BUHARA TÜRK HALK CUMHURİYETİNDEN GELEN HEYETİN MUSTAFA KEMAL' E HEDİYE ETTİĞİ "3 KILIÇIN HİKAYESİ"...
BU ÜÇ KILIÇ EMİR TİMUR'UN HAZİNESİNDEN ÇIKARILARAK ANADOLUYA GETİRİLMİŞTİR.
YİNE EMİR TİMUR'A AİT EL YAZMASI ALTIN YALDIZLI VE TÜRK MOTİFLERİ İLE İŞLEMELİ DEĞERLİ BİR KUR-AN'I KERİMLE BİRLİKTE SAKARYA MEYDAN SAVAŞINDAN SONRA ANADOLUYA TÜRKİSTANLI BİR HEYET TARAFINDAN GETİRİLİP MUSTAFA KEMAL' E MECLİSTE TAKDİM EDİLMİŞTİR...
MUSTAFA KEMAL BU HEDİYELERİN MANA VE ANLAMI ÜZERİNE GÜZEL BİR KONUSMA YAPMIŞTIR.
MİLLET MECLİSİ TUTANAKLARINDAN BU KONUŞMA METNİNE ULAŞMAK MÜMKÜNDÜR.
KILIÇLARIN İKİSİ VE HEDİYE EDİLEN KURANI KERİM ANITKABİR MÜZESİNDE MUHAFAZA EDİLMEKTE VE ZİYARETÇİLERE AÇIK SERGİLENMEKTEDİR...
ÜÇÜNCÜ KILIÇ SIR OLMUŞ ORTADA YOKTUR...
MUSTAFA KEMAL TARAFINDAN İZMİR'İN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNDAN SONRAN 15 EYLÜL GÜNÜ İZMİRE İLK GİREN SUVARİ BİRLİĞİNİN KOMUTANI ŞERAFETTİN YÜZBAŞIYA VERİLEN EMİR TİMURUN İZMİRİ İLK FETHETTİĞİNDE ELİNDE OLAN OĞUZ KAĞAN AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN ALTIN KABZALI VE DEĞERLİ TAŞLARLA SÜSLÜ ÜÇÜNCÜ KILIÇ ŞU ANDA KAYIPTIR.
GİZEMLİ BİR ŞEKİLDE İSTANBUL VALİLİĞİNDE KAYBOLMUŞTUR.
BU SIRLI KILIÇ NEREDEDİR?
BU KILICIN BİR GÜN MUTLAKA ORTAYA ÇIKACAĞINA VE HAK ETTİĞİ EMİN ELLERE TESLİM EDİLECEĞİNE ŞAHSEN BEN İNANIYORUM...
ÇÜNKÜ, YENİ KURULAN HER TÜRK DEVLETİNE BÖYLE KUTLU BİR KILIÇ DEVLET KURMA NİŞANI OLARAK VERİLMESİ TÜRKÜN KADİM TÖRESİ GEREĞİDİR.
EMİR TİMUR, TÜRK MİLLETİ İÇİNDE MUSTAFA KEMAL İÇİNDE ÖNEMLİDİR.
İZMİR'İN İLK FETHİ EMİR TİMUR TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÜN EBEDİ YURDU YAPILMIŞTIR.
İZMİR'E GİRERKEN ELİNDE OLAN OĞUZ KAĞANA AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN BU KUTLU KILICI DA ÇOK ÖNEMLİDİR.
BU KONUYU ELE ALMAMIN SEBEBİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNDE Kİ SON GELİŞMELERDİR.
BU KONU, MUSTAFA KEMAL İÇİNDE ÖNEMLİYDİ. ONUN İÇİN KONUYA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İLE BAŞLADIM...
Atatürk, Soyadı Kanunu çıktığında kendisinin soy ismi vermesini isteyenlere çoğunlukla "Timur" yani "Demir" soyadını vermiştir...
Atatürk, Emir Timur'dan daha çok adının anlamı olan "Demir" diye bahseder, onun hayatını inceler, mücadelesini kendine örnek alırdı. O Mustafa Kemal Atatürk için örnek bir komutan büyük Başbuğydu. O'nu kendine yol gösterici olarak görür sık sık onun savaşlarından, hayatından örnekler verirdi...
(Timur'un hayatından sıksık örnekler veren başka bir devlet adamı ise Başbuğ Alparslan Türkeşti. Bu örnekleri Başbuğ Alparslan Türkeş'in seminerlerinde bizzat kendinden dinleyerek şahit oldum.)
Türkistan dan gelen heyet tarafından Timur'un kılıcı da Atatürk'e devlet kurma nişanı olarak verilmiştir.
Kurtuluş Savaşı'nda Akdeniz'in kapısı, doğunun en batısı İzmir, çok kritik bir öneme sahip olduğu kadar tarihsel bir değere de sahipti.
Milli ordunun Sakarya'da emperyalistlerin işgalci ordusunu mağlup etmesi mazlum milletlere umut olmuştu.
Dış Türkler arasında da büyük sevinç ve umut yaratmıştı.
Tam bu sırada Sovyet Buhara Halk cumhuriyeti'nden Ankara hükümetine 3 kılıç ve bir Kuranı Kerim geldi.
Bu kılıçların sahibi Timur'du. Kurtuluş savaşı sırasında Buhara'dan gelen Elçi ile görüşen Atatürk 17 Ocak 1921'de Meclis kürsüsünden şöyle konuştu:
"Muhterem arkadaşlarım. Türkistanlı kardeşlerimiz Sakarya zaferi münasebetiyle bize üç kılıç bir de Kur'an-ı Kerim göndermiştir.
Bu 3 kılıçtan birini ben aldım, ikincisini Batı cephesi kumandanı İsmet paşa'ya verdim. 3. kılıcı da İzmir'in fethine saklıyorum. Bu kılıç İzmir'e giren ilk kumandanın beline takılacaktır."
Son kılıç İzmir'e giren ilk Süvari zabiti Şerafettin bey'e bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından takılmıştır.
Bu kılıcın İzmir'e giren kumandana takılmasının ayrı bir nedeni vardır.
Çünkü, Türkler Timur komutasında ilk defa İzmir'i bu kılıçla fethetmiştir.
9 Eylül Üni. Öğretim üyesi Prof.Dr. Kemal Arı, 3 kılıcı, Kuranı Kerimi ve kaybolan 3. kılıcı araştırdı.
O, 3 kılıçtan biri olan ve şu anda kayıp olan o kılıç, Timur'un İzmir'i fethinde belindeki kılıçtı.
TÜRK BAYRAĞININ RENGİNE KANIYLA İMZASINI ATAN KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMANLARINI YAD ETMEK, HER TÜRK MİLLİYETÇİSİNİN GÖREVİ VE BOYNUNUN BORCUDUR.
ŞİMDİ, 9 EYLÜLDE KURTULUŞ SAVAŞI' NIN SON KURŞUNUNU SIKAN KAHRAMAN YÜZBAŞI ÜÇÜNCÜ KILICIN SON SAHİBİNİ TANIYALIM:
İşgalin son kurşununu sıkan, kahraman, Yüzbaşı Şerafettin (İzmir) BEY DİR.
Üçüncü kılıçtan birinin sahibi Gazi Mustafa Kemal Millet Meclisi Kürsüsünden;
"Ben de bu kılıcı İzmir’e ilk giren fatihe vermekle şerefyaab olacağım...” demiştir.
Buhara Halk Cumhuriyeti’nin gönderdiği üç kılıçtan biri, Atatürk’e, bir diğer ikinci kılıç, Batı Cephesi Komutanı İsmet Inönü ye, üçüncü kılıç ise işgal altındaki İzmir kurtarıldığında İzmir'e ilk girecek “fatih”e verilmek üzere Atatürk’e teslim edilmiştir...
Atatürk bu ikinci kılıçla birlikte üçüncü kılıcı da, Batı Cephesi Komutanlığı’na teslim etmiş ve Mecliste bir konuşma yaparak;
“Sakarya Savaşı’nı kazanan ordumuz, inşaallah İzmir’e girerek, bu kılıcı da kazanacaktır. Ben de bu kılıcı İzmir’e ilk giren fatihe vermekle şerefyaab olacağım” demiştir.
Türk Süvarileri 9 Eylül günü İzmir’e girdiler ve en başta Yüzbaşı Şerafettin, arkasında müfrezesi; önce Halkapınar’da tuzağa düşürüldüler.
Şerafettin Yüzbaşının Suvari müfrezesi burada dört şehit verdi...
Pasaport’ta Yüzbaşı Şerafettin atının ayakları altına atılan bombanın infilak etmesiyle ağır bir yara aldı...
Ancak atını değiştirerek, müfrezesinin başında Konak Meydanı’na ulaştı.
Yaralıydı, koşarak gelen bir genç, elde dikilmiş bir Türk bayrağını kendisine verdi.
Yüzbaşı Şerafettin bayrağı koynuna soktu.
Koşar adım İzmir Hükümet Konağına girip, Yunan bayrağını gönderden indirip Türk bayrağını göndere çekti.
Bayrağı gönder direğine çekerken, göğsünden sızan kanların bayrağa bulaştığını gördü.
O anda şunu söylüyordu: “Kanımın bulaştığı bayrağıma şimdi de gözyaşlarım bulaşıyor. Ölsem ne gam, İzmir’e ilk ulaşan biz olmuştuk ya!”
Başkomutan Mustafa Kemal, 10 Eylül 1922 tarihinde İzmir'e gitti. Yanında da Timur'un Türkistan dan getirilen kılıcı vardı. Yüzbaşı Şerafettin 15 Eylül 1922 tarihinde bu kılıcı Mustafa Kemalin elinden kuşandı.
Mustafa Kemal Timur'un kılıcını törenle bizzat kendi eliyle verdi Yüzbaşı Şerafettin'e.
Yüzbaşı kılıcı yıllarca titizlikle şerefle korudu.
Özetle, 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun İzmir'e girişinin bir de sembolik anlamı vardır...
O da bu topraklarda;
"Türk'ün kılıcından başka bir Tunç parıldamaz." şeklindedir.
15 Eylül 1922 günü düzenlenen bir törenle Atatürk bu kılıcı Yüzbaşı Şerafettin Bey’e verdi.
Tüm şehitlerimizin ve Kurtuluş Savaşında mücadele eden kahraman geçmişimizin, Ruhları Şad Olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
ANCAK, şimdi O kılıç ortada yok, yani sıra kadem basıp kayıp oldu.!
Bu değerli hediyelerden başka Türkistan dan maddi yardımlarda geldi.
Buhara Halk Cumhuriyetindeki Emir Timurun hazinesinde Buhara Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı OSMAN HOCAOĞLU Kurtuluş savaşına maddi destekler yapmaya başladı.
YANİ, EMİR TİMUR’UN ALTINLARI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TEMELİNE HARÇ OLDU.
Anadoluda ki taraflı Cumhuriyet tarihçileri OSMAN HOCAOĞLU'NUN bu fedakarlığını gizleyip saklarken, Osmanlı Tarihçilerinin yazdığı taraflı yazıları yüzünden de gerçek bir Türk Başbuğu EMİR TİMUR hakkında Türk Milleti yanlış bilgilerle dolduruldu.
Osmanlı Tarihçilerinin iftira dolu yazılarına birde Timur dan Korkan batılı tarihçilerin tarafgir yazılarına kinleri eklenince, Emir Timur'a Dinsiz, zalim barbar diyerek haksızlık yaptıkları yetmezmiş gibi. Araştırmayan ve tarihini doğru öğrenmeyen bizlerde, Türkün Büyük Başbuğuna haksızlık yapmaya başladık...
Emir Timur'u gerçekten hiç tanımaz bilmez kabul etmez olduk. Hala da hiç tanımıyoruz...
Buhara Halk Cumhuriyetinde, Enver Paşa ve birkaç Osmanlı Kurmay paşası, 1. Dünya savaşında Kafkas Cephesinde Ruslara esir düşen Osmanlı subay ve askerlerini esir kamplarından kaçırarak Buhara Türk Emirliğinin ordusunu eğitmeye başlamışlardır. Millî Mücadele yıllarında Türkistan da faaliyet gösteren Enver Paşa, Türk Buhara Emirliği nin Ordusunu bir taraftan teşkilatlandırıp eğitirken, ordan Anadoluya gönüllü mücahitlerin Millî Mücadeleye katılmalarını destek vermelerini sağlamıştır.
Kurtuluş savaşında Anadoluda yokluk hat safhadadır. Ancak Buhara Türk Emirliği Rus Fedarasyonunun en zengin devletidir. Aynı zamanda Timur'un hazinesi bu devletin kontrolünde ve gizlidir...
Timur'un hazinesinden çıkarılarak bir Türkistan heyeti tarafından Anadoluya getirilen Oğuz Kağan'a ait 3 kılıç ve El yazması altın işlemeli bir Kuran'ı Kerim, ve bir miktar altın Mustafa Kemale'e devlet kurma Nişanı olarak Türkistan Heyeti tarafından Büyük Milet Meclisinde takdim edilir.
Bu kılıç ve kitap Mustafa Kemal'e Sakarya Meydan Savaşı sonrası hediye edilmiştir.
Bu hediyelerin takdim edilmesinden sonra Mustafa Kemal Mecliste duygulu bir konuşma yapmıştır.
Bilindiği gibi, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin maddi imkanları çok kısıtlıydı.
Türk Milleti Emperyalist devletlere karşı açtığı savaşı zaferle taçlandırabilmesi için paraya ve silaha savaşacak insan gönüllülerine de ihtiyacı vardı...
Gazi Mustafa Kemal Kafkasyadaki Türk topluluklarından, Azerbaycan'dan ve Rusya'dan yardım istemek durumunda kalmıştı.
O dönemde Batum da bulunan Enver Paşa Türkistana geçerek bu yardımları Anadoluya ulaştırmak için büyük bir organizasyona başladı.
Enver Paşa ve Teşkilatı Mahsusanın fedailerinin büyük çabalar sonucu bu yardımlar zar zor ulaştırılıyordu.
Bunun daha sağlıklı ulaşması için yol güvenliğini sağlanması gerekiyordu.
O dönemde Rusyada 17 Ekim devrimi yeni gerçekleşmiş yollar çeteler ve eşkıyalar tarafından güvenlik zaafiyeti oluşmuş tehlikeli bir ortama dönüşmüştü. Sovyetlerin desteği olmadan bu yardımların Anadoluya geçirilmesi ve ulaştırılmasını gerçekleştirmek çok zordu.
Enver Paşa ve Buhara Türk Halk Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Osman Hocaoğlu 1917 Bolşevik Devriminden sonra kurulan Sovyetlerin yardımı ile Anadoluya geçirilmesinin ancak mümkün olacağına karar verdiler.
Bunun üzerine Moskovaya giden üç kişilik heyet Lenin le görüşmelere başlandı. Sonunda Lenin ile anlaşma yapıldı.
Gazi'nin bu isteğine cevap vermek için, Buhara Cumhurbaşkanı Osman Hocaoglu ve Türkistanlı ileri gelenler Buhara Emirliği yöneticileri halktan topladık diyerek Timur'un hazinesinden çıkardıkları altınları gizlice göndermek için Lenin'le Moskova Antlaşmasını yaptılar...
Kaderin çilvesine bakın, 1402' de Osmanlı İmparatorluğu'nu Ankara'da yenip. İzmiri Fetheden Timur Han'ın hazinesinin bir kısmı Buhara'da Osman Hoca'nın kontrolündeydi...
Bu istek kendisine iletildiğinde, hiç tereddütsüz 100 milyon altın Ruble vermeye hazır olduğunu bildirdi.
O dönemde bu kadar altın, Ankara'ya, ancak Rusların trenleriyle taşınabilirdi. Osman Hoca Ruslardan aldığı garantiye güvenerek altınları vagonlar yükledi. Timur'un altınları önce Moskova'ya, oradan da Ankara'ya gidecektir.
Yapılan Moskova antlaşması ile Lenin'e verilen altınların çok azı Anadoluya 3 yıl boyunca Rus yardımı adıyla gönderildi. Lenin'e Anadoluya gönderilmek üzere verilen altınların çoğuna Bolşevik Lenin el koydu.
Türkistan den Türk Başbuğunun hazinesinden gelen yardımlar yüz yıldır sanki Ruslar yardım etmiş gibi Anadolu da Kominist propogandist ve sosyalistler tarafından anlatıldı durdu.
Moskova 100 milyon Ruble altının ancak, 10 milyon Rublesini altın olarak, 10 milyonunu da silah olarak vagonlara yükleyip Ankara'ya sanki kendi yardımlarıymış gibi gönderdiler.
Emir Timur Han'ın 80 milyon Ruble altını da Ruslara kaldı.
İşte, Ruslar'ın, Kurtuluş Savaşı'nda Türklere para ve silah yardımı yaptığı yolundaki söylentinin aslı budur.
Bu yardımlardan sonra Lenin Türkler bu altınları nereden buldu diyerek bu servetin kaynağının peşine düştü.
Bunun üzerine Buhara Türk Halk Cumhuriyetini işgal eden Bolşevik koministler. Lenin özel talimatıyla, Timur'un hazinesini peşine düştüler. Türkistanda gizlendiği yerden bularak el koydular. Bu hazine daha sonra, 33 tren vagonuna yüklenerek bu altınlar Moskovaya taşındı.
Bolşevik ihtilalinin ekonomik olarak güçlenmesinde büyük payı olan bu hazine Timur'un hazinesidir.
Buhara Türk Halk Cumhuriyeti bunun üzerine yıkıldı. Buhara Emiri Afganistan'a, Cumhurbaskanı Osman Hocaoğlu Anadoluya kaçmak zorunda kaldılar...
Ankara'ya 3 yıl süreyle parça parça gönderilen bu paralar, yeni Osmanlıcıların Sultan Beyazıt Han'ı Ankara Savaşı'nda yendi diye beğenmedikleri Timur Han'ın paralarıdır.
Bu paraları gönderen organize edenler ise, Yeni Kurulan Cumhuriyetin içindeki Türk düşmanı tarihçi ve yazarların hain damgası vurdukları Enver Paşa ve şu anda Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi haziresinde yatmakta olan Buhara Halk Cumhuriyetinin ilk ve son Cumhurbaşkanı Cennetmekan Osman Hoca, (Osman Kocaoğlu'dur).
Emir Timurun şu güzel sözü;
"Hak uğruna sarf olunan para hiçbir vakit israf sayılmaz" Timur'un hazinelerinin bir kısmının hak yolda sarf edildiğinin bu olay bir kanıtıdır.
(Bu bilgilerin Belge ve kaynakları yayınlayacağım kitabımda verilecektir. Aynı zamanda Youtube kanaln da Mevlüt Kaleli adı ile yayınladığım. RUS YARDIMI MI? RUS EŞKİYALIĞIMI? Adlı videom dan izleye bilirsiniz...)
EMİR TİMUR, sıfırdan kendi kurduğu "Büyük Timur İmparatorluğu" ile 3 kıtayı titretmiş, 27 Sultana diz çöktürmüş, 20 büyük seferin tamamını kazanmış, yaptığı yüzlerce savaşın hiçbirini kaybetmeyerek tarihe adını "Yenilmez Hakan" olarak yazdırmıştır...
Emir Timur aynı zamanda "Sahipkıran Emir Timur" ünvanını da almıştır...
Sibirya'da eksi 40 derecede, Hindistan'da 60 derecede savaşmış, katıldığı hiçbir savaşı kaybetmemiştir.
Yüzölçümü 40 milyon km kare olan Asyanın, neredeyse tamamına hükmetmiş, Avrupanın tüm krallarından biat mektubu almıştır.
Osmanlı'nın 3 kez kuşatıp alamadığı İzmir'i 7 günde düşürmüş, Izmir'i ilk fetheden Türk Hakanıdır.
Onun Mustafa Kemale verilen Kutlu kılıcı da Millî Mücadelede İZMİR Yunan işgalinden kurtarılırken Izmir'e ilk giren süvari birliği subayı Şerefettin Yüzbaşıya Mustafa Kemal Tarafından verilmiştir. Bu kılıç bu gun KAYIPTIR...
EMİR TİMUR, Cengiz Han'ın zorlu şartlar yüzünden geri döndüğü, İskender'in 6 yılda ele geçiremediği Hindistan'ı 12 ayda fethetmiştir. Ancak batı hayranı tarihçiler, İskender'e büyük, Timur'a barbar demiştir. Fakat unutmamalıdırlar ki, tarihte hiçbir yerde "Timur yenildi" yazmaz...
YENİ OSMANLICI LARIN DİNSİZ DEDİĞİ EMİR TİMUR BAKIN NELER YAPMIŞ...
Emir Timur Osmanlının 7 yılda alamadığı İzmir'i 7 günde almıştır...
Ankara Savaşında Osmanlıyı yendi, fetret devrine soktu İstanbulun fethini 50 yıl geciktirdi diye suçlanan Başbuğ ya dinsiz diyen Yeni Osmanlıcılar şunuda bilmezler...
Timur Takva sahibi Nakşibendi Tarikatı mensubu mütedeyyin bir Müslüman Türk tür. İçki içmez cariye kullanmaz zina yapmazdı...
Takva sahibi bir Müslüman olduğu kadar da büyük bir Türk Milliyetçisi Başbuğudur.
Bakın bunu nasıl kanıtlıyor;
"Türklüğü yüceltmek için yaşa, Türk’e kılıç kaldıran eli kır!"
DİYEREK TÜRKLÜK İÇİN ÇALIŞMAYI ÖNERİYOR.
Dünya da Türk hakimiyeti kurmayı amaçlayan Emir Timur bakın bunu nasıl ifade ediyor;
"Biz ki Melik-i Turan, Emir-i Türkistan’ız, biz ki Türk oğlu Türk’üz; biz ki milletlerin en kadimi ve en ulusu Türk’ün başbuğuyuz!"
"Gökyüzünde nasıl bir tek tanrı varsa yeryüzünde de bir tek hükümdar olmalı. Tengri, Türk’ü korusun!" diyerek Türkün dünyaya hakim olması gerektiğini söylüyor...
1402 Aralık ta Gavur İzmir diye, Müslümanlar'ın Asırlarca Fethedemediği İzmir'i 1402'de Emir Timur Ortadan Kaldırmış, Şehri Müslüman Yapmıştı.
1402'de Ankara Savaşı'nı kazandıktan sonra Anadolu'da bir müddet dolaşıp, Hıristiyanlar'ın elinde olan İzmir'in önüne geldi. İzmir Kalesi'nin üç tarafı denizle çevriliydi. Surlar da iki derin hendekle çevrilmişti ve kale iyi tahkim edilmişti. Sultan Bayezid İstanbulu kuşatıp neredeyse alıyordu. Fakat İzmir'i 7 yıl boyunca kuşattı ve hiçbir sonuç elde edemedi.
Emir Timur, İzmir'i fethetmeyi askerî değil, dinî bir vazife olarak görüyordu. Timur, kaledekilere Müslüman olup, kaleyi teslim ederlerse gazabından kurtulacaklarını söyledi. Ancak kale komutanı Guillaume de Munte'den aşağılayıcı bir cevap geldi. Komutan kalesinin tahkimatına ve konumuna güveniyordu. Ancak Emir Timur, kaleyi kuşatırken askeri dehasını gösterecekti.
Kalenin üç tarafı deniz olduğu için kuşatma tek taraftan yapılmak zorundaydı. Emir Timur kuşatmanın başarıya ulaşması için deniz tarafından da saldırılması gerektiğini anlamıştı. Bu mahzuru ortadan kaldırmak için askerlerini emir vererek kalenin liman girişine kazıklar çaktırıp, askerlerine taş taşıtarak denizi doldurttu. Sabah başlayan faaliyet akşama bitmişti. Emir Timur, böylece kuşatma için alanı büyütmüştü. Saint Jean Şövalyeleri'nin elinde olan İzmir, Aralık 1402'de düştü. Limandaki gemiler ateşe verilmekten son anda kurtuldular.
Suya çakılan kazıklarla, taşlardan oluşturulan setten kalenin duvarına kadar taarruzda kullanılacak iki köprü yapıldı. Binlerce kişi de kalenin kara surlarının altını kazıp, burayı ağaç kütüklerle takviye ettiler. Daha sonra ağaç kütüklerini ateşe verdirerek hepsinin birden çökmesini sağladılar.
Hazırlıklar bittikten sonra iki taraftan birden taarruz başladı. Tekerlekli taarruz kuleleri de kullanılıyordu. İzmir kısa sürede düştü.
(Kaynak= Prof. Dr. Erhan Afyoncu )
TÜRKİSTAN hâkimi Emir Timur cihangirdi; İslam’ı yaymayı amaçlıyordu...
Türk soyundandır ama eşinin Moğol prensesi olduğunu ileri sürerdi ki doğruydu. Cengiz Han soyunun devamı olduğunu ısrarla belirtmiş, bu yüzden de kendini emir ve küregen (gürgan) damat unvanlarıyla anmıştır.
Timur, 35 yıllık hanlığı süresinde çok geniş fetihlerde bulundu.
Ancak 1405 yılında Çin'i fethetmek üzere düzenlediği seferde yolda hastalanarak vefat etti.
Ölüm: 18 Şubat 1405 (68 yaşında); Otrar, Seyhun, Türkistan (Bugün Kazakistan)
Hüküm süresi: 1370-1405
Doğum: 8 Nisan 1336; Hoca Ilgar, Şehrisebz, Türkistan (Bugün Şehrisebz, Özbekist...
Büyük Başbuğun Ruhu şad Mekanı cennet olsun...