|
|
|
|
|
ABDULHAMİD HAN |
ABDÜLHAMİD HAN
Osmanlı padişahlarının 34'üncüsü olan Sultan II. Abdülhamid Han aklı, zekası ve ilmi fevkalade üstün olan bir zattı. Batılıların ve iç düşmanların asırlar boyunca devleti yok etmek için hazırladığı yıkıcı, sinsi planlarını sezip, önlerine aşılmaz bir set olarak dikildi. Hazırlayanları ve maşa olarak kullandıkları yerli işbirlikçilerini, sahte kahramanları işbaşından uzaklaştırdı.
İşte bu büyük zatın 10 şubat, 96. yıldönümü idi. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliği ile iki açık oturumdan oluşan etkinlik düzenlendi. İlk panel Abdülhamid'in sağlık politikasıyla ilgiliydi. Oturum başkanlığını yaptığım bu panelde konuşmacılar özet olarak şunları anlattılar:
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi; Abdülhamid'in çok iyi niyetli, sağlam karakterli ve vefalı bir insan olduğunu söyledi. Kendisinden çok devleti düşünürdü. 33 sene zalimlik yapmadan devleti ustalıkla idare etmişti. Ona atılan iftiralardan biri de pinti olduğuna dairdi. Bu çok çirkin bir suçlama olduğunu ifade etti. Aristokrat havada, halktan uzak yaşamamıştı. Atatürk'ün Abdülhamid'i küçümseyici veya kötüleyici bir sözünün olmadığını da ekledi.
Prof. Dr. Nil Sarı ise Abdülhamid'in sağlık alanındaki eserlerinden söz etti ve bazılarının fotoğraflarını gösterdi. Abdülhamid 90 adet gureba hastanesi, 19 adet belediye hastanesi, 89 adet askeri hastane ayrıca eğitim hastaneleri, kadın hastaneleri, akıl hastaneleri açmıştı. Bu hastaneler ülkemizden Lübnan'a, Yemen'den İsrail'e, Makedonya'dan Suriye'ye, Yunanistan'dan Libya'ya, Suudi Arabistan'dan Irak'a pek çok yerleşim bölgesine yayılmıştı. Ayrıca eczaneler, hapishane, sağlık merkezleri, fakirler, acizler ve hacılar için misafirhane de pek çoktur. Müthiş bir sağlık hizmetidir bu. Maalesef tahttan düştükten sonra bu eserlerin isimleri değiştirilmiş, bazıları yıkılmış ve bir kısmı da başka alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Kısacası bu büyük insan unutturulmak istenmiştir. Kasımpaşa, Haydarpaşa, Gülhane ve Mektebi Tıbbiye-i Şahane adlı eğitim ve üniversite hastanelerini açan da Abdülhamid olmuştur.
Doç. Dr. Adem Ölmez ise Abdülhamid Han'ın özellikle eğitim, sağlık, ulaşım ve asayişe önem verdiğini anlattı. Zamanında yeni bulunan aşıları ülkeye getirmiş, aşı ve kuduz hastalığı üzerine merkezler kurmuş, Bimarhaneleri yani akıl hastanelerini ıslah etmiştir. Akıl hastalarına zincir kullanımını yasaklayarak bugün bile saldırgan hastalarda kullanılan gömleği yerine koymuştur.
Dr. Şerif Esendemir konuşmasına Necip Fazıl'ın, "Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır." sözleriyle başladı. Abdülhamid'in tren yolları, bakteriyolojihane, cami ve mektepler yaptırdığını, çağına uygun yaşlılık politikası izlediğini, habitat yani biyosferi merkezi alan ekolojik politikaya önem verdiğini anlattı.
Bunları dinlerken aklıma hep başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çağrışım yaptı. O da ülkeye duble yollar, hızlı trenler, Marmaray, üçüncü boğaz köprüsü, çok sayıda havaalanı gibi sayılamayacak eserler hediye etti. Sağlık alanında yeni hastaneleri hizmete açtı. Sağlık hizmetlerini halka yaydı. Eğitim alanını pek çok üniversite, sayısız derslik ve binlerce yeni öğretmenle destekledi güçlendirdi. Kısacası Abdülhamid'in çağdaş bir takipçisiyle karşı karşıyayız.
Abdülhamid Han'ı nasıl ki bir takım vicdansız, merhametsiz ve acımasız kişiler, iç ve dış düşmanların oyununa gelerek, maşası olarak bir saray darbesi ile düşürdülerse aynı komplo şu an başbakanımıza karşı düzenlenmektedirler. Bu ülkeye hizmet etmek bazılarının gözüne batmakta ve ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Rabbim Başbakanımızı korusunu2026 |
|
|
|
|
|
|
Fasilda Toplam 88 Hadisi Şerif |
|
Konu |
İsrâ Ve Mi`rac;mi`râc;namazın Farz Oluşu |
Başlık |
Mi`râc Kıssası Hakkında Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (kıssa-i Mi`râc`ı) bervech-i âtî haber verdiklerini Ebû Zer radiya`llâhu anh söylerdi: Ben, Mekke`de iken evimin sakfı (ansızın) yarıldı. Cibrîl alleyhi`s-selâm indi. Göğsümü yardıktan sonra (içini) Zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve îmân ile (lebâlep) dolu altın bir liğen getirip içindekini göğsümün içine boşalttı ve göğsümü kapa(yıp üzerini mühürle)di. Sonra elimden tutup beni semâya doğru çıkardı. Semâ-i dünyâya (yâni yere en yakın semâya) vardığımda Cibrîl aleyhi`s-selâm (O) semânın hâzinine: - Aç! dedi. - Kimdir o? - Cibrîl. - Berâberinde kimse var mı? - Muhammed salla`llâhu aleyhi ve sellem benimle berâberdir. - Ona (gelsin diye) haber gönderildi mi? - Evet, dedi. Kapı açılınca semâ-i dünyânın üstüne çıktık. Bir de göreyim ki bir kimse oturmuş, sağ tarafında bir takım karartılar, sol tarafında da diğer karaltılar var. (O kimse) sağ tarafına baktığında gülüyor, sol tarafına baktığında ağlıyor. (O zât): "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih; hoş geldin, safâ geldin, sâlih oğlum." dedi. Cibrîl`e "Bu kim?" diye sordum. "Âdem salla`llâhu aleyhi ve sellem`dir. Sağında, solunda olan bu karaltılar da evlâdının ruhlarıdır. Sağında onları ehl-i Cennet, sol tarafında olan karaltılar da ehl-i nârdır. Sağına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar." dedi. Derken (Cibrîl) beni ikinci semâya doğru çıkardı. Hâzini`ne: "Aç." dedi. Hâzini de evvelkinin söylediklerini söyledikten sonra (kapıyı) açtı. Enes (radiya`llâhu anh) der ki: Ebû Zer, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in semâvâtda Âdem, İdris, Mûsâ, İsâ, İbrâhîm salâvâtu`llâhi aleyhim hazârâtını bulduklarını söylediyse de (her birerlerinin) menziller(i nereleri olduğu)nu (ayrı ayrı) söylemeyip yalnızca Âdem`i semâ-i dünyâda, İbrâhîm`in altınca semâda bulmuş olduklarını söyledi. (Yine) Enes der ki: Cibrîl aleyhi`s-selâm, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte İdrîs aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`a uğradıklarında, İdrîs aleyhi`s-selâm: "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş." demiş. (Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm buyurmuş ki:) "Bu kim?" diye sordum. (Cibrîl:) "Bu, İdrîs`dir." dedi. Sonra Mûsâ`ya uğradım. (O da:) "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş." dedi. "Bu kim?" diye sordum. (Cibrîl:) "Bu Mûsâ`dır" dedi. Sonra İsâ`ya uğradım. (O da:) "Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş. Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih." dedi. "Bu kim?" dedim. (Cibrîl:) "Bu, İsâ`dır." dedi. Sonra İbrâhim`e uğradım. "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih oğlum." dedi. "Bu kim?" dedim. (Cibrîl:) "Bu, İbrâhim salla`llâhu aleyhi ve sellem`dir." dedi. (Muhammed b. Şihâb-ı Zürhî`nin İbn-i Hazm tarîkından rivâyetine nazaran) İbn-i Abbâs ile Ebû Habbe el-Ensârî radiya`llâhu anhüm, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`in: "Sonra (Cibrîl aleyhi`s-selâm) beni yukarıya götüre götüre nihâyet aklâm (kazâ ve takdîr)in cızırtılarını duyacak yüksek bir yere çıktım." buyurduklarını söylerlerdi.
|
|
Hadis No |
227 |
|
Konu |
Namazın Farz Oluşu;namazların Rekât Sayısı |
Başlık |
Farz Namazlar Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Allâhu Teâlâ (ve Tekaddes Hazretleri) namazı farz ettiği zaman seferde de, hazarda da, (Akşam namazından başka namazları) ikişer rek`at olarak farz etmişti. (Hicret-i Nebeviyyeden) sonra sefer namazları oldukları gibi bırakıldı da hazar namazlarına (ikişer rek`at) ziyâde edildi.
|
|
Hadis No |
228 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Sevb-i Vâhit İçinde Namaz Kıldırdıklarına Dâir Ömer İbn-i Ebî Seleme (radiya`llâhu Anhümâ) Hadîsi |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Hazretleri (bir def`a) iki ucunu çaprastvârî bağladıkları sevb-i vâhit içinde namaz kıldılardı.
|
|
Hadis No |
229 |
|
Konu |
Duha Namazı (kuşluk Namazı);kuşluk Namazı |
Başlık |
Resûlullâh`ın Kıldığı Duhâ Namazı Hakkında Ümmü Hânî (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü Hânî-i Bint-i Ebî Tâlib |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`in yevm-i fetihde namaz kıldıklarını nakleder ki, bu (yukarıda) geçmişti. Bu rivâyette de şöyle diyor: Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem sevb-i vâhid içinde mültehif (yâni sırtındaki libâsı çaprastvârî bağlamış) oldukları halde sekiz rek`at kıldılar. Namazdan çıktıkları zaman: "Yâ Resûlâ`llâh, anamın oğlu benim ahd ve eman verdiğim fülânı, İbn-i Hübeyre`yi katledeceğini söylüyor." dedim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Yâ Ümmü Hânî`, senin ahd ve emân verdiğine biz de ahd ve emân verdik." buyurdular. O kıldıkları namaz Duhâ namazı idi.
|
|
Hadis No |
230 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Rivâyet olunduğuna göre (bir gün) biri Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e sevb-i vâhid içinde namaz(ın sıhhatin)den suâl etmiş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de: "Her birinizin ikişer sevbi var mı ki?" buyurmuş.
|
|
Hadis No |
231 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Hiçbiriniz üzerinde sevb-i vâhit var iken (libâsının) bir mikdârını boynuna dolamaksızın namaz kılmasın.
|
|
Hadis No |
232 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Her kim sevb-i vâhit içinde namaz kılacak olursa iki ucunu çaprastvârî iki omuzundan geçir(ip bağla)sın." buyurduklarını (kulağımla) işittiğime şehâdet ederim.
|
|
Hadis No |
233 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in seferlerinden birine maiyyet-i Risâlet-Penâhîsinde olarak çıkmıştım. Bir gece bir işimden dolayı (huzûr-ı âlîsine) gittim. Baktım ki namaz kılıyordu. Benim de üzerimde bir tek sevb vardı. Onunla iştimâl edip (yâni ihrâma bürünür gibi bürünüp) yanı başında namaza durdum. (Namazdan) çıktığında: "Câbir, gece (ortasında bu) gelişin sebebi nedir?" diye sordu. İşimi arzettim. (Sözümü) bitirdikten sonra: "Ya şu gördüğüm iştimâl ne oluyor?" diye suâl buyurdu. "(Ma`lûm ya, üstümde olan yalnız) bir sevbdir." dedim. Bunun üzerine buyurdu ki: (Libâsın) geniş olursa ona bürün. (Bunun gibi) dar olursa (izâr olarak) beline bağla."
|
|
Hadis No |
234 |
|
Konu |
Kadınların Namaz Kılışı |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bâzı kereler) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte, birtakım kimseler (bellerindeki) futaları (dar oldukları için) çocuklar gibi boyunlarına bağlamış olarak namaz kılarlardı da (cemâate gelen) kadınlara: "Erkekler doğrulup oturmadıkça başlarınızı secdeden kaldırmayınız." denirdi.
|
|
Hadis No |
235 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Bir Kat Elbîse İle Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Muğîre B. Şu`be |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bir seferde idik Bana: "Muğîre, matharayı al." buyurdu. (Matharayı) aldım. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem gözümden nihân oluncaya kadar (uzağa gidip hâcetini kazâ etti. Üzerinde bir Şam cübbesi vardı. Elini (cübbenin) yeninden çıkarmağa davrandı. Dar(lığı mâni`) oldu. Bunun üzerine (mübârek) elini cübbeni altından çıkardı. (Üzerine) su döktüm. Namaz için aldığı abdesti aldı. Mestleri üzerine de meshetti. Sonra namaz kıldı.
|
|
Hadis No |
236 |
|
Konu |
Edep Yerlerini Örtmek;kâ`be`nin İnşâsı |
Başlık |
Kâ`be`nin Yeniden İnşâsı Ve Resûl-i Ekrem`in De Taş Taşıması |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, Kureyş ile birlikte Kâ`be(`nin binâsı) için taş taşıyordu. Futası da üzerinde idi. Amm (-i mükerrem)i Abbâs (radiya`llâhu anh): "Kardeşimin oğlu, (şu) futanı çözsen; omuzlarının üstüne koysan da (taşıyacağın) taşa siper etsen." dedi. Câbir (yâhud Câbir`e haber veren) der ki: (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) futasını çözüp omuzlarının üzerine koyunca (hemen) bîhût olarak yere düşüverdi. İşte o (gü)nden sonra (hiçbir vakit) uryân görülmemiştir.
|
|
Hadis No |
237 |
|
Konu |
Edep Yerlerini Örtmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in İki Türlü Alış-verişten (limâs İle Nibâzdan), A`râbın Büründükleri Gibi Bürünmekten Ve Avret Mahallini Setretmiyecek Vechile Bir Tek Elbîse Giymekten Nehyine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in iştimâl-i sammâ`dan, insanın büründüğü kumaşın bir parçasını mahall-i avreti üzerinde bulundurmaksızın sevb-i vâhid ile ihtibâ etmesinden nehiy buyurduklarını rivâyet ediyor.
|
|
Hadis No |
238 |
|
Konu |
Edep Yerlerini Örtmek |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in İki Türlü Alış-verişten (limâs İle Nibâzdan), A`râbın Büründükleri Gibi Bürünmekten Ve Avret Mahallini Setretmiyecek Vechile Bir Tek Elbîse Giymekten Nehyine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem iki türlü alış verişten (yâni) limâs ile nibâzdan, (insanın) iştimâl-i sammâ` (ile libâsa bürünmesin)den, bir de sevb-i vâhid içinde (mahall-i avretini setretmiyecek veçhile) ihtibâ etmesinden nehiy buyurmuştur.
|
|
Hadis No |
239 |
|
Konu |
Hz. Ebûbekr`in Hac Emirliği;kâ`be`yi Çıplak Tavaftan Men |
Başlık |
Dokuzuncu Sene-i Hicriyede Kâ`be`nin Çıplak Olarak Tavâf Edilemiyeceğinin Münâdîler Tarafından Minâ`da Halka İ`lânı Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ebû Bekr es-Sıddîyk radiya`llâhu anh şu (ma`lûm olan) Hacda yevm-i nahirde birçok münâdîlerle birlikte Minâ`da: "(Artık) bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac, hiçbir uryân Beyt`i tavâf etmesin." diye i`lâna beni de gönderdi. (Râvî Hümeyd b. Abdü`r-Rahmân b. Avf der ki:) Sonra Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Ebû Bekr`in ardından) Alî radiya`llâhu anh`i gönderip "Berâe" sûresini i`lân etmesini emretmişti. Ebû Hüreyre der ki: Alî de bizimle berâber yevm-i nahirde Minâ`daki halk arasında: "Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac, hiçbir uryân Beyt`i tavâf etmesin." diye (bağıra bağıra) i`lân etti.
|
|
Hadis No |
240 |
|
Konu |
Câriye Âzad Edip Evlenmek;hayber Gazâsı;sabah Namazının Vakti |
Başlık |
Hayber Gazâsına Çıkan Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Fetihden Önce Sabâh Namazını Karanlık İken Kılması |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Enes der ki herifler (sabah vakti) işlerinin başına (gitmek üzere evlerinden) çık(ıp da bizi gör)ünce: "Amanın, (işte) Muhammed!", (Râvî Abdü`l-Azîz b. Süheyb`in bâzılarından rivâyetine nazaran da:) "İşte Muhammed! İşte hamîs! Yâni ordu!" di(ye bağırış)dılar. Enes der ki: Hayber`i anveten (yâni harben) ele geçirdik. Seby toplandı. (Derken) Dihye (b.Halîfetü`l-Kelbî) gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, bana sebyden bir câriye ver." dedi. "(Haydi) git de bir câriye al." buyurdu. (Dihye) Safiyye bint-i Huyey b. Ahtab`ı aldı. Biri, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, Dihye`ye (Benû) Kureyza ile (Benü`n-) Nadîr`in seyyidesi olan Safiyye bint-i Huyeyy`i verdin. (Halbuki) o, Senden başkasına münâsib olamaz." dedi. Bunun üzerine: "Onu da, onu da çağırınız." buyurdu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem Safiyye`ye nazar edince (Dihye`ye): "Bundan başka bir câriyeyi sebiyden al." di(ye emret)di. Enes der ki: (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) Safiyye`yi ı`tâk ve tezevvüç buyurdu ve âzâtlığını kendisine sadâk (yâni mehr) etti. Nihâyet yol üzerinde iken Ümmü Süleym, Safiyye`yi aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm için cihazlayıp gece olunca gerdeğe koydu. Artık Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem güveyi olmuştu. Sabah olunca: "Kimde bir şey varsa getirsin." buyurdu. Kimi yağ, (kimi başka şey) getirdi. (Râvî der ki: Enes) Sevîkı yâni kavudu da saydı zannederim. Enes der ki: (Hazır olan) cemâat, hays yap(ıp ye)diler ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in velîmesi bu olmuş oldu.
|
|
Hadis No |
241 |
|
Konu |
Örtünmek;sabah Namazının Vakti |
Başlık |
Resûlullâh`ın Salât-ı Fecri, Ortalık Henüz Ağarmadan Kıldırıp Evlere Dönüldüğüne Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Şuna kasem ederim ki,) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (salât-ı) fecri kılarlardı da mü`minâtdan kadınlar (başlarını ve bedenlerini) mırtları ile örterek hazır bulunurlar, sonra evlerine dönerlerdi ki, (henüz ortaklık ağarmamış, ve kendileri iyice örtünmüş oldukları için) onları kimse tanıyamazdı.
|
|
Hadis No |
242 |
|
Konu |
Namazda Huşu` |
Başlık |
Namazda Huzûru Bozacak Şekilde Elbîse Giymenin Kerâhetine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, üstünde damgalar bulunan bir hamîsa içinde namaz kılıp (esnâ-yı salâtda) üstündeki damgalara bir nazar (atf) buyurmuşlardı. Namazdan çıkınca: "Benim şu hamîsamı Ebû Cehm`e (geri) götürün de Ebû Cehm`in enbicâniyyesini bana getirin. Zîrâ demin namazım (daki huzûr)dan (az kalsın) beni alıkoy(acak)dı." buyurdu.
|
|
Hadis No |
243 |
|
Konu |
Namaz Kılarken Resme Dönük Olmak |
Başlık |
Karşıda, Üzerinde Tasvîr Bulunan Bir Örtü Olduğu Halde Namaz Kılmanın Kerâhetine Dâir Enese (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Âişe (radiya`llâhu anhâ) nın bir kırâmı vardı ki onunla odasının bir tarafın örtmüştü. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (ona): "Şu kırâmını karşımdan al. Üzerindeki tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor." buyurdu.
|
|
Hadis No |
244 |
|
Konu |
İpekli Elbise Giymek |
Başlık |
Erkeklerin İpekli Elbîse Giymelerinin Menhî Olduğuna Dâir Ukbe Hadîsi |
Ravi |
Ukbe İbn-i Âmir |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bir ipek ferrûc (ferâce) ihdâ edilmişti. Onu giyip içinde namaz kıldı. Namazdan çıktıktan sonra (giymiş olması) bedine gitmiş gibi (beden-i şerîfinden) şiddetle çıkar(ıp at)dı ve: "Bu(nu kullanmak) müttekîne yaraşmaz." buyurdu.
|
|
Hadis No |
245 |
|
Konu |
Seferî Namazı;sütre |
Başlık |
Resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Ön Tarafta Bir Harbe Olduğu Halde İki Rek`at Namaz Kıldırması |
Ravi |
Ebû Cuhayfe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir (def`a) gördüm ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kızıl sahtiyandan bir kubbe içinde idi. Gördüm ki, Bilâl (radiya`llâhu anh) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in abdest suyunu al(ıp getir)di. Gördüm ki, halk (kullandığı) o abdest suyunu (almağa) koşuşuyorlardı. (O sudan) her kimin eline bir şey geçtiyse (teberrük için) üzerine sürdü. Ele geçiremiyenler ise arkadaşlarının elindeki ıslaklıktan hissemend oldular. Sonra gördüm ki, Bilâl (radiya`llâhu anh) bir harbe alıp (kubbenin dışında bir yere) dikti. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem kırmızı bi hulle giyinmiş ve çemrenmiş olarak çıktı. Harbeye doğru (oradaki) halka (namazı) iki rek`at (olarak) kıldırdı. (Yine) gördüm ki, (o) harbenin önünden insanlarla hayvanlar geçip gidiyorlardı.
|
|
Hadis No |
246 |
|
Konu |
Minber-i Nebî |
Başlık |
Minber-i Nebî Kıssası |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Sehl`e (Medîne`deki) minber (-i Nebevînin) neden yapılmış olduğu suâl edildiği zaman demiş ki: (Şu) nâs içinde bunu benden iyibilen kalmadı. (Minber) Gâbe`nin Esl (ağac)ındandır. Onu Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem için falanca hâtunun mevlâsı filân yaptı idi. Yapılıp (yerine) konduğu zaman Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem üzerine çıkıp ve kıbleye karşı durup (iftitah) tekbîr(ini) aldı. Halk da arkasından (Mescid-i Şerîfde namaza) durdular. Okuyup rükûa vardı. Cemâat de arkasından rükû` ettiler. Sonra (rükû`dan) başını kaldırıp (ve kıbleden yüzünü ayırmayıp) gerisin geriye dön(üp in)di ve yere secde buyurdu. Sonra (yine) minbere çıktı. Sonra (yine) rükûa vardı. Sonra (yine rükû`dan) başını kaldırıp ve (sâbıkı veçhile) gerisin geriye dönüp yere secde buyurdu." İşte minberin kıssası.
|
|
Hadis No |
247 |
|
Konu |
Kadınların Erkeklerden Sonra Saf Tutması |
Başlık |
Nâfile Namazların Cemâatle Kılınabileceğine Ve Kadınların Namazda En Geride Yer Alacaklarına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Rivâyet olunduğuna göre, ceddesi Müleyke (bint-i Mâlik b. Adiy radiya`llâhu anhâ) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i tehyie ettiği bir taâma da`vet etmişti. (Resûl aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) yedikten sonra: "(Haydin), kalkınız da size namaz kıldırayım." buyurmuş. Enes der ki: Kullanıla kullanıla simsiyah kesilmiş (eski) bir hasırımız (var idi. İşte onu almağ)a hemen davranıp üzerine (yumuşasın diye) biraz su serptim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza durdu. Yetim ile berâber ben de ardında (bir) saf olduk. Kocakaro da arkamızda durdu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bize iki rek`at kıldırdıktan sonra teşrîf etti.
|
|
Hadis No |
248 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûlullâh`ın, Hazret-i Âişe`nin Yattığı Ve Ayaklarını Kıble Tarafında Olduğu Halde Namaz Kıldığına Dâir Âişe Hadîsleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Ben) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in karşısında ayaklarım kıblesine (yâni mevzi-i sücûduna) gelmek üzere (yatar) uyurdum. Secdeye vardığı zaman eliyle beni dürterdi de (ben) ayaklarımı (geriye) çekerdim. (Secdeden) kalktığı zaman (yine) uzatırdım. Âişe (radiya`llâhu anhâ) der ki: O zamanlarda evlerde ışık bulunmazdı.
|
|
Hadis No |
249 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Bu Hususta Hazret-i Âişe`den Menkul Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kendisiyle kıblesi (yâni mevzi-i sücûdu) arasında ve ehlinin (berâber yattığı) yatağı içinde cenâze gibi (sağından soluna doğru) karşısında uzanmış olduğum halde namaz kılardı.
|
|
Hadis No |
250 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Ayağa Bir Şey Giyilmiş Olduğu Halde Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Biz) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kılardık da bâzılarımız sıcağın şiddetinden dolayı (büründüğü) sevbin bir ucunu secde yerine yayardı.
|
|
Hadis No |
251 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Ayağa Bir Şey Giyilmiş Olduğu Halde Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
"Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, na`leyni ayağında namaz kılar mıydı?" diye sorulup. "Evet." cevâbını verdiği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
252 |
|
Konu |
Mest Üzerine Mesh |
Başlık |
Mestler Üzerine Meshin Cevâzına Dâir Cerîr İbn-i Abdillâh Hadîsi |
Ravi |
Cerîr B. Abdullâh El-becelî |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, (bir def`a) su döktükten sonra abdest aldı ve mestleri üzerine meshetti. Sonra kalkıp namaz kıldı. (Niçin böyle yaptın? diye) sordular. "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in böyle yaptığını gördüm (de onun için)." cevâbını verdi. Râvî der ki: Bu hadîs pek hoşlarına giderdi. Çünkü Cerîr (Sahâbe içinde) en son Müslümân olanlardan biridir.
|
|
Hadis No |
253 |
|
Konu |
Secde Şekli |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Nasıl Secde Ettiklerine Dâir İbn-i Buhayne Rivâyeti |
Ravi |
Abdullâh B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (edâ-i) salât (esnâsında secde) ederken koltuklarının aklığı görünecek derecede bâzûlarının arasını aç(ıp beden-i şerîfini yerden uzak tut)arlardı.
|
|
Hadis No |
254 |
|
Konu |
Müslümana Ta`n Etmemek |
Başlık |
İstikbâl-i Kıblenin Farziyyetine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Her kim bizim (şu) kıldığımız namazı kılar, kıblemize karşı durur, kestiğimizi yerse; Allâh`ın, Resûlu`llâh`ın ahd ü emânını hak eden Müslüman işte odur. (Artık) Allâh`a (ve Resûlüne) karşı (öyle olan bir kimsenin) ahd ü emânına hiyânet etmeyiniz."
|
|
Hadis No |
255 |
|
Konu |
Kâ`be`yi Tavaf;sa`y;ulû`l-emre İtâat |
Başlık |
İstikbâl-i Kıblenin Farziyyetine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir. Ravi`ye "Eğer bir kimse umre niyyetiyle Beyt-i Şerîf`i tavâf eder de Safâ ile Merve beyninde dolaşmaz (yâni sa`y etmez) se (ihramdan çıkıp) karısına mukarenet edebilir mi?" diye sorulmuş. O da şöyle cevap vermiş: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Umre için Mekke`yi teşrîfinde) Beyt-i Muazzam`ı yedi kere tavâf buyurdu ve Makâm (-ı İbrâhim)in arkasında iki rek`at namaz kılıp Safâ ile Merve arasında sa`y etti idi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem sizin için güzel bir nümûnedir."
|
|
Hadis No |
256 |
|
Konu |
Kıble |
Başlık |
Kâ`be`nin Her Yönünün Kıble Olduğuna Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, Beyt(-i Muazzam`ın için)e girdiği zaman bütün (cihât ve) nevâhîsinde duâ buyurup çıkıncaya kadar namaz kılmadı. Çıkınca Kâ`be`nin önünde iki rek`at kıldı. Ve "Kıble işte budur." dedi.
|
|
Hadis No |
257 |
|
Konu |
Mescid-i Aksâ`ya Dönerek Namaz |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Medîne`de Bir Müddet Beyt-i Makdis`e Doğru Namaz Kılması |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Medîne`de) on altı, yâhud on yedi ay Beytü`l-Makdis`e doğru namaz kıldıklarını rivâyet eder ki, bu (hadîs) evvelce geçmişti. (Rivâyetlerin) ikisi beyninde lâfzan tehâlüf vardır.
|
|
Hadis No |
258 |
|
Konu |
Kıbleye Dönmek |
Başlık |
Sefer Esnâsında Nâfile Namazı Hayvan Üzerinde Kılmanın Cevâzına Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (nâfile) namazı (seferde) devesi üstünde -deve nereye isterse teveccüh etsin- kılar, bir farz (namaz)ı niyyet buyurduğunda ise inip Kıble`ye dönderdi.
|
|
Hadis No |
259 |
|
Konu |
Kıbleye Dönmek;namazda Yanılmak;sehiv Secdesi |
Başlık |
Secde-i Sehv Hakkında Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bize) namaz kıl(dır)dı. İbn-i Mes`ûd`dan rivâyet eden Alkame (b. Kays-i Nehal)den rivâyeten (hemşîre-zâdesi) İbrâhîm (b. Yezîd-i Nehal): "Amma (namazı) artık mı, eksik mi kıldırdı bilemiyorum." ded(ikten sonra İbn-i Mes`ûd`un lâfzını rivâyete dönerek ded)i ki: (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) selâm verince biri ona: "Yâ Resûlâ`llâh, namaz hakkında yeniden (vahiy, falan gibi) bir şey mi geldi?" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem): "(Yok) neden sordun?" deyince: "Yâ Resûlâ`llâh, şöyle böyle kıl(dır)dın da ondan." dediler. Bunun üzerine (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz hemen teşehhüd vaz`ını almak üzere) iki bacağını kıvırdı. Ve Kıble`ye karşı yönelip iki secde ettikten sonra selâm verdi. (Mübârek) yüzünü bize dönünce buyurdu ki: Namaz hakkında yeniden (vahiy, filân gibi) bir şey gelmiş olaydı (muhakkak) size (evvelce) haber verirdim. Lâkin ben de (nıhâyet) sizin gibi beşerim. Siz unuttuğunuz gibi (ben de) unuturum. (Bir şeyi) unuttuğum zaman (tesbîh ve sâire ile) bana hatırlatınız. İçinizden biri namazda şekkedecek olursa savâbı taharrî edip (savaptır diye verdiği karâra binâen) namazını tamamlasın. Sonra selâm verip ondan sonra da iki kere secde etsin.
|
|
Hadis No |
260 |
|
Konu |
Hz. Ömer`in İlâhî Hükümlere Uygun Görüşleri;makâm-ı İbrâhim |
Başlık |
Enbiyâ Aleyhimü`s-selâm Hazarâtına Sehiv Ârız Olabilir Mi? |
Ravi |
Ömer B. El-hattâb |
Hadis |
(Enes b. Mâlik radiya`llâhu anh tarîkıyle) Ömer (b. el-Hattâb) radiya`llâhu anh`den: Şöyle demiştir: (Ben) üç şeyde Rabbime muvâfakat ettim: "Yâ Resûlâ`llâh, Makâm-ı İbrâhîm`i musallâ (yâni namazgâh) ittihâz etsek." dedim. ... âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Bir de âyet-i hicâb: "Yâ Resûlâ`llâh, emretsen de ezvâc-ı tâhirâtın hicâb içine girseler. Çünkü berr ve fâcir onlarla konuşabiliyor." dedim. Derken âyet-i hicâb nâzil oluverdi. (Kezâ) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in ezvâc-ı mutahheresi (bir def`a) kendisine karşı kıskançlık (göstermek) üzere ittifâk ettilerdi. Onlara: ... dedim. (Derken) bu âyet nâzil oldu.
|
|
Hadis No |
261 |
|
Konu |
Kıbleye Karşı Tükürmemek;tükrüğün Temiz Olduğu |
Başlık |
Mescide Tükürmenin Menhî Olduğuna Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün) kıble (duvarın) da tükürük buldu. Bu, kendisine o kadar girân geldi ki, üzüldüğü dîdâr-ı mübârekinden besbelli oldu. Kalktı ve mübârek eliyle hakketti. Sonra buyurdu ki: Her biriniz namazına durduğu vakit şüphesiz Rabbi ile münâcât eder. Rabbi kendisiyle kıblesi arasındadır. O halde hiçbiriniz kıblesine karşı tükürmesin. Muztar kaldığında ya sol tarafına, ya (sol) ayağının altına tükürsün. Sonra ridâ-yı şerîfinin kenarından tutup ve içine tükürüp dürerek: "Yâhud işte böyle yapsın." buyurdu.
|
|
Hadis No |
262 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Mescide Tükürmenin Menhî Olduğuna Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Ebû Hüreyre ile Ebû Saîd (-i Hudrî) radiya`llâhu anhümâ`dan da evvelki (262 nci) hadîs rivâyet ediliyor. Ancak bunda "Sağ tarafına da tükürmesin." ziyâdesi de vardır.
|
|
Hadis No |
263 |
|
Konu |
Mescide Tükürmemek |
Başlık |
Mescide Tükürmenin Menhî Olduğuna Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Mescide tükürmek bir günahtır. Keffâreti de onu gömmektir.
|
|
Hadis No |
264 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz`in Arkasından Da Gördüğüne Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi;cemâatle Namaz Kılarken Dikkat Edilecek Hususlar |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir gün) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Siz, benim kıblem (yalnız) şurasıdır (ve namazda önümden başka bir yeri görmem) mi sanıyorsunuz? Allâh`a kasem ederim ki, sizin ne huşûunuz bana gizli kalıyor, ne de rükûunuz. (Kasem ederim ki,) sizi arkamdan(da) görüyorum.
|
|
Hadis No |
265 |
|
Konu |
At Yarışı;harac |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn At Yarışı Yatrıdığına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, yıprandırılmış (yâni idmana çekilmiş ve zayıflatılmış) atlar beyninde Hafyâ`dan (başlayıp tâ) Seniyyetü`l-Vedâ`da nihâyet bulmak üzere bir, (kezâlik) yıprandırılmamış atlar beyninde de Seniyye`den tâ Mescid-i Benî Zureyk`a kadar (diğer bir) yarış tertip buyurdular. Abdu`llâh da yarış edenler meyânında idi.
|
|
Hadis No |
266 |
|
Konu |
Hırs |
Başlık |
Nebiyy-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Bahreyn`den Gelen Haracı Taksîmine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Bahreyn`den mal (harac) gönderildi idi. "Mecide dök(üp yığ)ın." buyurdular. Bu mal Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gönderilen en kesretli mal olmuştu. Resûlu`llâhl salla`llâhu aleyhi ve sellem namaza çıktıklarında oraya dönüp bakmad(an geçd)iler. Namazı bitirdikten sonra gelip (malın başında) oturdular. Her kimi gördülerse (ondan bir mikdar) verdiler. (Böylece bezl-i atâ ile meşgûl iken) Abbâs radiya`llâhu anh huzûruna gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, bana da ver. Çünkü ben kendim için de, Akîl için de fidye vermiştim." dedi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ona: "Al!" buyurdular. (Abbâs radiya`llâhu anh) avuç avuç sevbinin içine boşalttı. Sonra kaldırmaya davrandı. Amma kaldıramadı. "Yâ Resûlâ`llâh birine emret de (sırtıma artmak için) kaldırsın." dedi. "Olmaz!" buyurdular. "Öyle ise sen kaldır, üstüme at." dedi. Yine "Olmaz!" buyurdular. Bunun üzerine birazını döktükten sonra yine kaldırmaya davranıp: "Yâ Resûlâ`llâh, birine emret de üzerime atsın." dedi. "Olmaz!" buyurdular. Yine "Bâri sen üstüme at." dedi. Yine "Olmaz!" buyurdular. (Yine) birazını daha döktü. Sonra kaldırıp ve sırtına yüklenip gitti. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, onun hırsına olan taaccüplerinden dolayı gözümüzden nihân oluncaya kadar hep arkasından bakıp durdular. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, o maldan bir dirhem bâkî oldukça oradan kalkmadılar.
|
|
Hadis No |
267 |
|
Konu |
Evlerde Kılınan Nâfile Namazın Fazîleti;imanda İhlâs |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn, Ensâr`dan Bir Müslümanın Ricâsı Üzerine, Evine Gelerek Namaz Kıldırması Ve Bi`l-münâsebe, "allâhu Teâlâ, Rızâ-yı Bârî`yi Arayarak `lâ İlâhe İlla`llâh` Diyen Kimseyi Cehennem`e Harâm Etmiştir." Buyurması |
Ravi |
Mahmûd B. Er-rebî` |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ashâb-ı Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den ve Bedir`de hâzır olan Ensârdan Itbân b. Mâlik (radiya`llâhu anh bir gün) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, gözlerimde hayır kalmadı. (Halbuki) kavmime namaz kıldıran benim. Yağmurlar yağdığı vakit onlarla benim aramızda olan dere akar da mescitlerine gidip namaz kıldıramaz oluyorum. Yâ Resûlâ`llâh, gönlüm ister ki, bana gelip evimde namaz kıldırasın da Senin namaz kıldığın yeri namazgâh ittihâz edeyim." dedi. Râvî der ki: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Itbân`a: Itbân der ki: Ertesi sabah Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ebû Bekr, gün yükseldiği vakit bana geldiler. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem istîzân etti. Ben de (girmesine) izin verdim. Eve girdiğinde oturmadı. Sonra: "Evinin neresinde namaz kıldığımı istersin?" di(ye sor)du. Itbân der ki: Evin bir tarafını ona gösterdim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (namaza) durup tekbîr aldı. Biz de (arkasında) durup saf olduk. İki rek`at kıldırıp selâm verdi. (Itbân) der ki: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i kendisi için pişirdiğimiz bir hazîre (yi yemesi) için alıkoyduk. Yurd(umuz)un ahâlîsinden birçok kimseler (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in teşrîfini haber alarak birer birer) ev(imiz)e gelip doldular. İçlerinden biri: "Mâlik b. ed-Duhayşin yâhud İbnü`d-Duhşün nerede?" di(ye sor)du. Huzzârdan biri: "O, Allâh`a ve Resûlu`llâh`a muhabbeti olmayan bir münâfıktır." dedi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ona: "Böyle deme. Görmüyor musun ki, Lâ ilâhe illâ`llâh (Muhammedü`r-Resûlu`llâh) diyor. Ve bunu li-vechi`llâh söylüyor." buyurdu. (O, söyleyen de): "Allâh ve Resûlu`llâh a`lemdir." dedi. Itbân der ki: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi sellem`i münâfikîn hakkında (hep böyle) müteveccih ve hayırhâh bulurduk. (Sonra) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Allâhu Teâlâ rızâ-yı Bârî`yi arayarak Lâ ilâhe illâ`llâh diyen kimseyi nâr(-ı Cahîm)e harâm etmiştir." buyurdu.
|
|
Hadis No |
268 |
|
Konu |
İbâdet Yerinde Resim Bulundurmak;resim Yapmak;yahûdi Ve Hıristiyanların Kabirleri Mescit Edinme Âdeti |
Başlık |
Kabirleri Mescid İttihâz Etmenin Ve Üzerlerine Tesâvîr Ve Temâsîli Asıp Dikmenin Menhî Olduğuna Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a Ümmü`l-Mü`minîn) Ümmü Habîbe ile Ümmü Seleme radiya`llâhu anhümâ Habeşistan`da (gördükleri tesâvîr (ve temâsîl)i hâvî bir kiliseye dâir konuştular. (Sonra) bundan Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (de) bahsettiler. Buyurdu ki: Onlar, içlerinde bir sâlih kimse zuhûr edip vefât ettiğinde kabri üzerine bir mescit (namazgâh) binâ ve o mescide o suver (ve temâsîl)i tasvîr ed(ip ko)rlardı. İşte onlar Kıyâmet gününde mahlûkâtın en şerîrleridir."
|
|
Hadis No |
269 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Hicrette Me`zûn Olan Nebiyy-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Medîne`yi Teşrîfine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (hicrete me`zun buyurulduğu zaman Medîne`yi) teşrîf edip Medîne`nin üst tarafında Benû Amr b. Avf`ın bulundukları mahallede (yurdda) konak etti. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem onların içinde on dört gün ikâmet buyurdu. Sonra (dayıları olan) Benü`n-Neccâr`a haber gönderdi. Onlar da kılıçları boyunlarında asılı olarak geldiler. Devesi (Kasvâ`) üstünde Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile terkisinde Ebû Bekr radiya`llâhu anh ve çevresinde Benü`n-Neccâr cemâati (oldukları halde yola çıkışları) hâlâ gözümün önündedir. Nihâyet Ebû Eyyûb (Hâlid b. Zeyd-i Ensârî`)nin havlisinde devesini çökertti. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz) nerede namaz vakti girerse oracıkta namaz kılmayı severdi. Davar ağıllarında da kıldığı olurdu. (Sonra Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) mescidin binâ olunmasını emretti. Benü`n-Neccâr takımına (adam) gönderip: "Ey Beni`n-Neccâr, arsanızın kıymetini bana söyleyin (de te`diye edeyim)." buyurdu. Onlar ise: "Va`llâhi olamaz. Biz, onun (bedel) kıymetini ancak Allâh`dan isteriz." dediler. (O çevrilmiş bahçenin) içinde şu söyliyeceklerim vardı: (Bir kere) müşrikîn kabirleri vardı. (Sonra) oyuk ve tümsek, bakılmamış harap yerleri vardı: (Bir kere) müşrikîn kabirleri vardı. (Sonra) oyuk ve tümsek, bakılmamış harap yerleri vardı. (Bir de) hurma ağaçları vardı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem emretti. Müşrikîn kabirleri nebş (yâni kemikleri çıkarılıp başka yere defn) olundu. Sonra (o bakılmamış) harap yerler tesviye edildi. Sonra hurma ağaçları (diplerinden) kesildi. Hurma ağac(ı gövde)lerini (direk olarak) mescidin kıble tarafına sıra ile dizdiler ve kapının yan taşımaya başladılar. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem de onlarla birlikte (recez söyliyerek): "İlâhî, âhiret hayrından başka hayır (denecek bir şey) yoktur. Öyle ise Ensâr ile Muhâcirîne mağfiret et." buyuruyordu.
|
|
Hadis No |
270 |
|
Konu |
Medîne Mescidinin İnşâsı (mescid-i Nebî) |
Başlık |
Namazda, Hayvanın Sütre İttihâzına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, devesini kıblesine alarak namaz kılıp: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in böyle yaptığını gördüm." demiştir.
|
|
Hadis No |
271 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) E Namazda İken Cehennem`in Arzedildiğine Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Ben namaz kılarken nâr(-ı Cahîm) bana arzolundu." buyurduklarını rivâyet ediyor.
|
|
Hadis No |
272 |
|
Konu |
Evlerde Kılınan Nâfile Namazın Fazîleti |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn "namazınızın Bir Kısmını Evlerinizde Kılınız. (evlerinizi) Kabirlere Çevirmeyiniz" Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız. (Evlerenizi) kabirlere çevirmeyiniz." buyurduklarını (merfûan) rivâyet etmiştir.
|
|
Hadis No |
273 |
|
Konu |
Yahûdi Ve Hıristiyanların Kabirleri Mescit Edinme Âdeti |
Başlık |
Peygamberlerin Kabirlerini Mescid İttihâz Etmenin Hürmetine Dâir Hadîs |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
İkisi şöyle demişlerdir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem son hastalığında (çektiği zahmetten dolayı) nezdinde olan bir hamîsayı (ikide bir) vech-i mübârekine örter dururdu. (Hamîsa) kendisine sıkıntı verdikce yine atıp yüzünü açardı. İşte o halde iken: "Yehûd ve Nasârâ`ya Allâh lâ`net etsin. Peygamberlerinin kabirlerini (kendilerine) mescit ittihâz ettiler." buyururdu (ki,) maksadı, onların yaptıklarından ümmeti tahzîr buyurmak idi.
|
|
Hadis No |
274 |
|
Konu |
Hırsızlıkla İtam Olunan Bir Câriye Kıssası |
Başlık |
Mescidde Yatıp Kalkmanın Mubâh Olduğuna Dâir Rivâyetler. |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Arap kabîlelerinden birinde bir siyah câriye vardı ki, âzâd edildiği halde (yine) o kabîle ile berâber (ikâmet ediyor)du. Dedi ki: Onların arasından -üzerinde kırmızı tirşelerden (yapılmış) vişâh bulunan- bir kız (gelin) gitti. Vişâhı üzerinden çıkardı, yâhud (vişâh) üzerinden düştü. Bulunduğu yere bir çaylak geldi. Onu atılmış bulup (semiz) bir et parçası diye kaptı. (Câriye) der ki: Beni (hırsızlıkla) ittihâm ettiler. Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: Her tarafını aramışlar, hattâ ön tarafını bile aramışlar. (Câriye) der ki: Va`llâhi ben onlarla berâber ayakta durup dururken çaylak (tekrar) gelip vişâhı attı. O da (tam) ortalarına düştü. "İşte aklınız sıra beni ittihâm ettiğiniz şey! (Siz beni hırsız zannetiniz.) Halbuki ben berîyim. İşte vişâh!" dedim. Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: (O siyâh câriye) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip kabûl-i İslâm eyledi. Mescid(-i Şerîfin bir kenarın) da ona mahsûs bir çerge, yâhud bir kıl çadır vardı. (Her vakit) bana gelir, yanımda konuşurdu. Ne zaman da yanıma otursa: "Vişâh işinin olduğu gün Rabbimizin yarattığı acâyipdendir. Şüphesiz ki O, bana küfür diyârından necat verdi." demeden edemezdi. (Bir gün) ona: "Ne oluyorsun? Her ne vakit benimle birlikte oturursan behemehâl bunu söylüyorsun." dedim. Bunun üzerine (demin anlattığım) kıssayı anlattı.
|
|
Hadis No |
275 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Hz. Ali`ye Ebû Turâb Hitâbı |
Başlık |
Mescidde Yatıp Kalkmanın Mubâh Olduğuna Dâir Rivâyetler. |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün ciğer pâresi) Fâtıma (tü`z-Zehrâ radiya`llâhu anhâ)nın hânesini teşrîf etti. Alî radiya`llâhu anh`in (orada) bulamadı. "Amcamın oğlu nerede?" diye sordu. (Fâtıma radiya`llâhu anhâ): "Aramızdan bir şey geçti. Darılışdık. O da gündüz uykusunu benim yanımda uyumadı." cevâbını verdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, birine: "Bak, nerede?" buyurdu. (O adam gidip) geldi ve: "Yâ Resûlâ`llâh, Mescitte uyuyor." di(ye haber getir)di. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mescidi) teşrîf etti. (Baktı) ki, yan tarafına yatmış, ridâsı bir yanından sıyrılmış, vücûdü toprağa bulanmış. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ebû Türâb, kalk. Ebû Türâb, kalk." diye diye toprağı bedeninden silkmeğe başladı.
|
|
Hadis No |
276 |
|
Konu |
Tahiyyetu`l-mescid Namazı |
Başlık |
Tahiyyetü`l-mescid Hakkında Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Bir kimse mescide girdiği vakitte oturmadan evvel iki rek`at kılsın." buyurdukları (merfûan) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
277 |
|
Konu |
Medîne Mescidinin İnşâsı (mescid-i Nebî) |
Başlık |
Mescid-i Nebevî`nin İlk Şekli Ve Hulefâ-yi Râşidîn Zamânında Tesvî` Ve Tezyînine Dâin İbn-i Ömer Rivâyeti |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Mescid(-i Şerîf-i Nebevî) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında ham kerpiç ile binâ olunmuş olup sakfı hurma dallarından, direkleri de hurma gövdeleri ağacından idi. Ebû Bekr radiya`llâhu anh (tevsîan ve tezyînen) hiçbir şey ziyâde etmedi. Ömer radiya`llûha anh (yalnız enini, boyunu) artırıp Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in ahd(-i saâdet)indeki (tarz-ı) binâya göre kerpiç ve hurma dallariyle binâ etti. Sonra Osmân radiya`llâhu anh (binâ-yı) Mescidi (tevsîan ve tezyînen) tağyîr edip (hem) çok genişletti, (hem de) duvarını (kerpice bedel) nakılşı taşlarla ve kireçle binâ etti. Ve direklerini nakışlı taşlardan, sakfını da sac ağacından yaptı.
|
|
Hadis No |
278 |
|
Konu |
Medîne Mescidinin İnşâsı (mescid-i Nebî) |
Başlık |
Ammâr (radiya`llâhu Anh) Hakkında Peygamberimizin Bir Mu`cizesi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki, (bir gün) ahâdîs(-i Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i) söylemekle meşgûl idi. Derken Mescid(-i Şerîfin) binâsı bahsine geçip dedi ki: Biz, birer kerpiç taşıyorduk. Ammâr ise kerpiçleri ikişer ikişer taşırdı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem onu (öyle) görünce üzerindeki toprağı silkerek: "Vah Ammâr! Vah Ammâr! Kendisini fie-i bâğiye katledecektir. (Ammâr) onları Cennet`e, onlar ise onu Cehennem`e da`vet ederler." buyurmağa başladı. Ebû Saîd radiya`llâhu anh der ki, Ammâr (bunu işidince): "Fitnelerden Allâh`a sığınırım." derdi.
|
|
Hadis No |
279 |
|
Konu |
Câmi Yaptırmak;medîne Mescidinin İnşâsı (mescid-i Nebî) |
Başlık |
Hazret-i Osman`ın Mescid-i Nebevî`yi Ta`mîri Sırasında Halkın İ`tirâzı Ve Halîfe`nin Bunlara Cevâbı |
Ravi |
Osmân B. Affân |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, (Emîrü`l-Mü`minîn) Osmân b. Affân radiya`llâhu anh, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Mescid(-i Şerîf)ini (yeniden) binâ ettiği zaman halkın (i`tirâz ve inkâr kabîlinden) dedikoduları üzerine: "Siz çok söylemeğe başladınız. Her kim Rızâullâhı kasdederek (büyük, küçük) bir mescid binâ ederse, Allâhu Teâlâ da ona Cennet`te onun gibi bir ev binâ eder, buyurduğunu, ben Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim." demiştir.
|
|
Hadis No |
280 |
|
Konu |
Kazaya Karşı Tedbir Almak |
Başlık |
Silâhla Mescide Girmenin Nehyine Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) biri Mescid(-i Nebevî)den geçti. Yanında (temrenleri meydanda) oklar vardı. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (ona): "Temrenlerinden tut (da kimseye dokunmasınlar)." buyurdu.
|
|
Hadis No |
281 |
|
Konu |
Kazaya Karşı Tedbir Almak |
Başlık |
Silâhla Mescide Girmenin Nehyine Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Her kim mescidlerimizin, yâhud çarşılarımızın birinden (yanında) ok varken geçecek olursa eliyle temrenlerinden tut(up öyle geç)sin ki, bir Müslümanı yaralamasın."
|
|
Hadis No |
282 |
|
Konu |
Şiir Söylemek |
Başlık |
Mescidde Şiir Söylemenin Cevâzı Ve Bu Hususta Müctehidlerin İhtilâfı |
Ravi |
Hassân B. Sâbit |
Hadis |
(Mescitte şiir inşâdının cevâzı husûsunda) Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh`in şâhit tutarak: "Allâh aşkına söyle, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: Hassân! Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den yana (küffâr-ı Kureyş`e) cevap ver. `İlâhî, onu (yâni Hassân`ı) Rûhü`l-Kuds (Cibrîl) ile te`yîd et!, buyurduğunu işittin mi? (İşitmedin mi?)" di(ye suâl et)diği, onun da: "Evet (işittim)." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
283 |
|
Konu |
Kahramanlık Oyunları (spor) |
Başlık |
Savaş Gücünü Arttırıcı Oyun Oynamanın Mubâh Olduğuna Dâir Kâ`b (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Kasem ederim ki, bir gün Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i hücremin kapısında (şu halde) gördüm: Habeşîler mescitte oyun oynuyor, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de ben oyunlarını seyredebileyim diye kendi ridâsiyle beni setrediyordu. Bir rivâyette harbeleriyle oynuyorlardı (diye vârid olmuştur).
|
|
Hadis No |
284 |
|
Konu |
Borç Ödemek;fakirlerin Borcunu Bağışlamak |
Başlık |
Savaş Gücünü Arttırıcı Oyun Oynamanın Mubâh Olduğuna Dâir Kâ`b (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Kâ`b B. Mâlik (-i Ensârî) |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, (Abdullâh) b. Ebî Hadred-i Eslemî radiya`llâhu anhümâ (zimmetin) deki bir alacağını Mescid (-i Şerîf) de (hasmının yakasına yapışıp) mutâlebe etmiş (Her ikisinin de) Hâne-i Saâdette olan Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem işitecek derecede sesleri yükselmiş. (Resûl aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) onlara doğru çıkıp ve Hücre (-i Şerîfenin) perdesini aralayıp "Yâ Kâ`b!" diye nidâ buyurmuş. (Kâ`b): "Lebbeyk yâ Resûlâ`llâh." deyince mübârek elleriyle işâret vererek: "Şu kadarını, yâni yarısını alacağından bağışla." buyurmuş. (Kâ`b hemen): "Vallâhi bağışladım yâ Resûlâ`llâh." demiş. (Bunun üzerine İbn-i Ebî Hadred`e): "(Şimdi) kalk, öde." diye emretmiş.
|
|
Hadis No |
285 |
|
Konu |
Cenâze Namazı;kabir Ziyâreti |
Başlık |
Mescidi Temzilemenin Fazîletine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir zencî adam yâhud kadın Mescid(-i Şerîf)i süpürürdü. (Günün birinde) vefât etti. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Ne oldu? diye) sual buluyordu. "Vefât etti." dediler. "Bana (vefâtını) haber vermeli değil miydiniz? (Haydin) kabrini bana gösteriniz." buyurdu. (Ondan sonra) kabrinin başına varıp üzerine namaz kıldı.
|
|
Hadis No |
286 |
|
Konu |
Fâiz;içki Ticâreti |
Başlık |
Ribâ Ve Hamrin Tahrîmine Dâir Âişe (radiya`llâhu Anhâ) Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Sûre-i Bakare`nin (sonlarındaki) ribâ âyetleri nâzil olduğu vakit Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Mescid(-i Şerîf)e çıktı. Ve bu âyetleri halka okuyup sonra hamr ticâretini (yâni almasını ve satmasını) tahrîm buyurdu.
|
|
Hadis No |
287 |
|
Konu |
Cinler |
Başlık |
Cinn`den Birinin Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) E, Namaz Kılarken Namazını Bozdurmak İçin Saldırması Hakkında Ebû Hüreyre (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün) buyurdu ki: Cin (tâifesin)den bir ifrit dün gece namazımı bozdurmak için bana ansızın hücûm etti. (Lâkin) Allâhu Teâlâ (beni gâlip getirip) ona istediğimi yapmaya fırsat verdi. Sabah olunca hepiniz onu gör (üp seyred) esiniz diye Mescidin direklerinden birine bağlamak istedim. (Fakat) kardeşim Süleyman (b. Dâvûd aleyhime`s-salâtü ve`s-selâm)`ın: "Yâ Rab, bana mağfiret et ve benden sonra kimseye olmıyacak bir mülkü, bana bağışla." demiş olduğu hatırıma geldi (de ifriti köpek gibi koğdum).
|
|
Hadis No |
288 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Handek Günü Yaralanan Sa`d İbn-i Muâz (radiya`llâhu Anh) İn Vefâtı Hakkında Hazret-i Âişe Rivâyeti |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Sa`d b. Muâz (radiya`llâhu anh) Handek gününde ekhalinden (ki, şiryân-ı adudîsinden demektir) yaralanmıştı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem yakından ıyâdet buyurabilmek için (ona mahsus) bir çadır kurdurdu. Mescitte (ve hemen yanı başında) Benû Gıfâr`dan (bâzı kimselere âit) bir hayme daha vardı. (İşte bu Gıfârîler kendi hallerinde oturup dururken) bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor. "Sizin tarafınızdan bize doğru gelen bu (kan) nedir?" dediler. Meğer Sa`d`in yarası akıp dururmuş. İşte (Sa`d) ondan vefât etti.
|
|
Hadis No |
289 |
|
Konu |
Hastanın Kâ`be Tavafı |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Hasta Olan Ümmü Seleme (radiya`llâhu Anhâ) Ya Halkın Arkasından Râkiben Beyt`i Tavâf Etmesini Tavsiye Buyurması Ve Resûl-i Ekrem`in Makâm-ı İbrâhîm`de Namaz Kılması Hakkında Hadîs |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Ümmü Seleme |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Esnâ-yı hacta) hasta olduğumu Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzettim. "Halkın arkasından (deveye) binerek tavâf et." buyurdu. (Öylece) tavâf ettim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de Beyt (-i Muazzam)`ın tâ yanında namaza durmuş, ... sûresini okuyordu.
|
|
Hadis No |
290 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mu`cizeleri;kerâmet |
Başlık |
Karanlık Bir Gecede Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yanından Ayrılan İki Zâtın Önlerini Çerâğa Benzer Bir Şeyin Aydınlattığına Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ashâb-ı Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`den iki zât bir karanlık gecede Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nezdinden önlerinde parıldayan çerâğa benzer iki şey olduğu halde çıktılar. (İki refik) yekdiğerden ayrıldıkları zaman (o çerağlardan) her biri, biriyle berâber ayrıldı. Ve tâ evine gidinceye kadar (yolunu tenvîr etti).
|
|
Hadis No |
291 |
|
Konu |
Ebû Bekr;hz. Ebûbekr`in Fazîleti;islâm Kardeşliği |
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in, Son Hastalığı Esnâsında Mescid`de Îrâd Ettiği Hutbede Dâr-ı Bekâ`ya İntikâlini Haber Vermesi Hakkında Rivâyetler;resûlullâh (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Bu Hutbesinde Ebû Bekr (radiya`llâhu Anhl) İ Meht Ü Senâsı;ebû Bekr (radiya`llâhu Anh) İn Fazîleti Hakkında Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (son hastalığında) hutbeye çıkıp: "Allâhu Teâlâ bir kulunu dünyâ ile kendi nezdinde olan (nevâl-i ukbâ) arasında muhayyer bıraktı. O da Nezd-i İlâhîdekini ihtiyâr etti." buyurdu. (Bu söz üzerine) Ebû Bekr (es-Sıddîk radiya`llâhu anh) ağlamağa başladı. Ben kendi kendime: "Allâhu Teâlâ`nın bir kulu dünyâ ile kendi nezdinde olan (nevâl-i ukbâ) arasında muhayyer bırakmasında, onun da Nezd-i İlâhîdekini ihtiyâr etmesinde ne var ki, bu pîr-i sâl-dîdeyi (böyle) ağlatıyor?" di(ye düşün)düm. (Meğer) o abd (-i muhayyer) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (kendisi) imiş! (Meğer) Ebû Bekr (es-Sıddîk radiya`llâhu anh) hepimizden a`lem imiş! (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, Ebû Bekr`i ağlar görünce) buyurdu ki: Yâ Ebâ Bekr, ağlama. Sohbet (yâni arkadaşlık) husûsunda da, (bezl-i) mâl husûsunda da nâsın bana en çok vergisi olan Ebû Berk`dir. Ümmetinden birini (kendime) halîl edinedim. Ebû Bekr`i edinirdim. Lâkin İslâm yüzünden (hâsıl) olan uhuvvet ve meveddet (şahsî hulletten efdaldir.) Mescitte Ebû Bekr`in kapısından başka seddedilmedik hiçbir kapı kalmasın.
|
|
Hadis No |
292 |
|
Konu |
Ebû Bekr;hz. Ebûbekr`in Fazîleti;kâ`be`de Namaz |
Başlık |
Bu Hususta İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem vefâtı ile hitâma eren marazı esnâsında (mübârek) başını bir bez ile bağlamış olduğu halde mescide çıkıp minbere oturdu. (Orada) Allâh`a hamd ü senâ ettikten sonra buyurdu ki: Nâs içinde nefsi ve malı i`tibâriyle benim üzerimde Ebû Bekr b. Ebî Kuhâfe`den ziyâde menn ü atâsı olan hiç yoktur. Nâs içinden bir halîl edineyim, Ebû Bekr`i (kendime) halîl edinirdim. Lâkin İslâm yüzünden olan hullet efdaldir. Ebû Bekr`in kapısından başka bu mescitteki kapıların hepsini tarafımdan seddediniz.
|
|
Hadis No |
293 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Feth-i Mekke Senesi Beyt-i Muazzam`da Namaz Kıldığına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (fetih senesi) Mekke`yi teşrîf etti. Osmân b. Talha`yı çağırdı. O da (Beyt-i Muazzam`ın) kapısını açtı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber Bilâl, Üsâme b. Zeyd ve Osmân b. Talha (radiya`llâhu anhüm) içeriye girdiler. Sonra kapı kilitlendi. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz Hazretleri) orada bir saat (kadar) kaldı. Sonra çıktılar. İbn-i Ömer (radiya`llâhu anhümâ) der ki: (Onların çıktıklarını görünce) hemen koştum. Bilâl`e sordum. "Evet, (içeride) namaz kıldı." dedi. "Neresinde?" dedim. "İki direğin arasında." dedi. İbn-i Ömer der ki: Kaç (rek`at) kıldığını sormak aklıma gelmemiş.
|
|
Hadis No |
294 |
|
Konu |
Gece Namazı (teheccüt);teheccüd |
Başlık |
Salât-ı Leyl Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün) minberde (hutbe îrâd eder) iken biri: "(Yâ Resûlâ`llâh,) gece(nin nâfile) namazı hakkında ne buyurursun?" diye sordu. "İkişer ikişerdir. (Musallî) Sabah vaktin(in girdiğin)den şüphe ettiği zaman bir tek (rek`at) kılar ki (bu tek rek`at evvelce) kılmış olduklarını tekleştirir." İbn-i Ömer radiya`llâhu anhümâ der ki: "Geceleyin son namazınız` Vitir (yâni tek rek`at) olsun. Çünkü Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bunu emretmiştir."
|
|
Hadis No |
295 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Mescidde Uzanıp Yatmanın Cevâzı Hakkında Abdullâh İbn-i Zeyd Hadîsi |
Ravi |
Abdullah İbn-i Zeyd |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`i Mescid(-i Şerîf)de sırt üstü yatıp bir ayağını diğeri üzerine attıklarını gördüğü (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur.
|
|
Hadis No |
296 |
|
Konu |
Cemâatle Kılınan Namazın Fazîleti |
Başlık |
Mescidde Kılınan Namazın Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (İnsanın) cemâatle namazı, evinde ve (ahz u i`tâ ettiği) pazarda (yalnızca kıldığı) namazdan yirmi beş derece ziyâde olur. (Çünkü) sizlerden biri, abdeste niyet edip abdestini tamam aldığı ve namazdan başka bir kasdi olmaksızın mescide gittiği zaman tâ mescide girinceye kadar hiçbir adım atmaz ki, Allâhu Teâlâ o adımından dolayı onu bir derece (daha) yükseltmesin ve bir günâhını eksiltmesin. Mescide girince de mescit onu alıkoydukça (yâni orada kaldıkça) hep namazda (imiş gibi sevâba nâil) olur. Ve namaz kıldığı yerden ayrılmadığı ve kendisinden (kimseye ezâ sâdır ya) hades vâkı` olmadığı müddetce (yanındaki) melekler: "İlâhî, buna mağfiret et. İlâhî, buna rahmetini râlgân eyle." diyerek ona duâ ve istiğfâr ederler.
|
|
Hadis No |
297 |
|
Konu |
Birlik, Beraberlik |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn "mü`min İle Mü`min Duvar Gibidir. Birbirlerini Sımsıkı Tutarlar" Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Mü`min ile mü`min (yekdiğere karşı) duvar(ın eczâsı) gibidir. Biribirini sımsıkı tutarlar." buyurduğu ve (bunu) söylerken (mübârek) parmaklarını teşbîk et(tiği, yâni parmaklarını biribirine geçirip kilitle)diği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
298 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Secde-i Sehiv Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir def`a) bize Öğlen, ya İkindi namazlarından birini kıldırırken iki rek`attan sonra selâm verdi. Ondan sonra mescidin içinde yana uzatılmış bir tahta parçasına doğru kalkıp oraya gadaplı gibi (bir hey`ette) dayandı. Ve sağ eli(nin içi)ni sol elinin arkası üstüne koyduktan sonra parmaklarını teşbîk edip sağ yanağını sol elinini ardına yapıştırdı. (Ve o hey`et üzere baka durdu.) Acele çıkmak isteyenler mescidin kapılarından çıkıp (kendi kendilerine): "Namaz kısaldı." dediler. Cemâatin içinde Ebû Bekr ve Ömer (radiya`llâhu anhümâ) da vardı. Bunlar (mehâbet-i huzûrdan dolayı) çekinerek bir şey söylemediler. Yine o cemâatin içinde kolları uzun olduğu için Zü`l-yedeyn dedikleri bir zât vardı. (O zât): "Yâ Resûlâ`llâh, unuttun mu? Yoksa namaz mı kısaldı?" di(ye sor)du. (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz): "Ne unuttum, ne de kısaldı." buyurdu. Sonra: "Zü`l-yedeyn`in dediği gibi mi?" di(ye suâl et)di. "Evet." denilince (hemen) ileriye varıp namazdan eksik bıraktığını kıldırdı. Sonra selâm verdi. Sonra tekbîr alıp secdeye vardı. (Her vakitki) sücûdu kadar, yâhud daha uzun müddet secdede kaldı. Sonra başını kaldırıp tekbîr aldı. Sonra tekbîr alıp (yine) secde etti. Sonra (yine) başını kaldırıp tekbîr aldı. Bu hadîsin râvîlerinden İbn-i Sîrîn`e: "Sonra selâm verdi mi?" diye sormuşlar. O da: "(İmrân b. Husayn`ın) sonra selâm verdi (dediğini bana haber verdiler.)" demiştir.
|
|
Hadis No |
299 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Namaz Kıldığı Mahalde Teberrüken Namaz Kılmanın Cevâzı Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
(Medîne ile Mekke) yolunun bâzı yerlerinde namaz kılıp: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in buralarda namaz kıldığını gördüm." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
|
|
Hadis No |
300 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Vedâ Haccı`na Çıktığında Konakladığı Ve Namaz Kıldığı Mahaller Hakkında İbn-i Ömer Rivâyetleri |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Umre`ye gittiği zamanlarda ve Hacc(etü`l-Vedâ`)a çıktığı vakitte Zü`l-Huleyfe`de (mukaddemâ) Zü`l-Huleyfe`deki mescidin yerinde duran bir Nugaylân ağacı altında (râhilesinden inip) konaklardı. (Kezâ) güzergâhı o yola uğrayan bir gazâdan, ya hacdan, ya umreden avdet buyurduğunda Batn-ı Vâdî`den (ki, Vâdi`l-Akîk`dir) iner. Batn-ı Vâdî`nin üstüne çıkınca da vâdînin ağzında ve şark cihetindeki Bathâ`ya (yâni kumsal yere) konup âhır-ı leylde oracıkta sabah oluncaya kadar mola verirdi. (Gece istırahatgâhı işte orası olup) ne taş mescidin yanında, ne de üzerinde (öteki) mescit (binâsı) olan Kayatepe idi. (Abdullâh b. Ömer`den rivâyet eden râvî der ki:) Orada Abdullah (b. Ömer)in namaz kıldığı yerde, içinde (müteaddit) kum yığınları olan bir haliç (yâni derin bir vâdî girintisi) vardı ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem orada namaz kılarmış. Sel(ler) Bathâ`da (ki kumları getire getire) haliçteki kum yığınlarını düzleyip Abdullâh (b. Ömer)in namaz kıldığı o yeri belirsiz etti. Yine (râvî der ki:) Abdullâh (b. Ömer) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Şerefü`r-Revhâ`daki mescidin berisine müsâdif küçük mescidin yanında namaz kıldığını söylerdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namaza durduğun vakit sağına düşer." derdi. (Bahsettiği) o mescit de Mekke`ye doğru gittiğin vakit yolunun sağ tarafına gelir. Onunla büyük mescidin arası bir taş atımı, yâhud ona yakın (bir mesâfe) dir. Yine Abdullâh, Munsarafü`r-Revhâ`nın yanındaki Irk`a (yâni) tepeciğe) doğru namaz kılardı. Bu tepeciğin müntehâ-yı tarafı Mekke cihetine gittiğin vakit Munsaraf ile kendi beynindeki mescidin kurbünde caddenin kenarına varır. Oracıkta bir mescit binâ olunmuş ise de, Abdullâh (b. Ömer) o mescitte namaz kılmazdı. Onu ya solunda, ya ardında bırakarak mescidin kıble cihetinde Irk`ın kendisine (müteveccihen) namaz kılardı. Abdullâh, Revhâ`dan zevalden sonra çıktığında salât-ı Zuhru oraya gelinceye kadar kılmayıp orada kılar, Mekke`den döndüğünde de oraya sabahtan bir saat evvel, yâhud âhır-ı seherde yolu düşerse orada tâ Sabah namazını kılıncaya kadar geceleyip mola verirdi. Yine Abdullâh`ın dediğine göre, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Rüveyse`ye varmadan caddenin sağında ve alnına gelen cihetinde Rüveyse menzilhânesinin iki millik azıcak berisinde bir tepeciğe kadar geniş ve düz bir yerde (bitmiş olan) koca bir ağacın altına konardı. (Bu ağacın) yukarısı kırılmış, içi oyulmuştur. Özdeği (sâkı) hâlâ durur. Dibinde birçok kum yığınları vardır. Yine Abdullâh der ki: Giderken: Arac`in arkasına düşen yokuşca bir sel yatağının kenarında, caddenin sağında ve yolu gösteren kayaların (yâhud ağaçların) yanında ve o kayaların (yâhud ağaçların) arasında Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem genişce bir tepeye doğru namaz kıldı. Namazgâh(-ı şerîf)in yanıbaşında iki üç kabir mevcuttur ki, üstlerinde taş yığınları vardır. Abdullâh Öğlen vakti şemsin zevalinden sonra Arac`dan kalkıp Öğle namazını (işte) o namazgâhda kılardı. Yine Abdullâh der ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem caddenin solunda ve Herşâ (dağı) nın ilerisindeki inişte kâin büyük ağaçların yanında konak ederdi. Bu iniş Herşâ (dağı)nın kenarına mülâsıktır.
|
|
Hadis No |
301 |
|
Konu |
Sütre |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Bayram Namazlarında Önüne Bir Harbe Diktirdiğine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bayram günü (namaza) çıktığı zaman (hâdimine) bir harbe taşımanısı emrederdi. (O harbe namazda) karşısına dikilir, kendisi de ona doğru namaz kılar, halk da arkasından namaza dururlardı. Bunu seferde (de) yapardı. (Râvî der ki:) Ümerânın (bayram namazlarında) harbe taşıtması bundan ileri geliyor.
|
|
Hadis No |
302 |
|
Konu |
Sütre |
Başlık |
Bu Babda Ebû Cühayfe Hadîsi;peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Önünde Bir Harbe Dikilmiş Olduğu Halde Önünden Eşek Ve Kadın Geçtiği Halde Namazına Devâm Ettiğine Dâir Ebû Cühayfe Hadîsi |
Ravi |
Ebû Cuhayfe |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Bathâ`da önünde bir harbe (dikilmiş) olduğu halde Öğlen ile İkidi namazlarını ikişer rek`at kıldırdığını ve (namaz içinde iken) önünden kadın da, eşek de geçtiğini (sened-i muttasıl ile) rivâyet etmiştir.
|
|
Hadis No |
303 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Namaz Esnâsında Musallî İle Duvar Arasındaki Mesâfe Hakkında Sehl Hadîsi |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in musallâsı (yâni namaz kıldığı yer) ile (kıble cihetindeki) duvar arasında bir davar geçebilecek kadar yer olduğu (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
304 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Yanında Bir Asâ, Yâhut Kısa Bir Mızrak, Bir De Su Matarası Olduğu Halde Kazâ-yı Hâcete Çıktığına Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazâ-yı) hâcete çıktığı zaman bir çocukla berâber yanımızda ucu harbeli bir asâ, ya (harbesiz) asâ, yâhud kısa bir mızrak, bir de su matarası olduğu halde (hizmet için) ardından giderdik. İşini bitirince matarayı eline verirdik.
|
|
Hadis No |
305 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn, Üzerinde Mushaf-ı Şerîf Bulunan Direğin Yanında Namaz Kılmayı İ`tiyâd Edindiğine Dâir Seleme Hadîsi |
Ravi |
Seleme İbn-i Ekva` |
Hadis |
Ravi, Mushaf`ın yanındaki direğe doğru namaz kılarmış. Biri ona: "Görüyorum, hep bu direğin yanında namaz kılmağa çalışıyorsun." demiş. O da: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bu direğin yanında (namaz) kılmayı ihtiyâr ettiğini gördüm (de onun için)." cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
306 |
|
Konu |
Kâ`be`de Namaz |
Başlık |
Nebiyy-i Muhterem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Kâ`be`de Nerede Namaz Kıldığına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (evvelce yazılan) Kâ`be`ye duhulleri hadîsi (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor. (Müşârün-ileyh bunda) diyor ki: Bilâl (Kâ`be-i Muazzama`dan) çıktığı anda kendisine: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ne yaptı?" diye sordum. "Bir direği sağ, bir direği sol, üç direği de arka tarafına aldı." dedi. Beyt(i Muazzam) o zaman altı direk üzerinde idi. Diğer rivâyette "İki direği sağ tarafına." denilmiştir.
|
|
Hadis No |
307 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Deveyi Yâhut Semerini Sütre Yaparak Namaz Kıldığına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in binit devesini aykırı (vaziyette) bulundurup ona karşı namaz kıldığı (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur. (İbn-i Ömer`den bu hadîsi rivâyet eden Nâfi`a): "Ya develer ayağa kalkarsa ne (yapmalı) dersin?" diye sorulmuş. O da: "(Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem böyle bir hal vukûunda) semeri (başka tarafa) alıp diker ve semerin art kaşına doğru namaz kıl (makta devâm ed)erdi. İbn-i Ömer de bunu yapardı." cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
308 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Uzanıp Yatan Bir Kimseye Karşı Namaz Kılmanın Cevâzına Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Siz, bizleri kelb ve himâr ile bir mi tutuyorsunuz? Kasem olsun ki, (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`ın öyle hâlini) bilirim ki, ben, serîr üzerinde yan yatmış bulunurdum da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem teşrîf eder, serîrin tâ ortasına müteveccihen namaza dururdu. Ben bir ihtiyaç üzerine kalkmak istediğimde (oturup) kıblesine karşı gelm(ekle ezâ verm)eyeyim diye serîrin ayakları tarafından yorganımdan sıyrılıp çıkar (gider)dim.
|
|
Hadis No |
309 |
|
Konu |
Namaz Kılanın Önünden Geçmek |
Başlık |
Ebû Saîd-i Hudrî (radiya`llâhu Anh) İn, Önünde Sütre Bulunduğu Halde, Önünden Geçen Bir Kimseye Muâmelesi Ve Bu Hususta Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) Den Rivâyet Ettiği Hadîs |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Ravi, bir cum`a günü kendisini gelenden geçenden setredecek bir şeye doğru namaz kılıyormuş. Ebû Muayt oğullarından bir genç, önünden geçmek istemiş. Ebû Saîd radiya`llâhu anh, göğsüne bir yumruk vurup (onu) defetmiş. O genç etrâfına bakınmış. Onun önünden başka geçecek (yol) bulamamış. (Dönüp yine geçmeğe davranmış. Ebû Saîd radiya`llâhu anh daha şiddetli sûrette defetmiş. (O genç) Ebû Saîd`e söğdükten sonra (Medîne`de vâlî olan) Mervân (b. el-Hakem)in yanına gidip Ebû Saîd radiya`llâhu anh`in ettiği muâmeleden şikâyet etmiş. Arkasından Ebû Saîd de Mervân`ın yanına girmiş. (Mervân): "Yâ Ebâ Saîd, (şu) kardeşinin oğlu ile ne alıp veremiyorsun?" demiş. O da: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: İçinizden biri kendisini gelenden, geçenden koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeğe davranacak olursa onu defetsin. Dinlemezse onunla mukâtele etsin. Çünkü o, ancak bir şeytandır." cevâbını vermiş.
|
|
Hadis No |
310 |
|
Konu |
Namaz Kılanın Önünden Geçmek |
Başlık |
Musallî`nin Önünden Geçmenin Kerâhetine Dâir Ebû Cüheym Hadîsi Ve Diğer Rivâyet Tarikleri |
Ravi |
Ebû Cüheym B. El-hâris (b. Es-sımna) El-ensârî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Musallînin önünden geçen kimse, üzerine ne kadar (günah) aldığını bilse o (musallî)nin önünden geçmektense kırk (bilmem ne kadar zaman yerinde) durmayı daha hayırlı bulur. Râvî der ki: Kırk gün mü, ay mı, yoksa yıl mı dedi? bilemiyorum.
|
|
Hadis No |
311 |
|
Konu |
Vitir Namazı |
Başlık |
Musallî`nin Önünden Geçmenin Kerâhetine Dâir Ebû Cüheym Hadîsi Ve Diğer Rivâyet Tarikleri |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, ben onun firâşında aykırı yat(ıp uyu)duğum halde (bana doğru) namazını kılar ve Vitri kılmak istediği sırada beni de uyandırır dı. Vitri onunla birlikte kılardım.
|
|
Hadis No |
312 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn Omuzunda Bir Çocuk Bulunduğu Halde Namaz Kıldığına Dâir Ebû Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki,) Zeyneb bint-i Resûlullâl salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Ebü`l-Âs İbni`r-Rebî b. Abd-i Şems (radiya`llâhu anh) den kerîmesi Ümâme`yi Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem taşıyarak namaz kılar ve secdeye vardıkca (yere) bırakıp (secdeden) kalktıkca tekrar taşırdı.
|
|
Hadis No |
313 |
|
|
Fasilda Toplam 32 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Müslümanın Fazîleti |
Başlık |
Cum`anın Farziyyeti Ve Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Bizler (Ehl-i Kitâb`a nazaran) en sonra gelmişler (ken) Kıyâmet gününde (fazîletce) en başa geçecek olanlarız. Şundan dolayı ki, bizden evvel onlara, (daha sonra bizlere) kitab verildi de Allâh`ın onlara farz buyurduğu gün, bu (cum`a günü) iken onlar ihtilâf çıkar(ıp başka günlere ta`zîm et)diler. Bize ise o güne i`tibâr etmek husûsunda Hak Teâlâ hidâyet verdi. Artık bu babda nâs bizden geri kalmış oludular. Yahûdiler(in ibâdet günü) yarın, Nasârâ (nınki) de öbür gündür.
|
|
Hadis No |
478 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;güzel Koku Sürünmek;misvak Kullanmak |
Başlık |
Cum`anın Müstahabları Ve Ebû Said-i Hudrî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Her bâliğ olan (kimseye) cum`a günü gusletmek ve imkân bulursa gerek misvaklenmek, gerek hoş koku sürünmek vâcib (gibi) dir." buyurduğuna şehâdet ederim.
|
|
Hadis No |
479 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;cuma Namazı Ve Hutbesi;cumanın Fazîleti |
Başlık |
Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) buyurdu ki: Her kim cum`a günü cenâbet guslü ile iğtisâl ettikten sonra (ilk saatte Cum`a namazına) giderse bir deve, ikinci saatte giderse bir sığır, üçüncü saatte giderse (sağlam) boynuzlu bir koç, dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta kurban etmiş gibi (sevâba nâil) olur. İmam (hutbeye) çıkınca da melekler zikri (yâni hutbeyi) dinlemek için (mecliste) hazır bulunurlar.
|
|
Hadis No |
480 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;cumanın Fazîleti;güzel Koku Sürünmek |
Başlık |
Selmân-ı Fârisî Hadîsi |
Ravi |
Selmân-ı Fârisî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Hiç bir kimse yoktur ki, Cum`a günü iğtisâl edip elinden geldiği kadar paklandıktan ve (başını ve sakalını tarayıp kullandığı) yağından yağlandıktan, yâhud evindeki kokudan süründükten sonra (hânesinden mescide) çıksın, yanyana oturan iki kimsenin arasını açmasın, daha sonra (Hak Teâlâ tarafından) ona takdîr edildiği kadar namaz kılsın, daha sonra da imam söze başlayınca (namaz bitinceye kadar) sesini kessin de o Cum`a ile öteki Cum`a arasındaki günahları mağfûr olmasın.
|
|
Hadis No |
481 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;güzel Koku Sürünmek |
Başlık |
İbn-i Abbâs`ın İğtisâl Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle rivâyet olunmuştur: Müşârün-ileyh`e: "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: Cum`a günü cünüb olmasanız da yine iğtisâl edip başlarınızı yıkayınız, bir miktar koku da sürününüz, buyurduklarını söylüyorlar. (Ne dersin?)" dediler. (İbn-i Abbâs cevâben): "Gusül (hakkında) evet, (böyle buyurduğunu bilirim) lâkin koku (hakkında) birşey buyurduğunu bilmiyorum" dedi.
|
|
Hadis No |
482 |
|
Konu |
İpekli Elbise Giymek |
Başlık |
Hazret-i Ömer`in «hulle-i Siyera» Hakkındaki Rivâyeti |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir def`a) Ömer İbnü`l-Hattâb mescidin kapısında (Utarid İbn-i Hâcibe âit satılık) ipekten bir hulle gördü. "Yâ Resûlâ`llâh, (keşki) bunu satın alsan da cum`a gün(ler)i ve huzûr-ı (âlî) ne vefdler geldiği vakitler giysen!" dedi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bunu olsa olsa Âhiretten nasîbi olmayan kimse giyer" buyurdu. Sonraları (bir kere) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (onun gibi ipek) hulleler geldi ve Ömer İbnü`l-Hattâb (radiya`llâhu anh)a hullelerden birini bahşetti. Ömer (İbnü`l-Hattâb:) "Yâ Resûlâ`llâh, bunu bana verdin. Halbuki Utarid`in hullesi için o buyurduğunu buyurmuştun" di(ye istifsarda bulun)du. Bunun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (cevâben): "Bunu ben sana giyesin diye vermedim ki" buyurdu. Ömer (İbnü`l-Hattâb hulleyi alıp) Mekkede (henüz) müşrik olan bir kardeşine verdi.
|
|
Hadis No |
483 |
|
Konu |
Misvak Kullanmak |
Başlık |
Misvak Hakkındaki Tavsiyelerim Çok Oldu Buyurulduğu Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Ümmetime -yâhud (diğer rivâyete nazaran) nâsa- meşakkat vermek korkusu olmasaydı kendilerine her namaz kılarken misvak (isti`mâlini) emrederdim.
|
|
Hadis No |
484 |
|
Konu |
Misvak Kullanmak |
Başlık |
Misvak Hakkındaki Tavsiyelerim Çok Oldu Buyurulduğu Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kerre): "Misvâk (isti`mâli) hakkında (ki tavsiyelerim) artık çoğa vardı (dinleyip itâat etmek gerek.)" buyurdu.
|
|
Hadis No |
485 |
|
Konu |
Namazda İstiâne (başka Şeyle Meşgul Olmak) |
Başlık |
Misvak Hakkındaki Tavsiyelerim Çok Oldu Buyurulduğu Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) cum`a günü sabah namaz(ının ilk rek`at) ında ... (ikinci rek`atinde de) ... (Sûre-i şerîfelerini) okurlardı.
|
|
Hadis No |
486 |
|
Konu |
Âile Sorumluluğu;devlet Adamının Sorumluluğu;kadınların Sorumluluğu;mes`ûliyet (sorumluluk);sorumluluk |
Başlık |
İbn-i Ömer`den Mevrî Hadîs-i Şerîfi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: Her birerleriniz râî (yâni elinin altında ne varsa onu lâyıkiyle muhâfaza ve sıyânetle mükellef)dir ve her birerleriniz elinin altındakinden mes`uldür. Devlet adamları birer râîdir ve raiyyesinden mes`uldür. İnsan ehl(u ayâl)inin râîsidir ve raiyyesinden mes`uldür. Kadın, kocasının evinin râîsi (yâni muhâfızı)dır. Hizmetkâr efendisine âid malın râîsidir ve elinin altındakinden mes`uldür. -Râvî ki, İbn-i Ömer, yâhud ondan rivâyet eden oğlu Sâlim İbn-i Abdillâh`tır- Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bir de: "İnsan babasına âid malın râîsidir ve elinin altındakinden mes`uldür" buyurduklarını zannediyorum, der. (Elhâsıl) her birerleriniz râî ve her birerleriniz raiyyesinden mes`uldür.
|
|
Hadis No |
487 |
|
Konu |
Yıkanmak |
Başlık |
İğtisâl Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
O hadîsi ki -biraz evvel (478) inci olarak geçmişti- Bu (tarikten olan) rivâyette şöyle bir ziyâde (de) vardır: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz biraz sükût buyurduktan sonra) "Her yedi günde bir gün iğtisâl edip başını ve bütün cesedini yıkamak (Cum`a`ya giden) her (bâliğ) müslüman üzerine (Allâh`ın) bir hakkıdır" buyurdu.
|
|
Hadis No |
488 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;yıkanmak |
Başlık |
İğtisâl Hakkında Hazret-i Âişe Rivâyeti |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Ahd-i Celîl-i Risâlet-Penâhî`de) nâs (gerek Medîne`ye yakın) menzillerinden ve (gerek) avâlîden Cum`a`da nevbetleşe hazır olup (sırtlarında yün aba olarak) toz toprak içinde gelirlerdi ki, toz toprak vücudlarına sinip bedenlerinden ter (kokusu) çıkardı. (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem benim yanımda iken bunlardan biri (yâhud bir takımları) huzûruna geldi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bâri bu gün yıkansanız!" buyurdu.
|
|
Hadis No |
489 |
|
Konu |
Cuma Günü Yıkanmak;yıkanmak |
Başlık |
İğtisâl Hakkında Hazret-i Âişe Rivâyeti |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Zamân-ı saâdette) halk kendi işlerini kendi gören takımdan idiler. Cum`a`ya gittikleri vakit de (iş zamanlarındaki hal ve hey`etleri ne ise) o hâl ve hey`etleri ile giderlerdi. (Bundan dolayı) kendilerine: "Keşki yıkansanız" buyuruldu.
|
|
Hadis No |
490 |
|
Konu |
Cuma Vakti |
Başlık |
Cum`anın Vakti Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Cum`a`yı Güneş (batıya) meylettiği zamanda kıldırdı.
|
|
Hadis No |
491 |
|
Konu |
Cuma Vakti |
Başlık |
Cum`anın Vakti Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) namazı, soğuk şiddetlendiği zamanlarda erken kıldırır, şiddetli sıcaklar bastığında serinlik vaktine te`hir buyururdu. Râvî, (Enes`in namazdan) kasdettiği ma`nâ Cum`a (namazı)dır, diyor.
|
|
Hadis No |
492 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Cum`anın Fazıleti Husûsunda Ebû Abs`in Hadîsi |
Ravi |
Ebû Abs (abdurrahmân İbn-i Cebr-i Ensârî) |
Hadis |
Ravi`nin (salât-ı) Cum`a`ya giderken: "Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: Her kimin ayakları Allah yolunda toza bulanırsa o(nun vücûdu) nu Allâhu Teâlâ Cehennem (ateşin) e harâm eder, buyurduğunu işittim" dediği (sened-i sahîh-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
493 |
|
Konu |
Oturanı Kaldırmamak |
Başlık |
Cum`anın Âdâbı Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir kimsenin (bir Müslüman) kardeşini oturduğu yerden kaldırmasını ve oraya oturmasını Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) nehiy buyurdu. (Râvî Nâfi`a:) "Bu, (salât-ı) Cum`a`da mı?" diye soruldu. (Nâfi`:) "Cum`a`da da, başkasına da" cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
494 |
|
Konu |
Cuma Ezanı |
Başlık |
Cum`a Ezânının İlk Vakti Hakkında Sâib İbn-i Yezîd Hadîsi |
Ravi |
Sâib B. Yezîd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Cum`a günü (Cum`a) nidâsı, (ezânı) ilkin Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ebû Bekr ve Ömer (radiya`llâhu anhümâ) zamanlarında iman minbere oturduğ vakit başlardı. Osmân (radiya`llâhu anh halîfe) olup nâs da (Medîne`de) çoğalınca Zevrâ`da (okunan) üçüncü nidâyı, (ezânı) ilâve etti.
|
|
Hadis No |
495 |
|
Konu |
Cuma Ezanı |
Başlık |
Cum`a Ezânının İlk Vakti Hakkında Sâib İbn-i Yezîd Hadîsi |
Ravi |
Sâib B. Yezîd |
Hadis |
(Bundan evvelki rıvâyetini te`yid ettikten sonra) şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Cum`a ezânını okuyan) birden ziyâde müezzini yoktu. Cum`a günü ezân okunması da imam minbere oturduğu vakitte olurdu.
|
|
Hadis No |
496 |
|
Konu |
Müezzinin Söylediklerini Tekrar |
Başlık |
Muâviye İbn-i Ebî Süfyân`ın Ezan Hadîsi |
Ravi |
Muâviye B. Ebî Süfyân |
Hadis |
(Sened-i sahîh-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur ki, Muâviye İbn-i Ebî Süfyân radiya`llâhu anhümâ bir Cum`a günü minbere oturmuş. Müezzin: ... demiş. Muâviye de: ... demiş, (Müezzin:) ... demiş. Muâviye: ... yâni: Buna ben de şehâdet ederim, demiş. (Müezzin:) ... demiş. Muâviye (yine) ... demiş. (Müezzin:) ezânı bitirince Muâviye: "Ey nâs, ben Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bu makamda (yâni minber üzerinde) oturur ve müezzin ezân okurken benden işittiğiniz (bu) sözleri buyurduğunu işittim." demiş.
|
|
Hadis No |
497 |
|
Konu |
Namaz Bitince İmâmın Cemâate Dönmesi |
Başlık |
Sehl İbn-i Sa`d`in Minber-i Nebevî Hadîsi |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
(Yine) Sehl İbn-i Sa`d (-i Sâidî) radiya`llâhu anhümâ`nın minber hakkındaki hadîsi ki (yukarıda (447) inci olarak) geçmişti (o rivâyette) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz`in) minber üzerinde namaz kıldıkları ve (esnâ-yı salâtta) geri geri gittikleri zikredilmişti. Bu rivâyette (ise Sehl radiya`llâhu anh): "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem namazdan çıkınca nâsa dönüp: Ey nâs, bu (gördüğünüz) şeyleri bana uyasınız ve benim namazımı öğrenesiniz diye yaptım" buyurdu" sözlerini ziyâde etmiştir.
|
|
Hadis No |
498 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mu`cizeleri |
Başlık |
Minber Îmâli Ve Hazret-i Resûl`ün Cum`ada Şimdiki Gibi İki Hutbe Îrâd Buyurdukları |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir hurma kütüğü vardı ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz hutbe esnâsında) onun üzerinde dururdu. Kendisi için minber kurulduğunda (bu) kütükten, gebe develerin iniltisine benzer sesler (çıktığını) işittik. Tâ ki, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (minberden) inip de elini üzerine koyunca (sustu).
|
|
Hadis No |
499 |
|
Konu |
Cuma Namazı Ve Hutbesi |
Başlık |
Minber Îmâli Ve Hazret-i Resûl`ün Cum`ada Şimdiki Gibi İki Hutbe Îrâd Buyurdukları |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) -(tıpkı) sizin şimdi yaptığınız gibi- (ilk) hutbesini ayakta îrâd buyurur, sonra otururdu. Ba`dehû (tekrar ikinci hutbe için) ayağa kalkardı.
|
|
Hadis No |
500 |
|
Konu |
Hırs |
Başlık |
Hitâbetin Âdâb Ve Erkânı |
Ravi |
Amr B. Tağlib |
Hadis |
Şöyle demiştir: (bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (Bahreyen`den) bir (çok) mal, yâhud bir (çok) seyb (üserâ) gönderilmişti. Onu taksim buyurdu. (Taksim ederken) birtakım kimselere atıyye verdi de bir takımlarına (hiç) aldırmadı. (Sonra) haber aldı ki (atıyyesiz) bıraktığı kimseler ıtâb ediyorlar. Bunun üzerine (hutbeye çıkıp) Allâhu Teâlâ`ya hamd, sonra senâ etti. Ondan sonra (da) : Vallâhi ben aldırmadığım kimseyi atıyye verdiğim kimseden ziyâde sevip dururken (yine) birine atıyye verip (sevdiğime hiç) aldırmadığım olur. Lâkin (şu var ki) bir takım kimselere, kalplerinde ceza` ve helâ` (yâni sabırsızlık ile hırs ve tama`) gördüğüm için (kendilerine mal) verdim. Bâzı kimseleri de Allâhu Teâlâ`nın, kalblerinde yarattığı gınâ (-yi nefsî) ve hayr (-ı cibillî) ye havâle eder(ek mahrum bırakır)ım. Amr İbn-i Tağlib de bunlardan biridir. Râvî Amr İbn-i Tağlib (radiya`llâhu anh) der ki: Vallâhi o kadar (sevindim ki) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bu (taltifkârâne) sözüne bedel bütün dünyâya mâlik olmayı gönlüm istemez.
|
|
Hadis No |
501 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in "emmâ Be`du" Kullanması |
Başlık |
Hitâbetde Besmele, Hamdele, Tasliyyeden Sonra |
Ravi |
Ebû Humeyd Ensârî-i Sâidî |
Hadis |
Ebû Humeyd (Ensârî-i) Sâidî radiya`llâhu anh`den, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir gün) ba`de`z-zuhr namazdan sonra (hutbeye) kalkıp teşehhüde ve Allâhu Teâlâ`ya ehli olduğu sözlerle (hamd ü) senâda bulunduğu, ondan sonra da ... buyurduğu (sened-i sahîh-i muttasıl ile) rivâyet edilmiştir.
|
|
Hadis No |
502 |
|
Konu |
Cuma Namazı Ve Hutbesi |
Başlık |
Hazret-i Resûl`ün Son Hutbeleri |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün mübârek) sırtında büyük bir ridâ olarak (sarınıp) bürünmüş ve (mübârek) başını boz bir sarık ile bağlamış olduğu halde minbere çıktı ki, bu (hutbe îrâdı için minbere) son oturması oldu, Allâhu Teâlâ`ya hamd ü senâ etti. Sonra: Ey nâs, yakına gelin" buyurdu. (Sahâbe-i Kirâm) etrâfına toplandılar. Ondan sonra buyurdu ki: (Biliniz) bu Ensâr cemâati (günden güne) azalacaklar, (başka) kimseler ise çoğalacaklardır. Binâenaleyh Muhammed salla`llâhu aleyhi ve sellem ümmetinden her kim her hangi bir şey üzerine sâhib-i vilâyet olup da bir kimseye zarar vermeğe veya menfaat eriştirmeğe kudret-yâb olacak olursa onlardan iyilik edenlerin iyiliğini kabûl, kötülük edenlerin seyyiesini affetsin.
|
|
Hadis No |
503 |
|
Konu |
Cuma Namazı Ve Hutbesi |
Başlık |
Hazret-i Resûl`ün Son Hutbeleri |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz) cum`a günü hutbe îrad buyururken biri mescide geldi: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem:) "Filân, sen namaz kıldın mı?" diye sordu. O da "Hayır" dedi. (Bunun üzerine:) "(Öyle ise) kalk da namaz kıl" buyurdu.
|
|
Hadis No |
504 |
|
Konu |
Yağmur Duâsı |
Başlık |
Hazret-i Enes`in Resûl-i Ekrem`in Hutbede İstiskâlarına Dâir Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında nâs bir kıtlığa müptelâ oldu idi. Bir cum`a günü Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem hutbe îrâd buyururken A`râbînin biri ayağa kalkıp: "Yâ Resûla`llâh, mallar helâk oldu. Çoluk çocuk da aç kaldı bize duâ buyur" de(ye niyâz et)di. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (mübârek) ellerini kaldırdı ki, (o sırada) gözümüze gök yüzünde hiçbir bulut parçası görünmüyordu. Nefsim yed-i kudretinde olan Zât-ı Ecell-ü A`lâ`ya kasem olsun ki, bulutlar dağlar gibi (gök yüzünü) istilâ etmedikçe o (mübârek) ellerini indirmedi ve (yağmur yağmadan) minberinden inmedi. (Minberden inerken mübârek) sakalına doğru yağmur (tânelerin)in yuvarlandığını gördüm. O gün, ertesi gün, daha ertesi gün.. tâ öteki Cum`aya kadar (hep) üzerimize yağıp durdu. (Ertesi Cum`a) yine o A`râbî (Enes radiya`llâhu anh`in dediğine göre) yâhud bir başkası ayağa kalkıp: "Yâ Resûlâ`llâh, (artık) binâlar yıkıldı. Mallar da (suda) boğul(mağa başla) dı. Bize duâ buyur" de(ye istirham et)di. (Bunun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yine mübârek) ellerini kaldırdı. Ve: "İlâhî, etrâfımıza (yağdır), üzerimize değil" di(ye duâ buyur)du. (Bunu söylerken de mübârek) eliyle hangi cihetteki buluta işâret buyurdu ise (orası) açıldı ve Medîne (üstü açık) bir alan gibi oldu. Kanat vâdîsi bir ay mütemâdiyen aktı ve her hangi cihetten kim geldiyse bol bol yağmur yağdığından bahsetti.
|
|
Hadis No |
505 |
|
Konu |
Cuma Hutbesini Dinlemek |
Başlık |
Ebû Hüreyre`nin Esnâ-yı Hutbede Sükût Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Efendimiz): "Cum`a günü imam hutbe (îrâd) ederken arkadaşına (yalnız) dinle desen (yine) lâğvetmiş olursun" buyurdu.
|
|
Hadis No |
506 |
|
Konu |
Cumanın Fazîleti |
Başlık |
Cum`a Gününde Sâat-i İcâbet |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir gün) Cum`adan bahs buyuruyordu (da): "Onda bir saat vardır ki hiçbir abd-i Müslim, namazda bulunup ve o sâate rast getirip Allâhu Teâlâ`dan bir şey dilemez ki, Allâhu Azze ve Celle ona (dileğini) bahşetmesin" buyurdu. (O sâatin) kısa olduğunu anlatmak için (mübârek) eli ile (ve baş parmağını orta ve adsız parmaklarının iç tarafına basarak) işâret buyurdu.
|
|
Hadis No |
507 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Cuma Suresi 11 Nolu Âyet-i Kerîmesinin Sebeb-i Nüzûlü Hakkında Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) biz Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (Cum`a) namazı kılarken (Şam tarafından) yiyecek yüklü bir kârbân geldi. (Cemâat birer birer) kâfileye doğru yönelip on iki kişi kalıncaya kadar hep dağıldılar. Şu: ... âyet-i kerîmesi işte bunun üzerine nâzil oldu.
|
|
Hadis No |
508 |
|
Konu |
Evlerde Kılınan Nâfile Namazın Fazîleti |
Başlık |
Cum`a Farzından Evvel Ve Sonraki Namazlar Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem öğlen namazından evvel iki ve ondan sonra (yine) iki, akşam (namazın)dan sonra da Hâne-i saâdetinde iki rek`at namaz kılardı. Yatsı (namazın)dan sonra (kezâlik) Hâne-i saâdetinde iki rek`at kılardı. Cum`a (namazın)dan sonra ise (Mescid-i Şerîf`den Hâne-i saâdete) teşrîf etmeden (namaz) kılmazdı. (Lâkin sonra) iki rek`at kılardı.
|
|
Hadis No |
509
. |
|
Fasilda Toplam 3 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Cephede Namaz;korku Namazı |
Başlık |
Salât-i Havfin Süret-i Edâsı Hakkında Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte Necid tarafına müteveccihen gazâya gitmiştim. Düşmanın hizâsına geldik. Onlara karşı saflarımızı düzdük. (Namaz vakti gelince) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz bize, kıldırmak üzere namaza durdu. Bir kısım (Ashâb) da onunla berâber (namaza) durdular diğer kısım (ise) yönünü düşmana çevirdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem kendisiyle birlikte olanlarla berâber rükûa vardı ve iki (def`a) secde etti derken (berâber namaz kılanlar henüz) kılmamış olan tâifenin yerlerine gittiler. Ötekilr de gelip Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in arkasında durdular. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem onlarla berâber (de) rükûa varıp iki secde etti. Sonra selâm verdi. (Ondan sonra) o iki tâifenin her biri (nöbetleşe namaza) durup kendi hesaplarına birer kere rükûa varıp ikişer secde ettiler.
|
|
Hadis No |
510 |
|
Konu |
Cephede Namaz;korku Namazı |
Başlık |
Korku Çok Olursa Hayvan Üstünde Yâhud Yaya Olarak Kılınması |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Başka bir rivâyette, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den naklen: "Düşman daha çok (olup da korku daha ziyâde) olursa yaya ve süvâri olarak (ayakta ve hayvan üstünde) namaz kılsınlar" demiştir.
|
|
Hadis No |
511 |
|
Konu |
Benî Kureyza Gazâsı |
Başlık |
Abdullâh İbn-i Ömer`in Benî Kureyza Seferi Hakkındaki Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ahzab`dan dönünce Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Hiçbir kimse (niz) ikindiyi Benû Kureyza`ya varmadıkça kılmasın" buyurdu. (Oraya gidenlerin) bâzıları yolda iken İkindi vakti girdi. (vakit çıkmaya yaklaşınca içlerinden) bâzıları: "Oraya varmadıkça (namazı) kılmayız", (diğer) bâzıları (da): "Hayır, biz kılarız. Bizden taleb olunan bu (dediğiniz) değildir" dediler. Sonra bu (işi) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e arzettiler. İçlerinden hiçbirine darılmadı.
|
|
Hadis No |
512
. |
|
Fasilda Toplam 12 Hadisi Şerif |
|
Konu |
Bayram;kahramanlık Oyunları (spor) |
Başlık |
Bayramlarda Meserret Izhârı Şeâir-i Dinden Olduğuna Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a Minâ günlerinde yâni Kurban bayramının ilk üç günlerinden birinde) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi. Karşımda "Buâs" ezgilerini (def çalarak) okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp (mubârek) yüzünü çevirdi. (Derken) Ebû Bekir radiya`llâhu anh girdi. "(Bu ne hâl?) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanında şeytan mizmarı mı?" diyerek beni azarlardı. (Bunun üzerine) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ona dönüp: "Onlara ilişme" buyurdu. (Babamın zihni başka bir şeyle) meşgûl olunca kızlara işâret ettim (onlar da) çıktılar. Yine bir bayram günü idi ki (o gün) siyâhîler kalkan mızrak (oyunu) oynuyorlardı. (Bilmem) ya ben, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den (bakmağa) izin istedim (de muvâfakat buyurdu), yâhud (kendiliğinden): "Bakmak istiyor musun?" di(ye sor)du. "Evet" dedim. (Bunun üzerine) beni arkasında yanağım yanağına (değecek) vechile ayak üstü durdurup (Habeşîlere): "Haydin (devâm edin) Erfide oğulları" buyurdu. Nihâyet (seyretmekten) usandığımda: "Artık yeter mi?" diye sordu "Evet" dedim "(Öyle ise) git!" buyurdu.
|
|
Hadis No |
513 |
|
Konu |
Ramazan Bayramında Tatlı Yemek |
Başlık |
Musallâya Çıkmazdan Evvel Tatlı Yemek Sünnet Olduğuna Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Salla`llâhu aleyhi ve sellem (iyd-i) fıtır günü bir kaç (dâne) hurma yemeden (bayram) namaz (ın)a çıkmazdı. Yine (Enes radiya`llâhu anh`den) diğer rivâyette bunları tek (adedli) olarak yerdi, diyor.
|
|
Hadis No |
514 |
|
Konu |
Bayram Namazı Hutbesi;kurban |
Başlık |
İbtidâ Bayram Namazı Kılmak, Sonra Kurban Kesmek, Sünnet Olduğuna Dâir Berâ` İbn-i Âzib Hadîsi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem RS`den (Kurban bayramı) hutbe (sini) söylerken işittim: "Bu günümüzde bizim için ilk yapılacak şey, namaz kılmaktır. Ondan sonra (evlerimize) dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim (böyle) yaparsa sünnetimize muvâfık iş görmüş olur."
|
|
Hadis No |
515 |
|
Konu |
Kurban Kesme Vakti |
Başlık |
Berâ` Radiya`llâhu Anh`in Bayram Namazından Evvel Kesilen Hayvanın Kurban Olmayacağına Dâir Hadîsi |
Ravi |
Berâ` B. Âzib |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem RS Kurban bayramı günü bize hutbe îrâd buyurup: "Her kim bizim (bu) namazımızı kılıp (ondan sonra) keseceğimiz kurbanı keserse kurban (sünnetin)`e muvâfık iş yapmış olur. Her kim de namazdan evvel kurbanını keserse, namazdan evvel (kesilmiş olup kurban olmıya gayr-ı sâlih) olmuş olur ve onun kurban`dan ecri olmaz" buyurdu. Bunun üzerine Berâ` (İbn-i Âzib`in) dayısı Ebû Bürde İbn-i Niyâr (ayağa kalkıp) dedi ki: Yâ Resûla`llâh, ben davarımı namazdan evvel kurban etmiş bulundum. Bu günün yeme içme günü olduğunu bildim de davarımın evimde boğazlanan ilk davar olmasını arzu ettim. (Bu maksatla) davarımı boğazlayıp namaza gelmeden evvel sabah taâmımı ettim. (Resûlullâh RS:) "Senin (bu) davarın (kurban davarı değil) yalnız (yenecek) et davarıdır" buyurdu. Bunun üzerine (Ebû Bürde): "(Öyle ise) yâ Resûla`llâh, bizim henüz yaşına basmamış dişi bir çepişimiz vardır ki, bence iki davardan daha iyidir (onu kesecek olursam) benim için bu (kadarı) yeter mi?" diye sorunca (RS): "Evet, (lâkin) senden sonra hiçbir kimse için yetmiyecektir" buyurdu.
|
|
Hadis No |
516 |
|
Konu |
Bayram Namazı Hutbesi |
Başlık |
Ebû Said-i Hudrî`nin Bayramda Hutbenin Namazdan Sonra Okunacağına Dâir Rivâyeti |
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh RS (iyd-i) fıtır ile (iyd-i) adhâ günlerinde musallâya çıkardı. İlk başladığı şey namaz olurdu. Sonra (namazdan) çıkıp cemâat (oldukları hey`ette) saflarında otururken ayakta onlara dönüp kendilerine va`z buyurur, vesâyâda bulunur ve (ne emredecek ise) emrederdi. (Hattâ o esnâda) kimleri (gazâ için bir tarafa) gönderecek olur ise gönderir, yâhud (başka) bir şeyin yapılmasını emredecek olursa eder ve (ondan) sonra (musallâdan) avdet buyururdu. Ebû Saîd (-i Hudrî radiya`llâhu anh) der ki, nâs (sünnete muvâfık olarak) hep böyle yapıp (yâni namazı hutbeye takdîm edip) dururlarken ya bir (iyd-i) ahdâ, ya bir (iyd-i) fıtır gününde Mervân ile birlikte (musallâya) çıktım, o zaman Mervân Medîne emîri idi. Musallâya vardığımızda bir de baktım ki (orada) Kesîr İbni`s-Salt`ın binâ ettirdiği bir minber var. Mervân, namazı kıldırmadan minbere çıkmaya davranmaz mı? (Mâni` olmak için) elbîsesinden yakaladım. Çekiştik. (Nihâhet) o (benden kurtulup) minbere çıktı ve namazdan evvel hutbeyi îrâd etti. Ona: "Vallâhi siz (Sünnet-i Resûlü) tağyir etmiş oldunuz" dedim. "Yâ Ebâ Saîd, senin o bildiğin şey (artık) gitti, (hükmü kalmadı)" dedi. Ben de "Benim bildiğim şey (dediğine göre) bilmediğim şeyden vallâhi daha hayırlıdır" dedim. Bunun üzerine "Namazdan sonra nâs (bizi dinlemek üzere) karşımıza oturmıyacakları için (hutbeyi) ben namazdan evvele aldım" cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
517 |
|
Konu |
Bayram Namazı |
Başlık |
Bayram Namazı Ezansız Ve Kâmetsiz Kılındığı Hakkında İbn-i Abbâs Ve Câbir Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demişlerdir: (Ahd-i Celîl-i Nebevî`de) ne (iyd-i) fıtır gününde, ne de (iyd-i) adhâ gününde (bayram namazı için) ezân okunmazdı.
|
|
Hadis No |
518 |
|
Konu |
Bayram Namazı Hutbesi |
Başlık |
Bayramda Namaz, Hutbeden Evvel Olduğu Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile, Ebû Bekr, Ömer ve Osmân (radiya`llâhu anhüm) ile birlikte namazında bulundum. Hepsi (de) namazı hutbeden evvel kılarlardı.
|
|
Hadis No |
519 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Zilhicce`nin On Gününün Faziletine Dâir İbn-i Abbâs Rivâyeti |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Başka günlerin hiç birinde (içinde bulunduğumuz) şu on gündeki amellerden daha efdal hiçbir amel yoktur" buyurduğunu ve: "Cihad da mı (daha efdal değil?)" denmesine karşı: "(Evet,) cihad da, meğer ki bir kimse nefsini (Allah yolunda) muhâtaraya atıp (kendisine âid ne mal, ne nefis) hiçbir şeyi geri getiremez olursa, (işte onun ameli bunlardan da efdaldir)" cevâbını verdiğini (sened-i muttasıl ile) rivâyet etmiştir.
|
|
Hadis No |
520 |
|
Konu |
Telbiye |
Başlık |
Telbiyenin Keyfiyyetine Dâir Enes İbn-i Mâlik Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
(Müşârün-ileyhden): "Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber iken nasıl yapardınız?" (diye) telbiye (nin keyfiyyetin) den suâl olundukta şöyle demiştir: İstiyen lebbeyk derdi ki, inkâra uğramazdı; istiyen de tekbîr alırdı da (yine) inkâra uğramazdı. (Yâni hiçbir kimse kendisine niçin telbiye ediyorsun, yâhud niçin tekbîr alıyorsun? demezdi).
|
|
Hadis No |
521 |
|
Konu |
Kurban |
Başlık |
Nahr-i Şer`î Ve Zebh-i Şer`î |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (kurban edilecek hayvanı) musallâda nahir veya zebih buyurduğu (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunmuştur.
|
|
Hadis No |
522 |
|
Konu |
Bayram Namazına Gidiş |
Başlık |
Bayram Namazına Gitme Ve Gelmenin Âdâbına Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bayram günü olunca (musallâya gitmek için) başka (oradan dönmek için de başka) yol ihtiyar buyururdu.
|
|
Hadis No |
523 |
|
Konu |
- |
Başlık |
Fevtedilen Bayram Namazının Hükmü |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Yine (Mescid-i Şerifte oyun oynayan) Habeşliler hakkında (Ümmü`l-mü`minîn) Âişe (radiya`llâhu anhâ) hadîsi ki evvelce (513 üncü olarak) geçmişti. Bu rivâyetde (ise) şu ziyâde vardır: "Âişe (radiya`llâhu anhâ) dedi ki: Habeşlileri Ömer koğmağa kalkdı da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Ömer`e): "Bırak onları!" (ve Habeşlilere:) Keyfinize bakın benî Erfide! buyurdu" ziyâdesi vardır.
|
|
Hadis No |
524
. |
Konu |
- |
Başlık |
Peygamber (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn, Namazda İken Üzerine Döl Eşi Atılması Üzerine Kureyş`e Bedduâsı Ve Bunun Bedir`de Tahakkuku Hakkında İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Ravi`nin, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem üzerine (küffâr-ı) Kureyş tarafından döl eşi atılması üzerine, aleyhlerinde duâ buyurulduğu hakkındaki rivâyeti ki, yukarıda (177. hadîsde) geçmişti. Burada (ki rivâyete nazaran) da (hadîsin sonunda) şöyle demiştir: Sonra (Umâreti`bni`l-Velîd hâric olmak üzere) bunları Kalîb`e, yâni Bedir`deki çukura sürüklediler. Sonra Resulullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ashâb-ı Kalîb`in hemen ardından lâ`net gönderildi." buyurdu.
|
|
Hadis No |
314
.
|
Fasilda Toplam 43 Hadisi Şerif |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti |
Başlık |
Beş Vakit Namazın Vaktileri Hakkında Ebû Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mes`ûd Ukbe İbn-i Amr |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki, Irak`ta (iken) bir gün Muğîre b. Şu`be radiya`llâhu anh`in yanına girdi ki, (o gün Muğîre nasılsa İkindi) namazını geç vakte bırakmıştı. Ona dedi ki: Yâ Muğîre, bu (yaptığın) nedir? Bilmiyor musun ki, Cibrîl (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) inip namaz kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra: "(İşte) bununla emrolundum." dedi.
|
|
Hadis No |
315 |
|
Konu |
Emr-i Bi`l Ma`rûf Nehy-i Ani`l-münker;iyiliği Emir, Kötülükten Men;namaz Kılmak;oruç |
Başlık |
Hazret-i Ömer`den Sonra Vukû` Bulacak Fitne Hakkında Huzeyfe Rivâyeti |
Ravi |
Sâhib-i Sırr-ı Resûl Huzeyfe B. El-yemân Absî |
Hadis |
Şöyle demiştir. (Bir gün Emirü`l-Mü`minîn) Ömer radiya`llâhu Teâlâ anh`in yanında oturuyorduk. "Resûlullâhu aleyhi ve sellem`in fitne hakkındaki sözlerini (bakalım) hanginiz bellemiş?" diye sordu. Dedim ki: Ben. Hem de nasıl söylediyse öylece. (Ömer): "Ona, yâhud buna karşı (Amma da) cür`etin varmış!" dedi. Dedim ki: İnsanın ehli, malı, evlâdı, komşusu yüzünden dûçâr olduğu fitneye namaz, oruç, sadaka, emir (bi`l-ma`rûf), nehiy (ani`l-münker) keffâret olur. "Hayır, (sormak) istediğim bu (fitne) değil, deniz nasıl kudurursa öylece kuduran fitnedir." dedi. (Bunun üzerine Huzeyfe): "Yâ Emîre`l-Mü`minîn, o fitneden sana bir şey yok. Çünkü muhakkak seninle onun arasında kilitli bir kapı vardır." dedi. Huzeyfe der ki: (Ömer): "Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" diye sordu. "Kırılacak." dedim. "Demek ki (tâ Kıyâmete kadar) kilitlenemiyecek." dedi. Huzeyfe`ye biri: "Ömer kapıyı biliyor muydu?" diye sordu. "Evet, yarından evvel bu akşamın geleceğini bildiği gibi (biliyordu.) Benim ona söylediğim sözde yalan yanlış yoktur." dedi. "Ya kapı kimdir?" diye sordular. "Ömer (in kendisi) dir." cevâbını verdi.
|
|
Hadis No |
316 |
|
Konu |
Namaz Kılmak |
Başlık |
Hud 114 Nolu Âyet-i Kerîmesinin Sebeb-i Nüzûlü Hakkında Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) bir kimse (yabancı) bir kadından bir bûse aldı. (O adam) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip keyfiyyeti haber verdi. Allâhu Azze ve Cel Hazretleri ... âyet-i kerimesini inzâl buyurdu. O kimse: "Yâ Resûlâllâh, bu yalnız benim için mi?" diye sordu. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de: "Ümmetimin âmmaten, kâffeten hepsi içindir," buyurdu. (Buhârî`nin) yine İbn-i Mes`ûd`dan olan diğer rivâyâtında: "Ümmetimden bununla âmil olan (herkes) içindir." denilmiştir.
|
|
Hadis No |
317 |
|
Konu |
Namaz Kılmak |
Başlık |
Beş Vakti Namazın, Küçük Günah İşleyenlere Tevbe Makâmına Kâim Olacağı;büyük Günahlardan Kaçınmak Şartı İle Vaktinde Kılınan Namazlar, Aralarında Geçen Günahlara Keffâret Olacağı;ameller İçinde Allâh`a Daha Sevgili Olanlar. Bunlar İçinde En Başta Gelenin Vaktinde Kılınan Namaz Olduğuna Dâir İbn-i Mes`ûd Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e: "Amellerin hangisi Allâha daha sevglidir?" diye sordum. "Vaktinde (kılınan) namaz." buyurdu. "Sonra hangisi?" dedim. "Birr-i vâlideyn." buyurdu. "Sonra hangisi? dedim. "Allah yolunda cihâd." buyurdu. (İbn-i Mes`ûd) der ki: Bunları Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bana söyledi. Daha ziyâdesini soraydım yine bana haber verecekti.
|
|
Hadis No |
318 |
|
Konu |
Namaz Kılmak |
Başlık |
Beş Vakit Namazın, Günahları Gidereceğine Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim (Bir def`a): "Söyleyin, birinizin kapısı önünde bir akar su bulunsa (sâhib-i hâne de) günde beş def`a içinde yıkansa, ne dersiniz? (vücûdünün) kirinden, pasından bir şey bırakır mı?" buyurdu idi. "Hayır, hiçbir kir, pas bırakmaz, hiçbir şey bırakmaz." dediler. (Bunun üzerine) buyurdu ki: Beş (vakit) namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allâhu Teâlâ günahları yıkar, siler.
|
|
Hadis No |
319 |
|
Konu |
Namazı Dosdoğru Kılmak;tükürmek |
Başlık |
Namaz Kılarken Secdede Nasıl Davranılacağına Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Secde ederken (secdenizi) yolunda yapınız. (Namaz kılan kimse) kollarını köpek gibi yere yaymasın. Tükürdüğü vakit de ne önüne, ne sağına tükürsün. Çünkü o, Rabbi ile münâcât ediyor.
|
|
Hadis No |
320 |
|
Konu |
Öğle Namazı Vakti |
Başlık |
"sıcağın Şiddeti Cehennem`in Kaynamasındandır..." Hadîsi;yazın Sıcağında Öğle Namazını Serin Zamâna Te`hîrin Müstehab Olduğu |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resulullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Sıcak şiddetlendiği vakitte salât (-ı Zuhru) serinliğe bırakınız. Zîrâ sıcağın şiddeti Cehennem`in kaynamasındandır. Nâr(-ı Cehennem) Rabbine arz-ı şekvâ etti. "Yâ Rab, beni ben yiyorum. (İzin ver)" dedi. Allâhu Teâlâ da iki def`a nefes almasına izin verdi. Nefesin bir kışın, diğeri yazın. En çok ma`rûz olduğunuz sıcak ile sizi en ziyâde üşüten zemherîr (işte budur).
|
|
Hadis No |
321 |
|
Konu |
Öğle Namazı Vakti |
Başlık |
İbrâd (öğleyi Sıcak Günlerde Te`hîr Etmek) Hakkında Ebû Zerr-i Gıfârî Hadîsi |
Ravi |
Ebû Zerr-i Gıfârî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bir seferde bulunuyorduk. Müezzin (Bilâl-i Habeşî radiya`llâhu anh) Öğlen ezânını okumak istedi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Serinliği bekle (de öyle oku)." buyurdu. (Bir müddet) sonra yine okumağa davrandı. Yine: "Serinliği bekle (de öyle oku)." buyurdu. (Müezzin) tâ tepelerin gölgelerini uzanmış gördüğümüz zamâna kadar (bekledi). Buhârî`nin bu hadîse âit rivâyetinde: Bunun üzerine Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: `Şüphesiz sıcağın şiddeti Cehennem`in kaynamasındandır. Binâenaleyh sıcak şiddetlendiği zaman namazı serinliğe bırakınız." ziyâdesi vardır.
|
|
Hadis No |
322 |
|
Konu |
Öğle Namazı Vakti;soru Sormak |
Başlık |
Nâhoş Ve Lüzumsuz Soru Sormanın Menhî Olduğuna Dâir Enes Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: (Bir def`a) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem güneş (nısfü`n-nehârdan) meylettiğinde (Hücre-i Saâdetten) çıktı. Öğleni kıldırdıktan sonra minbere (çıkıp) ayakta durdu. Kıyâmetten bahis buyurdu. O gün (pek) büyük şeyler olacağını haber verdi. Sonra: "Bana bir şey sormak isteyen varsa (şimdi) sorsun. Bu makâmımda durduğum müddetçe bana her ne sorarsanız (hemen) haber vereceğim." buyurdu. Halk (Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`ın gazabından müteessir olarak) pek ziyâde ağlaştılar. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de) tekrar tekrar hep "Sorsanıza!" diyordu. Derken Abdullâh b. Huzâfe es-Sehmî (radiya`llâhu anh) ayağa kalkıp "Benim babam kimdir?" diye sordu. "Baban Huzâfe`dir." buyurdu. Sonra yine: "Sorsanıza!" (diye ilhâh) buyurdu. Bunun Üzerine Ömer b. el-Hattâb (radiya`llâhu anh) iki diz üstü gelip: "Yâ Resûlâ`llâh bu kadarı elverir. Biz) Allâhu Teâlâ`yı Rab, İslâm`ı din, Muhammed (salla`llâhu aleyhi ve sellem)`i Nebî olarak kabûl ve tasdîk ettik." dedi. Bunun üzerine (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem biraz) sükût buyurduktan sonra: "Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yüzünde bana arz olundu. Ne böyle hayrın, ne de böyle şerrin mislini görmüş değilim." buyurdu.
|
|
Hadis No |
323 |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti;öğle Namazı Vakti;sabah Namazının Vakti |
Başlık |
Beş Vakit Namazın Kılınış Vakitleri İle İlgili Ebû Berze Hadîsi |
Ravi |
Ebû Berze (nadle B. Ubeyd-i Eslemî) |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem sabah namazını her birimiz yanında oturanı tanıyacak kadar aydınlık olduğu zaman kıldırır, bu namazda altmıştan yüz âyete kadar okurdu. Öğlen namazını güneş (mağribe doğru) meylettiği vakitte kıldırırdı. İkindiyi de (öyle bir saatte kıldırır ki,) birimiz (namazdan sonra mescitden) Medîne`nin en uzak yerine gider (evine) dönerdi de güneş henüz dipdiri bulunurdu. Râvî (Ebu`l-Minhâl Seyyâr b. Selâme) Akşam namazı hakkında (Ebû Berze radiya`llâhu anh`in) ne dediğini unutmuş. (Ebû Berze) demiş ki: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) yatsı namazı gecenin (ilk) sülüsüne -sonradan deyişine göre yarısına- kadar te`hirde beis görmezdi.
|
|
Hadis No |
324 |
|
Konu |
Namazların Rekât Sayısı;yatsı Namazı Vakti |
Başlık |
Cem`-i Salâteyn Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem öğlen ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı (birlikte) yedi (rek`at) ve sekiz (rek`at) olarak kıldırdı.
|
|
Hadis No |
325 |
|
Konu |
Yatsı Namazı Vakti |
Başlık |
Cem`-i Salâteyn Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Ebû Berze (nadle B. Ubeyd-i Eslemî) |
Hadis |
Ravi`nin (evkât-ı) salâvât hakkında biraz yukarıda geçen (324 rakkamlı) hadîsi ki, bu rivâyette (Sahâbî-i müşârün-ileyh) yatsı namaz(larının vakti)nden bahsederken: "(Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) bu (namaz) dan evvel uyumaktan ve ondan sonra da oturup konuşmaktan hoşlanmazdı" (ziyâdesi) vardır.
|
|
Hadis No |
326 |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti |
Başlık |
İkindinin Ta`cîl Ve Te`hîri İle İlgili Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biz (vaktiyle) ikindi namazını kılardık. Sonra insan Benû Amr b. Avf (yurdun)a giderdi de onları ikindiyi kılıyor bulurdu.
|
|
Hadis No |
327 |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti |
Başlık |
İkindinin Ta`cîl Ve Te`hîri İle İlgili Enes (radiya`llâhu Anh) Hadîsleri |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, güneş henüz yüksek ve dipdiri iken ikindi namazını kıldırdı. (Namazdan sonra) avâlîye giden insan oraya varırdı da güneş hâlâ yüksek bulunurdu.
|
|
Hadis No |
328 |
|
Konu |
İkindi Namazının Fazîleti |
Başlık |
İkindi Namazını Kaçıranların Uğrıyacakları Musîbetlere Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İkindi namazını kaçıran kimse sanki ehl (ve ıyâl) ini de, malını da elinden kaçırmış, (helâklariyle musâb olmuş) gibidir.
|
|
Hadis No |
329 |
|
Konu |
İkindi Namazının Fazîleti |
Başlık |
"her Kim Salât-ı Asr`ı (amden) Terkederse, Ameli Bâtıl Olur" Hadîsi |
Ravi |
Büreyde B. El-husayb-ı Eslemî |
Hadis |
Bulutlu bir günde şöyle demiştir: İkindi namazını ta`cîl ediniz. Zîrâ Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Her kim salât-ı asrı (amden) terkederse ameli bâtıl olur." buyurdu.
|
|
Hadis No |
330 |
|
Konu |
Rü`yetullah |
Başlık |
Kıyâmet Gününde Mü`minlerin, Rablarını Nasıl Görecekleri; Ve Sabah Ve İkindi Namazlarının Edâsı Hakkında Cerîr (radiya`llâhu Anh) Hadîsi |
Ravi |
Cerîr B. Abdullâh El-becelî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bulunuyorduk. (Ayın on dördüne müsâdif idi.) Kamere bakıp buyurdu ki: Şu ayı nasıl rü`yetinden hiç biriniz mahrûm olmaksızın hepiniz (zahmetsizce) görüyorsanız, Rabbiniz (Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri) ni de öylece göreceksiniz. Artık güneşin tulûundan da, gurûbundan da evvelki namazların hiç birinden alıkonmamak elinizden gelirse (ona) çalışınız.
|
|
Hadis No |
331 |
|
Konu |
Namaz Kılmak |
Başlık |
Sabah Ve İkindi Namazlarının Fazîleti Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Hergün) birtakım melâike geceleyin, diğer takım melâike de gündüzün yekdiğeri müteâkib size gel(ip içinizde kal)ırlar. Bunlar sabah ile ikindi namazlarında buluştukdan sonra (evvelce) içinizde kalmış olanlar semâya urûc ederler. Rablar (Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri namaz kılmış kullarının) hallerine a`lem iken (yine o meleklere: "Kullarımı ne halde bıraktınız?" diye sorar. Onlar da: "Onları namaz kılarken bıraktık. Nitekim namaz kılarlarken bulmuştuk." cevâbını verirler.
|
|
Hadis No |
332 |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti |
Başlık |
İkindi Ve Sabah Namazlarının Birer Rek`ati Vakti İçinde, Kalanı Vakit Dışında Kılınırsa, Kılınan Namazların Sahîh Olduğuna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi Ve Bu Bâbda Fukahânın İctihâdı |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Biriniz ikindi namazından bir secdeyi gün batmadan evvel yetiştirecek olursa namazını tamamlasın. Sabah namazından da bir secdeyi gün doğmadan yetiştirecek olursa namazını tamamlasın.
|
|
Hadis No |
333 |
|
Konu |
- |
Başlık |
"sizden Evvel Gelen Ümmetlere Nisbetle Sizin Bekânız, İkindi Namazından Gurûb-ı Şemse Kadardır". Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den (şu temsîli) işittim. Buyuruyordu ki: Sizden evvel gelen ümmetlere nisbetle sizin (dünyâda müddet-i) bekânız (bütün güne nisbetle) ikindi namazından gurûb-ı şemse kadar (olan müddet gibi) dir. Ehl-i Tevrât`a Tevrat verildi. (Onunla) âmil ol(up çalış)dılar. Lâkin gün yarıyı bulunca çalışmaktan âciz kal(ıp vazgeç)diler. Onlara da birer kırat (olan gündelik) verildi. Sonra bize Kur`ân verildi. Gurûb-ı şemse kadar çalıştık. Ve bize ikişer kırat olarak (gündelik) verildi. Bunun üzerine ehl-i Tevrât ile ehl-i İncil: "Ey Rabbimiz, onlara ikişer kırat, bize ise (yalnız) birer kırat verdin. Halbuki biz daha çok çalıştık." derler. Allah (Celle ve Alâ Hazretleri) de: "(Bütün gün çalıştığınıza göre şart edilen) gündeliğinizden bir şey kestim mi ki?" diye sorar. Onlar: "Hayır, (kesmedin yâ Rab)" derler. O da: "İşte o, benim (kerem ve) fazlımdır ki, dilediğime veririm" buyurur.
|
|
Hadis No |
334 |
|
Konu |
Akşam Namaz Vakti |
Başlık |
Akşam Namazının Ta`cîli Hakkında Râfi` İbn-i Hadîc Hadîsi |
Ravi |
Râfi` İbn-i Hadîc |
Hadis |
Şöyle demiştir: Biz akşam namazını Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte kılardık da her birimiz namazdan çıktığında attığı okun nereye düştüğünü gör(ecek kadar henüz aydınlık bulun)urdu.
|
|
Hadis No |
335 |
|
Konu |
Akşam Namaz Vakti;ikindi Namazının Vakti;öğle Namazı Vakti;sabah Namazının Vakti;yatsı Namazı Vakti |
Başlık |
Beş Vakit Namazın Kılınış Zamanlarına Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz öğleni (zevalden sonra) gündüzün sıcağında, ikindiyi henüz güneş (beyaz ve) tertemiz iken, akşamı güneş battığında, yatsıyı da gâh (erken) gâh (geç) kıldırırdı. Cemâati toplanmış bulduğunda ta`cîl, gecikmiş bulduğunda te`hîr ederdi. Sabah namazını ise onlar, yâhud Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem karanlıkda kılarlardı.
|
|
Hadis No |
336 |
|
Konu |
Akşam Namaz Vakti |
Başlık |
A`râbın Mağrib`e İşâ Dedikleri Hakkında Müzenî Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Mugaffel-i Müzenî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: A`râb (takımı, şu) namazınızın, yâni salât-ı mağribin isminde size gâlib gelmesinler. -Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu. (Yâhud Abdullâh b. Mugaffel-i Müzenî dedi) ki: A`râb (mağribe) işâ derler.
|
|
Hadis No |
337 |
|
Konu |
Akşam Namaz Vakti |
Başlık |
Yatsı Namazının Vakti Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem işâ namazını (erken kıldırmak âdetleri iken) bir gece geç vakte kadar bırakmışlardı. Bu (dediğim) İslâm henüz yayılmadan evvel idi. (O gece) hücre-i saâdetlerinden (erken) çıkmadılar. Nihâyet Ömer (gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, buradaki) kadınlar, çocuklar (hep) uyuya kaldılar." dedi. Bunun üzerine (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem dışarıya) çıkıp ehl-i mescide: "Şimdi yeryüzünde sizden başka bu namaza intizâr eden yoktur." buyurdular.
|
|
Hadis No |
338 |
|
Konu |
Yatsı Namazı Vakti |
Başlık |
Yatsıyı Gecenin Sülüs-i Evveline Veya Nısfına Te`hîrin Fazîleti Hakkında Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ben ve gemide benimle (Medîne`ye) gelenler Bakî-i Buthân`a inmiştik. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem de Medîne`de idi. Her gece yatsı namazı vaktinde Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûruna bizimkilerden beş on kişi nöbetle giderlerdi. (Bir def`asında) arkadaşlarımla ben Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`i kendilerine âid bir iş ile biraz meşgul bulduk. (Ondan dolayı da) namazı gecenin yarısı oluncaya kadar geciktirdi. Derken Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem, (hücre-i saâdetinden) çıkıp hazır olanlara (namazı) kıldırdıktan sonra oradakilere: "(Gitmeğe) acele etmeyiniz. Sizlere müjdem var! Nâs içinde sizden başka bu saatte namaz kılan hiçbir kimsenin bulunmaması Allâh`ın size (hâs olan) ni`metlerindendir", yâhud da: "Bu saatte sizden başka namaz kılmış kimse yoktur." buyurdu. -Bu iki sözün hangisini buyurduğunu Ebû Mûsâ`nın kestiremediğini râvî söylüyor.- Yine Ebû Mûsâ radiya`llâhu anh diyor ki: Bunun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den (bunu) işittiğimize sevine sevine (yerimize) döndük.
|
|
Hadis No |
339 |
|
Konu |
- |
Başlık |
İşâ`nın Te`hîri Ve Buna Göre Kılınma Zamânı İle İlgili Sahâbe`nin Kullandığı Elfâz Ve Bu Bâbda Fukahânın İhtilâfı |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Âişe radiya`llâhu anhâ: "(O zamanlarda yatsıyı) şafağın kaybolmasından gecenin sülüs-i evveline kadar olan vakit içinde kılarlardı." diyor. İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`dan bir rivâyette de müşârün-ileyh şöyle diyor: "... derken Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem çıktı. Başından su damladığı ve (mübârek) başına elini koyduğu halde (teşrîfi) hâlâ gözümün önündedir. Teşrîfini müteâkib buyurdu ki: Benim tarafımdan ümmetime meşakkat (yüklemek) olmasaydı (bu namazı hep) böyle kılmalarını emrederdim.
|
|
Hadis No |
340 |
|
Konu |
- |
Başlık |
İşâ`nın Te`hîri Ve Buna Göre Kılınma Zamânı İle İlgili Sahâbe`nin Kullandığı Elfâz Ve Bu Bâbda Fukahânın İhtilâfı |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) Ravi, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) elini başına koyması (keyfiyyetini) hikâye edip şöyle demiştir: (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem mübârek) parmaklarını biraz ayırdıktan sonra parmak uçlarını tepesi üzerine koydu. Sonra bitiştirip ve o hey`ette başının üzerine gezdirip tâ baş parmağı, yüz cihetinden kulak yumuşağına değinceye kadar (yukarıdan aşağı) tolununa ve sakalının kenarına (doğru indirdi.) Bunu böylece (tekrar tekrar yaparken de) ne betâat, ne acele gösteriyordu.
|
|
Hadis No |
341 |
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Mührü |
Başlık |
İşâ`nın Te`hîri Ve Buna Göre Kılınma Zamânı İle İlgili Sahâbe`nin Kullandığı Elfâz Ve Bu Bâbda Fukahânın İhtilâfı |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunan bu hadîsde (müşârün-ileyh): "(Gümüş) Hâtem-i Şerîf`inin parıltısı hâlâ gözümün önündedir." demiştir.
|
|
Hadis No |
342 |
|
Konu |
İkindi Namazının Fazîleti;sabah Namazının Fazîleti |
Başlık |
Sabah Ve İkindi Namazlarının Fazîleti Hakkında Ebû Mûsâ Hadîsi |
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî |
Hadis |
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Salât-ı berdeyni (yâni sabah ve ikindi namazlarını) her kim kılarsa Cennet`e girdi gitti." buyurduğunu rivâyet eder.
|
|
Hadis No |
343 |
|
Konu |
Sâhur Yemeği |
Başlık |
Sabah Namazının Evvel-i Vakitte Kılındığına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Zeyd b. Sâbit (-i Ensâri radiya`llâhu anh) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber sahûr ettikten sonra namaza durduklarını bana anlattı. "(Sahûr ile namaz) arasında ne kadar (zaman) geçmişti?" diye sordum. "Elli, yâhud altmış (âyet okuyacak) kadar" dedi.
|
|
Hadis No |
344 |
|
Konu |
Sâhur Yemeği |
Başlık |
Sabah Namazının Evvel-i Vakitte Kılındığına Dâir Rivâyetler |
Ravi |
Sehl B. Sa`d |
Hadis |
Şöyle demiştir: Evimde sahûru ederdim de sabah namazını Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte kılmayı yetiştirebilmek için (evimden çıkmakta) acele ederdim.
|
|
Hadis No |
345 |
|
Konu |
Vakt-i Kerâhet |
Başlık |
Sabah Namazından Güneş Doğuncaya, İkindi Namazından Da Güneş Batıncaya Kadar Namaz Kılmaktan Nehye Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs |
Hadis |
Şöyle demiştir: Merdıy (yâni adl ve sıdkında ve emânet ve diyânetinde hiç şek olmayan) bir çok ricâl -ki içlerinden bence en merdıy olanı Ömer (b. el-Hattâb radiya`llâhu anh)dir.- Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sabah namazından sonra güneş işrâk edinceye kadar, ikindi namazından sonra da gün batıncaya kadar namaz kılmaktan nehiy buyurmuş olduklarına benim yanında şahâdet etmişlerdi.
|
|
Hadis No |
346 |
|
Konu |
Vakt-i Kerâhet |
Başlık |
Güneş Doğarken Ve Batarken Namaz Kılmanın Kerâhetine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi |
Ravi |
Abdullâh B. Ömer |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "(Kılacağınız) namaz için şemsin ne tulû` zamânını, ne gurub zamânını taharrî (yâni intihâb) etmeyiniz." buyurdu. -Yine İbn-i Ömer (radiya`llâhu anhümâ) şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Hâcib-i şems göründüğü vakit tâ yükselinceye kadar, hâcib-i şems battığı vakit de tâ gâib oluncaya kadar namazı te`hir ediniz.
|
|
Hadis No |
347 |
|
Konu |
Vakt-i Kerâhet |
Başlık |
Sabah Namazından Sonra Güneş Doğuncaya, İkindi Namazından Da Batıncaya Kadar Namaz Kılmaktan Nehye Dâir Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Ebû Hüreyre |
Hadis |
Ravi`nin iki türlü alış-verişden ve iki türlü giyinişden Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nehiy buyurduklarına dâir olan hadîsi ki (yukarıda 239 uncu olarak) geçmişti. -Buradaki rivâyetinde ise âtîdeki ziyâde vardır: "Bir de iki namazdan nehiy buyurdu: (Salât-ı) fecirden sonra gün doğuncaya kadar, salât-ı asırdan sonra da gün batıncaya kadar namaz kılmaktan da (nehiy buyurdu)."
|
|
Hadis No |
348 |
|
Konu |
İkindiden Sonra Namaz |
Başlık |
Sabah Namazından Sonra Güneş Doğuncaya, İkindi Namazından Da Batıncaya Kadar Namaz Kılmaktan Nehye Dâir Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Muâviye B. Ebî Süfyân |
Hadis |
Asırdan sonraki iki rek`atı kastederek şöyle demiştir: Sizler öyle bir namaz kılıyorsunuz ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile (o kadar) berâber bulunduk da kıldığını hiç görmedik. (Bilâkis) onu kılmaktan nehiy buyurmuştur.
|
|
Hadis No |
349 |
|
Konu |
İkindiden Sonra Namaz |
Başlık |
Sabah Namazından Sonra Güneş Doğuncaya, İkindi Namazından Da Batıncaya Kadar Namaz Kılmaktan Nehye Dâir Diğer Rivâyetler |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
İkindi namazından sonraki iki rek`atı kastederek şöyle demiştir: Onu (yâni Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i) kabzeden Zât-ı Ecell ü A`lâ`ya kasem olsun ki, o iki rek`atı Allâhu Teâlâ`ya kavuşuncaya kadar (hiç) terk etmedi. Namaz kılmağa kudreti kesilmedikçe de Allâhu Teâlâ`ya kavuşmadı. Namazlarının bir çoğunu oturarak kılardı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bu iki rek`atı kılardı. Lâkin ümmetine ağır gelir korkusu ile Mescitte kılmazdı. Ümmetinden tahfîf (-i külfet) i mûcib olacak şeyleri (yapmayı pek) severdi.
|
|
Hadis No |
350 |
|
Konu |
İkindiden Sonra Namaz |
Başlık |
Resûl-i Ekrem (salla`llâhu Aleyhi Ve Sellem) İn İkindiden Sonra İki Rek`at Namaz Kılması Hakkında Sahâbe`nin Akvâli |
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe |
Hadis |
Şöyle demiştir: İki namaz vardır ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem onları sırran da, alâniyeten da (yâni evinde de, dışarda da) terketmezdi. (Onlar da) sabah namazından evvel iki, ikindi namazından sonra da iki rek`at idi.
|
|
Hadis No |
351 |
|
Konu |
Sabah Namazının Vakti |
Başlık |
Vaktinde Kılınamayan Sabah Namazının Nasıl Edâ Edileceğine Dâir Katâde Hadîsi |
Ravi |
Ebû Katâde Hâris B. Rıb`ıyy |
Hadis |
Şöyle demiştir: Bir gece Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuk ediyorduk. İçimizden biri. "Yâ Resûlâ`llâh, gece sonu emretsen de konak etsek!" dedi. (Cevâben): "Korkarım uyuyakalıp namazı kaçırırsınız." buyurdu Bilâl (radiya`llâhu anh): "Ben sizi uyandırırım." dedi. Yattılar. Bilâl de arkasını râhilesine (yâni bindiği deveye) daya(yıp bekle)di. (Derken) gözleri kapanıp (o da) uyuyakaldı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem uyandığı zaman hâcib-i şems gözükmüştü. "Bilâl, dediğin nerede kaldı?" buyurdu. (Bilâl:) "Bana bu güne gelinceye kadar bunun gibi (ağır) bir uyku basmış değil." dedi. (Bunun üzerine) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâhu Teâlâ istediği zamanda ruhlarınızı kabzetti. (Yine) istediği zamanda geri çevirdi. Bilâl, kalk, ezan oku. (Bunun üzerine) Bilâl halkı namaza da`vet etti yâni ezan okudu. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) abdest aldı. Güneş yükselip bembeyaz olduğu vakitte de kalktı, namazı kıldırdı.
|
|
Hadis No |
352 |
|
Konu |
İkindi Namazının Vakti |
Başlık |
Fevt Edilen Namazların Nasıl Edâ Edileceğine Dâir Câbir Hadîsi |
Ravi |
Câbir B. Abdullâh |
Hadis |
Şöyle demiştir: Handek günü Ömer b. el-Hattâb radiya`llâhu anh gün battıktan sonra gelip küffâr-ı Kureyş`e sebbetmeye başladı. Ve: "Yâ Resûlâ`llâh, ikindiyi az daha gün batmadan kılamayacaktım." dedi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Vallah, ben de kılamadım." buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân`a gittik. (Orada Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) namaz için abdest aldı. Biz de namaz abdesti aldık. (Ondan sonra) gün batmış iken ikindiyi, arkasından da akşamı kıldırdı.
|
|
Hadis No |
353 |
|
Konu |
- |
Başlık |
"her Kim Bir Namazı (kılmayı) Unutursa (onu) Hatırladığında Kılsın..." Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.
|
|
Hadis No |
354 |
|
Konu |
Namaz Vaktini Beklemek |
Başlık |
"siz Namaza Muntazır Oldukça Hep Namaz İçindesiniz" Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Şöyle demiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Siz namaza muntazır oldukça hep namaz içindesiniz.
|
|
Hadis No |
355 |
|
Konu |
Her Şey Fânidir |
Başlık |
"(yüz Seneye Kadar) Bugün Yeryüzünde Olanlardan Hiç Bir Kimse Kalmıyacaktır" Hadîsi |
Ravi |
Enes B. Mâlik |
Hadis |
Yukarıda 96 ncı olarak geçen hadisi. -Burada da Abdullâh b. Ömer radiya`llâhu anhümâ Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "(Yüz seneye kadar) bugün yeryüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmayacaktır." buyurduklarını rivâyet ettikten sonra: "Bu sözden murâd-ı (âlî-i) Nebevî o karnın (bu müddet içinde) munkarız olacağını haber vermek idi." demiştir.
|
|
Hadis No |
356 |
|
Konu |
Misâfir Ağırlamak;suffe Ashâbı;yemin |
Başlık |
Ehl-i Suffe`nin Birer İkişer Ashâb Tarafından Evlerine Götürülerek Doyurulması Hakkında Abdürrahmân İbn-i Ebî Bekr Hadîsi |
Ravi |
Abdurrahmân İbn-i Ebî Bekr |
Hadis |
Şöyle demiştir: Ashâb-ı Suffe fakir kimselerdi. Bir def`a Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "İki kişilik yiyeceği olan (onlardan) bir üçüncüsünü, dört kişilik yiyeceği olan bir beşincisini, yâhud da altıncısını (alıp) birlikte götürsün." buyurdu. Yâhud buna benzer bir söz. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh bunlardan) üçünü (eve) getirdi. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem de onunu birlikte (alıp Hâne-i Saâdetine) götürdü. (Bizim ev halkı) ben (den), peder ve vâlidem (den), bir de bizim ev ile Ebû Bekr (radiya`llâhu anh)`in evinde (müştereken hizmet eden) hizmetci (den ibâret) idi. (Râvî Ebû Osmân Nehdî) "Artık bir de benim zevcemden dedi mi, demedi mi? bilemiyorum" diyor. (Yine Abdü`r-Rahmân radiya`llâhu anh der ki:) Ebû Bekr (radiya`llâhu anh) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hânesinde (misâfirlerinden ayrı olarak) akşam yemeğini yedi. Yatsı namazı kılınıncaya kadar (orada) kaldı. Sonra (misâfirleriyle birlikde kendi hânesine) dönüp (ve misâfirlerin ağılanmasını ehline emredip) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem akşam taâmını edinceye kadar kaldı. (Sonra yine Hâne-i Saâdete dönüp nezd-i âlî-i Risâlet-Penâhî`de kaldıktan sonra kendi evine döndü.) Geldiğinde gece hayli ilerlemişti. Haremi ona: "Seni misâfirlerinin yanında bulunmaktan alıkoyan nedir?" diye sordu. O da: "Ay, onlara hâlâ yemek vermedin mi?" di(ye çıkış)dı. O da: "Sen gelmedikce yemek yemiyeceklerini söylediler. Yemek çıkardık, kabûl etmediler." dedi. (Abdü`r-Rahmân b. Ebî Bekr radiya`llâhu anhümâ) der ki: Ben savuşup saklandım: O bana: "Behey nâkes herif." di(ye hitâbe)ti. Söğüp saydı. Sonra hiddetle: "İçinize sinmez olsun, yeyiniz. Ben bu yemekten vallah yemiyeceğim." dedi. (Abdü`r-Rahmân radiya`llâhu anh) der ki: Allâh`a kasemler ederim. Biz (yerken) hiçbir lokmaya el uzatmazdık ki altından yemek daha ziyâde çoğalmış olmasın. Nihâyet doydular. Yemek de yenmezden evvelki mikdârından daha ziyâde olarak duruyordu. Ebû Bekr (radiya`llâhu anh) yemeğe baktı. Bir de gördü ki olduğu gibi duruyor. Belki de artmış. Haremine: "Bu ne? Ey Benî Firâs`ın kızı!" dedi. O da "Gözümün nûr(u Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Hazretler)ine kasem olsun ki şimdi evvelkinden üç kat ziyâdedir." dedi. Bunun üzerine o yemekten yedi. Ve ettiği yemîni kasdederek: "O olan şey şeytandan idi." dedi. O yemekten bir lokma yedikten sonra Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gönderdi. Orada sabaha kadar durdu. Bizim ile bir kavim arasında bir (muhâdene) ahd(i) vardı. Müddet hitam bulmuş (olduğu için Medîne`ye gelmişler)di. İçlerinden (arîf olarak) oniki kişi ayırdık. Her biri ile berâber kaç kişi olduğunu (ancak) Allah bilir. İşte onların hepsi o yemekten yediler (de öyle ağırlandılar.) (Râvî rivâyetini bitirdikten sonra) yâhud bu elfâza benzer elfâz (ile rivâyet olunmuştur diyor).
|
|
Hadis No |
357
. |
|
|
Bugün 550 ziyaretçi (744 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|