|
|
|
|
|
ABDULHAMİD HAN |
ABDÜLHAMİD HAN
Osmanlı padişahlarının 34'üncüsü olan Sultan II. Abdülhamid Han aklı, zekası ve ilmi fevkalade üstün olan bir zattı. Batılıların ve iç düşmanların asırlar boyunca devleti yok etmek için hazırladığı yıkıcı, sinsi planlarını sezip, önlerine aşılmaz bir set olarak dikildi. Hazırlayanları ve maşa olarak kullandıkları yerli işbirlikçilerini, sahte kahramanları işbaşından uzaklaştırdı.
İşte bu büyük zatın 10 şubat, 96. yıldönümü idi. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliği ile iki açık oturumdan oluşan etkinlik düzenlendi. İlk panel Abdülhamid'in sağlık politikasıyla ilgiliydi. Oturum başkanlığını yaptığım bu panelde konuşmacılar özet olarak şunları anlattılar:
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi; Abdülhamid'in çok iyi niyetli, sağlam karakterli ve vefalı bir insan olduğunu söyledi. Kendisinden çok devleti düşünürdü. 33 sene zalimlik yapmadan devleti ustalıkla idare etmişti. Ona atılan iftiralardan biri de pinti olduğuna dairdi. Bu çok çirkin bir suçlama olduğunu ifade etti. Aristokrat havada, halktan uzak yaşamamıştı. Atatürk'ün Abdülhamid'i küçümseyici veya kötüleyici bir sözünün olmadığını da ekledi.
Prof. Dr. Nil Sarı ise Abdülhamid'in sağlık alanındaki eserlerinden söz etti ve bazılarının fotoğraflarını gösterdi. Abdülhamid 90 adet gureba hastanesi, 19 adet belediye hastanesi, 89 adet askeri hastane ayrıca eğitim hastaneleri, kadın hastaneleri, akıl hastaneleri açmıştı. Bu hastaneler ülkemizden Lübnan'a, Yemen'den İsrail'e, Makedonya'dan Suriye'ye, Yunanistan'dan Libya'ya, Suudi Arabistan'dan Irak'a pek çok yerleşim bölgesine yayılmıştı. Ayrıca eczaneler, hapishane, sağlık merkezleri, fakirler, acizler ve hacılar için misafirhane de pek çoktur. Müthiş bir sağlık hizmetidir bu. Maalesef tahttan düştükten sonra bu eserlerin isimleri değiştirilmiş, bazıları yıkılmış ve bir kısmı da başka alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Kısacası bu büyük insan unutturulmak istenmiştir. Kasımpaşa, Haydarpaşa, Gülhane ve Mektebi Tıbbiye-i Şahane adlı eğitim ve üniversite hastanelerini açan da Abdülhamid olmuştur.
Doç. Dr. Adem Ölmez ise Abdülhamid Han'ın özellikle eğitim, sağlık, ulaşım ve asayişe önem verdiğini anlattı. Zamanında yeni bulunan aşıları ülkeye getirmiş, aşı ve kuduz hastalığı üzerine merkezler kurmuş, Bimarhaneleri yani akıl hastanelerini ıslah etmiştir. Akıl hastalarına zincir kullanımını yasaklayarak bugün bile saldırgan hastalarda kullanılan gömleği yerine koymuştur.
Dr. Şerif Esendemir konuşmasına Necip Fazıl'ın, "Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır." sözleriyle başladı. Abdülhamid'in tren yolları, bakteriyolojihane, cami ve mektepler yaptırdığını, çağına uygun yaşlılık politikası izlediğini, habitat yani biyosferi merkezi alan ekolojik politikaya önem verdiğini anlattı.
Bunları dinlerken aklıma hep başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çağrışım yaptı. O da ülkeye duble yollar, hızlı trenler, Marmaray, üçüncü boğaz köprüsü, çok sayıda havaalanı gibi sayılamayacak eserler hediye etti. Sağlık alanında yeni hastaneleri hizmete açtı. Sağlık hizmetlerini halka yaydı. Eğitim alanını pek çok üniversite, sayısız derslik ve binlerce yeni öğretmenle destekledi güçlendirdi. Kısacası Abdülhamid'in çağdaş bir takipçisiyle karşı karşıyayız.
Abdülhamid Han'ı nasıl ki bir takım vicdansız, merhametsiz ve acımasız kişiler, iç ve dış düşmanların oyununa gelerek, maşası olarak bir saray darbesi ile düşürdülerse aynı komplo şu an başbakanımıza karşı düzenlenmektedirler. Bu ülkeye hizmet etmek bazılarının gözüne batmakta ve ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Rabbim Başbakanımızı korusunu2026 |
|
|
|
|
|
Oruç
|
|
Ramazan ayının fazileti |
[Yukarı]
|
Sual: Ramazan ayının fazileti hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Mübârek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nâfile namaz, zikir, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftâr verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, cehennemden âzâd olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resûlullah, esirleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi.
Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftârı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resûlullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısı ile herşeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ) duâsını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce müslüman affolur, âzâd olur.
Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübârek ayda Onun şânına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin râzı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!
Açıktan oruç yiyen
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahtan bekliyerek oruç tutanın günahları affolur.)
(Ramazan orucunu tutup ölen mümin, cennete girer.)
(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duâları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.)
(Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.)
(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.)
(Oruç tutanın susması tesbih, uykusu ibadet, duâsı müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.)
(Bilhassa oruçlu iken çirkin konuşmayınız! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyiniz!)
|
Ramazan denmesinin sebebi |
[Yukarı]
|
Sual: Ramazan ayı, niçin bazan 29, bazan 30 gün oluyor? Ramazanda oruç tutmanın diğer aylarda oruç tutmaya göre olan fazileti nedir?
CEVAP
Ramazan-ı şerif kamerî aylardandır. Kamerî aylar 29 veya 30 gün olur. Kur’an-ı kerimde, Ramazan ayında oruç tutmanın farz olduğu bildirilmektedir. ( Bekara 183-185) Ramazan ayı otuz çekerse 30, yirmi dokuz çekerse 29 gün oruç tutmak farzdır. Bütün farz ibadetler Allah'ın emridir.
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesâî]
(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahtan bekliyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhârî]
(Ramazan orucunu tutup ölen kimse, cennete girer.) [Deylemî]
(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesâî]
(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duâları kabul eder. Melekler bu aya değer verenlerle iftihar eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberânî]
(Ramazan ayı gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemî]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; cuma, sonraki cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberânî]
(Peşpeşe üç gün oruç tutabilen kimselerin, Ramazan orucunu tutmaları gerekir.) [Ebu Nuaym]
(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesâî]
(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]
(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]
(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, cehennemden kurtuluştur.) [İbni Ebiddünya]
(İslâm, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]
(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]
(Oruç tutanın susması tesbih, uykusu ibadet, duâsı müstecap ve amelinin sevabı da kat be kattır.) [Deylemî]
(Bilhassa oruçlu iken çirkin konuşmayınız! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyiniz!) [Buhârî]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmiyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberânî]
(Gerçek oruç, yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözü terketmektir.) [Hâkim]
(Allah yolunda bir gün oruç tutan kimsenin yüzünü, Allah yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.) [Müslim]
Mübârek vakitlerde, günâhlardan titizlikle uzak durmalı, tâatları, ibâdetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zîrâ Allahü teâlâ, sevdiği kulunu, fazîletli vakitlerde fazîletli amellerle meşgul eder. Buğzettiği kulunu ise; fazîletli vakitlerde kötü işlerle meşgul eder. Onun bu hareketi azâbının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrûm kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)
Hz.Peygamberin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdest gelip, onu içinde bulunduğu zor durumdan kurtardı. Birini de gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazı gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine de şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi. Birini de zulmet sarmıştı. Haccı ve umresi gelip karanlıktan çıkardı. Birine de ölüm meleği ruhunu almak için gelmişti. Ana-babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu. Birini de müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti. Onlarla konuştu ve beraber oldu. Peygamberinin yanına gitmek istiyen birine engel oluyorlardı. Cünüplükten korkarak gusletmesi, onu alıp getirdi ve yanıma oturttu. Ateşten korunmak isteyen birisine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini de zebanîler alıp cehenneme götürmeye gelmişlerdi. Yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri de cehennem ateşine atılmıştı. (Allah korkusundan döktüğü ) gözyaşları gelip oradan kurtardı. Birine de amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Terazide sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkusundan hurma sazı gibi titriyen birine, Allaha olan hüsn-i zannı gelince, titremesi durdu. Sırat küprüsünde düşe kalka giden biri, cennetin önüne geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu cennete koydu.) [Hâkim]
|
İbadetlerin kapısı Oruçtur |
[Yukarı]
|
Sual: Oruç tutup aç kalan sağlıklı mı olur?
CEVAP
Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmıyan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Orucun, sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır. Onun için Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyuruyor ki: (Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısı ise oruçtur.)[İbni Mübarek]
Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir. Dil sinirleri felç olan konuşamaz. Bacaktaki sinirleri felç olan yürüyemez. Sinirlerin bozulması nisbetinde, hayatımız, az veya çok tehlike içindedir. Sinirleri bozuk kimse, huzursuz olur, sabredemez. Kavgaların, cinayetlerin çoğu sinirli olmaktan, sabırsızlıktan ileri gelmektedir. Hadis-i şerifte, (Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır) buyuruldu. (Ebu Nuaym)
Böylece orucun imandan olduğu anlaşılmaktadır. İmanlı olan da, imanının kuvvetine göre suç ve günah işlemez. Sinirine hâkim olur. Oruç tutarak aç kalanın arzuları kırıldığı için, sabretmesi kolay olur.
|
Oruç sıhhat getirir |
[Yukarı]
|
Sual: Orucun vücuda zarar verdiği söyleniyor. Dinimiz zararlı şeyi emreder mi?
CEVAP
Allahü teâlâ, insanlara zararlı olan bir şeyi emretmez. Tıp uzmanları diyor ki:
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar, kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.
Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemet kazanır.
Çeşitli vazifeleri bulunan karaciğer, sindirimle de vazifelidir. Oruç müddetince, 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalb rahatlar. Bilhassa yüksek tansiyonlular için oruç, bir ilaç gibi faydalıdır.
Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu bakımdan bilhassa “damar sertliği” olanların başka aylarda da oruç tutmaları tavsiye edilir. Oruç müddetince vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve oruç tutmak, vücudun sıhhati için çok önemlidir. Zekât, malın kiridir. Zekât veren, malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudun zekâtını ödemiş, hastalıklardan onu korumuş olur. Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı ise oruçtur) buyurmuştur. Oruç tutmakta sabır da vardır. Hadis-i şerifte,(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır) buyuruldu. (Müslim)
Oruç sıhhat getirir. Hadis-i şerifte, (Oruç tutan sıhhatli olur) buyuruldu. (Taberânî)
Hastalıkların ekserisi çok yemekten ileri gelir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.) [Dâre Kutnî]
Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrı meşrû arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar. Hadis-i şerifte, (Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın) buyuruldu. (İhyâ)
Ramazanda oruçlu iken ölmek çok iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemî]
Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir. Mesela akıllı ise daha çok sevap alır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükâfatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatîb]
Bekâr için de oruç faydalıdır. Hadis-i şerifte (Oruç şehveti keser) buyuruldu. (İ. Ahmed)
Başkaları oruç yerken oruç tutmak daha sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Oruçlunun yanında oruçsuzlar yiyip içerse, melekler, oruçluya duâ eder.) [Tirmizî]
|
Aç durmanın faydaları |
[Yukarı]
|
Sual: Oruç tutarak aç durmanın faydaları nelerdir?
CEVAP
Oruç tutmak başka, aç durmak başkadır.
Aç durmanın faydaları:
1- Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar. Hadis-i şerifte, (Aç duranın idraki artar, zekâsı açılır) ve (Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır)buyurulmuştur. (İ. Gazalî) Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçer. Çok yiyenin zekâsı ve zihni dumura uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çok yiyip içeni Allah sevmez.) [İ.Gazalî]
2- Açlık, kalbde incelik doğurur. Hadis-i şerifte, (Az yiyenin içi nurla dolar) ve (Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever) buyuruldu. (Deylemî)
3- Açlıkta arzular kırılır, nefs uysallaşır. Çok yemek, gafleti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Az yemekle kalbinizi ihyâ edin!) [İ.Gazalî]
4- Tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, açın hâlinden anlamaz. Çok yiyen sert ve katı kalbli olur. Hadis-i şerifte, (Çok yemekle kalbinizi öldürmeyin!) ve (Allahü teâlâ doyduktan sonra yiyip, midesini bozana buğzeder) buyuruldu. (İ. Gazalî)
5- Sinirlerine hâkim olan huzurlu olur. Açlık, günah işleme arzusunu kırar, kötülük etmeye mâni olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Aç ve susuz durarak nefsle cihad, Allah yolunda cihad gibidir.) [İ. Gazalî]
6- Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Ömrü uyku ile geçer. Çok uyku da dünya ve ahiret kazancına mâni olur. Açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Tokluk ahmaklığa yol açar, okuduğunu anlaması ve hatırında tutması zor olur. İki günde üç öğün yemek normaldir. Yani, bir gün sabah-akşam, öbür gün öğle vakti yemelidir. (Teshil-ül-menafi)
7- Çok yiyip göbek bağlamak zararlıdır. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem göbekli birine, (Bu fazlalık başka yerde olsaydı, daha iyi olurdu) buyurdu (Hâkim)
Yiyip içme ilmini öğrenmek, ibadet ilminden önce gelir. Beden sağlam olursa, dünyada rahata kavuştuğumuz gibi, sağlam vücutla daha çok hizmet etme imkânı olacağı için, ahireti kazanmaya da sebep olur. İki cihan saadeti için midemizi düşünmek gerekir. Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıdır! İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.
Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır. Evliya az uyur, az yer, az içer, sıratı kuş gibi geçer. Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur. Çok yemek heder, çok uyumak kederdir. Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz. Az yiyenin kalb gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez.
Az yemek, meyvalı bir ağaçtır, hasta kalblere ilaçtır. Az yemek, nefsanî arzuları öldürür, kalbe ferahlık verir, ahirette güldürür. Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır. Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır. Çok yemek akıl için kıtlıktır, zekâ için sakatlıktır. Oburluk insana düşman olur, çok yiyenler pişman olur.
Az yemek, insan için nezâfettir, zihni açan firâsettir. Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak, kalbe sıkıntı verir, mide şişer, kalb ölür, acıkınca tekrar dirilir. Çok yiyen çok uyur, çok uyuyan çok konuşur, çok konuşan nimetten mahrum olur. Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar. Bilen bilir, deli bile acıkınca aklı başına gelir. Az yemek nefse zindan, kalbe gülistandır. Çok yiyen unutkan olur, yüzü gülmez somurtkan olur.
Kim ki hep yemek fikrini güder, aklını nefse esir eder. Mideye olmak esir, aklı ve şuuru giderir. Kim az yemekle yarışır, evliyaya karışır. Çok yiyen obur olur, kalb evi kabir olur. Seni taşıyacak kadar yemek ye, sen onu taşıyacak miktar yeme! Şunu iyi bilesin, yemeği sen yiyesin, yemek seni yemesin! Eğer sen onu yersen, hepsi derman olur, yemek seni yerse hepsi dert ve duman olur. Ben insanım demeli, yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli. Oruçtur vücudun zekâtı, çok yiyenin bozulur sıhhati, azalır şefkatı, tükenir takati. Az yemek bedenin istirahatı, az uyumak ruhun rahatı.
Çok yiyerek kalbini öldürme, şeytanı kendine güldürme! Çok yemek, organları çok çalıştırıp yıpratır, tedavi için doktor aratır. Çok yiyen hakikatı göremez, haramlardan çekinemez. Haram yiyenin işleri harama yönelir, her belâ haramdan gelir. Helalden bile fazla yiyenin yersiz olur sözleri, hem de ibretsiz bakar gözleri. Deme çok yemek çok yakıt olur, çok yiyenin anlayışı kıt olur.
Çok yiyenin az olur ibadeti, kaçırır ebedî saadeti. Çok yiyenin gözü doymaz, ibadetten zevk duymaz. Çok yemek tohumudur her derdin, az yemek ilacıdır her ferdin.
Az ye, az uyu, az söyle, nimete kavuşulur böyle. Çok yiyenin diridir nefsi, gönlü uyur çıkamaz sesi. Gönlü uyandırmak için bu sözü tutmalı, az yiyerek nefsi uyutmalı. Çok yiyen kötü fikirler güder, her an günaha meyleder. Gaflet istersen durma mideyi doyur, çünkü tok yatan çok uyur. Çok yemeyi unutmalı, sık sık oruç tutmalıdır.
|
Orucu açıkta yemenin zararı |
[Yukarı]
|
Sual: “Allahın bildiği kuldan saklanmaz” diyerek açıktan oruç yiyenler oluyor. Günah değil midir?
CEVAP
Günahı, açık da, gizli de işlemek caiz olmaz. Fakat nefsine, şeytana uyarak günah işleyen, günahını gizlemelidir! Günahı gizlemek birkaç yönden faydalıdır:
1- Eğer günâhlarımız açığa çıkmamışsa sevinmelidir! Cenâb-ı Hak, (Günâhı gizleyin) buyuruyor. Peygamber efendimiz de sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
(İnsan günâhını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyâmette, bu günâhı kullarından saklar.) [Müslim]
2- Allahü teâlâ açıktan, çekinmeden günâh işleyenlere daha çok buğzeder. Fakat üzülerek günâhını gizliyenleri, gizlediği için affedebilir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bir günâha düşen, günâhını gizlesin! Allahü teâlânın örtüsünü onun üzerinde bulundursun!) [Müslim]
3- Günâh işlerken halktan olsun utanmalıdır! Başkasını kendi hakkında konuşturmamak, gıybetini ettirmemek için günâhı gizlemelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Hayâ tamamıyla hayırdır.) [Buhârî]
(Hayâ îmândandır.) [Buhârî]
(Hayâsızın dîni olmaz ve hayâsız kişi Cennete giremez.) [Deylemî]
4- Kötü örnek olmamak, başkalarının da günâh işlemesine cesâret vermemek için günâhı gizlemelidir! Böyle sebeplerden dolayı günâhı gizlemeli, gizli de olsa günâh işlemekten sakınmalıdır! Çünkü günâhlar öldürücü zehirdir. Îmânı olan günâh işlemekten çok korkar. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Mü'min, günâhını dağ gibi görür, üzerine düşeceğinden korkar. Münâfık ise, günâhını, burnuna konmuş, hemen uçacak bir sinek gibi görür.) [Buhârî]
|
Günahkarın orucu |
[Yukarı]
|
Sual: Bazıları, (Namaz kılmayan veya açık gezen veya başka günah işleyen bir kimse, boşuna oruç tutmamalıdır) diyor. Günahkâr olan hiçbir ibadet yapamaz mı? Namaz kılan günah işlemez mi?
CEVAP
Bazı kimseler, “Ya, dinimizin bütün emirlerini yapıp, bütün yasaklarından kaçınmak veya hiçbirini yapmamak lazım olduğunu” söyliyerek, “Ya hep, ya hiç” diyorlar. Bu, çok yanlıştır. İnsanın, birkaç günah işliyorum diye, diğer günahları da yapması lazım olmaz. Hem oruç tutup, hem de günah işliyen kimse, oruç tutmakla hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. Fakat ahirette niçin oruç tutmadın diye hesaba çekilmez. Oruç borcunu ödemiş olur. Hatta orucun bereketiyle diğer günahlardan da kaçma imkânı olur.
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
(Bütün günahlara tevbe edip, hepsinden kaçmak büyük nimettir. Bu yapılamazsa, bazı günahlara tevbe etmek de nimettir. Bunların bereketiyle, belki bütün günahlara tevbe etmek nasip olur. “Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini de kaçırmamalı” buyuruldu.) [C.2, m.66]
Namazın dînimizdeki yeri, oruca göre daha mühim ise de, bir kimseye namaz kılmadığı için, (oruç da tutma) denmez. Aksine, (Namaz kılamıyorsan, orucu bâri terketme) denir. Namaz kılmamakla büyük bir günâha giren kimse, oruç tutmazsa günâh miktarı daha da çok artar.
Birkaç günâha müptelâ olan kimse, birinden vazgeçmek isterse, ona, (Diğerlerini bırakmadığına göre bu günâha da devam et) denmez. Günâh miktarı ne kadar azaltılırsa o kadar iyi olur. Allahtan korkup bir günâhtan vazgeçmek îmân alâmetidir. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: (Ömründe bir defa Allahı anan veya O'ndan korkan müslüman, Cehennemden çıkar.) [Tirmizî]
Günâh işliyen, oruç tutuyor veya zekât veriyorsa, (Aman bunları bâri bırakma) demelidir! Bu ibâdetleri de yapmazsa, dinden tamamen uzaklaşabilir. Korkutmaktan çok, müjdeleyici olmak lâzımdır. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: (Rahmet-i İlâhîden ümit kestirip dinden nefret ettirenlere, la'net olsun! Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz!) [Şir'a]
Bir genç, Peygamber efendimize, (Şu üç günâhı bırakamıyorum) dedi. O üç günâh, yalan, zinâ ve içki idi. Resûlullah efendimiz, (Bu üç günâhtan yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabûl edip gitti. Daha sonra, diğer iki günâhı işlemek isteyince, (Bu günâhları işleyip Resûlullahın karşısına çıkınca, "Ben işlemedim" desem yalan söylemiş olurum. Eğer işlediğimi söylersem, beni cezâlandırır) diye düşündü. Diğer iki günâhtan da vazgeçip sâlih kimselerden oldu. (Şir'a)
Kelime-i şehâdeti dil ile söyleyip kalb ile de tasdik eden müslümandır. Günâh işliyen, müslümanlıktan çıkmaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Cebrâil aleyhisselâm, "Ümmetine müjde ver ki, şirk üzere ölmiyen Cennete girer" dedi. Ben, "Zinâ ve hırsızlık eden de mi Cennete girer" diye üç defa sordum. "Evet, zinâ ve hırsızlık eden de Cennete girer" dedi. Daha sonra, "İçki içse de yine Cennete girer" dedi.) [Buhârî][Bu günâhların cezâları çekildikten sonra ancak o zaman Cennete girilir.]
Bu müjdeler, insanı günâh işlemeye sevk etmemelidir! Her günâh, kalbi karartır, insanı küfre sürükler ve ebedî Cehennemde kalmaya sebep olabilir. Allahın gazâbı günâhlar içinde saklıdır. Onun için her günâhtan kaçınmalıdır. Belâm-ı Bâûrâ, çok ibâdet eden büyük bir âlim iken, bir günâh yüzünden kâfir oldu. Günâh işleyen hemen tevbe etmelidir! (K.Saâdet)
|
Oruç tutmamayı mubah kılan özürler |
[Yukarı]
|
Sual: Oruç tutmamayı mubah kılan özürler nelerdir?
CEVAP
Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük
günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun
yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.)
buyuruldu. Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.
Oruç tutmamayı mubah kılan özürler şunlardır:
1- Hastalık: Hasta olan veya oruç tutunca hastalığı artan kimse, oruç tutmaz
veya tutuyorsa bozabilir. Hastaya bakan da, hasta hükmündedir. Hastaya bakmak için sıkıntıya girerse, oruç tutmayabilir.
2- Sefer: 104 km uzağa giden kimse, 15 günden az kaldığı yerde seferi olur.
Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazaya sebep olacak bir durum olursa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Seferde, sıkıntı içinde oruç tutmak iyilik sayılmaz)buyuruldu.
3- Gebe ve emzikli olmak: Kendine veya çocuğuna bir zarar gelecekse, gebe ve
çocuk emziren kadın oruç tutmaz. Hadis-i şerifte, (Allahü teala, gebe ve emziklinin orucunu tehir etti.) buyuruluyor. Çocuğu emziren kadın, ister kendi çocuğunu emzirsin, isterse başkasının çocuğunu emzirsin hüküm aynıdır.
4- Açlık ve susuzluk: Kendisine şiddetli açlık ve susuzluk meydana gelen kimse, ölüm tehlikesi varsa veya aklı gidecekse yahut hastalanıp bir zarara uğrayacaksa, orucunu bozabilir.
5- İhtiyarlık: Çok yaşlı kimse, oruç tutamayacak halde ise, oruç tutmaz, iyileşme ihtimali de yoksa, tutamadığı günler için fidye verir. 30 günün fidyesi 53 kg. undur.
6- İkrah: Birisi oruç tutana, (Orucunu bozmazsan seni öldürürüm veya bir uzvunu
keserim) diye tehdit etmişse, dediğini yapmaya gücü yetiyorsa, ve blöf yapmıyorsa, oruçlunun orucunu bozması mubah olur.
|
Orucun sevabı |
[Yukarı]
|
Sual: Orucun sevabı diğer ibadetlere göre nasıldır?
CEVAP
Orucun sevabı diğer ibâdetlere göre daha fazladır. Hadis-i kudside, (Her iyiliğe, on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Fakat oruç bana mahsustur, onun mükâfatını ben veririm.) buyuruldu. Her iyiliğin sevabını Allahü teâlâ verdiği hâlde, orucun sevabı için, (Ben veririm) buyurmasının hikmeti vardır. Yeryüzünün tamamı Allahü teâlânın mülkü olduğu hâlde, Kâbeye (Beytullah) yani (Allahın evi) denmesi ona şeref vermek içindir. (Oruç bana mahsustur) demekle de ona özel bir şeref vermiştir. Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir.
|
Orucun farzları |
[Yukarı]
|
Sual: Orucun farzları nelerdir? Sahuru geç, iftarı acele etmekten maksat nedir?
CEVAP
Orucun farzı üçtür.
Bunlar;
1- Niyet etmek.
2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak.
3- İmsaktan güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, orucu bozan her şeyden sakınmaktır.
Ramazanda ve nafile oruçlara niyetin ilk vakti, güneş batıncadır. Son vakti ise, ertesi günü öğleye bir saat kalıncaya kadardır. Kaza ve kefaret oruçlarında ise, akşamdan imsak vaktine kadardır. Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar, “Yarın oruç tutmaya”, imsaktan sonra ise “Bugün oruç tutmaya” denir. Yanılıp yanlış söylense de, oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazanda bir aylık oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı niyet etmek gerekir.
Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra gece uyanınca, sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Niyetin ilk vakti, güneşin batmasıyla başlar. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur.
|
Sahura kalkmak |
[Yukarı]
|
Sual: Sahura kalkmadan oruç tutmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Sahura kalkmamak günah değildir. Ancak sahura kalkmak çok sevabdır. Bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sahura kalkın, sahurda bereket vardır.) [Buharî]
(Sahurda yemek yiyerek, oruç tutmanıza yardımcı olun!) [Beyhekî]
(Sahur yemeğine kalkmak, Allahın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın!) [Nesâî]
(Yedikleri helal olmak şartı ile hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır.) [Nesâî]
(Bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkın!) [İbni Hibban]
(Elbette sahur yemeği mübarektir.) [İ.Hibban]
(Bir lokma olsa da sahur yemeği yiyin! Çünkü onda bereket vardır.) [Deylemî]
(Müminin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir.) [Ebu Dâvud]
(Sahurda hurma yemek ne güzeldir. Allahü teâlâ, sahura kalkanlara rahmet eder.) [Taberânî]
(Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selam ederler.) [İ.Ahmed]
[Yani Allahü teâlâ, sahura kalkanları magfiret eder, melekler de onlar için duâ eder.]
|
İftar vermenin fazileti |
[Yukarı]
|
Sual: İftar vermenin fazileti nedir? İftâr veremeyen fakir, iftâr verme sevâbına kavuşmak için ne yapmalıdır?
CEVAP
Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de, iftar verme sevabına kavuşulur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ramazanda bir misafire oruç açtırana, Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır.) [V.Necat]
Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir) buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben buyurdu ki: (Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir.) [Beyhekî]
Peygamber efendimiz, (Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur) buyurunca, Eshab-ı kiram, "Su az ve kıymetli iken mi?" diye suâl etti. Onlara cevaben buyurdu ki: (İsterse nehir kenarında versin, aynıdır.) [V.Necat]
Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir!
Yemek yedirmek çok sevabdır. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevabdır. Oruç tutanın sevabı kadar sevab alır, oruçlunun sevabından eksilme olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir oruçluya iftar veren, aynı ecre kavuşur.) [Beyhekî]
(Allah indinde amellerin en kıymetlisi, bir müminin sıkıntısını gidererek, borcunu ödeyerek veya karnını doyurarak onu sevindirmektir.) [İsfehani]
(Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [Taberânî]
(Allah, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.) [İ.Gazali]
(Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine duâ eder.) [Taberânî]
(Kıyamette Allahü teâlâ, kimine, "Bana niçin yemek vermedin?" diye sorar. O da, "Sen âlemlerin Rabbisin. Sana nasıl yemek verebilirdim" der. Allahü teâlâ da, "Aç olan bir arkadaşına yemek vermedin. Eğer verseydin, bana yemek vermiş gibi sevab alırdın" buyurur.) [Müslim]
(Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.) [Tirmizî]
(Arkadaşına, sevdiği yemeği verenin günahları affolur.) [Bezzar]
Dost ve arkadaşlara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hz.Ali buyurdu ki:
(Dostlara yedirdiğim bir ekmek, fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle azad etmekten daha makbuldur.)
(O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım) dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını düşünmelidir!
|
İftar ne kadar geciktirilir |
[Yukarı]
|
Sual: Bir iş sebebiyle iftarı ne kadar geciktirmek caiz olur?
CEVAP
Akşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi birşey ile oruç açılır, sonra namaz kılınır.
Yemeği tezce yiyip, sonra namaz kılmak da caizdir. Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir. Namaz kerâhet vaktine girebilir. Bu bakımdan, önce namazı kılmak ve sonra yavaş yavaş yemeği yimek daha uygun olur.
Vaktin girdiği kesin belli değilse, önce namazı kılmak iyi olur. Çünkü daha sonra vaktin girmediği anlaşılırsa, namazı iâde etmek mümkündür. Fakat vakit girmeden oruç açılırsa, oruç bozulmuş olur. Telafisi de mümkün olmaz. Hadis-i şerifte, (İftarı acele edin) buyurulmuştur. (Hâkim) Acelenin son vaktinin, (Nûrül-izâh) ve diğer kitaplarda, yıldızlar görününceye kadar olduğu bildiriliyor. Bu da yaklaşık olarak, akşam vakti girdikten yarım saat sonradır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yıldızlar görünmeden iftar eden, sünnetimle amel etmiş olur.) [İbni Hibbân]
|
İftar duası |
[Yukarı]
|
Sual: İftâr duâsı nasıldır?
CEVAP
İftâr duâsı, terâvîh kılmak gibi mühim sünnettir. Birkaç iftâr duâsı vardır. Meşhur olanı şöyle:
(Zehebezzama' vebtelletil urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ.) [Müjdeci Mektûblar]
Bir başka iftâr duâsı da şöyle:
(Bismillah velhamdülillah, allahümme leke sumtü ve alâ rızkıke eftartü ve aleyke tevekkeltü, sübhâneke vebi hamdike tekabbel minnî, inneke entessemî'ul alîm.)
Sual: Ramazanda iftar açmada ve akşam namazını kılmada en uygunu nedir?
CEVAP
Güneşin battığı iyi anlaşılınca, önce E'ûzü ve Besmele okuyup, (Allahümme yâ vâsi'al-magfireh igfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir. Bir iki lokma iftarlık yiyip, (zehebezzama' vebtelletil-urûk ve sebetel-ecr inşâallahü teâlâ) denir ve yemeğe başlanır. Hurma veya su, zeytin yahut tuz ile iftar edilir. Yani, oruç bozulur. Sonra camide veya evde, cemaat ile akşam namazı kılınır. Bundan sonra akşam yemeği yenir. Sofrada yemekleri yemek, bilhassa Ramazanda uzun süreceğinden, akşam namazının erken kılınması ve yemeğin, acele etmeyerek, rahat yenmesi için, az bir şeyle iftar edip, yemeği duadan ve namazdan sonra yemelidir. Böylece oruç erken bozulmuş, namaz da erken kılınmış olur.
İftar duasının manası, (Açlık zamanı bitti. Damarlarımızın suya kavuşması vakti geldi. İnşâallah sevap hasıl oldu) demektir. (Tam İlmihal)
Büyüklerin Ramazan ayında devamlı okudukları dua: Ya Rabbi, Ramazan-ı şerifin şefaatine nail eyle! Ramazan-ı şerifte afv ve mağfiret eylediğin ve cehennemden azad eylediğin kulların meyânına bizleri de idhal eyle! Amin!
|
Davete gitmek |
[Yukarı]
|
Sual: Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.
Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir. Müslümanın müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)
Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır.) [Dare Kutni]
Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allaha ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buharî]
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allaha ikram etmiş olur.) [İsfehani]
(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buharî]
|
Bayramda neler yapmalı |
[Yukarı]
|
Sual: Bayramda neleri yapmak iyidir?
CEVAP
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, fıtr, yani Ramazan bayramında, bayram namazından önce tatlı yemek, hurma yemek, hurmayı 1, 3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet etmek sünnettir. Hadis-i şerifte (Allahü teâlâ tektir, teke riâyet edeni sever.)buyuruldu.
Bayram günü yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyete doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.
Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın affolduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü teâlâ, meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar. Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ da, “Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm” buyurur.)
Peygamber efendimiz, (Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir Gecesi mi?) diye suâl etti. Peygamber efendimiz, (Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir.) buyurdu.
Bu mükâfatları bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki? Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hz. Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hz. Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hz. Ebu Bekir’e, (Onlara mâni olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. Hz. Ali buyurdu ki: (Bugün, orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükâfatını görmüş ve günahları affedilmiş olanların bayramıdır.)
Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin günahlarını affeder. Bunlar, içki içmeye devam eden, ana-babasına âsi olan, sıla-i rahmi terk eden, mümin olmaktan ümidini kesendir) buyuruldu. Eğer bunlar tövbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder. Ramazandaki sevaplar bilinseydi, her günün Ramazan olması istenirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazandaki özel sevaplar bilinmiş olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi.) buyuruldu.
Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara. Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır.
Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.
Kimseye darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşiyle 3 günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.)
(Ameller pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan istifade edemez. Cenab-ı Hak, “Onlar barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin” buyurur.)
|
Bayram ziyaretleri |
[Yukarı]
|
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat edelim, önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
- Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiç bir karşılık beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın sevgisine mazhar oldun.) [Hakim]
(Bir din kardeşini ziyaret edene bir melek, "Ne mutlu sana, Cennete girmiş oldun" der. Hak teâlâ da buyurur ki: (Benim için ziyaret eden kuluma, Cennette hoşlanacağı mükâfatlar vereceğim") [Bezzar]
(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu ağırlamak düşer.) [Ebu Yala]
(Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir.) [Taberânî]
(Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlanmıştır.) [Taberânî]
(Bir mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek, "Ey Rabbimiz; senin rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et" diye duâ eder.) [E.Nuaym]
(Bir müslüman, müslüman kardeşini ziyaret edince, 70 bin melek "Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret eden bu kulundan razı ol" diye duâ ederler.) [Taberânî]
(Din kardeşini, sırf Allah rızası için ziyaret eden cennettedir.) [Taberânî]
(Din kardeşini ziyaret edene Cennette bir derece verilir.) [Ey Oğ. İlm]
(Ziyaretçinize ikram edin!) [Haraiti]
(Mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha eden, ellerini ayırmadan her ikisinden Hak teâlâ razı olur. Ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.) [Ey Oğ.İlm]
(Ziyareti aralıklı yap ki muhabbeti artırasın!) [Bezzar]
Hikmet ehli diyor ki: (Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.)
(Arşın etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan insanlara Peygamberler ve Şehitler gıpta ederler. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir.) [Nesâî]
(Allahü teâlâ buyurur ki: Benim için birbirini ziyaret eden, benim için birbirini seven, benim için veren, benim için birbirine yardım eden, sevgime mazhar olur.)[Hakim]
(Allah için sevdiği arkadaşının ziyaretine gidene, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun, Cenneti hak ettin" der.) [Tirmizî]
Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevabtır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevabtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zengini ziyaret eden saim ve kaim sevabı, fakiri ziyaret eden ise, fi sebilillah cihad sevabı alır, her adımı Allah yolunda atılan adıma denk olur.) [Deylemî]
[Saim; oruçlu, Kaim; gece ibâdet eden. Fi sebilillah; Allah yolunda, Allah rızası için]
(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevab alır.) [Taberânî]
(Sıla-i rahm, kendisinden kesilen akrabasını arayıp ziyaret ve iyilik etmektir.) [Tirmizî]
(Rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buharî]
(Sıla-i rahm, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır.) [Taberânî]
Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.
Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin ettiği zat imam olur. Bir kimse, layık olsa da, teklif edilmeden ziyarete gittiği yerde imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizî]
Ramazan-ı şerif ayının son günü ile bayramın birinci günü arası bayram gecesidir. Bu geceyi ihya eden büyük saadete kavuşur. Hadis-i şerifte, (Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) buyuruldu. Yine hadis-i şerifte, rahmet kapılarının dört gece açıldığı, bu gecelerde yapılan duâların reddedilmediği, Ramazan bayramı gecesinin bunlardan biri olduğu bildirilmiştir.
|
Oruç çeşitleri |
[Yukarı]
|
Sual: Ramazandan sonra her ay oruç tutmak isteyen hangi günler tutmalıdır?
CEVAP
Her ay hiç değilse 3 gün oruç tutmak çok iyidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Her [kamerî] ayda 3 gün oruç tutmak, bütün yılı oruçla geçirmek gibi sevâbdır.) Buhârî]
(İbrâhim aleyhisselâm, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allahü teâlâ da ona ömür boyu oruç tutmuş gibi sevâb verdi ve ömür boyu sanki yiyip içmiş gibi kuvvet, zindelik verdi.) [Beyhekî]
Hz.Ebû Hüreyre de, (Resûlullah her ay 3 gün oruç tutmamı söyledi) dedi. (Buhârî)
(Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.) [Müslim]
(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbindeki kin yok olur.) [Bezzâr]
(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbinin pası temizlenir.) [Nesâî]
"Eyyâm-ı biyd" denilen kamerî ayların 13, 14 ve 15. günleri de tutmak iyi olur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ayda 3 gün oruç tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun!) [Nesâî](Her ay, eyyâm-ı biyd'de oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.) [Nesâî]
|
Şevval ayında oruç |
[Yukarı]
|
Sual: Şevvâl ayında tutulan orucun fazîleti nedir?
CEVAP
Her zaman oruç tutmak sevâbdır. Hadîs-i şerîfte, (Oruç, Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır) buyuruldu. Bu ayda tutulan orucun da çok sevâbı vardır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ramazanda orucunu tutup, ardından Şevvâl ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günâhsız olur.) [Taberânî]
(Ramazan orucu ile şevvâl ayında da 6 gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır. Kur'ân-ı kerîmde "Bir iyilik yapana on katı verilir" buyuruldu.) [I.Mâce]
(Ramazan ayı orucu on aya, Ramazandan sonra tutulan altı gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir sene oruç tutma sevâbına kavuşulur.) [Ibni Huzeyme]
Bazı âlimler, bu 6 gün orucun vakit geçirmeden, bayramdan sonra hemen tutulmasının iyi olacağını bildirmişlerdir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:
(Ramazan bayramından sonra peş peşe altı gün oruç tutan, senenin tamamında oruç tutmuş gibi olur.) [Taberânî]
Bazı âlimler de, Şevvâl ayının her on gününde iki gün oruç tutmanın daha uygun olacağını bildirmiştir. Demek ki bu oruçları peş peşe tutmak câiz olduğu gibi, aralıklı tutmak da câizdir.
Sual: Şevvâl ayında tutulacak oruçları hangi günler tutmak daha iyidir?
CEVAP
Şevvâl ayında tutulan nâfile veya kazâ oruçlarını pazartesi ve perşembe günleri tutmak daha iyidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ameller, Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Ben de amelimin oruçlu iken arz olunmasını isterim.) [Tirmizî]
(Pazartesi ve perşembe, müslümanların günâhlarının affedildiği gün olduğu için oruç tutuyorum.) [Müslim]
(Cennetin kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır.) [Müslim]
Sual: Hadis-i şerifte (Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.) buyuruluyor. Yani bir anlamda kabul olunmuş, hakiki tövbe-i nasuh gibi oluyor mu?
CEVAP
Hayır tövbe gibi olmaz. Tövbe pişman olup günahları terk etmektir. Yani artık bir daha günah işlememek demektir. Şevvalde 6 gün oruç tutanın böyle bir niyeti yok. O yine günahlarına devam edecek, sadece oruç tutmakla sevap işliyor, sevabı kadar günahı affoluyor. Sonra bu günahlar büyük günahlar için değil, küçük günahlar içindir. Büyük günahları, insan ve hayvan hakları kendisine veya varislerine ödenmedikçe günahları affedilmez. Nafile ibâdetin sevabına kavuşabilmek için imanda ve farzlarda kusurlu olmamak, haramlardan kaçıp günahlara tövbe etmek ve o işi ibâdet olarak yapmaya niyet etmek şarttır. Abdest alanın da bütün günahları affolur. Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Abdest alan bütün günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]
Bu da aynen Şevvaldeki oruç gibidir. Küçük günahlardan temizlenmiş olur.
Sual: Şevval ayında tutulan 6 gün oruca niyetliyim. Aynı anda hem kazaya kalmış oruç borcuna hem de adak oruca diye niyet edebilir miyim?
CEVAP
Kaza ve Şevval ayı orucuna niyet edilir, adağa niyet edilmez. [Her nafile orucu tutarken kazaya da niyet etmenin sakıncası yoktur, hatta çok iyi olur.]
Sual: Bir arkadaşım Şevval ayında tutulan 6 gün oruç ile ilgili (Söz konusu 6 gün oruç için ramazan bayramının 2.günü tutma şartı var) dedi. Tutulan 6 gün şevval ayı içerisinde hangi gün olursa olsun tutulmaz mı, böyle bir şey var mı?
CEVAP
Her zaman tutulabilir, öyle bir şart yok. 30 gün içinde altı gün oruç tutulur .
|
Zilhicce ayında oruç |
[Yukarı]
|
Sual: Zilhicce ayında, hangi günlerde oruç tutmalıdır?
CEVAP
Kurban bayramının bulunduğu aya Zilhicce denir. Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.) [İbni Mace]
(Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.) [Beyhekî]
(Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutan, her günü için, helal malından yüz köle azat etmiş veya Allah yolundaki mücahidlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevaba kavuşur.) [R. Nasihin]
(Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.) [T. Gafilin]
(Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [Ebul Berekat]
(Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.) [Beyhekî]
(Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!) [Taberânî]
[Tesbih: Sübhanallah,
Tahmid: Elhamdülillah,
Tehlil: Lâ ilâhe illallah,
Tekbir: Allahü ekber, demektir.]
İlk on günün kıymeti
Peygamber efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, Allah yolundaki cihâddan da mı daha kıymetlidir) dediler. Peygamber efendimiz, cevabında buyurdu ki: (Evet cihâddan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehit olan kimsenin cihâdı daha kıymetlidir.) [Buharî]
Ebüdderda hazretleri buyurdu ki:
(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli ve çok duâ ve istigfar etmelidir! Çünkü Muhammed aleyhisselam, (Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu.
Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutanın, ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belâlardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevap verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır, Mizan’da sevabı ağır gelir ve cennette yüksek derecelere kavuşur.) [Şira]
Nafile oruç tutarken uygun bir davete gidilince, orucu bozmak günah değildir. Bir mümin arkadaşı sevindirmek ve onu üzmemek için davetine gidilir. Davete gidip de orucunu bozmayan bir kimseye Peygamber efendimiz, (Arkadaşın senin için bu kadar külfete girdiği hâlde, sen hâlâ “Oruçluyum” diyorsun. Şimdi ye, sonra yerine bir gün tutarsın.)buyurdu. Yine buyurdu ki: (Davete giden, Ramazan, kaza ve adak orucu değilse, [nafile] orucunu bozsun!) (Din kardeşinin hatırı için nafile orucu bozana, bin günlük oruç sevabı yazılır. Bu orucu kaza edince de iki bin günlük sevap yazılır.)
Öğleden sonra, bir zaruret olmadıkça, nafile orucu bozmamalıdır! Hadis-i şerifte, (Nafile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir.) buyuruldu.
Sual: Arefe günü oruç tutmanın önemi nedir?
CEVAP
Hadisi şeriflerde buyuruluyor ki:
(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.)
(Aşûre günü orucu bir yıllık, Arefe günü orucu da, iki yıllık [nafile] oruca bedeldir.)
(Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihâd için verilen iki bin ata bedeldir.)
(Arefe günü [Besmele ile] bin İhlâs okuyanın günahları affedilir ve duâsı kabul olur.)
|
Oruçla ilgili meseleler |
[Yukarı]
|
Sual: Ramazanda, "Yarın dişim ağrımazsa oruç tutarım, ağrırsa tutmam" diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyet ile oruç tutmak sahîh olur mu?
CEVAP
Sahîh olmaz. (R. Muhtâr)
Sual: Bozulursa kefaret olmasın diye, Ramazan orucuna imsaktan sonra niyet etmek caiz mi?
CEVAP
Caizdir, fakat böyle bir şeye lüzum yoktur. (Dürer)
Sual: Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet etsek, sonra gece uyanınca, sahura kalkınca yemek yememizde mahzur var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoktur. Niyetin ilk vakti, güneşin batmasıyla başlar. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. (M. Zühdiyye)
Sual: Şabanın son günü, Ramazan ise farz olur, değilse nafile olur diyerek oruç tutmak uygun mudur?
CEVAP
Bu niyetle tutmak mekruh olur. Böyle niyet etmeden, şabanın son günü nafile oruç tutmak mekruh olmaz. (Hidâye) Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Ramazanı bir-iki gün önce oruç tutmakla karşılamayınız! Devamlı oruç tutan, bu orucu tutabilir.) [Müslim]
Ramazan orucunu karşılamak gerektiğini sanıp veya Ramazan diye şabanın son günü oruç tutmak mekruhtur. Hıristiyanlara benzememek için, şabanın son günü oruç tutmanın mekruh olduğunu bildiren âlimler de vardır. (Bahr, Dürer, Tahtâvî)
Sual: Takvimlerde yazılı olan imsak ne demektir? Bu vakitte sabah namazı kılınır mı?
CEVAP
İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olan vaktin başlaması demektir.
Türkiye Gazetesi Takvimi’nde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi kesmelidir! Bundan 20 dakika kadar sonra sabah namazı kılınabilir!
Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması, kendini mesuliyetten kurtaramaz!
Sual: 1- Kutuplarda oruç tutulursa, nasıl tutulur? Namaz nasıl kılınır?
CEVAP
Hanefide, bazı âlimlere göre vakti girmeyen namazları da kılmak farzdır. İhtiyata riayet etmek çok iyi olur. Bu bakımdan vakti girmeyen namazlar, (Vaktine yetişip de kılamadığım yatsı veya sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilerek kılınmalıdır. Bu namazları, vakitlerinin başladığı en son günün vakitlerinde kılmak iyi olur.[Demek ki saatlere bölerek kılmak en uygun olanıdır.]
Seferi olanın, dört mezhebde de oruç tutması farz değildir. Kutuplara ve Aya giden müslüman, seferi ise oruç tutmaz. Geriye dönünce kaza eder. Ramazan ayı gelince, oruç tutmak farz olur. Bu bakımdan gündüzleri çok uzun olan yerlerde ikamet eden bir müslüman, oruca saat ile başlar, saat ile bozar. Vakitleri normal teşekkül eden en yakın bölgelere kıyas edilir.
O hâlde gündüzleri çok uzun olan yerde yaşıyan müslümanlar, gündüzü böyle uzun olmıyan bir şehirdeki müslümanların zamanına uyarak oruçlarını tutarlar. (Dürer)
[Demek ki orucu da saatle tutar. Mesela altı ay gece ve altı ay gündüz olan kutuplarda, istanbulun saatlerine uyarak tutar.]
2- Fakat burada bir zorluk daha var. Kutuplara yaklaştıkça günler veya geceler uzamaya başlar. Vaktin normal olarak nerede girdiğine karar vermek ve oranın vakitlerine bölerek yapmak da zor iş gibi. Nasıl yapılacak? İsveç, Finlandiya gibi ülkelere gittimi gündüz ve gecenin dengesi çok bozulur değil mi?
CEVAP
Hiç zorluk yok. Diyelim dediğiniz ülkelerde gündüz 20 saat, gece dört saat, nasıl namaz kılarız, nasıl oruç tutarız?
Saatle dendi ya, İstanbul esas alınır. Ankara esas alınır, bilinen bir şehir esas alınır. İstanbulda gündüz 13 saat ise, 13 saat oruç tutulur.
Sual: Ben kandilde nezleydim, ağzım kuruyordu tek cumartesi tuttum, Pazar tutmadım. Aynı zamanda cumada tek tutulmaz. Ya Perşembe Cuma ya da cumartesi Pazar tutulur değil mi?
CEVAP
Evet ama yalnız cuma ihtiyaç olunca tutulabilir. Çünkü bazı alimler cuma günü
oruç tutmak sünnet demişlerdir.
Sual: Annem rahatsızlığı sebebiyle son 2 yıla ait Ramazanı Şerif orucunu
tutamadı. Halen oruç tutamayacak durumda. Yaşı ilerlemiş olduğundan tekrar sıhhatine kavuşması şu an zor gözüküyor. Dinen zengindir.Ne yapması gerekir?
CEVAP
Oruç fidyesi verir, fakat iyi olduğu zaman, yine oruç tutması gerekir. O zaman siz yine fidye verin, iyi olursa yine orucunu tutar. Bir aylık oruç için 53 kg un vermesi gerekir, bir veya birkaç fakire verir.
Sual: Babam oruç tutarken, takvime göre değil, Kur’ana göre hareket ediyor. Siyah iplikle beyaz iplik birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip içiyor. Ortalık ağardığı için şüpheleniyorum. Doğrusu nedir?
CEVAP
Bekara suresindeki, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için) mealindeki 187. ayetindeki iplikler, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığıdır. Ayet-i kerimenin anlamı, (Gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı, iplik gibi birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip için) demektir. Bu ayeti kerimeyi duyan bir zat, (Ya Resulullah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum. Fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim.) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığıdır.) buyurdu. Eğer Peygamber efendimiz açıklamasa idi, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, gencin babası gibi, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, güneş doğana kadar yiyip içerdik.
Sual: Kazâ orucum yoktur. Fakat bazı oruçlarım bozulmuş, kabûl olmamış diye, oruç tutarken kazâya niyet edilse, mahzûru olur mu? Kazâ orucum yoksa, bunlar nâfile olur mu?
CEVAP
Kazâsı olmayanın da kazâ namazı kılmasında, kazâ orucu tutmasında mahzûr yoktur. Kazâsı yoksa nâfile olur.
Sual: Oruca hesapla başlanılan yerlerde, yanlışlık olma ihtimâli olacağı için, bayramdan sonra kazâ orucu tutmak gerekir mi?
CEVAP
İki gün kazâ orucu tutmak gerekir. Çünkü büyük islâm âlimi seyyid Abdülhakîm Efendi hazretleri, (Böyle yerlerde bulunan müslümanların bayramdan sonra, dilediği zaman, kazâ niyeti ile, iki gün daha oruç tutmaları lâzımdır) buyurdu.
Sual: Devamlı şehirler arasında şoförlük yapanın, oruç tutmaması günâh olur mu?
CEVAP
İşi aksatacak zorluk yoksa, Ramazan-ı şerîfte oruç tutmak çok sevâbdır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günâhtır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Şer'i ma'zeretsiz, Ramazanda bir gün oruç tutmıyan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevâba kavuşamaz.) [Tirmizî]
Şu hâlde bir özür olmadan oruç yememelidir! Dînî bir özrü olanın orucunu kazâya bırakması câiz olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazâya sebep olacak bir durum olursa, orucu kazâya bırakmak câiz olur. Hadîs-i şerîfte, (Yolculukta [sıkıntı içinde] oruç tutmak takvâdan sayılmaz) buyuruldu. (Buhârî) [Yolculuk, sefer demek, 104 km'den uzak yere gitmek üzere yola çıkmaktır. Bunlardan daha kısa yola giden seferî olmaz. Burada takvâ daha çok sevâb kazanmak manâsındadır.]
Sual: Seferde oruç tutmak gerekmediği hâlde, Ramazan orucunu tutan nafile sevabı mı alır?
CEVAP
Seferî olan, Ramazan orucunu tutarsa, farz sevabı alır. (Hindiyye)
Sual: İtikaf nedir?
CEVAP
İtikaf, camiye girip ibâdetle meşgul olmak demektir. Ramazan-ı şerifte itikaf, sünnet-i müekkededir. Ancak itikaf, sünnet-i kifaye olduğu için bir mahallede birkaç kişi itikafa girerse, diğerlerinden bu sünnet sakıt olur. Bu bakımdan imkânı olanlar itikafa girmelidir! İtikaf eden kimse camide yiyip içer, yatar. Abdest için dışarı çıkabilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İtikafta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.)
(Bir devenin 2 sağımı kadar itikaf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.)
(Ramazanda on gün itikaf eden, 2 defa hac yapmış gibi sevap kazanır.)
Sual: Oruçla ilgili diğer hak mezheplerimizin hükümleri hakkında da bilgi verir misiniz?
CEVAP
Ramazan orucuna niyetin son vakti, Hanefî’de öğleye bir saat kalıncaya kadar, diğer üç mezhepte imsak vaktine kadardır. Üç mezhepte, Ramazan orucu için her gece niyet gerekir, Mâlikî’de ramazanın ilk gecesi bir ay oruca niyet sahihtir.
Şâfiî’de, kulak tabii menfez [delik] dir. Kulağa konan sıvı katı her şey, mideye girmiş gibi orucu bozar. Diğer üç mezhepte sadece ilaç konursa bozar. Şâfiî’de idrar yolu da tabii menfezdir. Buraya pamuk konsa bile orucu bozar. Diğer mezheplerde bozmaz. İğne vurulmak, dört mezhepte de orucu bozar.
Dişler arasındaki yemek kırıntısını yutmak Hanefî’de orucu bozmaz, diğer üç mezhepte bozar. Lavman Mâlikî’de orucu bozmaz, diğer üç mezhepte bozar. Unutarak yiyip içmek, üç mezhepte orucu bozmaz, Maliki’de bozar. Ramazanda oruçlu iken yiyip içene Hanefî ve Mâlikî’de kefaret gerekir, Şâfiî ve Hanbelî’de sadece kaza gerekir. Hanımı ile beraber olana dört mezhepte de kefaret gerekir.
Kan aldırmak Hanbelî’de orucu bozar, diğer üç mezhepte bozmaz. Abdest alırken, mübalağa etmeden boğaza su kaçarsa, Şâfiî ve Hanbelî’de oruç bozulmaz. Hanefî veMâlikî’de bozulur.
Ramazanda karı koca beraber olursa, Şâfiî ve Hanbelî’de kefaret kocanın üzerine olur, Hanefî ve Mâlikî’de ikisine de kefaret gerekir. Mâlikî’de oruçlu iken hanımını öpmek haram, diğer üç mezhepte haram değildir. Ancak cünüp olmak ihtimali varken öpmek mekruhtur.
Hanımın öpünce meni gelirse üç mezhepte oruç bozulmaz, Hanbelî’de bozar.
Şâfiî ve Hanbelî’de, nafile oruç veya nafile namaza başlayan, tamamlamadan bozarsa, kazası vacip değil, Hanefî ve Mâlikî’de vaciptir.
Yalnız cuma günü oruç tutmak Hanefî ve Mâlikî’de caiz, Şâfiî ve Hanbelî’de mekruhtur. İmam-ı Ebu Yusuf da mekruh dedi. Bu bakımdan Hanefîler yalnız başına cuma günü oruç tutmamalıdır.
Kadir gecesi üç mezhepte ramazan ayı içinde, Hanefî’de ise bütün sene içindedir.
Sadaka-i fıtır, Hanefî’de Ramazan-ı şerifte verilir. Ramazandan önce ve bayramdan sonra da vermek caiz ise de, bayram namazından önce verilmiş olması daha çok sevaptır.Şâfiî’de Ramazandan önce, Mâlikî’de ve Hanbelî’de ise bayramdan önce verilemez. Hanefî’de nisaba ulaşanın fıtra vermesi vacip, diğer üç mezhepte, bir günlük yiyeceği olanın fıtra vermesi farzdır. Hanefî’de hanımın fıtrasını kocası vermez, diğer üç mezhepte vermesi lazımdır.
Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için, vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabî esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hâllerde meydana gelir. (M. Rabbânî)
Sual: "Okulu bitirsem iki sene oruç tutacağım" dedim. Fakat "Allah rızası" için demediğim için oruç tutmam gerekir mi?
CEVAP
Oruç, zaten Allah rızası için tutulur. Onunu için oruç tutmak gerekir. (Dürer)
Sual: Oruç tutmayan işçiye, Ramazanda yemek verilir mi?
CEVAP
Yemek verilmez, yemek parası verilir.
Sual: Sabah namazına kalkamayanın her defa için bir gün oruç tutmayı adaması caiz midir?
CEVAP
Hayır caiz değildir.
Sual: Yazın kazaya kalmış oruçları, kışın kaza etmek caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
Sual: Evde olduğum için sadece Cumartesi günleri oruç tutmam da mahzur var mı?
CEVAP
Yalnız cumartesi günü oruç tutmak mekruhtur.
Sual: Nafile orucu sebepsiz bozmak uygun mudur?
CEVAP
Nafile orucu, sebepsiz bozmak günahtır. Bozunca kaza etmek de gerekir.
Sual: Bir kişi yiyecek bir şey bulamazsa veya yemek hazırlamaya üşenirse, oruç tutsa caiz olur mu?
CEVAP
Çok iyi olur. Peygamber efendimiz yemek olmadığı zaman oruç tutardı.
Sual: l983 ten sonraki takvimlerde sahurun 15 dakika uzatıldığını bilmeyenin, buna göre oruca başlaması sahih olur mu ?
CEVAP
Bilmeden olduğu için zayıf kavle göre sahih olur.
Sual: Oruçlu, ağzını diş macunu ile fırçalasa mekruh olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Şükür kurbanı yerine ceza olarak oruç tutmak caiz mi?
CEVAP
İsrafı önlemek için caizdir.
Sual: İmsakten sonra kazaya niyet edenin orucu nafile mi olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Orucun aksamaması için hayzı ilaçla geciktirmek caiz mi?
CEVAP
Caizdir, fakat buna lüzum yoktur.
Sual: Ramazandaki esnemek şeytandan değil mi?
CEVAP
Asabi esneme de olur.
Sual: Ramazanda günah işlemek nefisten mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Ebem, bir yıl oruç tutacağım dedi. Tutmadan öldü. Ne lazım?
CEVAP
Bu adak için bir senelik oruç kefareti yapılır.
Sual: Misafire, evine gelince tutmadığı oruçları kaza etmek farz mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Seferde olana da ramazan orucu farz mı?
CEVAP
Evet. Fakat kazaya bırakması caizdir.
Sual: Bir ay oruç tutmayı adayan, 30 gün peş peşe mi tutar?
CEVAP
Hayır.
Sual: Şabanın 14. mü, 15. günü mü oruç tutulur?
CEVAP
On beşinci günü.
Sual: Ramazanın son günü, bugün bayram diyen hocaya kanıp, orucunu bozana, kaza mı lazım olur?
CEVAP
Kaza lazım olur.
Sual: Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
CEVAP
Evvel kazaya kalmış olan diye niyet eder.
Sual: (İşim olursa iki sene oruç tutacağım) dedim. Fakat Allah rızası için demediğim için oruç tutmam lazım mı?
CEVAP
Evet. Çünkü oruç zaten Allah rızası için tutulur.
Sual: İki sene adak orucu yerine yemin kefareti vermek caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Mahallemizde imansız çok. Ramazanda davul çaldırmak istemiyorlar. Çaldırmakta ısrar edelim mi?
CEVAP
Israr edilmez. Fitneye sebep olunmaz.
Sual: Misk, gül ve gülsuyu koklamak oruçlu için mekruh mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Ölüm hastası oruçlu kimseye zemzem vermek lazım mı?
CEVAP
Oruçlu ölmesi evladır.
Sual: Ramazan dışında oruçlu hastaya zemzem verilir mi?
CEVAP
Vermek müstehabdır.
Sual: Hayzlı kadının, Ramazanda oruç tutması caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Erzurumlu, yazın orucu, Adana'da tutsa, daha sevab mı?
CEVAP
Hayır. Sıkıntı kendiliğinden gelirse sevabı olur.
Sual: (Başkası yerine oruç tutulmaz) hadisi hangi kitapta var?
CEVAP
Tahtavi haşiyesinin 238. sayfasında var.
Sual: Oruçlunun ilaçla gargara yapması mekruh mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Kaza orucunu davette bozmak caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Her pazartesi günü oruç tutmayı adet edinen, Nevruz günü pazartesine geldiğinde, yine oruç tutsa, mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz.
Sual: Dilimde okumaya mani yara var.Oruçlu iken gargara caiz mi?
CEVAP
Özrü olduğu için mekruh olmaz.
Sual: Ramazanda şeytani rüya görülür mü?
CEVAP
Görülmez. Nefsani rüya görülür
Sual: Savm-ı davüd cumartesi ve mekruh güne denk gelse caiz mi?
CEVAP
Mahzuru olmaz. En faziletli oruçtur.
Sual: Sükut orucu var mı?
CEVAP
Yoktur.
Sual: Ramazanda (Yarın dişim ağrımazsa oruç tutarım, ağrırsa tutmam) dedim. Dişim ağrıyınca orucu bozdum. Kaza mı gerekir?
CEVAP
Şüpheli niyet olmaz. Kaza gerekir.
Sual: İmsakten sonra, nafile oruca niyet edip, dahveden önce, oruç tutmaktan vazgeçenin, bu orucu kaza etmesi vacip olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Şabanın 15. günü, cumartesine gelse, oruç tutulur mu?
CEVAP
Mekruh olur.
Sual: Recebin birinde kefaret orucuna başlayan kadın, adet görse, temizlenmeden Ramazan girse, yeniden mi tutar?
CEVAP
Hayır.
Sual: Kaza orucu olmayanın, tuttuğu kaza orucu nafile mi olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Söylentilere inanıp, Ramazan diye, Şabanın 29unda oruca niyet ettim. Doğrusunu öğrenince bozdum. Kaza gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.
Sual: Ramazanda itikafa girdim. 5. günü bozdum. Kaza gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.
Sual: Diş dolgusu sebebiyle gusülsüz oruç tuttum. (Oruç tuttuğum yıllardaki gusülleri Şafiiye göre aldım) demek gerekir mi?
CEVAP
Evet, hem tövbe gerekir, hem de böyle niyet etmeli!
Sual: Ramazanda şeytanların azgınları mı bağlanır?
CEVAP
Hayır hepsi bağlanır.
Sual: Herhangi bir cumartesi günü oruç tutmak mekruh mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Bayramdan önce hurma, şeker gibi tatlı yemek müstehab olduğu için fıtr bayramına şeker bayramı denir mi?
CEVAP
Evet. Dinimizin bir emri ortaya çıkacağı için iyi olur.
Sual: Hilalin bir veya iki günlük olduğu nasıl bilinir?
CEVAP
Tecrübesi olan bilir.
Sual: "Şu işi yaparsam bir gün oruç tutacağım" diye söylendiğinde, bu şeyi her yaptığımız sefer için bir gün oruç mu tutmalıyız, yoksa bir kaç sefer sözümüzden çıktığımızda da 1 gün oruç tutmak yeterli midir?
CEVAP
Bir gün oruç tutmanız yeter.
Sual: Yalnız başına Cuma veya Cumartesi günü oruç tutulmuyor. Cuma ve Cumartesi
birlikte tutulur mu?
CEVAP
İkisi birlikte olursa tutulur.
Sual: Oruç neden cumartesi günü tek tutulmaz?
CEVAP
Cuma günü tek tutmak sünnet diyen ve mekruh diyen alimler vardır. İhtiyaten tek tutmamak iyi olur. Ama hadisi şerifte cumartesi günü tek tutmayın buyuruluyor. Sebebi bildirilmiyor. Cumartesi Yahudilerin önemli bir günüdür.
Sual: Bazı imsakiyeler, Türkiye gazetesi takviminden farklıdır. Hangisine uymamız daha ihtiyatlı olur?
CEVAP
İhtiyata riayet etmek tedbirli ve temkinli hareket etmek elbette iyi olur. Türkiye gazetesi takvimine göre hareket edilmelidir. Yoksa oruçlar tehlikeye girer. Türkiye gazetesinin hesapları yüz yıldır uygulanan hesaplardır.
Sual: Gece yatarken "Yarın kaza orucu tutalım, bunun için gece sahura kalkalım, gece kalkar yemek yer ve niyet ederiz yarında oruç tutarız dedik" ve yattık. Ama sahura kalkamadık, uyandığımızda güneş doğmuştu. Gece yatarken " Yarın oruç tutalım” diye olan niyetimiz niyet yerine geçer mi ?
CEVAP
Niyet ta akşamdan da yapılır. Kalksak da kalkmasak da oruca niyet edilmişse yeterlidir, sahura kalkmak gerekmez.
Sual: Bazıları diyor ki Ramazanda orucun ilkini yani ilk gününü tutmazsak diğerlerini de tuttuğumuz zaman gerektiği zaman bozabilirmişiz. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Hiç olur mu? Öyle bir şey yok. Ramazanda her gün oruç tutmak farzdır. Böyle saçma sapan hurafelere inanmamak lazım. İnsan sağlık durumuna göre, ilk günler tutamaz da sonraki günler tutabilir veya ilk günler tutar da hastalanınca diğer günler tutamaz. Bu hallerde ne yapılacağı, nasıl yapılacağı ilmihal kitaplarında vardır. [Böyle hurafelere inanmamak için dinimizi öğrenmemiz lazım. Dinimizi doğru öğrenmek için de Tam İlmihal Seadeti Ebediyye kitabını okumanızı tavsiye ederiz.]
Sual: Ramazan-ı şerif orucuna niyet farz. Arkadaşın biri Ramazan orucunun hepsini tutmak için bir defa niyet kafi diyor aydınlatırsanız memnun olurum.
CEVAP
Her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır. Arkadaşın yanlış söylüyor.
Sual: Ramazanda gece niyet etmeyi unutan ne yapmalı?
CEVAP
Öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Sahura kalkmak niyettir, oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.
Sual: Bir kadın akşamdan yarınki oruca niyet etse, yarın hayzı başlasa o gün oruç tutacak mı tutmayacak mı?
CEVAP
Hayz başlayınca oruç bozulmuş olur, yer içer.
Sual: Adetimiz bitince yiyip içmemizde mahzur var mıdır, bir de oruçlu iken adet görünce, yiyip içebilir miyiz?
CEVAP
Ramazan-ı şerifte gündüz muayyen hali sona eren kadın, bir şey yiyip içmeden oruçlu gibi durur. Fakat oruçlu iken muayyen hali zuhur eden kadının, oruçlu gibi durması gerekmez, yiyip içebilir.
Sual: Teyzemin böbreğinde taş olduğu için doktor devamlı su içmesi gerektiğini söylemiş. Bu durumda ramazan orucunun kefaretini nasıl ödemeli. Eğer fidye vermesi gerekiyorsa ne kadar ve ne vermeli. Ayrıca bu fidyeyi bana vermesi uygun olur mu?
CEVAP
Oruç tutamayacak kadar hasta ise 30 günlük ramazan için 53 kilo un verir.Yahut değerini altın olarak verir. Siz fakirseniz size de verebilir.
Sual: Oruç tutamayan hastanın fidyesi ne zaman verilir?
CEVAP
Ramazanın içinde herhangi bir gün verilebilir.
Sual: Oruç tutamayanın fidyesi nasıl verilir? Ramazan içinde mi verilmesi gerekir? 1 fakire mi yoksa 30 ayrı fakire mi vermek gerekir? Para olarak mı verilir? Geniş şekilde bilgi vermenizi istirham ederim.
CEVAP
Oruç fidyesi ile oruç kefareti farklıdır. Biz oruç fidyesini bildiriyoruz:
Çok yaşlanıp ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli yiyip içmelidir! Çok yaşlı olup oruç tutamayan, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez. Fidye, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç için 53 kg un verilmesi kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın veya gümüş para, tutulamayan otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın içinde verilebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder.
Sual: Bir kimse akşam namazından önce uyusa veya bayılsa öbür gün öğleleyin uyansa hemen oruca niyet edebilir mi?
CEVAP
Niyet edemez. Öğleden bir saat önce uyansa idi edebilirdi.
Sual: Bir arkadaşın migren ağrısı olduğu için ramazan orucunu tutmuyor. Bunun için günlük 10 Mark ödeyecekmiş, yeterli görüyormuş. Sizce ne yapması daha doğru olur.
CEVAP
Onun veya benim yeterli görmemizin ne kıymeti var, ne de önemi. Önemli olan bu hususta dinimizin hükmüdür. Buna göre hareket edersek hem ibadetlerimiz doğru ve makbul olur, hem de ahirette (eyvah) diyenlerden olmayız.
Fidye, Mark verilmez, kağıt para olmaz. Aşağıdaki ölçüye göre altın olarak verilebilir.
Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli yiyip içmelidir! Hadis-i şerifte (Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir.) buyuruluyor. Çok yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez, duâ eder. Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın, tutulamayan otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın içinde verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder.
Sual: Bir arkadaşımın kayın validesi kalp hastası. Kısa bir süre önce ameliyat oldu. Yakında tekrar ameliyat olacak. Ramazanda kalp hastalığından dolayı 7-8 gün oruç tutamadı. Tutamadığı oruçları şimdi kaza etmek istiyor ama tecrübesinin verdiği bir endişe ile tutmaktan korkuyor. Kriz gelince ilaçlarını mutlaka kullanması gerekiyor. Almanya'da Müslüman mütehassıs bir doktor olmadığı için oruç konusunda doktorlar bir şey söylemiyorlar. Tutamadığı oruçları ne yapacak? Fidye vermesi uygun olur mu?
CEVAP
Oruç tutabilenin fidye vermesi caiz olmaz. Kalp hastalığında, göğüs üzerine nitroderm ihtiva eden bir ilaç [TTN] konur. Bu deriden içeriye emilir. Sağlam deriden içeri girdiği için orucu bozmaz. Eğer böyle bir ilaç bulursa orucunu tutar. Bulamazsa, kriz gelince ağızdan alınan ilaçlarını alarak orucunu bozar. Yani tutabildiği kadar oruçlarını tutmalıdır.
Sual: Babam mevsim değişmelerinde ortaya çıkan ruhsal depresyon denen bir rahatsızlığı bulunmaktadır. Sene içerisinde ilkbahar ve son baharda olmak üzere tekrarlanmaktadır.Bu rahatsızlık yaklaşık olarak 1.5- 2 ay gibi bir zamanda tedavi edilerek babam eski sağlığına kavuşmaktadır. Şu anda aynı rahatsızlığı nüksetmiş ve ilaç tedavisi görmektedir.Sağlığına % 50 kavuşmuş durumdadır ve iyileşmeye devam etmektedir.
Bu tedavi esnasında kullandığı sinir sistemini güçlendirici (efeksör-tegretol-anafranil ve remoron) ilaçlar almaktadır. Bu ilaçların günün belirli zamanlarda ve saatlerde alınması gerekmekte bununla birlikte beslenmesinin de düzenli olması gerekmektedir.
Şu anda bir sorun yoktur fakat yaklaşık 10 gün sonra Ramazan ayı girmektedir ve oruç tutulması gerekmektedir. Bu durumda babam orucunu tutsa tedavisi aksayacak. Orucu tutmasa olmayacak. Ramazan süresince her gün bir fakire bir öğünde doyacak kadar para versek orucun borcu ödenir mi? Ayrıca hastalığı sene boyunca devamlı olmadığı için 1 ay sonra iyileşmektedir fakat ilaç tedavisi yıl boyunca devam etmekte olup bu dönemlerde gibi yoğun olmamaktadır. Ramazandan sonra babama oruç tuttursak irade olarak ardarda 30 gün oruç tutmaz (Ramazanda 30 gün bir fakire para verdik ya oruç tutmaya gerek olmaz görüşüne sahiptir ve itiraz edebilir.)
Bu konuda bana yardımcı olabilir misiniz. Babam ramazan ayında oruç tutmayıp bir fakire 30 gün boyunca para versek oruç borcu ödenir mi? Bu konuda İslam alimlerinin görüşü nedir?
CEVAP
İslam alimlerinin görüşü olmaz, görüş dinde senet değildir, ictihad senettir.
30 günü peş peşe tutması gerekmez, fırsat buldukça tutar. Oruç tutabilenin fidye vermesi caiz olmaz. İkinci bir husus da, ilaç ramazana göre ayarlanabilir belki. Siz onu Müslüman bir doktorla görüşün. Ben de sorarım. Siz de sorun. Belki tutabilir. Her doktorun sözüne inanılmaz.
Sual: Hamile ya da çocuk emziren bir kadın oruç tutabilir mi? Tutmadığı günler kazaya mı kalır yoksa her gün için fidye vermek mi gerekir?
CEVAP
Hamile iken de çocuk emzirirken de oruç tutabilir, eğer tutarsa sağlığına zarar verecekse, çocuğa zarar olacaksa o zaman tutmaz, sonra kaza eder. Fidye vermekle kurtulamaz.
Sual: Annemin midesi rahatsız, bu yüzden oruç tutamıyor. Acaba tutamadığı günler için ne kadar fitre veya ne vermesi gerekir?
CEVAP
Her doktorun demesiyle oruç tutmamak uygun olmaz. Namaz kılan Salih bir doktor oruç tutamaz derse, o zaman oruç tutmaz ve oruç için fidye verir. 30 gün için 53 kg un vermesi yeterlidir. Bir fakire verir.
Sual: Düzenli olarak iğne kullanması gereken şeker hastası, tutamadığı bu Ramazan oruçlarını nasıl ödemesi gerekir?
CEVAP
Bir aylık 53 kg un verir, yahut değeri kadar altın. Şeker hastası zengin değilse bunu da vermez, dua eder.
Sual: Tam olarak kaza borcumu hatırlamıyorum; bu yüzden her nafile orucu tutarken, kazaya niyet etsem sakıncası olur mu?
CEVAP
Niye sakıncası olsun, aksine iyi olur. Kaza orucu tutarken en son tutamadığım ramazan orucuna diye niyetlenmeniz yeterlidir.
Sual: Annemle telefonda konuşuyorduk, sahura kalkabiliyor musun dedi, evet kalkıyorum dedim halbuki kalkamadığım çok oldu. Aç olarak oruç tuttuğumu bilip üzülmesin diye böyle söyledim bu yalan caiz olur mu?
CEVAP
Burada yalan caizdir.
Sual: Nezri muayyen, nezri mutlak oruçlar nedir?
CEVAP
Vâcib oruçlar, muayyen olur. Belli gün oruç adamak böyledir. Mesela pazartesi günü oruç tutmayı adamak, nezri muayyen oruç olur. Gayr-i muayyen oruçlar: Herhangi bir gün oruç adamak. Mesela (Allah rızası için üç gün oruç tutacağım) demek böyledir.
Sual: 1- Şevval ayına girdik. 6 gün orucuna başladım. Bir de efendim, benim adet olduğum zaman tutamadığım oruçlarım oldu. 7 gün tutamadım. 6 günlük oruç diğerinin yerine geçer mi? Yoksa 13 gün oruç tutmam mı gerekiyor?
CEVAP
Evet onun da yerine geçer. Altı gün orucu tutarken kazaya da niyet ederseniz hem kazanız ödenmiş olur, hem de şevval ayında oruç tutma sevabına kavuşmuş olursunuz. 7 gün kaza tutarsanız borcunuz kalmaz.
2- Bir de tutarken şöyle niyet ediyorum . Niyet ettim Allah rızası için Şevval ayı ve tutamadığım oruçlarımın ilk kazasını tutmaya. Bu niyet doğru mu ?
CEVAP
(İlk kazaya kalan ramazan orucuma ve şevval ayında oruç tutmaya) diye niyet edersiniz.
3- Çorapla uyumak günah diyorlar. Bu doğru mudur ?
CEVAP
Hiç mahzuru yoktur.
Sual: Kazası olanın nafile ibadetleri kabul olmaz, benim kaza namazlarım var, bu yüzden nafile namaz kılsam kabul olmaz. Ama nafile oruç tutarsam (yani kaza namazı kılmamı hiç etkilemiyor), bu kabul olur mu?
CEVAP
Kabul olur. Borcumuz yoksa nasıl olsa nafile olacak. Onun için kaza tutmak ve kaza kılmak daha uygun oluyor.
Sual: Bir arkadaşım akşam 12.00 gibi yatmış ve uyumuş ertesi gün saat 13.00 civarı uyanmış. Dolayısı ile sahura kalkamamış, niyet de etmemiş. O gün oruçlu sayılır mı?
CEVAP
Eğer sahura kalkmak niyetiyle yatmışsa, yani yarın oruç tutmak niyetiyle uyumuşsa, niyet etmiş demektir. Böyle bir şey yoksa niyetsizdir.
Sual: 3 gün üst üste oruç tutmayı adamıştım, fakat üçüncü gün -orucu bozan fakat kefaret gerektirmeyen bir durum neticesinde -orucum bozuldu. Nasıl hareket etmem lazım?
CEVAP
Adak orucunu kasten bozsanız kefaret gerekmez. Yeniden üç gün oruç tutarsınız hepsi o kadar.
Sual: Eğer birisi büluğ çağından itibaren 3 sene orucunu tutmaz ise fakat daha sonraki senelerde oruca başlarsa 3 senelik orucunu nasıl kaza edecek?
CEVAP
|
Fırsat buldukça birer ikişer veya üçer beşer tutar, yani 30 gün birden tutmak gerekmez. Böylece 90 günlük orucunu kaza eder.
|
**********
Orucu Bozan & Bozmayan Şeyler
|
Sual: Orucu bozup bozmayan şeyler hakkında genel bilgi verir misiniz?
CEVAP: Kalb hastasının göğsüne sürdüğü ilaç, orucu bozmaz. Çünkü, sağlam deriye sürülen ilaç, deriden içeriye girse de orucu bozmaz. Dil altına konulup emilenler bozar. Kulağa konulan ilaç da bozar.
Morfinle dişini çektirdikten sonra, oruç bozulduğu için, yiyip içene kefaret gerekmez, kaza gerekir. Bir hastalık sebebiyle de iğne [enjeksiyon] yapılınca oruç bozulur ve kaza gerekir. Oruç bu şekilde bozulduktan sonra yiyip içmek, kefaret gerektirmez. Diş çektirmek orucu bozmaz. Dişten çıkan kan yutulursa oruç bozulur. Ramazan orucunu tutarken iğne vurduranın veya dişinden çıkan kanı yutanın orucu bozulur, gününe gün kaza gerekir, kefaret gerekmez.
İstemiyerek ağız dolusu kusmak orucu bozmaz. İsteyerek, zorlıyarak az bir kusma da orucu bozmaz ise de, ağız dolusu kusmak bozar. Hadis-i şerifte (Kendiliğinden ağız dolusu kusanın orucu bozulmaz. İsteyerek ağız dolusu kusanın orucu bozulur, kazası gerekir.) buyuruldu.
Tıraş olurken kanayan yere, kanın durması için kantaşı sürmek orucu bozmaz.
Gündüz uyurken ihtilam olunca oruç bozulmaz. Uyanınca ilk fırsatta gusledilir. Hadis-i şerifte, (İhtilam olmak orucu bozmaz.) buyuruldu. Gusletmekle de oruç bozulmaz. Guslederken vücudun içine su girmemesine dikkat etmelidir! İçeri su girerse oruç bozulur.
Basur dışarıda iken taharetlendikten sonra, yaş olarak içeri girerse oruç bozulur. Taharetlendikten sonra kurulanırsa bozulmaz.
Bir hasta, ilaç alarak, orucunu bozsa, kefaret gerekmez. Çünkü dinimizin bildirdiği bir özürle, yani zaruretle oruç bozulunca yalnız kaza gerekir. Fakat basit bir hastalık için oruç bozmamalıdır!
Abdest alırken hata ile boğazına su kaçan, orucu bozulduğu için yiyip içse, yalnız kaza gerekir.
Kulağa damlatılan ilaç orucu bozar. Göze damlatılan ilaç bozmaz. Dişe konulan ilaç, yutulmadığı müddetçe orucu bozmaz. Hatta ilacın tadı boğazda hissedilse de bozmaz. Ağızdaki yara, namazda okumaya mani değilse, ilaçla gargara mekruh olur. Okumaya mani olursa, ilaçla gargara etmek mekruh olmaz. Çünkü özür vardır.
Oruçlu iken dişleri macunla fırçalamak mekruhtur. Boğaza kaçarsa oruç bozulur.
Ramazan-ı şerifte gündüz muayyen hali sona eren kadın, bir şey yiyip içmeden oruçlu gibi durur. Fakat oruçlu iken muayyen hali zuhur eden kadının, oruçlu gibi durması gerekmez, yiyip içebilir.
Yaraya sürülen merhemin, sindirim yoluna veya beyne gittiği bilinmiyorsa oruç bozulmaz.
Tozlu, dumanlı şey koklamak, başkasının içtiği sigara dumanı yahut tütsülerin dumanını çekmek orucu bozar. Fakat ağzından veya burnundan boğazına toz, duman kaçsa, oksijen gazı tüpü ile sunî hava verilse, başkalarının içtiği sigaranın dumanı ağzına, burnuna girmesinden sakınmak mümkün olmasa, oruç bozulmuş olmaz. Unlu işlerde çalışanın sakındığı halde, ağzına burnuna giren un tozları orucu bozmaz. Kömür işinde çalışan kimsenin ağzına, burnuna kömür tozu girse, orucu bozulmuş olmaz. Çünkü bundan sakınma imkanı yoktur. Diğer toz ve dumanların hükmü de böyledir. (Dürer)
Sual: Damardan serum verilmesi, sadece imam-ı azama göre orucu bozduğu söyleniyor. Diğer mezheplere göre bozmuyor mu? Serumla gıda ve deva verilebiliyor. İhtiyacı olan suyu, gıdayı ve ilacı serumla alan kimsenin orucu bozulmaz mı? Oruçta gaye, yiyip içmeyi terk etmek olduğuna göre, ağız yolu ile değil de, damar yolu ile yiyip içenin orucu niçin bozulmaz?
CEVAP: Dört mezhepte de, sağlam deriye konan ilaç, gıda ve deva, emilip içeriye nüfuz etse de oruç bozulmuş olmaz. Mesela kalb hastalığında, göğüs üzerine nitroderm ihtiva eden bir ilaç [TTN] konur. Bu deriden içeriye emilir. Sağlam deriden içeri girdiği için dört mezhepte de orucu bozmaz. Bunun gibi, sağlam deriye konan nikotin yakısı da, vücut tarafından emildiği halde, dört mezhepte de orucu bozmaz.
Tabiî menfezlerden [deliklerden] giren şeyler orucu bozar. Şafiîde, kulak tabii menfezdir. Kulağa konan sıvı-katı her şey, mideye girmiş gibi orucu bozar. Şafiide idrar yolu da tabii menfezdir. Buraya ilaç, hatta pamuk konsa bile orucu bozar.
Dört mezhepte de ve bütün imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Şâfiî mezhebinde, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Meselâ, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe, yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.
Şafiî’de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğne ile adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi’de ise, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.
Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O hâlde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe, [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) demek, çok yanlış olur, ilme ters olur.
Bütün doktorlar, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildiriyorlar. O halde, işin aslını bilmeyenlere kanıp da, enjeksiyonla orucu telef etmiyelim.
[Buradaki hanefi mezhebi ile ilgili bilgiler, Tahtâvî, Mebsut, Bedayi ve benzeri kitaplardan, Şâfiilerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğnil muhtaç, Tuhfe, Envâr, Kummesrâ, Bâcuri, Şerh-i İbni Bâcuri gibi muteber eserlerden alınmıştır.]
Sual: Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi. İlişki orucu bozmaz mı?
CEVAP Bunu bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak orucu bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)
Şâfiî mezhebinde, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret gerekmez, fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)
İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.
2- Ramazan orucuna imsakten önce niyet etmiş olmalıdır. İmsakten sonra oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide bulunursa, haram işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.
3- Kasten ilişkide bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide bulunmuşsa, kefaret gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür olur. Kefaret, orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hurmet ve namus perdesini yırtmanın cezasıdır.
4- İlişki, imsak vaktinden sonra yani gündüz olmalıdır. Eğer imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide bulunduktan sonra, imsak vaktinin geçmiş olduğunu anlarsa, kasten orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez.
5- İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye kefaret gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hali vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.
6- Kefaret olması için, ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş olmalıdır. Eğer seferde iken bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir. Seferde oruç tutmayan, sonra kaza eder.
7- Karı-koca kendi arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır. Mülci ikrah ile zorlanırsa, kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği birşeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın ikrah olması için şu dört şart gerekir:
Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması, zorlananın korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi veya üzücü birşey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması gereken birşey olması gerekir. (İbni Abidin, Dürer-ül-hükkâm)
Bazı kimseler de, masturbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve kefaret gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Masturbasyonun orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve Dürr-ül-muhtâr ve diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki defa masturbasyon yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir gününde, kaza gereken birşey yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa, kefaret de gerekir.
Sual: Sigara içilen bir kahvede oturmakla oruç bozulmuş olur mu?
CEVAP Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek orucu bozar. (N. İslâm)
Buradan anlaşılıyor ki, sigaradan nefret eden bir kimse de, kendi isteği ile, sigara içilmiş bir odaya girip dumanı teneffüs etse, orucu bozulur ve sadece kaza gerekir.
Dumandan sakındığı hâlde, ağzına veya burnuna duman girse, orucu bozulmaz. İstemiyerek ağza, burna giren tozlar da bozmaz. Çünkü bundan sakınma imkânı yoktur.
Sual: Ventolin, Salbutol gibi ağıza püskürtülen ilaçlar orucu bozar mı?
CEVAP: Bahsettiğiniz ilaçları kullanınca oruç bozulur.
Sual: Erkeklerin idrar yoluna koyduğu pamuk, Şâfiî mezhebine göre orucu bozar mı?
CEVAP Pamuk tamamen kaybolmuşsa, Şâfiîde oruç bozulmuş olur.
Sual: Kadın ve erkeğin ilâç olarak kullandıkları fitil, orucu bozar mı ve guslü gerektirir mi?
CEVAP Gündüz kullanırsa oruç bozulur. Fakat guslü gerektirmez.
Sual: Burnum kanadı. Bu arada genzime giden kanı yuttum. Orucum bozuldu mu?
CEVAP Burundan genize giden kanı veya dişi kanayan ağzındaki kanı yutunca, yanî kan mideye gidince oruç bozulur. Sadece kazâ gerekir. (Mevkûfât)
Sual: Buruna sıvı ilâç veya tuzlu su çekmek orucu bozar mı?
CEVAP Beyne veya boğaza giderse bozar.
Sual: Kulağı antiseptikli su ile yıkatmak orucu bozar mı?
CEVAP Bozar. İlâçsız su ile yıkamak bozmaz.
Sual: Hasta, su buharını teneffüs etse orucu bozulur mu?
CEVAP Ciğerlere giderse bozar.
Sual: 1- Kalb hastasıyım. Bazan çok ağrı oluyor. Hap alınca ağrı geçiyor. Ramazanda oruçlu iken ağrı tuttuğunda ilâç alırsam, kazâ mı, kefâret mi icâb eder?
CEVAP Zarûret olduğu için yalnız kazâ gerekir. Göğüse sürülen ilâçları kullanmak iyi olur. 2- Kalb hastasının göğsüne sürdüğü ilaç, orucu bozar mı? CEVAP Sağlam deriye sürülen ilaç, içeriye gitse de orucu bozmaz. Dil altına konulup emilen bozar. (Tahtavî)
Sual: Diş çektirmek orucu bozar mı?
CEVAP Diş çektirmek orucu bozmaz. Eğer diş çektirilirken iğne vurulursa, oruç bozulur. Dişten çıkan kanı yutmakla da oruç bozulur. Ramazan orucunu tutarken iğne vurduranın veya dişinden çıkan kanı yutanın orucu bozulur, gününe gün kaza gerekir, kefaret gerekmez. (M. Felâh)
Sual: Oruçlu iken namazda okumama mâni olacak ağızdaki yaralar için, yutmadan ilaçla gargara yapıyorum. Mekruh olur mu?
CEVAP Ağızdaki yara, okumaya mâni değilse, ilaçla gargara mekruh olur. Okumaya mâni olursa, ilaçla gargara etmek mekruh olmaz. Çünkü özür vardır. (Tahtâvî)
Sual: Ağrıyan dişe, göze ve kulağa ilaç konsa oruç bozulur mu?
CEVAP Kulağa damlatılan ilaç orucu bozar. Göze damlatılan ilaç bozmaz. Dişe konulan ilaç, yutulmazsa orucu bozmaz. Hatta ilâcın tadı boğazda hissedilse de bozmaz. (Mecmaul-fetâvâ)
Sual: Yaraya konan ilaç orucu bozar mı?
CEVAP Yaraya sürülen merhemin, sindirim yoluna gittiği bilinmezse oruç bozulmaz.
Sual: Epilasyon orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Oruçlu iken çiçek, esans koklamak orucu bozar mı?
CEVAP Çiçek, esans koklamakla oruç bozulmaz, mekruh da değildir. (R. Muhtâr)
Sual: Ağızdaki az bir kanı yutanın namazı ve orucu bozulur mu?
CEVAP Az olduğu için bozulmaz.
Sual: Oruçlu iken gusletmek orucu bozar mı?
CEVAP Gusletmekle oruç bozulmaz. Ancak ağızdan, burundan içeri su kaçarsa veya su içine oturulunca veya taharetlenirken içeri su kaçarsa oruç bozulur. (Dürer)
Sual: Dudaktaki yaşlığı yutmak orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: İmsâk vakti sona ererken yaraya konan sıvı ilâç, sabah vakti girdikten sonra emilmeye başlasa oruç bozulmuş olur mu?
CEVAP İmsâktan önce konulduğu için bozulmaz.
Sual: Makata konan pamuğun bir kısmı dışarıda kalsa orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz, hepsi içeri girerse bozar.
Sual: Yalan, gıybet, harâma bakmak gibi günâhlar orucu bozar mı?
CEVAP: Hadîs-i şerîfte, (Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, nâmahreme şehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. İmâm-ı a'zâm hazretleri, bu hadîs-i şerîfi açıklıyor ve, (Bu günâhlar orucun sevâbını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekrûh olur) buyuruyor. Yanî bu günâhları işliyen, oruç borcundan kurtulur ise de, oruca mahsûs büyük sevâba kavuşamaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez) [I. Mâce].
Oruç, mü'minler için bir nimet ve emânettir. Emânete riâyet etmek lâzımdır. Onun zâyi' olmaması için şartlarını ve edeplerini gözetmek îcâb eder. Harâma bakmaktan sakınmalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Harâma bakmak, şeytanın zehirli bir okudur. Allahtan korkup bunu terkedene, Allahü teâlâ öyle bir îmân verir ki, tatlılığını kalbinde bulur.)[Hâkim].
Oruçlu, dilini de korumalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Oruç, ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu câhillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine sataşırsa, "ben oruçluyum" desin!) [Buhârî].
Gözü ve dili günâhlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız lâzımdır. Konuşulması harâm olan şeyi, dinlemek de harâmdır. El, ayak ve diğer uzuvları da harâmdan korumalıdır! Oruç tutup a'zâları ile günâh işleyen, ilâç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günâh zehirdir. İbâdetlerimizin sevâbını yok eder. Onun için oruçlarımızı ve diğer ibâdetlerimizi harâm işleyerek sevâbsız hâle getirmemeliyiz!
Sual: Bir hasta, ilaç alarak, orucunu bozsa, kefaret gerekir mi?
CEVAP Dinin bildirdiği bir özürle, yani zaruretle oruç bozulunca, yalnız kaza gerekir.
Sual: Depresyon halinden şuursuz olarak oruç bozunca kefaret gerekir mi?
CEVAP İmsaktan sonra, ezan okunurken, ne yaptığınızı bilmeden orucu bozmuşsanız kaza gerekir. Eğer orucu bozduğunu biliyorsanız, kefaret gerekir. Anlattığınız depresyon hâlinden sanki şuursuz olarak bozduğunuz anlaşılmaktadır. Şuursuz bozulunca da kaza gerekir.
Sual: Orucunu bir mazeretle bozan hastaya kefâret mi, yoksa kazâ mı gerekir?
CEVAP Dînimizin bildirdiği bir özürle orucunu bozan hasta, o gün yediği orucu daha sonra uygun bir günde kazâ eder. Kefâret lâzım olmaz. (Hindiyye)
Sual: Morfinle dişini çektirdikten sonra, "orucum bozuldu" diye yiyip içene kefâret mi gerekir?
CEVAP Hayır kefâret gerekmez, kazâ gerekir. Bir hastalık sebebiyle de iğne [enjeksiyon] yapılınca oruç bozulur ve kazâ lâzım gelir. Oruç bozulduktan sonra yiyip içmek, kefâret gerektirmez. (R.Muhtâr)
Sual: Abdest alırken hata ile boğazına su kaçan kimse, orucu bozulduğu için yiyip içse, kefaret mi gerekir?
CEVAP Orucu kasten bozmadığı için, yalnız kaza gerekir. (Hidâye)
Sual: Nisâiyeci bir kadın doktora muayene olanın, orucu bozulur mu? Bozulursa, kefaret mi gerekir?
CEVAP Doktor, eldivene herhangi bir ilaç, yağ sürerse, oruç bozulur, sadece kaza gerekir. (Dürer)
Sual: Oruçlu olduğunu unutarak yiyen, sonra bilerek yiyip içmeye devam ederse, kefâret gerekir mi?
CEVAP Oruçlu olduğunu unutarak yiyen kimse, orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmeye devam ederse kazâ lâzım olur, kefâret lâzım olmaz. Eğer oruçlu olduğunu unutarak yedikten sonra, unutarak yiyip içmenin orucu bozmadığını bildiği hâlde, kasten yiyip içmeye devam ederse, hem kazâ, hem de kefâret lâzım olur. (Nûr-ül-izâh)
Sual: Ramazanda birkaç gün oruç tutmadım. Kefâret gerekir mi?
CEVAP Ramazan ayında mazeretsiz oruç tutmamak harâmdır, büyük günâhtır. Önce tutulmayan oruçlar için tevbe edilir. Sonra gününe gün yanî kaç gün tutulmamışsa o kadar gün kazâ orucu tutulur. Bir kimse, Ramazan ayında 30 gün oruç tutamasa, tutamadığı gün kadar kazâ orucu tutar. Bu oruçlara kefâret gerekmez. Kefâret, oruç tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu mazeretsiz bozmanın cezâsıdır. (Hindiyye)
Sual: Omuzlarım ağrılar şiddetleşti. Doktor iğne yapılması gerektiğini söyledi. Yapılacak iğne orucu bozar mı? Bozarsa gününe gün mü tutulacak yoksa kefaret orucu mu tutulacak?
CEVAP İğne olmak (enjeksiyon) orucu bozar kaza gerekir, yani gününe gün tutulur, kefaret gerekmez.
Sual: Omuz ve sırt ağrılarından dolayı krem kullanıyorum. Bunun oruca bir zararı olur mu?
CEVAP Hiç bir krem orucu bozmaz.
Sual: Abdest alırken diş etlerinden kan gelirse abdest bozulur, oruç bozulur mu?
CEVAP Kan ağızdan dışarı çıkarsa bozulur. Yutulursa abdest bozulmaz, fakat bu sefer de oruç bozulur. Tükürükten az ise, oruç da abdest de bozulmaz.
Sual: Harama bakmak, gıybet etmek, kötü söz söylemek, caiz olmayan şeyleri dinlemek, bunların orucun faziletine bir mahzuru var mı?
CEVAP Dediğiniz şeylerin hepsi orucun sevabını azaltır, fakat orucu bozmaz. Akşam içki ile orucunu açsa, yine oruç tutmuş olur, oruç borcundan kurtulur, fakat orucuna sevap alamaz. Yalan söyleyen, harama bakan da öyle. Demek ki orucu bozan şeylerle, orucun sevabını gideren şeyler farklıdır.
Sual: Masturbasyon yapmak sadece kaza gerektiğini yazdınız. Benim aklıma göre
kasten orucu bozuyor, kefaret gerekir diyorum. Hangi kitapta kaza gerektiği yazılıdır?
CEVAP Masturbasyon, yalnız kaza lâzım olduğu, Fetavai- Hindiyye, Bahrürraik ve
Dürr-ül-muhtâr kitaplarında yazılıdır. Kefaret gerekir diye hiç bir kitapta yoktur. Akıl ile din olmaz. Dinde nakil şarttır.
Sual: Porno film seyrederken cünüp oldum. Sadece baktım, başka şey yapmadım. Orucum bozuldu mu?
CEVAP Sadece bakarak cünüp olunca oruç bozulmaz. El ile veya başka bir şeyle cünüp olmaya yardım edilmişse, o zaman kaza gerekir.
Sual: Nezle olduğum için burnumun içine gelen akıntıyı geri çekip yuttum, orucum bozuldu mu?
CEVAP Bozulmadı.
Sual: Gündüz uyurken ihtilam olmuşum, orucum bozuldu mu?
CEVAP Gündüz ihtilam olunca da oruç bozulmuş olmaz.
Sual: Oruçlu iken gusl ederken, gargara yapınca, mutlaka boğazıma su kaçtı gibi his ediyorum, belki vesvese de olabilir. Ama, bana, gargara yapınca kaçmaması imkansız gibi geliyor. Ne yapmam gerekir?
CEVAP Oruçlu iken gargara yapılmaz, yapma yani.
Sual: Ağzıma balgam geliyor, yutuyorum, oruç bozuluyor mu?
CEVAP Balgamı yutmakla oruç bozulmaz
Soru: İmsak vakti çok yemek yiyorum. İmsak çıktıktan sonra yemek kaynarken ağzıma geliyor, yutuyorum. Orucum bozuluyor mu?
CEVAP Bozulmaz. Hatta ağzınıza gelen kusmuğun geri gitmesi de orucu bozmaz.
Soru: Oruçlu iken burnumuza su çektik ve genzimizden geçip ağzımızdan çıktı ama yutmadık, oruç bozuldu mu?
CEVAP Evet bozuldu. Buruna ilaç çekmek gibi su da çekip genize ulaşırsa oruç bozulur, kaza gerekir.
Soru: Abdest alınca veya ağzımızı yıkayınca kalan yaşlığı yutmak orucu bozar mı?
CEVAP Ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürük ile yutmak orucu bozmaz.
Soru: Ağzımızdaki tükürük, dışarı çıksa, mesela dudağımızdan aşağı doğru sarksa, onu yalayıp yutsak orucumuz bozulur mu?
CEVAP Tükürüp tükürüğümüzü yalarsak oruç bozulur, kaza gerekir. bahsettiğiniz şekilde olursa oruç bozulmamış olur. Sanki bir kısmı daha ağzımızda oluyor.
Sual: Hayzlı kadın o gün yiyip içebiliyor mu, sadece su içer gün boyu birşey yemez diye bir söylenti var?
CEVAP Niye su içiyor da, cola falan içmiyor, bir şeyler yemiyor. Bunların aslı yoktur. Her şey yiyip içebilir. Ama başkalarının gözü önünde yiyip içmemelidir.
Sual: Amerikadan yola çıkıyorum. Gece yolculuğu yapacağım. Sahur vaktinde uçakta olacağım, hangi ülkeye göre imsak vaktini esas alacağım. Evim Hollandada. Eve dönünce Hollanda'nın iftar vaktini mi esas alacağım?
CEVAP Çıktığınız ülkenin yani Amerikanın imsak vakti esas alınır. Gittiğiniz yerin de iftar vakti esas alınır. Yani Hollandanın. Güneş batmadan iftar edilmez.
Sual: Uçakta namazımı da normal namaz kılar gibi kılacağım, ama oturarak, değil mi?
CEVAP Namazı uçakta normal kılacaksınız. Ayakta kılacaksınız. Dört rekatlı farzları iki rekat olarak kılacaksınız. Ayakta kılma imkanı yoksa koltukta bağdaş kurup veya diz üstü oturarak ima ile kılarsınız. Sandalyede oturur gibi kılınmaz.
Sual: Banyo yapınca, banyoda oluşan buharı teneffüs etmek oruca zarar verir mi ?
CEVAP Normal su buharı zarar vermez.
Sual: Ramazan ayı içerisinde bir insan yatsıdan sonra hanımıyla beraber olsa daha sonra geç vakitte uyuyup biraz sonra guslederiz deseler uyandıklarında da güneş doğmuş olsa 61 gün oruç tutmaları mı gerekir?
CEVAP Oruca zarar vermez. Akşama kadar cünüp durulsa yine oruca zarar vermez. [Yani oruçları devam eder, bozulmuş olmaz. İhtilam olanın da orucu bozulmuş olmaz.] Fakat namaz kılmak için ilk fırsatta yıkanmak gerekir.
Sual: Eldeki yarıklara krem sürmek, cildi yumuşatmak için krem sürmek orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Şeker hastalarının iğne yaptırması orucu bozar mı?
CEVAP Hangi iğne olursa olsun, enjeksiyon yapmak orucu bozar.
Sual: Göz damlasının oruca zararı var mı? Lens te ıslakken (Kendi özel sıvısının ıslaklığı) göze takılıyor. Birşey olur mu?
CEVAP Göz damlası orucu bozmaz.
Sual: Ramazanda sahurda yatmadan önce dişlerimizi fırçalıyoruz. Ağzımızı yıkamamıza rağmen tadı ağzımızda hissediliyor bu durumun oruca zararı olur mu?
CEVAP Hayır olmaz.
Sual: Ciltde bulunan hastalığa örneğin mantara sürülen krem oruca zarar verir mi?
CEVAP Hayır vermez.
Sual: Hanefi mezhebine göre "tükürdüğümüz zaman tükürükte tükürükten az miktarda kan olursa" abdest bozulur mu, yutunca oruç bozulur mu?
CEVAP Kan tükürükten az ise dışarı çıkmakla abdest bozulmaz, yutulunca da oruç bozulmaz.
Sual: Sigara tiryakisiyim, sigara içmezsem oruç tutmam çok zor. Sigara yakıları var. Bunları koluma koysam, deri nikotini emiyormuş. Orucum bozulur mu?
CEVAP Sağlam deriye konan hiç bir yakı, ilaç orucu bozmaz. Emilmesinin önemi yok.
Sual: Sinüzitten muzdarib bir hasta oruçlu iken burnuna ilac koyabilir mi? (püskürtülen cinsinden bir ilaç)
CEVAP Oruç bozulur.
Sual: Oruçluyken kulaktan iltihap akması orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Kan aldırınca oruç bozulur mu?
CEVAP Bozulmaz.
Sual: Çocuğunu emziren bir anne oruç tutabilir mi?
CEVAP Eğer çocuğa zarar verecekse. kendine bir zararı dokunacaksa, tutmaz, iyi olduğu zaman kaza eder. Çocuğa zararı olmayacaksa tutar. Bunu da müslüman namaz kılan bir doktor bilir. Yani o çocuğa zarar gelir oruç tutma derse tutulmaz, zararı olmaz tut derse tutulur.
Sual: Oruçlu iken gusl abdesti almak caiz midir? Orucu bozar mı?
CEVAP Guslederken su içine oturulmazsa zararı olmaz. Oruçlu iken yıkanmakta da mahzur yoktur.
Sual: Ramazanda sabah kalktım işe gittim. Öğle namazı için mescide gitmeden evvel tuvalet ihtiyacımı gidermek için tuvalete girdim. İç çamaşırımda meni kalıntıları gördüm. Rüya gördüğümü kesinlikle hatırlamıyorum. Oruçlu idim. Ne yapacağımı bilemedim. Akşama kadar abdest alamadım. İşi bırakıp da eve gidemedim. Şimdi benim orucum zarara uğradı mı uğramadı mı? Kefaret mi yoksa kaza mı gerekiyor?
CEVAP Önce meni olup olmadığı önemli. Diyelim ki meni ise, yani rüyayı hatırlamasanız da şehvetle meni gelmişse, cünüp oldunuz. Cünüp durmak haram ise de, orucu bozmaz. Oruç bozulmadığına göre, siz orucu değil, namazı düşünmeniz gerekirdi. Namazlar ne oldu? Namaz kılmamak çok büyük günahtır.
Sual: Oruçlu iken dişleri macunlu macunsuz firçalamak orucu bozar mı?
CEVAP Macunsuz firçalamakta mahzur yoktur. Macunlu firçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir.
Sual: Oruçlu iken kulağa pamuklu çubuk sokmakta mahzur var mıdır?
CEVAP Şafiide orucu bozar, hanefide bozmaz.
Sual: Buruna ilaç sürmek orucu bozar mı?
CEVAP Katı ilaç bozmaz, sıvı ilaç bozar.
Sual: Jöle, krem, deodorant orucu bozar mı?
CEVAP Hiç birisi bozmaz.
Sual: Dudaktaki teri veya yaşlığı yalayıp yutmak orucu bozar mı?
CEVAP Dudaktaki yaşlığı yutmak orucu bozmaz. Abdest aldıktan sonra ağızdaki yaşlığı yutmak da bozmaz.
Sual: Hanımımı öptüm orucum bozuldu mu?
CEVAP Öpmek orucu bozmaz. Cünüp olma ihtimali varken öpüşmek mekruh olur. Öpüşürken meni gelirse cünüp olunur ve oruç bozulur. Meninin dışındaki akıntılar, mezi, vedi denilen akıntılar, erkeği de kadını da cünüp etmez. Cünüp etmeyince oruç da bozulmaz.
Sual: Yıkanırken kulağıma sabunlu su kaçtı, orucum bozuldu mu?
CEVAP Bozulmadı.
Sual: Denize girince oruç bozuluyor değil mi?
CEVAP Denize girdiği için değil, su girecek deliklerden içine su kaçtığı için oruç bozulur. Eğer su girmezse oruç bozulmaz.
Soru: İftar için yiyecek birşeyler hazırlarken parmağımı kestim. Birkaç damla aktı. Orucum bozuldu mu?
CEVAP Hayır kan çıkmakla, kan aldırmakla oruç bozulmuş olmaz.
Soru: Şükür secdesi nasıl olur?
CEVAP Kendisine nimet gelen veya bir dertten kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için şükür secdesi yapması müstehaptır. Şükür secdesi, tilavet secdesi gibidir. Şükür secdesi yapacak olan, niyet edip, secdeye gidince, önce Elhamdülillah der. Sonra secde tesbihini okur. Sonra Allahü ekber der ve ayağa kalkar..
Sual: Bacağına ameliyatla protez takılan bir hastanın ramazan ayı içerisinde göründüğü kadarı ile bir ağrısı ve sızısı olmadığı takdirde namaz kılıp oruç tutmasına engel teşkil eder mi?
CEVAP Teşkil etmez. Ayakta kılamazsa oturarak kılar.
Sual: Traş olurken kanayan yere kan taşı sürmek orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Sabah yatarken susadığımı hissettim ve saatime baktım saati 05.10 geçiyor olarak gördüm. Dikkatli olarak baktığıma eminim. Suyumu içtim ve gayri ihtiyari saate bir baktımki saat 06.10 çok üzüldüm. Orucum bozuldu mu?
CEVAP Evet bozuldu. Sizin kasdınız olmadığı için sadece kaza gerekir.
Sual: Astım hastası bir kimse hastalığından dolayı ilaç kullanma mecburiyeti doğunca ilacı kullanınca oruç bozuluyor mu? Kaza veya kefaret gerekiyor mu?
CEVAP Evet bozuluyor. Sadece kaza gerekir.
Sual: Kadın hastalıklarında bir çubukla hap veriliyor, fitil veriliyor. Bunlar guslü gerektirir mi, orucu bozar mı?
CEVAP Genelde guslü gerektirmez. Çok hassas olanlarda zevk almaya sebep olursa gerektirebilir. Gündüz kullanılırsa oruç bozulur, kaza gerekir. Pamuk bile konsa, pamuk tamamen içeri girerse oruç bozulur. Yaş parmak girse oruç bozulur.
Sual: Salı günü kaza orucu tutmak için pazartesi akşamı saat 24.00 te kaza orucu niyeti ile yemek yedim ertesi gün niyet etmediğimi hatırladım bu kaza orucu sahih oldu mu?
CEVAP Kaza orucuna niyetin ilk vakti, akşam ezanından başlar, imsak vaktine kadar devam eder. Siz gece niyet ettiğinize göre orucunuz sahihtir.
Sual: Kaza orucu tutarken en son tutamadığım ramazan orucuna diye niyetlenmem yeterli mi?
CEVAP Evet yeterlidir.
Sual: Ayak tırnağımda yara var ve bu yaradan gün içerisinde sarı su cerahat ve bazen de kan geliyor ve tırnak arasında birikiyor, bunlar tekrar içeri girer mi yani bu durum orucu bozar mı?
CEVAP Orucu bozmaz.
Sual: Sağlık ocağında kulak yıkatmak orucu bozar mı?
CEVAP Suyun içine bir ilaç konuyor, konmazsa orucu bozmaz. Konursa bozar.
Sual: Akşam yemek yerken yarın kaza orucu tutayım diye kalbinden geçirmiş hatta hanımına da söylemiş ama diliyle de niyet etmeyi unutmuş. Şimdi oruca devam mı edecek?
CEVAP Yarın tutmaya akşamdan karar vermişse, yani gece yemeğe kalksam da kalkmasam da yarın oruç tutacağım diye düşünmüşse, niyet etmiş olur. Yemek yemesi veya gece kalkması şart değildir.
Sual: Kaza orucuna niyet eden birisi öğleden önce isteyerek bozarsa bile kefaret gerekmez diye biliyorum. Hükmünü bildirir misiniz?
CEVAP Evet öyle. Fakat özürsüz bozunca günah işlemiş olur. Öğleden sonra da bozsa aynıdır.
Sual: Toplumda yaygın bir şekilde söylenen -özürlü, zihinsel özürlü vs gibi- sözlerin dinen bir sakıncası var mıdır? Özürlü demek uygun değil gibi geliyor..
CEVAP Sakata sakat demenin ne mahzuru olur ki? Hiç bir mahzuru yok. Deliye deli denir. Özürlüye özürlü denir.
Sual: Biz iki kardeşiz, annem bize hamileyken oruçlarını tutamamış. o zamanki ramazan imsakiyelerini saklayıp daha sonra (yıllar sonra) o imsakiyelere bakarak sırayla tutmuş. Niyet ederken bunlara göre niyet etmiş. Bunları tekrar tutması gerekiyor mu?
CEVAP Çok iyi olmuş.Tekrar tutması gerekmez. Fakat imsakiye saklamasa da ilk kazaya kalan diyerek de tutabilirdi. Namazları da öyle kaza etmek gerekir. İlk kılınan kılınınca ondan sonraki ilk olur.
Sual: İstemeyerek yağmur suyu ağzımıza kaçsa oruca zararı olur mu?
CEVAP Bozulur.
Sual: Hastanede test için kan verirken enjektörü sokmadan önce deriye alkol sürüyorlar ve çıkarttıktan sonra iğne deliğinin üzerine alkollü pamuk koyuyorlar. Bunun oruca bir zararı var mıdır?
CEVAP Hayır oruca zararı olmaz
Sual: Oruçlu iken kulaktan kulak damlası dökersek oruç bozulur mu?
CEVAP Evet bozulur, göze damla bozmaz da kulağa damla orucu bozar.
Sual: Ben diabet hastasıyım ve oruç tutacağım inşallah. Benim sorum kan alıp ölçü aletine koyup şekerimi ölçmem orucu bozar mı? Yani kan dediğim şırınga filan değil belki 3 damla. Çünki iş için yoldayım ve şekerimin düşmemesi icab ediyor.
CEVAP Kan aldırmak orucu bozmaz.
Sual: Arı sokarsa oruç bozulur mu?
CEVAP Bozulmaz.
Sual: Deriyi çizerek yapılan çiçek aşısı orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz. Tentürdiyot gibidir.
Sual: Sigara dumanı az da olsa, teneffüs edilince orucu bozar mı?
CEVAP Zaruretsiz teneffüs edilince bozar.
Sual: Bir odada ne kadar sigara dumanı olursa orucu bozar?
CEVAP Rahatsız edecek kadar duman varsa oruç bozulur.
Sual: Kadın geceden niyet ettiği orucu öğleyin bozsa, öğleden sonra da adet görse, kaza mı lazımdır?
CEVAP Kaza lazımdır.
Sual: Viks ve başka merhem sürmek orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Astım tabletinin gazını teneffüs etmek orucu bozar mı?
CEVAP Sigara dumanı gibi orucu bozar.
Sual: Astımlıya kriz halinde verilen ilaç, keffareti gerektirir mi?
CEVAP Gerektirmez. Hastalık özrüdür, kaza gerekir.
Sual: Evi haşere için ilaçladım. Bu ilacı teneffüs orucu bozar mı?
CEVAP Az olursa bozmaz.
Sual: Şekersiz ciklet çiğnemek orucu bozar mı?
CEVAP Mekruhtur. Çiğnememelidir. Günümüzdeki sakızları çiğnemek, daha önceden çüğnenmiş bile olsa oruzu bozar.
Sual: Oksijen gazı, orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz
Sual: Takvime göre, sahuru yanlışlıkla 10 dakika geciktirdim. Orucum sahih oldu mu?
CEVAP Kaza gerekir.
Sual: Dayanamayıp orucunu bozana kaza mı gerekir?
CEVAP Dayanamıyana, kaza gerekir.
Sual: Oruç bozulunca (Benim oruca el-Fatiha) demek günah mıdır?
CEVAP Evet. Fatihaya hakaret olur.
Sual: Hasta, ağzına sık sık su alsa orucu bozulur mu?
CEVAP Yutulmadıkça bozulmaz.
Sual: Hasta, su buharını teneffüs etse orucu bozulur mu?
CEVAP Ciğerlere giderse bozar.
Sual: Burnu kanayıp, genizden mideye giderse, oruç bozulur mu?
CEVAP Evet.
Sual: İğne vurmak şafiide de orucu bozar mı?
CEVAP Bozar.
Sual: Kulağı pamukla veya su ile temizlemek, orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
Sual: Kulaktaki pamuk, delik zardan içeri girse, orucu bozar mı?
CEVAP Hayır.
Sual: Kulağa kaçan sabunlu su, orucu bozar mı?
CEVAP Bozmaz.
**************
.
Oruç Kefareti
|
Oruç kefareti var mıdır?
CEVAP
Elbette vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı hadis kitâbından Buhâri, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi ve Nesâi'de mevcuttur. Hz. Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği hadis-i şerif şöyle:
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek, (Helâk oldum yâ Resulallah) dedi. Peygamber efendimiz, ne olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu söyledi. Peygamber efendimiz, bir köle azad etmesini bildirdi. Kölesi olmadığını bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da yapamayacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi.
İslâm âlimleri de, geceden niyetli orucunu bozan kimsenin kefaret olarak, varsa bir köle azad etmesini, yoksa peşpeşe 60 gün oruç tutmasını, tutamazsa, 60 fakiri doyurmasını bildirmişlerdir. (Reddül Muhtâr)
Peygamber efendimizin bildirdiği hükmü kabul etmeyen, Allahü teâlânın emrini kabul etmemiş olur. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Peygamberin emrine uyun, nehyettiğinden sakının.) [Haşr 7]
Bir kimse, oruç kefaretini nasıl tutar?
CEVAP
Oruç kefareti için peş peşe, 60 gün oruç tutar. 60 gün sonra, tutmadığı her gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya bir Ramazanda, 2 gün kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış ise, ikisi için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise, ikinci kefareti de, ayrıca yapar.
Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden 60 gün tutmak gerekir. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması gerekir. Hayz ve nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince, geri kalan günleri tamamlar.
Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün kefaret orucunu tutamaz ise, 60 fakiri bir gün doyurur. 60 fakiri, bir günde iki defa doyurmak gerekir. Hepsine aynı gün yedirmek şart değildir. Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek de olur. Yahut, 60 fakirin her birine, 1750 g buğday veya un veya 3.5 kg arpa, kuru üzüm, hurma verir. Bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın vermek veya bunları bir fakire 60 gün devamlı vermek de caiz olur. Kendisini doyurması için fakire kâğıt para da verilir. 60 günlüğü, bir fakire, bir günde toplu verse, bir günlük vermiş olur. 60 fakiri sabah, 60 başka fakiri de akşam doyurursa, sabah doyurduklarını akşam veya akşam doyurduklarını sabah, bir daha doyurmalıdır. Yahut, bunlardan 60’ının her birine, sadaka-i fıtr miktarı mal verir. Oruç tutabilenin fakir doyurması caiz değildir.
Ramazanda mazeretsiz oruç tutmamak haramdır, büyük günahtır. Önce, tutulmayan oruçlar için tövbe edilir. Sonra gününe gün, yani kaç gün tutulmamışsa o kadar gün kaza orucu tutulur. Bir kimse, Ramazan ayında 30 gün oruç tutamasa, tutamadığı gün kadar kaza orucu tutar. Bu oruçlara kefaret gerekmez. Kefaret, oruç tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu kasten bozmanın cezasıdır.
Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli olarak yiyip içer! Hadis-i şerifte, (Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir) buyuruluyor. Çok yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez, duâ eder.
Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın veya gümüş para, tutulamayan otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık)
Hastalık, yaşlılık gibi bir özürden dolayı Ramazan orucunu tutamayan zenginin, bu durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini vasiyet eder. Velisi de; onun tutamadığı her oruç için, fakire bir fıtra veya değerini verir. (Bedâyi)
Bir diş tabibi hanım, (Unutarak da yense, oruç bozulur. Çünkü bozulmaz diye bir âyet yok) ve (oruç kefareti diye bir şey yoktur) diyor. Bir husus Kur’anda bulunamazsa sünnete bakılmaz mı?
CEVAP
Bir kimsenin, kendi uzmanlık sahasının dışında bir uzman gibi konuşması elbette uygun olmaz. Diş tabibi bu hanım, âyetleri, hadisleri diş çeker gibi, hem de morfinsiz, çekip atıyor. Kur’an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Yalnız Allaha uyun) denmiyor, (Allaha ve Resulüne uyun) buyuruluyor. Sonra Resulullaha uymak Allaha uymaktan farklı değildir. (O, [Resulullah]vahyedilenden başkasını söylemez) buyuruluyor. (Necm 3)
Bu âyet-i kerime, Peygamber efendimizin din hakkında bildirdiklerinin Allahü teâlânın vahyettiğinden başka olmadığını bildirmektedir. Ayrıca, (Peygamber size neyi verdiyse [neyi emretmişse] onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının) buyurulmaktadır. (Haşr 7)
Demek ki Allahü teâlânın Kur’an-ı kerimde açıkça bildirmediği hususlar var ki, (Peygamberin emrettiklerini yapın, yasakladıklarından sakının) buyuruluyor. Mesela namazları nasıl kılacağımızı Kur’andan bulamayız. Kaç rekat olduğunu da bulamayız. Hangi rekatta neleri okuyacağımızı da bulamayız. Yanılırsak, ne yapacağımızı da bulamayız. Nerede buluruz? Peygamber efendimiz namazı nasıl kılmışsa öyle kılarız. Hangi rekatlarda neleri okumuşsa veya neleri okuyun buyurmuşsa öyle yaparız. Yanılma secdesini de onun bildirdiği gibi yaparız. Orucu bozan ve bozmayan çok şey vardır. İğne orucu bozar mı, hayz halinde oruç tutmak gerekir mi? Orucun farzları nelerdir? Bunları Peygamber efendimizden öğreniriz. Biz Peygamber efendimizin emrine uyarsak, başka bir kitaptan mı okumuş oluruz? Sünnetler Kur’andan başka değildir. Allahü teâlâ, Resule uymamızı emrediyor. Allahın bu emrine uymamız niye anormal karşılanır ki? Dârimi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, Allahın emri ile, Cebrail aleyhisselam, Kur'an-ı kerimi getirdiği gibi, açıklaması olan sünneti de getirmiştir. Hadis-i şerifte de, (Peygamberin haram kılması, Allahın haram kılması gibidir) buyuruluyor. (Tirmizi)
Tabibe hanım, (Unutarak da yense, oruç bozulur. Çünkü bozulmaz diye bir âyet yok) diyor. Âyette olmayanlar sünnet ile bildirilmiştir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Oruçlunun unutarak yiyip içtiği Allah'ın ona gönderdiği bir rızıktır. Kaza gerekmez.) [Dâre Kutni]
(Oruçlu iken unutarak yiyip içen, orucuna devam etsin, Çünkü onu Allah yedirip içirmiştir.) [Buhâri, Müslim, Tirmizi, Nesâi]
Âyetleri herkes kendine göre yorumladığı için 72 sapık mezhep meydana çıkmıştır. Peygamber efendimizin açıklamasına uyulsa idi, bu ayrılıklar olmazdı. Ayrılıklar, Peygamber efendimize uyulmamaktan ileri gelmektedir. Herkes Peygamber efendimizin açıklamasını esas alsa, ayrılık olmaz.
Tabibe hanım, (oruç kefareti diye bir şey yoktur) diyor. Ramazan orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı hadis kitabından Buhari, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi ve Nesâi’de mevcuttur. Hz. Ebu Hüreyrenin rivâyet ettiği hadis-i şerif şöyledir: Bir kimse, (Helak oldum ya Resulallah) dedi. Peygamber efendimiz, ne olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu söyledi. Peygamber efendimiz, bir köle azad etmesini bildirdi. Kölesi olmadığını bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da yapamıyacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi. Demek ki oruç kefareti varmış.
Yahudi ve Hıristiyanların da cennete gideceklerini söyleyen, altın yüzüğe cevaz veren, melekler rüzgarlardır diyen bir ilahiyat profesörünün oruçla ilgili bir yazısını gönderiyorum. Profesör diyor ki:
(Her ne kadar hadislerde hayzlı ve nifaslı kadınlar namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ana dokunamaz deniyorsa da, namaz kılmasında, oruç tutmasında ve Kur’ana dokunmasında sakınca yoktur. Bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır. Bir de kütüb-i sitte denilen altı hadis kitabında, kasten orucu bozanlara, ceza olarak 61 gün oruç tutmaları gerektiği bildiriliyorsa da, bu da Kur’anın ruhuna, dinin temel prensiplerine aykırıdır. Çünkü ceza işlenen suça uygun olmalıdır. Bir gün oruç yiyene, 61 gün oruç tutturmak zulüm olur.) Bu ne biçim profesör?
CEVAP
Dinimizde delil dörttür: Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha. Bir hüküm için bu delillere bakılır. Hem kütüb-i sittedeki hadislerde var diyor, hem de, bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır diyor. Önce hadis dinde delil midir değil midir, bunu kasten bildirmiyor. Sonra bu hadisler uydurma mıdır, yoksa sahih midir? Bunları da kasten söylemiyor. Uydurma demesine imkân yok. Çünkü kütüb-i sitte denilen en kıymetli altı hadis kitabındaki hadisler, bütün âlimlerce sahihtir. Mezhepsiz olmayan bir kimse, bu kitaplardaki hadis-i şeriflere uydurma diyemez. Profesör açıkça, peygamber Kur’anın ruhuna aykırı konuşmuş demek istiyor. Zaten mezhepsizler, anlayamadığı hadis-i şeriflere, (Uydurma veya Kur’anın ruhuna aykırı) damgasını basarlar.
Profesör oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı birbirine karıştırıyor. Kefaret oruç tutmamanın cezası değildir. Orucu kasten bozmanın cezasıdır. Bir adamı yanlışlıkla öldürmekle, kasten öldürmenin cezası aynı olur mu? Hatta öldürmek niyetiyle kurşun sıksa, öldüremese bile, öldürmüş gibi ceza verilir. Ama kazaen öldürenin cezası hafiftir. Orucu kazaen bozmak ile, hiç niyet etmeden oruç tutmamak ve kasten niyetli orucu bozmak arasında çok fark vardır.
İmansızın cezası
Sanki profesör, Kur’anın ruhunu, dinin temel prensiplerini biliyormuş gibi konuşuyor. Şimdi bu zavallı profesöre soruyorum: Kur’an-ı kerimde, imanla ölenlerin yarın âhirette sonsuz olarak cennette, imansız ölenlerin ise cehennemde sonsuz olarak kalacağı bildirilmektedir. Bir kimse, 50 veya 100 yıl yaşıyor, yüz yıllık iyi işlerine karşı sonsuz olarak cennette kalıyor. Bir kimse de 100 yıl günahına ve küfrüne karşılık bin yıl, milyar yıl, trilyon yıl değil, sonsuz olarak cehennemde kalıyor. Bu dinin ruhuna aykırı olmadığına göre, orucu kasten bozmanın cezasının da 60 gün olması, dinin ruhuna aykırı olmaz. Bir gün orucu kasten bozmanın cezası 61 değil, 60 gündür. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazasıdır.
Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın hanımları da, yıllarca hayz ve nifas hali olmuştur, onlar namaz kılmamış, oruç tutmamıştır. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram Kur’anın ruhuna aykırı mı hareket ediyorlardı? Hz. Aişe’nin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamıyan orucu kaza etmek gerektiği, kılınmayan namazları kaza etmek gerekmediği bildirilmiştir. (Buhari)
Hadis-i şerifte, (Hayzlı Kur'andan birşey okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi)
14 asırdır gelen yüzlerce müctehidler ve âlimler, bu meseleleri bilememiş de, birkaç mezhepsiz bunların dinin ruhuna aykırı olduğunu nasıl söyleyebilir ki?
Bu ve benzeri çıkışlar, dini bozarak, yozlaştırarak yıkmak için yapılan sinsi bir oyundur. 14 asırdan beri din kitapları ne yazıyorsa onlara uymalı, türedilere itibar edilmemelidir.
Bir bayan kefaret orucu tutması gerekirse ne yapar? Biz 60 gün ardarda tutamayız ki menopozu mu bekleyeceğiz?
CEVAP
Bayanlar adet dönemlerinde oruç tutmaz, ondan sonra devam ederler. Menopozu beklemezler.
Gıybet edince, kan aldırınca, ihtilam olunca, orucu bozulmadığı hâlde, oruç bozuldu sanıp yiyip içen kimseye kefaret gerekir mi?
CEVAP
Evet. Yiyip içmek için zaruret yoktu. Bozuldu mu diye, bilen birine sormak gerekirdi.
5 gün kaza borcu ve kefaret borcu bulunan oruçlarını nasıl tutar, 65 günü ara vermeden tutması lazım mı?
CEVAP
Hayır 60 gün oruç tutar. Kalan beş günü de istediği zaman tutar. Yani aralıklı tutabilir. Ama 60 gün aralıklı olmaz peş peşe olur.
Hastalığım artar diye orucumu bozdum. Ama artmadı. Kefaret mi gerekir?
CEVAP
Kefaret gerekir. Çünkü hastalık artmamış.
Oruçlu, bir anda çok tuz yese, kefaret gerekir mi?
CEVAP
Kaza gerekir. Az tuz yerse kefaret gerekir.
Oruç kefareti için 60 günlük parayı alan, 40 günlüğünü yese, 20 günlük parayı da başka fakire verse, kefaret parasını verenin bundan haberi olmasa, kefaret ödenmiş olur mu?
CEVAP
Başkasına da verebilirsin denmiş ise caiz.
Oruç kefaretini alan şahsın, ara vermeden yemesi mi lazım?
CEVAP
Oruçta ara verilmez, doyurmakta ara vermek caiz.
Önce kefarete sebep olan orucu kaza etmek caiz mi?
CEVAP
Önce kefareti, sonra kazasını yapar.
Ömürde bir kere kefaret tutmak lazım mı?
CEVAP
Hayır. Fakat ihtiyaten tutmak caizdir. Ancak (Kefaret tutmak gerekir) diye tutmak bidattir.
Kefaret orucu tutarken her gün için ayrı niyet lazım mı?
CEVAP
Ayrı niyet lazımdır.
İhtilam olunca, oruç bozuldu sanıp su içtim. Kaza mı lazım?
CEVAP
Kefaret lazımdır.
Kefaret orucu tutamayan kalp hastası ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta hükmündedir.
(İyi olursam kefaret orucu tutacağım) demek sahih mi?
CEVAP
Hayır.
Birkaç oruç kefaret borcum var idi. Son kefareti tuttum. Diğerlerine de niyet edince hepsini tutmuş sayılır mıyım?
CEVAP
Evet.
Kefaret orucu tutan bir kimse saatlerin geri alındığı günü saatte yanılıp imsak bittikten sonra orucu bozacak bir şey yapsa hükmü ne olur. Kefaret yeniden mi başlatılmalı?
CEVAP
Evet yeniden başlanır, eski oruçlar nafile olur.
Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
CEVAP
Evvel kazaya kalmış olan diye niyet eder.
Ramazanda imsak bitmedi sanıyordum, ilişkide bulunduk. İmsakın bitmiş olduğunu sonradan öğrendim. Ama eşim imsak vaktinin bittiğini biliyormuş. Bize kaza mı kefaret mi gerekir?
CEVAP
Bilmediğin için sana kaza gerekir, eşiniz bildiği için ona kefaret gerekir.
Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi. İlişki orucu bozmaz mı?
CEVAP
Bunu bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak orucu bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)
Şâfii mezhebinde, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret gerekmez, fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)
İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.
- Ramazan orucuna imsakten önce niyet etmiş olmalıdır. İmsakten sonra oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide bulunursa, haram işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.
- Kasten ilişkide bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide bulunmuşsa, kefaret gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür olur. Kefaret, orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hürmet ve namus perdesini yırtmanın cezasıdır.
- İlişki, imsak vaktinden sonra yani gündüz olmalıdır. Eğer imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide bulunduktan sonra, imsak vaktinin geçmiş olduğunu anlarsa, kasten orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez.
- İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye kefaret gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hali vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.
- Kefaret olması için, ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş olmalıdır. Eğer seferde iken bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir. Seferde oruç tutmayan, sonra kaza eder.
- Karı-koca kendi arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır. Mülci ikrah ile zorlanırsa, kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın ikrah olması için şu dört şart gerekir:
Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması, zorlananın korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi veya üzücü bir şey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması gereken bir şey olması gerekir. (İbni Abidin, Dürer-ül-hükkâm)
Bazı kimseler de, masturbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve kefaret gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Masturbasyonun orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve Dürr-ül-muhtâr ve diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki defa masturbasyon yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa, kefaret de gerekir.
*****************
.
|
|
|
Bugün 197 ziyaretçi (242 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|