|
|
|
|
|
ABDULHAMİD HAN |
ABDÜLHAMİD HAN
Osmanlı padişahlarının 34'üncüsü olan Sultan II. Abdülhamid Han aklı, zekası ve ilmi fevkalade üstün olan bir zattı. Batılıların ve iç düşmanların asırlar boyunca devleti yok etmek için hazırladığı yıkıcı, sinsi planlarını sezip, önlerine aşılmaz bir set olarak dikildi. Hazırlayanları ve maşa olarak kullandıkları yerli işbirlikçilerini, sahte kahramanları işbaşından uzaklaştırdı.
İşte bu büyük zatın 10 şubat, 96. yıldönümü idi. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliği ile iki açık oturumdan oluşan etkinlik düzenlendi. İlk panel Abdülhamid'in sağlık politikasıyla ilgiliydi. Oturum başkanlığını yaptığım bu panelde konuşmacılar özet olarak şunları anlattılar:
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi; Abdülhamid'in çok iyi niyetli, sağlam karakterli ve vefalı bir insan olduğunu söyledi. Kendisinden çok devleti düşünürdü. 33 sene zalimlik yapmadan devleti ustalıkla idare etmişti. Ona atılan iftiralardan biri de pinti olduğuna dairdi. Bu çok çirkin bir suçlama olduğunu ifade etti. Aristokrat havada, halktan uzak yaşamamıştı. Atatürk'ün Abdülhamid'i küçümseyici veya kötüleyici bir sözünün olmadığını da ekledi.
Prof. Dr. Nil Sarı ise Abdülhamid'in sağlık alanındaki eserlerinden söz etti ve bazılarının fotoğraflarını gösterdi. Abdülhamid 90 adet gureba hastanesi, 19 adet belediye hastanesi, 89 adet askeri hastane ayrıca eğitim hastaneleri, kadın hastaneleri, akıl hastaneleri açmıştı. Bu hastaneler ülkemizden Lübnan'a, Yemen'den İsrail'e, Makedonya'dan Suriye'ye, Yunanistan'dan Libya'ya, Suudi Arabistan'dan Irak'a pek çok yerleşim bölgesine yayılmıştı. Ayrıca eczaneler, hapishane, sağlık merkezleri, fakirler, acizler ve hacılar için misafirhane de pek çoktur. Müthiş bir sağlık hizmetidir bu. Maalesef tahttan düştükten sonra bu eserlerin isimleri değiştirilmiş, bazıları yıkılmış ve bir kısmı da başka alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Kısacası bu büyük insan unutturulmak istenmiştir. Kasımpaşa, Haydarpaşa, Gülhane ve Mektebi Tıbbiye-i Şahane adlı eğitim ve üniversite hastanelerini açan da Abdülhamid olmuştur.
Doç. Dr. Adem Ölmez ise Abdülhamid Han'ın özellikle eğitim, sağlık, ulaşım ve asayişe önem verdiğini anlattı. Zamanında yeni bulunan aşıları ülkeye getirmiş, aşı ve kuduz hastalığı üzerine merkezler kurmuş, Bimarhaneleri yani akıl hastanelerini ıslah etmiştir. Akıl hastalarına zincir kullanımını yasaklayarak bugün bile saldırgan hastalarda kullanılan gömleği yerine koymuştur.
Dr. Şerif Esendemir konuşmasına Necip Fazıl'ın, "Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır." sözleriyle başladı. Abdülhamid'in tren yolları, bakteriyolojihane, cami ve mektepler yaptırdığını, çağına uygun yaşlılık politikası izlediğini, habitat yani biyosferi merkezi alan ekolojik politikaya önem verdiğini anlattı.
Bunları dinlerken aklıma hep başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çağrışım yaptı. O da ülkeye duble yollar, hızlı trenler, Marmaray, üçüncü boğaz köprüsü, çok sayıda havaalanı gibi sayılamayacak eserler hediye etti. Sağlık alanında yeni hastaneleri hizmete açtı. Sağlık hizmetlerini halka yaydı. Eğitim alanını pek çok üniversite, sayısız derslik ve binlerce yeni öğretmenle destekledi güçlendirdi. Kısacası Abdülhamid'in çağdaş bir takipçisiyle karşı karşıyayız.
Abdülhamid Han'ı nasıl ki bir takım vicdansız, merhametsiz ve acımasız kişiler, iç ve dış düşmanların oyununa gelerek, maşası olarak bir saray darbesi ile düşürdülerse aynı komplo şu an başbakanımıza karşı düzenlenmektedirler. Bu ülkeye hizmet etmek bazılarının gözüne batmakta ve ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Rabbim Başbakanımızı korusunu2026 |
|
|
|
|
|
|
Fasilda Toplam 7 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Hicret;niyet |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.) Efendimiz Hazretlerine Vahyin Başlangıcı Nasıl Olduğuna Dâirdir |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Ameller (in kıymeti) ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur. Artık nâil olacağı bir dünyâ veya nikâh edeceği bir kadından dolayı hicret etmiş kimse varsa hicreti (Allâh`ın ve Resûlünün rızâsına değil), sebeb-i hicreti olan şeye müntehîdir.
|
|
Hadis No |
1 |
|
Konu |
Vahyin Geliş Şekilleri |
Başlık |
Vahyin Ne Şekilde Geldiği Ve Mertebeleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Hâris b. Hişâm radiya`llâhu anh Resûlu`llâh salla`llâhu aleyi ve sellem`den: "Yâ Resûllâ`llâh, sana vahiy nasıl gelir?" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Ahyânen bana çıngırak sesi gibi gelir ki bana en ağır geleni de budur. Benden o hâl zâil olur olmaz (Meleğin) bana söylediğini iyice bellemiş olurum. Ahdânen Melek bana bir insan olarak temessül eder. Benimle konuşur. Ben de söylediğini iyice bellerim. -Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: Resûl`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i soğuğu pek şiddetli bir günde kendisine vahiy nâzil olurken görmüşlüğüm vardır. (İşte öyle soğuk bir günde bile) kendisinden o hâl geçtiği vakitde şakaklarından şapır şapır ter akardı.
|
|
Hadis No |
2 |
|
Konu |
Fetret-i Vahy;ilk Vahyin Gelişi |
Başlık |
Resûlullâh`a İlk Vahyin Nasıl Geldiğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh sâlla`llâhu aleyhi ve sellem`in ilk vahiy başlangıcı uykuda rü`yâ-yı saliha (yani sıdıka) görmekle olmuştur. Hiçbir rü`yâ görmezdi ki sabah aydınlığı gibi vâzıh ve âşikâr zuhûr etmesin. Ondan sonra kalbine yalnızlık muhabbeti ilkâ olundu. Artık (Cebel-i) Hırâ`daki ğâr içinde halvet-güzîn olup orada ehlinin nezdine gelinceye kadar adedi muayyen günlerde tahannüs -ki teabbüd demektir.- eder ve yine azıklanıp giderdi. Sonra yine Hadîce nezdine avdet edip bir o kadar zaman için yine azık tedârik ederdi. Nihâyet Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e birgün Ğâr-ı Hırâ`da bulunduğu sırada (emr-i) Hak (yâni vahiy) geldi. Şöyle ki Ona Melek gelip ... yâni "Oku" dedi. O da "Ben okumak bilmem." cevâbını verdi. Zât-ı Akdesi Risâlet-Penâhî buyurur ki o zaman Melek beni alıp tâkatim kesilinceye kadar sıkıştırdı. Sonra beni bırakıp yine # dedi. Ben de ona "Okumak bilmem." dedim. Yine beni alıp ikinci def`a tâkatim kesilinceye kadar sıkıştırdı. Sonra beni bırakıp yine # dedi. Ben de "Okumak bilmem." dedim. Nihâyet beni yine alıp üçüncü def`a sıkıştırdı. Sonra beni bırakıp ... dedi. Bunun üzerine Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kendisine vahyolunan) bu âyât-ı kerîmeyi bi`t-telâkkî (korkudan) yüreği titreyerek döndü ve Hadîce binti Huveylid`in nezdine girerek "Beni sarıp örtünüz, beni sarıp örtünüz." dedi. Korkusu zâil oluncaya kadar vücûd-i mübârekini sarıp örttüler. Ondan sonra (Hazret-i Resûl salla`llâhu aleyhi ve sellem) vukû-ı hâli Hadîce`ye naklederek "Kendimden korktum." dedi. Hadîce radiya`llâhu anhâ: "Öyle deme, Allâh`a kasem ederim ki Allâhu (Zü`l-Celâl) hiç bir vakit seni utandırmaz (mahzûn etmez). Çünkü sen akrabâna bakarsın, işini görmekten âciz olanların ağırlığını yüklenirsin, fakîre verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın, misâfiri ağırlarsın, Hak yolunda zuhûr eden havâdis ve mühimmâtda (halka) yardım edersin." Bundan sonra Hadîce (radiya`llâhu anhâ) Hazret-i Resûl-i Ekrem`i (salla`llâhu aleyhi ve sellem) birlikte alıp ammizâdesi Veraka b. Nevfel b. Esed b. Abdü`l-Uzzâ`ya götürdü. Bu zât, zamân-ı Câhiliyyette dîn-i Nasrâniyyete dâhil olmuş bir kimse olup İbrânîce yazı bilir ve İncil`den meşiyyet-i İlâhiyye taallûk ettiği mikdârda öteberi yazardı. Veraka gözlerine amâ târî olmuş bir pîr-i fânî idi. Hadîce radiya`llâhu anhâ Veraka`ya: "Amûcam-oğlu, dinle de bak, kardeşinin oğlu ne söylüyor." dedi. Veraka: "Ne var kardeşimin oğlu?" diye sorunca Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem gördüğü şeyleri kendisine ihbâr etti. Bunun üzerine Veraka dedi ki "Bu gördüğünü, Allâhu Teâlâ`nın Mûsâ (salla`llâhu aleyhi ve sellem) ya tenzîl ettiği Nâmûs (-ı Ekber)dır. (Yâni Sâhib-i Sırr-ı Vahiydir.) Âh keşki senin da`vet günlerinde genç olaydım. Kavmin seni çıkaracakları zaman keşki ber-hayât olsam!". Bunun üzerine Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Onlar beni çıkaracaklar mı ki?" diye sordu. O da: "Evet. (zîrâ) Senin gibi bir şey getirmiş (yâni vahiy tebliğ etmiş) bir kimse yoktur ki düşmanlığa uğramasın. Şâyed senin da`vet günlerine yetişirsem sana son derecede yardım ederim." cevâbını verdi. Ondan sonra çok geçmedi. Veraka vefât etti. (Ve o esnâda) Fetret-i vahiy vukû` buldu (yâni bir müddet için vahiy inkıtâa uğradı.)
|
|
Hadis No |
3 |
|
Konu |
Fetret-i Vahy |
Başlık |
Fetret-i Vahy;muddessir Suresinin İlk Beş Âyet-i Kerîmesinin Nüzûlu Hakkında Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
(O da hadîs-i sâbıkı rivâyet edip) şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem fetret-i vahiyden bahsederken söz arasında buyurdu ki: "Ben (bir gün) yürürken birdenbire gökyüzü tarafından bir ses işitttim. Başımı kaldırdım. Bir de baktım ki Hırâ`da bana gelen Melek (yâni Cibrîl aleyhi`s-selâm) semâ ile arz arasında bir kürsî üzerinde oturmuş. Pek ziyâde korktum. (Evime) dönüp: beni örtün, beni örtün, dedim. Bunun üzerine Allâhu Teâlâ Hazretlerinin ... Âyât-ı Kerîmesini inzâl etti. Artık vahiy kızıştı da ardı arası kesilmedi.
|
|
Hadis No |
4 |
|
Konu |
Acele Etmek;cebrâil (a.s)`ın Hz. Peyganber`e Kun`ân-ı Kerîm Öğretmesi;hadiste Teselsül;hz. Peygamber`in Mektupları |
Başlık |
Kıyame Suresinin 16, 17, 18, 19 Nolu Âyet-i Kerîmelerinin Tefsîri Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem tenzîl olunan Âyât-ı Kerîme (nin zabtı yüzün)den güçlük çekerler ve bundan dolayı çok kereler mübârek dudaklarını kımıldatırlardı. Bunu söylerken İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ: "İşte bak Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem dudaklarını nasıl kımıldatıyor idiyse ben de (sana) öylece kımıldatıyorum." da demiş. Bunun üzerine Allâhu Teâlâ Hazretleri ona ... Âyât-ı Kerîme`sini inzâl eyledi. ... Kur`ânı senin sadrında cem` edip Onu okuyabilmen bize âitdir.", ... "Kur`ân`ı (lisân-ı Cibrîl ile) sana okuduğumuzda Onu dinle ve (sükût ederek) Ona kulak ver.", ... "Ondan sonra da Onu (dürüst) okumanı biz tekeffül ederiz." demektir. İşte bundan sonra Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e ne zaman Cibrîl (aleyhi`s-selâm) nâzil olursa sükût buyurup onu dinlerlerdi. Cibrîl (aleyhi`s-selâm) gidince getirmiş olduğu Âyât-ı Kerîme`yi o nasıl tilâvet etmiş idiyse Nebîy- (yi Muhterem) salla`llâhu aleyhi ve sellem de öylece tilâvet ederdi.
|
|
Hadis No |
5 |
|
Konu |
Cebrâil (a.s)`ın Hz. Peyganber`e Kun`ân-ı Kerîm Öğretmesi;hz. Peygamber`in Cömertliği |
Başlık |
Resulullâh Halkın En Cömerdi İdi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem halkın en cömerdi idi. En cömerd olduğu zamân da Ramazan`da idi ki (bu ây) Cibrîl aleyhi`s-selâm kendisine çokca mülâkî olduğu zaman idi. Cibrîl (aleyhi`s-selâm) Ramazanın her gecesinde Zât-ı Şerîf`lerine mülâki olur, kendisiyle Kur`ân-ı Kerîm`i müdârese ve müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (ibzâl-i) hayrda (esmesi) mâniaya uğramayan (mübârek) rüzgârdan daha cömerd idi.
|
|
Hadis No |
6 |
|
Konu |
Besmele;hz. Peygamber`in Peygamberlikten Önceki Vasıfları;hz. Peygamber`in Tebliğleri |
Başlık |
Rum Kayseri Hirakl`in Ebû Süfyân Ve Arkadaşları İle Peygamberimiz Ve Müslümanlar Hakkında Görüşmesine Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi;resûl-i Ekrem`in Rum Kayseri Hirakl`e Gönderdiği Mektûb-i Şerîf |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ebû Süfyân b. Harb bana haber verdi ki gerek kendisiyle, gerek küffâr-ı Kureyş ile Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Hudeybiyye sulhiyle) akdeylediği mütâreke müddeti içinde ticâreti için Şam`a giden bir Kureyş kâfilesi içinde bulunduğu sırada (Kayser-i Rûm) Hirakl tarafından da`vet olunmuş. Ebû Süfyân ile rüfekâsı Hirakl`in nezdine gelmişler. (O zaman) Hirakl ile etbâı, İlyâ (yâni Beytü`l-Makdis) de imiş. Uzemâ-yı Rûm, yanında iken Kayser bunları meclisine çağırmış. Huzûruna celb ve tercümânın gelmesini emretmiş. Tercümân: "Peygamberim diyen bu zâta neseben en yakın olan hanginizdir?" diye sormuş. -Ebû Süfyân der ki "Neseben en yakınları benim." dedim. Bunun üzerine Hirakl: "Onu bana yakın getiriniz. Arkadaşlarını da yakına getiriniz. Lâkin arkasında dursunlar." dedi. Ondan sonra tercümânına dönüp dedi ki bunlara söyle, ben bu zât hakkında bu adamdan (bâzı şeyler soracağım. Bana yalan söylerse tekzîb etsinler. -Ebû Süfyân der ki "Va`llâhi arkadaşlarım yalanımı ötede beride söylerler diye utanmasaydım onun (yâni Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) hakkında yalan uydururdum."- Ondan sonra bana ilk sorduğu şu oldu: "Sizin içinizde nesebi nasıldır?" "Onun içimizde nesebi pek büyüktür." dedim. "Sizden bu sözü, ondan evvel söylemiş (yâni ondan evvel da`vây-ı nübüvvet etmiş) hiç kimse var mıydı?" dedi. "Yoktu." dedim. "Âbâ ve ecdâdı içinde hiçbir melik gelmiş midir?" dedi. "Hayır." dedim. "Ona tâbi` olanlar halkın eşrâfı mı, yoksa zuafâsı mıdır?" dedi. "Halkın (eşrâfı değil) zuafâsıdır." dedim. "Ona tâbi` olanlar artıyor mu, yoksa eksiliyor mu?" dedi. "Artıyorlar. (eksilmiyorlar)" dedim. İçlerinde onun dînine girdikten sonra beğenmemezlikten dolayı irtidâd eden var mıdır?" dedi. "Yoktur." dedim. "Şu dediğini demezden (yâni da`vetden) evvel hiç yalan ile ittihâm ettiğiniz var mıydı?" dedi. "Hayır." dedim. "Hiç gadreder mi?" (yâni nakz-ı ahd eder mi?)" dedi. "Hayır gadretmez, ancak biz şimdi onunla bir müddete kadar mütâreke hâlindeyiz. Bu müddet içinde ne yapacağını bilmiyoruz" dedim. Ebû Süfyân der ki bana (kendiliğimden) bir şey katmağa imkân verecek bu sözden başkasını bulamadım. "Onunla hiç mukâtele ettiniz mi?" dedi. "Evet ettik." dedim. "Onunla mukâtelâtınız (ın netâyici) nasıldır?" dedi. "Aramızda (tâli-i) harb nöbet iledir. Kâh o bizi izrâr eder, kâh biz onu izrâr ederiz." dedim. "Peki, size ne emrediyor?" dedi. "Bize yalnız Allâh`a ibâdet ediniz, hiçbir şeyi O`na şerîk etmeyiniz. Dedelerinizin ibâdet ettiğini terkediniz diyor. Bize namazı, (sadakayı, yâni zekâtı), sıdk ve afâfı, sıla-i rahmi emrediyor." dedim. Bunun üzerine tercümâna dedi ki ona söyle, nesebini sordum. İçinizde âlî neseb olduğunu beyân etsin. Peygamberler de (zâten) böyle kavimlerinin (Ashâb-ı) nesebi içinden ba`s olunur. İçinizden bu sözü ondan evvel söylemiş hiçbir kimse varmıydı? diye sordum. Hayır dedin. Ondan evvel bu sözü söylemiş bir kimse olaydı bu da kendisinden evvel söylenmiş bir söze peyrev ol(mak iste)muş bir kimsedir diyebilirdim diye düşünüyorum. Âbâ ve ecdâdı içinde hiç bir melik gelmiş midir? diye sordum. Hayır dedin. Âbâ ve ecdâdından bir melik olaydı bu da babasının mülkünü istirdâda çalışır bir kimsedir diye hükmederdim diyorum.
|
|
Hadis No |
7
.
|
Fasilda Toplam 46 Hadisi Şerif |
|
Konu |
İslâm Esasları;oruç;zekât |
Başlık |
"islâm Beş Şey Üzerine Binâ Olunmuştur" Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İslâm beş şey üzerine binâ olunmuştur: Allâh`dan başka ilâl olmadığına ve Muhammed`in (salla`llâhu aleyhi ve sellem) Allâh`ın Resûlü olduğuna Şahâdet etmek, Namaz kılmak, Zekât vermek, Haccetmek, Ramazan orucunu tutmak.
|
|
Hadis No |
8 |
|
Konu |
Hayâ |
Başlık |
Îmânın Şu`beleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Îmân altmış bu kadar şu`bedir. Hayâ da îmânın bir şu`besidir.
|
|
Hadis No |
9 |
|
Konu |
Gerçek Müslüman;muhâcir |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn Müslüman Ve Muhâcir`i Târifleri |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Müslüman, dilinden, elinden müslümanlar selâmette kalan kimsedir. Muhâcir de Allâh`ın nehyettiğini terkedendir.
|
|
Hadis No |
10 |
|
Konu |
Gerçek Müslüman |
Başlık |
Müslümanların Hangisi Efdaldir |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: "Yâ Resûlâ`llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.
|
|
Hadis No |
11 |
|
Konu |
Gerçek Müslüman;selâmlaşmak;yoksulları Doyurmak |
Başlık |
İslâm`ın Emrettiği Hasletlerin En Hayırlısının Hangisi Olduğu |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e biri: "İslâm`ın en hayırlısı hangisidir?" diye sordu. "İt`âm-ı taâm etmen ve tanıdığına, tanımadığına selâm vermendir." cevâbını verdiler.
|
|
Hadis No |
12 |
|
Konu |
İlk Vahyin Gelişi;kendi İstediğini Başkaları İçin De İstemek |
Başlık |
İslâm`ın Emrettiği Hasletlerin En Hayırlısının Hangisi Olduğu;(kâmil) Îmânın Şartları |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem hazretleri buyurdu ki: Hiç biriniz, kendiniz için arzu ettiğiniz kardeşiniz için de arzu etmedikce îmân etmiş olmaz.
|
|
Hadis No |
13 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`i Sevmek |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) E Sevgi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Nefsim yed-i kudretinde olan Allâhu Zü`l-Celâl`e kasem ederim ki hiç biriniz ben ona pederinden de, evlâdından da daha sevgili olmadıkca îmân etmiş olmaz.
|
|
Hadis No |
14 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`i Sevmek |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) E Sevgi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Enes radiya`llâhu anh`den de bâlâdaki hadîs-i şerîf rivâyet edilmiş olup şu kadar ki sonunda "Pederinden, evlâdından ve bütün halkdan daha sevgili" ziyâdesi vardır.
|
|
Hadis No |
15 |
|
Konu |
Allah İçin Sevmek;allah Sevgisi;hz. Peygamber`i Sevmek;küfre Dönmemek |
Başlık |
Halâvet-i Îmânı Tatmanın Yolları |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Kimde üç şey bulunursa halâvet-i îmânı tatmış olur. Allâh ile Resûlu`llâh kendisine mâadâlarından daha sevgili olmak; bir kimseyi sevmek, fakat yalnız Allâh için sevmek; (Allâh, onu küfürden kurtardıktan sonra) yine küfre dönmekten ateşe atılacakmışcasına hoşlanmamak.
|
|
Hadis No |
16 |
|
Konu |
Ensârı Sevmek |
Başlık |
(kâmil) Îmân İle Nifâkın Alâmetleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Kâmil) îmânın alâmeti Ensâr`a mehabbet, nifâkın alâmeti de Ensâr`a buğzetmektir.
|
|
Hadis No |
17 |
|
Konu |
Allâh`a Şirk Koşmamak;bî`at;çocukları Diri Diri Gömmek;hırsızlık;iftira Etmek;isyan;zinâ |
Başlık |
Akabe-i Ûlâ (birinci Akabe) Bîatı;resûlullâh (s.a. Ve S.), Ashâbına, Yapabilecekleri Amelleri Emrederdi |
Ravi |
Ubâde B. Es-sâmit |
Hadis |
(Akabe-i ûlâ gecesinde bîat eden ve on iki nakîbin biri bulunan) Ubâde b. es-Sâmit (el-Ensârî el-Bedrî) radiya`llâhu anh`den: Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, etrâfında Ashâbından bir cemâat mevcûd olduğu halde buyurdu ki: "Allâh`a (ibâdette) hiçbir şeyi şerîk etmemek, sirkat etmemek, zinâ eylememek, evlâdınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla (kimseyi) büthân etmemek, hiçbir (emr-i) ma`rûfda isyân etmemek üzere bana bîat ediniz (yâni benimle ahdediniz.) İçinizden sözünde duran olursa ecri (ve mükâfâtı) Allâh`ın zimmet-i fazl u keremindedir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyâda düçâr-ı ıkâb olursa bu ıkâb ona keffârettir. Bunlardan birini yapıp da yaptığı fi`li Allâhu Teâlâ setrederse işi Allâh`a kalır: İsterse onu afv, dilerse onu ıkâb eder." Biz de bu şart üzere ona (yâni Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e) bîat ettik.
|
|
Hadis No |
18 |
|
Konu |
Fitneden Kaçmak |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.), Ashâbına, Yapabilecekleri Amelleri Emrederdi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Çok sürmez (öyle fenâlıklar tahaddüs edecek ki) bir Müslümanın en hayırlı malı -kendi dînini fitnelerden selâmete çıkarmak için- dağ başlarında gezdirip (birikmiş) yağmur suyu başlarında güttüğü davarlar (dan ibâret) olacaktır.
|
|
Hadis No |
19 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.), Ashâbına, Yapabilecekleri Amelleri Emrederdi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ashâbına emrettiği zaman (dâimâ) ellerinden gelebilecek amelleri emrederdi. (O zaman Ashâb-ı Kirâm`ı): "Yâ Resûlâ`llâh, biz Senin gibi değiliz. Allâhu Teâlâ Senin olmuş ve olacak günahlarına meydan vermemiştir." derlerdi de (âsâr-ı) gazab vech-i mübârekinde belirecek kadar kızar ve ondan sonra da: "En ziyâde sâhib-i takvânız, Allâh`ı en çok bileniniz şüphesiz ki benim." buyururlardı.
|
|
Hadis No |
20 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Mü`minin Ebediyyen Cehennem`de Kalmıyacağına Dâir Ebû Saîd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Ehl-i Cennet Cennet`e, ehl-i Dûzah Dûzah`a girdikten sonra Allâhu Teâlâ Azze ve Celle: "Kimin kalbinde bir hardal tânesi ağırlığınca îmân varsa (ateşden) çıkarınız." diye ferman buyuracaktır. Bunun üzerine (bu gibiler) simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp Nehr-i hayât (yâhud Nehr-i hayâ, yâhud da Nehr-i hayâ`) içine atılacaklar ve (orada) sel uğrağında kalan yabânî reyhan tohumları nasıl (sür`atle) biterse öylece biteceklerdir. Görmezmisin, bunlar (ne güzel) sapsarı olarak (ve iki tarafına) salınarak sürer?
|
|
Hadis No |
21 |
|
Konu |
Rüyâ |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn "...hayâ Îmandandır." Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Uyuduğum esnâda gördüm ki halk bana arzolunuyordu. Üstlerinde gömlekler vardı. Bu gömleklerin kimi memelere varıyor, kimi daha kısa idi. Ömer b. el-Hattâb da bana arzolundu. Üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı. "Yâ Resûlâ`llâh, bunu ne ile te`vîl (yâni ta`bîr) ettin?" diye sordular. "Dîn ile." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
22 |
|
Konu |
Hayâ |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn "...hayâ Îmandandır." Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün) Ensâr`dan bir kimsenin yanından geçiyordu. Ensârî, kardeşini hayâdan menediyordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ona ilişme. Hayâ îmândandır." buyurdu.
|
|
Hadis No |
23 |
|
Konu |
Zekât |
Başlık |
Ehl-i Küfür İle, Küfürlerinden Dönünceye Kadar, Muhârebe Etmenin Farziyetine Dâir Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâh`dan başka hak İlâh olmadığına ve Muhammed`in Resûlu`llâh olduğuna (zâhirde) şahâdet, salâtı ikâme, zekâtı edâ edinceye kadar nâs ile muhârebe etmek bana emrolundu. Onlar, bunları yapınca -müslümanlık hakkının muktezâsı (olan hudûd) müstesnâ- hakk-ı İslâm olmak üzere canlarını ve mallarını benim elimden kurtarırlar. (bâtınlarından dolayı olan) hesaplarına gelince o (hesâbı görmek) Allâh`a kalmıştır.
|
|
Hadis No |
24 |
|
Konu |
Allah Yolunda Savaş;allâh`a Îman;amellerin Efdâli;cihat;hacc-ı Mebrûr |
Başlık |
Amellerin En Fazîletlisini Beyâna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh sall`llâhu aleyhi ve sellem`e: "Amelin hangisi efdâldir?" diye sordular. "Allâha ve Resûlüne îmân." buyurdu. "Ondan sonra hangisi?" dediler. "Allah yolunda cihâd." buyurdu. "Ondan sonra da hangisi?" diye sordular. "Makbûl (olmuş, içine günah ve riyâ karışmamış) Hac." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
25 |
|
Konu |
Düşündüğünü Açıkça Söylemek;iman-islâm |
Başlık |
Maslahata Binâen İyilik Yapmanın Meşrûiyetine Dâir Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs Hadîsi |
Ravi |
Sa`d B. Ebî Vakkâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Müellefetü`l-Kulûb`dan) bir takım kimselere (dünyâlık) veriyordu. Bu, Sa`d da (orada) oturuyordu. Derken Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem içlerinden en ziyâde beğendiğim birini bıraktı. (Bir şey vermedi.) Bunun üzerine: "Yâ Resûlâ`llâh, filânı ne için bıraktın? Vallâhi onu ben mü`min biliyorum." dedim. "Öyle deme, Müslim (de.)" buyurdu. Bir müddet sustum. Nihâyet o adam hakkındaki ilmim bana galebe etti de (dayanamadım,) yine sözümü tekrâr ederek: "Filânı niçin mahrum bıraktın? Vallâhi onu ben, mü`min biliyorum." dedim. Yine "Öyle deme, müslim (de.)" buyurdu. Ben yine sustum. Lâkin o adam hakkındaki ilmim bana galabe etti. (Dayanamadım,) sözümü tekrâr ettim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yine o sözü tekrâr ettikden sonra buyurdu ki: Ey Sa`d, bir adama, Allah onu yüzü koyu ateşe atmasın diye başkasını daha ziyâde sevdiğim halde atâ (ve ihsân) `da bulunduğum olur.
|
|
Hadis No |
26 |
|
Konu |
Kadınların Kocasına Karşı Vazifeleri;nankörlük |
Başlık |
Kadında Küfran Duygusunun Gâlip Olduğuna Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Bana Cehennem gösterildi. Bir de gördüm ki ehl-i Cehennem`in ekseri kadınlardır. Onlar küfrederler." (bunun üzerine): "(Yâ Resûlâ`llâh,) Allâh`a mı küfrederler?" diye soruldu. (Cevâben) buyurdu ki: Onlar kocalarına (karşı) küfrân ederler. İhsâna (karşı) küfrân ederler. Birisine dünyâ, dünyâ oldukça ihsân etsen de sonra senden (hoşuna gitmiyen) bir şey görse "Ben senden hiç bir hayır görmedim." der.
|
|
Hadis No |
27 |
|
Konu |
Din Kardeşliği |
Başlık |
Her Hangi Bir Kimseye Kötü Söz Söylemenin Nehyine Dâir Ebû Zer Hadîsi |
Ravi |
Ebû Zerr-i Gıfârî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir kere) bir adamla sövüştük de onu anasından dolayı ayıpladımdı. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bana buyurdu ki: Ey Ebû Zer, onu sen anasından dolayı mı ayıplıyorsun? (Demekki) sen, içinde (henüz) Câhiliyyet (ahlâkı) kalmış bir kimse imişsin. (Ondan sonra buyurdu ki:) Zîr-i destânınız, sizin öyle kardeşlerinizdir ki Allâhu Teâlâ onları sizin yed (mülk ve kudret) inize tevdî` etmiştir. Her kimin eli altında kardeşi bulunursa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmiyecek (zahmetli) bir iş yüklemeyiniz. Şâyed yüklerseniz onlara yardım ediniz.
|
|
Hadis No |
28 |
|
Konu |
Adam Öldürmek |
Başlık |
Katlin Ve Katle Teşebbüsün Nehyine Dâir Ebû Bekre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Bekre Nufey` B. Hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, "İki müslüman kılıçlariyle karşılaştıkları zaman kâtil de maktûl de Cehennem`dedir." buyuruyordu. "Yâ Resûlâ`llâh, kâtil böyle, ya maktûle ne oluyor?" diye sordum. "(Maktûl) arkadaşını öldürmeğe harîs idi de ondan." buyurdu.
|
|
Hadis No |
29 |
|
Konu |
Şirk |
Başlık |
Lokman Suresinin 31 Nolu Âyet-i Kerîmesinin Sebeb-i Nüzûlü |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: ... Âyet-i Kerîme`si nâzil olduğu zaman Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Ashâb`ı "Hangimiz nefsine zulmetmemiştir?" dediler. Bunun üzerine ... Âyet-i Kerîme`is nâzil oldu.
|
|
Hadis No |
30 |
|
Konu |
Ahdi Bozmak (ahde Vefâsızlık);emânete Hıyânet;münâfığın Alâmetleri;verdiği Sözü Tutmamak;yalancılar |
Başlık |
Münâfık`ın Alâmetlerine Dâir Ebû Hüreyre Ve Abdullâh İbn-i Amr Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Münâfık`ın alâmetleri üçtür. Söz söylerken yalan söyler. Va`d ettiği vakit sözünde durmaz. Kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyânet eder.
|
|
Hadis No |
31 |
|
Konu |
Ahdi Bozmak (ahde Vefâsızlık);emânete Hıyânet;husumet;münâfığın Alâmetleri;verdiği Sözü Tutmamak;yalancılar |
Başlık |
Münâfık`ın Alâmetlerine Dâir Ebû Hüreyre Ve Abdullâh İbn-i Amr Hadîsleri |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Dört şey, her kimde bulunursa hâlis münâfık olur. Her kimde bunların bir parçası bulunursa onu bırakıncaya kadar kendisinde münâfıklıkdan bir haslet kalmış olur. (Bunlar da) kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyânet etmek, söz söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde ahdini tutmamak, husûmet (iddiâ ve mürâfaa) zamânında da hakdan ayrılmaktır.
|
|
Hadis No |
32 |
|
Konu |
Kadir Gecesi |
Başlık |
Kadir Gecesi`nin Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Îmânından dolayı ve (yalnız Allâh`dan ecrini umarak) li-vechi`llâh her kim Kadir Gecesi`ni tâatla geçirirse geçmiş günahları mağfûr olur.
|
|
Hadis No |
33 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Cihâd`ın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâhu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri kendi yolunda (cihâda) çıkan kimseye: "Onu (evinden) çıkaran şey yalnız bana îmân ve Peygamberlerimi tasdîk ise nâil olduğu ecir veya ganîmetle (sâlimen yurduna) geri getireyim, yâhud da Cennet`e ithâl edeyim." diye tekeffül etmiştir. Ümmetime meşakkate bâis olacağını bilmesem hiç bir seriyye (yâni cihad müfrezesine refâkat etmek) den geri kalmazdım. Allah bilir ki Allah yolunda katlolunup dirilmeyi, ondan sonra katlolunup dirilmeyi, ondan sonra katlolunmayı ne kadar isterdim!
|
|
Hadis No |
34 |
|
Konu |
Ramazan İbâdeti |
Başlık |
Ramazan`ın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim Ramazan`da îmânı sebebiyle ve (ecrini yalnız Allah`dan umarak) li-vechi`llâh (Terâvih ve sâire gibi) namaz kılarsa geçmiş günahları mağfûr olur.
|
|
Hadis No |
35 |
|
Konu |
Oruç |
Başlık |
Ramazan`ın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim Ramazan orucunu îmânı sebebiyle ve (yalnız Fazl-ı İlâhî`yi umarak) li-vechi`llâh tutarsa geçmiş günahları mağfûr olur.
|
|
Hadis No |
36 |
|
Konu |
Îtidâlli Hareket;kolaylık Göstermek |
Başlık |
İslâm Kolaylık Dînidir |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bu din (ayni) yüsürdür. Hiçbir kimse yoktur ki (bu) din hususunda (amellerim eksiksiz olsun diye) kendini zorlasın da din, ona galebe etmesin (ve ezilip büsbütün amelden kesilmesin). Öyle olunca ortalama gidin. (Matlûbunuz olan ameli tamam îfâ edemediğiniz vakit de O`na şükretmekle kanâat ediniz. Böyle yaparsanız) size müjde olsun (amelin azına da pek çok ecir verilir.) (Yola çıkarken) sabah, akşam seferinden, biraz da gece yürüyüşünden istiâne ed(iniz de kendinizi yokmay)iniz.
|
|
Hadis No |
37 |
|
Konu |
Ehl-i Kitap;kıble |
Başlık |
Kıblenin Tahvîli Hakkında Berâ` Hadîsi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne`ye ilk teşrîfinde Ensâr`dan olan ecdâd (ı, yâhud diğer lâfza göre dayıları yurd) ına misâfir oldu ve on altı, on yedi ay Beytü`l-Makdi`se doğru namaz kıldı. Halbuki kıblesinin Beytü`l-Harâm`a doğru olmasını arzu ederdi. (Kâ`be`ye müteveccihen) ilk kıldığı namaz İkindi namazı olmuştu. Bir cemâat de onunla birlikte kıldılar. Ondan sonra birlikde namaz kılanlardan biri (namazdan) çıktı. Mescidin birinde bulunan bir cemâate namazdalar iken yolu uğradı. (onlara): "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte Mekke`ye doğru namaz kıldığıma Allah için şahâdet ederim." deyince (namazlarını bozmadan) oldukları gibi Beyt-i Şerîf`e döndüler. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Beyt-i Makdis`e doğru namaz kıldıkları sırada Yahûdîlerle (diğer) Ehl-i Kitâb ondan hoşlanırlardı. Beyt-i Şerîfe doğru yüzünü döndürünce bu fi`lini beğenmediler. -Berâ` b. Âzib radiya`llâhu anh bu hadîsinde diyor ki: Kıble tahvîl edilmeden evvel (ilk) kıbleye doğru (namaz kılarak) vefât etmiş, katlolunmuş kimseler de vardı. Bunlar hakkında nasıl bir hüküm vereceğimizi bilemedik.
|
|
Hadis No |
38 |
|
Konu |
Güzel Ahlâk;iyiliğin Mükâfâtı |
Başlık |
Müslüman Olmanın, Küfür Hâlinde İşlenen Günahları Gidereceğine Dâir Ebû Saîd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: Bir kul Müslüman olursa, İslâm`ı sağlama olursa Allâhu Teâlâ (Hazretleri) evvelce kendisinden sâdır olmuş her seyyiesini tekfîr eder (yâni örter). Ondan sonra sıra kısâsa (yâni mükâfât ve mücâzâta) gelir: Bir hasene ondan yedi yüz kat büyük hasene ile, bir seyyie ise (yalnız kendi) misli (derecesinde mücâzât) ile karşılanır. Meğer ki o seyyieyi Allah affede.
|
|
Hadis No |
39 |
|
Konu |
Tâatte Devam |
Başlık |
Amelin -az Da Olsa- Devamlı Olanının Fazîletine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Yanımda bir kadın varken Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem hücreme girdi. "Bu kadın kimdir?" diye sordu. "Filâncadır." dedim. Ve kıldığı namaz(lar)ı anlatmağa başladım. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ise "(Bu sözü) bırak. (Dâimâ) elinizden gelecek şeyleri yapınız. Yoksa Allâh hakkı için siz usanmadıkca Allah usanmaz." buyurdu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in en ziyâde sevdiği din (yâni tâat), sâhibi tarafından devâm üzere yapılanlar idi.
|
|
Hadis No |
40 |
|
Konu |
İman-islâm |
Başlık |
Îmânın Ziyâde Ve Noksan Kabûl Ettiğine Ve Mü`mininin Cehennemde Ebediyyen Kalmıyacağına Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Lâ İlâhe İllâ`llâh deyib de kalbinde bir arpa ağırlığınca hayır (yâni îmân) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. Lâ İlâhe İllâ`llâh deyib de kalbinde bir buğday ağırlığınca hayır (yâni îmân) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. Lâ İlâhe İllâ`llâh deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca hayır (yâni îmân) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır.
|
|
Hadis No |
41 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Maide Üç Nolu Âyet-i Celîlesinin Sebeb-i Nüzûlü Hakkında Hazret-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Tâife-i Yehûddan bir kimse ona: "Yâ Emîre`l-Mü`minîn, sizin Kitâbınızda okumakda olduğunuz bir âyet var ki biz Yahûdîlere nâzil olmuş olaydı yevm-i nüzûlünü bayram ederdik." demiş. (Ömer radiya`llâhu anh.): "Hangi âyettir o?" diye sormuş. (Yahûdî) ... cevâbını vermiş. (Bunun üzerine) Ömer (radiyallahu anh) demiş ki biz, bu Âyet-i Kerîme`nin nâzil olduğu günü de yeri de (hakkıyle) biliyor (,kıymetini takdîr ediyor)uz. (Bu Âyet-i Kerîme) Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bir cum`a günü Arefe`de (vakfede) kâim iken nâzil olmuştur.
|
|
Hadis No |
42 |
|
Konu |
Farzları Edâ;islâm Esasları;nâfile İbâdet;namaz Kılmak;oruç;zekât |
Başlık |
İslâm`ın Temellerini Bildiren Talha Hadîsi |
Ravi |
Talha B. Ubeydi`llâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Necid ahâlîsinden saçı, darmadağın (fakîr) bir kimse (huzûr-ı) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e geldi. Uzaktan sesini karmakarışık duyuyor, fakat ne söylediğini anlamıyorduk. Nihâyet yaklaştı. Meğer İslâm`ın ne olduğunu soruyormuş. (Bu suâline karşı) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bir gün, bir gece içinde beş namaz." buyurdu. (Adamcağız): "Üzerimde bu namazlardan başkası da olacak mı?" diye sordu. "Hayır, meğer ki tatavvu` edersin (yâni kendiliğinden kılasın.)" cevâbını verdi. Ondan sonra Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bir de Ramazan orucu." buyurdu. (Adamcağız yine): "Üzerimde bundan başkası da olacak mı?" diye sordu. O da : "Hayır. Meğer ki tatavvu` edesin." cevâbını verdi. -Talha radiya`llâhu anh der ki: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, zekâtı da ona söyledi. (Adamcağız, yine): "Üzerimde bundan başkası da olacak mı?" diye sordu. yine Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, meğer ki tatavvu` edesin." cevâbını verdi. Bunun üzerine (Necid`li fakîr): "Vallâhi bundan ne artık, ne eksik bir şey yapacak değilim." diyerek ve arkasını dönerek gitti. (Bunu duyunca) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Eğer doğru söylüyorsa felâh buldu gitti." buyurdu.
|
|
Hadis No |
43 |
|
Konu |
Cenâze Namazı;cenâzeye Gitmek |
Başlık |
Cenâze Törenine Katılmanın Ve Namazını Kılmanın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim îmânı sebebiyle ve (ecrini yalnız Allah`dan umarak) li-vechi`llâh bir müslümân cenâzesi arkasından gider ve üzerine namaz kılıp defninden ferâgat edilinceye kadar berâber bulunursa iki kîrât ecir ile döner ki kîrâtların her biri Uhud (dağı) gibidir, her kim o cenâze üzerine namaz kılar da defnolunmadan evvel dönerse (yalnız) bir kîrât ecir ile dönmüş olur.
|
|
Hadis No |
44 |
|
Konu |
Adam Öldürmek;müslümana Söğmek |
Başlık |
Müslümana Sövmenin Ve Onunla Döğüşmenin Nehyine Dâir Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Müslümana sövmek fısk, onunla kıtâl etmek küfürdür." buyurdu.
|
|
Hadis No |
45 |
|
Konu |
Kadir Gecesi;nizâ (anlaşmazlık) |
Başlık |
Kadir Gecesi`ni Ramazan`ın Yirmisinden Sonraki Gecelerde Aramak |
Ravi |
Ubâde B. Es-sâmit |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, Kadir Gecesi`ni haber vermek üzere (Hâne-i Saâdetinden) çıktı. Derken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Buyurdular ki: Ben, size Kadir Gecesi`ni haber vermek üzere çıkmıştım. Filân ile filân kavga ettiler de (ona dâir olan bilgi) ref` olundu. İhtimâlki de hakkınzda bu daha hayırlıdır. Artık siz, Kadir Gecesi`ni (yirmiden sonraki) yedinci veya dokuzuncu veya beşinci gecelerde arayınız.
|
|
Hadis No |
46 |
|
Konu |
Allâh`a Şirk Koşmamak;ihsan;iman-islâm;kıyâmet Alâmetleri;rü`yetullah;zekât |
Başlık |
Halka Dinlerini Öğretmek İçin Gelen Cibrîl İle Peygamber Aleyhi`s-selâm`ın Konuşması (ihsân Hadîsi) |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gün Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem açıkta oturuyordu. (yanına) biri gelip: "Îmân nedir?" diye sordu. "Îmân; Allâha, Meleklerine, Allâh`a mülâkî olmağa (yâni Rü`yetu`llâh`a), Peygamberlerine inanmak, kezâlik (öldükten sonra) dirilmeğe inanmaktır." cevâbını verdi. "Ya İslâm nedir?" dedi. "İslâm; Allâh`a ibâdet edip (hiçbir şeyi) O`na şerîk ittihâz etmemek, namazı ikâme ve farz edilmiş zekâtı edâ etmek, Ramazanda da oruç tutmaktır." buyurdu. (Ondan sonra) "Ya ihsân nedir?" diye sordu. "Allâh`a sanki görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen, Allâh`ı görmüyorsan şüphesiz O, seni görür." buyurdu. "Kıyâmet ne zaman?" dedi. (Bunun üzerine) buyurdu ki: "Bu mes`elede sorulan, sorandan daha âlim değildir. (Şu kadar var ki Kıyâmet`den evvel zuhûr edecek) alâmetlerini sana haber vereyim: Ne zaman (satılmış) câriye, sâhibini (yâni efendisini) doğurur, kim idikleri belirsiz deve çobanları (yüksek) binâ kurmakta birbiriyle yarışa çıkarlarsa (Kıyâmet`den evvelki alâmetler görünmüş olur. Kıyâmet`in vakti) Allâh`dan başka kimsenin bilmediği beş şeyden biridir." Ondan sonra Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ... Âyet-i Kerîme`sini tilâvet buyurdu. Sonra (gelen adam) arkasını döndü (gitti). Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem "Onu çevirin." diye emrettiyse de izini bulamadılar. Bunun üzerine buyurdu ki işte bu, Cibrîl (aleyhi`s-selâm)dir. Halka dinlerini öğretmek için geldi.
|
|
Hadis No |
47 |
|
Konu |
Şüpheli Şeylerden Kaçınmak |
Başlık |
Şüpheli Şeylerden Kaçınmağı Tergîb Eden Nu`mân İbn-i Beşîr Hadîsi |
Ravi |
Nu`mân B. Beşîr |
Hadis |
Şöyle demiştir: (kulağımla) işittim, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Helâl belli, harâm da bellidir. İkisi arasında da (helâl mi, harâm mı belli olmayan bir takım) şüpheli şeyler vardır ki çok kimseler onları bilmezler. Şüpheli şeylerden her kim sakınırsa ırzını (yâni haysiyetini) da, dînini de kurtarmış olur. Her kim şüpheli şeylere dalarsa (içine girmek yasak olan beylik) koru etrâfında (davarlarını) otlatan bir çoban gibi çok sürmez içeriye dalabilir. Haberiniz olsun, her Pâdişâhın (kendine mahsûs) bir korusu olur. Gözünüzü açın, Allâh`ın yeryüzündeki korusu da harâm ettiği şeylerdir. Âgâh olunuz, cismin içinde bir lokmacık et (parçası) vardır ki iyi olursa bütün cesed iyi olur, bozuk olursa bütün cesed bozulur. İşte o (et parçası) kalbdir.
|
|
Hadis No |
48 |
|
Konu |
Allâh`a Îman;elçilik;hz. Peygamber`e Gelen Elçiler;içki;zekât |
Başlık |
Niyyet Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Abdü`l-Kays Vefd`i (Bahreyn taralarından) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna geldikleri zaman: "Siz kimlerdensizin?" yâhud "Nerenin vefdisiniz?" diye sordu. "Biz Rebîa (kabâilin) danız." dediler. "Hoş geldiniz. (Allâh sizi) utandırmasın, pişmân etmesin." buyurdu. Bunun üzerine "Yâ Resûlâ`llâh, biz sana yalnız şehr-i Harâm`da gelebiliriz. (Bilirsin ki) aramızda kâfir olan (kabâil-i) Mudar`dan şu cemâat vardır. O halde bize kesdirme bir şey emret de geride kalanlarımıza haber verelim, o sebeple de Cennet`e girelim." dediler. (Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`a) içkileri (yâhud içki kaplarını) de sordular. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) onlara dört şey emretti, dört şeyden de nehyetti. Onlara yalnız Allâh`a îmân ile emrettikten sonra "Bilirmisiniz yalnız Allâh`a îmân etmek ne demektir?" diye sordu. "Allâh ve Resûlü a`lemdir." dediler. "Allâh`dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed`in Resûlu`llâh olduğuna şahâdet, Namaz`ı ikâme, Zekât`ı edâ etmek, Ramazan orucunu tutmak, ganîmetin humsunu vermektir." buyurdu. Kezâlik onları (dört şeyden, yâni) hantem, dubbâ`, nakîr, müzeffet (denilen kaplara hurma, yâhud üzüm şırası koymak)den nehyetti. (İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`nın) müzeffet yerine mukayyer dediği de mervîdir.
|
|
Hadis No |
49 |
|
Konu |
Âile Nafakası;hicret;niyet |
Başlık |
Niyyet Hadîsi |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
... hadîs-i şerîfi rivâyet olunuyor ki kitabın evvelinde zikrolundu. Ancak burada ... dan sonra ... ziyâdesi vardır. Hadîs`in bakiyyesi bu ziyâdeden sonra serdedilmiştir ki ziyâdenin ma`nâ-yı şerîfi: "Her kimin hicreti Allâh`a ve Resûlüne müteveccih ise hicreti, Allâh`a ve Resûlüne müntehîdir." olmuş olur.
|
|
Hadis No |
50 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Çoluk Çocuğunun Geçimini Sağlamak İçin Çalışmanın Fazîleti Hakkında Ebû Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mes`ûd Ukbe İbn-i Amr |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bir kimse, ıyâline li-vechi`llâh (yâni ecrini yalnız Allah`dan umarak) infâk etse bu nafakası kendisi için (sevâbca) sadaka (gibi) olur.
|
|
Hadis No |
51 |
|
Konu |
Namaz Kılmak;nasîhat;zekât |
Başlık |
Dînin Nasîhattan İbâret Bulunduğuna Dâir Cerîr Hadîsleri |
Ravi |
Cerîr B. Abdullâh El-becelî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e namazı ikâme etmek, zekât vermek, her müslümana hayırhâh (ve gıl ve ğışden âzâde) olmak üzere bîat ettim.
|
|
Hadis No |
52 |
|
Konu |
Bî`at;nasîhat |
Başlık |
Dînin Nasîhattan İbâret Bulunduğuna Dâir Cerîr Hadîsleri |
Ravi |
Cerîr B. Abdullâh El-becelî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "(Yâ Resûlâ`llâh), Sana Müslümân olmak üzere bîat edeceğim." dedim. Şart ettiği şeyler meyânında her Müslümân`a hayırhâh (ve gıll ü ğışdan âzâde) olmağı da şart etti. Ben de bu şart üzerine bîat ettim.
|
|
Hadis No |
53
.
|
Fasilda Toplam 56 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Emâneti Ehline Vermek;ilim Meclisi;kıyâmet Alâmetleri;konuşanın Sözünü Kesmemek |
Başlık |
İşin Ehli Olmayana Verilmesinin Kıyâmet Alâmetlerinden Olduğuna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Meclisin birinde Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem huzûrundakilere söz söylerken nâgehân bir a`râbî gelip "Kıyâmet ne zamandır?" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (sözünü kesmeyip) devam buyurdu. Oradakilerin kimi (kendi kendine): "(A`râbînin) ne dediğini işitti, amma suâlinden hoşlanmadı."; kimi de: "Belki işitmedi." diye hükmetti. Nihâyet (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) sözünü bitirince gâlibâ "O Kıyâmeti soran nerede?" diye (yâni bunu gibi bir lâfz ile) suâl buyurdu. (A`râbî): "İşte ben, yâ Resûlâ`llâh." dedi. (Bunun üzerine) "Emânet zâyi` edildi mi, Kıyâmete intizâr et." buyurdu. Yine (a`râbî): "Emâneti zâyi` etmek nasıl olur?" diye (tekrar) sorunca: "İş, nâ ehle tevcîh edildi mi, Kıyâmet`e intizâr et." buyurdu.
|
|
Hadis No |
54 |
|
Konu |
Abdesti Güzel Almak;hataları Söylemek |
Başlık |
Abdesti Eksik Olanlara Peygamber (s.a. Ve S.) İn İnzârı |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ettiğimiz yolculukların birinde Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem geride kalmıştı da bize (sonradan) yetişmiş idi. (O sırada) namaz vakti girmiş idi. Biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı mesh (eder gibi az su ile yıkamağa) başladık. (Bu hâli görünce) en dik sesi ile iki veya üç kere: "Cehennem`de yanacak ökçelere yazık!" diye nidâ buyurdu.
|
|
Hadis No |
55 |
|
Konu |
Hurma Ağacı;kâmil Mü`min |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Yaprağını Dökmeyen Hurma Ağacını Müslim (-i Kâmil)e Teşbîhi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Ağaçların içinden bir nev`i vardır ki yaprağı düşmez. O ağaç, müslim (-i kâmil)in benzeridir. Nedir o? Söyleyin." oradakiler kırlardaki ağaçları saymağa daldılar. -Abdu`llâh (İbn-i Ömer) der ki bunun hurma ağacı olduğu hatırıma geldiyse de (söylemeğe) utandım. Ondan sonra: "Yâ Resûlâ`llâh, bize söyle nedir?" diye sordular. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem): "Hurma ağacıdır." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
56 |
|
Konu |
Bilmediğini Sormak;hz. Peygamber`in Tebliğleri;namaz Kılmak;oruç;zekât |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Dımâm İbn-i Sa`lebe`ye, Risâlet, Namaz, Oruç Ve Sadaka Hakkında Sorduğu Sorulara Verdiği Cevaplar |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte oturduğumuz sırada deve üstünde biri gelip devesini mescid(in kapısınd)e çökerttikten sonra bağladı. Ondan sonra "Hanginiz Muhammed`dir?" diye sordu. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Ashâbı) arasında dayanmış oturuyordu. "İşte dayanmış olan şu beyaz kimsedir." dedik. Adamcağız: "Ey Abdü`l-Muttalib`in oğlu!" diye hitâb etti. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem "Seni dinliyorum." buyurdu. "Ben sana bâzı şeyler soracağım. Amma soracaklarım (pek) ağırdır. Gönlün benden incinmesin." dedi. Nebiyy-i Efham salla`llâhu aleyhi ve sellem "Aklına geleni sor." buyurdu. "Senin ve senden evvelkilerin Rabbi aşkına (söyle) bütün halka seni Allâh mı gönderdi?" dedi. "Evet." buyurdu. "Allâh aşkına (söyle) bir gün bir gece içinde beş vakit namaz kılmayı sana Allâh mı emretti?" dedi. "Evet." buyurdu. "Allâh aşkına (söyle) senenin şu (ma`lûm) ayında oruç tutmayı sana Allâh mı emretti?" dedi, "Evet." buyurdu. (yine): "Allâh aşkına şu (ma`lûm olan) sadakayı zenginlerimizden alıp fukarâmıza dağıtmayı sana Allâh mı emretti?" dedi. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem (buna da) "Evet." buyurunca adamcağız: "Sen ne getirdin ise ben ona îmân ettim. Kavmimin geride kalanlarına da elçi benim. Ben, Sa`d b. Bekr kabîlesinden Dımâm b. Sa`lebe`yim." dedi.
|
|
Hadis No |
57 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mektupları |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Kisrâ`ya Gönderdiği Mektup |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bir adama bir nâme verip Bahreyn ulusuna teslim etmesini emretti. Bahreyn ulusu, mektubu Kisrâ`ya îsâl etti. Kisrâ onu okuyunca yırttı. (Arada râvî olan Muhammed b. Şihâb-ı Zührî) der ki: (Zannederim ki Saîd b. el-Müseyyeb`den işittim) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Kisrâ ile kavmine) parça parça olsunlar diye duâ buyurdu.
|
|
Hadis No |
58 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mektupları;hz. Peygamber`in Mührü |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Gümüşten Bir Mühür Edindiğine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir mektup yazdırdı, yâhud yazdırmak istedi. Dediler ki: "(Yâ Resûlâ`llâh) onlar (yâni Rum`dan ve Acem`den muhâtab olanlar) bir mektûbu mühürlü olmadıkça okumazlar." Bunun üzerine gümüşten bir mühür edindi ki nakşı ... idi. Bu mührün Yed-i Şerîf-i Risâlet-Penâhî`deki beyazlığı hâlâ gözümün önündedir.
|
|
Hadis No |
59 |
|
Konu |
Allâh`a Sığınmak;hayâ;hz. Peygamber`den Yüz Çevirmek;ilim Meclisi;mecliste Boş Yere Oturmak;selâmlaşmak |
Başlık |
Allâh`ı Zikretmeği İhmâlin, Allâh`ın İlmâlini Mûcip Olacağına Dâir Ebû Vâkıd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Vâkıd-ı Leysî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir gün) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem huzûrunda Ashâb`ı olduğu halde Mescidinde otururken karşıdan üç kişi geldi. İkisi Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e doğru teveccüh etti, birisi de gitti. -Râvî der ki: Bu iki kimse huzûr-ı Risâlet-Penâhî`de dur(up selâm ver)du. Ve bir tânesi (bilâhare) halkada bir aralık bularak oracıkta oturdu. Diğeri ise hâzırûnun arkasında oturdu. Üçüncüye gelince arkasını dönüp savuştu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (meşgûl olduğu kelâmdan) fâriğ olunca buyurdu ki: "İsterseniz bu üç kişinin hâlini size haber vereyim. İçlerinden biri Allâh`a sığındı, Allâh da onu barındırdı. Diğeri (sıkıntı vermekten) utandı, Allâh da ondan hayâ etti. Öteki ise (bu meclisten) yüz çevirdi, Allâh da ondan yüz çevirdi."
|
|
Hadis No |
60 |
|
Konu |
İlim Tebliği;mü`minin Irzı Haramdır;mü`minin Kanı Haramdır;mü`minin Malı Haramdır |
Başlık |
Vedâ` Haccında Peygamber (s.a. Ve S.) İn Bâzı Nasîhatlarına Dâir Ebû Bekre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Bekre Nufey` B. Hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`da) devesi üzerinde oturdu. Devenin dizginini bir adam tutuyordu. "Bu gün hangi gündür?" diye sual etti. sükût ettik, o derecede ki başka bir isim ile tesmiye edecek zannetdik. "Kurban günü değil mi?" buyurdu. "Evet." dedik. Sonra: "Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Yine sükût ettik, o derecede ki isminden başka bir isim ile tesmiye edecek zannettik. "Zilhicce değil mi?" buyurdu. "Evet." dedik. (Sonra): "Bu hangi şehirdir?" diye sordu. Yine sustuk, o derecede ki isminden başka bir isim ile tesmiye edecek zannettik. "Mekke değil mi?" buyurdu. "Evet." dedik. (Bunun üzerine) buyurdu ki "Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız bu şehir içinde, bu ayda bu günün hürmeti kadar yekdiğerinize haramdır. Hâzır olanlarınız, gâib olanlarınıza (bunu) teblîğ etsin. Olabilir ki hâzır olan kimse, bunu daha iyi anlar bir kimseye teblîğ etmiş bulunur."
|
|
Hadis No |
61 |
|
Konu |
Bıktırmamak;vedâ Haccı Hutbesi |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn Fâsılalı Olarak Va`zettiğine Dâir İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem va`z (ve nasîhat) husûsunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp (ona göre) gün ve (saat) kollardı.
|
|
Hadis No |
62 |
|
Konu |
Kolaylık Göstermek |
Başlık |
Dinde, Bıkkınlık Ve Usanç Verecek Derecede İleri Gitmenin Doğru Olmadığına Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Kolaylık yolunu gösterin, güçlüğe gitmeyin. Tebşîr edin, tenfîr etmeyin." buyurduğu rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
63 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Allâh Kime İyilik Murâd Ederse, Onu Dinde Bilgi Sâhibi Yapar |
Ravi |
Muâviye B. Ebî Süfyân |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Allâh (u Teâlâ) her kimin hayrını murâd ederse ona din husûsunda (büyük bir) anlayış verir. Ben (verici değil) yalnız taksîm ediciyim. Veren ise Allâhu Azze ve Cell`dir. Bir de bu ümmet, Allâh`ın emri (ve kazâsı) zuhûr edi(p kıyâmet kopu)nceye kadar emr-i İlâhî(ye mütâbeat) üzere hep sâbit-kadem olup duracak ve kendilerine muhâlefet edenlerden zarar gelmiyecektir.
|
|
Hadis No |
64 |
|
Konu |
Hurma Ağacı;kâmil Mü`min |
Başlık |
Allâh Kime İyilik Murâd Ederse, Onu Dinde Bilgi Sâhibi Yapar |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanında idik. Bir hurma göbeği getirdiler. Buyurdu ki: "Ağaçların içinden bir nev`i vardır ki.... ilâ-âhirih. -Abdu`llâh b. Ömer radiya`llâhu anh`den olan bu rivâyetde: "Bir de baktım ki oradakilerin en küçüğü benim. Onun için sustum." ziyâdesi vardır.
|
|
Hadis No |
65 |
|
Konu |
Allah Yolunda Harcamak (infak);ilim Öğretmek;ilmiyle Âmil Olmak;infak;kazâ-kader |
Başlık |
İki Haslet Sâhibinden Başkasına Hased Edilemiyeceğine Dâir Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İki (haslet sâhibin)den başkasına hased olmaz. Bunlar da Allah tarafından kendisine mal ihsân olunub da hak (yolun)da onu ihlâke taslît edilen kimse ile kendisine hikmet ihsân olunup onunla hükmeden ve anı ta`lîm eden kimsedir.
|
|
Hadis No |
66 |
|
Konu |
İlim Öğrenmek |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.) İn İbn-i Abbâs`a Duâsı |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem beni kucaklayıp: "İlâhî ona (ilm-i) Kitâb`ı öğret." diye duâ buyurdu.
|
|
Hadis No |
67 |
|
Konu |
Namazda Safları Sık Ve Düzgün Tutmak |
Başlık |
Bülûğ Çağına Varmıyan Çocuğun Mükellef Olmadığına Dâir İbn-i Abbâs Rivayeti |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Minâ`da sütresiz olarak namaz kıldırdığı sırada dişi bir merkebe râkiben karşıdan geldim. O zaman sinn-i bülûğa yaklaşmıştım. Saflardan birinin önünden geçtim. Merkebi otlasın diye salıverdim. Ondan sonra saffa girdim. Bu (yaptığıma) kimse ses çıkarmadı.
|
|
Hadis No |
68 |
|
Konu |
Lâtîfe;şaka |
Başlık |
İlmin Fazîleti Hakkında Hadîsler |
Ravi |
Mahmûd B. Er-rebî` |
Hadis |
"Beş yaşımda iken Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bir kere bir kova (daki su) dan (ağzına alıp) yüzüme püskürdüğünü derhâtır ederim." demiştir.
|
|
Hadis No |
69 |
|
Konu |
İnsanların Kısımları |
Başlık |
İlmin Fazîleti Hakkında Hadîsler |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâh`ın benim (vâsıtam) le gönderdiği hidâyet ve ilim boy yağmura benzer. (Bu yağmur, kâh öyle) bir toprağa düşer ki onun bir kısmı suyu kabûl eder de çayır ile bol ot yetiştirir. Bir kısmı da kurak olur, suyu (üstünde) tutar da Allâh (u Teâlâ) halkı onunla faydalandırır. Ondan (hem kendileri) içerler, (hem hayvanlarını) suvarırlar, ekin ekerler (Bu yağmur) diğer (bir nevi`) toprağa daha isâbet eder ki düz ve kaypaktır. Ne suyu (üstünde) tutar, ne çayır bitirir. Allâh`ın dînini anlayıb da Allâh`ın benim (vâsıtam) le gönderdiği (hidâyet ve ilimden) faydamend olan ve bunu bilip (başkasına) bildiren kimse ile (bunu duyduğu vakit kibrinden) başını (bile) kaldırmayan ve Allâh`ın benimle irsâl olunan hidâyetini kabûl etmeyen kimse böyledir.
|
|
Hadis No |
70 |
|
Konu |
İçki;kıyâmet Alâmetleri;zinâ |
Başlık |
İlmin Fazîleti Hakkında Hadîsler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlû`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İlmin ref` olunması, cehlin kökleşmesi, şarabın içilmesi, zinânın çoğalması Kıyâmet alâmetlerindendir.
|
|
Hadis No |
71 |
|
Konu |
Kadınların Çoğalıp Erkeklerin Azalması;kıyâmet Alâmetleri;zinâ |
Başlık |
İlmin Fazîleti Hakkında Hadîsler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Size öyle bir söz söyliyeceğim ki, benden sonra hiç kimse onu size söylemeyecektir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Kıyâmet alâmetlerinden olmak üzere ilim azalacaktır, cehil yayılacaktır, zinâ şâyi` olacaktır. Kadınlar(ın mikdârı) kesret, erkekler(inki) kıllet bulacaktır. Bir derecede ki, elli kadının yalnız bir bakanı olacaktır.
|
|
Hadis No |
72 |
|
Konu |
Rüyâ |
Başlık |
İlmin Fazîleti Hakkında Hadîsler |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, "Uykuda iken bana bir kadeh süt getirdiler. O kadar içtim ki kanıklık (âsârının) tâ tırnaklarımdan sızdığını (hâlâ) duyuyorum. (İçtikten sonra) artığımı Ömer b. el-Hattâb`a verdim." buyuruyordu. "Yâ Resûlâ`llâh! Bunu ne ile te`vîl ettin?" diye sordular. "İlm ile." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
73 |
|
Konu |
Bilmeden Yapılan Hatalar;cemrelere Taş Atma (şeytan Taşlama);hac Menâsikı;şeytan Taşlama;vedâ Haccı Hutbesi |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn Vedâ` Haccında Hacc Menâsiki İle İlgili Beyanlarına Dâir Abdullâh İbn-i Amr Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiş: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da halk sor(ub öğren)sun diye Minâ`da durdu. Yanına biri gelip "Bilemedimde (Kurban) kesmeden tıraş oldum." dedi. "Kurbanını kes, günâhı yok." buyurdu. Diğeri gelip "Bilemedimde Remiy`den evvel (kurban) kestim." dedi "Remyet, günâhı yok." buyurdu. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (o gün Remy, nahr, halk, tavâf gibi yevm-i Iyd a`mâlinden) takdîm veya te`hîr edilmiş hiçbir şey sorulmadı ki (cevâbında) "Yap, günâhı yok." buyurmasın.
|
|
Hadis No |
74 |
|
Konu |
Adam Öldürmek;kıyâmet Alâmetleri |
Başlık |
İlmin Kabzolunacağına, Katil Ve Fitnelerin Zuhûr Edeceğine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere): "İlim, kabzolunacak (yâni kaldırılacak), cehil ve fiten zuhûr edecek ve herc çoğalacaktır." buyurdu. "Yâ Resûlâ`llâh, herc nedir?" diye sordular. Murâd-ı âlîsi katl imiş gibi elini münharifen indirerek: "İşte böyle!" buyurdu.
|
|
Hadis No |
75 |
|
Konu |
Güneş Tutulması Ve Namazı |
Başlık |
Kabirde Geçirilecek İmtihan Hakkında Esmâ` Hadîsi |
Ravi |
Esmâ` B. Ebî Bekr |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Küsûf zamânında) Âişe radiya`llâhu anhâ namaz kılarken nezdine gittim. "(Bu) Halka ne oluyor? (neden korkuyorlar?)" dedim. (Küsûf vukûa geldiğini anlatmak için) gök yüzüne doğru (başı ile) işâret etti. Meğer hep namaza durmuşlarmış. Âişe radiya`llâhu anhâ: "Sübhâna`llâh!" dedi. "Bu bir âyet (-i azâb veya tekarrüb-i Kıyâmet) mi?" diye sordum. Başiyle "Evet." diye işâret etti. Bunun üzerine ben de (namaza) durdum. Üzerime baygınlık gelinceye kadar (durdum). (Yanımdaki kırbadan) başıma su dökmeğe başladım. (Namazdan sonra) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Allâh`a (Hamd ü) senâ edip buyurdu ki "Cennet ve Cehennem`e kadar (evvelce) bana gösterilmemiş hiçbir şey kalmadı ki, bu makamda görmüş olmayayım. Bana vahyolundu ki, siz kabirlerinizde Mesîh-i Deccâl (yüzünden çekilecek) imtihanlara benzer, yâhud ona karîb bir imtihân geçireceksiniz. (Kabre girmiş kimseye) `Bu adam (Yâni Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) hakkındaki ilmin nedir?, diye sorulacak. Mü`min, yâhud sâhib-i yakîn olan kimse: `O (Zât-ı Şerîf) Muhammed`dir. O (Zât-ı Şerîf) Allâh`ın Resûlüdür. Bize (Âyât-ı) beyyinât ile hidâyet getirdi. Biz de da`vetine icâbet ve (isrine) mütâbeat ettik. O (Zât-ı Şerîf) Muhammed (salla`llâhu aleyhi ve sellem)dir., diyecek. (Ve bu söz) üç kere (tekrâr olunacak). Ondan sonra (o kimseye): `(Öyle ise) yat da rahâtına bak. O (Zât-ı Şerîf`in nübüvvetine) yakînin olduğunda şüphe kalmadı., denilecek. (Yok eğer) münâfık ise veyâhud kalbinde şek varsa (o suâle karşı): `Ben ne bileyim? işittim, öteki beriki bir şeyler söylüyorlardı. Ben de söyledim., cevâbını verecek."
|
|
Hadis No |
76 |
|
Konu |
Süt Kardeşliği |
Başlık |
Süt Kardeşliğin Evlenmeğe Mâni` Olduğuna Dâir Ukbe Hadîsi |
Ravi |
Ukbe B. El-hâris |
Hadis |
Ravi, İhâb b. Azîz`in kızını tezevvüc etti. Derken yanına bir kadın gelip "Ukbe`yi de, tezevvüc ettiği kadını da ben emzirdim." dedi. Ukbe, ona: "Ne senin beni emzirdiğinden haberim var, ne de evvelce bunu bana söylediğinden." cevâbını verdi. (Hayvanına) binip Medîne`ye (Huzûr-ı) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gitti. (Hükm-i şer`îyi) sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Nasıl olur ya? Bir kere (bu söz) söylenmiş bulundu." buyurdu. Bunun üzerine Ukbe o kadından müfârekat etti. O da başka bir kocaya vardı.
|
|
Hadis No |
77 |
|
Konu |
İlim Öğrenmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.) İn Bir Ay Zevceleriyle Görüşmemeğe Yemîn Etmesi |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ensârdan bir komşum ile berâber Benî Ümeyye b. Zeyd yurdunda (oturuyor) idim. Bu (yurd) Medîne`nin Avâlî denilen semtindedir. (Bir şey öğrenmek ümîdiyle) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nezdine nöbetleşe inerdik. Bir gün o iner, bir gün ben inerdim. Ben indiğim zaman o gün vahiy ve sâireye dâir (ne duyarsam) haberini (komşuma) getirirdim. O da indiği zaman böyle yapardı. Ensârî arkadaşım (bir def`a) nöbetinin gününde indi. (Dönüşünde) kapımı pek şiddetli çalarak: "Burada mı?" diye sordu. (Fenâ halde) ürkdüm. Yanına çıktım. "Büyük bir şey hâdis oldu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zevcâtını tatlîk etti.)" dedi. (Ömer radiya`llâhu anh der ki: Ben zâten böyle bir şey olacağını zannedip duruyordum. Sabah namazını kılınca giyinip kuşandım. Sonra Medîne`ye inip) Hafsa`nın yanına girdim. Baktım ki ağlıyor. "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, sizleri (yâni Zevcât-ı Tâhirâtı) tatlîk mi etti?" diye sordum. "Bilmiyorum." dedi. Ondan sonra Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına girdim. Ayak üstü durduğum yerden: "(Yâ Resûlâ`llâh,) Zevcelerini tatlîk mi ettin?" dedim. "Hayır." buyurdu. Bunun üzerine ben de "Allâhu Ekber." demişim.
|
|
Hadis No |
78 |
|
Konu |
Bıktırmamak;cemâatle Kılınan Namazı Uzatmamak;kolaylık Göstermek |
Başlık |
Namazdan Bıktırmamak Üzerine Ebû Mes`ûd-i Hadisi |
Ravi |
Ebû Mes`ûd Ukbe İbn-i Amr |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e) biri gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, filânca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki âdetâ namazı terkedecek gibi oluyorum." dedi. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i hiçbir mev`ızada o günkü kadar gazablı görmedim. Buyurdu ki "Ey nâs, sizde tenfîr hasleti vardır. (İçinizden) halka namaz kıldıran olursa hafif tutsun. Çünkü (cemâatin) içinde hastası var, zaîfi var, iş-güç sâhibi olanı var."
|
|
Hadis No |
79 |
|
Konu |
Lukata;yitik Mal (lukata) |
Başlık |
Yitik Malın Hükmü Hakkında Zeyd İbn-i Hâlid Hadîsi |
Ravi |
Zeyd B. Hâlid-i Cühenî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biri, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den lukatayı, (yâni yitik malı) sordu. Buyurdu ki: "Bağını, yâhud kabını, kılıfını belle sonra (ötekine, berikine) bir sene ta`rîf et. Ondan sonra onu kullan. (Ondan sonra da) sâhibi çıkarsa (yine) ona ver." O adam: "Yitik deve de (böyle mi?)" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) o kadar gazab etti ki mübârek yanakları, yâhud yüzü kızardı. Ve: "Ondan sana ne? (Su) tulumunu, (ayağındaki) markubunu o berâber taşır, (muhtâc oldukca) su başlarını bulur, ağaç (yapraklarından) otlar. Onu sâhibi buluncaya kadar kendi hâline bırak." buyurdu. "Ya, yitik davara ne buyurursun?" dedi, "O ya senindir, ya kardeşinindir, ya kurdundur." buyurdu.
|
|
Hadis No |
80 |
|
Konu |
Bilmediğini Sormak;hz. Peygamber`e Eza;soru Sormak;tevbe-istiğfar |
Başlık |
Yersiz Ve Hoşlanılmayan Sorular Sormanın Menhî Olduğuna Dâir Ebû Mûsâ Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir kere) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den hoşlanmadığı bâzı şeyler soruldu. (Bu gibi) suâller çoğalınca gazab etti. Ondan sonra "Bana istediğinizi sorunuz." diye buyurdu. Birisi (kalkıp) "Benim babam kimdir?" dedi. "Baban Huzâfe`dir." buyurdu. Bir diğeri kalkıp "Yâ Resûlâ`llâh, ya benim babam kimdir?" dedi. "Şeybe`nin âzâtlısı Sâlim`dir." buyurdu. Ömer (b. el-Hattâb radiya`llâhu anh) vech-i Risâlet-Penâhî`deki (âsâr-ı) gazabı görünce "Yâ Resûlâ`llâh, Azîz ve Celîl olan Allâh (u Teâlâ`y)a tevbe ediyoruz." dedi.
|
|
Hadis No |
81 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Konuşması;selâmlaşmak;sözü Tekrar Etmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Sözlerini Ve Selâmını Üç Kere Tekrarlaması |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir söz söylediği zaman iyice anlaşılsın için üç kere tekrâr ederdi. (Kezâlik) bir kavmin yanına gelip selâm verdiği zaman da üç kere selâm verirdi.
|
|
Hadis No |
82 |
|
Konu |
Eğitim;ehl-i Kitap;rıfk;terbiye (eğitim) |
Başlık |
Üç Sınıf İnsanın İkişer Ecre Sâhip Olduğuna Dâir Ebû Mûsâ Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Üç kişinin ikişer ecri vardır. Onlardan biri Ehl-i Kitâb`dan olup da hem kendi Peygamberine, hem de Muhammed salla`llâhu aleyhi ve sellem`e îmân eden kimsedir. Diğeri abd-i memlûkdur ki, hem Allâhu Teâlâ`nın, hem de efendilerinin hakkını edâ ettiğinde (o da iki ecre nâil olur.) Üçüncüsü öyle bir kimsedir ki nezdinde tasarruf ede (bile)ceği bir câriy bulunur da onu te`dîb, ammâ (unf ve şiddetden âzâde olarak güzel güzel) te`dîb eder, ta`lîm (lâkin yine rıfk ile güzel güzel) ta`lîm eder, bundan sonra da onu âzâd edip tezevvüc eder. (İşte) böylesinin de iki ecri vardır.
|
|
Hadis No |
83 |
|
Konu |
Eğitim;ilim Öğrenmek;köle;terbiye (eğitim);va`z |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Kadınlara Sadaka Vermelerini Tergîb Buyurması |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mescid-i Şerîf`de va`z ettikten sonra) kadınlara duyuramadım zanniyle yanında Bilâl olduğu halde (erkek saflarından) çıktı. Kadınlara va`z ederek onlara sadaka vermeği emretti. (Sözleri o kadar te`sîr etti ki,) kadınların kimi (kulaklarındaki) küpeyi, kimi (parmağındaki) yüzüğü (çıkarıp) atmağa başladılar. Bilâl de onları eteği içine topluyordu.
|
|
Hadis No |
84 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Şefâati;imanda İhlâs |
Başlık |
Kalbinden (yâhud İçinden) Kelime-i Tevhîd`i Söyleyen Kimsenin Kıyâmet Gününde Şefâate En Ziyâde Mazhar Olacağı |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir kere) "Yâ Resûlâ`llâh, Kıyâmet gününde Sen`in şefâatin en ziyâde kime râyegân olacak?" diye sordum. Buyurdu ki: "Yâ Ebâ Hüreyre, hadîs (bellenmek) için sende gördüğüm hırsa göre bu hadîsi senden evvel kimsenin bana sormayacağını (zâten) tahmîn ediyordum. Kıyâmet gününde halk içinde şefâatime en ziyâde mazhar olacak kimse kalbinden (yâhud içinden) hâlis olarak Lâ ilâhe illâ`llâh diyendir."
|
|
Hadis No |
85 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Ehl-i İlmin Fazîleti Hakkında Abdullâh İbn-i Amr Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Haccetü`l-Vedâ`da) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: Allâhu Teâlâ ilmi kullar(ının sudûr) ından nez` etmek (yâni silmek) sûretiyle değil, (ervâh-ı) ulemâyı kabzetmek sûretiyle kabzedecektir. Nihâyet hiçbir âlim kalmayınca halk kendilerine câhil bir takım kimseleri reis edinirler. Bunlara (öte-beri) sorulur. Onlar da ilimleri olmadığı halde fetvâ verirler de hem kendileri dalâlete düşerler, hem (halkı) idlâl ederler.
|
|
Hadis No |
86 |
|
Konu |
Çocuğu Kendinden Önce Ölenler;va`z |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Kadınlara Va`z Etmek İçin Bir Gün Tahsîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) kadınlar "Yâ Resûlâ`llâh, (sözlerini dinlemek için) erkeklerden bize meydan kalmıyor. Kendiliğinden bize bir gün tahsîs et." dediler. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) onlara (mîâd olarak) bir gün ta`yîn etti. Kadınlar yevm-i muayyende Huzûr-ı Risâlet-Penâhî`ye geldiler. O da kendilerine va`z etti, (bâzı şeyler) emretti. Buyurduğu sözler meyânında: "İçinizden hiçbir kadın yoktur ki evlâdından üç tânesini (âhirete kendinden) evvel yollasın da, Cehennem`e karşı onun için bir siper peydâ olmasın." sözü vardı. İçlerinden biri: "İki tânesi de (öyle değil mi?)" dedi. (Cevâben): "İki tânesi de öyledir." buyurdu. Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh`den vârid olan diğer rivâyetde (mukayyed olarak) "Sinn-i bülûğa varmamış üç evlâd." denilmiştir.
|
|
Hadis No |
87 |
|
Konu |
Kıyâmet Günü Hesap |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Kadınlara Va`z Etmek İçin Bir Gün Tahsîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Kim hesâba çekilirse azâb edilmiş olur." buyurdu. -Âişe der ki "Allâhu Teâlâ ... buyurmuyor mu?" dedim de "Bu senin dediğin arzdır, yoksa her kim ince hesâba çekilirse helâk olur." buyurdu.
|
|
Hadis No |
88 |
|
Konu |
Harem-i Şerîf`in Hürmeti;ilim Öğretmek |
Başlık |
Mekke Hareminde Kan Dökmenin, Av Hayvanlarına Ve Bitkilerine Müdâhalenin Memnûiyeti Hakkında Ebû Şüreyh Hadîsi |
Ravi |
Ebû Şüreyh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Feth (-i Mekke`nin ertesi) günü Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den bir söz işittim ki, onu söylerken (şu) kulaklarım duydu, kalbim belledi, (söyliyeni de) gözlerim (o anda) gördü. Allâh`a hamd ü senâ ettikden sonra buyurdu ki: Mekke`yi (tâ evvelden-beri) harâm eden Allâhu Teâlâ`dır. Onu harâm eden insanlar değildir. Bundan dolayı Allâh`a ve yevm-i Âhirete îmân eden kimse için Mekke`de ne kan dökmek, ne de bir ağaca balta vurmak olmaz. Şâyed Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (burada) mukâtele etti diye ruhsat tarafına kaçan biri bulunursa ona: "Allâh (u Teâlâ yalnız) Resûlüne izin vermiştir. Size izin vermemiştir." deyiniz. Bana da (yalnız) bir günün bir saâti içinde izin verdi. Ondan sonra bu günkü hürmeti dünkü hürmeti derecesine döndü. (Bu dediklerimi burada) hâzır olanlar, gâib olanlara teblîğ etsin.
|
|
Hadis No |
89 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`e Yalan İsnadı |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Ağzından Yalan Uyduranların Hâli |
Ravi |
Alî B. Ebî Tâlib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işitdim, buyurdu ki benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem`deki yerine hazırlansın. Buhârî`ye göre: Rib`ıyy b. Hırâş, Alî (b. Ebî Tâlib) radiya`llâhu anh`den Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem`e girsin." buyurduğunu işittiğini kendisinden duymuş.
|
|
Hadis No |
90 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`e Yalan İsnadı |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Ağzından Yalan Uyduranların Hâli |
Ravi |
Seleme İbn-i Ekva` |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: Benim söylediklerimi her kim bana isnâd ederse Cehennem`deki yerine hazırlansın.
|
|
Hadis No |
91 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`e Yalan İsnadı;hz. Peygamber`i Rüyâda Görmek;hz. Peygamber`in İsimlerini Almak |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Künyesinin Ad Olarak Konulamıyacağına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Benim adımı (kendinize, yâhud birbirinize) takınız. Künyemi de (yâni Ebû`l-Kâsım künyesini) de takınmayınız. (Şu da ma`lûm olsun ki,) her kim beni rü`yâda görürse hakîkatte beni görmüş olur. Zîrâ şeytan benim sûretime temessül edemez. Bir de, her kim benim ağzımdan bilerek yalan uydurursa Cehennem`deki yerine hazırlansın.
|
|
Hadis No |
92 |
|
Konu |
Harem-i Şerîf`in Hürmeti |
Başlık |
Mekke`nin Kimseye Halâl Olmadığına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâh (ü Teâlâ, Ashâb-ı) Fîl`i, yâhud (beliyye-i) katli Mekke (`ye girmek)den habs (yâni men`) etmiştir. Yalnız Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile mü`minler (o da bir kere Mekke) ahâlîsine taslît edilmişlerdir. Haberiniz olsun, (Mekke) benden evvel hiçbir kimse için helâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helâl olmayacaktır. Biliniz ki o (yalnız) bir günün bir sâatinde (yalnız) benim için helâl olmuştur. Ma`lûmunuz olsun ki işte bu sâatde benim için bile harâmdır. (Mekke`nin) dikeni (bile) kesilmez. Ağacına balta değdirilemez. Yitiğini kimse (elini uzatıp) alamaz. Meğer ki (sâhibini) aramak için ola. O halde her kim (in bir kimsesi) katlolunursa iki şeyden hangisi (hakkında) hayırlı ise onu isteyebilir (yâni iki şey beyninde muhayyerdir.): ya (kendisine) diyet verilir, ya maktûlün ehli kısâs ettirir. -Bunun üzerine Yemen ahâlîsinden biri gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, (Şu buyurduklarını) benim için yaz." dedi. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de): "Ebû fülân için yazınız." buyurdu. Derken Kureyş`den bir zât: "Yâ Resûlâ`llâh, izhırdan başka. Zîrâ biz onu evlerimiz(in inşâsın) de, kabirlerimiz(in binâsın) de kullanıyoruz." dedi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhü aleyhi ve sellem de: "İzhırdan başka." buyurdu.
|
|
Hadis No |
93 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Vasiyetnâme Yazdırmak İstemesi;nizâ (anlaşmazlık) |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Son Hastalığında Bir Vasıyyetnâme Yazdırmak İstemesi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (son hastalığında) ağrısı iştidâd edince: "Yazı yazacak şey getiriniz. Size öyle bir kitâb (vasiyyetnâme) yazdırayım ki ondan sonra hiç dalâlette kalmayasınız." buyurdu. Ömer radiya`llâhu anh: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hastalığı ağırlaştı. Elimizde ise Allâhu Teâlâ`nın Kitâb`ı vardır. O bize yeter." dedi. Bunun üzerine (oradaki Sahâbe beyninde) ihtilâf çıktı. Sözleri birbirine karıştı. (Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem de): "Yanımdan savulun. Benim yanımda nizâ` olmaz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
94 |
|
Konu |
Kadınlar |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.)in, Ümmetinin İleride Fitne Ve Musîbetlere Giriftâr, Hem De Sonsuz Ni`met Ve Rahmet Hazînelerine Nâil Olacaklarını Haber Vermesi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem uyandı da: "Sübhânallâh, bu gece ne fitneler nâzil oldu! Ne hâzineler de açıldı! Hücre sâhiblerini (yâni ezvâc-ı tâhirâtı) uyandırınız. Dünyâda nice giyinik kadınlar vardır ki âhiretde çıplakdırlar." buyurdu.
|
|
Hadis No |
95 |
|
Konu |
Her Şey Fânidir |
Başlık |
Yüz Sene Sonra Yeryüzünde Olanlardan Kimse Kalmıyacağı Hakkında Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem âhir hayâtında bir kere bize Yatsı`yı kıldırdı. Selâm verince ayağa kalktı ve: "Bu geceyi görüyorsunuz ya, işte bu geceden i`tibâren yüz sene başında (bu gün) yer yüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmıyacaktır." buyurdu.
|
|
Hadis No |
96 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber Aleyhi`s-selâm`ın Gece Kıldığı Namaz |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevcât-ı tâhirâtdan teyzem Meymûne binti`l-Hâris (radiya`llâhu anhâ`nın) evinde kaldım. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem o gece (nöbeti dolayısiyle) nezdinde idi. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mescidde) Yatsı`yı kıldırdıktan sonra menzil (-i saâdet)ini teşrîf etti. Dört rek`at namaz kıldıktan sonra uyudu. Sonra kalktı: "Çocuk uyudu mu?" dedi. Yâhud buna benzer bir söz söyledi. Sonra (namaza) durdu. Ben de sol tarafına durdum. Beni sağ tarafına geçirip beş rek`at kıldı. Ondan sonra da iki rek`at kıldı. Ondan sonra uyudu. O kadar ki horultusunu duydum. Ondan sonra namaz (kıldırmak üzere mescid)a çıktı.
|
|
Hadis No |
97 |
|
Konu |
Ebû Hureyre`nin Çok Hadîs Rivâyet Etmesi |
Başlık |
Ebû Hüreyre (r.a.)`in Çok Hadîs Rivâyetinin Sebeb-i Hikmeti |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Halk: "Ebû Hüreyre çok (hadîs rivâyet) ediyor." deyip duruyorlar. Halbuki Kitâbu`llâh`da (şu) iki âyet olmasaydı hiçbir hadîs nakletmezdim. -(Ebû Hüreyre bu sözden) sonra ... Âyet-i Kerîme`lerini okuyup derdi ki: Muhâcirîn kardeşlerimiz çarşılarda alış-verişle, Ensâr kardeşlerimiz de malları (ve toprakları) için çalışmakla meşgûl olurken Ebû Hüreyre boğazı tokluğuna Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e mülâzemet eder ve onların hazır bulunamadıkları meclislerde hazır bulunur, onların belleyemedikleri sözleri bellerdi.
|
|
Hadis No |
98 |
|
Konu |
Ebû Hureyre`nin Çok Hadîs Rivâyet Etmesi |
Başlık |
Ebû Hüreyre (r.a.)`in Hiç Bir Şeyi Unutmamasının Hikmeti |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
"Yâ Resûlâ`llâh, Sen`den bir çok hadîs işitiyorum da unutuyorum." dedim. "Ridânı (futanı) yay." buyurdu. Yaydım. Elleriyle (bir şey) avuçlayıp (ridânın) içine at(ıyor gibi yap)tı. Sonra: "Topla." diye emretti. Ridâmı topladım. İşte ondan sonra (artık) hiçbir şey unutmadım.
|
|
Hadis No |
99 |
|
Konu |
Ebû Hureyre`nin Çok Hadîs Rivâyet Etmesi |
Başlık |
Ebû Hüryere (r.a.)`in Peygamber (s.a. Ve S.) Den İki Kap (dolusu) İlim Bellediğine Dâir Rivâyeti |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den iki kap (dolusu) ilim belledim. Bunlardan birini (size) nisâr ettim. Diğerine gelince onu meydana çıkaracak olsam benim şu boğazım kesilir.
|
|
Hadis No |
100 |
|
Konu |
Dinlemek;küfre Dönmemek |
Başlık |
Peygamber Aleyhi`s-selâm`ın Vedâ` Haccında Müslümanlara Bir Nasîhati |
Ravi |
Cerîr B. Abdullâh El-becelî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da: "Halkı sustur da dinlesinler." diye emretti. (Halk sükût ettikten sonra): "Benden sonra birbirinin boynunu vuran kâfirlere dönmeyiniz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
101 |
|
Konu |
Hz.mûsâ;hızır;mûsâ (a.s.);vedâ Haccı Hutbesi |
Başlık |
Hazret-i Mûsâ-hızır Aleyhi`s-selâm Kıssası |
Ravi |
Übey İbn-i Kâ`b |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Mûsâ Peygamber (salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kere) Benî İsrâîl içinde hutbeye kalkmıştı. Kendisine: "En çok âlim olan kimdir?" diye soruldu. "En âlim benim." diye cevab verdi. (Bu hususdaki) ilmi (Allâhu a`lem diyerek) Allah`a havâle etmediğinden dolayı Allâh (u Azîmü`ş-Şân) ona ıtâb etti. Allâh (u Teâlâ): "İki denizin bitiştiği yerde kullarımdan biri var. O senden daha âlimdir." diye ona vahyetti. "Yâ Rab, ona nasıl yol bulayım?" dedi. Ona: "Bir zenbil içinde bir balık taşı. Onu nerede kaybedersen (o kulum) oradadır." denildi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm) gitti. Hâdimi Yûşa` b. Nûn (alehi`s-selâm) ı da (birlikte) götürdü. Bir zenbil içine de bir balık koyup yüklendiler. (İki denizin bitiştiği yerdeki) kayanın yanına varınca başlarını (yere) koyup uyudular. (derken tuzlanmış ölü) balık zenbilden sıyrı(lıp kurtu)ldı. Ve deniz içinde kendine su küngü gibi (bir boşluk bırakarak) yol açtı. (Deniz içinde böyle bir yolun açılması) Mûsâ ile hâdimince (aleyhime`s-selâm) şâyân-ı teaccüb bir şey olmuştu. (Uyandıktan sonra o gecenin bakiyyesi ile bütün gün gittiler. Sabah olunca Mûsâ (aleyhi`s-selâm) Hâdimine: "Kuşluk yemeğimizi ver. Bu seferimizden yorgunluk duy(mağa başla)duk." dedi. (Halbuki) Mûsâ (aleyhi`s-selâm) emrolunduğu o yerin ötesine geçmedikçe yorgunluk duymamıştı. Hâdimi: "Bak hele, taşın dibinde barındığımız zaman balı (ğın gittiğini haber verme) ğı unutmuşum." dedi Mûsâ (aleyhi`s-selâm): "Zâten istediğimiz de bu idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerine baka baka geriye döndüler. Taşın yanına varınca bir de baktılar ki esvâbına bürünmüş bir zât (duruyor) Mûsâ (aleyhi`s-selâm) selâm verdi. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Acâyib! Bu (senin bulunduğun yerde) selâm ne gezer?" dedi. "Ben Mûsâ`yım." dedi. O: "Benî İsrâil Mûsâ`sı mı?" diye sordu. "Evet." dedi. Mûsâ (aleyhi`s-selâm sonra yine söze başlayıp): "Sana ta`lîm olunan rüşd (ve hidâyet) den bana (bir şey) ta`lîm etmek üzere sana tebaiyyet edeyim mi?" dedi. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Sen, benimle hiç mi hiç edemezsin yâ Mûsâ! Bende Allâh`ın kendi ilminden bana verdiği öyle bir ilim vardır ki sen onu bilemezsin. Sende de Allâh`ın verdiği öyle bir ilim vardır ki onu da ben bilemem." cevâbını verdi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm): "Beni inşâ-Allah sabırlı bulursun. Sana hiçbir işinde de karşı gelmiyeceğim." dedi. Gemileri olmadığı için deniz kıyısında söyleştiler. Hızır (aleyhi`s-selâm)ı (gemiciler) tanıdılar. Ve onları navulsuz (gemiye) aldılar. (O sırada) bir serçe, geminin kenarına konup denizden bir iki yudum (su) aldı. Hızır (aleyhi`s-selâm): "Yâ Mûsâ, benim ilmimle senin ilmin, İlmu`llâhı bu serçenin denizden aldığı bir yudum kadar bile eksiltmez." dedi. Ve (ondan sonra) gemi tahtalarından birine el atıp söktü. Mûsâ (aleyhi`s-selâm). "Adamcağızlar bizi (gemilerine) navulsuz almışlarken sen, gemilerine kasdedip içindekileri batırmak için mi deliyorsun." dedi Hızır aleyhi`s-selâm: "Sen, benimle hiç edemezsin demedim mi?" dedi. (Mûsâ aleyhi`s-selâm): "(Şu) dalgınlığımdan dolayı beni muâheze edip de bana güçlük gösterme." cevâbını verdi. (vâkıâ da) Mûsâ (aleyhi`s-selâm`ın) bu ilk muhâlefeti dalgınlık (eseri) idi. Yine gittiler. Bir de baktılar ki bir çocuk (diğer) çocuklarla oynuyor.
|
|
Hadis No |
102 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Allah Yolunda Savaşmanın Fazîletine Dâir Ebû Mûsâ Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e biri gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, Allâh yolunda kıtâl ne demektir? Kimimiz gazabına kapılarak, kimimiz ârından dolayı kıtâl ediyor. (Buna ne dersin?)" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem başını kaldırıp): "Her kim Kelimetu`llâh (yâni Kelime-i Tevhîd) daha âlî olsun diye kıtâl ederse onunkisi Allâh yolundadır." buyurdu.
|
|
Hadis No |
103 |
|
Konu |
Ruh |
Başlık |
Yehûdîlerin Peygamber Aleyhi`s-selâm`a, Ruh Nedir? Diye Sormaları |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (bir gün) Medîne harâbelerinde yürüyorduk. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) hurma dalından bir değneğe dayanıyordu. Derken bir kaç yahûdîye tesâdüf etti. Bir takımı diğer takımına: "Ona rûhu sorun." dedi. Bir takımı da: "Ona (bir şey) sormayın (belki) bunun hakkında hoşlanmayacağınız bir şey söyler." Bâzıları ise: "Herhalde soracağız." dedi. Derken biri kalkıp: "Yâ ebe`l-Kâsım, rûh nedir?" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) sükût buyurdu. (Kendi kendime): "Ona şüphesiz vahiy geliyor." diyerek (yanından) kalktım.
|
|
Hadis No |
104 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`e İtâat;imanda İhlâs |
Başlık |
Kelime-i Şehâdet`i Kalben Tasdîk Eden Kişiye Cehennem Ateşinin Harâm Olduğuna Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Muâz (b. Cebel) deve üstünde Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in terkisinde idi. "Yâ Muâz!" diye nidâ buyurdu. (Muâz): "Lebbeyk yâ Resûlâ`llâh" dedi. (Ve bu) üç kere (vâkı` oldu. Üçüncüsünde): "Hiç kimse yoktur ki kalbinden tasdîk ederek Allah`dan başka İlâh olmadığına ve Muhammed`in Resûlu`llâh olduğuna şahâdet etsin de, Allâh (u Teâlâ) onu (Cehennem) ateşine harâm etmesin." buyurdu. (Muâz): "Yâ Resûlâ`llâh, bunu halka haber vereyim de sevinsinler mi?" dedi. "Hayır, söyleme. Çünkü (sonra buna) güvenirler." buyurdu. Bunu Muâz (b.Cebel) vefâtına yakın günahdan sıyrılmak için haber verdi.
|
|
Hadis No |
105 |
|
Konu |
Hayâ;ihtilâm Olmak;ilimde Ayıp Olmaz;kadınlar |
Başlık |
Dîni İşlerde Utanmanın Suâl Sormağa Mâni` Olmaması |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ümmü Süleym radiya`llâhu anhâ, Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gelip: "Yâ Resûlâllâh, Allâh (u Teâlâ) hak (kı beyân etmek) dan hayâ etmez. Bir kadın ihtilâm olursa gusûl etmesi îcâb eder mi? diye sordu. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Suyu gördüğünde (evet.)" cevâbını verdi. Ümmü Seleme (hicâbından) yüzünü örterek: "Yâ Resûlâ`llâh, kadın da ihtilâm olur mu?" dedi. (Bunun üzerine Resûlu`llah salla`llâhu aleyhi ve sellem): "Evet, Allâh cezânı kaldırsın, (bu olmasa) çocuğu kendisine nasıl benzeyebilir?" buyurdu.
|
|
Hadis No |
106 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Mezînin Abdesti Bozduğuna Dâir Hazret-i Alî Hadîsi |
Ravi |
Alî B. Ebî Tâlib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Mezî ile müptelâ bir kimse idim. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e sorsun diye Mıkdâd (b. el-Esved)e söyledim. Sordu. "Abdesti îcâb eder." buyurdu.
|
|
Hadis No |
107 |
|
Konu |
Hac Menâsikı;mikat |
Başlık |
Mîkat Yerleri Hakkında Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biri mescidde ayağa kalkıp: "Yâ Resûla`llâh nereden ihlâl edelim (yâni ihrâma girip Telbiyeye başlayalım?)" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Medîne ahâlîsi Zü`l-huleyfe`den, Şam ahâlîsi Cuhfe`den, Necid ahâlisi Karn`dan (i`tibâren) ihlâl etsinler." buyurdu. -(Abdu`llâh) b. Ömer der ki "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Yemen ahâlîsi Yelemlem`den (i`itbâren) ihlâh etsinler." buyurduğu da söyleniyor.- İbn-i Ömer: "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in böyle bir şey söylediğini bilmiyorum." derdi.
|
|
Hadis No |
108 |
|
Konu |
Hac Menâsikı;ihram |
Başlık |
İhrâma Giren Kimsenin Dikişli Bir Şey Giyemiyeceğine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biri Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den: "İhrâma giren (kimse) ne giyer?" diye sordu. Buyurdu ki, ne gömlek, ne don, ne burnus, ne cehri veya zağferân ile boyanmış bir kumaş giyer. Ne de sarık sarar na`leyn bulamadığı takdîrde mest giysin. (Mest giydiği vakitde de) onları topuklara varıncaya kadar kessin.
|
|
Hadis No |
109
.
|
Fasilda Toplam 74 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Abdestsiz Namaz Olmaz;hades |
Başlık |
Yel`in Abdesti Bozduğuna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Kendisinde hades vâkı` olan kimsenin namazı (o kimse) abdest almadıkça kabûl olunmaz." buyurdu. -Hadramevt ahâlîsinden biri: "Yâ Ebâ Hüreyre, hades nedir?" diye sordu. "Sessiz veya sesli yel." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
110 |
|
Konu |
Abdestin Fazîleti |
Başlık |
Abdestin Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işitdim, buyuruyordu ki "Benim ümmetim Kıyâmet gününde (bedenlerindeki) abdest âsârından dolayı yüzü nurlular, elleri, ayakları segililer diye (mevkıf-i hesâba veya mîzan başına) çağrılacaklardır." Ebû Hüreyre: "Artık bu parlaklığını daha ziyâde uzatmak herhanginizin elinden gelirse yapsın." demiş.
|
|
Hadis No |
111 |
|
Konu |
Namazda Hades Vâki` Olmak |
Başlık |
Abdestinin Bozulduğunu Vehmeden Kimsenin Hâli |
Ravi |
Abdullâh B. Zeyd |
Hadis |
Müşârün-ileyh namazda iken kendisinde bir şey (yâni hades) vukûunu hayâl eden kimsenin hâlini Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzetmiş. (Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem de): "Bir ses veya bir koku duymadıkca (namazdan) çıkmasın." buyurmuş.
|
|
Hadis No |
112 |
|
Konu |
Uyku |
Başlık |
Abdestinin Bozulduğunu Vehmeden Kimsenin Hâli |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gece) uyudu, hattâ horladı bile. Ondan sonra abdest almaksızın namaz kıldı. (Bu sözü) İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`nın: "Uzanıp horla(yacak kadar uyu)dı. Ondan sonra kalkıp namaz kıldı." tarzında söylediği de rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
113 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli;namaza Hazırlık |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) Efendimiz`in Akşam Ve Yatsı Namazlarını Müzdelife`de Bir Arada Kıldığına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Üsâme B. Zeyd B. Hârise |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Arefeden döndü. Caddeye girince inip su döktü. Ondan sonra abdest aldı. Şu kadar ki, bu abdesti hafif aldı. "Namaz mı kılacaksın? Yâ Resûlâ`llâh" diye sordum. "Namaz ileride (kılınacak)." buyurdu. Yine bindi. Müzdelife`ye varınca inip abdest aldı. Lâkin (bu sefer) abdesti (daha) uzunca tuttu. Sonra namaz ikâme edildi de Akşam namazını kıldırdı. Ondan sonra herkes devesini kendi durağında çökertti. Sonra Yatsı namazı ikâme edildi. (Yine) namazı kıldırdı. Ve iki namaz arasında (hiçbir namaz) kılmadı.
|
|
Hadis No |
114 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) İn Nasıl Abdest Aldığına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Müşârün-ileyh (bir def`a) abdest aldı da yüzünü yıkadı. Şöyle ki, bir avuç su alıp ağzını çalkaladı ve burnuna çekti. Sonra bir avuç su alıp onunla ve şöylece (yâni sağ avucunu) diğer avucu ile birleştirip yüzün yıkadı. Yine bir avuç su alıp sağ elini (yâni kolunu) yıkadı. Yine bir avuç su alıp sol elini (yâni kolunu) yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra bir avuç su alıp sağ ayağına tâ yıkayıncaya azar azar döktü. Yine bir avuç su alıp ayağını, yâni sol ayağını (yine öylece) yıkadı. Ondan sonra: "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i gördüm, böyle abdest alıyordu." dedi.
|
|
Hadis No |
115 |
|
Konu |
Helâya Giderken Okunacak Duâ |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Helâya Gireceği Zaman Okuduğu Duâ |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem, helâya gir(mek iste)diği zaman ... diye duâ buyurdu.
|
|
Hadis No |
116 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Abdest Suyunu Hazırlayan İbn-i Abbâs`a Duâsı |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) helâya girdi. Kendisine (yıkanacak ve abdest alacak) su (götürüp) bıraktım. "Bunu (buraya) kim koydu?" diye sordu. Haber verdiler. "İlâhî, onun dindeki anlayışını artır." diye duâ buyurdu.
|
|
Hadis No |
117 |
|
Konu |
Abdest Bozarken Kıbleye Dönmemek |
Başlık |
Kıble İstikâmetinde Kazâ-yı Ehâcet Etmenin Kerâhetine Dâir Ebû Eyyûb-i Ensârî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Eyyûb-i Ensârî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, biriniz, kazâ-yı hâcet etmek istediği vaktide Kıble`yi ne karşısına alsın, ne arkasına. (Medîne`nin) şarkına veya garbına doğru dönünüz.
|
|
Hadis No |
118 |
|
Konu |
Abdest Bozarken Kıbleye Dönmemek |
Başlık |
Kıble İstikâmetinde Kazâ-yı Ehâcet Etmenin Kerâhetine Dâir Ebû Eyyûb-i Ensârî Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir takım kimseler "(kazâ-yı) hâcete oturduğun zaman ne Kıble`yi karşına al, ne de Beytü`l-makdis`i." diyor. Ben (ise) bir gün bizim evin damı üstüne çıkmıştım. Resulu`llâl salla`llahu aleyhi ve sellem`in (kazâ-yı) hâcet için Beytü`l-Makdis`e karşı iki kerpiç üzerine oturduğunu (gözümle) gördüm.
|
|
Hadis No |
119 |
|
Konu |
Örtünmek |
Başlık |
Hicâb Âyetinin Sebeb-i Nüzûlü Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevcât(-ı tâhirât)ı, geceleyin kazâ-yı hâcete çıktıklarında (Medîne`nin kenarında kâin) Menâsı` (nâm-ı mahall)a kadar giderlerdi. (Menâsı` denilen yer ise) açık bir yerdir. Ömer (radiya`llâhu anh) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e: "Kadınlarını kapa (yâni evden dışarıya çıkmaktan men` buyur.)" derdi de Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (onun dediğini vahye intizâren) yapmıyordu. (Nihâyet) Ümmehât-ı Mü`minîn`den ... bir gece Yatsı namazı vaktinde çıktı. (Sevde radiya`llâhu anhâ) uzun boylu bir hâtun idi. Ömer, hicâb (yâni tesettür-i nisvân) emrinin nâzil olmasına o kadar harîs idi ki, ona: "Yâ Sevde, bilmiş ol ki biz seni tanıdık." diye bağırdı. Bundan sonra Allâhu Teâlâ hicâb (Âyetin)i inzâl etti.
|
|
Hadis No |
120 |
|
Konu |
İstincâ |
Başlık |
Su İle İstincâ Hakkında Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yı) hâcete çıktığı zaman bir çocukla berâber yanımızda bir su mıtharası olduğu halde (hizmet için) gelirdik." Enes radiya`llâhu anh`in: "...... yanımızda bir su mıtharası ile bir harbe olduğu halde ....." dediği de rivâyet olunuyor ki, su ile istincâ edildiğini anlatmak istiyor.
|
|
Hadis No |
121 |
|
Konu |
İstincâ;su İçme Âdâbı |
Başlık |
Bir Şey İçerken İçine Hohlamamak Ve İstincâyı Sol Elle Yapmak Hakkında Ebû Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İçinizden biri, bir şey içtiğinde kabın içine hohlamasın, helâya gittiğinde zekerine sağ eliyle dokunmasın. Sağ eliyle de silinmesin (yâni istincâ etmesin).
|
|
Hadis No |
122 |
|
Konu |
İstincâda Taş Kullanmak |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Yürürken Arkasına Dönüp Bakmadığı Ve Taşla İstincâ Ettiğine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yi) hâcet için çıktığında arkasından gittim. (yürürken) arkasına dönüp bakmak âdeti değildi. Kendisine yaklaştım. "Istinfâd (yâni istincâ) için bana taş ara." buyurdu, yâhud buna benzer bir söz söyledi. "(Şu kadar ki,) bana ne kemik getir, ne fışkı." dedi. Eteğimin içinde bir kaç taş getirip yanına koydum ve nezdinden savuştum. (Hâcetini) kazâ ettiği zaman onları kullandı.
|
|
Hadis No |
123 |
|
Konu |
İstincâda Taş Kullanmak |
Başlık |
İstincânın Üç Taşla Yapılacağına Dâir İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) kazâ-yı hâcete gitti. "Üç taş getir." diye bana emretti. İki taş buldum. Üçüncüsünü aradımsa da bulamadım. Bir fışkı alıp (ve hepsini birden) götür(üp ver)düm. İki taşı alıp fışkışı attı ve "Bu, pistir." dedi.
|
|
Hadis No |
124 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.) İn Nasıl Abdest Aldığına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (abdest a`zâsını) birer kere (yıkayarak) abdest aldı.
|
|
Hadis No |
125 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.) İn Nasıl Abdest Aldığına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere a`zâsını) ikişer kere (yıkayarak) abdest aldı.
|
|
Hadis No |
126 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli |
Başlık |
Hatırına Namazdan Başka Bir Şey Getirmeden Namaz Kılan Kimsenin Geçmiş Günahları Affedilceğine Dâir Hazret-i Osmân Hadîsi |
Ravi |
Osmân B. Affân |
Hadis |
Müşârün-ileyh (bir kere) bir kab (içinde su) iste(yip abdest al)di. Sonra elini kabın içine sokup ağzını çalkaladı. Ve burnuna su verip yine çıkardı. Sonra yüzün ve ellerini dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra iki ayağını üç kere topuklarına kadar yıkadı. Ve (nihâyet) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Her kim şu abdestim gibi abdest alıp iki rek`at namaz kılar ve bu iki rek`at içinde hatırına (namaz ile münâsebeti olmayan) bir şeyi getirmezse ne kadar geçmiş günâhı varsa mağfûr olur." buyurduğunu söyledi.
|
|
Hadis No |
127 |
|
Konu |
Abdestin Fazîleti |
Başlık |
Abdest Ve Namazın Küçük Günahlara Keffâret Olduğuna Dâir Hazret-i Osman Hadîsi |
Ravi |
Osmân B. Affân |
Hadis |
Size bir hadîs nakledeyim ki, Kitâbu`llâh içinde bir Âyet olmasaydı onu size söylemezdim. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, şöyle buyuruyordu: "Hiçbir kimse yoktur ki abdest alsın da (âdâb ve erkânına) hüsn-i riâyet etsin, sonra (farz olan) namazı kılsın da o abdest ile (daha sonraki) namazı kılıncaya kadar (geçen zamân içindeki günahları) mağfûr olmasın." -Râvî der ki: (Osmân b. Affân radiya`llâhu anh`in dediği) Âyet ... Âyet-i Kerîme`sidir.
|
|
Hadis No |
128 |
|
Konu |
Burun Temizliği;istincâda Taş Kullanmak |
Başlık |
Abdest Ve İstincânın Âdâbı Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
(Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Hadîs-i Kerîmi olmak üzere): "Her kim abdest alırsa burnunu ayıklasın, her kim (istincâ için) taş isti`mâl ederse adedini tek yapsın (yâni üç taş kullansın) dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
129 |
|
Konu |
Burun Temizliği;istincâda Taş Kullanmak;sabah Temizliği |
Başlık |
Uykudan Kalkan Kimsenin Elini Yıkamasına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki içinizden biri abdest alacak olduğu zaman burnuna su alsın, sonra çıkarsın. Her kim (istincâ için) taş isti`mâl ederse adedini tek yapsın. (Hiç olmazsa üç taş kullansın.) İçinizden biri uykudan uyandığında elini abdest suyu içine sokmadan evvel yıkasın. Zîrâ hiç biriniz (uyku arasında) eli, cesedinin neresine değdiğini bilemez.
|
|
Hadis No |
130 |
|
Konu |
Hac Menâsikı;telbiye |
Başlık |
Abdullâh İbn-i Ömer`in Sünnet-i Seniyye`ye Uygun Hareketleri |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Biri gelip ravi`ye: "Görüyorum, Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) dan rükn (-i Hacer-i) Esved ile rükn-i Yemânî`den başkasına el sürmüyorsun. Görüyorum, tabaklanmış (deriden ma`mûl) na`leyn giyiyorsun. Görüyorum sarı boya kullanıyorsun. Bir de görüyorum, Mekke`de bulunduğun zaman halk, hilâl (-i Zi`l-Hicce) i görür görmez ihlâle (yâni yevm-i Arefeden evvelki gün) girmedikce ihlâle başlamıyorsun." demiş. O da cevâben demiş ki. "Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) a gelince, ben Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Hacer-i Esved ile rükn-i Yemânîden başkasına messettiğini görmedim. Tabaklanmış (deriden ma`mûl) na`leyne gelince ben, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in üzeri kılsız (deriden ma`mûl) na`leyn giyip (ayağı) içinde (iken) abdest aldığını görüdüm. Onun için ben onları giymeyi severim. Sarı boyaya gelince Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sarı boya ile (elbîsesini veya Lihye-i Mübârekesini) boyadığını gördüm. Ben de onun için o boya ile boyamayı severim. İhlâle gelince Resûlû`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hayvanı (hareket için) müheyyâ olmadıkça ihlâl buyurduğunu görmedim."
|
|
Hadis No |
131 |
|
Konu |
Sağdan Başlamak |
Başlık |
Önemli İşlerde Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Sağ Uzuvlarını Takdîm Ettiğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ayakkabı giymekte; saçını, sakalını taramakta; abdest almakta; (hâsılı) kâffe-i husûsâtında sağdan başlamaktan hoşlanırdı.
|
|
Hadis No |
132 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mu`cizeleri |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.)in Mübârek Parmaklarından Su Kaynaması Mu`cizesi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i şöyle gördüm. İkindi namazı yaklaşmıştı. Halk abdest suyu aradılar da bulamadılar. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (bir kab içinde bir mıkdâr) abdest suyu getirdiler. Mübârek elini kabın içine soktu. Ve halka oradan abdest alsınlar diye emretti. -Enes der ki: (İşte o zaman Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) parmakları altından (hâzırûndan) hiçbir kimse hâriç kalmamak üzere cümlesi abdest alıncaya kadar su kaynadığını gördüm.
|
|
Hadis No |
133 |
|
Konu |
İhramdan Çıkış İçin Traş Olmak |
Başlık |
Ashâb`ın Teberrüken Peygamber (s.a. Ve S.)in Saçını Hıfzetmeleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`da) başını tıraş ettiği zaman saçından en evvel alan Ebû Talha oldu.
|
|
Hadis No |
134 |
|
Konu |
Köpeğin Ağzını Soktuğu Kap |
Başlık |
Kelbin Ağzını Soktuğu Kabın Yedi Def`a Yıkanmasına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleşhi ve sellem buyurdu ki, içinizden birinin kabından köpek (ağzını sokup bir şey) içerse o kabı yedi kere yıkasın.
|
|
Hadis No |
135 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Kelbin Ağzını Soktuğu Kabın Yedi Def`a Yıkanmasına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamânında köpekler, mescidin içinde gider gelirdi de bundan dolayı (mescidi yıkamak için) hiç (su) serpmezlerdi.
|
|
Hadis No |
136 |
|
Konu |
Hades;namaza Hazırlık |
Başlık |
Namaz Vaktinden Önce Câmiye Gitmenin Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki; bir kul, mescidde namaza muntazır olduğu müddetçe hep namazdadır. Meğer ki kendisinden hades vâkı` ola.
|
|
Hadis No |
137 |
|
Konu |
Cimada Meni Gelmemesi Hali |
Başlık |
İnzâl Vâkı` Olmadan Yalnız Cimânın, Guslü Gerektirmediğine Dâir Zeyd Hadîsi, Bu Bâbda Ulemânın İcmâı |
Ravi |
Zeyd B. Hâlid-i Cühenî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Osmân b. Affân radiya`llâhu anh`e sordum, dedim ki: "(Bir kimse) mucâmeat eder de menîsi nâzil olmazsa ne (yapmalıdır) dersin?" Osmân (radiya`llâhu anh): "Namaz için abdest aldığı gibi abdest alır, bacakları arasını yıkar." cevâbını verdi. -Osmân (radiya`llâhu anh): "Bunu ben, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim." dedi.- Râvî der ki: (Bu mes`eleyi) Alî, Zübeyr, Talha, Übeyy b. Kâ`b (radiya`llâhu anhüm) den de sordum. (Hepsi de) bana böyle söylediler.
|
|
Hadis No |
138 |
|
Konu |
Cimada Meni Gelmemesi Hali;dâvete Katılmak (icâbet);hz. Peygamber`e İtâat |
Başlık |
İnzâl Vâkı` Olmadan Yalnız Cimânın, Guslü Gerektirmediğine Dâir Zeyd Hadîsi, Bu Bâbda Ulemânın İcmâı |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ensârdan bir zâtı istedi. (O zât) başı damlayan damlaya geldi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Gâlibâ seni aceleye getirdik." buyurdu. "Evet." dedi. Bunun üzerine Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki şâyed işin aceleye gelir, yâhud (menî) kahtına uğrarsan sana (yalnız namaz) abdest(i) lâzım olur.
|
|
Hadis No |
139 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Mestleri Üzerine Meshettiğine Dâir Mugîre Hadîsi |
Ravi |
Muğîre B. Şu`be |
Hadis |
Rivâyet olunuyor ki, müşârün-ileyh de Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bir seferde bulunmuş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bir hâceti (kazâ) için gitmiş. Abdest aldığı zaman suyunu Muğîre dökmeğe başlamış. (İşte bu abdestde) yüz ve ellerini yıkamışlar ve başları ile mestleri üzerine mesh buyurmuşlardır.
|
|
Hadis No |
140 |
|
Konu |
Gece Namazı (teheccüt);teheccüd |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Gece İbâdeti |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Rivâyet olunuyor ki, bir gece Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevcât (-ı tâhirât) ından Meymûne radiya`llâhu anhâ`nın -ki teyzesidir- yanında kalmış. -İbn-i Abbâs (radiya`llâhu anhümâ) der ki, ben (başımı) yastığın enine (koyarak) uzandım. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile ehli de yastığın boyuna (başlarını koyarak) uzandılar. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem uyudu. Gece yarıyı bulduğunda, yâhud biraz evvelce, yâhud biraz sonraca uyandı. Uykuyu (gidermek için) eliyle yüzünü silmeğe başladı. Ondan sonra Sûre-i Âl-i İmrân`ın son on âyetlerini okudu. Sonra kalkıp asılı duran küçük bir kırbaya uzandı. Oradan güzelce bir abdest aldı. Sonra namaza durdu. -İbn-i Abbâs (radiya`llâhu anhümâ) der ki, (ben de) kalktım. Onun yaptığı gibi yaptım. Sonra gittim, yanına (yâni sol tarafına durdum. Sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup büktü. Sonra iki rek`at, yine iki rek`at,, yine iki rek`at, yine iki rek`at, yine iki rek`at, yine iki rek`at kılıp ondan sonra tek (rek`atlı bir namaz) kıldı. Sonra müezzin (da`vete) gelinceye kadar yine uzandı. Ba`dehû yine kalktı, hafif iki rek`at kıldıktan sonra (Hucre-i Şerîfe`sinden) çıkıp Sabah namazını kıldırdı. Bu hadîs-i şerîf evvelce geçmişti. (Ancak şu var ki) her birinde diğerinde olmayan şeyler vardır.
|
|
Hadis No |
141 |
|
Konu |
Abdest Alış Şekli |
Başlık |
Resûlullâh (s.a. Ve S.)in Nasıl Abdest Aldığına Dâir Bir Rivâyet |
Ravi |
Abdullâh B. Zeyd |
Hadis |
Biri (gelip): "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nasıl abdest aldığını bana gösterebilir misin?" diye sormuş. O da "Evet." demiş. Bunun üzerine (bir mıkdâr) su istemiş. -(Râvî der ki) ellerine su döktükten sonra iki kere yıkadı. Sonra üç def`a ağzını çalkalayıp burnuna su verdi. Sonra yüzünü üç kere yıkadı. Sonra ellerini dirseklerine kadar ikişer def`a yıkadı. Sonra iki eliyle (bütün) başını mesh edip her iki elini ileri geri götürdü. (Oradan da) başladığı yere getirdi. Ondan sonra ayaklarını yıkadı.
|
|
Hadis No |
142 |
|
Konu |
Sütre |
Başlık |
Namazda Sütre İttihâzına Dâir Ebû Cühayfe Hadîsi |
Ravi |
Ebû Cuhayfe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir seferde) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, öğlenin sıcak zamânında yanımıza çıktı. Kendisine abdest suyu getirildi. Abdest aldı. Halk, abdest suyunun artanını alıp (teberrüken) vücudlarına (üstlerine, başlarına) sürmeğe başladılar. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem önünde bir harbe olduğu halde Öğleyi ve İkindiyi ikişer rek`at kıldırdı.
|
|
Hadis No |
143 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) Efendimiz`in Hastaya Duâsı |
Ravi |
Sâib B. Yezîd |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Çocukluğumda) teyzem beni Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına götürüp: "Yâ Resûlâ`llâh, benim (şu) hemşîre-zâdemin ayağından ıztırâbı var." dedi. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem eliyle) başımı sığayıp bana bereket duâsı etti. Sonra abdest aldı. Abdest suyundan içtim. Sonra arkasında durdum ve iki omuzu arasında gerdek çadırının koca düğmeleri (yâhud keklik yumurtası) gibi Hâtem-i Nübüvveti gördüm.
|
|
Hadis No |
144 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Ferâiz Âyetinin Sebeb-i Nüzûlü |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında (Âyet-i Hicâb nâzil olmadan) erkeklerle kadınlar birlikte (bir kab içinden abdest alırlardı.
|
|
Hadis No |
145 |
|
Konu |
Hasta Ziyâreti |
Başlık |
Ferâiz Âyetinin Sebeb-i Nüzûlü |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem beni ıyâdete geldi. Kendimi bilmiyecek derecede hasta idim. Abdest alıp abdest suyundan üzerime döktü. Gözümü açtım. "Yâ Resûlâ`llâh mîrâs (ım) kime kalacak? Benim vârislerim, kelâle (yâni usûl ve fürûumdan olmayan kimseler) dir" dedim. Bunun üzerine ferâiz âyeti nâzil oldu.
|
|
Hadis No |
146 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) Efendimiz`in Abdest Suyu İle Bir Mu`cizesi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) namaz vaktif girdi. (Evi) mescide yakın olanlar (abdest almağa gittiler.) (Abdesti olmayan) bir takımları da kaldı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e içinde (pek az) su bulunan bir taş tekne getirdiler. Tekne ise içinde (geniş geniş) avuç açılamıyacak kadar küçük idi. Oradakilerin hepsi o (teknenin suyu)ndan abdest aldılar. (Enes b. Mâlik radiva`llâhu anh`den) râvî: "Kaç kişi idiniz?" diye sormuş. "Seksen, belki de daha ziyâde idik." demiş.
|
|
Hadis No |
147 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.) Efendimiz`in Abdest Suyu İle Bir Mu`cizesi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem, içinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yüzün kabın içinde yıkadıktan sonra içine (mübârek ağzından su) püskürdü. Sonra onlara: "Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze dökünüz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
148 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Hastalığı |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Son Hastalığına Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (hastalığı) ağırlaşıp da ağrısı iştidâd ettiği zaman benim evimde bakılmak üzere zevcât (-ı tâhirât)ından izin istedi. onlar da izin verdiler. (Ondan sonra) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, bir tarafında Abbâs (radiya`llâhu anh), diğer tarafında da bir zât olduğu halde ayakları yerde sürünerek çıktı. -Âişe (radiya`llahu anhâ) naklederdi ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem evine girip de ağrısı iştidâd ettikten sonra: "Üzerime, bağları çözülmedik yedi kırba su dökün. (Böylelikle) vücûdümde biraz hıffet bulup halka belki vasiyyette bulunabilirim." buyurdu. Bunun üzerine Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, zevce-i (pâki) Hafsa (radiya`llâhu anhâ)nın (malı olan) bir (bakır, yâhud ağaç) liğen içine oturtuldu. Sonra o kırbaların suyunu üzerine dökmeğe başladık. Nihâyet: "Artık oldu!" diye işâret buyurdu. Ondan sonra halkın yanına çıktı.
|
|
Hadis No |
149 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mu`cizeleri |
Başlık |
Peygamber Aleyhi`s-selâm`ın Parmakları Arasında Su Kaynadığına Dâir Enes Hadîsleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) bir kab su istedi. İçinde biraz su bulunan ağzı geniş, dibi dar bir kab getirildi. Parmaklarını içine koydu. -Enes (radiya`llâhu anh) der ki, artık (mübârek) parmakları arasından suyun kaynadığını temâşâya daldım. O sudan abdest alanları yetmiş ile seksen arasında tahmîn ettim.
|
|
Hadis No |
150 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Gusülde Ve Abdestde Ne Mikdar Su Kullanılacağına Dâir Enes Hadîsleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir sâ` ve nihayet beş müd (mıkdârı su) ile gusleder, bir müd (mıkdârı su) ile de abdest alırdı.
|
|
Hadis No |
151 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Mestler Üzerine Meshin Cevâzı Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in mestler (i) üzerine mesh buyurduğunu Sa`d b. Ebî Vakkâs (radiya`llâhu anh) bana söyledi. Bunu (babam) Ömer (radiya`llâhu anh) den sordum da Ömer (radiya`llâhu anh): "Evet (mesh buyurdu). (Hem de) Sa`d (radiya`llâhu anh) Nebiyy-i Ekrem sall`allâhu aleyhi ve sellem`den rivâyeten sana birşey söylerse onu artık başkasına sorma." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
152 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Abdestli İken Giyilen Mestler Üzerine Meshin Cevâzı Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Amr B. Ümeyye Ed-damrî |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in mestler(i) üzerine mesh ettiğini gördüğü rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
153 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Abdestli İken Giyilen Mestler Üzerine Meshin Cevâzı Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Amr B. Ümeyye Ed-damrî |
Hadis |
"Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sarığına ve mestlerine mesh buyurduğunu gördüm." dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
154 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Abdestli İken Giyilen Mestler Üzerine Meshin Cevâzı Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Muğîre B. Şu`be |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir seferde Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte idim. (Abdest aldığı sırada) mestlerini çıkarmağa davrandım. "İlişme. Zîrâ ben ayaklarımı tâhir (yâni abdestli) iken (mestlerimin) içine soktum." buyurdu. Ve (mestleri) üzerine meshetti.
|
|
Hadis No |
155 |
|
Konu |
Et Yedikten Sonra Namaz Kılmak |
Başlık |
Pişmiş Yemek Yemekle Abdestin Bozulmayacağına Dâir Hadîsler |
Ravi |
Amr B. Ümeyye Ed-damrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in, pişmiş koyun küreğinden (et) kesip yediğini gördüm. (O sırada Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) namaza çağırıldığı. Bıçağı, (Eti elinden) bırakıp abdest almadan namaza durdu.
|
|
Hadis No |
156 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Pişmiş Yemek Yemekle Abdestin Bozulmayacağına Dâir Hadîsler |
Ravi |
Süveyd B. Nû`mân |
Hadis |
Şöyle demiştir: Hayber yılında Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (sefere) çıktıktı. Sahbâ`ya -ki Hayber`in alt başlarındadır- varıldıkta (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem inip) İkindiyi kıldırdı. Sonra (mevcud) azıkları istedi. Kavuddan başka bir şey getirmediler. Islatsınlar diye emretti. Sonra (o kavuddan) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de, biz de yedik (içtik) sonra Akşam namazına kalktı, ağzını çalkaladı. Biz de (ağzımızı) çalkaladık. Sonra abdest almadan namaza durdu.
|
|
Hadis No |
157 |
|
Konu |
Et Yedikten Sonra Namaz Kılmak |
Başlık |
Pişmiş Yemek Yemekle Abdestin Bozulmayacağına Dâir Hadîsler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Meymûne B. El-hâris |
Hadis |
Hânesinde Resûl-i Ekrem`in, bir kürek (etin) den yedikten sonra abdest almadan namaza durduğu rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
158 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Pişmiş Yemek Yemekle Abdestin Bozulmayacağına Dâir Hadîsler |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem süt içip ağzını çalkaladı. Ve: "Bu yağlıdır." buyurdu.
|
|
Hadis No |
159 |
|
Konu |
Namazda Uyuklamak |
Başlık |
Uyuklarken Namaz Kılmanın Kerâhetine Dair İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, biriniz namaz kılarken uyuklarsa uykusu dağılıncaya kadar yatsın. Zîrâ uyuklayarak namaz kılarsa istiğfâr edeyim derken belki kendine sebbeder.
|
|
Hadis No |
160 |
|
Konu |
Namazda Uyuklamak |
Başlık |
Uyuklarken Namaz Kılmanın Kerâhetine Dair İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Biriniz namazda uyuklarsa uyusun. Tâ ki ne okuduğunu bilsin." buyurduğu rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
161 |
|
Konu |
Her Namaz İçin Ayrı Abdest Almak |
Başlık |
Nebiyy-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Her Namaz İçin Abdest Tâzelediklerine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in her namaz vaktinde abdest al (mak mu`tâd-ı şerîfleri ol)dığı rivâyet olunuyor. (Ya siz nasıl yapardınız? suâline cevâben) Enes (radiya`llâhu anh): "(Bize gelince) her birimize hades vâkı` olmadıkca (bir vakitten ziyâde namaz için) bir abdest kifâyet ederdi." demiştir.
|
|
Hadis No |
162 |
|
Konu |
Koğuculuk;sidikten Korunmak |
Başlık |
Bevlinden Sakınmayan Ve Koğuculuk Yapan Kimselerin, Kabirlerinde Azâb Gördüklerine Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne, yâhud Mekke bahçelerinden birinin yanından geçiyordu. Kabirlerinde azab gören iki insanın sesini duydu. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bunlar azab görüyorlar. Hem de azab görmeleri büyük bir şey için değildir." buyurduktan sonra (yine devâm ederek): "Evet (günâhları büyüktür) biri, bevlinden istibrâ etmez (yâni sakınmaz) di, diğeri de koğuculuk ederdi." buyurdu. Ondan sonra yaprakları soyulmuş tâze bir hurma dalı istedi. Dalı iki parça etti. Her birinin kabri üzerine birer parça dikti. "Yâ Resûlâ`llâh, bunu ne için yaptın!" diye sordular. "Bunlar tâze kaldıkca belki (azapları) hafifler." cevâbını verdiler.
|
|
Hadis No |
163 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Su İle İstincâ Ettiğine Dâir Hazret-i Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazây-ı) hâceti için dışarıya çıktığında kendisine su götürürdüm. O da onunla yıkanırdı.
|
|
Hadis No |
164 |
|
Konu |
Kolaylık Göstermek |
Başlık |
Dinde Güçlük Değil Kolaylık Gösterilmesine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: A`râbî`nin biri mescid`(in bir tarafın) de durup bevletti. Oradakiler bağrıştılar. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem onlara buyurdu ki, bırakın (işini görsün)... sonra bevlinin üzerine bir kova su dökün. Zîrâ siz güçlük değil, kolaylık göstermek üzere meb`ûs olmuşsunuzdur.
|
|
Hadis No |
165 |
|
Konu |
Çocukları Sevmek;sidiğin Temizlenmesi |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in, Üstüne Bevleden, Henüz Yemek Yemiyen Erkek Süt Çocuğunun Bevli Üzerine Su Serpmekle Yetinmesi |
Ravi |
Ümmü Kays Bint-i Mıhsan |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e henüz taâm edemeyen (yâni süt emen) küçük bir oğlumu götürdüm. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem çocuğu kucağına oturttu. Çocuk (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) rubasını bevletti. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) su isteyip (üstüne) azar azar döktü de yıkamadı.
|
|
Hadis No |
166 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in, Üstüne Bevleden, Henüz Yemek Yemiyen Erkek Süt Çocuğunun Bevli Üzerine Su Serpmekle Yetinmesi |
Ravi |
Huzeyfe B. El-yemânî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere Ensârdan) bir kavmin sürpüntülüğüne varıp ayakta su döktü. Sonra su istedi. Bir mıkdâr su götürdüm. Onunla abdest aldı.
|
|
Hadis No |
167 |
|
Konu |
Abdest Bozarken Gizlenmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in, Üstüne Bevleden, Henüz Yemek Yemiyen Erkek Süt Çocuğunun Bevli Üzerine Su Serpmekle Yetinmesi |
Ravi |
Huzeyfe B. El-yemânî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den uzaklaştım. Bana işâret etti. Yanına vardım. Ve işini birinceye kadar (zât-ı şerîfini setr için) ardında durdum.
|
|
Hadis No |
168 |
|
Konu |
Hayız Kanının Temizlenmesi |
Başlık |
Hayız Eseri Olan Elbîsenin Ne Şekilde Temizleneceğine Dâir Esmâ` (r.a.) Hadîsi |
Ravi |
Esmâ` B. Ebî Bekr |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "(Yâ Resûlâ`llâh,) birimiz, elbîse (si) üzerinde hayz (eseri) görürse ne yapsın buyurursun?" diye sordu. (Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem): "Elbîsesini (eliyle) uvaladıktan sonra (üzerine) su döküp sıkar. Sonra azar azar üzerine su döker. Ondan sonra onunla namaz (ını) kılar." buyurdu.
|
|
Hadis No |
169 |
|
Konu |
İstihâza |
Başlık |
İstihâza Ve Hükmü Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Fâtıma bint-i Ebî Hubeyş (radiya`llâhu anhâ) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, ben istihâzaya müptelâ bir kadınım. Temizlenemiyorum, namazı terk mi edeyim?" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, bu hayız değildir. Bir damar (dan gelen kan) dır. Senin (asıl) hayızın (ın başlama zamânı) geldiği vakit namazı bırak. Kesilme zamânı gelince de kanını yıkadıktan (ve iğtisâl ettikten) sonra namaz kıl. Ondan sonra (yine) o vakit gelinceye kadar her namaz için abdest al." buyurdu.
|
|
Hadis No |
170 |
|
Konu |
Meninin Temizlenmesi |
Başlık |
Elbîsedeki Menînin Yıkanmasına Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in rubasından cenâbet eserini yıkardım da elbîsesinde (yer yer) su ıslaklığı göründüğü halde namaza çıkardı.
|
|
Hadis No |
171 |
|
Konu |
Kısas |
Başlık |
Hârre Vak`ası |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ukl veya Ureyne kabîlelerinden bâzı kimseler (Medîne`ye) geldiler. (Tutuldukları) mîde ağrısından (veya istiskâ hastalığından) dolayı Medîne`de ikâmet etmek istemediler. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Beytü`l-mâl-i Müslimîne âid) sütlü develerin bulunduğu yere gidip develerin bevillerinden ve sütlerinden içmelerini emretti. (Oraya) gittiler. Sıhhat bulunca Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in çobanını öldürüp ve develerini önlerine katıp götürdüler. Bu haber sabah vakti geldi. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) arkalarından (adam) koşturdu. Gün yükselince herifleri getirdiler. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kısâs olarak) ellerinin, ayaklarının kesilmesini emretti. (Bu cânîlerin) gözleri de oyulup Harre (denilen yere) atıldılar ki (ölünceye kadar) su istediler de kendilerine su verilmedi.
|
|
Hadis No |
172 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Koyun Ağıllarında Namaz Kıldırıldığına Dair Rivayet |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in mescid binâ olunmadan evvel koyun ağıllarında namaz kıldırdığı rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
173 |
|
Konu |
Yiyecek İçine Fare Düşmesi |
Başlık |
İçinde Fâre Ölen Yağın Hükmü |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Meymûne B. El-hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den (donmuş) yağın içine düş(üp öl)müş fâre (nin hükmü) soruldu. "Fâre ile etrâfındakini (alıp hepsini) atınız, yağınızı da yiyiniz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
174 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Allâh Yolunda Savaşmanın Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, Müslümanın Allah yolunda alacağı her yara, Kıyâmet gününde yeni açıldığı andaki hey`eti üzerine kan fışkırıyor gibi görünür: rengi kan rengi, fakat kokusu misk kokusu.
|
|
Hadis No |
175 |
|
Konu |
Durgun Suya Abdast Bozmak |
Başlık |
Durgun Suya Bevletmenin Nehyine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki; hiç biriniz, akmayan durgun suya bevl ettikten sonra ondan (su alıp) yıkanmasın.
|
|
Hadis No |
176 |
|
Konu |
Müşriklerin Hz. Peygamber`e Eziyetleri |
Başlık |
Peygamber Aleyhi`s-selâm`a Kureyş Rüesâsının Ezâsı Ve Resûlullah`ın Bedduâsı |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) Beyt(-i Muazzam)in yanında namaz kılıyordu. Ebû Cehil ile bâzı arkadaşları da oturuyorlardı. Derken biri, diğerlerine: "Falancalarda (yeni boğazlanan) devenin döl eşini hanginiz (muhteviyâtiyle berâber) getirip secdeye vardığında Muhammed`in sırtına kor?" dedi. Oradakilerin en şakîsi seğirdip getirdi. Bekledi, tâ Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem secdeye varınca iki omuzu arasına mübârek sırtının üzerine koydu. Ben ise hiçbir işe yaramıyarak (bel bel) bakıyordum. (Ah, ne olurdu o zaman) elimde kuvvet olaydı. -(İbn-i Mes`ûd radiya`llâhu anh) der ki, (herifler) gülmeğe ve (eğlenmek için bu işi) birbirine isnâd etmeğe başladılar. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ise secdeden başını kaldırmıyordu. Nihâyet Fâtıma (radiya`llâhu anhâ) gelip onu sırtından attı. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) başını kaldırdı. (Namazı itmâm buyurduktan) sonra (da) üç kere: "İlâhî, Kureyşi sana havâle ederim." (diye duâ) buyurdu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) aleyhlerinde böyle duâ buyurması onlara (pek) girân geldi. Zîrâ o makamda duânın müstecâb olduğuna kâil idiler. Ondan sonra (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem birer birer) isim sayarak: "İlâhî, Ebû Cehl`i sana havâle ederim, Utbe b. Rebîa`yı, Şeybe b. Rebîa`yı, Velîd b. Utbe`yi, Ümeyye b. Halef`i, Ukbe b. Ebî Muayt`ı sana havâle ederim." buyurdu. Yedinciyi de saydıysa da (ismini) râvî unutmuştur.- İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu anh) der ki nefsim, kabza-i kudretinde olan Allâh`a kasem ederim ki Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bu) saydıklar(ının ekser)ını Kalîb`de yâni Bedir çukurunda serilmiş gördüm.
|
|
Hadis No |
177 |
|
Konu |
Tükrüğün Temiz Olduğu |
Başlık |
Peygamber Aleyhi`s-selâm`a Kureyş Rüesâsının Ezâsı Ve Resûlullah`ın Bedduâsı |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
"Salla`llâhu aleyhi ve sellem (namazda iken) elbîsesinin içine tükürdü." dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
178 |
|
Konu |
Kanı Temizlemek |
Başlık |
Uhud`da Peygamber (s.a. Ve S.)in Yaralanması |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
"Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yarası ne ile müdâvât edildi?" diye kendisine sorulan suâle cevâben şöyle dediği rivâyet olunuyor: Bunu benden ziyâde bilen kalmadı. Alî (b. Ebî Tâlib radiya`llâhu anh) kalkanı ile su getiriyor, Fâtıma (radiya`llâhu anhâ) da (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) yüzündeki kanı yıkıyordu. (Sonra) bir hasır (parçası) alınıp yakıldı. Ve yarası onunla dolduruldu.
|
|
Hadis No |
179 |
|
Konu |
Diş Temizliği;misvak Kullanmak |
Başlık |
Misvâk Kullanmanın Fazîletine Dâir Hadîsler |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına vardım. Elindeki bir misvâk ile dişini temizlediğini ve ağzında misvâk olduğu halde öğürür gibi (ö`, ö`) dediğini gördüm.
|
|
Hadis No |
180 |
|
Konu |
Misvak Kullanmak |
Başlık |
Misvâk Kullanmanın Fazîletine Dâir Hadîsler |
Ravi |
Huzeyfe B. El-yemânî |
Hadis |
"Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem gece kalkınca ağzını misvâk ile oğardı." dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
181 |
|
Konu |
Büyüye Hürmet;misvak Kullanmak |
Başlık |
Misvâk Kullanmanın Fazîletine Dâir Hadîsler |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, rü`yâda kendimi bir misvâk ile dişlerimi ovar gördüm. Yanıma biri diğerinden yaşlı iki kişi geldi. Misvâk`ı en küçüğüne uzattım. Bana: "Büyüğüne ver." denildi. Ben de büyüğüne verdim.
|
|
Hadis No |
182 |
|
Konu |
Uykudan Önce Duâ Etmek;yatarken Temizlenmek |
Başlık |
Peygamber (s.a. Ve S.)in Berâ` İbn-i Âzib (r.a.)e Yatma Âdâbını Öğretmesi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bana buyurdu ki, yatağına vardığında (ibtidâ) namaz abdesti gibi (bir) abdest al. Sonra sağ tarafına uzanıp ... de. Şâyed o gece ölecek olursan fıtrat, yâni dîn-i İslâm üzere ölürsün. Bu sözler, söyliyecek (in dünyâ kelâm) lerinin en sonu olsun. -Berâ` radiya`llâhu anh der ki, bunu Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûrunda tekrâr ettim. ... ye varınca ... dedim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, ... buyurdu.
|
|
Hadis No |
183
.
|
Fasilda Toplam 18 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem cenâbetten (çıkmak için) yıkandığı zaman (işe) ellerini yıkamaktan başlardı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını taldırıp saçlarının dibini hilâllardı. Sonra suyu başına üç avuç döker, ondan sonra da bütün bedeninin üzerinden akıtırdı.
|
|
Hadis No |
184 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Meymûne B. El-hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yalnız ayaklarını (yıkamak üzere) namaza abdest alır gibi abdestini aldı. Bacak aralarını ve oralarına isâbet eden yıkanacak şeyleri de yıkadı. Sonra kendi üzerine su döktü. Sonra ayaklarını uzatıp yıkadı. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) cenâbetten (çıkmak için) guslü işte budur.
|
|
Hadis No |
185 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile ben bir kaptan guslederdik. (Bu kap da) ferak denilen bir kadeh idi.
|
|
Hadis No |
186 |
|
Konu |
Guslederken Gizlenmek;gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (keyfiyet-i) guslü sorulmuş. (Âişe radiya`llâhu anhâ) bir sâ` mıkdârı (su alır) bir kap istedi. Onunla yıkandı. Ve başının üzerine su akıttı. Şu kadar ki, kendisi ile soranlar arasında (bedeninin aşağısını görünmemek için ) bir perde vardı.
|
|
Hadis No |
187 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Biri Câbir`e gusl(ün keyfiyyetin)den suâl etmiş. O da: "Sana bir sâ` (mıkdârı su) yeter." cevâbını vermiş. Bir diğeri "Bana bu kadarı yetmez." demiş. Bunun üzerine Câbir (radiya`llâhu anh): "Saçı senden daha gür, kendisi de senden hayırlı olan zâta (bu kadarı) yetiyordu." cevâbını vermiş. -Sonra (Câbir radiya`llâhu anh) oradaki cemâate (üstünde yalnız) bir parça libas olduğu halde imâm olmuş.
|
|
Hadis No |
188 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Cübeyr B. Mut`im |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Başımın üzerinden üç kere (de suyu avuç avuç) akıtırım." buyurup her iki eliyle de (ta`rîf için) işâret buyurdukları rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
189 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Ne Şekilde Guslettiğine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem, cenâbetten (çıkmak için) yıkandığında külek gibi bir şey isterdi. Sonra iki avucuyla (su) alıp başının sağ tarafından başlayarak sol tarafını (da) yıkadıktan sonra (yine) iki avucuyla başının ortasına (su) dökerdi.
|
|
Hadis No |
190 |
|
Konu |
İhrama Girmek |
Başlık |
İhramdan Önce Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Güzel Koku Süründüdüğüne Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e ben ıtır sürerdim. O da (gece) zevcâtını tavâf ettikten sonra sabahleyin ıtır âsârı (daha) üzerinde iken ihrâma girerdi.
|
|
Hadis No |
191 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Âilelerini Dolaşması |
Başlık |
İhramdan Önce Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Güzel Koku Süründüdüğüne Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem gecenin, yâhud gündüzün bir saatinde (bütün) zevcât (-ı tâhirât)ını devr ederdi. Bunlar da onbir ve diğer rivâyetde dokuz (hâtûn) idi. "Buna tâkat getirir mi idi?" diye soran râvî (Katâde)ye: "Biz, aramızda ona (yâni Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e) otuz erkek kuvveti verilmiştir diye söyleşirdik." cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
192 |
|
Konu |
İhrama Girmek |
Başlık |
İhramdan Önce Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Güzel Koku Süründüdüğüne Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
"Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ihramda iken (mübârek) başında ıtrın parıldaması sanki hâlâ gözümün önündedir." dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
193 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Nasıl Guslettiğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem cenâbetten (çıkmak için) yıkanacağı vakit (iptidâ) ellerini yıkar ve namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra gusle başlardı. Sonra saçlarını elleriyle hilâllardı. Nihâyet derisinin iyice ıslandığına kanâat getirince üç kere su akıtır, bütün cesed(-i şerîf)ini yıkardı.
|
|
Hadis No |
194 |
|
Konu |
Gusül |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Nasıl Guslettiğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) namaz ikâme edildi. (Herkes) ayakta iken saflar düzeldi. Ondan sonra Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (hücresinden) yanımıza geldi. Namazgâhında durunca cünüb olduğunu hatırladı. Bize: "Yerinizde durun." (diye işâret buyurdu. Sonra dönüp yıkandı. Başı damlaya damlaya yanımıza çıktı. Tekbîr aldı. Biz de birlikte namazı kıldık.
|
|
Hadis No |
195 |
|
Konu |
Hayâ;hz.mûsâ;mûsâ (a.s.) |
Başlık |
Hazret-i Mûsâ`nın Yıkanırken Elbîsesini Kaçıran Taşı Geri Çağırma Mu`cizesi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Buyurdu ki: Benî İsrâîl çıplak ve biribirine baka baka yıkanırlardı. Mûsâ (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) ise (kemâl-i hayâsından) yalnızca yıkanırdı. Benî İsrâîl: "Vallâhi Mûsâ`yı bizimle berâber yıkanmaktan men` eden şey (mutlakâ) debbe, yâni kasığı çıkık olmasıdır." der (ve bu guftugû ile zât-ı celîl-i Risâlet-Penâhına ezâ eder)lerdi. (Mûsâ salla`llâhu aleyhi ve sellem) bir def`a yıkanmağa gitti. Elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Taş, elbisesini alıp kaçtı. Mûsâ (aleyhi`s-selâm): "Aman taş, rubamı! Aman taş, rubamı!" diyerek (ve alabildiğine koşarak) arkasına düştü. Benî İsrâîl onu (bu halde) görüp de: "Vallâhi Mûsâ`da bir kusur yokmuş." deyinceye kadar (ardınca gitti). (Ondan sonra Musâ aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) elbisesini alıp taşı döğmeye başladı.- Ebû Hüreyre (radiya`llâhu anh) der ki: Vallâhi o taşta dayaktan hâlâ altı, yâhud yedi bere izi kalmıştır.
|
|
Hadis No |
196 |
|
Konu |
Eyyup (a.s) Kıssası |
Başlık |
Allâh`ın Bereketinden Müstağnî Kalamayan Hazret-i Eyyûb`un Kıssası |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, Eyyûb (salla`llâhu aleyhi ve sellem) çıplak yıkandığı sırada üzerine altından çekirgeler üşdü. Eyyûb (aleyhi`s-selâm) avuç avuç (alıp) rubasının içine (atmağa) başladı. Rabb(-i Kerîm)i: "Eyyûb, şu gördüğünden seni ganî kılmamış mı idim?" diye nidâ edince: "Evet (Yâ Rabbi,) Senin İzzet (ve Celâline) kasem olsun ki (beni ganî kılmıştın.) Lâkin Senin bereketinden müstağnî kalacağım yok." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
197 |
|
Konu |
Guslederken Gizlenmek;gusül |
Başlık |
Yıkanırken Setredilmeğe Dâir Ümmü Hânî Hadîsi |
Ravi |
Ümmü Hânî-i Bint-i Ebî Tâlib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Feth(-i Mekke) senesi Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gittim. Baktım yıkanıyor. Fâtımâ da onu setrediyor. (Selâm verdim.) "Bu (kadın) kimdir?" diye sordu. "Benim, Ümmü Hânî" cevâbını verdim.
|
|
Hadis No |
198 |
|
Konu |
Cünüp Durmamak;gusül |
Başlık |
Cenâbet Olmakla Vücûdun Necis Olmadığına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Rivâyet etmiş ki, cünüb iken Medîne sokaklarından birinde kendisine Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem tesâdüf etmiş. - (Ebû Hüreyre) der ki, yanından savuşup gittim. Ve gusledip geldim. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem): "Yâ Ebâ Hüreyre, nerede idin." diye sordu. "Cünüb idim. Tahâretsiz olarak seninle birlikte oturmak istemedim." dedim. Bunun üzerine "Sübhana`llâh Mü`min (hiç) necis olmuz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
199 |
|
Konu |
Cünüp Olarak Uyumuk |
Başlık |
Cenâbet Olmakla Vücûdun Necis Olmadığına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ömer b. el-Hattâb radiya`llâhu anh, Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e: "Birimiz, cünüb iken uykuya varabilir mi?" diye sordu. "Evet. Herhangi biriniz abdest aldıktan sonra (canı isterse) cünüb iken (de) yatsın." buyurdular.
|
|
Hadis No |
200 |
|
Konu |
Gusül Gerektiren Haller |
Başlık |
İnzâl Olmasa Bile Cinsî Mukârenetin Guslü Gerektirdiğine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, (erkek kadının) dört şu`besi arasına oturup da dokundurdumu (her ikisine) gusül vâcib olur.
|
|
Hadis No |
201
.
|
Fasilda Toplam 20 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâiz Kimsenin Beyt`i Tavâf Edemiyeceğine Dâir Hz. Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Hac`dan başka bir niyyetimiz olduğunu bilmeksizin (Medîne`den) çıktık idi. Serife gelince âdetimi gördüm. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi. Ben (Menâsik-i Haccı îfâ edemiyeceğim diye) ağlıyordum. "Nen var? Yoksa kirlendin mi?" diye suâl buyurdu. "Evet." dedim. Buyurdu ki bu, Allâh`ın benât-ı âdem üzerine yazdığı bir şeydir. Huccânın edâ ettiği menâsiki (sen de) edâ et. Şu kadar ki, Beyt(u`llâh-ı Muazzam)i (hâiz bulunduğun müddetçe) tavâf etme. -(Âişe radiya`llâhu anhâ) der ki: Bir de Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ezvâcı nâmına sığır kurban etti.
|
|
Hadis No |
202 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâiz Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
"Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) başını hâiz iken tarardım." dediği rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
203 |
|
Konu |
Hayız;i`tikâf |
Başlık |
Hâiz Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Rivâyette kendisi hâiz ve hücresinde mukîm ve (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) Mescid(-i Şerîf)de (mu`tekif) iken (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) Efendimiz (mübârek) başını ona doğru uzatır, o da tarar imiş.
|
|
Hadis No |
204 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâiz Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ben hâiz iken Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (mübârek) başını kucağıma yaslar, sonra Kur`ân okurlardı.
|
|
Hadis No |
205 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâizli Kadının Kocası İle Yatabileceğine Dâir Ümmü Seleme Ve Âişe Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile bir abaya bürünerek yatıyorduk. Derken âdetimi gördüm. (Yavaşcacık) sıvışıp hayza mahsûs elbisemi giydim. "Âdetin mi geldi?" diye sordular. "Evet." dedim. Bunun üzerine beni çağırdılar. Saçaklı kadifenin aldında kendileriyle birlikte yattım.
|
|
Hadis No |
206 |
|
Konu |
Gusül;hayız |
Başlık |
Hâizli Kadının Kocası İle Yatabileceğine Dâir Ümmü Seleme Ve Âişe Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte -her ikimiz de cünüb iken- bir kaptan yıkanırdık. (Âdet gördüğümde) onun emri üzerine futa bağlardım. Ben hâiz iken (mübârek) tenini tenime dokundururdu. (Kezâlik) O (mescitde) mu`tekif, ben hâiz iken (mübârek) başını halvetgâhından çıkarırdı da ben yıkardım.
|
|
Hadis No |
207 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâizli Kadının Kocası İle Yatabileceğine Dâir Ümmü Seleme Ve Âişe Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: İçimizden (yâni Ümmehât-ı Mü`minînden) biri hâiz olup Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem de kendisi ile mübâşeret arzu ettiği zaman ona hayzın hemen bidâyetinde iken futa bağlamasını emreyler ve ondan sonra mübâşeret ederlerdi. (Halbuki) sizin hanginiz, nefsine Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem nefsine mâlik olduğu kadar mâlik olabilir?
|
|
Hadis No |
208 |
|
Konu |
Kadınlar |
Başlık |
Kadının Dînen Ve Aklen Erkeklerden Dûn Olduğuna Dâir Ebû Saîd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir Kurban, ya Ramazan bayramında Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, yanımıza namezgâha çıktı. Kadınların yanından geçti. Ve (onlara): "Kadınlar, sadaka veriniz. Zîrâ bana Cehennem halkı gösterildi, çoğu sizler idiniz." buyurdu. (Kadınlar): "Yâ Resûlâ`llâh, neden?" diye sordular. "Çünkü siz (ötekine, berikine) çokca lâ`net eder, zevclerinize karşı küfrân-ı ni`met gösterirsiniz. (Ne acîbdir ki kendini zapteden tam akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiç bir kimsenini çelebildiğini görmedim." buyurdu. "Aklımızın, dînimizin eksikliği nedir? Yâ Resûâ`llâh." dediler. "Kadının şahâdeti, erkeğin şahâdetinin yarısı değil midir?" diye sordu. "Evet." dediler. "İşte bu aklın eksikliğinden. Hayız gördüğü zaman da namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi?" buyurdular. "Evet." dediler. "İşte bu da dîninin eksikliğinden." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
209 |
|
Konu |
Hayız Kanının Temizlenmesi;istihâza |
Başlık |
Müstehâzanın İ`tikâfının Meşrûiyetine Dâir Hz. Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir kere Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte zevcât-ı tâhiratından biri istihâza hâlinde ve kanı gelirken i`tikâf etti. Kanının akmasından dolayı altına bir leğen koyduğu da olurdu.
|
|
Hadis No |
210 |
|
Konu |
Ölüye Yas Tutmak |
Başlık |
Zevc İçin Dört Ay On Gün Yas Tutmağa, Hayızdan Yıkanmak İstediğinde Koku Sürünmenin Cevâzına Ve Kadınların Cenâzenin Ardınca Gitmelerinin Nehyine Dâir Ümmü Atıyye Hadîsi |
Ravi |
Ümmü Atıyye |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biz, bir meyyit(imiz)in vefâtı üzerine üç günden ziyâde ihdâddan, (yâni yas tutmaktan) nehyolunurduk. Meğer ki (meyyit, kadının) zevci ola. (Zevc için) dört ay, on gün yas tutardık. (Yas içinde gözlerimize) sürme çekmez, (süs için) boyanmış kumaş giyinmezdik. Meğer ki (Yemen`in) Asb (denilen kumaşları) ola. Tuhr (yâni hayız kesilmesi) zamânında birimiz hayızdan yıkanmak istediğinde azıcık kust-ı azfâr kullanmasına ruhsat verilirdi. Bir de cenâzelerin ardınca gitmekten nehyolunurduk.
|
|
Hadis No |
211 |
|
Konu |
Gusül;hayız |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (s.a. Ve S.)in Guslün Keyfiyetinden Soran Bir Kadına Cevâbı |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Ensâr`dan) bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`e hayızdan sonra (keyfiyet-i) guslü sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) nasıl yıkanacağını ta`rîf etti: (Sonra) bir tutam misk al da onunla temizlen." buyurdu. (Kadın: "Onunla nasıl temizleneyim?" diye sorunca: "Sübhâna`llâh, temizlen işte!" buyurdu. Bunun üzerine kadını tutup kendime (doğru) çektim ve: "Kanın izince gezdir." dedim.
|
|
Hadis No |
212 |
|
Konu |
Hayız;ulû`l-emre İtâat |
Başlık |
İhramda İken Âdet Gören Kadının Durumuna Dâir Hazret-i Âişe Rivâyetleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Haccetü`l-Vedâ`da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte ihlâl (yâni ihrâma girip yüksek sesle telbiye) ettim. Ben mütemetti olup hedy (yâni kurban) sevk etmiyenlerden biri idim. -Âişe (radiya`llâhu anha) âdetini görüp Arefe gecesi girinceye kadar tuhra dâhil olmadığını (îmâ eder söz) söyledi. (O gece): "Yâ Resûlâ`llâh, işte bu gece Arefe gecesidir. Ben ise Umre ile temettü" (yâni Umreyi niyyet) etmiştim" demiş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de ona: "Yıkanmak üzere saçlarını çöz, taran, Umrenden vazgeç buyurmuş." -Âişe (radiya`llâhu anhâ) der ki, ben de öyle yaptım. Haccı edâ ettikten sonra Hasbe gecesi (yâni Muhassab da bulunduğumuz gece kardeşim) Abdu`r-Rahmân`a emretti. Evvelki (başladığım) Umre`nin yerine (yeni bir) Umre`yi bana ten`îmden edâ ettirdi.
|
|
Hadis No |
213 |
|
Konu |
Ulû`l-emre İtâat |
Başlık |
İhramda İken Âdet Gören Kadının Durumuna Dâir Hazret-i Âişe Rivâyetleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Hilâl-i Zi`l-Hicce`ye doğru (Medîne`den) çıktık. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Her kim Umre ile ihlâl etmek isterse (öylece) ihlâl etsin. Ben de eğer hedy sevketmemiş bulunaydım Umre ile ihlâl ederdim." buyurdu. Bunun üzerine kimi Umre ile, kimi de Hac ile ihlâl etti. -(Âişe radiya`llâhu anhâ bunu söyledikten sonra evvelki) hadîs (deki sözler) i söylepi gördüğü hayızdan bahsetti. Ve: "(Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) birâderim Abdu`r-Rahmân`ı benimle birlikte ten`îme yolladı. Ben de Umre ile ihlâl ettim. Ve bundan dolayı (keffâret olarak) ne kurban lâzım geldi, ne oruç, ne de sadaka." dedi.
|
|
Hadis No |
214 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Hayız Gören Kadının Hâiz İken Fevtettiği Namazları Kazâ Etmiyeceğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Kadınlardan biri: "Kadın, tâhir olduktan sonra (hayız zamânında fevt ettiği) namaz (lar)ını kazâ etmeli mi?" diye sormuş. Âişe (radiya`llâhu anhâ): "Sen Harûriyye misin?" (ki böyle söylüyorsun). Biz, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (iken) âdet görürdük de bize bunu emretmezdi.", diğer rivâyette "Bunu yapmazdık." cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
215 |
|
Konu |
Hayız;oruçlunun Âilesini Kucaklaması |
Başlık |
Takbîlin Orucu Bozmıyacağına Dâir Ümmü Seleme Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Ümmü Seleme (radiya`llâhu anhâ bâlâdaki 206 ıncı hadîsde geçtiği üzere) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte hamîle (yâni kadife yorgan) içinde iken âdet gördüğünü naklediyor. Bu rivâyette de Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sâim olduğu halde kendisini takbîl ettiğini (hadîsin râviyesi Zeyneb bint-i Ebî Seleme`ye) söylüyor.
|
|
Hadis No |
216 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Hâiz Olan Kadınların Namazgâhdan Uzak Bulunmalarına Dâir Ümmü Atıyye Hadîsi |
Ravi |
Ümmü Atıyye |
Hadis |
Şöyle demiştir: İşittim, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki "Tâzelerle zevât-ı hudür ve hâizler çıkıp (mecâlis-i) hayrda ve mü`minlerin duâsında hazır bulunsunlar. (Yalnız) hâizler, namazgâhdan uzakca dursunlar. Biri: "Hâizlerde mi?" diye sordu. Ümmü Atıyye cevâben: "Bunlar Arafat`da, fülân ve fülân yerlerde hazır bulunmuyorlar mı?" dedi.
|
|
Hadis No |
217 |
|
Konu |
İstihâza |
Başlık |
Hayız Kanının Rengine Dâir Ümmü Atıyye Hadîsi |
Ravi |
Ümmü Atıyye |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biz (asr-ı celîl-i Risâlet`de kandaki) sarılığı ve bozluğu hiçbir şey (yâni mâni-i salât) addetmezdik.
|
|
Hadis No |
218 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hayız Hâlinde Beyt`in Tavâf Edilemiyeceğine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Rivâyet olunuyor ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Safiyye (bint-i Huyeyy) radiya`llâhu anhâ`nın âdet gördüğünü haber vermiş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Sakın bizi (yolumuzdan) alıkoymasın. Tavâf (-ı ifâda`y)ı sizinle birlikte acabâ etmemiş mi idi?" buyurdu. "Evet." dediler. "Öyle ise çıkınız." buyurdu.
|
|
Hadis No |
219 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Kadının Cenâze Namazını Kılanın Duracağı Mahal Hakkında Semure Hadîsi |
Ravi |
Semüre B. Cündeb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir kadın lohusalığında vefât etti. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem namazını kıldılar. (kılarken de bedeninin) ortası hizâsına doğru durdular.
|
|
Hadis No |
220 |
|
Konu |
Hayız |
Başlık |
Hâizin Necis Olmadığına Dâir Hazret-i Meymûne Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Meymûne B. El-hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bâzı keri) öyle olurdu ki (ben) hâiz bulunur, namaz kılmazdım da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (hasır) seccâdeleri üzerinde namaz kılarlarken secdegâhlarının hizâsında uzanmış bulunurdum. Secde buyurdukları vakit elbiselerinin bâzı yerleri bana dokunurdu.
|
|
Hadis No |
221
.
|
Fasilda Toplam 5 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Teyemmüm Âyetinin İnişi |
Başlık |
Teyemmüm Âyetinin Nüzûlü Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in ettikleri seferlerin birinde birlikte (yola çıkmış idik. Ya Beydâ`ya, ya Zâtü`l-Ceyş`e vardığımızda (nezdimde âriyet olan) bir gerdağnlığım kop(up kaybol)du. Aransın diye Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (o mahalde) bekledi. Herkes de berâber bekledi. Halbuki bir su başında değillerdi. Halk, Ebû Bekr (radiya`llâhu anh)e gelip: "(Yâ Ebâ Bekr,) Âişe`nin ettiğini gördün mü? Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i de, herkesi de (yollarından) alıkoydu. Su başında değiller. (Kimsenin) yanında da su yok." dediler. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh benim yanıma) geldi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de uyumuş, (mübârek) başını dizime koymuştu. Ebû Bekr: "Sen, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i de, herkesi de yolundan alıkoydun. Su başında değiller, (Kimsenin) yanında da su yok." dedi. (Âişe radiya`llâhu anhâ) der ki: Ebû Bekr bana itâb etti, birçok söylendi. Eli ile de böğrüme vurmağa başladı. (Böyle iken yine) Resulu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) başı dizimde olduğu için hiç kıpırdamadım. Sabah olunca Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kalktı. Hiç su yoktu. Allâhu Azze ve Celle Hazretleri teyemmüm âyetini inzâl buyurdu. Herkes teyemmüm etti. Üseyd b. Hudayr (radiya`llâhu anh): "Ey Ebû Bekr hânedânı, bu sizin ilk bereketiniz değildir." dedi. (Âişe radiya`llâhu anhâ) der ki: (Sonra gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık. Gerdanlığı altında bulduk.
|
|
Hadis No |
222 |
|
Konu |
Cevâmiu`l-kelîm;hz. Peygamber`in Diğer Peygamberlere Verilmeyen Üstünlükleri |
Başlık |
Önceki Peygamberlerin Hiçbirine Verilmiyen Şeylerin Resûl-i Ekrem`e Verilmesi Hakkında Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Benden evvel hiçbir kimseye verilmedik beş şey (hep birden) bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmak) ile mansûr oldum. Yer (yüzü) bana namazgâh ve sebeb-i tahâret kılındı. Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun namazını kılıversin. Ganâim bana helâl edildi. Halbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir. Bana şefâat verildi. Bir de (benden evvel) her Nebî, hâssatan kendi kavmine ba`s olunurken ben umûm-ı nâsa ba`s olundum.
|
|
Hadis No |
223 |
|
Konu |
Selâmlaşmak;teyemmüm |
Başlık |
Resûlullâh`ın Teyemmümüne Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Cüheym B. El-hâris (b. Es-sımna) El-ensârî |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Bi`r-i Cemel tarafından teşrîf ediyorlardı. Kendilerini biri karşılayıp selâm verdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (oradaki bir) duvara yönelip (ve duvara el dokundurup) yüzlerine ve ellerine mesh etmedikce o kimseye redd-i selâm buyurmadılar. (Ancak ondan) sonra selâmını red buyurdular.
|
|
Hadis No |
224 |
|
Konu |
Teyemmüm |
Başlık |
Resûlullâh`ın Teyemmümüne Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ammâr B. Yâsir |
Hadis |
Ömer b. el-Hattâb radiya`llâhu anh`e şöyle demiştir: Hatırlamaz mısın? (Bir def`a) ben, sen, ikimiz bir seferde idik. Sen namaz kılmadın. Ben ise (toprak üstünde yuvarlandıktan sonra namazı kıldı idim. Bu (yaptığım) işi (muahharen) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzettim de Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz: "Sana bu kadarı yeter." buyurup ellerini yere vurdu ve (ellerine bulaşan toprağın) üzerine üfledikten sonra (iki avucu ile) yüzüne ve iki eline mesh buyurdu idi.
|
|
Hadis No |
225 |
|
Konu |
Cünüp Durmamak;teyemmüm |
Başlık |
Teyemmümün Sıfat Ve Keyfiyeti |
Ravi |
İmrân İbn-i Husayn |
Hadis |
Şöyle demiştir. (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuk ediyorduk. Gece gittik. Âhır-ı leyli bulduğumuzda öyle bir düşüş düştük ki, bir yolcu için bundan daha tatlısı olamaz. (Öyle bir dalmışız ki,) bizi güneşin sıcağından başka uyandıran olmadı. İlk uyanan falanca, sonra falanca, daha sonra falanca oldu. Sonra Ömer b. el-Hattâb (radiya`llâhu anh) dördüncü olarak uyandı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (ise) uyuduğu vakit kendiliğinden uyanmadıkça uyandırmazdık. Zîrâ biz, esnâ-yı nevminde kendisine (vahiy mi nâzil olur, başka bir hal mi ârız olur, hâsılı) ne olacağını bilemezdik. Ömer (radiya`llâhu anh) -ki celâdetli bir zât idi- uyanıp da herkesin başına geleni görünce tekbîr, hem de yüksek sesle tekbîr almağa başladı. Yüksek sesle muttasıl tekbîr ala ala nihâyet Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem onun sesinden uyandı. Uyanınca (Ashâb-ı Kirâm`ı) başa geleni (makâm-ı şekvâda) arzettiler. "Zarar yok, buradan (başka tarafa) savuşun." buyurdu. Yola çıkıldı. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) pek de uzak olmayan bir yere kadar yol aldıktan sonra konak etti. Abdest suyu istedi. Abdest aldı. Namaz için nidâ edildi. (Yâni ezan okundu.) Namazı (maiyyet-i Risâlet-Penâhîdeki) halka kıldırdı. Namazdan (çıkıp) yüzünü dönünce bakmış ki, biri ayrıca (bir kenara) çekilmiş, (oradaki) cemâatle berâber namazını kılmamış. "Yâ fülân, bunlarla birlikte namaz kılmana mâni` ne idi?" diye sordu. O da: "Bana cünüblük ârız oldu, suyum da yok." dedi. (Bunun üzerine): "(Şu) yer yüzündeki (temiz) toprağa bak, o sana yeter." buyurdu. Ondan sonra Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem Hazretleri yola revân oldu. (Lâkin bu def`a) halk susuzluktan şikâyet ettiler. (Yine) konak etti. Ve Alî (kerrema`llâhu veche) ile diğer birini çağırıp: "(Haydi) gidin, su arayın." emrini verdi. (İkisi) gittiler. Devesi üstüned iki (büyük) kırba arasına oturmuş bir kadına rast geldiler. Kadına: "Su nerede?" diye sordular. "Dün bu saatde suyun başında idim. Adamlarımız (hâlâ orada su almak için) duruyorlar." cevâbını verdi. "Öyle ise yürü." dediler. "Nereye?" diye sordu. "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna." dediler. "Şu sâbiî dedikleri adamın yanına mı?" diye sordu. "İşte o seni murâd ettiğin zâtın yanına. (Haydi) yürü." dediler. Kadını Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (`in huzûrun)a getirip (aralarında geçen) mâcerâyı anlattılar. (Râvî) der ki: Kadını devesinden indirdiler. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kap istedi. Her iki kırbanın (baş taraflarındaki) ağızlarından oraya (biraz) su boşaltıp ağızlarını bağladı. Ve öteki taraflardaki ağızlarını açtı. "Gelin (hayvanlarınızı) suvarın, (kendiniz için) su alın." diye halka nidâ edildi. İsteyen (hayvanı için), isteyen (kendisi için) su aldı. En sonunda da (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, cenâbetle musâb olan kimseye bir kap su verip: "(Haydi) git, üstüne dök." buyurdu. O kadın (hep) ayakta, suyunu nasıl kullandıklarını (bel bel) seyredip duruyordu. Allâh`a kasemler ederim ki, (artık su almaktan) vaz` geçildi de hâlâ kırbalar bize, işe başlamadan evvelki zamandan daha dolu görünüyordu.
|
|
Hadis No |
226
. |
|
|
|
|
|
. |
|
Fasilda Toplam 120 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Ezan |
Başlık |
Ezânın Meşrûiyyeti Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle der idi: Müslümanlar (Muhâcir olarak) Medîne`ye geldikleri zaman bir araya toplanıp namaz (vaktin)i gözetlerlerdi. Namaz için nidâ edilmezdi. Bir gün bu husus hakkında konuşuldu. Bâzıları Nasârânın çanı gibi çan kullanılsın, diğer bâzıları da çan olmasın da Yahûdilerin nefîri gibi boru olsun dediler. Ömer (radiya`llâhu anh): "Öyle amma namaza (halkı) çağırmak için niye bir adam göndermiyorsunuz?" dedi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, bunun üzerine: "Bilâl, (haydi) kalk, namaz için nidâ et (yâni ezân oku)" buyurdu.
|
|
Hadis No |
358 |
|
Konu |
Ezan;kamet |
Başlık |
Ezânın Elfâzı |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bilâl`e (elfâz-ı) ezânı ikişer ikişer, (elfâz-ı) ikâmeti de birer birer söylemesi emr olundu. Yalnız kad kâmeti`s-salâtü (lâfzı) müstesnâ (ki onu iki def`a söylemekle me`mûr oldu).
|
|
Hadis No |
359 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Şeytanın Ezandan Ürküp Kaçması Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Namaza nidâ edildiği vakit şeytan ezânı işitmemek için (yâhud ezan sesini duymıyacak yere kadar, yâhud duymıyayım diye) yüz-geri edip (kemâl-i telâş ile) yellene yellene kaçar. Nidâ bitince yine (vesvese etmek üzere döner) gelir. Namaz için tesvîb (yâni ikâmet) edilince yine (evvelki gibi) yüz-geri edip kaçar. Tesvîb de bitince yine (vesvese için) gelip insan ile nefsi arasına sokulur. Falan şeyi hatırla, falan şeyi hatırla diyerek (namazdan evvel insanın) hiç de aklında olmayan şeyleri yâdettirir (durur). Tâ (insan) kaç rek`at kıldığını bilmez oluncaya kadar (kendisiyle uğraşır)
|
|
Hadis No |
360 |
|
Konu |
Müezzinlerin Fazîleti;namazda Şeytan Vesvesesi |
Başlık |
Ezân Okumanın Fazîleti Hakkında Ebû Saîd-i Hudrî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Müezzin sesinin yetiştiği yere kadar ins, cin, (hattâ) hiçbir şey yoktur ki (ezânı) duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin için (hüsn-i) şahâdette bulunmasın.
|
|
Hadis No |
361 |
|
Konu |
Ezan |
Başlık |
Ezânın, İslâm Dîni`nin Şiârı Olduğuna Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kavmin üzerine bizi gazâya götürdüğü vakitlerde sabah olmadıkca bize hücûm ettirmezdi. (Sabah olunca) beklerdi: Ezan (sesi) işitirse (harpten) vazgeçerdi. Ezan (sesi) işitmezse kendilerine baskın ederdi.
|
|
Hadis No |
362 |
|
Konu |
Müezzinin Söylediklerini Tekrar |
Başlık |
Ezan Sesini Duyan Kimselerin Ne Şekilde Hareket Edeceklerine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Müezzinin) nidâsını işittiğinizde, (siz de) onun dediği gibi deyiniz.
|
|
Hadis No |
363 |
|
Konu |
Müezzinin Söylediklerini Tekrar |
Başlık |
Ezan Sesini Duyan Kimselerin Ne Şekilde Hareket Edeceklerine Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Muâviye B. Ebî Süfyân |
Hadis |
Müşârün-ileyhin (birgün ezan okunurken) müezzinin dediklerini ... ye kadar tekrâr etmiş, (müezzin) ... dediği vakit ... demiş, (ondan sonra da): "Peygamberiniz salla`llâhu aleyhi ve sellem`in işte böyle söylediğini işittim." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
364 |
|
Konu |
Ezan Sonunda Okunacak Duâ;hz. Peygamber`in Şefâati |
Başlık |
Ezân İşitildiği Zaman Yapılacak Duâ Ve Peygamberimizin Şefâati Hakkında Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim ezânı işittiği zaman ... derse kıyâmet gününde benim şefâatim ona râygân olur.
|
|
Hadis No |
365 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti;ilk Safta Bulunmanın Fazîleti;müezzinlerin Fazîleti |
Başlık |
Ezân Okumanın, İlk Safda, Namazların İlk Vaktindeki Cemâatlerde Ve Yatsı İle Sabah Cemâatlerinde Bulunmanın Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Nâs, ezan (okumak) da ve saff-ı evvelde (bulunmakta) ne (bereketler, hayır)lar olduğunu bilseler de (onlara nâil olmak için) kur`a atmaktan başka çâre bulamasalar kur`a atarlar. (Her namazın) ilk vaktinde (ki cemaatler) de olan (fazîlet)i bilseler (onlara yetişmek için) yarış ederler. Yatsı ile sabah (cemâatlerin) deki Eltâf-ı İlâhiyyeyi bilseler emekliye emekliye, (yâhud sürtüne sürtüne) de olsa onlara gider (terketmez)ler.
|
|
Hadis No |
366 |
|
Konu |
Sâhur Yemeği |
Başlık |
Bilâl`in Sahûr Vakti Sonunda Ezân Okuduğuna Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bilâl, ezânını gece okuyor. İbn-i Ümmi Mektûm ezân okuyuncaya kadar yiyip içiniz. (İbn-i Ömer radiya`llâhu anhümâ, yâhud aradaki râvîleriden biri) der ki: İbn-i Ümmi Mektûm a`mâ bir kimse idi. Kendisine: "Sabah oluyor." denmedikce ezan okumazdı.
|
|
Hadis No |
367 |
|
Konu |
Sabah Namazının Sünneti |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Fecr-i Sâdıkın Hulûlünden (fecir Aydınlığı İyice Belirdikten Sonra Ezân İle İkâmet Arasında İki Rek`at Namaz Kıldığına Dâir Hafsa (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Hafsa Bint-i Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Müezzin sabah vaktini bekleyip sabah belir(diğini gör)ünce Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (farz) namaz ikâme olunmazdan evvel (hemen) hafif iki rek`at (namaz) kılardı.
|
|
Hadis No |
368 |
|
Konu |
Namaza Uyandırmak;sâhur Yemeği |
Başlık |
Fecirden Evvel Ezân Okunabileceğine Dâir İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bilâl`in ezânı hiç birinizi sahûrundan alıkoymasın. Çünkü o, (henüz) gece (iken) ezân okur. Tâ ki (namazda) kâim olanınızı (kıyâmından artık sabah yaklaşıyor diye) vaz geçirsin. Uykuda olanınızı da uyandırsın. Fecir böyle değildir. Tâ böyle olmayınca (fecir olmaz). (Râvî) der ki: (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz Hazretleri böyle değildir derken mübârek) parmaklarını yukarıya kaldırıp baş aşağı dikti. (Tâ böyle olmayınca derken de) sebbâbelerini (yâni şahâdet ve orta parmaklarını üst üste bindirip sağa sola uzatmak sûretiyle işâret buyurdu.
|
|
Hadis No |
369 |
|
Konu |
- |
Başlık |
"her İki Ezân (ezân Ve İkâmet) Arasında (kılmak) İsteyen İçin Bir Namaz Vardır." Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mugaffel-i Müzenî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem üç kere: "Her iki ezân (yâni her ezân ile ikâmet) arasında (kılmak) isteyen için bir namaz vardır." buyurdu. (Yine Abdullâh b. Mugaffel`den gelen) diğer rivâyette de: "Her iki ezân arasında bir namaz vardır, her iki ezân arasında bir namaz vardır." buyurduktan sonra üçüncüsünde: "İsteyen için." (sözünü ilâve) buyurdular.
|
|
Hadis No |
370 |
|
Konu |
Ezan;imamlık |
Başlık |
Hazar Ve Seferde Vakit Girdiğinde Ezân Okumağa, İkâmet Etmeğe Ve En Yaşlı Kimsenin İmâmetine Dâir Mâlik İbn-i Huveyris Hadîsleri |
Ravi |
Mâlik B. El-huveyris |
Hadis |
Şöyle demiştir: Kavmimden ben on kişi ile berâber Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gelmiştim. Nezd(-i âlîler) inde yirmi gün kaldık. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem mü`minlere) rahîm idi. Rıfk ile mecbûl idi. Ehl ü ıyâlimizi özlediğimizi görünce bize: "Haydin (kendi ehlinizin yanına) dönünüz. Yanlarında bulununuz. Onlara (dîni) öğretiniz. (Beni nasıl namaz kılar gördünüzse öylece) namaz kılınız. Namaz (vakti) geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En yaşlınız da size imam olsun." buyurdu.
|
|
Hadis No |
371 |
|
Konu |
Ezan;imamlık;kamet |
Başlık |
Hazar Ve Seferde Vakit Girdiğinde Ezân Okumağa, İkâmet Etmeğe Ve En Yaşlı Kimsenin İmâmetine Dâir Mâlik İbn-i Huveyris Hadîsleri |
Ravi |
Mâlik B. El-huveyris |
Hadis |
İki kimse seferi niyet ederek Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nezdine (vedâa) geldiler. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Buradan çıktığınızda (her namaz vakti geldikçe) ezân okuyunuz. Sonra ikâmet ediniz. Sonra en yaşlınız imâm olsun." buyurdu.
|
|
Hadis No |
372 |
|
Konu |
Ezan |
Başlık |
Soğuk Ve Yağmurlu Zamanlarda, Bulunulan Yerde Namaz Kılınabileceğine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem seferde iken soğuk, yâhud yağmurlu gecede müezzine ezân okumasını ve ardından da: "Haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerlerde kılınız." diye nidâ etmesini emrederdi.
|
|
Hadis No |
373 |
|
Konu |
Namaza Giderken Sekînet Üzere Olmak |
Başlık |
Cemâate Yetişmek İçin Acele Etmiyip Sekînet Ve Vakâr İle Gitmeğe Dâir Ebû Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) biz Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namazda iken bir çok kimselerin koşuşma (ve haykırışma) seslerini duydu. Namazı kıldırdıktan sonra: "Ne oluyorsunuz?" diye sordu. "Namaz(a yetişmek) için acele ettik" dediler. Buyurdu ki: (Hayır,) öyle yapmayınız. Namaza geldiğinizde (vakar ve) sekînetden ayrılmayınız. (Ağır ağır yürüyünüz). Namazın yetiştiğiniz kadarını (imam ile berâber) kılar, fevt ettiğinizi de sonra yalnız) itmâm edersiniz.
|
|
Hadis No |
374 |
|
Konu |
Namaza Giderken Sekînet Üzere Olmak |
Başlık |
İkâmet Edilip İmam Ayağa Kalkmadan Cemâatin Ayağa Kalkmamasına Dâir Ebû Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Namaz ikâme edildiği vakit beni (hücremden çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız. (Sekînet üzere olunuz)" buyurdu.
|
|
Hadis No |
375 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bu Hususta Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a yatsı) namaz(ı) ikâme edilirken Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem mescidin bir tarafında biri ile yavaş yavaş konuşuyordu. Cemâat(in bir takımı) uyuklayıncaya kadar (sözü uzattı ve) namaza durmadı.
|
|
Hadis No |
376 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Ezân Okunup Da Cemâati Bırakıp Namaza Gelmeyenler Hakkında Peygamberimizin Tehdîdi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
(Senedi muttasıl ile) ravi, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Nefsim yed-i kudretinde olan Allâh`a kasem olsun, içimden öyle geçiyor ki, (bir çok) odun yığdırayım. Sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim de birine cemâate imam olsun diyeyim. Sonra o cemâati bırakıp (namaza gelmeyen) kimselerin üzerlerine gidip evlerini (kendileri içerde iken) yakıvereyim. Nefsim yed-i kudretinde olan Allâh`a kasem ederim ki, (cemâatten) bu (geri kala)nların her hangisi (burada) semiz etli bir kemip parçası, yâhud iki tâne a`lâ paça bulacağını aklı kesse (hemen) yatsıya gelir.
|
|
Hadis No |
377 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti |
Başlık |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti Hakkındaki Rivâyetler |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece efdaldir.
|
|
Hadis No |
378 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti |
Başlık |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti Hakkındaki Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Cemâatle kılınan namaz, birinizin yalnız başına kıldığı namazdan yirmi beş derece efdaldir. Gece melâikesi ile gündüz melâikesi de salât-ı fecirde buluşurlar.
|
|
Hadis No |
379 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Uzak Yerden Cemâatea Gitmenin Ve Namaza Muntazır Olmanın Fazîletine Dâir Ebû Mûsâ El-eş`arî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, namazdan dolayı nâsın en büyük ecre müstahak olanı (mescid-i cemâata) derece derece uzaktan yürüy(üp gel)enleridir. İmâm ile berâber kılayım diye namaza muntazır olan kimse de (hemen) kılıp yatıverenden daha büyük ecre nâil olur.
|
|
Hadis No |
380 |
|
Konu |
Şehitler |
Başlık |
Yol Üzerinde İnsanlara Eziyet Veren Bir Şeyi Kaldırmanın Fazîletine Ve Şühedâya Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi;şehîdin Lûgavî Ve Şer`î Ma`nâları |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Vaktiyle) biri yolda giderken güzergâhının üstünde bir diken dalı buldu. Onu alıp (yoldan dışarıya) attı. Allâhu Teâlâ bu (ameli) ni hüsn-i kabûl buyurup günahlarını mağfiret etti. Sonra (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Şühedâ beştir: Tâûndan ölen, karın illetinden vefât eden, suda boğulan, yıkık altında kalıp ölen, bir de Allah yolunda şehîd olan, yâni katlolunan. Hadîsin bakıyesi (yukarıda) geçmişti.
|
|
Hadis No |
381 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti |
Başlık |
Namaz İçin Atılacak Ziyâde Adımların Ecrine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Ensârdan) Benû Selime (Mescid-i Şerîf-i Nebevî`ye uzak düşen) menzillerinden göçüp Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`e yakın gelmek istedilerdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne`yi (koruyan bu menzillerini) ıssız bırakmalarını arzu etmediler. Ve onlar: "Âsârınızı (yâni attığınız adımların ecrini) hesâba katmaz mısınız?" buyurdular.
|
|
Hadis No |
382 |
|
Konu |
Münâfığın Alâmetleri |
Başlık |
Sabah İle Yatsı Namazlarını Cemâatle Kılmanın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı.
|
|
Hadis No |
383 |
|
Konu |
Âdil Devlet Başkanı;allah İçin Sevmek;allah Korkusu İle Ağlamak;cemâate Devamın Fazîleti;gençlikte İbâdet;iffeti Korumak;sadakayı Gizli Vermek |
Başlık |
Kıyâmet Günü Allâh`ın Zılli Altında Barınacak Yedi Sınıf İnsan |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) ravi, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`in şöyle buyurduklarını rivâyet etmiştir: Yedi kimseyi Allâhu Teâlâ kendi zıllinden başka zıl olmayan (Kıyâmet) gününde kendi zılli altında barındıracaktır: (Birincisi) imâm-ı âdil, (ikincisi) Rabbine (tâat ve) ibâdet içinde perverde olmuş genç, (üçüncüsü) gönlü mescidlere merbut olan kimse, (dördüncüsü) Allah yolunda sevişip buluşmaları da, ayrılmaları da buna müstenid olan iki kimsenin her biri, (beşincisi) mansıb ve cemâl sâhibi bir kadının matlûbu olduğu halde "Ben Allah`dan korkarım" diyerek harâmı irtikâb etme)yen erkek, (altıncısı) infâk ettiğinden solundaki haberdâr olmayacak kadar ahfâ olarak sadaka veren adam, (yedincisi de) tenhâda (lisânen, yâhud kalben) Allâhu Teâlâ`yı zikredip de gözü (dolup) taşan kişi.
|
|
Hadis No |
384 |
|
Konu |
Cemâate Devamın Fazîleti |
Başlık |
Namaz İçin Mescide Gidip Gelmenin Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Her kim (namaz için) mescide gidip gelirse her gidip geldikce Allâh(u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri) ona Cennetteki konağını tehiyye ve ihzâr eder." buyurdukları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
385 |
|
Konu |
Namazların Rekât Sayısı |
Başlık |
Sabah Namazı İkâme Olunurken Namaz Kılan Bir Kimseyi (peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Tevbîhine Dâir Abdullah İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir sabah) namaz ikâme edilmiş iken birinin iki rek`at (sünnet) kıldığını gördü. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namazdan çıkınca oradakiler etrâfını sardılar. -Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (tevbîh olarak) ona: "Sabahı (da) mı dört kılıyorsun? Sabahı (da) mı dört kılıyorsun?" buyurdu.
|
|
Hadis No |
386 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Hasta Oldukları Halde Cemâatle Namaza İcâbet Buyurmaları Hakkında Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, vefâtiyle netîcelenen hastalığa tutulduğu zaman (bir kere) namaz vakti gelmiş, ezan da okunmuştu. "Ebû Bekr`e söyleyin de nâsa kıldırsın." buyurdu. "(Yâ Resûlâ`llâh) Ebû Bekr pek yufka yüreklidir. Senin makâmında durup da halka namaz kıldıramaz" denildi. (Evvelki emrini) tekrar buyurdu. Yine kendisine böyle söylendi. Üçüncü def`a yine o emrini tekrarlayıp: "Şüphesiz ki siz Yûsuf (aleyhi`s-selâm)`ın savâhibisiniz. (Yâni onun günündeki kadınlar gibisiniz). Ebû Bekr`e söyleyin (diyorum) nâsa namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bekr (es-Sıddîk radiya`llâhu anh mihrâba) geçip namazı kıldırdı. (Bu namazlardan biri esnâsında) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (vücûd-i mübârekinde) hafiflik his buyurup iki kimseye dayanarak (namaza) çıktı. Tâkatsızlığından dolayı (yürürken) mübârek ayaklarını yerlerde sürüdüğü hâlâ gözümün önündedir. Ebû Bekr geriye çekilmek istedi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Yerinde dur" diye işâret buyurdu. Sonra (ileriye) götürüle götürüle Ebû Bekr`in tâ yanına oturtuldu. -(Râvî A`meş`e: "(Nasıl?) namazı Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem kıldırıyordu da Ebû Bekr onun namazına, cemâat de Ebû Bekr`in namazına tebean (mı?) namaz kılıyorlardı" (diye sordular -A`meş, başı ile evet dedi). - Bir rivâyette de: "(Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) Ebû Bekr`in soluna oturdu. Ebû Bekr de ayakta namaz kılıyordu" denilmiştir.
|
|
Hadis No |
387 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Hasta Oldukları Halde Cemâatle Namaza İcâbet Buyurmaları Hakkında Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hastalığı ağırlaşıp da ağrısı iştidâd ettiği zaman benim evimde bakılmak üzere zevcât(-ı tâhirât)ından izin istedi. Onlar da izin verdiler. Hadîsin bakıyyesi demincek geçti idi.
|
|
Hadis No |
388 |
|
Konu |
Cuma Namazı Ve Hutbesi |
Başlık |
İbn-i Abbâs`ın Resûl-i Ekrem`e Tebaan Çamurlu Bir Günde Nâsa Cum`ayı Evlerde Kılmalarını Müezzine Nidâ Ettirmesi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) Çamurlu bir günde nâsa (Cum`a) hutbe(sini) îrâd edeceği sırada müezzine "Namaz evlerde kılınacak!" diye nidâ etmesini emretmiş. (Bunun üzerine) nâs (bu sözden) hoşlanmamış gibi biribirlerine bakışmışlar. (İbn-i Abbâs radiya`llâhu anh) demiş ki: (Ne o?) Gâlibâ bunu siz beğenmediniz. (Halbuki) bunu -Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i kastederek- benden (çok) hayırlı olan bir zat yapmıştır. Bu (yâni Cum`a namazı) mütehattim ve vâcib (bir şey) dir. Ben ise sizi (olduğunuz yerlerden) çıkarmak istemedim.
|
|
Hadis No |
389 |
|
Konu |
Duha Namazı (kuşluk Namazı);kuşluk Namazı |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem)in Duhâ Namazı Kıldıklarına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ensârdan biri: "(Yâ Resûla`llâh) Ben seninle namaz kılmağa gelemiyorum." dedi. O zât şişman bir kimse idi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem için taâm pişirip hânesine da`vet etti. Bir hasır yayıp kenarına su serpti. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de o hasırın) üzerinde iki rek`at namaz kıldırdı. Âl-i Cârud`dan (bunu işiden) biri Enes radiya`llâhu anh`e: "Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem duhâ namazı kılar mı idi?" diye sordu. O da: "O günden başka kıldığını görmedim." dedi.
|
|
Hadis No |
390 |
|
Konu |
Akşam Namazını İftardan Sonraya Bırakmak |
Başlık |
Akşam Yemeği Hazır Olduğunda, Namazdan Önce Yemeğin Yenilmesine Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Akşam yemeğiniz önünüze konduğu vakit, akşam namazını kılmadan yemeğe başlayınız. Acele edip de yemeğinizi bırakmayınız.
|
|
Hadis No |
391 |
|
Konu |
Ev İşlerini Görmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem)in, Hâne-i Saâdetlerinde Ehl-i Beytlernin Hizmetinde Bulundukları Ve Namaz Vakti Gelince De Namaza Çıktıkları Hakkında Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Müşârün-ileyhâya Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Hâne-i Saâdetlerinde ne işle meşgûl olduklarını sordular. "Kendi ehl-i beytlerinin hizmetinde bulunurlardı. Namaz vakti gelince namaza çıkarlardı" cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
392 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Nasıl Namaz Kıldıklarına Dâir Mâlik İbn-i Huveyris Rivâyeti |
Ravi |
Mâlik B. El-huveyris |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Asıl) arzum namaz kılmak olmadığı halde size namaz kıldıracağım. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i nasıl namaz kılar gördümse öyle kıldıracağım.
|
|
Hadis No |
393 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Hastalığında Ebûbekr`in İmam Oluşu |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn, Hastalığında İmâmete Ebû Bekr (radiya`llâhu Anh) İ Tevkîl Etmesi Hakında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Mervî hadîsi ki (yukarıda 387 nci olarak) geçmişti. Bu rivâyete göre de (Ümmü`l-Mü`minîn Hazretleri) şöyle diyor: "(Yâ Resûla`llâh) Ebû Bekr, Senin makâmında (yâni namaz kıldırdığın mihrabda) durursa ağlamaktan (kırâeti) nâsa işittiremez. Ömer`e ferman buyur da nâsa o kıldırsın" dedim. Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: Hafsa (radiya`llâhu anhâ) ya da: "Ebû Bekr senin makâmında durursa ağlamaktan (kırâeti) nâsa işittiremez. Ömer`e ferman buyur da nâsa o kıldırsın de." dedim. Hafsa (dediğimi) yaptı. Onun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Yeter, (sus,) Yûsuf (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm)ın savâhibi şüphesiz ki sizlersiniz. Ebû Bekr`e söyleyin (diyorum) halka namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Hafsa radiya`llâhu anhâ, Âişe radiya`llâhu anhâ`ya: "(Zâten) senden bana hayır gelecek değildi." di(ye canının sıkıldığını izhâr et)di.
|
|
Hadis No |
394 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Hastalığında Ebûbekr`in İmam Oluşu |
Başlık |
Nebiyy-i Muhterem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Vefatları İle Netîcelenen Hastalıklarında Son Bir Defa Ayakta Odalarının Perdesini Kaldırarak Mescid`de Ashâbının Namaz Kılmalarına Bakarak Tebessüm Buyurduklarına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hâbeye Mescid-i Şerîf-i Nebevî`de) Ebû Bekr (radiya`llâhu anh) namaz kıldırıyordu. (Enes der ki:) Nihâyet pazartesi günü olunca saf saf (sabah) namaz(ın)a durduğumuz esnâda Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem hücrelerinin perdesini kaldırıp bizi temâşâya başladı. Ayakda duruyor ve dîdâr-ı tâb-dârı varaka-i Mushaf gibi (parıl parıl) parlıyordu. Sonra tebessüm buyurarak güldü. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i görmekle (o kadar sevindik ki) sevincimizden az kalsın namazı bozuyorduk. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza çıkıyor zanniyle (ilk) saffa girmek için geri geri gelmeğe başladı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bize namazınızı tamamlayınız, diye işâret buyurup perdeyi örttü. İşte o gün rûh-i mübârekleri A`lâ-yı İlliyyîne pervaz buyurdu. (Salla`llâhu aleyhi ve sellem teslîmen kesîren dâimen ebedâ.)
|
|
Hadis No |
395 |
|
Konu |
Alkış;namazda İmâmı Îkaz İçin Tesbih |
Başlık |
Namazda İken Erkekler İçin (bir Şey Ârız Olduğunda) El Çırpmanın Menhî Olduğuna; Böyle Bir Durumda Tesbîh Edilmesine, El Çırpmanın Kadınlara Mahsûs Olduğuna Dâir Sehl İbn-i Sa`d Hadîsi |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere) ıslâh-ı beyn için Benû Amr b. Avf (yurdun)a teşrîf etmişti. Namaz vakti geldi. Müezzin (Bilâl radiya`llâhu anh) Ebû Bekr (radiya`llâhu anh)`e gelip: "Nâsa namaz kıldırır mısın, ikâme(-i salât) edeyim mi?" diye sordu. O da: "Evet" dedi. Ve namaza başladı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, nâs namazda iken teşrîf etti. (Safları yara yara birinci) saffa vardı. (Onu gören) cemâat el çırptılar. Ebû Bekr (radiyallâhu anh) namazı kılarken başını çevir (ip hiçbir tarafa bak) mazdı. (Arkasındaki) cemâat el çırpmayı çoğaltınca başını çevir(ip bak)dı. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i gördü. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Yerinde dur!" diye kendisine işâret buyurdu. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh) ellerini kaldırıp Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in kenidsine olan bu emrinden dolayı Allâh`a hamd ü senâ etti. Sonra Ebû Bekr (radiya`llâhu anh birinci) saffa girinceye kadar geri geri gitti. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de içeriye geçip namazı kıldırdı. Namazdan çıkınca: "Yâ Ebâ Bekr, sana emrettiğim vakit yerinde kalmaktan seni meneden ne idi?" diye sordu. Ebû Bekr de: "İbn-i Ebî Kuhâfe için Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in önünde (durup) namaz kılmak lâyık olmaz." dedi. (Ondan sonra) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (cemâate dönüp): "Size ne oluyordu? El çırpmayı neden bu kadar çoğalttınız? Namazda iken her kim bir şey ârız olduğunu görürse tesbîh etsin. Tesbîh ettiği vakti (elbette) kendisine (imam tarafından) iltifat ve dikkat olunur. El çırpmak kadınlara mahsustur." buyurdu.
|
|
Hadis No |
396 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Hastalığında Ebûbekr`in İmam Oluşu |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Son Hastalığı Günlerinde Cemâate Namaz Kıldırmak İçin Davranması, Bayılıp Buna Muktedir Olamayınca Namazı Ebû Bekr`in Kıldırmasını Emir Buyurmaları Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ağırlaştığı zaman: "Nâs namazı kıldılar mı?" diye sordu. "Hayır, yâ Resûlâ`llâh, Sana intizâr ediyorlar." dedik. "(Öyle ise) benim için liğene su koyunuz" diye emretti. Su koyduk. İğtisâl buyurdu. Kalkmaya davranırken bayıldı. Sonra ayıldı. (Yine): "Nâs namazı kıldılar mı?" diye sordu. "Hayır, yâ Resûlâ`llâh, Sana intizâr ediyorlar." dedik. (Yine): "Benim için Liğene su koyunuz." buyurdu. Oturup iğtisâl etti. Sonra kalkmağa davranırken (yine) bayıldı. Sonra ayıldı. (Yine): "Nâs namazı kıldılar mı?" diye sordu. "Hayır, yâ Resûlâ`llâh, Sana intizâr ediyorlar." dedik. (Yine): "Benim için Liğene su koyunuz." buyurdu. (Yine) oturup iğtisâl etti, sonra kalkmağa davrandı. (Yine) bayıldı. Sonra ayıldı. (Yine): "Nâs namazı kıldılar mı?" diye sordu. "Hayır, yâ Resûlâ`llâh, Sana intizâr ediyorlar." dedik. (O sırada) nâs mescidde Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i yatsı namazına bekleyip duruyorlardı. Bunun üzerine Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem nâsa namaz kıldırması için Ebû Bekr`e (haber) gönderdi. Haberci Ebû Bekr`e gidip: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem nâsa namaz kıldırmanı sana emrediyor" dedi. Ebû Bekr -ki yüreği yufka bir zât idi- (Ömer`e): "Yâ Ömer, nâsa sen kıldır." dedi. Ömer, ona: "Sen buna ehaksın" cevâbını verdi. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hasta olduğu) o günlerde namazı Ebû Bekr kıldırdı. Hadîsin mâba`di yukarıda geçmişti.
|
|
Hadis No |
397 |
|
Konu |
İmâma Uymak;imamlık |
Başlık |
Nebiyy-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz`in Hastalığı Esnâsında Oturduğu Halde Cemâate İmâmetine Ve Cemâate Namazlarını Nasıl Kılmaları Gerektiğini Îzâh Buyurduklarına Dâir Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem hasta olduğu halde Hâne-i Saâdette (bir def`a) namaz kıldırdı idi. (Bu) namazı (kendisi) oturarak, birtakım kimseler de arkasında ayakda kıldılar. Onlara: "Oturunuz." diye işâret buyurdu. Namazdan çıktığında buyurdu ki: İmam, kendisine uyulsun diye imam edilir. Öyle olunca o, rükûa vardığı vakit rükûa varınız. (Başını) kaldırdığı vakit de siz (başınızı) kaldırınız. (Semia`llâhu limen hamideh) dediği vakit (Rabbenâ leke`l-hamd) deyiniz. Oturduğu halde kıldığı vakit hep oturarak kılınız.
|
|
Hadis No |
398 |
|
Konu |
İmâma Uymak |
Başlık |
Namazda İmama Mütâbeat Hakkında Berâ` İbn-i Âzib Hadîsi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Semia`llâhu limen hamideh) dediğinde Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem secdeye varmadıkça hiçbirimiz (secdeye varmak için) belimizi bükmezdik. Biz Ondan sonra (ve Ona tebean) sücûda varırdık.
|
|
Hadis No |
399 |
|
Konu |
İmâma Uymak;namazda İmamdan Önce Hareket |
Başlık |
İmamdan Evvel Başı Secdeden Kaldırmanın Kerâhetine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İmamdan evvel başını (secdeden) kaldıran her hanginiz, acabâ şundan korkmaz mı ki, Allâhu Teâlâ, başını eşek başına -yâhud sûretini, eşek sûretine- çevirsin?
|
|
Hadis No |
400 |
|
Konu |
Ulû`l-emre İtâat |
Başlık |
"üzerinize Başı Kuru (kara) Üzüm Tânesi Gibi Olan Bir (abd-i) Habeşî De Âmil Nasbedilmiş Olsa, Onu Dinleyiniz Ve İtâat Ediniz" Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Üzerinize başı kuru (kara) üzüm tânesi gibi olan bir (abd-i) Habeşî de âmil nasbedilmiş olsa, onu dinleyiniz ve itâat ediniz" buyurdukları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
401 |
|
Konu |
Ulû`l-emre İtâat |
Başlık |
"(imamlar) Sizin İçin Namaz Kılarlar. Eğer İsâbet Ederlerse Hem Sizlere, Hem Onlara (namaz Sevâbı Var) Dır. Eğer Hatâ Ederlerse Sizler İçin Sevab, Onlar İçin Ikâb Vardır." Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, (imamlar) sizin için namaz kılarlar. Eğer isâbet ederlerse hem sizlere, hem onlara (namaz sevâbı var)dır. Eğer hatâ ederler (, ısâbet etmezler)se sizler için sevâb, onlar için ıkâb vardır.
|
|
Hadis No |
402 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Namazda Me`mûnun İmamın Neresinde Duracağına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Teyzesi (Ümmü`l-Mü`minîn Meymûne binti`l-Hâris el-Hilâliyye radiya`llâhu anhâ)nın hânesinde gecelemesine dâir hadîsi ki, evvelce geçmişti. Bu rivâyette ise (İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ): "Sonra (uykuya mahsus) teneffüsleri duyulacak kadar uyudu. Zâten uyuyunca seslice teneffüs etmek mu`tâd-ı şerifleri idi. Sonra müezzin (Bilâl gelip) kendilerine (namaz vaktini) haber verdi. Bunun üzerine çıkıp namaz kıldılar. Ve abdest almadılar" diyor.
|
|
Hadis No |
403 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazı Uzatmamak |
Başlık |
Farz Namaz Kılan Kimsenin Nâfile Kılana İktidâsı Hakkında Câbir İbn-i Abdillâh Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Muâz b. Cebel radiya`llâhu anh (her def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in arkasında (yatsı) namazını kıldıktan sonra dönüp kavmine (yâni Benû Selime`ye o namaz için) imâmet ederdi. (Bir def`asında) yatsıyı kıldırdı. Ve Sûre-i Bakare`den (başlayıp) okumağa kalktı. (Cemâatinden) biri ayrıl(ıp namazı yalnız kıl)dı. Muâz (radiya`llâhu anh) onun hakkında fenâ söz söyler gibi oldu. Keyfiyyet Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bâliğ olunca Muâz`a üç kere: "Fettansın, fettansın, fettansın", yâhud: "Fâtin oldun, fâtin oldun, fâtin oldun" buyurdu. Ve mufassalın evsatından iki sûre ile (kıldırılmasını) emretti.
|
|
Hadis No |
404 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazı Uzatmamak |
Başlık |
Cemâati Tenfîr Edecek Şekilde Namazı Uzatmanın Doğru Olmadığına Dâir İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mes`ûd Ukbe İbn-i Amr |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bir def`a) biri gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, filânca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki, vallâhi sabah namazına gitmekten (âdetâ) geri kalıyorum." dedi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i hiçbir mev`ızada o günkü kadar gazablı görmedim. Sonra buyurdu ki: "(Ey nâs,) içinizden bâzı kimselerde cemâati tenfîr (hasleti) vardır. Her hanginiz namaz kıldıracak olursa hafif tutsun. Çünkü (cemâatin) içinde zaîf olanı var, yaşlı olanı, iş-güç sâhibi olanı var."
|
|
Hadis No |
405 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bu Bâbda Vârid Olan Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Yine Câbir radiya`llâhu anh`in Muâz (b. Cebel) hakkındaki hadîsi ki (buradaki rivâyete nazaran) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Muâz`a: ... sûreler (i gibiler)ini okumalı değil miydin?" buyurmuşlardır.
|
|
Hadis No |
406 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazı Uzatmamak |
Başlık |
Bu Bâbda Vârid Olan Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
"Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem namazı (hem) îcâz, (hem) de ikmâl sûretiyle kıldırdı." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
407 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazı Uzatmamak |
Başlık |
Bu Bâbda Vârid Olan Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Çok kere) ben namaza (kırâeti) uzatmak niyyetiyle dururum da (geriden) bir çocuğun ağladığını duyunca anasına meşakkat (ve zahmet) getirmeyeyim diye namazımı kısa keserim.
|
|
Hadis No |
408 |
|
Konu |
Namazda Safları Sık Ve Düzgün Tutmak |
Başlık |
Namazda Safların Düzgün Ve Sıkı Olması Hakkında Nu`mân İbn-i Beşîr Ve Enes İbn-i Mâlik (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsleri |
Ravi |
Nu`mân B. Beşîr |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ya saflarınızı düzeltiniz, ya Allâhu Teâlâ`nın yüzlerinizi ayrı ayrı taraflara çevireceğini muhakkak bilesiniz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
409 |
|
Konu |
Namazda Safları Sık Ve Düzgün Tutmak |
Başlık |
Bu Hususta Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Namaz saflarınızı doğrultunuz ve sımsıkı birbirinize yapış(ıp aranızda boşluk bırakma)yınız. Zîrâ ben sizi arkamdan (da) görüyorum." buyurdu.
|
|
Hadis No |
410 |
|
Konu |
Gece Namazı (teheccüt);teheccüd |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Gece Namazı Hakkında Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem gece vakti olunca hücre(-i şerîfe)sinde namaz kılardı. Hücrenin duvarı alçacık olduğu gibi nâs Nebiyyu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (namaz kılarken) şahs-ı mübârekini (yâni karaltısını) gördüler. Birtakım kimseler namaza durup kendisine iktidâ ettiler. Sabah olunca bu (yaptıkları)nı arzettiler. Ertesi gece (yine gece namazına) kalktı. (Yine) birtakım kimseler kendisine iktidâen namaza durdular. Bu işi iki, yâhud üç gece (tekrâr) ettiler. Ondan sonra (ki gece) olunca Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (evinde) oturdu. Ve ortaya çıkmadı. Sabah olunca bâzı kimseler (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e sebebini anlamak için) bunu da arzettiler. (Cevâben): "Gece namazı size farz olacak diye korktum." buyurdu.
|
|
Hadis No |
411 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti;evlerde Kılınan Nâfile Namazın Fazîleti;gece Namazı (teheccüt);teheccüd |
Başlık |
Nâfile Namazların Evlerde Kılınmasının Fazâili Hakkında Zeyd İbn-i Sâbit Hadîsi |
Ravi |
Zeyd B. Sâbit |
Hadis |
Rivâyetinden vârid olan yine bu hadîsde (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) "Yaptığınızı gördüğüm şu işi beğendim. (Lakin yine) ey nâs, (bu nevâfili) evlerinizde kılınız. Zîrâ namazın efdali insanın kendi evinde kıldığı namazdır. Meğer farz ola (ki onu mescidde cemâatla kılmak efdaldir) buyurdu" ziyâdesi vardır.
|
|
Hadis No |
412 |
|
Konu |
İmâma Uymak;rükû` Ve Sücûd Tekbirleri |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem)in, Namazda İftitah Tekbîri İle Rükû` Ve Sücûduna Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza başladığında (mübârek) ellerini omuzlarının hizâsına kadar kaldır(ıp tekbîri öyle al)ırdı. Rükû` için tekbîr aldığında ve rükû`dan (mübârek) başını kaldırdığında yine (ellerini) öylece kaldırır ... buyururdu. Sücûd (a vardığın) da (ise) bunu yapmazdı.
|
|
Hadis No |
413 |
|
Konu |
Namazda El Bağlamak |
Başlık |
Namazda Kıyamda İken Ellerin Nasıl Konulacağına Dâir Sehl İbn-i Sa`d Hadîsi |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in gününde) nâsa, namaz kılarken sağ ellerinizi sol bileklerinizin üzerine koyunuz, diye emrolundu.
|
|
Hadis No |
414 |
|
Konu |
Namazda Fâtiha Okumak |
Başlık |
Namaza Fâtiha İle Başlandığına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ebû Bekr ve Ömer radiya`llâhu anhümâ namaza (hep) El-hamdü li`llâhi Rabbi`l-âlemîn ile başlarlardı.
|
|
Hadis No |
415 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Tekbîr İle Kırâet Arasında Okudukları Duâ Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (namaz başlangıçlarında iftitah) tekbîr (i) ile kırâet arasında (azıcık) sükût buyururdu. Dedim ki: Yâ Resûla`llâh, anam, babam sana kurbân olsun, tekbîr ile kırâet arasındaki şu sükûtun (nedir? Orada) ne dersin? Buyurdu ki: ... derim.
|
|
Hadis No |
416 |
|
Konu |
Güneş Tutulması Ve Namazı;nâfile Namazı Uzatmak |
Başlık |
Peygamber Efendimiz`in Küsûf Namazı Ve Namazın Sonunda Halka, Kendisine Cennet Ve Cehennem`in Yaklaştırıldığını Beyan Burumaları Hakkında Esmâ` (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Esmâ` B. Ebî Bekr |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz küsuf namazını kıldırdı idi. (Şöyle ki:) Kıyâma durup kıyâmı çok uzattı. Sonra rükûa varıp rükûu (çok) uzattı. Sonra başına kaldırıp kavmeyi (çok) uzattı. Sonra (yine) rükûa varıp rükûu (çok) uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra secdeye varıp sücûdu (çok) uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra (yine) secdeye varıp sücûdu (çok) uzattı. Sonra ayağa kalkıp kıyâmı uzattı. Sonra rükûa varıp rükûu (çok) uzattı. Sonra başını kaldırıp kavmeyi (çok) uzattı. Sonra (yine) rükûa varıp rükûu (çok) uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra secdeye varıp sücûdu (çok) uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra (yine) secdeye varıp sücûdu (çok) uzattı. Sonra namazdan çıktı. -(Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (İyi biliniz,) Cennet bana yaklaştı, (yaklaştı,) o kadar ki, eğer cür`et edeydim salkımlarından bir tânesini (alıp) size getirebilecektim. Cehennem de bana o kadar yaklaştı ki "Ey Rabbim, ben de onlarla berâber miyim" de(meğe başla)dım. (Orada bir de ne göreyim?) bir kadını bir kedi tırmalayıp duruyor. "Buna ne oluyor?" diye sordum. "(Bu kadın) bu kediyi ölünceye kadar haps etti. Ne yiyeceğini verdi, ne de yeryüzündeki haşerattan nafakalansın diye salıverdi." dediler.
|
|
Hadis No |
417 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Öğlen Ve İkindi Namazlarında Kur`ân Okuduğuna Dâir Habbâb Hadîsi |
Ravi |
Habbâb B. El-erett |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunduğuna göre ravi`ye "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem öğlen ile ikindi namazlarında (Kur`ân) okur muydu?" diye sorulmuş. "Evet" demiş. "Ya bunu nereden anlardınız?" diye sorulunca da: "Lihye(-i mübâreke) sinin oynamasından" cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
418 |
|
Konu |
Namazda Gözünü, Başını Çevirmek |
Başlık |
Namazda Gözleri Semâya Çevirmenin Nehyine Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir def`a namaz kıldırıp mübârek yüzünü Ashâb-ı Kirâmına döndürdükten sonra): "Bâzı kimselere ne oluyor ki, namaz kılarlarken gözlerini semâya dikiyorlar?" buyurdu. Bu husûstaki (nasîhat-âmiz) sözlerini o kadar şiddetlendirdi ki, nihâyet: "Bunlar ya (yaptıklarından) vazgeçerler, ya gözler(inin nûr)u (alınıp) kör olur(lar)" buyurdu.
|
|
Hadis No |
419 |
|
Konu |
Namazda Gözünü, Başını Çevirmek |
Başlık |
Namazda Başı Sağa, Sola Çevirmenin Nehyine Dâir Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e namazda iltifât(ın, yâni başını sağa, sola çevirmenin hükmün)ü sordum. "Kulun namazından şeytanın kapıp kaçtığı bir şeydir" buyurdu.
|
|
Hadis No |
420 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Hazret-i Ömer`in, Sa`d`i Kûfe Vâliliğinden Azline Ve Bu Azlin Sebeblerine Dâir Câbir İbn-i Semüre Rivâyeti |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bâzı) Kûfe ahâlîsi Ömer radiya`llâhu anh nezdinde Sa`d`i şikâyet ettiler de (Ömer radiya`llâhu anh) i üzerlerine âmil nasbetti. (Kûfeliler) şikâyeti o kadar ileri götürmüşlerdi ki, namaz kılmasını bile bilmiyor, demişlerdi. Ona adam gönder(ip celbet)di. Ve: "Yâ Ebâ İshak, bu adamlar sen namaz kılmayı bilmiyorsun diye iddiâ ediyorlar. (Sen ne yapıyordun ki?)" diye sordu. (Sa`d): "Vallâhi ben onlara Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazın(a benzer namaz)ı kıldırıp ondan sonra hiçbir şey eksiltmezdim. Yatsı namazını -yâhud öğlen ile ikindiyi- kıldırır(ken) ilk iki rek`atlarda (çok) dururum, son iki rek`atta hafif tutarım" dedi. (Ömer radiya`llâhu anh): "Senin hakkındaki zannımız da (zâten) bu idi" dedikten sonra (tahkîk-ı mes`ele için) birini -yâhud birkaç kimseyi- kendisiyle birlikte Kûfe`ye gönderdi. (Gönderilen zât) Kûfe ahâlîsinden (Sa`d`in hâlini) sordu. Hiçbir mescid bırakmadı ki, oradan (Sa`d`in hâlini) sormasın. Onlar da hep hayırlı senâlarda bulundular. Nihâyet Benû Abs`e âit bir mescide gir(ip herkesi bildiğini Allâh için söylemeğe and vererek da`vet et)di. "Ebû Sa`de" künyesiyle anılan Üsâme b. Katâde isminde biri ayağa kalktı. Ve: "Mâdem ki bize and verdin, (söyliyelim.) Sa`d, askerin başına geçip harbetmez. (Mal) taksîm ederken müsâvât gözetmez. Hüküm (ve kazâsın) da adâlet etmez" dedi. (Bunun üzerine) Sa`d dedi ki: "(Mâdem ki böyle söyledin,) ben de vallâhi (senin aleyhine) üç duâ edeceğim, (dinle): İlâhî, Sen`in bu kulun yalancı ise, (bu sözü) riyâ ve süm`a olsun diye ayağa kalk(ıp söyle)diyse ömrünü uzat, fukarâlığını çoğalt, fitnelere uğrat" dedi. sonraları o adam (hâlinden) suâl edildiği vakit: "Kocamış, fitneye uğramış (zavallı) bir pîr-i fânîyim. Sa`d`in duâsı bana isâbet etti." derdi. Câbir (radiya`llâhu anh) den (bu hadîsi) rivâyet eden (Abdü`l-Melik b. Umeyr) de der ki: Sonraları onu ben de gördüm. Yaşlılıkdan kaşları gözlerinin üzerine sarkmış olduğu halde yolda (rast geldiği) kızlara sataşır, onları çimdiklerdi.
|
|
Hadis No |
421 |
|
Konu |
Namazda Fâtiha Okumak |
Başlık |
Ubâde İbni`s-sâmit (radiya`llâhu Anh) Den Rivâyet Olunan "(namazda) Fâtihatü`l-kitâb`ı Okumayanın Hiç Namazı Yok" Hadîsi |
Ravi |
Ubâde B. Es-sâmit |
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "(Namazda) Fâtihatü`l-Kitâb`ı okumayanın hiç namazı yok" buyurdukları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
422 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Namazını Âdâbınca Kılamayan Bir Bedevîye, Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazı Ta`rîf Buyurmasına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Mescid(-i Şerîf)e girdi. (Derken) biri de girip namaz kıldı. Sonra Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem(in huzûrun)a (gelip) selâm verdi. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) redd-i selâm buyurduktan sonra: "Dön (de yeni baştan) kıl. Çünkü sen (namaz) kılmış olmadın." buyurdu. O kimse dönüp (evvelce) kıldığı gibi (namazı tekrar) kıldı. Sonra gelip Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e selâm verdi. Yine: "Dön (de yeni baştan) kıl. Çünkü sen (namaz) kılmış olmadın" buyurdu. Bu da üç kere oldu. (Nihâyet) o kimse: "Seni hak ile ba`s buyuran (Zât-ı Ecell-ü A`lâ`y)a kasem olsun ki, bunun başka (türlü)sünü bilmiyorum. Bana (doğrusunu) ta`lim buyur" dedi. Bunun üzerine buyurdu ki, namaza durduğun vakitte (ihram) tekbîr(ini) al. Sonra ne kadar kolayına gelirse o kadar Kur`ân oku. Sonra rükûa var(ıp) tâ mutmain (yâni a`zâ-yı bedenin yatışmış) oluncaya kadar (dur.) Sonra başını kaldır(ıp) ayakda (büsbütün) doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var(ıp)tâ mutmain oluncaya kadar (kal). Sonra başını kaldır(ıp) tâ mutmain oluncaya kadar otur. Bunu namazının bütününde (de böylece) yap.
|
|
Hadis No |
423 |
|
Konu |
Namazda Fâtiha Okumak;namazda Kırâeti İlk Rekâtta Uzatmak |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Öğle, İkindi Ve Sabah Namazlarındaki Kırâetine Dâir Ebû Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) öğlen namazının ilk iki rek`atında Fâtihatü`l-Kitâb ile birer sûre tilâvet buyurur, (şu kadar ki,) ilk rek`atta uzun (sûre), ikincisinde kısa (sûre) okur, sırran okuduğu âyeti de ahyânen bize duyururdu. İkindi (namazın) da (ilk iki rek`atta) Fâtiha ile birer sûre tilâvet buyurur ve birincisinde uzun (sûre), ikincisinde kısa (sûre) okurdu. Sabah namazınının (ise) ilk rek`atında (kırâeti) uzatır, ikincisinde kısaltırdı.
|
|
Hadis No |
424 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Akşam Namazlarında Okuduğu Sûreler Dâir Abdullâh İbn-i Abbâs, Zeyd İbn-i Sâbit Ve Cübeyr İbn-i Mut`im Hadîsleri |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a vâlidem) Ümmü`l-Fazl ... (sûresini) okuduğumu işitti. Bana dedi ki: Yavrucuğum, bu sûreyi okumakla billâhi (derdimi) aklıma getir(ip depreştirir) din. Bu sûre, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in akşam namazında okuduğunu en son işittiğim (sûre) dir.
|
|
Hadis No |
425 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Akşam Namazlarında Okuduğu Sûreler Dâir Abdullâh İbn-i Abbâs, Zeyd İbn-i Sâbit Ve Cübeyr İbn-i Mut`im Hadîsleri |
Ravi |
Zeyd B. Sâbit |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i dinledim. Akşam namazında en uzun iki sûrenin uzununu okuyordu.
|
|
Hadis No |
426 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Akşam Namazlarında Okuduğu Sûreler Dâir Abdullâh İbn-i Abbâs, Zeyd İbn-i Sâbit Ve Cübeyr İbn-i Mut`im Hadîsleri |
Ravi |
Cübeyr B. Mut`im |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in akşam namazında ... (sûresini) okuduğunu işittim.
|
|
Hadis No |
427 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yatsı Namazında Okuduğu Sûrelere Dâir Ebû Hüreyre Ve Berâ` (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ebü`l-Kâsım (Muhammed Mustafâ) salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir def`a) arkasında yatsı namazı kıldı idim. ... (sûre-i şerîfesin) i okuyup (secde yerinde) secde buyurdu. Ben (de âlem-i ukbâba) O`na mülâkî oluncaya kadar bu sûre (nin kırâeti esnâsın) da hep secde edip duracağım.
|
|
Hadis No |
428 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yatsı Namazında Okuduğu Sûrelere Dâir Ebû Hüreyre Ve Berâ` (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsleri |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem seferde idi. Yatsı namazında iki rek`atın birinde ... (sûresini) okudu. Diğer rivâyette de (Berâ` radiya`llâhu anh): "Ondan güzel sesli, yâhud kırâetli hiçbir kimseyi dinlemiş, değilim." diyor.
|
|
Hadis No |
429 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Namazda Kırâatin Vücûbuna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Her namazda (Kur`ân) okunur. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bize duyurduklarını biz de sizlere duyuyoruz. Bizden gizlice okuduklarını biz de sizlerden gizli okuyoruz. Ümmü`l-Kur`ân`dan (yâni Fâtiha`dan) başka (bir şey) okumazsan (sana) yeter. Daha ziyâde (sini kırâet) edersen (hakkında) daha hayırlı olur.
|
|
Hadis No |
430 |
|
Konu |
Cin Sûresinin İnişi;cinlerin Kur`ân-ı Kerîm Dinlemesi |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem)in Salât-i Fecirde Kur`ân`ı Cehren Kırâet Ettiğine Ve Kırâetini Şeyâtînin İşittiklerine Dâir Abdullâh İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Ashâb (-ı Kirâm`ın) dan bir kaç zât ile birlikte Sûk-ı Ukâz`a doğru yürüyorlardı ki, o târihde şeyâtin, semâdan haber almaktan men` edilmiş, (haber almağa çıktıkca) üzerlerine şühub (-i sâkıbe) atılmağa başlamış bulunuyordu. (Semâya doğru çıkıp koğulan) şeyâtîn, kavimleri nezdine döndüklerinde kendilerine: "Ne oluyorsunuz? (Neden hiçbir haber getiremiyorsunuz?)" dediler. Onlar da: "Ne yapalım? Semâdan haber almaktan men` edildik. Üzerimize şühub (-i sâkıbe) havâle edildi" dediler. (Bunun üzerine) onlara: "Sizin haber almanıza hâil olan her halde yeni hâdis olmuş bir şeydir. Arzın şarklarını, garblarını dolaşın (da) semâdan haber almanıza hâil olan (bu yeni şey) ne imiş (öğreniniz)" denildi. (İşte) bunların içinden Tihâme cihetine yönelmiş olan takım da Sûk-ı Ükâz`a gitmek üzere Nahle`de bulunan Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bulunduğu yere varmış oldular ki, o sırada (Resûl-i Hüdâ aleyhi efdalü`t-tehâyâ Efendimiz) orada Ashâb-ı Kirâmına salât-ı fecri kıldırıyordu. (Namazda okuduğu) Kur`ân`ı işidince bunlar kulak verdiler ve (biribirine): "Semâdan haber almaktan sizi men` eden vallâhi işte budur" dediler. İşte o zaman bu haberciler kendi kavimleri nezdine döndüklerinde: ... dediler. Allâhu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri de Peygamberi salla`llâhu aleyhi ve sellem`e ... sûresini inzâl buyurdu. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`e vahyolunan işte cinnin bu sözleridir.
|
|
Hadis No |
431 |
|
Konu |
Hz. Peygamber En Güzel Örnektir;hz. Peygamber`in Allâh`ın Emirlerine Uygun Hareket Ettiği |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Mü`minler İçin En Güzel Nümûne Olduğuna Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Namazda) emrolunduğu yerde okudu. (Kezâlik) emrolunduğu yerde sükût buyurdu. Senin Rabb`in unutkan değildir. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de sizin için (Bi`llâhi en) güzel nümûnedir. (Yaptığı gibi yapınız).
|
|
Hadis No |
432 |
|
Konu |
- |
Başlık |
İki Yâhut Daha Ziyâde Sûrenin Birer Rek`atta Cem`i Hakkında İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir ki: (Bir gün Abdullâh) b. Mes`ûd radiya`llâhu anh`e biri gelip: "Bu gece ben bütün mufassalı bir rek`atta okudum" dedi. İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu anh) cevâben: "Şiir okur gibi acele acele mi? Vallâhi ben Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nazâirden hangilerini bir araya getirdiklerini biliyorum" deyip her rek`atta ikişer (okunmuş) sûre(ler) olmak üzere mufassaldan yirmi sûre saydı.
|
|
Hadis No |
433 |
|
Konu |
İmâma Uymak;namazda Fâtiha Okumak;namazda Kırâeti İlk Rekâtta Uzatmak |
Başlık |
Hazret-i Peygamber`in Öğle Ve İkindi Namazlarında Sirran Kırâette Bulunduğu; İlk İki Rek`atte Fâtiha`dan Zamm-ı Sûre Okuduğu Ve İlk Rek`atte Daha Uzun Okuduğuna Dâir Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) Öğle namazının ilk rek`atında Ümmü`l-Kitâb (yâni Fâtiha) ile birer sûre, son iki rek`atında da (yalnız) Ümmü`l-Kitâb okurdu. (Ahyânen) bize (sırran okuduğu) âyeti (de) duyururdu. İlk rek`atta ikinci rek`attan ziyâde (kırâeti) uzatırdı. İkindi namazında da, sabah namazında da böyle (yapardı).
|
|
Hadis No |
434 |
|
Konu |
Namazda Fâtihadan Sonra Âmin Demek |
Başlık |
Ebû Hüreyre`den Rivâyet Olunan, "imam `âmîn` Dedi Mi, Siz De `âmîn` Deyiniz...", "sizlerden Biri `âmîn` Dese, Melâike De Semâda `âmîn` Deseler De Her İkisi Yekdiğerine Muvâfık Düşerse, O Kimsenin Geçmiş Günahları Mağfûr Olur" Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: İmam (Fâtiha`dan sonra) "âmîn" dedimi (arkasında) siz de "âmîn" deyiniz. Zîrâ her kimin "âmîn" demesi meleklerin "âmîn" demesine uyarsa, geçmiş günahları mağfûr olur. (Râvî İbn-i Şihâb-ı Zührî, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de "âmîn" derdi diyor).
|
|
Hadis No |
435 |
|
Konu |
Namazda Fâtihadan Sonra Âmin Demek |
Başlık |
Ebû Hüreyre`den Rivâyet Olunan, "imam `âmîn` Dedi Mi, Siz De `âmîn` Deyiniz...", "sizlerden Biri `âmîn` Dese, Melâike De Semâda `âmîn` Deseler De Her İkisi Yekdiğerine Muvâfık Düşerse, O Kimsenin Geçmiş Günahları Mağfûr Olur" Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, sizlerden biri (Fâtiha`dan sonra) "âmîn" dese, Melâike de semâda "âmîn" deseler de her ikisi yekdiğere muvâfık düşerse o kimsenin geçmiş günahları mağfûr olur.
|
|
Hadis No |
436 |
|
Konu |
Cemâatten Ayrı Namaza Durmak;namaza Yetişmek |
Başlık |
Saf Dışında Namaz Kılmanın, Cemâate Yetişmek İçin Nefes Nefese Koşmanın Nehyine Dair Ebû Bekre Hadisi |
Ravi |
Ebû Bekre Nufey` B. Hâris |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur ki, Ebû-Bekre (Nüfey` b. el-Hâris b. Kelede) radiya`llâhu anh (bir def`a koşa koşa) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (in Mescid-i Şerîf`in)e vardı. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) rükû`da idi. O da saffa (kadar) vâsıl ol(ub içine gir)meden (hemen olduğu yerde) rükûa varıverdi. (Sonra) Bu keyfiyeti Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e haber verdi. O da: "Allah hırsını arttırsın. Lâkin bir daha (bunu) yapma" buyurdu.
|
|
Hadis No |
437 |
|
Konu |
Namaz Tekbirleri;namazda Tekbir |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (sallah`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazı Ta`rif Ederken Her Kalkıp İğildikçe "allâhu Ekber" Dediğine Dair İmran İbn-i Husayn Hadisi |
Ravi |
İmrân İbn-i Husayn |
Hadis |
(Sened-i Muttasıl ile) mervîdir ki, (vak`a-i Cemel`den sonra bir def`a), İmrân b. Husayn(-ı Huzâl) radiya`llâhu anh, Basra`da Alî (b. Ebî Tâlib) radiya`llâhu anh`in ardında namaz kılmış. (Namazdan sonra râvî Mutarrif b. Abdullâh`a:) "Vallâhi bu zât Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte kıldığımız (o güzelim) namaz(lar)ı bize hatırlattı" deyip (namazı ta`rîf ederken) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in her kalkıp her eğildikçe "Allâhu Ekber" dediğini zikretmiştir.
|
|
Hadis No |
438 |
|
Konu |
Namaz Tekbirleri;namazda Tekbir |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazda Nerelerde Tekbîr Aldığına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza kalktığında ayakda iken (ihram) tekbîr(ini) alırdı. Sonra rükûa varırken tekbîr alırdı. Sonra rükû`dan belini doğrulttuğunda ... sonra ayakta iken ... derdi. "Sonra (secdeye) inerken tekbîr alır; sonra secdeden başını kaldırırken tekbîr alır; sonra (ikinci) secdeye varırken tekbîr alır; sonra (bir daha) başını kaldırırken tekbîr alır; sonra tamâm edinceye kadar bütün namazda böyle yapardı. İkinci rek`atı bitirip oturduktan sonra ayağa kalkarken de tekbîr alırdı"
|
|
Hadis No |
439 |
|
Konu |
Rükûda Elleri Dizler Üzerine Koymak |
Başlık |
Rükû`da İki Avucu Tatbîk Edip (birbirine Yapıştırıp) Uyluk Arasına Koymanın Nehyine Dâir Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs Hadîsi |
Ravi |
Sa`d B. Ebî Vakkâs |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir ki, (bir def`a) oğlu (Ebû Zürâre) Mus`ab (b. Sa`d), yanında namaz kılmış. (Mus`ab) der ki: (Rükû` esnâsında) iki avucumu tatbîk ettikten sonra (ellerimi) iki uyluğumun arasına koydum. Babam beni (bundan) nehyedip: "Biz bunu (vâkıâ) evvellerini yapardık. (Lâkin sonra bundan nehyolunduk. Ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koymakla emrolunduk" dedi.
|
|
Hadis No |
440 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz`in Rükûu, Sücûdu, İki Secde Arasındaki Cülûsu, Rükû`dan Baş Kaldırıp Durması, Takrîben Birbirine Müsâvî Olduğuna Dâir Berâ` İbn-i Âzib Hadîsi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâl salla`llâhu aleyhi ve sellem`in -(Kırâet için olan) kıyâm ile ka`de müstesnâ olmak üzere- rükûu, sücûdu, iki secde ara(sındaki cülû)su, rükû`dan baş kaldır(ıp dur)ması biribirine takrîben müsâvî idi.
|
|
Hadis No |
441 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Rükû` Ve Sücûdunda Yaptığı Duâya Âit Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Ve Ebû Hüreyre (radiya`llâhu Anh) Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem rükûunda ve sücûnda: ... derdi.
|
|
Hadis No |
442 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Rükû` Ve Sücûdunda Yaptığı Duâya Âit Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Ve Ebû Hüreyre (radiya`llâhu Anh) Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
(Diğer tarîkden mervî bu) hadîsde: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bunu demekle) Kur`ân`a imtisâl ediyordu" dediği haber veriliyor.
|
|
Hadis No |
443 |
|
Konu |
İmâma Uymak |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Rükû` Ve Sücûdunda Yaptığı Duâya Âit Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Ve Ebû Hüreyre (radiya`llâhu Anh) Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, İmam: ... dedimi siz: ... deyiniz. Zîrâ her kimin (böyle) demesi melâikenin (böyle) demesine muvâfık düşerse, geçmiş günahları mağfûr olur.
|
|
Hadis No |
444 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Kunut Hakkında Ebû Hüreyre Ve Enes (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsleri |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Rivâyet olunuyor ki, müşârün-ileyh: "(Size) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz`in) namazına yakın namaz kıldıracağım" de(yip namaz kıldır)dı. -(Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh) öğlen, yatsı ve sabah namazlarının son rek`atlarında ... dedikten sonra kunût okur, (bu kunutunda) mü`minlere duâ ve küffâra lâ`net ederdi.
|
|
Hadis No |
445 |
|
Konu |
Kunut |
Başlık |
Kunut Hakkında Ebû Hüreyre Ve Enes (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
"(Vaktiyle) kunut akşam ile sabah namazlarında (okunur) idi" dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
446 |
|
Konu |
Namazda Hamdin Fazîleti |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Tesmî` Ve Tahmîdi Hakkında Rifâa İbn-i Râfi` (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsi |
Ravi |
Rifâa B. Râfi` (ensâriyyi`z-zürakıyy) |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gün Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in arkasında namaz kılıyorduk. Rükû`dan (mübârek) başını kaldırdığında: ... buyurdu. (Ardında namaz kılan) biri: ... dedi. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) namazdan çıkınca: "(Demin şu kelâm ile) mütekkelim olan kim idi?" diye suâl buyurdu. O da: "(Yâ Resûlâllâh,) benim" dedi. (Bunun üzerine): "Vallâhi otuz bu kadar melek gördüm ki, (bu sözü) bakalım hangimiz evvel yazıp Huzûr-ı Hakk`a çıkacak diye yarış ediyorlardı" buyurdu.
|
|
Hadis No |
447 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Enes İbn-i Mâlik`in, Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazını Ta`rîfine Dâir Sâbit İbn-i Eslem Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile Sâbit b. Eslem-i Bünâhî) Enes (b. Mâlik) radiya`llâhu anh`den (bahs ile) demiştir ki: (Enes radiya`llâhu anh) bize Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazını ta`rîf ederdi. Namaz kılardı da başını rükû`dan kaldırdığı vakitte secdeye varmayı (gâlibâ) unuttu diyecek kadar ayakta kalırdı.
|
|
Hadis No |
448 |
|
Konu |
İmâma Uymak;namaz Tekbirleri |
Başlık |
Nebiyy-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazda Tesmî`, Tahmîd Ve Tekbirlerine; Rükû`dan Doğrulduğunda Da Mü`min Ve Müşrikler İçin Yaptığı Duâsına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh farz olsun, olmasın; (kezâ) Ramazan`da olsun olmasın, her namazda tekbîr alırdı. (Şöyle ki, namaza başlayıp) durduğu vakit tekbîr alırdı. Sonra rükûa varırken tekbîr alırdı. Sonra ... der, daha sonra secdeye varmazdan evvel ... derdi. Sonra secdeye indiği vakit ... der, daha sonra başını secdeden kaldırırken tekbîr alırdı. Sonra (ikinci) secde(yi) ederken tekbîr alırdı. Sonra secdeden başını kaldırırken tekbîr alırdı. Sonra ikinci rek`attaki cülûsdan (yâni ka`de-i ûlâdan) ayağa kalktığı zaman tekbîr alırdı. Namazı bitirinceye kadar her rek`atta da bunu yapardı. Sonra namazdan kalktığı zaman: "Nefsim yed(-i kudret)inde olan (Allâhu zü`l-Celâl)`e kasem olsun ki, içinizde Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazına en çok benzeyen namazı kıldıran benim: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) dünyâdan müfârekat buyuruncaya kadar namazı vallâhi işte böyle idi" derdi. -Yine (râvî Ebû Bekr b. Abdü`r-Rahmân ile Ebû Seleme b. Abdü`r-Rahmân) Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh`den rivâyeten derlerdi ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (mübârek) başını rükû`dan kaldırırken ... der, isimlerini söyliyerek bir takım kimseler için duâ buyurur ve: "İlâhî Velîd b. el-Velîd`i, Seleme b. Hişâm`ı, Ayyâş b. Ebî Rebîa`yı (küffâr elinde bunalıp) zaîf (ve âciz) görülen (diğer) mü`minleri kurtar. İlâhî, Mudar`ı daha bedter çiğne. (İlâhî, içinde bulundukları) bu yılları Yûsuf (aleyhi`s-selâm) ın (o şiddetli) yıllarına benzet" derdi. -(Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh) der ki: O sıralarda Mudar`ın ehl-i maşrık olanları Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e henüz muhâlif idiler.
|
|
Hadis No |
449 |
|
Konu |
Cehennem Azâbı;haşr;rü`yetullah;sırat |
Başlık |
Kıyâmet Gününde Mü`minlerin Allâh`ı Rü`yetine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) öteki, beriki: "Yâ Resûlâllâh, Kıyâmet gününde biz Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz Hazretleri de mukâbeleten): "Ayın on dördüncü gecesi rü`yete mâni` hiçbir bulut yokken Kamer(i görmek husûsun)da şek ve ihtilâf eder misiniz?" diye suâl buyurdu. "Hayır, yâ Resûlâllâh (bunda ihtilâf etmeyiz)" denince tekrar: "Ya, rü`yete mâni` hiçbir bulut yokken Güneş (i görebileceğiniz) de şek ve ihtilâf eder misiniz?" diye suâl buyurdu. (Yine): "Hayır, yâ Resûlâllâh. (Bunda da ihtilâf etmeyiz)" denince buyurdu ki: İşte O`nu siz böyle (açık) göreceksiniz. Kıyâmet gününde nâs haşrolunacak (yâni bir araya toplanacak. Rabbimiz Teâla ve Tekaddes Hazretleri): "Her kim her neye tapıyor idiyse onun ardına düşsün" buyuracak. (Yâhud Hakk`ın emriyle bu sözü diyen diyecek.) Artık kimi Şems`in, kimi Kamer`in, kimi tâğutların ardına düş(üp gid)ecek. Yalnız bu ümmet, içlerinde münâfıkları da olduğu halde (yerinde durup) kalacak. Allah (Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri) onlara (evvelce tanıdıklarından başka bir sûrette) gelip: "Ben sizin Rabbinizim" buyuracak. Onlar (Rabb-i Müteallerini o tecellî ile tanımıyacakları için: "Sen`den Allâh`a sığınırız.) Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. (Yerimizden ayrılmayız). Rabbimiz bize geldiğinde biz O`nu tanırız" diyecekler. Allâhu Azze ve Celle (Hazretleri) onlara (Bu def`a tanıdıkları sûrette) gelip: "Ben Rabbinizim" buyuracak. Onlar da: "(El-Hak) Sen bizim Rabbimizsin" diyecekler. Ve Allâhu Teâlâ(nın) onları da`vet buyur(ması üzerine ona tâbi` ola)cak(lar). Cehennem`in de (tam) ortasına Sırât (yâni köprü) kurulur. Ümmetini (onun üstünden) en evvel geçirecek ben olacağım. O gün Rüsül(-i Kirâm) dan başka hiçbir kimse (hevl ve dehşet dolayısiyle) tekellüm edemez. Rüsül(-i Kirâm)ın da o günkü kelâmı "İlâhî, selâmet ver, selâmet ver" (den ibâret) olacaktır. Cehennem`de sa`dân dikenlerine benzer çengeller vardır. Sa`dân dikenlerini (hiç) görmüşlünüz var mı? -Evet (vardır.)- İşte bu çengeller sa`dân dikenlerine benzer. Ancak şu var ki, ne kadar büyük olduklarını yalnız Allâhu Teâlâ bilir. İşte bunlar nâsı (kötü) amellerinden dolayı kapıp alırlar. Kimi (kötü) ameli dolayısiyle helâk olur. Kimi hardal gibi ezim ezim ezildikten sonra necat bulur. Nihâyet Allâhu Teâlâ ehl-i nârdan her kimlere rahmet buyurmayı dilemişse (onları çıkaracak. Dünyâda iken) Allâh`a ibâdet etmiş olanları çıkarmalarını meleklere emredecek, onlar da onları çıkaracaktır. (Melekler) onları âsâr-ı sücûddan (yâni secde a`zâlarındaki izlerden) tanıyacaklardır. Ve (işte onlar öylece) çıkarılacaklardır. Allâhu Teâlâ eser-i sücûdu ye(yip mahvet)meyi nâr(-ı Cahîm)e harâm kılmıştır. Binâenaleyh Âdem-oğlunun bütününü (Cehennem) ateş(i) yer de yalnız eser-i sücûdu yiyemez. Bunlar ateşten kavrulup kapkara olarak çıkarılacaklar. Üzerlerine Âb-ı hayât dökülecek de seyl uğrağında biten yabânî reyhan tohumları nasıl (çabuk) biterse (yeniden) öylece biteceklerdir. Sonra Allâh(u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri) kulları arasında (hüküm ve) kazâyı hitâma erdirir. (Ancak) Cennet ile Cehennem arasında yüzü ateşe dönük bir kimse kalır ki, o, Cennet`e girecek ehl-i nârın sonuncusu olacaktır. (O kimse): "Yâ Rab, yüzümü (şu) ateşden döndür.
|
|
Hadis No |
450 |
|
Konu |
Secde |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yedi A`zâ Üzerine Secde Etmekle Emrolunduğuna Ve Namazda Elbîse İle, Saçla Meşgül Olmaktan Nehyolunduğuna Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Biri) alın -(mübârek alnını gösterirken mübârek eliyle) burnuna da işâret etti-, (ikis) eller, (diğer ikisi) dizler, bir de (ikisi) ayak uçları olmak üzere yedi kemik (yâni a`zâ) üzerine secde etmekle emrolundum. (Namaz kılarken) elbisemizle saçımızı (durumu bozulmasın, yâhud tozlanmasın diye) toplamaktan da nehyolundum.
|
|
Hadis No |
451 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yedi A`zâ Üzerine Secde Etmekle Emrolunduğuna Ve Namazda Elbîse İle, Saçla Meşgül Olmaktan Nehyolunduğuna Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
"Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bize nasıl namaz kıldırdı ise size de öylece namaz kıldırmaktan vazgeçmiyeceğim..." dediği rivâyet olunmaktadır. Hadîsin alt tarafı (yukarıda) geçmişti.
|
|
Hadis No |
452 |
|
Konu |
Secde |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn: "secdede İ`tidâl Üzere Bulununuz. Hiçbiriniz De Kolunu (secde Esnâsında) Canavar Kolunu Yayar Gibi Yaymasın" Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Secdede i`tidâl üzere bulununuz. Hiç biriniz de kolunu (secde esnâsında) canavar kolunu yayar gibi yaymasın" buyurduğunu rivâyet etmiştir.
|
|
Hadis No |
453 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazın Tek Rek`atlerinde Celse-i İstirahat Buyurduklarına Dâir Mâlik İbni`l-huveyris Hadîsi |
Ravi |
Mâlik B. El-hüveyris |
Hadis |
"Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i namaz kılarken gördüm. Namazının tek rek`atlarında ol(ub da rek`atı tamamla)dığı zamanlarda (bir müddet) oturmadıkça (sonraki rek`at için) ayağa kalkmazdı" dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
454 |
|
Konu |
Namaz Tekbirleri |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Secdeye Varırken, Birinci Secdeden Doğrulurken Ve İkinci Secdeden Kalkarken Tekbirleri Cehren Aldığına Dâir Ebû Saîd-i Hudrî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir ki (bir def`a) namaz kıldırmış ve (bu namazda) secdeden başını kaldırırken, (ikinci) secdeye varırken, (bu) secdeden başını kaldırırken, ikinci rek`attan (yâhud ikinci secdeden) kalkarken tekbîr(ler)i cehren almış ve: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (namazı) böyle (kılar) gördüm" demiştir.
|
|
Hadis No |
455 |
|
Konu |
Namazda Oturma Şekli |
Başlık |
Namazlarda Sağ Ayağı Dikip Sol Ayağı Bükmenin Sünnet Olduğuna Dâir Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur ki, Abdullâh b. Ömer radiya`llâhu anhümâ namazda iken (teşehhüd-i ahîr için) oturduğunda bağdaş kurardı. (Bir gün) oğlunun (da) böyle yaptığını gördü de kendisini bu (oturuşu)ndan nehyetti. Ve: "Namazdaki sünnet ancak sağ ayağını dikip sol ayağını bükmektir" dedi. (Oğlu): "Sen bunu yapıp duruyorsun" deyince: "(Evet, yapıyorum. Çünkü) ayaklarım beni taşıyamıyor" cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
456 |
|
Konu |
Namazda Oturma Şekli |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn İftitah Tekbîrinde, Rükû`dan Doğruluşunda, Secdesinde Ve Teşehhüd İçin Oturduğunda A`zâlarının Durumuna Dâir Ebû Hümeyd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Humeyd Ensârî-i Sâidî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazını en iyi belleyeniniz ben idim. Görürdüm ki (iftitah) tekbîr(ini) aldığında ellerini omuzları hizâsına getirir, rükûa vardığında da elleriyle dizlerini tutardı. Sonra belini (kanburlaşdırmadan) büker, başını kaldırdığında omurga kemiklerinden her biri yerli yerine gelinceye kadar doğrulur, secde ettiğinde kollarını yere yaymaksızın ve birbirine yanaştırmaksızın (yere) koyup ayaklarının parmaklarını kıbleye karşı getirir, (ilk) iki rek`at başında (teşehhüd için) oturduğunda sol ayağının üzerine oturup sağ ayağını diker, son rek`atta oturduğunda (ise) sol ayağını ile alıp ve diğerini dikip mak`adesi üstüne oturur idi.
|
|
Hadis No |
457 |
|
Konu |
Namazda Yanılmak;sehiv Secdesi |
Başlık |
Peygamber Efendimiz`in Secde-i Sehvine Dâir Abdullâh İbn-i Buhaynea Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh İbn-i Buhayne |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) Ravi`nin -ki Ashâb-ı Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`den idi -şunu naklettiği rivâyet edilmiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem kendilerine (bir def`a) öğlen namazı kıldırmış. Bu namazda ilk iki rek`attan sonra (teşehhüde) oturmaksızın (secdeden üçüncü rek`ata) kalkmış, nâs da (iktidâen) birlikte ayağa kalmışlar ve namazı bitirip de -halk, selâm vermesine intizâr eyledikleri sırada- oturduğu yerden tekbîr alıp selâm vermeden (sehv için) iki kere secde buyurmuş ve sonra selâm vermiş.
|
|
Hadis No |
458 |
|
Konu |
Namazda Tahiyyât;namazda Çıkış |
Başlık |
Teşehhüd Hakkında Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz)in ardında namaz kıldığımız vakitlerde: ... derdik. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bize dönüp buyurdu ki: "Selâm, Allâh(u Tebâreke ve Teâlâ Hazretlerin)in kendisidir. Her hanginiz namaz kıldırdığında ... desin. Zîrâ siz bu (İbâdî`llâhi`s-sâlihîn)i dediğinizde gökte olan ve yer (yüzün) de olan her sâlih kula râci` olmuş olur. (Sonradan da) : ... (deyiniz)."
|
|
Hadis No |
459 |
|
Konu |
Namaz Sonunda Duâ |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazın Sonundaki Duâsına Dâir Hazret-i Âişe Ve Abdullâh İbn-i Amr İbni`l-âs Ve İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu Anhüm) Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevce(-i pâkize)si Âişe(-i Sıddîka) radiya`llâhu anhâ`dan sened-i muttasıl ile rivâyet olunuyor ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namaz(ın sonun)da: ... diye duâ buyururdu. Biri kendisine: "Mağremden (yâni borçtan) ne de çok istiâze ediyorsun!" dedi. Bunun üzerinde: "İnsan borçlandığı vakit söz söyler de yalan uydurur, söz verir de sözünde duramaz" buyurdu.
|
|
Hadis No |
460 |
|
Konu |
Namaz Sonunda Duâ |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazın Sonundaki Duâsına Dâir Hazret-i Âişe Ve Abdullâh İbn-i Amr İbni`l-âs Ve İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu Anhüm) Hadîsleri |
Ravi |
Abdullâh B. Amr B. Âs |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile Abdullâh b. Amr b. el-Âs radiya`llâhu anhümâ`nın) Ebû Bekri`s-Sıddîk radiya`llâhu anh`den rivâyetine nazaran (Müşârün-ileyh Hazretleri bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e: "(Yâ Resûla`llâh,) bana bir duâ öğret de namazım(ın sonun)da okuyayım" di(ye niyazda bulun)muş. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de): ... de" cevâbını vermişlerdir.
|
|
Hadis No |
461 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazın Sonundaki Duâsına Dâir Hazret-i Âişe Ve Abdullâh İbn-i Amr İbni`l-âs Ve İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu Anhüm) Hadîsleri |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
İbn-i Mes`ûd (radiya`llâhu anh) hadîsi ki, biraz evvel geçmişti. Bu rivâyete göre (İbn-i Mes`ûd radiya`llâhu anh) ... demesini müteâkıb: "Sonra en ziyâde beğendiği duâyı intihâb edip onunla niyazda bulunsun" demiştir.
|
|
Hadis No |
462 |
|
Konu |
Namazda Selâm |
Başlık |
Nebiyy-i Muhtarem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazda, Selâmını Verdikten Sonra Kalkmadan Önce Azıcık Beklediğine Dâir Ümmü Seleme (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (namazdan) selâm verdiğinde selâmını itmâm eder etmez kadınlar (hemen) kalkar. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de) ayağa kalkmazdan evvel azıcık bekler dururdu.
|
|
Hadis No |
463 |
|
Konu |
Namazda Selâm |
Başlık |
İmama Uyan Kimsenin, İmamın Selâmını Müteâkip Selâm Vermesine Dâir Itbân Hadîsi |
Ravi |
Itbân (b. Mâlik-i Ensârî) |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (bir def`a) namaz kıldıktı. Selâm verdikleri vakit (biz de) selâm verdik.
|
|
Hadis No |
464 |
|
Konu |
- |
Başlık |
İmama Uyan Kimsenin, İmamın Selâmını Müteâkip Selâm Vermesine Dâir Itbân Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Halk farz namazdan çıkınca yüksek sesle zikretmek (tâ) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamânında var idi. (Aynı sened ile) İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ: "Ben bu sesi işitir işitmez bununla (yâni zikir seslerinin yükselmesiyle) namazdan çıktıklarını anlardım" der.
|
|
Hadis No |
465 |
|
Konu |
Namazdan Sonra Tesbih |
Başlık |
Her Namazdan Sonra Otuz Üç Kere Tesbîh, Tahmîd Ve Tekbîr Almanın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (Muhâcirîn) fukarâ(sı) gelip dediler ki: (Yâ Resûlâllâh,) servet ve sâmân sâhibleri en yüksek dereceleri (kazanıp ve) naîm-i mukîm (devletine ermek fazîlet ve saâdetin)i alıp gittiler: (Hem) bizim kıldığımız gibi (onlar da) namaz kılıyor, bizim oruç tuttuğumuz gibi (onlar da) oruç tutuyorlar. (Hem de) onların artık malları var da onunla haccediyor, umre yapıyor, cihad ediyor, sadaka veriyorlar. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) buyurdu ki: Size bir şey haber vereyim mi ki, siz onu yaptığınız takdirde hem (bu husûslarda) sizi geçmiş olanlara yetişesiniz, hem de sizden sonraya kalanlardan hiçbir kimse size yetişemesin? Ve içlerinde bulunduğunuz cemâat içinde en hayırlı (ümmet) siz olasınız? Meğer ki, (onların içinde size tavsiye ettiğim amelin) mislini yapan biri buluna: Her (farz) namazdan sonra otuz üçer kere tesbîh ve tahmîd eder, tekbîr alırsınız. -Râvî der ki: Aramızda ihtilâf çıktı. İçimizden biri: "Otuz üç kere tesbîh, otuz üç kere tahmîd eder, otuz dört kere tekbîr alırız" deyince (sormak için) yanına döndüm. "Her biri otuz üçer oluncaya kadar tesbîh ve tahmîd eder, tekbîr alırsınız" dedi.
|
|
Hadis No |
466 |
|
Konu |
Namaz Sonunda Duâ |
Başlık |
Her Namazdan Sonra Otuz Üç Kere Tesbîh, Tahmîd Ve Tekbîr Almanın Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Muğîre B. Şu`be |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) her farz namazdan sonra: ... buyururlardı.
|
|
Hadis No |
467 |
|
Konu |
Namaz Bitince İmâmın Cemâate Dönmesi |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazdan Sonra Yüzünü Cemâate Çevirdiği Hakkında Semüre İbn-i Cündeb (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Semüre B. Cündeb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) bir namaz kıldımı (selâm verdikten sonra mübârek) yüzünü bize doğru döndürürdü.
|
|
Hadis No |
468 |
|
Konu |
Namaz Bitince İmâmın Cemâate Dönmesi;yağmuru Allah Yağdırır |
Başlık |
Yağmurun Falan Yıldızın Batıp Doğması İle Yağdığına İnanan Kimsenin Allâh`a Îmân Etmeyip O Yıldıza Îmân Etmiş Olacağına Dâir Zeyd İbn-i Hâlid-i Cühenî Hadîsi |
Ravi |
Zeyd B. Hâlid-i Cühenî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Hudeybiye`de geceleyin yağan yağmurdan sonra bize sabah namazını kılırdı. Namazdan çıkınca (mübârek) yüzünü cemâate döndürüp: "Bilir misiniz, Rabb`ınız Azze ve Celle (Hazretleri) ne buyurdu?" diye suâl etti. "Allah ve Resûlü a`lemdir" dediler. Dedi ki (Allâhu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri): "Kullarımdan kimi bana mü`min, kimi kâfir (olarak) sabahı etti. Her kim Allâh`ın fazl u rahmeti ile üzerimize yağmur yağdı dedi ise, işte o bana îmân etmiş, yıldıza etmemiştir. Her kim de falan ve falan (yıldız)ın nev`i (yâni batıp doğması) ile üzerimize yağmur yağdı dediyse, işte o, bana îmân etmemiş, yıldıza etmiştir" buyurdu.
|
|
Hadis No |
469 |
|
Konu |
Sadaka Vermek;tasadduk |
Başlık |
Namazda İken Mü`mini Dünyâya Âit Hiçbir Şeyin Meşgûl Etmemesine Dâir Ukbe İbni`l-hâris Hadîsi |
Ravi |
Ukbe B. El-hâris |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Medîne (-i Tâhire)`de Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in arkasında ikindi namazını kılmıştım. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) selâm verdi. Sonra kalkıp acele acele ve cemâatin omuzları üstünden aşarak zevcât-ı tâhirâtına mahsûs hücrelerin birini teşrîf etti. Halk (bu) sür`atinden ürktüler. (Biraz sonra) cemâatin yanına çıktı. Ve sür`atinden ürktüler. (Biraz sonra) cemâatin yanına çıktı. Ve sür`atinden şaşakaldıklarını görünce: "(Namazda iken bizde) biraz altun (olduğunu) der-hâtır ettim. Beni alıkoymasını istemedim de dağıtılmasını emret (meye git)tim" buyurdu.
|
|
Hadis No |
470 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namazdan Çıkınca Sol Tarafa Döndüğüne Dâir Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Herhangi biriniz (namazdan çıkarken) behemahâl sağ tarafına dön(üp işine git)mek üzerine vâcibdir zannederek şeytana (sakın bir) hisse ayırma(ya kalkışma)sın. Vallâhi ben, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sol tarafa döndüğünü çok kereler görmüşümdür.
|
|
Hadis No |
471 |
|
Konu |
Soğan Sarmısak Yiyenlerin Mescide Gelmemesi |
Başlık |
Nebiyy-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn, Sarmısak Yiyerek Mescidlere Ve İnsanların Yanına Gelmekten Nehiy Buyurduklarına Dâir Câbir İbn-i Abdillâh Hadîsleri |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem sarmısağı murâd ederek: "Her kim bu yeşillikten yerse mescidlerimize, yanımıza gelmesin" buyurdu. -Râvî (Atâ` b. Ebî Rebâh) der ki: Câbir`e (yâhud Abdü`l-Melik b. Cüreyc der ki: Atâ` `ya): Acabâ hangi sarmısağı kasd buyuruyor? dedim. "Zannıma göre (sarmısağın) ancak çiğini, bir rivâyete göre kokusunu murad buyuruyordu" cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
472 |
|
Konu |
Soğan Sarmısak Yiyenlerin Mescide Gelmemesi |
Başlık |
Bu Bâbda Vârid Olan Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Her kim sarmısak, soğan yemiş bulunursa bizden -yâhud mescidimizden- uzak durup evinde otursun" buyurdu. (Yine aynı sened ile) rivâyet olunur ki: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir kere) huzûr(-ı şerifler)ine, içinde tâze sebze bulunan bir tencere getiril(ip takdîm edil)di. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) onda nâhoş bir koku duydu. (Ne olduğunu) suâl buyurunca içinde olan sebzelerin ne olduğu kendisine haber verildi. Bunun üzerine Ashâb(-ı Kirâm`ın)dan nezdinde bulunan birine (işâret buyurarak: "Ona) götürünüz" buyurdu. (O Sahâbî de aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz`in) böyle yaptığını görünce yemek istemedi. Bunun üzerine: "Sen (bundan) ye. Zîrâ ben senin münâcât etmediklerinle münâcât ederim" buyurdu.
|
|
Hadis No |
473 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Kabir Üzerine Namaz Kıldıklarına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir def`a) kenarda kalmış bir kabre -yâhud da bir lakît, yâni tıfl-ı metrûk kabrine- yolu uğradığı ve (onu görünce) kendilerine imam ol(ub meytin üzerine namaz kıl)dığı ve (kendileri de ardında) saf bağladıkları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
474 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak |
Başlık |
"cum`a Gününün Guslü, Her Bâliğ Olan Kimseye Vâcib (gibi)dir" Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Cum`a gününün guslü her bâliğ olan kimseye vâcib (gibi)dir" buyurdukları (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
475 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Bayram Namazına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, birinin ravi`ye: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (bayram namazgâhına) çıkışta (hiç) bulundun mu?" demesi üzerine (müşârün-ileyh) şu cevâbı vermiştir: "Evet, (bulundum.) Ona olan yakınlığım da olmasaydı orada bulunamıyacaktım". -Râvî der ki: Yaşımın küçüklüğünden dolayı (bulunmıyacaktım) demek istedi. -(Yine İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ der ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) Küseyyir b. es-Salt (b. Ma`dî Kerb-i Kindî) hânesinin hizâsındaki sütûnun yanına geldi. Sonra (orada) hutbe îrâd buyurdu. Sonra kadınlar(ın bulunduğu taraf)a gelip onlara va`z ve tezkîrde bulundu. Ve sadaka vermelerini fermân buyurdu. Bunun üzerine kadınlar(ın her biri) elini üzerindeki (yüzük ve sâire gibi) halklara (yâhud da boyuna) uzatıp (zînetini) Bilâl (radiya`llâhu anh)in eteğine atmaya başladı. Sonra Bilâl ile birlikte Hâne-i Saâdetlerine teşrîf ettiler.
|
|
Hadis No |
476 |
|
Konu |
Kadınlara Mescid İzni |
Başlık |
"kadınlarınız Sizden Geceleyin Mescide (gidip İbâdet İçin) İzin İstediklerinde, Kendilerine İzin Veriniz." Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Kadınlarınız sizden geceleyin mescide (gidip ibâdet için) izin istediklerinde, kendilerine izin veriniz" buyurduğunu (sened-i muttasıl ile) rivâyet ediyor.
|
|
Hadis No |
477 |
.
|
Bugün 121 ziyaretçi (146 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|