CHP Tek Parti Döneminde Ekonomi-1
Almanya’nın Leipzig Üniversitesi’nde “Iktisat” doktorası yapmış olan CHP Çorum Milletvekili Necdet Yücer, 1950 senesinde Meclis kürsüsünde yaptığı bir konuşmasında, 1946’da Türkiye’de 20 milyon nüfusun ancak 2 milyonunun elektrik kullanabildiğini ifade etmiştir. Türkiye’de nüfus başına enerji istihsal miktarının 29 kilovat saat (kWh) olduğunu söyleyen Yücer, buna mukabil Filistin‘nin ve hatta “denize döktüğümüz” yunanın bile gerisinde kaldığımızı vurgulamaktadır. Meclis tutanağından naklediyorum:
“Arkadaşlar, bugünkü elektrik enerjisi istihsal (üretim) ve istihlâkimizle (tüketim) dünyanın en geri milletleri arasında mevki almaktayız. Hattâ komşularımız Filistin, Bulgaristan ve Yunanistan bile bizden çok daha ileri mevkide bulunmaktadırlar. Meselâ 1946 yılı enerji istihsalinde muhtelif memleketlerde nüfus başına isabet eden kilovat saat miktarları şöyle hesap olunmuştur.
Norveç’te nüfus başına enerji istihsal miktarı 3.585 K. W. H.
Kanada’da » » 3.380 »
Isviçre’de » » 1.870 »
Isveç’te » » 1.802 »
Birleşik Amerika’da » » 1.800 »
Ingiltere’de » » 875 »
Filistin’de » » 131 »
Bulgaristan’da » » 62 »
Yunanistan’da » » 41 »
Türkiye’de ise yalnız » » 29 » dir.
20 milyon nüfusumuzun ancak 2 milyonunun elektrik nurundan istifade ettiğini; mütebaki (geri kalan) 18 milyondan 8 milyon nüfusumuzun petrol ışığı ile aydınlandığını ve geri kalan on milyon nüfusumuzun ise petrol dahi bulamıyarak koyu bir zulmet (karanlık) içinde gecelerini geçirdiklerini ifade edersem, bu alandaki ibtidailiğimizin (ilkelliğimizin) derecesini kısaca tebarüz ettirmiş olurum sanıyorum. (…) CHP’nin Şehir santrallerinin 1946 yılında müşterilerine sattıkları elektrik enerjisinden elde ettikleri bürüt hasılat yekunu: 24 073 603 Türk Lirasına baliğ olmuştur. Buna mukabil aynı yıl içindeki masrafları yekunu ise 24 728 077 Türk Lirası olup aradaki 654 474 liralık fark istikraz (borç) ve yardım yoluyla ödenmiştir.”[1]
*
[1] no’lu dipnotta bahsi geçen ve TBMM’de yapılan konuşmanın zaptı…
***
Aynı içtimada söz alan Burdur Milletvekili Ahmet Ali Çınar ise Bayındırlık Bakanlığı tarafından neşredilen broşürden aldığı rakamları okuyarak yapılan “yol” durumu itibariyle de çok geri olduğumuzu ve ancak Afganistan ve bir Afrika Devleti olan Habeşistan ile aynı seviyede bulunduğumuzu söylemektedir. Meclis tutanağından naklediyorum:
“Efendim, bendeniz bu kanun münasebetiyle yollarımız hakkındaki fikir ve mütalâalarımı arzedeceğim. Hepinizin malûmudur ki, memleketin ekonomisi ve müdafaası yönünden yollar en mühim unsurlardır. Hattâ bir memleketin medeniyetini yollariyle ölçmek mümkündür. Biz bu hususta çok geriyiz. Bunu Bayındırlık Bakanlığı tarafından neşredilen broşürden aldığım rakamlarla arzedeceğim. Dünya memleketleriyle bizim durumumuzu evvelce de bilmünasebe Büyük Meclisin ıttılaına arzetmiştim. Fakat durumu daha iyi izah etmek için şimdi tekrar edeceğim. Bizim yol durumumuzu dünya memleketleriyle mukayese eden ve Bayındırlık Bakanlığı tarafından ve Sayın Nihat Erim’in Bakanlığı zamanında neşredilen bir broşürden alarak arzediyorum:
Türkiye Cumhuriyeti yukardan beri anlatmakta olduğumuz çalışmalarına rağmen acaba milletlerarası yol durumu itibariyle ne haldedir? Bunu istatistiklerin rakamlariyle konuşturmak mümkündür. Bu gün bir kilometre kare toprak parçasına:
Ingiltere’de 1210,
Fransa’da 1100,
Italya’da 1050,
Almanya’da 1240,
Çekoslovakya’da 750,
Romanya’da 580,
Yugoslavya’da 270,
Bulgaristan’da 340,
Yunanistan’da 170,
Iran’da 16,
Afganistan’da 12,
Habeşistan’da 14,
Türkiye’de 17 metre yol düşmektedir.
Görülüyor ki; Türkiye yol durumu itibariyle ileri memleketlerle mukayese edilebilecek halde bulunmadıktan başka kalkınmalarını yine Türk büyüklerinin eliyle (Romanya’da Mitat Paşa ve saire [Osmanlı sadrazamları] gibi) yapılmış olan dünkü vilâyetlerimizden de en az 15, 20 defa geri bir durumdadır. Doğu komşularımız Iran ve Afganistan ve bir Afrika Devleti olan Habeşistan ile müsavi (eşit) ve hattâ genel bakımdan biraz da geri durumda bulunmamız; dikkatimizi çekecek bir durum arzetmektedir.
Binaenaleyh biz, komşularımızdan çok geri olduktan başka bir Afrika Devleti olan Habeşistan’dan da geri durumdayız. Her zaman fırsat buldukça çok işler yaptığımızdan bahsediyoruz. Şu hâdise gösteriyor ki, bizim bu konuşmalarımızın mesnetleri kavi ve kuvvetli değildir.”[2]
*
[2] no’lu dipnotta sözü edilen ve TBMM’de yapılan konuşmanın zaptı…
***
Burdur Milletvekili Ahmet Ali Çınar‘ın yukarıdaki şu sözleri aslında günümüzde muhalefete mahkum edilen CHP’nin belediyeleri için de geçerlidir: “Her zaman fırsat buldukça çok işler yaptığımızdan bahsediyoruz. Şu hâdise gösteriyor ki, bizim bu konuşmalarımızın mesnetleri kavi ve kuvvetli değildir.”
Bu kemalistler bir de sürekli; “Afganistan olmuyorsak Atatürk ve CHP sayesindedir” falan derler… Yukarıdaki rakamlar ortada… Sanki Osmanlı varken biz Afganistan veya Ortadoğu ülkeleri gibiydik. Osmanlı hep bu ülkelerden daha ileride olmuştur. Osmanlı Halifeleri bu bölgeleri bir Vali ile idare ediyordu. Üstad Kadir Mısıroğlu’nun ifadesiyle; Osmanlı döneminde oralara “Vali” gönderirken, bugün “işçi” gönderir duruma düştük. Hala bu acı gerçeği görmeyecek misiniz?
.
**********
.
KAYNAKLAR:
.
[1] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 8, Içtima 37, Cild 24, 1 Şubat 1950, sayfa 5.
[2] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 8, Içtima 37, Cild 24, 1 Şubat 1950, sayfa 21.
.
**********
.
Kadir Çandarlıoğlu
https://www.instagram.com/kadir_candarlioglu_gercektarih
https://instagram.com/belgelerlegercektarihcom
.
Cumhuriyet 29 Ekim’de mi ilan edildi?
Cumhuriyet 29 Ekim’de mi ilan edildi?
*
Okullarda “belletilen tarih”e göre M.Kemal 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya’da arkadaşlarına; “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” demiş ve ertesi günü de etmiştir.
Sanki daha evvel hiç Cumhuriyet’ten bahsetmemiş gibi…
Halbuki Viyana’da neşredilen “Neue Freie Presse” gazetesinin muhabirine verdiği bir mülakatta “Cumhuriyet’in ilan edileceğini” ifade etmişti.
Acaba 29 Ekim’den ne kadar evvel açıkladı bir tahmin edin…
2 gün?..
5 gün?..
10 gün?..
15 gün?..
20 gün?..
1 ay?..
Hiçbiri… Daha evvel… Tarihini verelim:
22 Eylül 1923!
29 Ekim nerede, 22 Eylül nerede…
Bahsi geçen gazetenin muhabiri bu haberi 26 Eylül’de Ankara’dan Viyana’ya bildirdi. 28 Eylül’de ise gazetede neşredildi ve aynı nüshada “Türkiye bir Cumhuriyet-M.Kemal Cumhurbaşkanı” başlıklı bir makale de yer aldı.[1]
Işte o makale ve haber:
*
[1] no’lu dipnot ile alakalı… 28 Eylül 1923 tarihli Neue Freie Presse gazetesinde neşredilen makale ve haber…
***
M.Kemal’in mülakatı ise aynı gazetenin 2 Ekim 1923 tarihli nüshasında neşredildi.[2]
*
M.Kemal’in [2] no’lu dipnotta bahsi geçen mülakatı…
***
Halbuki M. Kemal 15 Ocak 1923 günü yani Cumhuriyet’in ilanından takriben 9 buçuk ay evvel Eskişehir Mutasarrıflık Dairesinde yaptığı konuşmada Cumhuriyet’e karşı çıkmış ve o sırada Türkiye’nin idare şekli olan “Meclis hükümeti” sistemini şöyle savunmuştu:
“Bildiğimiz meşruti ve cumhuri hükümetler teşkilatı, kuvvetler ayrılığı esasına dayalı kabul edilmektedir. Biz kuvvetler birliği esasına dayanarak hükümet tesis ettik.”[3]
1 Mart 1923‘te yani Cumhuriyet’in ilanından takriben 8 ay evvel ise Meclis kürsüsünde yine “Cumhuriyet” şekline -tabiri caizse- burun kıvırarak mevcut “Meclis Hükümeti” sistemi için; “gelecekteki saadetimizi, şeref ve namusumuzu temin eder” demişti.[4]
*
M.Kemal’in [4] no’lu dipnotta bahsi geçen Meclis konuşması…
***
Kronolojiye yani hadiselerin tarih sıralamasına kısaca göz atalım:
15 Ocak 1923 ve 1 Mart 1923: “Cumhuriyet”i değil, “Meclis Hükümeti” sistemini savundu.
24 Temmuz 1923: Lozan imzalandı. (Istanbul Ingiliz işgali altında!..)
22 Eylül 1923: Yabancı muhabire Cumhuriyet’in ilan edileceğini açıkladı. (Istanbul hala Ingiliz işgali altında!..)
28 Eylül 1923: Haber gazetede neşredildi.
2 Ekim 1923: M.Kemal ile yapılan röportaj gazetede neşredildi.
2 Ekim 1923 yani aynı gün: Ingilizler Istanbul’u Ankara hükümetine teslim etti.
4 Ekim 1923: Ingilizler Istanbul’u terk etti.
29 Ekim 1923: Cumhuriyet resmen ilan edildi.
*
M.Kemal’in yabancı muhabire verdiği mülakatın Cumhuriyet ile alakalı bahsi 24 Eylül’de “Akşam” ve 25 Eylül’de “Vatan” gazetelerinde de haber oldu.[5]
.
CHP Milletvekili: Allah’ı tahtından indirdik! (ilk kez yayınlanıyor)
CHP Milletvekili: Allah’ı tahtından indirdik! (ilk kez yayınlanıyor)
*
***
Refik Ahmet Sevengil 1929’da, tam da M. Kemal’in muhalefeti tasfiye edip bütün ipleri eline aldığı bir dönemde, “Uyanış” dergisinde şöyle yazmıştı;
“Imparatorla beraber Allah’ı da hal’ettik.”
Yani; “Sultan’la-Padişahla birlikte Allah’ı da tahtından indirdik.”
M. Kemal dahil, hiç kimse; “Sen ne yapıyorsun be adam!?” dememiş… Tam aksine ödüllendirilmiştir. Bu yazıdan 1 sene sonra Istanbul Şehir Meclisi üyesi olmuştur. Daha sonra ise CHP Tokat milletvekili…
Kısacası CHP Tek Parti döneminde Allah’a, dine, kitaba, peygamberlere (haşa) sövenler ödüllendiriliyordu. Hala öyle değil mi?
.
**********
.
KAYNAK:
.
Refik Ahmet (Sevengil), “Yenilik Nerede?”, Uyanış Dergisi, 15 Ağustos 1929.
.