20 Haziran 2020
Dünya Müslüman Liderler Arıyor
Batı’da bilim insanları, bilim ve teknolojiyi, insanlık hizmetine sunarken, birçok yanlışı da ortadan kaldırmışlardı. Bu yanlışların başında dini reforme eden Papalık ve Kilise vardı. Kilise, bilimsel çalışmaların önünde en büyük engeldi. Kilise’den onay almayan bir kral veya yönetici, devletin başına geçemiyordu. Kilise-Yönetim mücadelesinde, Yönetim, bilimden ve bilim insanlarından yana tavır koyunca, Kilise, hâkimiyet kaybetmeye başladı. Sonunda etkisini tamamen kaybetmiş oldu. Artık bilimsel çalışmalar, özgür ve engelsiz bir şekilde yapılmaya başladı. Yönetim, Ekonomi, Sosyoloji, Psikoloji ve Felsefe alanlarında ortaya atılan teoriler, birbirini takip etti. Bu teorilerin hiçbirinin temelinde din-ilâhî kaynak bulunmuyordu. Sekülerizm esas alınmıştı. Din, artık caddede, sokakta, okulda, iş yerinde, en önemlisi Yönetim’de olmayacak, ceza olarak o, dört duvar arasına, Kilise’ye hapsedilecekti. Nitekim öyle oldu. İlâhî kaynak, değiştirilmiş, reforme edilmiş, diğer bir deyişle beşerîleştirilmiş bir yapı olarak vicdanlara taşındı.