xxxxxxxxxxxxx
MENÜ
xxxxxxxxxxxx
Diğer Türküler
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENELR
TEVHİD İLE OLUR HER DERDE DERMEN
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
TEVHİD İLE OLUR HE MÜŞKİL İHSAN
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
GÖNÜLDEN PASINI SİLMEK DİLERSEN
BİLMEDİKLERİNİ BİLMEK DİLERSEN
EĞER HAKKI SENDE BULMAK DİLERSEN
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
ALEME İBRET GÖZÜYLE BAKANLAR
ÇERAĞIN NURUMEVLADAN YAKANLAR
YERDEN GÖKTEN GEÇİP ARŞA ÇIKANLAR
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
ALDANMA KEY SAKIN BU KAİNATA
GEÇ AĞ U KARADAN BAK NURU ZATA
ERMEK İSTER İSEN BAKİ HAYATA
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
BULMAK İSTER İSEN EĞER HUDAYI
EHLİ TEVHİDE HİZMET ET HÜDAYİ
YOLA ÇEKEN OLDUR BAYU GEDAYI
HAKKA TEVHİD İLE ERMİŞ ERENLER
Hüdayi Divanı I
Kudûmun rahmet u zevk u safâdır Yâ Rasûlallâh
Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır Yâ Rasûlallâh
Nebî idin dahî Adem dururken mâ-ı tîn içre
İmâm-ı enbiyâ olsan revâdır Yâ Rasûlallâh
Kemâl-i zümre-i kümmel senin nûrunla olmuştur
Vücûdun mazhar-ı tâm-ı Hudâdır Yâ Rasûlallâh
Seninle irdiler zâte dahî envâ-ı lezzâte
İşin erbâb-ı hâcâte atâdır Yâ Rasûlallâh
Hüdâyî'ye şefâat kıl eğer zâhir eğer bâtın
Kapuna intisâb etmiş gedâdır Yâ Rasûlallâh
|
|
Aziz Mahmud Hüdayi
|
|
.Nutuk : Azîz Mahmûd Hüdâî Kaddesallahu Sırrahul Âlî
Beste : Cinuçen Tanrıkorur
Makam : Karcığar
Usul : Düyek
Hudâyâ cümle-i âlem
Sana âşık seni özler
Melek cinn ü benî-Âdem
Sana âşık seni özler
Zemîn olmuş yolunda hâk
Eder deryâ yakalar çâk
Dün ü gün raks eder eflâk
Sana âşık seni özler
Seherde açılan güller
Öten şûrîde bülbüller
Benefşelerle sünbüller
Sana âşık seni özler
Eğer mihr ü eğer zerre
Eğer bahr ü eğer katre
Eğer Tûbâ eğer Sidre
Sana âşık seni özler
Eğer Hûrî eğer Gılmân
Eğer Mâlik eğer Rıdvân
Sekiz cennet yedi nîrân
Sana âşık seni özler
Eğer gâib eğer hâzır
Eğer bâtın eğer zâhir
Eğer mü'min eğer kâfir
Sana âşık seni özler
Kamunun matlabı birdir
Yâ niçün ba'zı kâfirdir
Aceb hâlât aceb sırdır
Sana âşık seni özler
Kimine kapı açılmaz
Kimi geçer gider ilmez
Kimi bilir kimi bilmez
Sana âşık seni özler
Eğer dağlar eğer beller
Ayağa yüz süren yollar
Akan sular esen yeller
Sana âşık seni özler
Eğer Mecnûn eğer Leylâ
Eğer Vâmık eğer Azrâ
Eğer kûh u eğer sahrâ
Sana âşık seni özler
Eğer kâ’im eğer kâ’id
Eğer zâhid eğer âbid
Eğer râki' eğer sâcid
Sana âşık seni özler
Eğer bâğ u eğer bostân
Eğer sünbül eğer reyhân
Efendi hep bahâristân
Sana âşık seni özler
Hüdâyî'ye erip hâlât
Visâlinden bula lezzât
Efendi cümle mevcûdât
Sana âşık seni özler
.Dîvân-ı İlâhîyât 27
Kuldan sana lâyık n'ola
Âşık seni kanda bula
Meğer senden ihsân ola
Yâ Rabbenâ yâ Rabbenâ
Senden kerem senden atâ
Sugrâ senin kübrâ senin
Ûlâ senin uhrâ senin
Dünyâ senin ukbâ senin
Yâ Rabbenâ yâ Rabbenâ
Senden kerem senden atâ
Nefse bizi ısmarlama
Çiğnetme derd ile gama
İrgür sana yolda koma
Yâ Rabbenâ yâ Rabbenâ
Senden kerem senden atâ
Ey lâ-yezâl ü lem-yezel
Kanı sana lâyık amel
Abdin işi sehv ü zelel
Yâ Rabbenâ yâ Rabbenâ
Senden kerem senden atâ
Koma Hüdâyî'yi garîb
Vaslın ana eyle nasîb
Yessir merâmî yâ Mücîb
Yâ Rabbenâ yâ Rabbenâ
Senden kerem Senden atâ
Gayrıyı gönülden sür
Lutf et meded Allah'ım
Maksûduma sen irgür
Lutf et meded Allah'ım
Envâr-ı şerî‘atdan
Etvâr-ı tarîkatdan
Esrâr-ı hakîkatdan
Lutf et meded Allah'ım
Her şâm ü seher zârem
Kalmadı dahi çârem
Ayruk kime yalvaram
Lutf et meded Allah'ım
Aşkınla içim doldur
Çok ağlamışım güldür
Ben düşmüşü sen kaldır
Lutf et meded Allah'ım
Cân ile olup âşık
Yolunda olan sâdık
Kıl vuslatına lâyık
Lutf et meded Allah'ım
Her yana akın saldım
Âhir kapına geldim
Gâyet de zebûn oldum
Lutf et meded Allah'ım
Münâdîler nidâ eyler
Gel Allah'a gel Allah'a
İşiden cân fedâ eyler
Gel Allah'a gel Allah'a
Yeter dünyâya rağbet et
Yeter câha mahabbet et
Hakk'ı bulmağa himmet et
Gel Allah'a gel Allah'a
Derûnundan edip âhı
Koma gâfil sehergâhı
İşit Firrû ila'llahı
Gel Allah'a gel Allah'a
İçip vahdet şarâbından
Ko gitsin aradan sen ben
Sakınma dostdan düşmen(den)
Gel Allah'a gel Allah'a
Beğim ölmezden evvel öl
Hayât-ı câvidânî bul
Ola gör bir kapıya kul
Gel Allah'a gel Allah'a
Bülend et himmeti âşık(*)
Ko isneyniyyeti âşık
Bula gör vahdeti âşık
Gel Allah'a gel Allah'a
Mahabbet sâgarın nûş et
Beğim deryâ gibi cûş et
Hüdâyî'nin sözün gûş et
Gel Allah'a gel Allah'a
İşitdinse nidâ-yı Hak
Gel Allah'a gel Allah'a
Edip varın fedâ-yı Hak
Gel Allah'a gel Allah'a
Kul olmağı sa'âdet bil
Kaçan kurtulmaz ey gâfil
Ola gör hazrete vâsıl
Gel Allah'a gel Allah'a
Geçip fânî vücûdundan
Fedâ et Hakk'a cân ü ten
Kayır ahvâlini erken
Gel Allah'a gel Allah'a
Ni'am gerçi elemden yeğ
Velî mün'im ni'amdan yeğ
Vücûd ey dil ademden yeğ
Gel Allah'a gel Allah'a
Bu mâl ü mülke aldanma
Cihân bâkî kala sanma
El için odlara yanma
Gel Allah'a gel Allah'a
Beğim mâl ile iş bitmez
Kazandığın nene yitmez
Kimi gördün koyup gitmez
Gel Allah'a gel Allah'a
Cihân bir köhne câdûdur
Şu kim aldanmaz usludur
Hüdâyî'nin sözü budur
Gel Allah'a gel Allah'a
.Dîvân-ı İlâhîyât 102
Yeter tapdın mâl ü câha
Gel Allah'a gel Allah'a
Eriş bir ulu dergâha
Gel Allah'a gel Allah'a
Bulsan dünyâyı yudarsın
Bin yıllık tedbîr edersin
Âhir hod koyup gidersin
Gel Allah'a gel Allah'a
Fânîden usanmaz mısın
Gafletden uyanmaz mısın
Mevlâ'dan utanmaz mısın
Gel Allah'a gel Allah'a
Olmaz hevâda uçarsın
Bir gün konakdan göçersin
Bâb-ı Hak'dan ne kaçarsın
Gel Allah'a gel Allah'a
Şirkini tevhîde irgür
Zerreni hûrşîde irgür
Za'fını te'yîde irgür
Gel Allah'a gel Allah'a
Gerçi her hâle a'lemdir
Afv eder ehl-i keremdir
Bize bizden hod erhamdır
Gel Allah'a gel Allâha
Mâsivâ hubbundan kesil
Ko her ne derse desin il
Hüdâyî'nin sözün Hak bil
Gel Allah'a gel Allah'a
Tecellî-i cemâl ister
Gönül eğlenmez eğlenmez
Tesellî-i visâl ister
Gönül eğlenmez eğlenmez
Sivâ savmını kim dutdu
Visâlin ıydına yetdi
Cemâlin vasfın işitdi
Gönül eğlenmez eğlenmez
Cihânı gezse ser-tâ-ser
Görünmez ana bahr ü ber
Meğer yâ Rab seni ister
Gönül eğlenmez eğlenmez
Şu cân kim buldu cânânı
N'ider mülk-i Süleymân'ı
Kodu hayretde aşk anı
Gönül eğlenmez eğlenmez
Ne halvetde ne celvetde
Ne kesretde ne vahdetde
Ne Tûbâ'da ne Cennet'de
Gönül eğlenmez eğlenmez
Ne dünyâda ne ukbâda
Gönül bir özge sevdâda
Dem-â-dem fikr-i Mevlâ'da
Gönül eğlenmez eğlenmez
Cemâlin nûrunu gözler
Ana kâr eylemez sözler
Meğer Mevlâ seni özler
Gönül eğlenmez eğlenmez
Gönül vîrânesin yâ Rab
Kemâl-i fazlın ile yap
Edelden zâtını matlab
Gönül eğlenmez eğlenmez
Eğer dünyâ eğer ukbâ
Visâlinsiz kuru sevdâ
Hüdâyî n'itsin ey Mevlâ
Gönül eğlenmez eğlenmez
Âşık k'ere maksûda
Cân bezl ede cânâna
Atsa özünü oda
Pervâneye pervâne
Dünyâda çeker her ferd
Hâlince belâ vü derd
Ol âşıka derler merd
Baş eğmeye nâdâna
Vaslın olalı matlab
Cân eğlenimez yâ Rab
Yap gönlüm evini yap
Şöyle koma vîrâne
Âşık sararıp soldu
Bin cân ile kul oldu
Âhir dileğin buldu
Bak Yûsuf-ı Ken'ân'a
Mûsâ gibi gel Tûr'a
Tâ kim eresin nûra
Merdâne bakan mûra
Erişdi Süleymân'a
Hümâ-yı dil karâr etmez
Aceb telvîni var ancak
Görenler Hak cemâlini
Su gibi bî-karâr ancak
Tecellâ Rabbüne'l-Mennân
Lehû fî-külli yevmin şân
Rumûzu eyleyen iz'ân
Ma'ârif ehli yâr ancak
Olup dil derd ile şeydâ
Sivâyı görse nâ-peydâ
Hudâ etmek vücûd i'tâ
Mahall-i iftihâr ancak
Görüp dostun cemâlini
Murâd edin visâlini
Gider varlık cibâlini
Demirden kûhsâr ancak
Hüdâyî feyz-i akdesden
Nasîb alırsa cân ü ten
Olurdu her işin ahsen
Kamuya ol medâr ancak
Hakk'ı kor kendi hevâsına gider
Nefs elinden n'idelim neyleyelim
Muktezâsında ne dikkatler eder
Nefs elinden n'idelim neyleyelim
Sûret-i Hak'da edip tezvîri
Aldadır nice civân u pîri
Hîç anar mı göre ki taksîri
Nefs elinden n'idelim neyleyelim
Etse teklîf-i Hüdâyi o kabûl
Olsa bin cân ile Mevlâ'sına kul
Açılırdı ana ebvâb-ı vusûl
Nefs elinden n'idelim neyleyelim
.Dîvân-ı İlâhîyât 111
Bunda gelen eğer pîr ü civândır
Uryân gelip yine uryân giderler
Eğer gedâ eğer şâh-ı cihândır
Bunda uryân gelip uryân giderler
Beğenmeyen kişi bunda abâyı
Bir gün olur bu halkın hâk-pâyı
Soyarlar eğninden atlâs kabâyı
Bunda uryân gelip uryân giderler
Terk eyle erkenden nefsin hevâsın
Sâdık kul ol gözle Mevlâ rızâsın
Komazlar kişinin fâhir libâsın
Uryân gelip yine uryân giderler
Olmaz sevdâdan geç ol Hakk'a tâlib
Maksûd ise eğer hayr-ı metâlib
Bunda kalır beğim mâl ü menâsıb
Uryân gelip yine uryân giderler
Ko dünyâ fikrini tûl-i emeldir
Seninle gidecek hüsn-i ameldir
Yollarda yük ağırlığı haleldir
Bunda uryân gelip uryân giderler
Aldanıp kalma bu fânî sarâya
Nazar eyle Muhammed Mustafâ'ya
Eğer dünyâya ger mülk-i bekâya
Uryân gelip yine uryân giderler
Yâ Rab Hüdâyî'ye eyle hidâyet
Kılmaya tâ senden gayrıya rağbet
Yetmez mi kişiye pend ü nasîhat
Bunda uryân gelip uryân giderler
Gülistânda gülü handân eden dost
Ana bülbülleri nâlân eden dost
Dilerse katreyi ummân eden dost
Kimini kul kimin sultân eden dost
Bakarsan âleme bir özge üslûb
Kimi tâlib olupdur kimi matlûb
Kimini ağladıp mânend-i Ya'kûb
Kimini Yûsuf-ı Ken'ân eden dost
Tılısm olup benî-Âdemde sûret
Konulmuş anda esrâr-ı hakîkat
Mukaddem görünüp şevk ü mahabbet
Tecellî-i cemâl ihsân eden dost
Habîb'e emrin ile hısn olup gâr
Halîl'e gülşen oldu şiddet-i nâr
Za'îfin eylesen derdine tîmâr
Ne var ey derdlere dermân eden dost
Şunu kim ede Mevlâ mazhar-ı zât
Hüdâyî tan mı bulsa nice lezzât
Cemâline edip insânı mir'ât
Kemâl-i hüsnünü seyrân eden dost
Yoğiken âlemleri var eylemek
Hep senindir pâdişâhım hep senin
Bir tecellî ile izhâr eylemek
Hep senindir pâdişâhım hep senin
İstesen deryâ edersin katreyi
Kudretin hûrşîd eder her zerreyi
Cümle âlem senden alır behreyi
Hep senindir pâdişâhım hep senin
Ger nesîm-i rahmetin ede hübûb
Açılır ebvâb-ı cennât-ı kulûb
Zâhir ü bâtın eğer gayb-ı guyûb
Hep senindir pâdişâhım hep senin
.Dîvân-ı İlâhîyât 114
Erişdir fazlın ile nûr-ı zâta
İnâyet eyle Sultân'ım inâyet
Erişsin cân ü dil bâkî hayâta
İnâyet eyle Sultân'ım inâyet
Şu kim sebk etdi senden ana hüsnâ
Sa'âdetden ol aldı hazz-ı evfâ
Olalım vâsıl-ı matlûb-ı a'lâ
İnâyet eyle Sultân'ım inâyet
Koyup sırrım hevâyı mâsivâyı
Makâm olsun ana vahdet sarâyı
Hüdâyî anlayıp bilsin Hudâyı
İnâyet eyle Sultân'ım inâyet
.Dîvân-ı İlâhîyât 115
Edeb yolun gözleyen
Erkânı bilmek gerek
Hakk'ı bilmek isteyen
İnsânı bilmek gerek
Men arefe men aref
Kad arefe va'teref
Kullar isterse şeref
Sultân'ı bilmek gerek
Şeklin insân eyledi
Ehl-i îmân eyledi
Bunca ihsân eyledi
İhsânı bilmek gerek
Derddir âşıkın işi
Yokdur gayrı teşvîşi
Kur'ân'ı bilen kişi
Furkân'ı bilmek gerek
Mâsivâdan elin yu
Kandırmasın değme su
Hüdâyî katreyi ko
Ummânı bilmek gerek
.Dîvân-ı İlâhîyât 117
N'ola dîvânına karşı durursam
Kulun Efendiden gayrı kimi var
Ne var dergâhına yüzüm sürersem
Kulun Mevlâ'dan ayrı yâ kimi var
Cemî'-i zenbim ey sultân-ı ekber
Bağışla mâ-tekaddem mâ-teahher
Visalin zevkini eyle müyesser
Kulun Efendiden gayrı kimi var
Lekad ebda'tenâ bi'1-kâfi ve'n-nûn
Te'âlâ şânüke ammâ yekülûn
Olalım lutf u ihsânına makrûn
Kulun Mevlâ'dan artık yâ kimi var
.Dîvân-ı İlâhîyât 118
Miftâh-ı bâb-ı Hazret insân-ı kâmil ancak
Varlık anın hakîkat gayrısı zâ'il ancak
Mevcûd O'dur vucûdu ola anın hakîkî
Yohsa vücûd-ı zâ'il bir vehm-i bâtıl ancak
Biri iki sananlar ahveldir vü hem a'mâ
Tevhîdi bilmeyenler gâyet de câhil ancak
Zenb-i vücûdu mahv et eriş sarây-ı kurba
Cân ü tenin arada cânâna hâ'il ancak
İki cihânı âşık verir Hüdâyî yâre
Ol zevke ermeyenler cennâta kâ'il ancak
.
Karîn-i bezm-i hâs eyle
Meded senden Kerîm Allah
Alâyıkdan halâs eyle
Meded senden Kerîm Allah
Ta'alluk defterini dür
Yürekden gayra meyli sür
Sarây-ı vahdete irgür
Meded senden Kerîm Allah
Sana varmağa yok çârem
Onulmaz kaldı uş yârem
Meğer derd ile yalvaram
Meded senden Kerîm Allah
Geçip dünyâ vü ukbâdan
Geçir ednâ vü a'lâdan
Doyur sırr-ı Ev-ednâ'dan
Meded senden Kerîm Allah
Vücûdum cümle yok olsun
Fenâ-ender-fenâ gelsin
Bekâ içre bekâ bulsun
Meded senden Rahîm Allah
Olup Rıdvân'ına mâlik
Görünsün küllü şey hâlik
Erişsin matlaba sâlîk
Meded senden Kerîm Allah
Ta'ayyün lâ ta'ayyünden
Münezzehsin Hudâyâ sen
Yine sensin seni bilen
Meded senden Rahîm Allah
.Dîvân-ı İlâhîyât 12
Nefy etmeğe ağyârı
Tevhîd edegör tevhîd
Yoklukla bulup varı
Tevhîd edegör tevhîd
Fırsat ele girmişken
Menzilde oturmuşken
Nevbet sana gelmişken
Tevhîd edegör tevhîd
Şirki süregör gitsin
Sırrında safâ bitsin
Vahdet iline yitsin
Tevhîd edegör tevhîd
Gûş et sözü sâdıkdan
Geç fânî alâyıkdan
Duymağa hakâyıkdan
Tevhîd edegör tevhîd
Bi-çâre Hüdâyî sen
Geç gayrıya bakmakdan
Zevk etmeğe cân ü ten
Tevhîd edegör tevhîd
.Dîvân-ı İlâhîyât 120
Derd ile giryân olayın bir zamân
Aşk ile sûzân olayın bir zamân
Rûz u şeb feryâd edip gül şevkına
Bülbül-i nâlân olayın bir zamân
Erişem şâyed ki bahr-i Kulzüm'e(*)
Katre-i nîsân olayın bîr zamân
Nâr-ı aşka cân atıp pervâne-veş(*)
Yanayın biryân olayın bir zamân
Gördüğüm Leyli sanıp Mecnûn gibi
Vâlih ü hayrân olayın bir zamân
Kalmayınca tâ vücûdumdan eser
Hâk ile yeksân olayın bir zamân
Vâsıl olunca hakîkat gencine
Yıkılup vîran olayın bir zamân
Hazret-i Yûsuf'la İsmâ'îl gibi
Kul olup kurbân olayın bir zamân
Zerreler gibi gehi edip zuhûr
Geh yine pinhân olayın bir zamân
Erişem şâyed sarây-ı vahdete
Tekyede mihmân olayın bir zamân
Cân ü ten kaydından olmağa halâs
Soyunup uryân olayın bir zamân
Hakk'a kul olmak istersen
Edeb gözle edeb gözle
Murâdın bulmak istersen
Edeb gözle edeb gözle
Nedir bu kibr ü hıkd ü kîn
Utanmaz mısın ey miskîn
Nice bir olasın hod-bîn
Edeb gözle edeb gözle
Rızâ'u'llâh murâd ise
Sakın aldanma telbîse
Nazar et hâl-i İblîse
Edeb gözle edeb gözle
Seni nefsin yabanda kor
Şeyâtîne karîn olur
Yürü var bir bilire sor
Edeb gözle edeb gözle
Edeb erkân yolundan doy
Kalıp olma yabanda toy
Tarîk-i enbiyâya uy
Edeb gözle edeb gözle
Bu kibr ile riyâdan geç
Yürü olmaz hevâdan geç
Cemi'-i mâsivâdan geç
Edeb gözle edeb gözle
Şu fâsid zu'munu terk it
Sırât-ı müstakîme git
Ulular menziline yit
Edeb gözle edeb gözle
.Dîvân-ı İlâhîyât 122
Olupdur nefsimiz perde
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Koma bizi ayaklarda
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Onarmaz bizi nefs-i şûm
Bize kalırsa iş ma'lûm
İnâyet eyle ey Kayyûm
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Erişdi gâyete mihnet
Hudâyâ kalmadı tâkat
Senindir kudret ü kuvvet
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Za'îfiz isteriz kuvvet
Garîbiz umarız rahmet
Seninledir sana vuslat
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Kulun işi cinâyetdir
Sana lâyık inâyetdir
Visâlin key sa'âdetdir
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Zaîfi kuvvete irgür
Garîbi vuslata irgür
Sarây-ı vahdete irgür
Meded Mevlâ meded Mevlâ
Hüdâyî kulunun yâ Rab
İnâyet eyle gönlün yap
Tasarruf hod senindir hep
Meded Mevlâ meded Mevlâ
.Dîvân-ı İlâhîyât 123
Ey tâlib-i dünyâ olan
Tahsîl edip n'itsen gerek
Olsan eğer şâh-ı cihân
Bir gün koyup gitsen gerek
Çeksen nice yıllar ta'ab
Olsa senin Şâm u Haleb
Kabri anar mısın aceb
Toprak olup batsan gerek
Bî-çâre dalıp gaflete
İhmâl edersin tâ'ate
Ömrün ererse gâyete
Emri kaçan tutsan gerek
Bildin mi nefs ahvâlini
Duydun mu mekr ü âlini
Görüp kıyâmet hâlini
Her zevki unutsan gerek
Âdet edinme tokluğu
Vahdetde ol ko çokluğu
Yoldaş edersen yokluğu
Dost iline yitsen gerek
Ey gönüller derdine dermân eden
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Nutfe-i nâ-çîze cân ihsân eden
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Âsitânın hastaya dârü'ş-şifâ
Şerbet-i vaslın kamu derde devâ
Çâre et kim kaldım uş ben mübtelâ
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Geh yerim pervâne gibi oldu nâr
Eyledim bülbül gibi geh âh ü zâr
Bir mekânda etmedi gönlüm karâr
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Nâr-ı firkatde biraz oldum harîk
Bahr-i hayretde biraz oldum garîk
Âkıbet girdâba erişdi tarîk
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Tâkatim tak oldu büküldü belim
Geldi erişdi kafâdan uş ölüm
Tut elim lutfeyle açıver yolum
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Ne fenâ bâğında uçdu andelîb
Ne bekâ bûyundan erişdi nasîb
Vâdi-i hayretde kaldım ben garîb
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Ne erişdi câna sağlıkdan sürûr
Ne makâm-ı râhat olmuşdur kubûr
Hîç bir hâl ile bulmadım huzûr
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Zâtın envârın yeter etdin nihân
Zulmet-i hayretde kaldı akl ü cân
Derdimin dermânı vaslındır hemân
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Taşı gevher toprağı insân eden
Zerreyi gün katreyi ummân eden
Ey kamu müşkilleri âsân eden
Bir onulmaz derde tuş oldum meded
Ey tâlib-i Mevlâ olan
Kulluk yolun gütmek gerek
Ey matlab-ı a'lâ olan
Ednâyı terk etmek gerek
Gâlib olup hubb-ı vatan
Vahdet diyârına giden
Sığmaz oraya cân ü ten
Sırr ile seyr etmek gerek
Mevlâ nazar etse kula
Tevfîk ede doğru yola
Her kim ki maksûdun bula
Şükrün anın etmek gerek
.Dîvân-ı İlâhîyât 126
Âlemlerin sultânı
Meded senden meded hay
Derdlilerin dermânı
Meded senden meded hay
Mukârîn olan keme
Yaramaz eme seme
Nefsime ısmarlama
Meded senden meded hay
Lutfun keremin çokdur
Dâ'im kapın açıkdır
Fazlına gâyet yokdur
Meded senden meded hay
Görüp gözleyen sensin
Murâdlar veren sensin
Sana irgüren sensin
Meded senden meded hay
Dilin zikr eyler Allah'ı niçün kalbin olur gâfil
Hudâ her yerde hâzırken nedendir arada hâ'il
Tecellî etse envâr-ı kelâm-ı Semme vechu'llâh
Yanardı cümle mevcûdat olurdu perdeler zâ'il
Olan bu neş'e-i dünyâda Mutû râhına sâlik
Olupdur Küllü şey'in hâlikün sırrı ana hâsıl
Şu kim vahdet şarâbın hazm ede bezm-i şerî'atda
Tarîkatda odur kâmil hakîkatda odur vâsıl
Dilin zikr eyler Allah'ı niçün kalbin olur gâfil
Hudâ her yerde hâzırken nedendir arada hâ'il
Tecellî etse envâr-ı kelâm-ı Semme vechu'llâh
Yanardı cümle mevcûdat olurdu perdeler zâ'il
Olan bu neş'e-i dünyâda Mutû râhına sâlik
Olupdur Küllü şey'in hâlikün sırrı ana hâsıl
Şu kim vahdet şarâbın hazm ede bezm-i şerî'atda
Tarîkatda odur kâmil hakîkatda odur vâsıl
Tahkîk eder tasdîkini
Îmâna ermek isteyen
Bulur hayât iklîmini
İrfâna ermek isteyen
Cânına çok cebr eylesin
Cismin ana kabr eylesin
Eyyûb-veş sabr eylesin
Dermâna ermek isteyen
Kullukda hoş zahmet çeker
Derd ü belâ mihnet çeker
Yûsuf gibi firkat çeker
Ken'ân'a ermek isteyen
Cânın bu yolda hâk eder
Varlık hicâbın çâk eder
Kalbi sarâyın pâk eder
Sultâna ermek isteyen
5 Geçip kamudan mutlaka
Bulur fenâ-ender-fenâ
Bin kerre cân eyler fedâ
Cânân'a ermek isteyen
Her kim dilerse bula yâr
Varlığını eyler nisâr
Cânın verir İsmâ'îl var
Kurbâna ermek isteyen
Ol Mecma'u'l-bahreyn olur
Mûsâ ile Hızr'ı (bilir)
Her katrede deryâ bulur
Ummâna ermek isteyen
Dîvân-ı İlâhîyât 129
Yâ evvele'l-evvelîn yâ âhire'l-âhirîn
Salli ‘ale'l-Mustafâ ve Seyyidi'l-Murselîn
Va‘fu ‘annâ yevme'd-dîn vağfir lenâ ecma‘în
Yâ Rahmânu yâ Rahîm yâ Latîfu yâ Kerîm
İhdinâ'n-nehce'l-kavîm ve's-sırâta'l-mustakîm
Va'ğfir lenâ yâ Mevlâ Ente'l-Cevâdu'l-Kerîm
Nes'eluke'r-Rıdvân ve'l-Cennete ve'n-na'îm
Cân terkini urmadan
Cânân eline girmez
Zünnârını kırmadan
İmân eline girmez
Ey lâf urucu nâ-merd
Âhen döğülür mü serd
Olmadan esîr-i derd
Dermân eline girmez
Su gibi arınmazsan
Yerlere sürünmezsen
Taşlarla urunmazsan
Ummân eline girmez
Nâz olur işi hûbun
Çokdur gamı mahbûbun
Sarpdır yolu matlûbun
Âsân eline girmez
Sen bu yolu bilmeden
Erkân edeb almadan
Sıdk ile kul olmadan
Sultân eline girmez
Subhâne'llezî esrâ bi'l-Habîbi'l-Mustafâ
Mine'l-mescidi'l-harâm ile'l-Mescidi'l-Aksâ
Evsalehu bi'l-fadli ile'l-matlabi'l-a'lâ
Summe evhâ mâ-evhâ ve'ctebâhu ve'stafâ
Erselehû bi'l-Hudâ ilâ kaffeti'l-verâ
Rahmete'n li'l-‘âlemîn Hâtemen li'l-enbiyâ
Ve alihi't-tayyîbîn ve sahbihi'l-etkiyâ
Ey gönül şol şâh-ı âlî-şânı gör
Nûr-i pâk-i Hazret-i Rahmân'ı gör
Zerrede Hurşîd-i âlem-tâba bak
Katrede şol bahr-i bî-pâyânı gör
Taşradan bakma vücûd iklîmine
Gir serîr-i sînede sultânı gör
Nice bir levs-i sivâda kalasın
Aç gözün vâsıl olan yârânı gör
Olma hod-bîn ü Hudâ-bîn ol beğim
Mahz-ı fazliyle olan ihsânı gör
Yakmasın âşıkları nâr-ı celâl
Yâ ilâhî sen inâyet eylegil
Her biri sâdıkların bulsun kemâl
Ya ilâhî sen inâyet eylegil
Kulların âciz durur kudret senin
Kıl meded kim havl ile kuvvet senin
Cem'-i cem'e feth ile nusret senin
Yâ ilâhî sen inâyet eylegil
Gûş-ı câna ere lutfundan hitâb
Perdeler ref'oluban gide hicâb
Çünki sana senden olur feth-i bâb
Yâ ilâhî sen inâyet eylegil
Hep senindir bunca ef'âl ü sıfât
Zât-ı bî-çûnunda fânîdir zevât
Âlem-i vahdetde sen vergil sebât
Yâ ilâhî sen inâyet eylegil
Vâsıl ola sırrım ü cânım karîb
Tâ Hüdâyî kalmaya şöyle garîb
Âlem-i kesretde vahdet kıl nasîb
Yâ ilâhî sen inâyet eylegil
Sermâye-i sa'âdet Hak'dan inâyet ancak
Varlık tasarruf anın gayrısı âlet ancak
Mevlâ'dan olsa in'âm kuldan koparmış ikdâm
Nefs olmak ehl-i İslâm hayli kerâmet ancak
Aldanma kâl ü hâle er cennet-i visâle
Bâ'is kamu kemâle fazl ile rahmet ancak
Medet et hey Kâdir Allah
Derdlere dermân senindir
Kulun işi cürm ü günâh
Afv ile gufrân senindir
Hüsnünü vasf edicek gül
Ana âşık oldu bülbül
Çünki sensin muhît-i kül
Zâhir ü pinhân senindir
Bir kez etmekle tecellî
Buldu âlemler tesellî
Dahi lutf umarız küllî
Lutf ile ihsân senindir
Kimseler hüsnünü vasf eyleyemez
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Hak'dan gayrı Hak'dan söz söyleyemez
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Eğer arş u ferş ü levh ü kalemdir
Eğer cinn ü melek benî-Âdemdir
Cümlesi reşha-i bahr-i keremdir
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Âlemler mevcidir bahr-ı vücûdun
İnsândır zübdesi ol kenz-i cûdun
Ayn-ı hakîkatla olsun şühûdun
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Taglît ederse ger zâhirde kesret
Bâtın gözüyle bak görünür vahdet
Hüsnündendir bunca âsâr-ı kudret
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Fırsat geçer aldanma kîl ü kâle
Yalvar Hakk'a eriş kasr-ı kemâle
Hüdâyî mazhar ol nûr-ı cemâle
Zâtından güzeldir sultânım Mevlâ
Hüdayi Divanı’ndan 1
Kudûmun rahmet u zevk u safâdır Yâ Rasûlallâh
Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır Yâ Rasûlallâh
Nebî idin dahî Adem dururken mâ-ı tîn içre
İmâm-ı enbiyâ olsan revâdır Yâ Rasûlallâh
Kemâl-i zümre-i kümmel senin nûrunla olmuştur
Vücûdun mazhar-ı tâm-ı Hudâdır Yâ Rasûlallâh
Seninle irdiler zâte dahî envâ-ı lezzâte
İşin erbâb-ı hâcâte atâdır Yâ Rasûlallâh
Hüdâyî’ye şefâat kıl eğer zâhir eğer bâtın
Kapuna intisâb etmiş gedâdır Yâ Rasûlallâh
Hüdayi Divanı’ndan 2
İki cihân sultânının
Doğduğu ay geldi yine
İlm u meârif kânının
Doğduğu ay geldi yine
Gelsün şefâat isteyen
Bulsun safâ anı seven
Ol sâhib-i hulk-i hasen
Doğduğu ay geldi yine
Bedr-i dücâ şems-i duhâ
Verd-i gülistân-ı Hudâ
Hakk’ın habîbi Mustafâ
Doğduğu ay geldi yine
Bir âşık u sâdık kanı
Râhat bula cân u teni
Sırr-ı hakîkat mahzeni
Doğduğu ay geldi yine
Anı Hüdâyî kim sever
Matlûba bulmuştur zafer
Fahr-ı cihân Hayru’l-beşer
Doğduğu ay geldi yine
Hüdayi Divanı’ndan 3
Sadr-ı cemî’ mürselîn
Sensin Yâ Rasûlallâh
Bedr-i eflâk-i yakîn
Sensin Yâ Rasûlallâh
Nûrun sirâc-ı vehhâc
Alemler sana muhtâc
Sâhib-i tâc u mi’râc
Sensin Yâ Rasûlallâh
Ayîne-i Rahmânî
Nûr-i pâk-i sübhânî
Sırr-ı seb-a’l-meânî
Sensin Yâ Rasûlallâh
Şâhidin leyl-i isrâ
Sübhânellezî esrâ
Câmi-i cümle esmâ
Sensin Yâ Rasûlallâh
Ey menba-ı lutf u cûd
Yerin makâm-ı mahmûd
Yaradılmışdan maksûd
Sensin Yâ Rasûlallâh
Canlar içinde cânân
Ma’den-i ilm u irfân
Ceddim ü pîrim sultân
Sensin Yâ Rasûlallâh
Açan râh-ı tevhîdi
Bulan sırr-ı tefrîdi
Hüdâyî’nin ümmîdi
Sensin Yâ Rasûlallâh
Hüdayi Divanı’ndan 4
Açıver lutfedip doğru yolunu
Allâh’ım Allâh’ım güzel Allâh’ım
Sensin esirgeyen âşık kulunu
Allâh’ım Allâh’ım güzel Allâh’ım
Nice bir dünyâdan usanmayalım
Nice bir gafletten uyanmayalım
İr-gör sana hasretle yanmayalım
Allâh’ım Allâh’ım güzel Allâh’ım
Ger bizde yoğ-ise sana liyâkat
Fazlınla ey Mevlâ’m eyle inâyet
Hüdâyî kulunda kalmadı tâkat
Allâh’ım Allâh’ım güzel Allâh’ım
Hüdayi Divanı’ndan 5
Hakk’ı koyup bâtıla meyl ü muhabbet neden?
Tâbi-i şeytân olup fitne vü şirret neden?
Râh-ı salâha gidüp sulh u sülûk ehli ol
Nefse uyup herkese hiddet ü şiddet neden?
Bir kapunun kulları bir erin oğulları
Birbirini şer sanup buğz u adâvet neden?
Kanı cihânın kişi malını cem’ eylese
Bir gün olur kor gider buhlile haset neden?
Devlet-i dünyâ-yı dûn bir kuru sivâ iken
Kaniye mağrûr olup ziynet ü şöhret neden?
Mülk-i Süleymân-ile taht-ı Skender kanı?
Bildin ise bunları fânîye rağbet neden?
Aç gözünü imdi gel nûr-i basîretle bak
Meslek-i hayrı koyup şerre azîmet neden?
Sünnet-i Fahr-ı rusül oldu çü hayr-ı sübül
Mesleki tahvîl edip âdet ü bid’at neden?
Aklını der başına dinle Hüdâyî’yi gel
Hakk sözü gûş ede-gör böyle sefâhat neden?
Hüdayi Divanı’ndan 6
Gelin şükr edelim
Derdlere dermân gelsin
Hakk’ı zikr edelim
Cânlara cânân gelsin
Varımız hâk idelim
Yakalar çâk idelim
Kalbimiz pâk idelim
Tahtına sultân gelsin
Terk eyle cümle vârı
Koma elden ikrârı
Mahv-et şekk ü inkârı
Yerine îmân gelsin
Bakma yalan dünyâya
Akma kuru sevdâya
Yalvar Gânî Mevlâ’ya
Lutfile ihsân gelsin
Varlığın eyle zâil
Ola-gör Hakk’a vâsıl
Geç katreden ey gâfil
Bahrile ummân gelsin
Tealluk defterin dür
Mâsivâyı dilden sür
Hakk’ı anla bile gör
İlmile irfân gelsin
Hüdâyî aç gözünü
Pâk eyle kend’özünü
Hakk’a döndür yüzünü
Her işin âsân gelsin
Hüdayi Divanı’ndan 7
Ey tâlib-i dîdâr olan
Gel Hakk’a pervâz edelim
Ey derd ile bîmâr olan
Gel Hakk’a pervâz edelim
Menzil uzaktır himmet et
Cân ile yolda hizmet et
Vârın nisâr-ı Hazret et
Gel Hakk’a pervâz edelim
“Emmâre bi’s-sû”i bırak
Olma Hakk ehlinden ırak
Gör sıdk ile yola ..râk (sh.99)
Gel Hakk’a pervâz edelim
Bir gün bi-kem gitsen gerek
Dünyâ’yı terk etsen gerek
Fikrin nedir nitsen gerek
Gel Hakk’a pervâz edelim
Şol kimse kim açtı gözin
Cânâna tabşırdı özin
Dinle Hüdâyî’nin sözin
Gel Hakk’a pervâz edelim
Hüdayi Divanı’ndan 8
Ey nefs yeter sehv ü zülel
İnsâfa gel insâfa gel
Terkeyleyüp tûl-i emel
İnsâfa gel insâfa gel
Bu âdet ü bid’at nedir?
Bu şöhret ü ziynet nedir?
Bu kuru keremiyyet nedir? (s.94)
İnsâfa gel insâfa gel
Bir gün eser bâd-ı ecel
Ten bâğına verir halel
İhlâsile eyle amel
İnsâfa gel insâfa gel
İfsâdı ko ey nefs-i dûn
“Kad dalle kavmun muktedûn”
Tâlibleri etme zebûn
İnsâfa gel insâfa gel
Etme Hüdâyî’ye inâd
Fermâna eyle inkıyâd
Etmez misin Mevlâ’yı yâd
İnsâfa gel insâfa gel
Hüdayi Divanı’ndan 9
Nefs ü şeytâna uyarsan,
Nice olur hâlin ey gâfil?
Bir gün olur kim duyarsan
Nice olur hâlin ey gâfil?
Fikrinden dünyâ gitmez mi?
Hakk kelâmın işitmez mi?
Ölenler ibret yetmez mi?
Nice olur hâlin ey gâfil?
Gidenleri görmez misin?
Yer altına girmez misin?
Hakk katına varmaz mısın?
Nice olur hâlin ey gâfil?
Tâat kapusın kaparsan
Doğru yolundan saparsan
Nice bir mala taparsan
Nice olur hâlin ey gâfil?
Mâsivâdan firâr eyle
Bâb-ı Hakk’da karâr eyle
Tâatı ihtiyâr eyle
Nice olur hâlin ey gâfil?
Aç gözün gafletten uyan
Nâdim olur nefse uyan
Bâtılı kor Hakk’ı duyan
Nice olur hâlin ey gâfil?
Mâsivâdan yumup gözü
Kâdir Allah’a tut yüzü
Hüdâyî’den gûş et sözü
Nice olur hâlin ey gâfil?
Hüdayi Divanı’ndan 10
Dostile ettiğin ahdi unutma
Gel gönül dost illerine gidelim
Sakın bu fânîde sen vatan tutma
Gel gönül dost illerine gidelim
Kudretimiz yettiğince aşalım
Pervâz urup yüce beller aşalım
Senin ile dost iline düşelim
Gel gönül dost illerine gidelim
Cânân iline varup görmek dilersen
Hayat iklîmine irmek dilersen
Solmaz gülşen gülün dermek dilersen
Gel gönül dost illerine gidelim
Dosttan yana kanad bulup uçalım
Ağ u karaya bakmayup geçelim
Hızır gibi âb-ı hayat içelim
Gel gönül dost illerine gidelim
Hakk’dan Hüdâyî’ye ihsân olurdu
Her vechile yollar âsân olurdu
Zerresi gün gibi rahşân olurdu
Gel gönül dost illerine gidelim
Hüdayi Divanı’ndan 11
Canları hasret oduna yandırır,
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık!
Lezzetinden âlemin usandırır,
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık!
Görmez eyler ağlamakdan gözleri,
Hem sarartır soldurur gül yüzleri
Karanu eyler nice gündüzleri
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık!
Ayrılık olur safâ yolunda sed
Nâr-ı hecre yakma-gıl Yâ Rab meded
Tamu odundan eşeddir eşedd;
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık!
Yandırıp pervâneyi sûzân eden
Bülbül-i şûrîdeyi nâlân eden
Dilleri ma’mûr iken vîrân eden
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık!
Hüdayi Divanı’ndan 12
Neyleyim dünyayı
Bana Allah’ım gerek.
Gerekmez mâsivayı
Bana Allah’ım gerek.
Ehl-i dünya, dünyada
Ehl-i ukbâ, ukbâda
Her biri bir sevdada
Bana Allah’ım gerek.
Dertli, dermanın ister
Kullar, sultanın ister
Aşık, cananın ister
Bana Allah’ım gerek.
Fani devlet gerekmez
Dürr ü ziynet gerekmez
Haksız cennet gerekmez
Bana Allah’ım gerek.
Bülbül güle karşı zar
Pervaneyi yakmış nar
Her kulun bir derdi var
Bana Allah’ım gerek.
Beyhûde hevayı ko
Hakkı bul, gör yahu
Hüdâi’nin sözü bu
Bana Allah’ım gerek.
Buyruğun Tut Rahmanın
Buyruğun tut Rahman’ın, tevhide gel tevhide
Tazelensin imanın, tevhide gel tevhide.
Yaban yerlere bakma, cânın odlara yakma
Her gördüğüne akma, tevhide gel tevhide.
Mâsivâdan gözün yum, ne umarsan Hak’tan um
Gitsin gönülden hümum, tevhide gel tevhide.
Zahirde kalan kişigüç etme âsân işi
Gider gayri teşvişi, tevhide gel tevhide.
Şirki baştan savarsan, Hak bilmeye iversen
Yaradan’ı seversen, tevhide gel tevhide.
Emri yerine getir, erkenden işi bitir
Sıdk ile iman getir, tevhide gel tevhide.
Sen seni ne sanırsın, fâniye dayanırsın
Üş bir gün uyanırsın, tevhide gel tevhide.
Uyanagör gafletten, geç bu fani lezzetten
İç kevser-i vahdetten, tevhide gel tevhide.
Hüdayî’yi gûş eyle, şevke gelip çûş eyle
Bu kevserden nûş eyle, tevhide gel tevhide.
Od:ateş Mâsivâ:Allâh’tan başka her şey
hümum:kederler âsân:kolay teşviş:kargaşa
ivermek:acele etmek sıdk:sadakat üş:elbet
gûş: dinlemek çûş:coşmak nûş:içmek
|