Kanuni Sultan Süleyman öz oğlu Mustafa’yı neden öldürttü?
Hürrem Sultan, Osmanlı tahtına kendi öz oğlu Selim’in geçmesini arzu ediyordu. Kanuni’nin en büyük oğlu Mustafa’nın başının “yenmesinin” gerektiği görüşündeydi.
Yıllar geçiyor, Kanuni Sultan Süleyman yaşlanıyor, Osmanlı orduları zaferden sefere koşarak deryalarda ve karalarda sınırları genişletiyordu.
1553 yılına gelindiğinde Osmanlı için İran’daki Safevi şahlarının tehlikesi birdenbire arttı. Sınırda yaşanan olaylar sonrası İran üzerine sefer açılması gündeme geldi. İşte o günlerde Kanuni’nin huzuruna Amasya’da Valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa mühürlü mektuplar geldi. Mustafa kendi ikbali (yükselmesi padişah olması) için İran şahına yardım ve işbirliği teklif ediyordu. Kanuni’nin başından kaynar sular döküldü. Kızgınlığını içine gömdü. Devletinin bekası (yaşaması) için bir karar vermesi onu da icra etmesi gerekiyordu.
1553 yılı Bahar aylarında orduyu da alarak Konya ovasına kadar geldi. Vilayet ve Sancak beylerini yanına çağırdı. Amasya Valisi oğlu Mustafa’yı da çağırmıştı. Mustafa, babasının bu isteği üzerine askerlerini de yanına alarak Osmanlı Otağı hümayununa (padişah çadırına) geldi. Kapıda iken nöbetçi askerler “silahını da bırakarak içeri gir” uyarısında bulundular. Halbuki padişahlar ile görüşmek üzere şehzadeler silahları ile huzura kabul olurdu. Kanuni, oğlunun gözlerine dalgın dalgın baktı. Hal hatır sordu. Sonra da “İstirahat buyur” diyerek dinlenmesini istedi.
Mustafa huzurdan çıktıktan sonra çadırına doğru gitti. Ve o anda beklenmedik bir olay gelişti. 7 dilsiz cellat üzerine çullandılar. Ellerindeki baltalar ile geleceğin padişahının neresi gelirse (beline, kafasına) vurmaya başladılar. Mustafa, cellatlara direndi. Onları dağıttı veya yere serdi. İşte o anda ünlü cellat Zal Mehmut Ağa elinde balta ile geliyordu. Nutku tutuldu. Zal Mahmut, onun sarayda iken sık sık görüştüğü en yakın arkadaşları arasında idi. Zal Mahmut, elindeki baltayı Mustafa’ya “Yallah” dedi ve vurdu. Mustafa yere düştü. Cellatmar kement ile boğazını bağladılar. Ve elleri ile sıkarak Mustafa’yı nefessiz bıraktılar.
Ve “cesareti ile askere örnek, fazileti ile herkesin gönlünü kazanan şehzade Mustafa - sözde “Devletin bekası (yaşaması) için öldürülmüş oldu! O koskoca cihan padişahı Kanuni, oğlu Mustafa adına mühür basılı mektupların başkaları tarafından yazılmış ve taklit edilmiş düzmece bir belge olduğunu araştırması gerekmez miydi! Bütün dünya insanlarını zulümden kurtaracağını söyleyen ve bu sözleri Topkapı Sarayının giriş kapısına yazdıran Osmanlı'nın kuruluşunun temel felsefesine de aykırı değil miydi olanlar! Bağdat yöresinde kumandanların ot biçtirmek bahanesiyle halka zorla çalıştırmak isteyenlere ceza verilmesi kanunlarını çıkarmamış mıydı Kanuni! Keza Osmanlı’nın yüce tarihi, Macaristan ovasında sefere giden askerlerin Hristiyan köyden geçerken bir bahçeden meyve koparırken bile “akçe parayı” kese ile astıkları halka zulüm değil adaletle davrandıkları yazılmamış mıydı Osmanlı Tarihinin altın sayfalarına!…Koskoca Kanuni, kendi kanından canından bir parça olan oğlu Mustafa’ya adaletin zerresini neden göstermemişti!
- Pargalı İbrahim Paşanın Çocukları Nasıl Öldü
- Hatice Sultan'ın Çocukları Nasıl Öldürüldü
- Şehzade Mustafa Nasıl Öldürüldü
- Şehzade Mustafa Boğularak Nasıl Öldürüldü
Ah nu internet tarihçiliği yok mu, tarihimizin köküne kibrit suyu döküyor gerçekten. Yahu biraz akıl mantık lütfen devrin süpergücünün başındaki adamdan bahsediyoruz. Tebrizden Romaya kadar çok sağlam bir istihbarat ağına sahip Sultanın kimin ne yaptığından haberdar olmadığını söyleyebilir miyiz? Kanuni saf değildi. Elbetteki etrafındakileri tanıyordu. Adam seçmede ve yetiştirmede usta idi. Bu yüzden güvendiğine tam güveniyordu. Yanlışlarını gördüğünde ise cezayı kesmekten çekinmiyordu. Şehzade Mustafa yasak olmasına rağmen sakal bırakmış, Amasyadayken kendi adına tuğra bile bastırmıştı.İran Şahına göderdiği mektuplarda babasının kocadığından dem vurup tahta geçme hazırlığında olduğunu söylüyordu. Kanuni kendi oğluyla hürrem'in ya da bir başkasının el yazısını tanıyamayacak kadar saf değildi. Olup biten herşeyden de haberi vardı. Ayrıca babası dedesini devirirken bizzat olayların içinde bulunduğu için bir padişah tahttan nasıl indirilir ve bir şehzadenin psikolojisi nasıldır kendi tecrübelerinden gayet iyi biliyordu. Nitekim Sokullu Mehmet paşayı sırf bu işi soruşturması için görevlendirmişti. Şeyhülİslamdan alınan fetvayla da şehzade Mustafa idam edilmişti. Dahası Hürrem ve Rüstem Paşa işbirliği yapsalardı, Şehzade beyazıd isyan ettikten sonra Rüstem onun idam edilmemesi yolunda görüş bildirirdi. Halbuki Sultan onun da fikrini almış böylece Beyazıd da isyan etmenin bedelini ödemişti. O adamlar sen ben değiller. Milyonların sorumluluğunu üstleniyorlardı. Taht kavgaları vs. sırasında binlerce insan ölüyor ve devlet zarar görüyordu. Elbetteki buna mahal vermek dinen ve aklen caiz değildi. İlber Ortaylı hocanın da dediği gibi idam da ettirir, öldürtür de. Merkeziyetçi yapı var. Devlet nizamı var.Adamlar keyiflerinden öldürmüyorlar kardeşlerini, oğullarını. Nizamı alem için kurban veriyorlar bir bakıma. İşte gerçek tarihi araştırmaya üşenen, tarih bilgileri google searchten ibaret olan kimseler ve Osmanlı düşmanları bu gibi konuları bol bol istismar etmektenbir an geri durmuyorlar maalesef.
Allah'ın insanlara verdiği en önemli özellik sevgidir.Bunun örneğini önce tümcanlı dişi ve erkeklerde görebilirsiniz.İnsanlardada bu özelliğin gelişmesine göre insanın olgunluğu,dinimize ve toplumumuza uygun birisi olarak değerlendirilir.Güçlü Bir devletin başına geçip vezirlerini bırakalım kendi çocuklarını boğazlatan,onun cen verme seslerini yan cadırdan dinlerkentepki gösteremeyen,Oğlu 2ci bayaziti öldürmeleri için iran şahına 1200000 altın rüşvet veren ve de bu öldürdüklerinin tüm yakınlarınıda öldürten birisi kanu uygulayan, muhteşemolamaz,en önemlisi insan olamaz,hayvanlar bile kendi çocuklarını korurken insanların kendi çocuklarını öldürmeleri kadar vahşice bir şey varmı bu dünyada.Ayrıca dinimizde;Bir kişi öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir sözüne ne demeli.İçinde sevgi olan yaradanın yarattığına zarar veremez ,korur,devlet için deniyorsa, bu kişilerin kendi korkularından dolayı çıkardığı fermenlardan ortaya çıkmış,Kanunlar Allahın kelamı mı,Bak bu kanunu 1.Ahmet değiştirdi,en büyük ve tecrübeli olan başa geçecek dedi vede ondan sonra şehzadeler, hamile kadınlar ölüm korkusu yaşamadı.Kanuni bu kadar kanuna bağlıydıda neden iki dudağı arasından çıkacak bu kararı almadı da torununa bıraktı.Bence geçmişimizde sorgulayacağımız çok şeyler var.Bunlar artık tabu gibi görmemeliyiz.Bence Kanunui muhteşem değil,çocuklarını öldüren katil mesabesinde birsidir.Öldüğünde yanında götürmek istediği ebusuut imzalı fetvalar acaba onu kurtatacakmıdır.Herşeyin sahibi Allah'tır.Kimse onun kadar mağrur olamaz,kimse onun gibi celalleenemez,Bu ruhun sahibi odur.O halde Allahın bize verdiği sevgiyi ön plana çıkarmamız gerekir diye düşünüyorum...
caliph Abdulhamid bey dediğiniz gibi Padişahın her şeyden haberi olmalı!!! fakat size şu soruyu soruyorum= soru 1: Şehzade Mustafa Manisa valisiyken neden en uzak sancağa Amasaya gönderilmiştir.soru 2: Adına Kanuni yani yasa koyan, adil olan dediğimiz Kanuni Sultan Süleyman neden kendi öz oğlu söz konusu olduğunda onunla yüzleşmemiştir. Ona hakkında iddalar var bunlar doğrumudur yanlışmıştır diye sormamıştır (bütün tarihçiler o mektupların sahte olduğu, bunun Rüstem paşanın komplosu olduğu konusunda hem fikir). Olay çok açıktır Kanuni Mustafaya haksızlık yapmıştır, onun tahta geçmesini istemiyordu!! Hürrem sultan etkisi ve net bir şekilde onun çocukları öncelikliydi. Üstelik Mustafa üzerinde Halk ve Ordunun baskısı vardı (Halk ve ordu Mustafanın tahta çıkmasını istiyorlardı !! çünkü kanuni eski enerjisinde değildi, yaşlanmıştı.). caliph Abdulhamid bey malesef siz kraldan çok kralcılık yapıyorsunuz. Kanuni bile kendi günahının üzüntüsünü yaşamış. şairlerin ağır eleştirlerine bir şey diyememşti.
hiçbir sebep ne olursa olsun bir babanın öz evladını öldürmesini haklı göstermez. 4.murat'ın tahtı daha 12 yaşındaki oğlu mehmet'e bıraktığını kanuni'de biliyordu. Kanuni'nin yaptığı sadece tahtı uğruna katillik
bazı yorumları okurken hayretler içerisinde kalıyorum...
1- tarihi içinde bulunuğu zaman dilimi içinde yorumlamak, yargılamak lazım... 500 yıl öncesini günümüz koşullarıyla yargılayamazsınız.
2- devletin bekası için ister babası, isterse oğlu olsun ortadan kaldırılması o dönem için zaruridir. Asıl olan devletse gerisi teferruattır. kanuni eğer devletin geleceği için kendi oğlunu tehdit olarak görmüşse onu ortadan kaldırması onu evlat katili yapmaz.devlet işlerinde duygusallık olmaz. eğer tehdid evlattan değil de başka biri olsa idi öldürülmesi vacip evlat olursa katil sıfatımı yapıştırılmalıdır ? işte kanuni bu yüzden kanunidir...
Öz Türk bi kadınla evlenirlerse tahta akraba Türk ailelerde çıkardı bu da ilerde çok vahim sonuçlar dogururdu
Efendim 2 ve 7 şubat tarihli mesajlara cevap vermek istiyorum. İlk olarak Allah'ın verdiği sevgi gibi önemli bir özellikten bahsetmişsiniz, güzel herşey yolunda lakin ertesi cümlede kendinizle çelişmişsiniz. Bildiğiniz gibi Osmanlıda hanendandan olanın kanının akıtılması günah sayıldığı için yay kirişiyle boğdurulurdu. Yani kanı akıtılmazdı. Eski Türk devlet geleneğinde soyluların kanı akıtılmadan öldürülmeleri geleneği Osmanlıda hanedanın kanının akıtılmasının günah olduğu inancıyla devam etmişti. Lakin ifadenizde geçen boğazlama kelimesi özellikle hayvanlar için kullanılan ve boğazından bıçak vb. sivri bir aletle keserek kanını akıtma ve kafayı vücuttan ayırma gibi bir anlama geldiği için ya kullandığınız kelimeyi bilinçsiz bir cehaletle kullanıyorsunuz ya da Kanuni Sultan Süleyman'ı insanların gözünde canavar, barbar ve tiran gibi göstermek için bilinçli ve kasıtlı bir gayretkeşlik içindesiniz. Dahası Şehzade Mustafa'nın nasıl boğdurulduğunu ve Kanuninin Beyazıt'ı öldürtmek için İran Şahına nasıl rüşvet verdiğini(!) sanki bu olaylar olurken oradaymışcasına hararetle anlatmanız yani sırf Kanuniyi kötülemek uğruna senaryo yazmanız ilmi ve akli vicdanla bağdaşmıyor. Osmanlı tarihinden biraz haberiniz olsa bu sözleri sarfetmezdiniz dahi. Murat Hüdavendigar döneminde şehzade Savcı isyanıyla başlayan süreçten, fetret devrindeki çekişmelere, II. Murat dönemindeki düzmece Mustafa isyanından cem Sultanın saltanat iddialarına ve dahi Beyazıt'ın oğulları arasındaki taht çekişmesinde Ahmet'in asi olmasına kadar geçen neredeyse aralıksız süreçte iç isyanlardan ve otoritenin sağlanamamasından dolayı binlerce masum sivil ve asker ölmüş, fetihler durma noktasına gelmiş, halk binbir türlü sıkıntıya katlanmak zorunda kalmıştır. Görüldüğü gibi kanunlar sebep sonuç ilişkisi sürecinde ortaya çıkmıştır. Devlet halk için vardır, o zaman binlerce sivile zarar veren, maddi ve manevi kayıplara sebep olan isyanların ve isyan unsurlarının kaldırılması elzemdi.Yine İlber Ortaylı Hocanın dediği gibi o Sultan Süleyman, Süleyman efendi değil. Milyonlarca ümmeti İslamı kollamakla yükümlü. Bir oğlu için milyonlarca müslümanı mağdur etmeye hakkı da yoktur yetkisi de. Zaten şeyhülislam da buna cevaz vermezdi.Bırakın İsyanı, isyan tehlikesi doğması bile DİNEN CAİZ DEĞİLDİR.
Siz kalkmışsınız oğlunu öldürttü diyorsunuz. O zaman bırakalım merkezi otorite olmasın, sonra da zevkle binlerce insanın taht karışıklıkları sırasında nasıl öldüğünü, dirliğin düzenin nasıl bozulduğunu seyredelim. Ki fetret devirlerinde bunu hep yaşadık. I. Ahmet'in yasa sistemine gelince sancağa çıkma olayı kaldırıldığı için ve şehzadeler kafeste bir nevi hapis hayatı yaşadığı için tahta geçtiklerinde hem iyi bir eğitim alamadıkları için devleti iyi yönetemediler hem de kolayca başkalarının tesiri altında kaldılar. Bunun neresi iyi, merkezi otoriteyi daha da zayıflattı. Bir kişi öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibi diyorsunuz da madem ölen binlerce masumu ve halkın bozulan huzurunu niye gözardı ediyorsunuz? Dediğiniz gibi geçmişimizde sorgulayacağımız çok şey var. Bakalım ve yılllardır tarihimizi kimlerin ellerine bıraktığımızı görelim. Kanuniyi katil ilan ettiğiniz bölüm yazınızın bir özeti gibi. Nasıl tarih ciddiyetinden uzak olduğunuzu ve olaya ideolojik baktığınızı ve hatta eldeki bilgileri nasıl hiçe saydığınızın bir göstergesi adeta. Son olarak kendi ağzınızla söylüyorsunuz, Kanuninin yaptığı hiç bir iş fetvasız değildi, hepsinde dinen cevaz alınmıştı. Patlıcan makarnası değil bu efendim, Kanuni ebussuud'a bana şurdan bir fetva yazıver demiyor. Osmanlı devletinde en yetkili kişi şeyhülislamdır. Dine aykırı bir iş görürse padişahı dahi tahttan indirme yetkisi vardır. Tabi kendi ideolojinize uygun olarak büyük alim, Ebussuud Efendi'yi de Kanuni'nin işbirlikçisi ilan ederseniz şaşırmam. Sonuçta yarım asır bu millete hizmet etmiş, mimar Sinan'la el ele verip İstanbul'un çehresini değiştiren, fetihlerden fetihlere koşmuş, at sırtında ip bağlayıp oturabilecek kadar hastayken ta zigetvar'a gidip 72 yaşında orada vefat eden, düşmanlarının bile muhteşem dediği Türk asrı denilen en zirve bir dönemin koca padişahına,adı yüzyıllardır ABD meclisi kapitol'de dünyanın en büyük kanun yapıcıları arasında yer alan İslam halifesine, bu hakareti reva görebilene sadece müslümanlığından ve Türklüğünden utan denir.
İkinci mesajınıza gelince gerçi pek cevap vermeye gerek yok ama Mustafa hakkında iddiaları araştırmamıştır diyorsunuz. Biz boş yere mi yazdık yukarıda okusanız ya. Kanuni kendi oğlunun el yazısını tanıyamayacak kadar saf değildi, ayrıca sırf bu işi soruşturması için Sokullu Mehmet Paşayı görevlendirmişti. Kendince peşin hükümlerde bulunup tüm tarihçilerin mektupların sahte olduğu konusunda ittifak ettiğini (hangileriymiş acep bunlar?), rüstemle hürremin oyunlarıyla Şehzade Mustafanın öldürtüldüğünü söylüyorsunuz. Peki madem işbirlikçiydiler de Beyazıt neden kellesini kurtaramadı,Madem Kanuni de Hürrem de Hürremin çocukarını tahtta görmek istiyorlardı Beyazıtı niye geçirmediler tahta? Yeter efendim faraziyelerden tarih olmaz. Klişeleri tekrar ediyorsunuz. Aynen Şehzade Mustafanın İran şahına yazdığı mektuplarda dediği gibi "babası yaşlanmış ve Osmanlı tahtı genç ve enerjik bir hükümdara ihtiyaç duyuyormuş." Halbuki o tarihte Kanuni 58 yaşındaydı, 72 yaşında sıradan kimselerin yataktan kalkamayacağı derecede hasta Kanuni ordusunun en önünde o günün şartlarında binlerce km yol gidiyor ve o tarihten 15 yıl öncesinde Kanuninin enerjisinin tükendiğini iddia edip Mustafa'yı mı haklı çıkartmaya çalışıyorsunuz? Kusra bakmayın asıl kraldan çok kralcılık ve gayretkeşlik budur. Kanuni kendi günahının üzüntüsünü çekmişmiş. Hayal dünyası bu olsa gerek. Herhalde üzülecek behey gafil o katil dediğini adam halkının selameti için oğullarını feda etmiş. Hiç boş yere yormayın kendinizi efendim, siz çamur atınca Kanuninin değeri azalmayacak. Bu millet kendisine hizmet edenleri ve ecdadını unutmaz.
benim merak ettiğim konu sultan süleyman müslümanları değilde gayri müslümleri haremine alıp imam nikahı kıymadan çocuk yapıyor peki bu padişahlar dinine düşkün harama eluzatmayan insanlar ozaman neden gayrimüslümlerden çocuk yapıyorlar dizi bize öyle gösteriyor peki geçektende çocukları nikahsızmı doğmuş onu merak ediyorum
Efendim bu yüzeysel yorumlar genelde bilgisizlikten kaynaklanıyor. İnsanlar dizideki uyduruk kurguyla gerçeği birbirine karıştırıyorlar. Harem konusunda gerekli bilgileri bu alanda akademik anlamda en derin çalışmayı yapan prof. dr. Ahmet Akgündüz'ün ilgili kitaplarında bulabilirsiniz. Harem dışa kapalı bir kurumdu. Nasıl ki enderunda devlet adamı yetiştiriliyorsa, burada da nitelikli bayanlar yetiştirmek için hanımlar eğitiliyor, yetiştirilenler çeşitli hizmet kademelerinde görev alıyorlar, kimisi üst düzey devlet memurlarına eş olarak seçiliyordu, kimisi ise padişahlara. Dışa karşı bu kadar kapalı olmasından dolayı içini hiç bir zaman göremeyen oryantalist Avrupalı kendi hayalgücüyle harem hakkında binbir safsata uydurdu. Harem hakkındaki pek çok efsane sonradan roman yazan oryantalist avrupalılar eliyle türedi. Ve sonunda yalanlar kendi gerçeğini üretti. Harem hakkında doğru dürüst bilginin olmayışı önüne gelenin istediği gibi uydurup sallamasına olanak tanıdı. Bu vesileyle Osmanlı düşmanlarının da ellerine sürekli istismar edebilecekleri kuvvetli bir argüman geçti. Neyse sorunuza gelince, efendim hareme alınan genç kızlar sıkı bir eğitimden geçerdi. Dizideki gibi sanılanın aksine müslüman olmayan cariyeyi bırakın padişahın odasına yollamayı haremin önünden bile geçirmezlerdi. Özellikle Türkçe öğrenmelerine hepsinin nakış,dikiş, ebru vb. bir sanat öğrenmelerine önem verilirdi. Nitekim Hürrem Sultan şiir yazabilecek kadar iyi Türkçe öğrenmişti. Siz bakmayın dizidekine 17 yıl olmuş daha iki kelimeyi bir araya getiremiyor. Neyse yani haremde gayri müslim cariye yoktu sizin anlayacağınız. Dahası kişi cariyesinden nikahsız çocuk sahibi olabilir. İslam hukukunda buna cevaz vardır. Yani caizdir. Bazı okumuş cahiller çıkıp Osmanlı padişahlarına çirkin yakışırmalarda bulunuyorlar. Osmanlı padişahlarının Türk olmadıklarını bile iddia ediyorlar. Burada bilmemiz gereken iki şey var. Osmanlıda yoğun bir Türklük bilinci varolmakla beraber teokratik monarşiyle yönetiliyordu. Yani tebaa dinine göre, müslim-gayri müslim olarak sınıflanıyordu. Önemli olan İslamdı, ırkçılık gibi çirkin bir kavram dilimize ve aramıza 20. yüzyılın ilk çeyreğinde girmiştir. Sonra her millet bir dava tutturdu gitti. Kimi Türkçü oldu, kimi Kürtçü, kimi asalacı oldu, kimi pontus. Böylece Osmanlının ümmet ve emanet anlayışıyla müslim-gayri müslim ayırt etmeksizin yüzyıllarca barış içinde yönettiği 28 milleti birbirine düşman ettiler ve araya ayrılık tohumlar ektiler. Dahası herkes bilir ki biz Türklerin soy inancına göre soy babadan devam eder. Yahudilerde ise tam tersidir, yani anneden devam eder. Öyleyse bu anneleri Türk değil diyerek Osmanlı padişahlarını Türklükten ihraç edenler hangi soydan oluyorlar? Neyse bir görüşe göre Osmanlı padişahları Yıldırım Beyazıt'a kadar Türk hanımlarıyla evlenmişler, lakin Ankara savaşında Yıldırım'ın Türk eşi Timurleng'in eline düşmüş, işte bu olaydan sonra Osmanlıda padişahın Türk hatunlarla evlenip nikah kıydırması olayı yasaklanmış. Cariye olayında dinen bir mahzur yoktur kısacası.
Dizilere itibar etmeyiniz lütfen. Bakın bizim gibiler ta dizi ilk başladığında şu tahmini yapmıştık. Bu dizi Türkiye'de yükselen Osmanlı trendine, ecdad sevgisine bir set çekmek için tasarlanmıştır. Hedef olarak Türk Osmanlı tarihinin en yüksek noktası olan Kanuni Sultan Süleyman seçilmiştir.Sizin büyük dediğiniz o adam yatakta avuçları terleyerek cariye bekleyen biriydi mesajıyla da hedeflerini belli etmişlerdi. Şimdi gidilen noktada Mustafa her türlü iyi huyuyla, meziyetleriyle seyirciye sevdiriliyor, Süleyman ise yavaş yavaş yaşlı ve gaddar bir kişiliğe büründürülüyor. Hürrem ise tam bir cadı olarak sunuluyor. Sonunda ne olacak, işte o kendilerini bizden görmeyenler amaçlarına ulaşacak. Tarih bilgisi google'dan ibaret olan ve diziyi gerçek sanan milyonlarca saf Kanuni'ye ve Osmanlıya beddua edecek, Osmanlıdan nefret edecek, plan da başarıya ulaşacak. Tamam insanlar oradan ekmek yiyor, emek veriliyor lakin ameller niyetlere göredir. Ya hükümet Avrupadaki gibi maddi destek sağlayıp yapımcıları maddi kaygıdan kurtararak istediği gibi bir dizi çektirsin ya da biran önce yayından kaldırılsın bu dizi.Sonu hiç iyi değil çünkü.
sevgili kardeşlerim,olan olmuş ölen ölmüş giden gitmiş ama şunu unutmayınki!! osmanlı devleti'nin padişahları aklı selim,ilmi açık,hak,adalet,ilmi,dini,konularda yüksek rütbelerde zatlardır.lütfen biraz daha duyarlı olmanızı rica ediyorum.saygılarımla...
Boşu boşuna evlat katili bir babayı savunmaya kalkışmayın, neymiş efendim milyonlarca müslümanın (bütün teba mülüman mıydı yani, komik olmayınız) geleceğini düşünmüş. Siz onu bizim külahımıza anlatınız. Madem daha çok tebaasını düşünüyordu tahtı oğluna bıraksa idi güzellikle. Mecbur mu ölene kadar tahtta kalmaya, şehzade Mustafa da en az onun kadar iyi yönetebilecek yetenekte idi. Ama gururu buna mani oldu, tahtı ve Hürrem i oğlundan fazla sevdi ve sonunda bu trajedinin mimarı oldu. Allah günahlarını affetsin demeyeceğim, affetmesin inşaallah, Mustafa nın hesabını sonsuza dek sorsun hem ondan hem Hürrem denen o iblisten. Bu arada Beyazıt gerçekten ihanet etti, Mustafa ise masumdu, tarih kitaplarına itibar etmeyip size mi edeceğiz?
Soy lekelenmiştir. osmanlı çökmüştür. ürklerin başına ne geldiyse Kadın üzerine dayalı oyunlar yüzünden gelmiştir.
Yahu biz nasıl bir milletiz ki, yüzyıllar önce geçmiş olan olaylar nedeniyle burada Kanuni' ye bela ve beddualar ediyoruz, katil diyoruz. Bu nasıl bir mantıkdır ? Peki bugün yaşananlara ne diyorsunuz ey Osmanlı ümmetinin bugüne gelmişleri ?
Adsız şahıs, sen zavallı bir insansın. Elinde tutarlı hiç bir argüman, dayanak olmamasına rağmen Kanuni'yi zorla karalamaya uğraşıyorsun. Dahası hiç bir şey okumadığın için bilgisiz kalmışsın. Öyle ki bırak İlber Ortaylı, Halil İnalcık okumayı, şu yorumlarda benim yazdıklarımı bile düzgün şekilde okumaktan acizsin. Ben Osmanlının müslüman tebaasını tek bir ümmet, gayri müslim tebaasını da emanet olarak gördüğü için onların isyanlarla vs. mağdur edilmesinin İslamda caiz görülmediğini söyledim.Lakin anlamaktan aciz olduğun gibi külahımıza anlatın diye güzellemelerde bulundun. Madem İslami bakış açısı umrunda değil, söylediğimiz bir kulağından girip diğerinden çıkıyor o zaman Allah'ın adını ağzına alıp Kanuniyi karalamaya çalışarak çamurluk yapma.Adam tahtını bırakmak zorunda mı oğluna? Padişahın tahttan indirilmesi için dini ve idari anlamda ortada haklı bir gerekçe yokken ne diye tahtını bıraksın. Senin kafan güzel mi? Hem ne biliyorsun Mustafa'nın daha iyi yönetebileceğini? Geleceği görme gibi bir yeteneğin mi var da oturduğun yerde sen piyasada yokken olmuş olaylar üzerinden ahkam kesiyorsun? Mustafanın masumiyetine kaynağını vermediğin tarih kitaplarını kanıt gösteriyorsun madem öyle bak bakalım, Osmanlı tarihi konusunda yaşayan en büyük otorite kabul edilen Halil İnalcık ve onun öğrencisi İlber Ortaylı bu konuda ne diyor. Yabancı tarihçiler bile bu konu üzerinden Kanuniye laf söylemezken, senin gibi dindar kisvesi altındaki çamurların Kanuniye iftira atmaları çok komik. Lütfen ortamın ciddiyetine gölge düşürme ve vazgeç sadece.
Garip Olan Döneme Dair Varsayımlar Herdaim Olmuştur Vede Olmaya devam Edecektir..Ama Silah Arkadaşı Yada Zamane tabiriyle Kankanıza Olan itimadınızmış Gibi isimler verip falan Kişinin Kitabında Yada Tecrübelerine DayanarakLa Biryere vARIlmaz ha Kanunniyle Reenkarnasyon Kurabiliyorsanız Yahut o Dönemden yetkili bir zatla İtimat Ederim ne o Öyle Padişah fermanı Gibi Yorumkere Yorumlar Sadece Abestle İştigal..
Tarih öyle bir milleti yazacakki...Ne yazıkki bu millet kendi tarihine ve kendi dinine düşman bir millettir.O bütün dünyanın gıpta ettiği, gurur duyulacak,övünülecek tarihini öğrenmek yerine internet safsataları ile beddualar eden millet.Dininin muhteşem güzelliklerini öğrenip,yaşamak yerine ancak 3-5 dinsiz-donsuzun lafı ile çamur atan,karalayan cahil millet.Ne yazıkki bu millet 21.yy dünyasında varolma mücadelesi veren tüm dünya tarihinin en onurlu,en gönüllü,en vicdanlı,en merhametli,en akıllı,en namuslu milleti Yüce Türk milletidir.
Herşey mehmetin ölümü , dedikodular ve iran şahına giden sahte mektuplarla başladı.
mustafa yanlış yaptı
Türkiye'nin %99 diyen arkadaşa soruyorum kendisinide bu yüzdenin içindemi görüyor acaba? ) Ben böyle kendini bilmezlere sadece gülerim... Osmanlı büyük bir sultanlıktı. Büyük devletlerin sorunlarıda büyük olur. İhtimaller dahi hesaplanarak kararlar alınırki olması gerekende budur. O zamanın şartları neyi gerektirdiyse o yapıldı. Buradaki hiç kimse geçmişi yargılayacak ne kültüre ne de zekaya sahiptir. Bu da sizlere kapak olsun...
Yorumların hepsini okudum. Caliph Abdulhamid verdiğin bilgiler için sana çok teşekkür ederim Allah razı olsun. Evet ben bir Osmanlı torunuyum ve ecdadımla gurur duyuyorum. Ama insanlarımız o kadar cahil ki, reyting kaygısıyla yapılmakta olan hiçbir gerçekliği olmayan uydurma senaryolara inanıp Kanuni gibi mübarek bir insana bile beddua edebiliyorlar. Yazıklar olsun diyorum ve öbür dünyada beddua ettiğiniz o adam sizin yakanıza yapışacaktır emin olun.
dizi amacına ulaşıyo bu dönem de osmanlı sesleri duyulmaya başlanın ca devre ye böyle bişey soktular osmanlı tarihini gerek tarih cilerden gerek se kitaplardan ögrendigim kadarıyla gurur duyuyorum şunu unutmayın halifeligi kanuni nin babası selim getirdi yani kanuni halifelik görevini de icra ediyordu şim di halifeli size anlatmayım biliyosunuz dur o görevi icra eden birisi sizin deedik lerinizi yaparmı ben ihtimal vermiyorum
Hürrem in aklı olmasaydı mustafa tahta çıkardı hürrem kauninin aklını çelip kendi oğlunu tahta çıkardı helal olsun kadına iyi olmuş mustafa nın ölmesi
Hürrem in aklı olmasaydı mustafa tahta çıkardı hürrem kauninin aklını çelip kendi oğlunu tahta çıkardı helal olsun kadına iyi olmuş mustafa nın ölmesi
Hürrem in aklı olmasaydı mustafa tahta çıkardı hürrem kauninin aklını çelip kendi oğlunu tahta çıkardı helal olsun kadına iyi olmuş mustafa nın ölmesi
Ortalığı karıştıracağına biraz tarih kitabı karıştır sen git de...
çok yazık olmuş osmanlıya
osmanlı imparatorluğu bir ailenin kend çıkarları doğrultusunda heba olmuştur yapıcak bir şey yok iyisi kötüsü bitti yaşasın türkiye cumhuriyeti
Herkese merhaba.
Aslında taht kavgalarının olmasına engel en iyi çözüm; TEK EŞLİLİKTİR.
Cariye bile olsa, padişahın tek eşi olduğunda doğacak şehzadelerin hepsi tek bir ananın evladı olacağından dolayı; anne evlatları arasında rekabet gözetmeyecek; sevgi,saygı içerisinde büyüyeceklerdir. Aralarında tek bir rekabet olacaktır. O da yaş ve/veya liyakat.
Böylece evlat,kardeş katli olmayacak; en büyük/liyakatli şehzade padişah olacak; diğer şehzadeler ise, ağabeylerinin naibi olacaklardır.
Sultan Beyazıt'ın oğulları neden taht kavgasına tutuştular o zaman? Dahası Selim ve Beyazıt da Hürrem Sultan'dan doğdular ama gene de taht kavgasına karıştılar. Kanuni zaten tek eşliydi. Ölüm, ayrılık gibi sebeplerden birden fazla hatunu oldu ama tek eşi vardı o da Hürrem Sultan'dı. Ayrıca zaten çok eşli padişahların hanımlarına da birden fazla çocuk sahibi olmak yasaklanmıştı. Tarih bilmeyen insanlar maalesef Mustafa'nın ölümüyle Osmanlı'nın çöküşe geçtiği, ve Osmanlı'yı kuran hanedanın kendi çıkarları doğrultusunda devleti yıktığı gibi tarih fakiri yorumlarda bulunmaktadırlar. Tuhaf yani bu hanedan kendi çıkarlarını devletin yıkılışında mı görüyor? Devleti kuran da yükselten de onlar sana ne o zaman yani.
Arkadaş bukadar kişi düşünüyorum
devlet için halk için vs . vs. diyor
mustafa'nın tahta çıkması "bence" devlet için hayırlı olurdu.
Halkın ve Ordunun desteğini alan bir şehzade var ortada böyle bir şehzadeyi katletmek devlete halka osmanlıya zarar değilmiydi ?
Öldürülmesinin sebepleri tarışılır.
Fakat İnsanın Büyük Devlet adamlığı bırakmasınıda bilmesiyle
değer kazanmalı.
Sultan Süleymanın Kanuni eyvallahta muhteşemliği nerden geliyordu..
Tahtı ve gösterişi seviyordu
Sultan selim bir gün oğlu süleymana
Çok süslü olmasından dolayı Anana bir şey bırakmamışsın gibi bir uyarıda bulunmuştu bildiğim kadarıyla..
Yani Devlet için Öldürmek nekadar önemliyle Daha önemlisi devlet için yaşatmaktır bence
saygılar.
Tarih varsayımlarla yazılmaz. Halkın ve ordunun desteğini alması isyan etmeye hazırlandığı gerçeğini değiştirmiyor. Kanuni'nin kendi babası da bizzat askerin desteğini alarak dedesini devirmedi mi? Süleyman bir şehzade olarak o dönemde olayların tam ortasında yer aldığı için oğlunun da kendisini nasıl bir darbeyle devirmeye hazırlandığını gayet iyi biliyor. Bu adam çevresinin de etkisiyle isyan etmeye hazırlanıyor. Nitekim Halil İnalcık Hoca da aynı görüştedir. Arkada büyük devlet adamı bırakma olayına gelince, Kanuni adam yetiştirmesini de seçmesini de, kendi ekibini kurmasını da en iyi bilen padişahlardan biriydi. İbrahim Paşa'yı hasodabaşılık'tan Osmanlı tarihinde görülmemiş şekide direk sadrazamlığa yükselten ve yeteneklerinden faydalanan Kanuni'dir. Hızır Hayrettin Paşa'yı donanmanın paşına getiren, Mimar Sinan'ı yükselten, Sokullu'yu ve nice değerli paşaları yetiştiren ve devlet hizmetine kazandıran da Kanuni'den başkası değildir. Yetiştirdiği kadrolar oğlu Selim ve torunu Murat döneminde de Osmanlı devlet teşkilatında aktif rol oynamış pek çok başarı kazanılmasına ve devletin gelişmesine önayak olmuştur. Kanuni'ye o devirde rakipleri bile muhteşem diyor. Askeri ve siyasi başarıları, enerjik ve dirayetli oluşu, kültürel ve entellektüel kapasitesiyle Avrupa Saraylarında bile kendisinden hayranlıkla bahsediliyor ve muhteşem olarak adlandırılıyor. Bıraktığı eserlerin,hayır ve hasenetin yanında yaptığı kanunlarla da tarihe geçmiş,adı ABD senatosunda dünyanın en büyük kanun yapıcıları arasında anılmıştır. Avusturya elçisi Busbecq, bizzat görüştüğü Kanuni hakkındaki izlenimini şöyle aktarır:
"Artık yaşlanmakla birlikte bu muazzam imparatorluğun hükümdarlığına hâlâ yakışmaktadır. O aşırılığı sevmeyen, kendini birçok zevklerden mahrum etmesini bilen, irade sahibi bir kimsedir. Gençliğinde bile ağırbaşlılıkla hareket eder, şarap içmezdi. Dindardır, ibadetini hiç ihmal etmez. Bir emeli devletin hudutlarını genişletmek ise, diğeri dinini yükseltmek ve yaymaktır." Zigetvar seferine çıkmadan önce oğlu Selim'e iki bazubent ile bir "cevherî al sanduğu" bırakmış, bunları satıp parasıyla Cidde'ye su getirmesini vasiyet etmişti. Vasiyetindeki son sözleri şunlardı: "Hak Teala bu seferi mübarek edip gönül hoşluğuyla gelmek müyesser ede, Habib-i Ekrem hürmetine aleyhisselam."
İşte bu Kanuni'nin hüküm sürdüğü asır tarihe "Türk Asrı" olarak geçmiştir. Neresi mi muhteşem? Ona da siz karar verin.
kanuni sadece mustafayı değil tüm ülkeyi batırdı ozaman... Eğer mustafa ömemiş olsaydı osmanlıyı yok edecek güç ne olurdu acaba...
Kanuni Sultan Süleyman günahı ve sevabıyla artık bu dünyadan gitti,o zamanki devirde,devrin en güçlü devletini kurdu,tek realite benim için budur.Ha insan olarak hırsları elbette vardır,eğilimleri vs.Hürrem aklıyla padişahı etkilemiş,fakat zamanın evrilmemiş düzeni içinde evlatların tahta geçme hırsları,törpülenememiş.Şimdiki zamana bakalım,hala gerçek bir demokrasi var mı tüm dünyada?kaç asır geçti Kanuniden sonra, düzeldimi??bence daha kötüye gitmekte, örtülü bir kast sistemi tüm dünyada var maalesef,insanlar kendilerine aristokrat süsü veren insanlar tarafından köleleştirilmekte,üstelik bu bilim ve teknolojik dünyanın aydınlattığı süper beyinleri hizmetlerine alarak, Irak,Afganistan,Suriye,İran,Suudi Arabistan(şimdilik petrollerini sömürdükleri için elleşmiyorlar)Türkiye üzerinde sömürüye dayanan tek dünya devleti tek din ideolojisi masonlar tarafından tüm dünyada etkili olma çabası var.Paranın efendileri paralarıyla, entrikalarla, organ mafialığından uyuşturucu tacirliğine,silah tüccarlığından ilaç sanayisine kadar her yere elini atmış masum insanları sömürmekte.Aramızda onların temsilcileri aldıkları haraçlarla keselerini ve günlerini gelecek nesillerinin gücünü artırmakta. Emek karşılığı para kazanmanın değeri yok,entrika var dünyada.Bir gün insani değerlerin ön planda tutulacağı, bu dünyada yaşayan tüm canlıların,(insan,hayvan,bitki)dünyada yaşam haklarına saygı duyulacağı düzen gelmedikten sonra, ha kaç asır önceki ilkel zamanlar ha bu bilim ve teknolojiye aydınlanmaya rağmen sömürülmeye iğrençliğe entrikaya ses çıkarmıyoruz da, Kanuni yi mi eleştiriyoruz. O çağda adam o kadar biliyordu,dünya o kadar biliyordu, düzen oydu.Bu çağda insanların kanı emeği gözyaşıyla nemalanan kapitalist düzenin iğrenç insanlarına aristokrat asla diyemem.Gerçek aristokrasi ruh asaletidir ve emeğe kana gözyaşına,cana gereken değeri verir ırk ayrımı yapmadan o ruh asaleti.Bu kadar!
Osmanlı Mustafanın ölümünden sonra çökmeye başladı diyen aptallar; Osmanlı Kanuni'nin ölümünden sonra 100 yıl daha fetihlere devam etti ve 8 milyon kare toprak aldı. 3.Mehmetten sonra uzun bir duraklama dönemi ve ardından çöküntü devri başlamıştır.. Biilinde konuşun.
ulan adsız aptal.100 yıl fetih etti diyorsun neden bir beş yüz yıl daha etmedi. çünkü rüstemin rüşvetçiliği ve hürremin oyunlarıyla devlet kısa sürdü.mustafa nerde kanı görüp bayılan selim nerde tahta selim çıkarsa tabi osmanlının duraklama dönemi başlar.ve onun çocuklarıda sonunu hazırladı.bence mustafa olsaydı onun çocuklarıda devam etseydi şu an dünyayı dize getirmiştik hürremin cehenneme girdiği günü merakla bekliyorum o ve hırsız. rüşvetçi.fitneci deccal rüstemi
Burada insanlara aptal diyorsun ama kendin analizden ve tarafsızlıktan bihabersin. Dünya tarihinde 350 yıllık genişleme evresinden sonra 500 yıl daha genişleyen bir devlet örneği yoktur, olması da mümkün değildir zaten. Rüstem Paşa ile rüşvetin Osmanlı bürokrasisinde yaygınlaştığı söylenir. Lakin senin gibi izlediği diziden etkilenip buraya gelenler varsayımlara dayanarak Mustafa tahta geçseydi uzay çağına geçerdik, yıkılma olmazdı diye zırvalamaya vardırıyorlar işi. Senin cehennemlik dediğin Hürrem Sultanın fakir fukara için kurdurduğu imarethaneler, aşevleri bugün bile hizmet veriyor. Tarihsel kişiliklere çamur atmadan önce izlediğiniz dizinin gerçek olmadığını bir idrak edin önce. Sonra gelip ahkam kesin burada.
Hiç kimse %100 doğru yada %100 yanlış değildir.Kanuni'nin doğruları olduğu kadar yanlışları da vardır.Sümme haşa Kanuni peygamber mi ki her yaptığını doğru şeklinde savunuyorsunuz. Kanuni'nin zaafı hürrem'di.Hürrem'in oyunlarıyla ve hürrem e olan zaafıyla kanuni yenik düşmüştür.Kanuni'nin en büyük hatası şehzade mustafa'yı öldürtmesidir.Bu arada dizi falan izlemiyorum.Tam bir osmanlı hayranıyım.Lakin sizin gibi yanlışı da doğru demiyorum.Yanlış yanlıştır ,doğru da doğrudur.Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi osmanlı için,sonun başlangıcı olmuştur.
Değerli arkadaşlarım :
Yazdığınız tüm yorumları sabırla okudum.Kanuni dönemini zamana göre düşünürsek zamanının MUHTEŞEM SÜLEYMAN' ıdır.Bu tüm dünya tarihçilerinin ortak , tartışılmaz düşüncesi ve yorumudur.Şehzade Mustafa'nın büyük hatası devlet teamüllerine harfien uymamasıdır.Babası çok sevdiği için defalarca affetmesine rağmen son ve affedilemez hatası İran Şahına yazdığı mektuplardır.Bunlar sahte mektuplar olmayıp gerçek olduğudur.Kanuni bu nedenle affetmemiş ve canından olmuştur. Erkekleri en fazla etkileyen canlı varlıklar KADINLAR olduğuna göre ve dünya durdukça bu kural değişmeyeceğine göre bir yanda Mustafanın annesi diğer yanda Hürrem sultanın varlığı yaşamı ve düşüncelerini etkilediği kesindir. Ancak Mustafanın yaptığı hata kabul edilemez olduğu için ve DEVLET YÖNETİMİ'ne tam tezatlık taşıdığı için bedelini canı ile ödemiştir. SAYGILARIMLA
Aynen öyle. Selim çok itaatkar bir evlattı. Mehmet ve Cihangir'in hastalıktan vefat etmeleri, Mustafa ve Beyazıt'ın ise asi olmaları sebebiyle sabırla ve itaatle beklediği tahta kavuştu. Bazı kesimler papağan gibi Kanuni'nin en büyük hatası Mustafa'yı öldürtmesidir diyorlar. Hatta devletin gerilemesi de bu şekilde başlamıştır diyorlar. Tarih böyle yazılmaz. Tarih böyle analiz edilmez. Tarihte varsayımlara yer yoktur. Mustafa'nın öldürülmesi sonun başlangıcıysa bu son tamı tamına 370 sene sürüyor. Dünya tarihinde bu kadar uzun yaşayan devlet sayısı bir elin parmaklarını geçmezken bazıları nasıl Osmanlının yüzlerce sene devamlı bir gerileme içinde olduğu söylüyorlar hayret. Osmanlı tarihi ise tam anlamıyla batı perspektifinden yazılıyor bizim ülkemizde. Yükseliş, duraklama, gerileme diye ayrılıyor devirler. Böyle birşey yoktur. Çağlara ayak uyduramayan bir devlet nasıl 600 yıldan fazla ayakta kalabilir? Osmanlı gerilememiştir. Devirlere göre değişim geçirmiştir. Osmanlı Kanuni döneminde de devlet-i Aliye idi. II. Abdülhamid döneminde de. Şartlar değişmekle beraber dikkatli tahlil yapanlar devletlerin insan ömründeki aşamalara sahip olmadığını göreceklerdir.