayet etmesi, onun İslam toplumunda hadis ilminde önemli bir figür olarak kabul edilmesine yol açmıştır.

 

Hz. Aişe'nin entelektüel merakı ve öğrenme arzusu da bilinmektedir. İslam tarihçileri, Hz. Aişe'nin döneminde Arap edebiyatı, şiiri ve tıp gibi alanlarda ileri düzeyde bilgi sahibi olduğunu belirtirler. Hz. Aişe'nin çeşitli konularda danışılan biri olarak kabul edilmesi, onun dönemindeki İslam toplumunda kadınların eğitim ve bilgiye erişimi konusunda bir ilham kaynağı olmuştur.

 

Hz. Aişe 'nin İslam Toplumundaki Etkisi

 

Hz. Aişe'nin ölümünden sonra, onun mirası İslam dünyasında uzun süre devam etmiştir. Hz. Aişe'nin hayatı ve öğretileri, İslam'ın tarihi ve hukuku üzerine yapılan çalışmalarda önemli bir referans noktası olmuştur. Onun İslam toplumundaki etkisi, kadınların dini liderlik ve bilgi sahibi olma konusundaki potansiyelini ortaya koymuştur.

 

Hz. Aişe'nin yaşamı, İslam'ın kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda da önemli bir simge olarak kabul edilir. Onun liderlik yetenekleri ve İslam ilimlerine katkıları, günümüzde de İslam dünyasında büyük bir saygıyla anılmaktadır.


.

Hz. Aişe’nin evlilik yaşı -1

Ömer Örtlek
25 Haziran 2019, Salı
Hz. Aişe’nin Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) ile evlilik yaşı dönem dönem tartışılan konulardan biridir.

Hz. Aişe’nin Rasulullah (asm) ile kaç yaşında nikâhlandığı konusunda farklı kaynaklardan değişik bilgiler verilmektedir. Klâsik hadis ve İslâm tarihi kaynakları incelendiğinde Hz. Aişe’nin 6 veya 7 yaşında nişanlandığını, 9 veya 10 yaşlarındayken evlendiği belirtilmektedir. Diğer taraftan daha geç dönem eserlerde ise, Hz. Aişe’nin nişan ya da nikâh yaşının 14 ile 19 yaşları arasında olduğu ileri sürülmektedir. Böylece Hz. Aişe’nin evlilik yaşıyla ilgili iki farklı görüşle karşılaşmaktayız. 

1. Hz. Aişe’nin Küçük Yaşta Evlendiği Görüşü

Hz. Aişe’nin evliliği ile ilgili olarak İbn İshak, “Hz. Hatice’nin vefatından 3 yıl sonra, 6 yaşında iken nişanlandığını, 9 yaşındayken de evlendiğini, Rasulullah (asm) vefat ettiğinde de 18 yaşında” olduğunu rivayet eder. 1

Müslim’de kaydedilen bir rivayette “Rasulullah beni 6 yaşındayken nikâhladı. Benimle beraber oyun oynadı. Ben 18 yaşında iken de vefat etti.” 2  Hz. Aişe, Hz. Peygamber’in (asm) vefatına kadar onunla 9 sene beraber yaşadı. 3 

İbn Sa’d ve Müslim’de kaydedilen başka bir rivayette de “Hz. Aişe 6 veya 7 yaşında nişanlanmış, 9 yaşında da evlenmiştir.” Bazı kaynaklarda nişanlanma yaşı “6 veya 7” olarak verilmiştir. Ancak başka yazılı eserlerde de nişanlanmadan bahsedilmeksizin, direkt “9” yaş ifade edilmektedir. 4

İbn-i Hişam, Es-Siretu’n Nebeviyye adlı eserinden naklettiğine göre “Hz. Peygamber (asm), Hz. Ebu Bekir’in kızı, 7 yaşındaki Aişe ile Mekke’de nişanlanmış. Hz. Aişe, 9 veya 10 yaşındayken Medine’de evlenmişlerdir. Rasulullah (asm), Hz. Aişe’den başka bakire ile evlenmemiştir.” Hz. Aişe’nin küçük yaşlarda evlendiği bilgisine farklı kaynaklardan da ulaşılabilir.

Hz. Muhammed’in (asm) Hz. Aişe ile evliliği ise şu şekilde gerçekleşmiştir: “Hz. Hatice’nin vefatının ardından Osman b. Maz’un’un karısı Havle bint Hakim, Hz. Muhammed’e (asm) evlenmek isteyip istemediğini sormuş, ona bakirelerden Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz. Aişe’yi ve dullardan da Sevde bint Zem’a’nın uygun olabileceğini bahsetmiştir. Hz. Muhammed’in (asm) kabul etmesi üzerine, her birini istemeye gitmiştir.

Ancak daha önceden Hz. Aişe için, Mut’ım bin Adiyy’in oğlu Cubeyr ile evlenmek üzere söz verilmiştir. Sözlülük esnasında Mut’ım bin Adiyy ve hanımı, oğlu Cubeyr’in Hz. Aişe evlenirse, Cubeyr’i ve diğer oğullarının Müslüman olacağından şikâyet etmesi üzerine, Hz. Ebu Bekir onlara verdiği sözden vazgeçti. Fakat bu seferde Hz. Ebu Bekir’in kendisinin Hz. Muhammed (asm) ile kardeş olduğunu söylemesinden sonra, Hz. Muhammed (asm) kendisinin Hz. Ebu Bekir ile dinde kardeş olduğunu ifade etmesiyle, bu durumun evliliklerinin önünde engel olmadığını belirtmiştir. Daha sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Muhammed’i (asm) dâvet eder ve evlilik gerçekleşir. 5

Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber’le (asm) evlilik tarihini Hicretin 1. yılı Şevval ayı (Nisan 623) olarak rivayet edenler olduğu gibi, Hicretin 2. yılı Şevval ayı (Nisan 624, iki bayram arasında) şeklinde kaydedenler de mevcuttur. 6

Arapların eski bir geleneğine göre gelin, önünde ateş yakılarak götürülür, belirlenen bir noktada damatla buluşurdu. Buhârî ve Kastallânî, Hz. Aişe’nin düğününde bu törenin de kaldırıldığını belirtmektedir. Böylece Allah Rasulü (asm) bu bâtıl iki geleneği de yıkmış oluyordu. Ayrıca Araplar kardeş gibi yakın oldukları arkadaşlarının kızlarıyla evlenmeyi uygun görmezlerdi. Hz. Peygamber’in (asm), yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz. Aişe ile evlenmesi bu yanlış anlayışı da ortadan kaldırmış oluyordu. Böylece Hz. Muhammed’in (asm) Hz. Aişe ile evliliği yenilikleri de beraberinde getirmişti.

Aslında Hz. Aişe’nin evlilik yaşı ile ilgili eleştiriler ilk defa oryantalistler tarafından yapılmış, bazı çağdaş Müslüman yazarlar, onların bu eleştirilerine cevap vermek maksadıyla Hz. Aişe’nin 17 veya 18 yaşlarında evlendiğini savunmaya çalışmışlardır. 7

Dipnotlar:

1- Kasım Şulul, “İlk Kaynaklara Göre Hz. Peygamber Devri Kronolojisi”, İstanbul, İnsan Yayınları, 2011, s. 309. 

2- Ahmed bin Yahya El-Belâzürî, “Hz. Peygamber’in (asm) Hayatı ve Şahsiyeti, Siyasî ve Askerî Mücadeleleri”, c. 2, s. 37. 

3- Belâzürî, c. 2, s. 38; İbn Kudâme el-Makdisî, Muvaffikuddîn Ebû Muhammed Abdillah b. Ahmed b. Muhammed (ö. 620/1223), et-Tebyîn fî Ensâbi’l-Kureşiyyîn, thk. Muhammed Nayif er-Düleymî, Mektebetü’n-nehdetü’l-Arabiyye neşri, 1408/1988. s. 73, Beyrut. 

4- İbn Sa‘d, Muhammed b. Saʻd b. Menî el-Hâşimî el-Basrî (ö. 230/845), “etTabakâtü’l-Kübrâ”, 2. Baskı, 8. cilt, s. 62, Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye, 1418/1997, Beyrut. 

5- eş-Şâmî, Şemsuddîn Ebû Abdullah Muhammed b. Yûsuf b. Ali b. Yûsuf es-Sâlihî ed-Dimaşkî, (ö. 972/1536), c. 11, s. 184. Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail (ö. 256/870), “el-Câmi‘u’s-Sahîh”, thk. Muhammed Züheyr b. Nâsır en-Nâsır, 1422, s. 65.

6- İbn Sa‘d, a.g.e.; Nedvî, Süleymân, (1884-1953) Sîretü’s-seyyide Âişe ümmi’l-mü’minîn, 2. Baskı, Dımaşk: Dâru’l-kalem, 1431/2010, s. 54; Şulul, a.g.e. s. 517. 

7- Bünyamin Erul, “Hz. Âişe Kaç Yaşında Evlendi? Dokuz mu? On Dokuz mu?”, İslâmî Araştırmalar, 2006, c. XIX, 

.

Hz. Aişe’nin evlilik yaşı - 2

Ömer Örtlek
27 Haziran 2019, Perşembe
Evlilik yaşı dinlere, topluma ve kültürlere göre değişiklik arz eden bir olgudur.

Evlenen kişilerin; özellikle de kızların evlilik yaşı, câhiliye dönemi ile Hz. Peygamber (asm) dönemindeki uygulamaları arasındaki farklar ve benzerlikleri tartışılan ve zaman içerisinde üzerinden İslâm’a saldırılan bir konudur. Evlilik yaşını etkileyen faktörleri coğrafî şartlar, kültür ve gelenek olarak sıralamak mümkündür. Gerek câhiliye dönemi Arap kültürü, gerekse Hz. Peygamber (asm) döneminde insanların hayata daha erken yaşlarda hazır olmalarını gerekli kılmaktaydı. Evlenecek kişi psikolojik olgunluğa daha çabuk eriştiğinden evlilik yaşı da günümüze göre daha erken olmaktaydı. Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber (asm) ile evlendiğinde kaç yaşında olduğu ilk dönemlerde değil de, yakın zamanda tartışma konusu olmuş, hakkında müstakil çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların bir kısmı Hz. Aişe’nin evlendiğinde 9 ya da 10 yaşlarında olduğunu savunurken, diğer bir kısmı ise 10 ya da 15 yaşını savunmaktadır. 8

2. Hz. Aişe’nin Genç Yaşta Evlendiği Görüşü

Hz. Muhammed’in (asm) kızı Hz. Fatma, Hz. Peygamber 35 yaşındayken ve Kâbe’nin tamir edildiği sene dünyaya gelmiştir. Aynı zamanda Hz. Fatma, Hz. Aişe’den 5 yaş kadar büyüktür. Böylece Hz. Aişe’nin Hicret döneminde 13, evlendiğinde de 14-15 yaşlarında olması gerektiği kaynaklarda ifade ediliyor. 9

Hz. Muhammed’e (asm) Peygamberlik 40 yaşında verilmişti. Hz. Aişe’nin de peygamberlikten 5-6 yıl önce, 605 yılında doğduğu kabul edilirse, evlendiğinde iddia edildiği gibi 9 yaşında değildir. Aksine 19 yaşında olması gerekir. 10

Bir takım tarihî kaynaklarda Hz. Aişe’nin Milâdî 672 yılında, 67 yaşında vefat ettiğini belirtmektedir. Ahmed İbn-i Hanbel de vefat tarihi 672’yi teyit etmektedir. Hz. Aişe’nin vefat ettiğinde 67 yaşında ise, Hicret’in gerçekleştiği 622 yılında 17 yaşındadır. Yani evlendiğinde 9 değil, 19 yaşında olduğu ortaya çıkmaktadır. 11 Ömer Rıza Doğrul da konuyla ilgili olarak, Hz. Aişe’nin Peygamberimizle (asm) evlendiğinde 15, 16, 17 veya 18 yaşlarında olduğunu ileri sürmektedir.

Diğer taraftan Hz. Aişe’nin küçük yaşta evlendiği hakkındaki rivayetler başta Buhari, Muslim, Ebu Davud, Nesai ve İbn Mâce’den gelmektedir. Onların da bu rivayeti İbn Hişam’dan aldıkları anlaşılmaktadır. İbn Hişam kaynaklı rivayet tamamen reddedilemeyeceği gibi tamamen kabul de edilemez.

Hıristiyan din adamlarından Papaz Louis Ma’luf “El Müncid Fi’l Lügati’l ve’l Ulûmu” adlı Lügat’ında Hz. Aişe’nin 603’te doğduğunu, 623’te evlendiğini ve 696’da vefat ettiğini belirtmektedir. Diğer kaynaklarla karşılaştırıldığından Ma’luf’un Lügat’ında ölüm tarihi daha geç bir tarih olan 696 olarak verilmiştir. Ma’luf “Hz. Aişe’nin, Hz. Muhammed (asm) ile Mekke’de nişanlandığını, Hicret’ten 6 ay sonra Hz. Peygamberle (asm) evlendiğinde 20 yaşında olduğunu” belirtiyor. Lügat’te Hicaz bölgesinde bahsedilen dönemin özelliği “Arap geleneğinde kız çocuklarının yaşı akıl-baliğ olduktan sonra sayılırdı. Akıl-baliğ yaşı da 11 ile 13 yaş arası kabul ediliyor.” 

Dolayısıyla Hz. Aişe’nin küçük yaşta evlendiği rivayeti şu şekilde açıklanabilir: Hz. Aişe’nin 11-12-13 yaşlarında akıl-baliğ olduğu kabul edilirse,

11 yaş + evlendiği iddia edilen 9 yaş = 20 evlendiği gerçek yaşı.

12 yaş + evlendiği iddia edilen 9 yaş = 21 evlendiği gerçek yaşı.

13 yaş + evlendiği iddia edilen 9 yaş = 22 evlendiği gerçek yaşı.

Yani Ma’luf’a göre gerçek evlilik yaşı 20-21-22 yaşlarıdır.

Ayrıca dönemin Arap geleneğine göre kız çocukları akıl-baliğ yaşlarına gelene kadar öldürülebilirdi. Ancak akıl-baliğ olduktan sonra öldürülemezlerdi. Eğer akıl-baliğ olduktan sonra öldürülürlerse, kız çocuğunun ailesi Dar’unnedve Mahkemesi’ne kan parası ödemek zorundaydılar. 12 Bundan dolayı, Hz. Aişe’nin akıl-baliğ çağına, rivayetlerdeki evlilik yaşı 9’u da eklersek, evlilik yaşının 20’li yaşlar yani gençlik döneminde olduğu ortaya çıkmaktadır.

İslâm tarihinin klâsik ve modern dönem kaynakları karşılaştırmalı incelendiğinde, Hz. Aişe’nin küçük ya da genç yaşlarda evlendiğine dair iki farklı görüş mevcuttur. Konuya iki farklı gruptan birinin savunulması veya tepki gösterilmesi doğru olmayacaktır. 

Ancak üzerinden 14 asır geçen bir evlilik hakkında, dönemin gelenek, kültür, sosyal özellikleri göz önüne alınarak değerlendirilmesinde fayda vardır.

Dipnotlar:

8- Ömer Sabuncu, “Hz. Âişe’nin Hayatı, Şahsiyeti ve İslâm Tarihindeki Yeri”, Harran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslâm Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, Doktora Tezi, s. 49. 

9- İbn Sa‘d, a.g.e., c. 8, s. 25; Millî Eğitim Bakanlığı, “İslâm Ansiklopedisi, İslâm Âlemi Tarih, Coğrafya, Etnografya, ve Bibliyografya Lûgati”, Millî Eğitim Basımevi, c. 1, s. 229-230, İstanbul, 1978. 

10- R. W. Maqsood, “Islam”, Teach Yourself Ayn Ltd., s. 13, London, 1999; Bünyamin Erul, a.g.m. 

11- R. W. Maqsood, a.g.e., s. 16; Bünyamin Erul, a.g.m.

12- Louis Ma’luf, “El Müncid Fi’l Lügati’l ve’l Ulûmu”, Katolik Matbaası, Beyrut, 1956, s. 331.


.

Hz. Ayşe, hicret hazırlıklarına katıldı mı?

Tarih: 27.11.2023 - 20:03 | Güncelleme: 

 

   
Soru Detayı

- Hz. Ebubekir Medine'ye hicret ettiğinde Hz. Ayşe hicret hazırlıklarına yardım etmiş mi?
- Sadece Hz. Esma’nın ismi geçtiği için bazıları o günde Hz. Ayşe küçük olduğu için yardım etmemiştir diyor, kaynaklarda Hz. Ayşe'nin hicret hazırlıklarına katıldığına dair bilgi var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, Hz. Aişe annemiz de hicret esnasında yardımcı olmuştur.

Soruda geçen iddiayı ilk seslendirenler Müslüman olmayan oryantalistlerdir.

Örneğin Nabia Abbott, hicret hazırlıkları esnasında, kaynaklarda Esma’dan bahsedilmesine rağmen Aişe’nin hiçbir rolünün kaydedilmediğini iddia ederek onun yaşının küçük olduğunu söyler.(1)

Hz. Aişe annemiz hicret esnasında ablasıyla beraber yaptıkları bir hazırlığı bizzat kendisi şöyle anlatır:

Biz Hz. Peygamber ile Hz. Ebû Bekir’i güzel bir şekilde yol için hazırladık. Onlara yiyecek hazırladık ve onu azık torbasına koyduk. Esma kuşağını yırtarak bir parçası ile azığın ağzını bağladı. Başka bir parçası ile de su kırbasının ağzına askı yaptı. Bu sebepten Resulullah kendisini "Zatü’n-Nitâkeyn / İki kuşak sahibi" diye isimlendirdi.(2)

Ayrıca şu bilgiler de Aişe validemize aittir:

Allah Resulü, Ebu Bekir’in evine gelme zamanında hata etmezdi. Ya sabah veya akşam gelirdi. Allah Resul’üne izin verildiği ve Mekke’den çıktıkları gün öğle saatinde, gelmediği bir saatte geldi. Ebu Bekir onu görünce “Resulullah önemli bir olay olmasa bu saatte gelmez.” dedi.

Hz. Peygamber odaya girdiğinde Ebu Bekir evvela onun oturması için biraz bekledi. Odada Esma ve benden başka kimse yoktu. Resulullah “Yanındakileri benden uzaklaştır.” (yani odadan çıkar) dedi. Ebu Bekir ise “Ya Resulallah! Onlar iki kızım. Anam babam sana feda olsun.” deyince, Resulullah “Allah bana çıkış ve hicret için izin verdi.” dedi. Ebu Bekir “Arkadaşlık” diye sorunca Resulullah “Evet, arkadaşlık.” dedi.

Ben bundan önce Ebû Bekir o gün ağlayana kadar bir erkeğin sevinçten ağladığını görmemiştim. Sonra “Ey Allah’ın Peygamberi! Şu iki deveyi bunun için hazırladım.” dedi. Resulullah ise bunu ancak ücreti karşılığında alabileceğini söyledi…(3)

Görüldüğü üzere, Hz. Aişe (r.anha) annemiz hem hicret hazırlığına yardım ediyor hem de çok gizli olması gereken bilgilerden haberdar olmasına izin veriliyor.

Bunlar, Aişe annemizin de yetişkin olduğunu gösterir.(4)

İngiliz mühtedi Ruqaiyyah Waris Maqsood, Hz. Aişe’nin evlilik yaşını konu edinen bir risale kaleme almış ve meseleyi İslam tarihi ile hadis külliyatından derlediği verilerle tartışmıştır. Bu kaynaklardan getirdiği on yedi ayrı delille, zifafın dokuz değil, on dokuz yaşındayken gerçekleştiğini ifade etmiştir.(5)

İlave bilgi için tıklayınız:

Hz. Ayşe / Aişe validemiz, Peygamber Efendimiz ile evlendiğinde kaç aşındaydı?

Eski Araplarda kız çocuklarının yaşı ergenlikten sonra mı başlardı?

Kaynaklar:

1) Nabia Abbott, s. 4-5.; Abbott, Nabia. Aishah, The Beloved of Mohammed, the University of Chicago Press, Chicago Illionis, 1942; Abbott, Nabia. Ayşe: Hz. Muhammed’in Sevgili Eşi, çev. Tuba Asrak Hasdemir, Yurt Kitap Yayınları, Ankara, 1999.
2) İbn Sa’d, Tabakât, 1/197.
3) İbn Sad, Tabakat, 1/196; Buhârî, Sahîh, “Menâkibü’l-ensâr”, 45, “Libâs”, 16; İbn Kesîr, Siyer, 2/246; Hamidullah, İslâm Peygamberi, 1/162; el-Bûtî, Fikhu’s Siyre, 172.
4) bk. Ömer Rıza Doğrul, “Hz. Aişe”, Büyük İslam Tarihi: Asr-ı Saadet, Cilt: 2 içinde, Muharrir: Mevlana Şibli, Mütercim: Ömer Rıza Doğrul, Günümüz  Türkçesine Aktaran: Osman Zeki Mollamehmedoğlu, Eser Kitabevi, İstanbul, 1974, ss. 141-151.
5) bk. Ruqaiyyah Waris Maqsood, Hazrat A’isah Siddiqah (R.A.A) A Study of Her Age at the Time of Her Marriage, IPCI: Islamic Vision, United Kingdom, 1996.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiye


.

Hz. Ayşe, yetişkin bir erkeği emzirmiş midir?

Tarih: 11.11.2014 - 12:18 | Güncelleme: 

 

   
Soru Detayı

- Zeyneb binti Ümmi Seleme'den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki, Ümmü Seleme (r.a.) Hz. Aişe'ye şöyle dedi: "Senin yanına büyük bir oğlan giriyor ki ben onun benim yanıma girmesini hiç de arzu etmem..."
- Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a.) şöyle dedi: "Senin için Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz güzel örnek değil mid­ir? Ebû Huzayfe'nin karısı (bir gün bize geldi ve) Ya Resûlallah, dedi, Salim yanıma geliyor -ki o artık genç bir adam sayılır-. Kocam Ebû Huzayfe'nin içinde bundan dolayı bir kuşku beliriy­or. (Bu hususta ne buyurursunuz?)
- Efendimiz ona şöyle buyur­du: 
"Onu emzir de öylece artık senin yanına (süt evlâdın) olarak girsin..." (Ebu Davud, Nikah)
- Burada Hz. Aişe’nin o oğlana süt verdiği mi anlaşılıyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bizim gördüğümüz konuyla ilgili hadis şöyledir:

“Tebenni (evlat edinme) âdetini kaldıran ayet nazil olduktan sonra, Ebu Huzeyfe’nin hanımı Sehle Resulullah’ın yanına geldi ve: 'Ya Resulullah! Biz (cahiliye döneminde evlat edindiğimiz) Salim’i kendi evladımız olarak görüyorduk. Öyle ki bizimle beraber aynı evde kalıyordu. Hatta bazen beni uygun olmayan kıyafetle de görüyordu. Şimdi bildiğiniz gibi bu hükmü ortadan kaldıran ayet nazil oldu. Şimdi onun hakkında ne buyurursunuz?' diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber: 'Onu emzir.' buyurdu. Kadın onu beş defa emzirdi. Artık Salim onun süt evladı hükmündeydi."

- Hz. Aişe de Peygamberimiz (asm)'in bu hükmüne dayanarak kız ve erkek kardeşlerinin kızlarına -yanına gelmesini istediği- kimseleri emzirmelerini emrediyordu. Büyük de olsa yeğenleri tarafından beş defa emzirilen kimselerin yanına girmelerine izin verirdi.

Ancak Hz. Ümmü Seleme ve Resulullah’ın diğer hanımları -beşikteki çocuklar hariç- böyle bir emzirmeyle kimsenin yanlarına girmelerine izin vermezlerdi. Ve (bunu kabul etmeme gerekçelerini belirtmek üzere de) Hz. Aişe’ye Resulullah’ın Salim’le ilgili verdiği hükmün yalnız onun için özel bir fetva olma ihtimalinin bulunduğunu söylüyorlardı.(Ebu Davud, Nikah, 10)

- Bu hadis sahihtir. Hz. Aişe’nin fetvası da bu nebevi ruhsata dayanıyor. Ancak diğer hanımları, Efendimiz (asm)'in hükmünün Salim için özel bir fetva olduğunu düşündükleri için bu hükmü “umumi bir prensip” olarak kabul etmediler. Genel olarak İslam alimlerinin görüşü de bu merkezdedir.

- Ve Hz. Aişe’nin bir kimseye süt verdiğini bu hadisten anlamak mümkün değildir. Bilakis, Resulullah’ın açık olan hükmünü esas alarak, kadın yeğenlerine bu emzirme işini yaptırdığı hadiste açıkça ifade edilmiştir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Ergenlik çağını bulmuş büyüklerin emzirildiğini bildiren hadisleri nasıl anlamak gerekir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet


.

Hz. Peygamber'in eşleri arasında en çok Hz. Aişe'yi sevdiği doğru mudur?

Tarih: 19.04.2011 - 09:39 | Güncelleme: 

 

   
Soru Detayı

- Eşleri arasında ayrım yapması peygamberlikle bağdaşır mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Birden fazla kadınla evlenmiş olan erkeklerin kurduğu ailenin huzuru, öncelikle kadınlar arasında uygulanacak eşitliğe bağlıdır. Hz. Peygamber (asm) bu müsavatı zahire akseden maddi hususlarda yerine getirmede titizlik göstermiştir.

Hz. Peygamber (asm)'in eşleri arasında Hz. Aişe'yi çok sevdiği doğrudur. Ancak bu onlar arasında eşit davranmamaya neden olmamıştır. Bu, daha onlara ödenen mehirden başlar(1). Yiyecek, giyecek, mesken gibi nafakada, sohbet için ayrılan müddete, beraber geçirilen gecede vs. devam eder. Hz. Ayşe, “beraber kalma hususunda yaptığı taksimde Hz. Peygamberin (asm) hanımlar arasında hiçbirine imtiyaz tanımayıp, hepsine eşit davrandığını” kesin bir dille ifade eder (2)

Sefere çıktığı zaman beraberinde gelecek hanımları da kura ile tesbit ederdi. Hayatının son günlerinde hanımlarının hücrelerini dolaşamayacak kadar hastalığı artınca, Hz. Ayşe'nin yanında sabit kalabilmek için, diğer hanımlarının rızasını almıştır.(3)

Söylenen bu hususlarda adalet ve müsavat öylesine müstekar hale gelmiş, öylesine herkes buna alışmış ki, zaman zaman vukua gelen nadir aksamalar hanımların şiddetli tepkisine yol açmıştır. Hz. Peygamber (asm) da bu tepkileri bir nevi hatakarlık psikolojisi ile karşılamış ve onları razı etme tavrını takınmıştır.

Ayıca, hanımlardan birinin ikram ettiği bal şerbeti hatırına sohbeti biraz uzatınca, başta Hz. Ayşe olmak üzere, diğer hanımlar sırf bu gecikme sebebiyle derhal reaksiyon göstermişler, bir daha bal yememek üzere yemin ettirmişlerdir.

Keza, Hz. Hafsa'nın gününde, onun odasında Hz. Mariye ile olan sohbeti Hz. Hafsa'nın öylesine sert aksülamel göstermesine sebep olmuştur ki, bunu affettirmek için tarziye olarak “Mariye'yi ebediyen kendisine haram ettiğine dair yemin etmiş ve bu hatasının diğer hanımlara duyurulmaması" için ricada bulunmuştur. Mesele üzerine gelen vahiy hadiseye müdahale edecektir.

Şunu belirtmekte fayda var: Mü'minlerin anneleri arasında kıskançlığın sevki ile cereyan eden hadiseler, onları birbirlerine karşı insafsız olmaya sevk etmemiş, birbirlerini kötülemeye, aralarında uzun süren dargınlıklara sebep olmamıştır. Belki de Resulullah (asm) her gece birinin evinde olmak üzere sistemleştirdiği akşam sohbetlerinden, bunu da hedeflemiş olmalıdır. Resulullah (asm)'ın bu siyaseti hedefine öyle ulaşmıştı ki, hepsinin en çok kıskandığı Hz. Âyşe'nin aleyhinde değerlendirebilecekleri en iyi fırsat olan "İfk hadisesi" sırasında, hanımların hiçbirinden menfi bir ima bile vaki olmamıştır.

Ümmü Seleme ile evliliği sabahında: “İstersen seninle yedi gece kalırım, ancak öbürlerini de yediye çıkarırım, üçte kalsın ondan sonra sırayla devam etsin dersen, öyle yapayım." der. Ümmü Seleme üç olsun cevabını verir.(4)

Hz. Peygamber (asm) hanımlar arasında uyguladığı bu adalet ve eşitliğe hayatı boyunca riayet etmiştir. İki istisna var ise de her ikisi de rızaya dayanır:

1. Hz. Sevde (ra) çok yaşlı olduğu için kendi arzusuyla gecesini Hz. Ayşe'ye vermiştir. Hz. Peygamber (asm) de bunu kabul etmiştir.

2. Hayatının son günlerinde, hanımlarının hücrelerini dolaşamayacak kadar hastalığı ağırlaşınca, Hz. Ayşe'nin odasına sabit kalmak için öbür hanımlarından izin talebetmiş, onlar da bu arzuyu kendi rızalarıyla kabul etmişlerdir.(5)

Eşitliğin Sınırları

Hz. Peygamberin (asm) zevcelerine eşit muamele ettiğini açıklarken bir hususun belirtilmesine gerek var: Bu müsavat maddi hususlardadır, kalbi değil. Ödenen mehir, maddi ihtiyaçların görülmesi, ihsan ve ikramlar, yanlarında geçirilecek gece, sefere çıkarken beraberinde alacağı hanımlar gibi hususlarda adalet ve objektiflik mümkündür. Resulullah bu hususlarda adalete riayetkâr olmuştur.

Kalbi duruma gelince, burada adalet mümkün değildir. Kadınlarda kalbe müessir olan faziletler ve özelliklere göre, her birine karşı beslenecek hissiyat, gösterilecek sevgi ve takdir duyguları değişecektir. Burada eşitlik iddiası olmadığı gibi aramak da caiz değildir.

Hz. Peygamber'in (asm), Âyşe'yi çok sevmesi ya da takdir etmesi aynı zamanda gayri iradi bir durumdu. Hiçbir insanın kalbi temayüllere hakim olması söz konusu değildir. Ondan da beklenemez. Bu nedenle Hz. Peygamber (asm), "farkına varmadan birini diğerlerinden çok sevebilirim, bu da haksızlık olur. Onun için ey Rabbim! Elimden gelmeyen bu hususta senin rahmetine sığınıyorum." diyerek istiğfarda bulunurdu.

Öyleyse Hz. Peygamberin (asm), Hz. Ayşe'ye olan ziyade sevgi ve takdirlerini böyle bir noktai nazardan ele alıp, ondaki ziyade olan faziletlerle izah etmek gerekir. O zaman Hz. Peygamberin bu davranışıyla da Hz. Ayşe'ye (ra) hakkını vermeyi ön plana aldığını görürüz.(6)

Hz. Peygamber (asm) adaleti gözetmesin de kim gözetsin? Bakınız o, ne buyuruyor:

"Bir erkeğin nikâhında iki kadın bulunur da aralarında adâlet gözetmezse, kıyamet gününde bir tarafı felçli olarak diriltilir."(7)

Çünkü adalet, Kur'an-ı Kerim'in emridir:

"Bunlar arasında adaleti sağlayamayacak olursanız, o zaman bir kadın veyahut sahip olduğunuz cariye ile iktifâ ediniz. Bu şekilde adaletten sapmamağa daha yakın olursunuz."(8),

"Ne kadar gayret ederseniz edin kadınlar arasında adâlete güç yetiremezsiniz..."(9)

Dipnotlar:

1. Müslim, Nikah 78.(Ümmü Habibeye fazla ödendi ise de bunu Necaşi kendi malından vermiştir.
2. Azimabadi, Şerhu Sünen-i Ebu Davud, 10/392.
3. İbni Mace, Cenaiz, 64.
4. İbn Sad, Tabakat, 8/92.
5. İbn Mace, Cenaiz, 64.
6. İbrahim Canan, (Prof Dr.), Aile Reisi Olarak Hz. Peygamber (Makale).
7. İbn-i Mace, Nikah, 47; Mişkâtü'l-mesabih, 2/196.
8. Nisâ, 4/3.
9. Nisâ, 4/129.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiye


.

Eski Araplarda kız çocuklarının yaşı ergenlikten sonra mı başlardı?

Tarih: 24.09.2022 - 20:50 | Güncelleme: 

 

   
Soru Detayı

- Eski çocuklarının yaşı bulüğundan sonra yazılırmış, bu bilgi doğru mudur?
- Eski Arap kültüründe kız çocuklarının yaşı bulüğundan sonra yazılırmış bu bilgi doğru mudur?
- O dönem savaş vb ciddi kararların alındığı Daru'n-nedve denilen yerde aynı zamanda ''ergenlik çağına erişmiş genç kızlar için düzenlenen “ gömlek (dır’) giyme” törenleri yapılıyor. Bugünden itibaren yaş saymaya başlanıyor, örneğin bir kız çocuğu 10 yaşında bu törene katıldı ise Araplara göre törenden bir sene sonra o kız 1 yaşında oluyor, 10 yaşına geldiğinde ise gerçekte 19 yaşına basmış oluyor. Bu bilgiler doğru mu?
- Ayrca, Daru'n-nedve hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Darünnedve, Kureyş kabilesinin önemli meseleleri görüşüp karara bağladığı toplantı yerinin adıdır.

Kureyş kabilesinin atası sayılan Kusay (ö. 480), Huzaa kabilesiyle giriştiği mücadele sonucu Kâbe’ye bakma ve Mekke’yi idare etme işini üzerine alınca Kureyş kabilesinin kollarını birleştirdi; daha önce çadırlarda yaşayan Mekkelileri Kâbe merkez olmak üzere Mekke ve çevresine yerleştirerek onların meskenlerde yaşamalarını sağladı.

Bu arada bazı Arap kabilelerinin elinde bulunan dinî vazifeleri, değiştirilmemesi gereken dinî gelenekler olarak gördüğü için yine onlara bıraktı. Kâbe, hac ve Mekke idaresiyle ilgili sidane, hicabe, sikaye, rifade ile nedve ve liva görevlerini ise kendi üzerine aldı.

Yaklaşık 440 yılında Kâbe’nin kuzeyine, tavafa başlanan yerin arka tarafına "Darünnedve" denilen toplantı yerini yaptırdı ve kapısını da Kâbe’ye doğru açtırdı.

"Darünnedve" esas itibariyle bir asiller (mele) meclisiydi. Her türlü savaş ve barış kararının alındığı, görüşlerin belirlendiği, nikah merasimi ve ergenlik çağına gelmiş genç kızların gömlek (dir‘) giyme törenlerinin yapıldığı bu meclise, Kusayoğullarından başka Mekke’deki Kureyş boylarının kırk yaşından yukarı başkanları katılabilirdi.

İbn İshak’a göre Kusay Darünnedve’yi yaptırmadan önce bu toplantılar onun evinde yapılıyordu. Kureyşliler kendisine o kadar bağlıydılar ki nikâh merasimi onun evinde yapılır, başlarına gelen herhangi bir olay burada konuşulur, başka kabilelere karşı savaş bayrağı yine burada açılırdı. Ergenlik çağına gelen kızlara gömlek giydirme işi de onun evinde yapılır, gömleğin açık bırakılması gereken yeri burada yırtılıp kızın üzerine giydirilir, daha sonra kız eve götürülüp normal bir şekilde giydirilirdi.(1)

Yapılan bu merasimi yöneten kişiye de “muhayyız”(2) derlerdi.(3) Yapılan bu merasimin anlamı ise şuydu:

Bu kız artık ergenlik dönemine girdi, bununla evlenmek isteyen evlenebilir. Bu merasim ise herkesin önünde yapılıyordu.(4)

Özetle, Eski Araplarda ergenliğe giren bir kız çocuğu için bir merasim yapıldığı ve kız çocuklarının âdet gördükten sonraki yaşları ile bilindiği şeklinde bir âdetin olduğu söylenebilir.(5)

Kaynaklar:

1) İbn Hişam, Siret, Mekke, ts. 1/125; Taberi, Tarih, 2/259; DİA, Daru'n-nedve md.
İlgili ifadenin Arapçası şöyledir:
وما تدرع جارية إذا بلغت أن تدرع من قريش إلا في داره، يشق عليها فيها درعها ثم تدرعه، ثم ينطلق بها إلى أهلها 
2) bk., Ezraki, Ahbaru Mekke (Mekke Tarihi), 1/109 (وَكَانَتِ الْجَارِيَةُ إِذَا حَاضَتْ أُدْخِلَتْ دَارَ النَّدْوَةِ، ثُمَّ شَقَّ عَلَيْهَا بَعْضُ وَلَدِ عَبْدِ مَنَافِ بْنِ عَبْدِ الدَّارِ دِرْعَهَا ثُمَّ دَرَعَهَا إِيَّاهُ، وَانْقَلَبَ بِهَا أَهْلُهَا فَحَجَبُوهَا)
3) Belazuri, Fütuhu’l-Büldan, (Ter.: Mustafa Fayda), Siyer Yayınları, İstanbul 2013, s. 58.
4) Muhammed Hamidullah, İslam Müesseselerine Giriş, (Çev. İhsan Süreyya Sırma), Beyan Yayınları, İstanbul 2013, s. 42.
5) bk. Musa Carullah, Hatun, s. 81, Kitabiyat Yay. Trc. Mehmet Görmez.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiye


.

Peygamberimiz, bazı kadınlarla güzel olması sebebiyle mi evlenmiştir?

Tarih: 11.09.2015 - 00:49 | Güncelleme: 

 

   
Soru Detayı

Ahzab 52: “Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. Allah her şeyi gözetler.”
- Bu ayete göre Efendimiz (sav) kadınlar ile güzel olması sebebi ile mi evlendiği anlamına geliyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu ayet, Peygamber Efendimiz (asm)'in kadınları güzel gördüğü için onlarla evlendiğini göstermez. Kur’an’ın bir ifadesini yorumlarken, gerçekliği açık olan hususlara aykırı olmamasına dikkat etmek şarttır.

a) Mekke’nin en soylu, akıllı ve saygın kişiliğe sahip olan Hz. Peygamber (asm)'in 25 yaşında olduğu halde, 40 yaşında dul bir kadınla evlenmesi ve o vefat edinceye kadar -oralarda benimsenen bir âdet olmasına rağmen- bir daha evlenmemesi, bu yorumu yaralamaktadır.

b) Özellikle o zamanlarda yaş ortalamasına göre tam bir yaşlılık devresi olan 50 küsur yaşından sonra birçok kadınla evlenmesi, bu evliliklerin ciddi hikmetlerinin olduğunu göstermektedir.

c) Hz. Aişe dışında evlendiği bütün kadınların dul olmaları, çoğunun yaşlı olmaları, bu evliliklerin güzellik adına olmadığının açık göstergesidir.

d) Ayetin bu ifadesi, Hz. Peygamber (asm)'in bundan sonra evlenmesinin kesin yasak olduğunu vurgulamaya yöneliktir. Çünkü, Hz. Peygamber de bir insandır. Onun da bir kadını güzel olduğu için almasında hiçbir sakınca yoktur.

İşte bu ayette, insanların kolayca anlayacakları bir ifade seçilmiş, kendisi âdeta aşık olmuşçasına bir kadını sevmiş de olsa, fevkalade hoşuna da gitse, yine de evlenmesi kesinlikle yasak olduğuna vurgu yapılmıştır.

e) Aslında, ayetin bu ifadesinden anlaşılması gereken şudur ki: Hz. Peygamber (asm) Allah’ın emri dışında asla hareket etmez. Evlenmesi de evlenmemesi de bu ilahi izne bağlıdır.

O halde, bu yasaklama hükmü, daha önceki evliliklerin hepsinin ilahî müsaadeye bağlı, hatta ilâhi emre itaat etmenin bir sonucu olduğunu gösteren bir işarettir.

Özellikle, Hz. Zeyneb ile evlenmesi tek başına bu konudaki Allah’ın emrini göstermeye kâfidir. Eğer yalnız bir insan olarak düşündüğümüz zaman, Hz. Peygamber (asm)'in, -içinde bulunduğu toplumsal geleneğe göre oldukça problemli olan- Hz. Zeyneb ile evlenmesinin mümkün olan bir şey olmadığını anlayabiliriz.

Demek ki, buradaki açık hüküm, her ne olursa olsun, Peygamber Efendimiz (asm)'in bu ayetin inmesinden sonra bir daha evlenmesinin asla mümkün olmayacağıdır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Ahzab suresi 50-52. ayetleri açıklar mısınız?
Ahzab suresi 52. ayetin de "isterse güzellikleri hoşuna gitsin ...
Peygamber Efendimiz'in evlilikleri, çok evliliği ve evinin Ezvac-ı Tahirat okulu olması...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet


.